Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: 188 Can Kaybı

Kovid 19’da son 24 saatte 49 bin 424 yeni vaka tespit edilirken, 188 kişi hayatını kaybetti. 18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85,13 birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92,96 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 398 bin 242 test yapılırken, 49 bin 424 yeni vaka tespit edildi. 188 kişi hayatını kaybederken, 66 bin 873 kişi sağlığına kavuştu.

18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85,13, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92,96 olarak kayıtlara geçti. Türkiye’de bugüne kadar uygulanan aşı miktarı 145 milyon 870 bin 323 doza yükseldi.

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Bakanlığın 2 Mart verilerine göre, dün 407 bin 536 test yapılmıştı. Dün, 56 bin 780 vaka tespit edilirken, 189 kişi hayatını kaybetmiş ve 68 bin 268 kişi sağlığına kavuşmuştu.

Paylaşın

Benzin Ve Motorine 24 Saat İçinde İkinci Zam

EPGİS, sosyal medya hesabından, Benzinin litre fiyatına gece yarısından geçerli olmak üzere 53 kuruş, motorinin litre fiyatına ise 1 lira 33 kuruş zam geldiğini duyurdu. Dün gece de benzine 88 kuruş, motorine 1 lira 51 kuruş zam gelmişti.

Haber Merkezi / Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikasından (EPGİS) alınan bilgiye göre, Ankara’da ortalama 17.55 liradan satılan benzinin litre fiyatı 18.08 lira olacak. Benzinin litresi İstanbul’da 17.46 liradan 17.99 liraya, İzmir’de 17.58 liradan 18.11 liraya çıkacak.

Ayrıca, Ankara’da ortalama 17.68 liradan satılan motorinin litre fiyatı 19.01 lira olacak. Motorinin litresi İstanbul’da 17.60 liradan 18.93 liraya, İzmir’de 17.69 liradan 19.02 liraya çıkacak.

Dün gece de benzine 88 kuruş, motorine 1 lira 51 kuruş zam gelmişti. Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle önümüzdeki günlerde yeni zamların gelebileceği belirtiliyor. Akaryakıt zamlarının, şubatta yüzde 54,44’e yükselen tüketici enflasyonunu daha da yukarı itmesi bekleniyor.

Akaryakıt fiyatları, Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor.

Bu hesaplanma sonucunda dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösterebiliyor.

Paylaşın

TTB: Yeni Kararlar, Daha Fazla Ölümün Habercisi

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Pandemi Çalışma Grubu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı yeni pandemi kararlarına ilişkin basın toplantısı yaptı.

Bugün çevrimiçi düzenlenen basın toplantısında, konuşan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, kararların mevcut şartlarda “ağır bir yenilgi ve pes ediş anlamına geldiğini” belirtti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın dün akşam açıkladığı Kovid 19 önlemleri kapsamındaki açık alanlarda maske zorunluluğu ve HES kodu uygulaması kalktı.

İki yılda 300 bine yakın ölüm, ekonomik çöküş, korumasız bırakılan bireyin intihar yönelimi, eğitimsiz dönemler, 65 yaş üstü nüfusun korunmasız bırakılması gibi sorunları sıralayan Davutoğlu Şenol, kırılgan kesimlere ekonomik ve sosyal olarak büyük bir fatura çıkacağını kaydetti.

“Virüse serbest dolaşım hakkı”

TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Güçlü Yaman Türkiye’nin yüksek ölüm sayıları ve düşük aşılama oranları ile bu kararları almasını eleştirdi. Prof. Dr. Oğuz Kılınç da kararları “virüse serbest dolaşım hakkı” olarak niteledi.

Dr. Levent Akyıldız, sağlık çalışanlarının büyük bir yük ile karşı karşıya bırakılması, kapalı alanlara dönük herhangi bir havalandırma denetimi olmaması, güçlü bir aşılama teşviki yapılmaması gibi sorunları sıraladı.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği ise kararların, mevcut sağlık politikalarına karşı yürütülen hak mücadelesinin önemini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

“Kaygıyla karşılıyoruz”

Basın açıklamasını, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı okudu:

“Sağlık Bakanı tarafından açıklanan kararları halk sağlığı bakımından kaygıyla karşılıyoruz. Bilimsel dayanaktan yoksun, salgının ülkemizde verili gerçekliği ile bağdaşmayan düzenlemeler; algı yönetimini merkeze alan tutumunun yeni bir adımıdır.

Bu adım, siyasi iradenin salgının başından bu yana halk sağlığını göz ardı eden, fakat ekonomik kaygıları önceleyen politikaların devamıdır. Geçtiğimiz ay içinde sadece resmî açıklamalara göre dahi Kovid 19’dan 7 bin 29 kişi (günlük 251 kişi) hayatını kaybetti.

Şubat ayı, ölüm sayısı açısından 24 aydır süren pandeminin en kötü beşinci ayı olurken, 2022 yılının ilk iki ayındaki ölümler 24 aylık pandemi ölümlerinin yüzde 13’üne; son altı aydaki ölümler ise yüzde 40’ına karşılık gelmektedir.

Aşılama sayıları düştü

Aynı şekilde, günlük aşılama sayılarında sürecin en düşük günlük aşılama sayılarını görüyoruz, aşılamayı teşvik için gerekli çabalardan ve kararlılıktan yoksun bir salgın yönetimi görev başındadır.

Tamamlanmış aşı oranımız halen toplumsal bağışıklık için gereken düzeyden çok uzakta; bilimsel veriler ise maske, mesafe ve havalandırmanın hâlâ kritik önem taşıdığını göstermektedir. Havalandırma konusunda yapılan açıklamada ise “iyi havalandırılan ortamlar”ın hangi yolla denetlenebileceği açık değildir.

Daha önce yapılmamış denetimlerin nasıl sağlanabileceğine, belirlenebileceğine dair düzenleme; kontrol ve farkındalık konusunda somut herhangi bir adım atılmamışken sadece yurttaşın bunu nasıl belirleyebileceği de yanıtlanması gereken sorulardır.

Maske, mesafe, havalandırma ve aşı uyarısı

Tüm yurttaşlarımızı salgının yeterli kontrolünün sağlanmamış olduğu bilgisiyle uyararak gerek kendileri ve sevdikleri gerek toplumsal bakımdan aşılarını tamamlamaya; maske, mesafe, havalandırma önlemlerinin kritik önemini koruduğu konusunda duyarlı, özenli ve dikkatli olmaya; bilime uygun adımlar atılması için taleplerini yükseltmeye davet ediyoruz.”

Paylaşın

Danıştay: İstanbul Sözleşmesi’den Çekilmek Hukuka Aykırı

Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada mütalaasını Danıştay 10. Daire’ye verdi.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre; İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten Başsavcılık, sözleşmeden ancak TBMM’de kabul edilecek yeni bir yasayla çıkılabileceğini kaydetti. Danıştay Başsavcılığı, “Kanun hükmünde sayılan ve usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklerle ilgili İstanbul Sözleşmesi korunmalıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19 Mart 2021 tarihinde imzaladığı ve 20 Mart 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmişti.

Devlete, kadınları her türlü şiddetten koruma görevi veren İstanbul Sözleşmesi’nin fesedilmesi kararına karşı birçok dava açılmıştı. Ancak Danıştay 10. Dairesi, bu davaları reddetmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK) da bu kararı onamıştı. Danıştay İDDK, 5 üyenin muhalefetine karşılık 8 oyla aldığı kararda Anayasa’ya göre yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olduğu, milletlerarası antlaşmaları sona erdirilmesinin de yürütme yetkisine ilişkin olduğunu savunmuştu.

Ancak süreç içerisinde İstanbul Sözleşmesi’nin iptali kararına karşı Danıştay’a birçok yeni başvuru yapıldı. Bu davalardan birini de Diyarbakır Barosu Başkanlığı yaptı. Danıştay 10. Daire, davaya ilişkin Danıştay Başsavcılığı’ndan görüş talep etti. Danıştay Savcısı Aytaç Kurt tarafından hazırlanan mütalaa, daireye sunuldu.

“İstanbul Sözleşmesi korunmalı”

Mütalaada, İstanbul Sözleşmesi’nin TBMM’de 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilen kanunla onaylanıp bağlayıcı hale geldiği anımsatılarak “Anayasanın 90. maddesinin 5. fıkrası uyarınca; kanun hükmünde sayılan ve usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklerle ilgili İstanbul Sözleşmesi korunmalıdır” denildi. Uluslararası sözleşmenin TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlı olduğu ve hangisinin bağlı olmadığının, Anayasa’nın 90. maddesinin ilk dört maddesinde sayıldığı belirtilen mütalaada, şu değerlendirme yapıldı:

“TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlı olan sözleşme, onay kanunu olmadan yürürlüğe giremez ve ‘kanun hükmünde’ sayılmaz. Sözleşmelerin yürürlüğe girmesinde benimsenen bu yöntem, ‘usulde paralelik’ ilkesi gereğince kaldırılmasında da aynı şekilde uygulanır. TBMM’nin onayına bağlı bir uluslararası sözleşmenin kaldırılması da yine TBMM’nin tasarrufu ile mümkün olabilir.”

“Yetkide ve usülde paralellik ilkesine aykırı”

Mütalaada, Cumhurbaşkanlığı kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek görüşünün gerekçesini de “Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilen sözleşmenin onaylanmasına ilişkin 6251 sayılı Kanun’un TBMM tarafından yürürlükten kaldırılmamış olması veya dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı alınmadan önce sözleşmenin sona erdirilmesinin uygun bulunduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarılmamış olması nedeniyle, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında yetkide ve usulde paralellik ilkesi uyarınca hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu edilen düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir” şeklinde açıkladı.

Paylaşın

Putin, Nükleer Silah Kullanmaya Karar Verirse Ne Olur?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçen hafta sonu orduya nükleer caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirme talimatı vermesi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin nükleer savaşa yol açabileceğine dair endişeleri artırdı.

Peki Rusya’da nükleer saldırı kararını Vladimir Putin tek başına mı veriyor? Karar sürecinde hangi aşamalar bulunuyor, hangi yetkililerin onayı gerekiyor?

Rus nükleer silahlarının fırlatılmasına kim karar veriyor?

“Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılığa İlişkin Devlet Politikasının Temel İlkeleri” adlı 2020 tarihli bir belgede, nükleer silah kullanma kararını Rusya Devlet Başkanı’nın aldığı belirtiliyor.

‘Şeget’ adlı küçük bir evrak çantası, devlet başkanının her zaman yanında tutuluyor. Bu çanta, başkanı Rusya’nın stratejik nükleer kuvvetlerinin komuta ve kontrol ağına bağlıyor. Fakat bu küçük çantada silahların fırlatılmasını sağlayacak bir düğme yok. Ama Şeget sayesinde alınan kararlar ya da emirler Genelkurmay’a iletiliyor.

Putin nükleer silah kullanma kararını verirse ne olur?

Rus Devlet Başkanı’nın bu yönde aldığı karar fırlatma kodlarına erişimi bulunan Genelkurmay Başkanlığı’na iletiliyor. Bu noktada nükleer başlıklı füzelerin fırlatılması için komutanların önünde iki seçenek bulunuyor.

İlk olarak yetkilendirme kodları, daha sonra fırlatma prosedürlerini yürütecek olan silah komutanlarına doğrudan gönderebiliyor. Bu seçeneğin gerçekleşememesi ihtimaline karşı bir de yedek plan düşünülmüş. ‘Perimetr’ adlı bu ‘B Planı’, Genelkurmay Başkanlığı’nın tüm acil komuta noktalarını atlamasına ve füzeleri doğrudan fırlatmasına olanak tanıyor.

Putin’in açıklaması nükleer saldırı ihtimalini artırdı mı?

Putin’in ülkenin nükleer güçlerinin yüksek alarma geçirilmesi gerektiği yönündeki açıklamasından bir gün sonra Rus Savunma Bakanlığı, nükleer füze kuvvetlerinin “gelişmiş” savaş duruma getirildiğini duyurdu.

“Gelişmiş” veya “özel muharebe görevi” ifadesinin Rusya’nın nükleer doktrininde yer almaması nedeniyle bu terimin tam olarak neyi kastettiği bilinmiyor.

Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırmacı olan Pavel Podvig, Twitter’da, emrin Rusya’nın nükleer komuta ve kontrol sistemini harekete geçirmiş ve esasen herhangi bir nihai fırlatma emri için iletişim kanallarını açmış olabileceğini söyledi.

Araştırmacının diğer bir teorisi de bunun Rusların nükleer tesislerine personel eklediği anlamına gelebileceği.

Rusya nükleer silah fırlatma sürecinde hangi kurallara uyuyor?

2020 doktrini, Rus nükleer silahlarının kullanımını haklı çıkarabilecek dört senaryo sunuyor:

  1. Rusya’ya veya müttefiklerine karşı nükleer silahların veya kitle imha silahlarının kullanılması
  2. Rusya’yı veya müttefiklerini hedef alan balistik füzelerin fırlatıldığını gösteren veriler
  3. Ülkenin nükleer kuvvetlerinin müdahalesini baltalayacak kritik hükümet veya askeri tesislere saldırı
  4. “Devletin varlığı tehlikedeyken” Rusya’ya karşı konvansiyonel silahların kullanılması

Rusya hangi nükleer özelliklere sahip?

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu, Rusya’nın diğer tüm ülkelerden daha fazla 5 bin 977 nükleer savaş başlığına sahip olduğunu tahmin ediyor. Bunlardan bin 588’i konuşlandırılmış ve kullanıma hazır halde tutuluyor.

Füzeler karadan, denizaltılardan ve uçaklardan ateşlenebiliyor. Vladimir Putin, Ukrayna’ya asker göndermeden kısa bir süre önce, 19 Şubat’ta Rusya’nın nükleer kuvvetlerinin koordineli bir testini yönetti.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Millet İttifakı’nı ‘Siyasi Komisyon’ Şekillendirecek

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hedefiyle geçen yıl Ekim ayından bu yana üzerinde çalıştıkları ortak metin üzerinde uzlaşan ve bu metni 28 Şubat’ta düzenlenen törenle kamuoyuna ilan eden 6 muhalefet partisi, ittifak çalışmalarına hız verdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin değiştirilmesi hedefiyle aynı çatı altında bir araya gelen 6 muhalefet partisinden DEVA ve Gelecek partilerinin Millet İttifakı’na katılıp katılmayacağına ilişkin tartışmalar sürerken bu konuda önemli bir hazırlığın da başladığı öğrenildi.

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün haberine göre; Muhalefet partilerinin yetkililerinden edinilen bilgiye göre bu doğrultuda birden fazla komisyon kurulması yönünde karar alındı ve hazırlıklara başlandı. Kurulması kararlaştırılan ve öncelik verilecek olan komisyonlar arasında Siyasi Komisyon, Seçim İşleri Komisyonu ve Ekonomi Komisyonu bulunuyor.

İttifakın ilke ve esaslarını belirleyecek

Siyasi Komisyon’un çalışma alanı, genişlemesi hedeflenen ittifakın ilke ve esaslarının belirlenmesi üzerine olacak. Gelecek ve DEVA partilerinin, bu yöndeki talepleri kamuoyuna yansımış, ortak metin hazırlanma sürecinde de bir süre kriz yaşandığı iddiaları gündeme gelmişti. Krizin aşılmasının ardından da ortak metinde uzlaşılmış ve kamuoyuna ilan edilmişti. Hazırlıkları devam eden Siyasi Komisyon’da partilerin siyasi işlerle ilgili genel başkan yardımcılarının görev alması bekleniyor. Bu arada komisyon, ittifakın ilke ve esasları üzerinde çalışırken ittifak kararı için bir yandan da AKP’nin TBMM’ye getirmeyi hedeflediği Seçim Yasası beklenecek.

Ekonomi ve Seçim Güvenliği Komisyonları

6 partinin ortak çalışma kararı aldığı komisyonlardan birisi de Ekonomi Komisyonu olacak. Partilerin ekonomi kurmaylarının görevlendirileceği komisyon, ittifakın ekonomiye ilişkin yol haritasını şekillendirecek olan ilkeler üzerinde çalışacak. Seçim Güvenliği Komisyonu da, olası bir seçim ittifakında sandık güvenliği, örgütler arasındaki iş birliği konuları üzerine çalışma yürütecek. Öte yandan genel başkanların 6’lı buluşması da ayda bir kez olmak üzere devam edecek. Önümüzdeki günlerde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ev sahipliğinde düzenlenecek buluşmalar, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ev sahipliğindeki toplantıyla sürecek.

CHP-HDP arasında Semra Güzel çatlağı

Öte yandan Millet İttifakı’na yönelik “HDP’nin yok sayıldığı” eleştirileri sürerken, bu konuda bir çatlak da HDP’li milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik oylamada yaşandı. TBMM Genel Kurulu’ndaki oylama sırasında söz alan HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, AKP, MHP, İYİ Parti ile birlikte CHP’nin de grup kararı almış olmasını eleştirdi. Yapılan oylamada ise 111 CHP’li milletvekili oylamaya katılmazken 24 CHP’li milletvekili “Evet” oyu verdi. CHP’nin bu konudaki grup kararı, bir süredir Millet İttifakı’nın ortak adayı konusunda “Yerel seçimlerdeki gibi kayıtsız şartsız destek olmayacak” yönünde açıklamalar yapan HDP’de tepkiyle karşılandı.

“CHP, 2016’da da “Evet” demişti”

HDP’li üst düzey bir yetkili, CHP’nin 2016 yılında da Meclis’te dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği oylamasında “Evet” oyu verdiğini hatırlattı. Bir yandan demokrasi platformunu genişletmek için hazırlıklarına devam ettiklerini belirten yetkili, “Bir yandan da açıkladığımız tutum belgemizdeki ilkelere uyan bir aday olursa Cumhurbaşkanlığı seçiminde destekleyeceğimizi söylüyoruz. Fakat, CHP’nin bu tavrı, bu ilkelerden uzaklaşıldığını ortaya koyuyor” ifadesini kullandı.

Paylaşın

Erdoğan’dan AK Partili Milletvekillerine Uyarı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partili milletvekillerine, Sizler sürekli sahada olun ve vatandaşımıza 20 yıllık AK Parti iktidarının bu ülkeye kazandırdığı katma değeri anlatın… Neyi, nasıl yaptığımızı anlatalım; anlatalım ki elimiz daha güçlü olsun.” uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partili milletvekilleri ile gruplar halinde görüşmelerini sürdürüyor. Erdoğan, dün de 50 dolayındaki milletvekiliyle parti genel merkezinde bir araya geldi, önümüzdeki sürece ilişkin atılması gereken adımlara ilişkin önerileri aldı.

Erdoğan’ın daha önceki milletvekili buluşmalarından farklı olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile çok sayıda bakan da toplantıya katıldı, milletvekillerinin taleplerini not aldı. Toplantıya Oktay’ın yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.

Karaismailoğlu’nun 18 Mart’ta açılışı yapılacak olan Çanakkale Köprüsü ile ilgili bilgilendirme yaptığı belirtildi. Basına kapalı yapılan toplantıda, Erdoğan’ın açış konuşmasında özellikle ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunduğu öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre Erdoğan, koronavirüs salgını ve son olarak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle bütün dünyada küresel ölçekte ekonomide sorunlar yaşandığını ve bunun Türkiye’ye de yansımaları olduğunu, ekonomide zorlu bir süreçten geçildiğini ancak iktidar olarak bu durumun farkında olduklarını ve gereken önlemleri hızla devreye soktuklarını ifade etti.

Yansıyan bilgilere göre Erdoğan, “Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, içinden geçtiğimiz dönem göz önünde bulundurulduğunda, bugünden yarına çözülemiyor. Gerekli tedbirleri aldık, almaya da devam edeceğiz. Bu tedbirler yeterli mi, değil ama şartlar düşünüldüğünde hepsi bir anda olmuyor” görüşünü dile getirdi.

“Kazandırdığımız katma değeri anlatın”

Muhalefetin ekonomiye yönelik eleştirilerine de tepki gösteren Erdoğan, “20 senedir hiçbir şey yapmadan, sanki bugün ortada bir projeleri varmış; iktidara gelecek ve sorunları çözeceklermiş gibi atıp tutuyorlar. Ama unutmayın ki sorunları çözecek olan da biziz” değerlendirmesinde bulundu.

Milletvekillerinin ekonomi ile ilgili sahadan yansıyan izlenimlerini ve şikayetlerini de not alan Erdoğan sıkıntıların farkında olduklarını, ancak iktidar olarak ekonomide aldıkları önlemlerin de sahada iyi anlatılması gerektiğini söyledi.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre Erdoğan, milletvekillerine de şu uyarılarda bulundu:

  • Halkımız meselelerin çözümünün de bizde olduğunu biliyor, görüyor.
  • Sizler sürekli sahada olun ve vatandaşımıza 20 yıllık AK Parti iktidarının bu ülkeye kazandırdığı katma değeri anlatın.
  • Projelerimize, ortaya koyduğumuz vizyona sahip çıkın.
  • Tarımda üreticilere verdiğimiz destekleri, teşvikleri hatırlatın.
  • Bunlar bugün için yeterli bulunmayabilir ancak zaman zaman bunun gereğini yine biz yerine getireceğiz.
  • Bugüne kadar vatandaşımızı bu yük altında ezdirmemek için çok şey yaptık ama biz yaptıklarımızı sahada gerektiği kadar satmıyoruz, halka anlatmıyoruz.
  • Neyi, nasıl yaptığımızı anlatalım; anlatalım ki elimiz daha güçlü olsun.”
Paylaşın

Üretici Enflasyonu Yüzde 100’ü Aştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Şubat 2022 verilerini açıkladı. Buna göre, Yİ-ÜFE yıllık yüzde 105,01, aylık yüzde 7,22 arttı. Böylece üretici enflasyonu 1994’ten bu yana ilk kez 3 haneli rakamları görmüş oldu.

Yİ-ÜFE 2022 yılı şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 7,22, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 18,43, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 105,01 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 56,83 artış gösterdi.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 98,70, imalatta yüzde 97,86, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 202,51 ve su temininde yüzde 33,73 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 115,13, dayanıklı tüketim malında yüzde 69,20, dayanıksız tüketim malında yüzde 70, enerjide yüzde 188,47 ve sermaye malında yüzde 71,90 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 6,39, imalatta yüzde 5,60, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 24,66 ve su temininde yüzde 7,37 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 5,33, dayanıklı tüketim malında yüzde 7,66, dayanıksız tüketim malında yüzde 5,38, enerjide yüzde 19,98 ve sermaye malında yüzde 4,79 artış olarak gerçekleşti.

En büyük artış petrol ve doğalgazda

Yıllık en düşük artış yüzde 33,73 ile su ve suyun arıtılması ve dağıtılması, yüzde 34,41 ile giyim eşyası, yüzde 37,68 ile temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları alt sektörlerinde gerçekleşti.

Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz yüzde 213,67, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı yüzde 202,51 ve kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 198,88 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu

Aylık en düşük artış; yüzde 1,20 ile tütün ürünleri, yüzde 2,82 ile giyim eşyası, yüzde 2,90 ile bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler alt sektörlerinde gerçekleşti.

Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı yüzde 24,66, ham petrol ve doğal gaz yüzde 20,52 ve temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 17,63 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

Ukrayna’dan Yedi Günde 1 Milyon Kişi Kaçtı

Birlemiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Rusya’nın saldırılar düzenlediği Ukrayna’dan son yedi gün için 1 milyon kişinin kaçtığını açıkladı. Grandi, açıklamasında, “Sadece yedi gün içinde 1 milyon sığınmacının Ukrayna’dan komşu ülkelere göçtüğüne tanık olduk” dedi.

Haber Merkezi / Grandi, “Ukrayna’daki milyonlarca insan için, hayat kurtaran insan yardımların sağlanabilmesi için silahların susmasının zamanı” ifadelerini kullandı.

Yarım milyondan fazla sığınmacı kabul eden Polonya en fazla Ukraynalı sığınmacı kabul eden ülke durumunda. Onu Macaristan, Moldova, Slovakya ve Romanya takip ediyor. UNHCR’nin tahminine göre Ukrayna’yı terk eden sığınmacıların sayısı 4 milyona kadar yükselebilir.

Gece boyunca hava saldırıları sürdü

Ukrayna’da gece boyunca çok sayıda kentte Rusya’nın hava saldırıları düzenlediği bildirildi. Ukraynalı yetkililer ülkenin güneyindeki liman kenti Herson’un Rus birliklerinin kontrolüne geçtiğini teyit etti.

Bölge valisi Gennady Lakhuta Telegram kanalından yaptığı açıklamada, Rus “işgalcilerin” kentin bütün semtlerine yayıldığını ve “çok tehlikeli” olduklarını belirtti. Rus ordusu, Herson’da kontrolün sağlandığını Çarşamba sabahı duyurmuştu.

Başkent Kiev’de de çok sayıda patlama meydana geldiği, kentte gece boyunca siren sesleri duyulduğu bildirildi. Ukrayna medyası kentin banliyölerinde çatışmalar yaşandığını, bir Rus uçağının düşürüldüğünü aktardı.

Ülkenin doğusundaki Harkov kenti yakınlarındaki İzyum’daki hava saldırısında, bölge yetkililerinin verdiği bilgilere göre 8 kişi hayatını kaybetti. Ukrayna medyası Harkov’da ise belediye binasına iki roketin düştüğünü duyurdu.

Yaklaşık 440 bin nüfuslu liman kenti Mariupol de ise hava saldırıları sonrasında su ve elektriğin kesildiği, ısınma sisteminin hasar gördüğü bildirildi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturma başlattı

Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi 39 üye ülkenin başvurusu ile Ukrayna’da savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım iddialarına ilişkin soruşturma başlattı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim Khan, Perşembe gecesi yaptığı açıklamada şimdiki ve geçmişteki iddiaları kapsayan soruşturmada kanıt toplama işlemlerinin “şimdi başladığını” belirtti.

Khan’ın verdiği bilgilere göre, soruşturma 21 Kasım 2013 tarihinden itibaren işlenen suçları kapsıyor. Ukrayna’nın doğusunda Rus yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasındaki çatışmalar 2014 yılında başlamıştı.

Paylaşın

ENAG, TÜİK’i Yalanladı: Enflasyon Yüzde 123.8

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) yıllık enflasyonun yüzde 123.80, aylık enflasyonun yüzde 5,44 oranında artığını açıkladı. TÜİK ise yıllık enflasyonun yüzde 54,4, aylık enflasyonu ise yüzde 4,81 artığını açıklamıştı.

Haber Merkezi / Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) şubat ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıkladı. Buna göre enflasyon şubatta aylık yüzde 5,44 artarken, 12 aylık artış ise yüzde 123,80 olarak kaydedildi.

Reuters’ın yaptığı ankette gıda ve enerji fiyatlarının artışını sürdürmesi nedeniyle tüketici enflasyonunun yüzde 53’e yakın bir oranda yükselmesi bekleniyordu. Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin enflasyon anketine göre Şubat enflasyonunun yıllık bazda yüzde 52,85 olacağı tahmin ediliyordu.

TÜİK’in enflasyon verileri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Şubat 2022 verilerini açıkladı. Buna göre, TÜFE Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,81, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 16,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 54,44 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 25,98 artış gerçekleşti.

Yıllık en düşük artış yüzde 11,89 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde 22,24 ile eğitim, yüzde 26,87 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde 32,86 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 75,75 ile ulaştırma, yüzde 64,83 ile ev eşyası, yüzde 64,47 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Şubat ayında en az artış gösteren ana gruplar yüzde 0,30 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 0,44 ile alkollü içecekler ve tütün ve yüzde 1,49 ile konut oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Şubat ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 8,41 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 7,00 ile ev eşyası, yüzde 6,39 ile sağlık oldu.

Şubat 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 53 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 24 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 332 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,87, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,65, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,01 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 24,54 artış gerçekleşti.

Kira artış oranı belli oldu

Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) on iki aylık ortalaması baz alınarak belirlenen kira artış oranı Mart ayı için yüzde 25,98 oldu. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, TÜFE’de 2022 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,81, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 16,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 54,44 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 25,98 artış gerçekleşti. TÜFE’nin on iki aylık ortalaması baz alınarak belirlenen kira artış oranı Mart ayı için yüzde 25,98 oldu.

Paylaşın