Emniyet ‘Yağ Fiyatları’ Paylaşımları Hakkında İşlem Başlattı

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ” gıda eksikliği üzerinden manipülasyon yapanlar tespit edilecek” açıklamasının ardından yağ fiyatları üzerinden paylaşım yapan hesaplar hakkında işlem başlatıldığını duyurdu.

EGM yaptığı açıklama “Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve bağlı il birimlerince, kanunların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir.

Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, Twitter isimli sosyal medya platformu üzerinde ‘yağ fiyatları’ üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır” ifadelerine yer verdi.

Ne oldu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle ham ayçiçeği yağının tonu 1400 dolardan 2 bin doların üzerine çıktı. Yağda yaşanan kriz nedeniyle zincir marketlerde yağ fiyatlarında artış yaşandı.

Sektör temsilcilerin Türkiye’nin stoklarında market rafları dahil olmak üzere 1-1.5 aylık yağ kaldığı açıklamaları medyada gündem olmasıyla birlikte tüketicileri yağ alımına yöneltti. Marketlerde 2 adetten fazla 5 litrelik yağ satış yapılmazken, markasına ve markete göre fiyatları 139 ile 180 lira arasında satışa sunuldu.

Bakan Soylu ne dedi?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bugün yaptığı açıklamada, “Şimdi güya bir gıda ürününde ‘eksiklik olacak’ diye sosyal medyada tahrik ederek, insanları marketlere dökmeye çalışarak, Türkiye içerisinde bir şeyi geliştirmek istiyorlar. Tarım Bakanımız açıklama yaptı. Öyle bir eksikliğimiz söz konusu değildir, Allah’a şükürler olsun.

“Türkiye’nin bu konularda herhangi bir eksikliği söz konusu değildir. Bu konuda arkadaşlarımız sosyal medyada bu manipülasyonları yapanların veya sadece sosyal medya değil; gerçeklikte bu manipülasyonları yapanlara gerekli tespitleri yapıp, cezaları vermekten imtina etmezler” demişti.

Paylaşın

Kadıköy’de Kazanan Çıkmadı

Fenerbahçe, Süper Lig’in 28. haftasında lider Trabzonspor’u ağırladı. Karşılaşma 1-1 sona erdi. Trabzonspor’un golünü 22. dakikada Anthony Nwakaeme kaydederken, Fenerbahçe’nin golünü ise 71. dakikada Miha Zajc attı. 

Haber Merkezi / Bu sonuçla birlikte Süper Lig’de 4 maçtır kaybetmeyen Fenerbahçe, 47 puana yükseldi. Adım adım şampiyonluğa ilerleyen ve 12 maçlık yenilmezlik serisi yakalayan Trabzonspor ise puanını 67 yaptı.

Fenerbahçe, Kadıköy’de ligde Trabzonspor’a son olarak 23 Ağustos 1997 tarihinde 3-1 mağlup olmuştu. Fenerbahçe, 25 maçtır Trabzonspor’a kaybetmezken, bu müsabakalardan 13 galibiyet ve 12 beraberlik aldı.

Fenerbahçe, gelecek hafta Alanyaspor’a konuk olacak. Trabzonspor ise Göztepe’yi konuk edecek.

Karşılaşmadan dakikalar

10. dakikada Fenerbahçe, kurduğu baskı sonrasında topu kazanırken, meşin yuvarlak sağ kanattan ceza sahasına giren Mert Hakan Yandaş’ta kaldı. Bu futbolcunun çaprazdan şutunda Uğurcan’dan dönen topu savunma uzaklaştırdı.

17. dakikada hakem Zorbay Küçük, VAR uyarısı sonrasında İrfan Can’ın Siopis’e yaptığı hareketi izledi ve bu futbolcuya direkt kırmızı kart göstererek oyun alanının dışına gönderdi.

22. dakikada Trabzonspor 22. dakikada Nwakaeme’nin golüyle 1-0 öne geçti. Hızlı gelişen Trabzonspor atağında soldan son çizgiye inen Abdulkadir Ömür, topu ceza sahasına doğru gönderdi. Topla buluşan Anthony Nwakaeme vuruşunda topu ağlara gönderdi.

29. dakikada Trabzonspor Edin Visca ile etkili geldi. Visca’nın ceza sahası çaprazından vuruşunda top kalenin solundan auta gitti. 36. dakikada Fenerbahçe gole çok yaklaştı. Attila Szalai’nin arka direkten yakın mesafeden kafa vuruşunu Uğurcan Çakır kurtardı. Dönen topta vuran Serdar Dursun’un vuruşunu Ahmetcan Kaplan çizgiden çıkardı.

39. dakikada Trabzonspor’da sol kanattan ceza sahasına giren Tymoteusz Puchacz şutunu gönderdi. Top yan ağlarda kaldı.

42. dakikada Sağ kanattan topu alan Mert Hakan Yandaş, kaleye şutunu gönderdi. Trabzonspor’da kaleci Uğurcan Çakır son anda topu kurtardı. Top kornere çıktı. Kullanılan köşe vuruşunda ön direkte Serdar Dursun’un kafa vuruşu üstten auta çıktı.

56. dakikada Trabzonspor’da Edin Visca sağ kanattan Attila Szalai”yi geçerek ceza sahasına girdi. Fenerbahçe’de Kim-Min Jae araya girerek Visca’ya izin vermedi. 60. dakikada Trabzonspor’da Abdülkadir Ömür’ün ceza sahası dışından kaleye gönderdiği şutunda top, kaleci Altay Bayındır’da kaldı.

62. dakikada Trabzonspor çok hızlı çıktı. Ceza sahası dışı sol çaprazında topla buluşan Cornelius’un ortasında savunmadan seken top Nwakaeme’de kaldı. Bu futbolcunun uzaktan sert şutunda meşin yuvarlak az farkla üstten dışarı çıktı.

71. dakikada Fenerbahçe Miha Zajc’ın golü ile maçta eşitliği yakaladı. Sağ kanattan kazanılan serbest vuruşu kullanan Mert Hakan Yandaş’ın ceza alanına gönderdiği ortasına iyi yükselen Miha Zajc, ön direkten yakın köşeye yaptığı kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı Uğurcan Çakır’ın solundan ağlara yolladı.

84. dakikada Abdülkadir’in pasında Serdar’dan seken topu Djaniny indirdi. Nwakaeme’nin yakın mesafeden vuruşunda top direğe çarparak oyun alanına geri döndü. 90+1. dakikada atılan uzun pasta sağ kanatta topla buluşan Koita, savunmanın arkasına hareketlenen Visca’yı gördü. Bu futbolcu ceza sahası içi sağ çaprazına girerek yerden vurdu ancak meşin yuvarlak az farkla auta çıktı.

Stat: Ülker

Hakemler: Zorbay Küçük, Bahattin Duran, Deniz Caner Özaral

Fenerbahçe: Altay, Osayi, Serdar Aziz, Kim Min-jae, Attila Szalai, Crespo, Zajc (Ozan Tufan dk. 90+2), Mert Hakan (Mesut dk. 85), Rossi (Pelkas dk. 65), İrfan Can, Serdar Dursun (Berisha dk. 65)

Trabzonspor: Uğurcan, Peres, Ahmetcan, Denswil, Puchacz, Abdülkadir, Siopis (Koussai dk. 87), Visca, Nwakaeme (Berat dk. 87), Bakasetas (Koita dk. 87), Cornelius (Djaniny dk. 65)

Goller: Nwakaeme (dk. 22) (Trabzonspor), Zajc (dk. 71) (Fenerbahçe)

Kırmızı kart: İrfan Can Kahveci (dk. 17) (Fenerbahçe)

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: 170 Can Kaybı

Kovid 19’da son 24 saatte 27 bin 671 yeni vaka tespit edilirken, 170 kişi hayatını kaybetti. 18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85.16 birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92.98 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 348 bin 146 test yapılırken, 27 bin 671 yeni vaka tespit edildi. 170 kişi hayatını kaybederken, 50 bin 241 kişi sağlığına kavuştu.

18 yaş ve üzeri nüfusun aşılanması verilerinde 1’inci doz Türkiye ortalaması yüzde 92.98, 2’nci doz ortalaması yüzde 85.16 olarak ölçüldü. Ayrıca, 1’inci dozda 57 milyon 712 bin 192, 2’nci dozda 52 milyon 858 bin 604 ve 3’üncü dozda 27 milyon 275 bin 568 olmak üzere toplam 145 milyon 990 bin 177 aşı uygulandı.

En az 2 doz aşı olan kişi sayısının en yüksek olduğu iller; Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa olurken, 2 doz aşı yapılan kişi sayısının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ oldu.

Bakanlığın açıkladığı 5 Mart Cumartesi gününe ait verilere göre, 32 bin 389 vaka tespit edilirken 174 kişi yaşamını yitirmişti. Dün, 360 bin 353 test yapılmış ve 57 bin 894 kişi iyileşmişti.

Paylaşın

Buldan: Karanlık Zihniyet Halkın Yakasından Mutlaka Düşecektir

Partisinin Gaziantep kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan “En büyük umut haline geldi bunu herkes biliyor. HDP düşmedi, HDP düşmeyecek, bunu da herkes böyle bilsin. Barış umutları düşmedi, asla düşmeyecek. Ne yargı kumpasları ne siyasi operasyonları ne çökertme politikaları halklarımızın umudunu çökertemedi, çökertemeyecek. Karanlık zihniyet halkın yakasından mutlaka düşecektir. AKP düşecektir, MHP düşecektir.” dedi. Buldan, “HDP’nin yarattığı umudu ve cesareti kırabileceklerini sandılar ve bir hayal kurdular, yine yanıldılar. Biz onları yanıltmaya devam edeceğiz” dedi. 

Haber Merkezi / Rusya-Ukrayna krizine değinen Buldan, “Her gün insanların yaşamını yitirdiği, gencecik insanların toprağın altına girdiği Ukrayna halkının yaşadığı acıyı ve zulmü en iyi anlayan bizleriz. Bu savaş halkların tercihi olan bir savaş asla değildir. Savaşın kaybedeni her zaman mazlum halklar olmuştur. Dolayısıyla arkadaşlarım insanlığın başına bela olan bu savaş siyasetinin karşısında halklar olarak barış siyasetini en fazla dillendirmek için en iyi zemin, en iyi süreç bu süreçtir.” ifadelerini kullandı.

Buldan, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Savaşları görüyoruz, barışın ne kadar acil ne kadar elzem olduğunu hep beraber anlıyoruz. Savaş karşıtı milyonlarca insan olduğunu biliyoruz. Savaş karşıtı büyük bir koalisyona bugün Türkiye’de ihtiyaç olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bunu başarabilirsek savaş politikalarını uygulayanlar değil, barışı umut edenler kazanır, biz kazanırız, halklar kazanır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gaziantep İl Örgütü’nün 4’üncü Olağan Kongresi, bir düğün salonunda yapıldı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kongrede bir konuşma yaptı. Buldan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle;

“Kobani kumpas davası AKP-MHP ittifakının HDP’nin önünde çıkardığı bir kumpas davasıdır. Bu dava hukuki bir dava değil, siyasi bir davadır. Tam 8 yıl önce burada Antep’te ‘Kobani düştü düşecek’ dediği için bir kaos yaratmaya çalıştılar.

Bekledikleri sonucu alamadılar. Bizim önümüze çıkardıkları tam da budur. Bu bir intikam davasıdır. Bu dava sadece Kobani kumpas değil, HDP’yi kapatma davası olarak önümüze çıkmaktadır.

Tam anlamıyla siyasi bir davadır. Başaramadılar, ama başaramayacaklar. Bizi siyasetten koparamadılar, koparamayacaklar. Mahkemelerinde boyun eğeceğimizi sandılar ama onları boşa çıkarttık. Kobani gerçeğini bütün arkadaşlarımız tek tek anlatarak yüzlerine vurmaya devam edecekler.

Çünkü bu davanın hakikatle sonuçlanacağını çok iyi biliyoruz. HDP’nin mücadelesini, Türkiye siyasetindeki yerini, önemini anlatmaya devam edeceğiz. Onların işleri engel çıkarmak olabilir ama bizim işimiz önümüze bakmak, yolumuza devam etmektir. Onlar sandıktan korktukları için karşımıza sandıkla çıkmıyorlar. Sandıktan, siyasettin korktukları için karşımıza kumpas davalarla çıkıyorlar. Onların dertleri, tasaları halkın sorunu, ülke toplumunun sorunu değil tek dertleri HDP’idr, muhalefet güçleridir, Kürtlerdir. Ama bu hesapları bir bir bozuluyor.

HDP’nin yarattığı umudu ve cesareti kırabileceklerini sandılar ve bir hayal kurdular, yine yanıldılar. Biz onları yanıltmaya devam edeceğiz. HDP’nin mücadelesinin başladığı yer, AKP’nin siyasetinin bittiği yerdir Her türlü engel, kumpas, baskıya rağmen HDP’yi korkutamadılar, HDP’ye geri adım attıramadılar. Halklarımızın iradesini kıramadılar. Kongrelerimiz buna en güzel cevaptır. Mecali kalmadı diyenlere en güzel cevaptır.

‘Halkın yakasından düşecekler’

En büyük umut haline geldi bunu herkes biliyor. HDP düşmedi, HDP düşmeyecek, bunu da herkes böyle bilsin. Barış umutları düşmedi, asla düşmeyecek. Ne yargı kumpasları ne siyasi operasyonları ne çökertme politikaları halklarımızın umudunu çökertemedi, çökertemeyecek. Karanlık zihniyet halkın yakasından mutlaka düşecektir. AKP düşecektir, MHP düşecektir.

Bugün bakıyoruz özellikle Ukrayna’da bir güç savaşı var. Gittikçe de büyüyen, insanların ölümüne, topraklarından göç etmek zorunda olan bir savaştan bahsediyoruz. Her gün insanların yaşamını yitirdiği, gencecik insanların toprağın altına girdiği Ukrayna halkının yaşadığı acıyı ve zulmü en iyi anlayan bizleriz. Bu savaş halkların tercihi olan bir savaş asla değildir. Savaşın kaybedeni her zaman mazlum halklar olmuştur. Dolayısıyla arkadaşlarım insanlığın başına bela olan bu savaş siyasetinin karşısında halklar olarak barış siyasetini en fazla dillendirmek için en iyi zemin, en iyi süreç bu süreçtir. Savaşları görüyoruz, barışın ne kadar acil ne kadar elzem olduğunu hep beraber anlıyoruz. Savaş karşıtı milyonlarca insan olduğunu biliyoruz.

Savaş karşıtı büyük bir koalisyona bugün Türkiye’de ihtiyaç olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bunu başarabilirsek savaş politikalarını uygulayanlar değil, barışı umut edenler kazanır, biz kazanırız, halklar kazanır. Barışarak kazanacağımıza, büyüyeceğimize, güçleneceğimize yürekten inanıyoruz. HDP bunun için var, bunun için mücadele ediyor. Suriye’de, Ukrayna’da Türkiye’de de dünyada da barış diyoruz. Barış dışında hiçbir seçenek yoktur. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan bir savaş tüm insanlığın ortak sorunudur. HDP olarak bir kez daha diyoruz ki bütün sorunların çözümü diyalogdur, müzakeredir.

Tek geçerli çözüm yolunun demokratik sivil yollardan geçtiğini ve bu yöntemle çözümlerin kolay olduğunu söylemeye devam edeceğiz. İşte HDP bunun mücadelesini vermektedir. Vermeye de devam edecektir. Türkiye’de öyle bir iktidar var ki Kürt sorununu inkar ediyor. Barış imkanlarına büyük zararlar veren bir iktidar var. Tecrit politikası, tüm Türkiye’ye yayılan, sadece İmralı ile sınırlı kalmayan, ülkenin her tarafına sirayet eden politikanın kaybedeni sadece Kürtler değil herkestir. Barışa kapatılan kapılar ortak geleceğe kapatılmıştı, bunun kaybedeni herkestir. Diyalog ve müzakereye kapatılan yolların kaybedeni de herkestir. Şimdi en büyük barış ittifakını kurma zamanıdır. Barış hemen şimdi deme zamanıdır. Barışı bu ülkeye biz getireceğiz önce Erdoğan’ı göndereceğiz, AKP’yi göndereceğiz. Barışı getireceğiz. Çünkü biliyoruz ki barış samimiyet ister, biliyoruz ki barış ilkeli bir duruş ister.

Muhalefete tepki

Bugün bütün hukuksuzluklara şikayet eden ama bunu uygulamaya gelirken yerine koymayan muhalefet ile karşı karşıyayız. HDP’nin belediyelerine kayyım atanırken sesini çıkarmayan bir muhalefet var. Muhalefetin bu tavrını bu tutumunu bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğini belirtmek ve ifade etmek istiyorum. Türkiye’de sanki ortada bir hukuk varmış gibi duran muhalefeti bu anlattıklarım üzerinden ilkeli bir duruş sahibi olmaya davet etmek istediğimizi belirtmek istiyorum. Bu hukuksuzluklar sadece HDP’ye değil, ülkenin geleceğine yapılan saldırılardır.

Bugün ekonomi ne halde görüyoruz. İşçiyi, esnafı, kadınları zamlarla ne hale getirdiklerini hepimiz biliyoruz. Yoksulluğu, açlığı, sefaleti Türkiye’ye yaşatan AKP iktidarı ile karşı karşıyayız. Yapılan bu zamlardan dolayı Antep’te yaşayan işçiler, esnaf, emekçi, kadın da bir bütün yaşıyor.

Size reva görülen bu yaşamı asla kabul etmiyoruz. Bugün Antep’te direnen işçiler var. Onlara binlerce selam olsun. Sizin direnişiniz bizim direnişimizdir diyoruz. Biz bu zoru mutlaka başaracağız. En güçlü seçeneği mutlaka yaratacağız. Ortak mücadele ile ortak geleceğe hep birlikte yürüyeceğiz.

Paylaşın

IMF: Ukrayna’daki Savaşın Dünya Ekonomisine Ciddi Etkileri Olacak

Uluslararası Para Fonu (IMF) Ukrayna’daki savaşın küresel ekonomi üzerinde ciddi etkileri olacağını söyledi. IMF tarafından yapılan açıklamada, “Durum oldukça değişken ve büyük bir belirsizliğe işaret etse de ekonomik sonuçları halihazırda ciddi görünüyor.” ifadeleri kullanıldı.

Ukrayna’daki savaşın enerji ve tahıl fiyatlarını artırdığını belirten IMF, Rusya’ya yapılan yaptırımlar ve komşu ülkelere akın eden bir milyondan fazla Ukraynalı mültecinin durumuna da dikkat çekti. Krizin fiyatlar üzerindeki baskının zaten yüksek olduğu bir dönemde ekonomik faaliyetler ve enflasyon üzerinde şok etkisi yaratacağı belirtildi.

Ukrayna’nın 1,4 milyar dolarlık acil durum finansmanı talebinin önümüzdeki hafta onaylanmak üzere genel kurula sunulacağını bildiren açıklamada, Moldova’daki yetkililerle de finansman seçenekleri hakkında görüşüldüğü belirtildi.

IMF’ye göre, Rus işgali nedeniyle altyapısı zarar gören Ukrayna halihazırda önemli bir ekonomik hasarla karşı karşıya. Finansman ihtiyacını bu aşamada net olarak değerlendirmenin zor olduğunu söyleyen IMF, “Ukrayna’nın ciddi toparlanma ve yeniden inşa maliyetleriyle karşılaşacağı açık.” ifadelerini kullandı.

IMF geçen hafta, 1,4 milyar dolarlık acil durum talebi önümüzdeki hafta görüşülecek Ukrayna’nın IMF’de Haziran ayına kadar 2,2 milyar dolarlık kullanılabilir fonu olduğunu açıklamıştı.

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 1 Milyon 500 Bini Geçti

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), Ukrayna’daki savaşın 10’uncu günü itibarıyla 1 milyon 500 binden fazla insanın ülkeyi terk ettiğini açıkladı. BM, durumu “Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en hızlı büyüyen sığınmacı krizi” olarak niteledi.

Rusya işgalinin başlamasından bu yana yalnızca Polonya’ya sığınan Ukraynalıların sayısının bir milyona yaklaştığı belirtildi. Polonya sınır güvenliği, sınırı geçen Ukraynalıların sayısını 922 bin 400 olarak açıkladı. Yalnızca Cumartesi günü 129 bin kişinin sınırı geçtiği, Pazar gününün erken saatlerinde de ülkeye giriş yapanların sayısının 39 bin 800’ü bulduğu açıklandı.

Polonya Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkeye sığınanların çoğunluğunu Ukrayna vatandaşları oluştursa da iltica edenler arasında Özbekistan, Belarus, Hindistan, Cezayir, Nijerya, Fas, ABD ve diğer ülkelerin vatandaşları da bulunuyor.

Yunanistan da vatandaşlarının Ukrayna’dan tahliyesine devam ediyor. Yunan Göç Bakanlığı savaşın başından beri 906’ı çocuk, 3 bin 155 kişinin Yunanistan’a kaçtığını açıkladı. Alman İçişleri Bakanlığı da pazar günü itibarıyla Almanya’ya sığınan Ukraynalıların sayısının 37 bin 800’e yaklaştığını açıkladı.

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 1 Milyon 500 Bini Geçti

Birleşmiş Milletler (BM), Ukrayna’daki savaşın 10’uncu günü itibarıyla 1 milyon 500 binden fazla insanın ülkeyi terk ettiğini açıkladı. BM, durumu “Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en hızlı büyüyen sığınmacı krizi” olarak niteledi.

Rusya işgalinin başlamasından bu yana yalnızca Polonya’ya sığınan Ukraynalıların sayısının bir milyona yaklaştığı belirtildi. Polonya sınır güvenliği, sınırı geçen Ukraynalıların sayısını 922 bin 400 olarak açıkladı. Yalnızca Cumartesi günü 129 bin kişinin sınırı geçtiği, Pazar gününün erken saatlerinde de ülkeye giriş yapanların sayısının 39 bin 800’ü bulduğu açıklandı.

Polonya Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, ülkeye sığınanların çoğunluğunu Ukrayna vatandaşları oluştursa da iltica edenler arasında Özbekistan, Belarus, Hindistan, Cezayir, Nijerya, Fas, ABD ve diğer ülkelerin vatandaşları da bulunuyor.

Yunanistan da vatandaşlarının Ukrayna’dan tahliyesine devam ediyor. Yunan Göç Bakanlığı savaşın başından beri 906’ı çocuk, 3 bin 155 kişinin Yunanistan’a kaçtığını açıkladı. Alman İçişleri Bakanlığı da pazar günü itibarıyla Almanya’ya sığınan Ukraynalıların sayısının 37 bin 800’e yaklaştığını açıkladı.

Erdoğan, Putin ile telefonda görüştü

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre görüşmede Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ele alındı, Türkiye-Rusya ilişkileri değerlendirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede “ateşkesin sağlanması, insani koridorların açılması ve bir barış anlaşmasının imzalanması için acilen adım atılmasının önemini” vurguladı. Ukrayna tarafıyla ve diğer ülkelerle sürekli temas halinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapsamlı müzakerelerin yapılması ve netice alınması için çabalarını sürdüreceğini dile getirdi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Erdoğan, Bizi İzlemeye Devam Etsin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ittifakın cumhurbaşkanı adayının olmadığı” yönündeki açıklamasına yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Telaşlanmasın Erdoğan, bizi izlemeye devam etsin” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP lideri Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında, “Ama kendisine bir mesajım olmuştu. Elektrik zammındaki KDV’yi sıfırlasın, Haziran’a kadar. Ve bizi izlemeye devam etsin, görecek, geliyor gelmekte olan” dedi.

Yenimahalle Belediyesi, Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın görevdeki 13. yılında “Cumhuriyetimizin II. Yüzyılına Yeni Adım” programı düzenledi.

Törene; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski CHP Genel Başkaları Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, TBMM Başkanvekili Haydar Akar, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcı Cafer Güneş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen katıldı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal da katılımcılar arasında yer aldı.

Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu Millet İttifakı’nın iktidara gelme ihtimalinde Türkiye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceğinden bahsederek şu ifadeleri kullandı:

“Efendim öncelikle hepinize yürekten teşekkür ederim. Programa halk oyunlarıyla başladık. Anadolu’nun 7 bölgesinden hepimizi heyecanlandıran güzel oyunları izledik. Aslında kadim Anadolu kültürünün ne kadar değerli olduğunu, ne kadar önemli olduğunu ve o kadim kültürün yaşaması için bize ne görevlerin düştüğünü oyunları seyrederken bir daha hatırladım. Beraber olmalıyız, birlikte olmalıyız. Birlikten güç doğacaksa gücümüzü göstermeliyiz. O zaman küçük ayrıntılarda boğulmamalıyız.

Birlikten güç doğarsa bundan en büyük yararı millet ve vatan görecektir. Bayrağımız özgürce dalgalanacaktır. Demokrasi içinde her birimiz düşüncelerimizi özgürce ifade edeceğiz. Hiç kimsenin kimliğini, hiç kimsenin inancını, hiç kimsenin yaşam tarzını sorgulamayacağız. Herkesle kucaklaşacağız. Ayrıştırdılar, böldüler, kin duymamızı sağlamak için çaba harcadılar. Ama inadına ayrışmayacağız, inadına bölünmeyeceğiz, inadına hiç kimseye kin duymayacağız. Mevlana’nın duygusunu, sevgisini, Hacı Bektaş’ın duygusunu, sevgisini bu topraklarda yeşertmeye ant içtik, ant içiyoruz. Bunu yapacağız, beraber yapacağız, birlikte yapacağız.

Sayın Genel Başkanım, önceki dönem Genel Başkanlarım, Millet İttifakını oluşturan saygıdeğer arkadaşlarım, bir yola çıktık. Bu yol milleti aydınlığa, milleti umuda, milleti sevgiye götürme yoludur. Bir arkadaşımızın dediği gibi bu yolda hiç kimsenin kişisel bir beklentisi yoktur, olamaz da zaten. Biz beraber yola çıktığımız zaman, birlikte mücadele ettiğimiz zaman, yine bir arkadaşımın ifade ettiği gibi güven duygusunu pekiştirmiş olacağız. Güven duygusu, güven kadar değerli bir şey yoktur ve bu değeri büyütmek zorundayız.

Belediye başkanlarımız çaba harcıyorlar. Gerçekten de çaba harcıyorlar. Seçimlerden önce belediye başkanlarımızın aleyhine neler söylenmedi ki, neler söylenmedi. Efendim makbuzları bilmem teröristler toplayacakmış paraları. Yok efendim yardımlar kesilecekmiş. Ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Tam tersine yardımlar büyüdü. Söyledim belediye başkanı arkadaşlarıma belediye başkanlığı yaptığınız yerde bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek bir çocuk bile. Herkesi kucaklayacaksınız ve ayrım yapmayacaksınız.

Kreşler açacaksınız dedim yoksul mahallelerden başlayarak, fakir mahallelerden başlayarak. Anneler sevgi içinde getirip çocuklarını oraya bırakabilmeli. Bu mücadeleyi yaptık. Bir belediye başkanımız ifade etti bütün engellemelere rağmen yapıyoruz biz bunları dedi. Birde düşünün, millet ittifakının iktidarını düşünün. Hiçbir engellemenin olmadığı ve belediye başkanlarının da sonuna kadar gücünü halk için, emeğini halk için, alın terini halk için harcadığını düşünün. Çok daha güze, çok daha mükemmel, çok daha huzurlu bir Türkiye’yi inşa etmez miyiz? Edeceğiz. Allah’ın izniyle edeceğiz, birlikte yapacağız, beraber yapacağız, güç birliğiyle yapacağız.

“Cumhuriyet’i büyüteceğiz; el birliğiyle, gönül birliğiyle büyüteceğiz”

Ayrışmadan, bölünmeden, kavga etmeden yapacağız. Bizi kavga ettirmek isteyebilirler, bir şeyler yapmak isteyebilirler, onların bu konuda maharetleri de var. Ama bizimde aklımız var, bizim vatan sevgimiz var, bizim bayrak sevgimiz var. Bizim düşündüğümüz Türkiye’nin itibarı var. Sadece bölgesinde değil bütün dünyada Türkiye’nin itibarı var. Biz bunu düşünerek yolumuza devam ediyoruz. Ve inşallah Cumhuriyet’in yüzüncü yılında güzel Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız. Buna ahdettik. bu kadim Cumhuriyet’i büyüteceğiz; el birliğiyle, gönül birliğiyle büyüteceğiz.

Efendim belediye başkanlarımızı gayet güzel alkışladınız. Ben bir daha alkışlamanızı isterim. Çünkü belediye başkanlarımız neleri yapmamız gerektiğini fiilen alanda uyguluyorlar. Birde düşünün bütün Türkiye’de millet ittifakının iktidar olduğunu düşünün, işsizlikle nasıl mücadele ettiğimizi düşünün. Huzur getirmek için nasıl mücadele ettiğimizi düşünün. Türkiye’de hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucakladığımızı düşünün. Barışın egemen olduğu bir coğrafyayı düşünün, huzurun egemen olduğu bir coğrafyayı düşünün.

Belediye başkanlarımız yapacaklarımızın bugünkü öncüleridir. Ve belediye başkanlarımız sadece CHP’nin değil millet ittifakının belediye başkanlarıdır. Bunu da açıkça buradan ifade ediyorum. Onlar yapmıyorlar herkesi kucaklıyorlar herkesi ve onlar ellerinden gelen bütün çabayı gösteriyorlar. O nedenle belediye başkanlarımızı bir kez daha alkışlayın diye ifade ettim. Evet alkışı hak ediyorlar. Ve göreceksiniz inşallah sizlerin desteğiyle iktidar olduğumuzda göreceksiniz hep birlikte hep beraber millet ittifakını alkışlayacaksınız. Bunun günü yakındır. Bunu da bilmenizi isterim. Beraber, birlikte bunu da yapacağız.

Küçük bir ayrıntı. Belediye başkanlarımız yaptıkları her harcamanın hesabını veriyorlar. Millete hesap verme onurunu yaşıyorlar. Hesap vermek, millete hesap vermek. Topladığı verginin, aldığı paranın hesabını millete vermek. Bu onuru inşallah Millet İttifakı olarak biz de yaşayacağız. Sizlerin desteğiyle, sizlerin gönlünden geçen engin destekle inşallah bunları birlikte yaşatacağız. Hepinize en içten sevgiler, saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum.”

“Erdoğan, bizi izlemeye devam etsin”

Programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ittifakın cumhurbaşkanı adayının olmadığı” yönündeki sözlerinin anımsatması üzerine “Telaşlanmasın Erdoğan, bizi izlemeye devam etsin” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: Ama kendisine bir mesajım olmuştu. Elektrik zammındaki KDV’yi sıfırlasın, Haziran’a kadar. Ve bizi izlemeye devam etsin, görecek, geliyor gelmekte olan.

Paylaşın

Türkiye, Avrupa’da En Az Kırmızı Et, Tavuk Ve Balık Tüketen Ülke

Türkiye’de halkın yüzde 37’sinin etli yemek, tavuk veya balık yemeye gücü yetmiyor, Avrupa’da durum ne? Türkiye’de ardı ardına gelen zamlar, yüzde 50’yi aşan resmi enflasyon ve Türk lirasının değer kaybetmesi hayatı derinden etkilerken Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) Türkiye’de asgari ücretin satın alma gücünü yeniden hesaplama kararı aldı.

Eurostat verileri Türkiye’de halkın üçte birinden fazlasının “doğru dürüst yemek yiyemediğini” gösteriyor. 2020 yılı verilerine göre, “iki günde bir etli yemek, tavuk veya balık yemeye gücü yetmeyenler” listesinde Türkiye yüzde 37,3 ile zirvede yer aldı. AB ortalaması ise sadece yüzde 8,6.

Eurostat Avrupa ülkelerinde alım gücüne dair araştırma sonuçlarını açıkladı. Eurostat’ın “doğru dürüst yemek” başlığıyla duyurduğu 2020 yılı verileri “iki günde bir etli yemek, tavuk, balık veya muadili vejetaryen yemek yemeye maddi imkânı olmayanları” gösteriyor. Buna göre 36 Avrupa ülkesi içinde ilk sırada Türkiye var. Türkiye’de halkın yüzde 37,3’ünün “iki günde bir etli yemek, tavuk veya balık yemeye” imkanı yok.

Türkiye’yi Balkanlar ülkeleri takip ediyor: Kuzey Makedonya yüzde 36,8; Arnavutluk yüzde 34,3 ve Bulgaristan yüzde 25,9. Bu ülkelerinin ardından oran yüzde 15’e düşüyor.

Almanya 5. sırada

Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da “iki günde bir etli yemek, tavuk veya balık yemeye gücü yetmeyenler”in oranı yüzde 15,1. Almanya listede 5. sırada yer alıyor. Bu oranın en düşük olduğu ülkeler ise yüzde 1,1 ile Kıbrıs, yüzde 1,5 ile İrlanda ve yüzde 1,8 ile İsviçre.

“İki günde bir etli yemek, tavuk veya balık yemeye gücü yetmeyenler”in oranı diğer bazı ülkelerde ise şöyle: Yunanistan yüzde 12,4; İtalya yüzde 9,9, AB ortalaması yüzde 8,6; İspanya yüzde 5,4; İngiltere yüzde 4,8 ve Hollanda yüzde 2.

Türkiye’de yoksullarda yüzde 63

“İki günde bir etli yemek, tavuk veya balık yemeye gücü yetmeyenler”in oranı yoksulluk riskinde yaşayanlarda daha da yukarı çıkıyor. Bu alanda ilk sırada yüzde 68 ile Arnavutluk bulunurken Kuzey Makedonya yüzde 63 ile ikinci. Türkiye yine yüzde 63 ile üçüncü sırada yer alıyor. AB ortalaması yüzde 22’de kaldı.

Bu alanda en düşük oran ise yüze 4 ile Kıbrıs ve İrlanda’da. Bu oran Yunanistan’da yüzde 46, Almanya’da yüzde 31 ve Fransa’da yüzde 20.

Yoksulluk ve sosyal dışlanma riskinde Türkiye 6. sırada

Öte yandan, Türkiye’de sosyal yardım alan hane sayısı son 1 yılda ikiye katlandı. Cumhurbaşkanlığı’nın açıkladığı verilere göre, 2019 yılında 3,28 milyon kişi sosyal yardımlardan faydalanırken, bu sayı 2020’de 6,63 milyona yükseldi.

Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi’nin verilerine göre de 2015-2019 arasını kapsayan 4 yıllık süreçte Avrupa’da yoksulluk ve sosyal dışlanma riskinin en fazla arttığı ülke Türkiye oldu. Yoksulluk ve sosyal dışlanma riskinde Türkiye yüzde 33 ile 6. sırada yer alıyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

NATO, Ukrayna’da Neden Uçuşa Yasak Bölge İlan Etmiyor?

Rusya’nın Ukrayna’daki Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırıları NATO’ya yönelik Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etme çağrılarını yeniden gündeme getirdi. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, cuma günü Ukrayna semalarının acilen kapatılması gerektiğini söyleyerek Batı Avrupa halklarından, liderlerine baskı yapma talebinde bulundu.

Radyasyonun Rusya sınırının nerede olduğunu bilmediğini söyleyen Ukrayna Devlet Başkanı, olası bir nükleer tehlikenin tüm kıtanın güvenliğini riske atacağını belirtti. Zelenskiy’nin Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etmeye yönelik çağrıları NATO tarafında karşılık bulmadı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’da uçuşa yasak bölge oluşturulmayacağını ve asker gönderilmeyeceğini yineledi.

Askeri strateji uzmanları Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Avrupalı müttefiklerinin Rusya ile NATO’yu karşı karşıya getirerek savaşın boyutunu değiştirecek bu hamleye hiçbir şekilde sıcak bakmayacağını söylüyor.

Uçuşa yasak bölge nedir?

Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etmek, tüm yetkisiz hava araçlarının Ukrayna üzerinde uçmasını engellemek anlamına geliyor. NATO tarafı daha önce 1991’de Körfez Savaşı’nda Irak’ta, 1993-95 Bosna Savaşı’nda ve 2011 Libya iç savaşında uçuşa yasak bölgeler belirlemişti.

NATO neden Ukrayna’da bu adımı atmıyor?

NATO yetkilileri ve uzmanlara göre, İttifak, nükleer silahlı süper güç Rusya ile doğrudan bir askeri çatışmaya girerek savaşın Avrupa’da daha geniş alanlara yayılması riskini almak istemiyor.

Ukrayna’yı uçuşa yasak bölge ilan etmek NATO pilotlarını Ukrayna’daki Rus uçaklarını düşürmeye zorlayabilir. Bunun dışında NATO böyle bir durumda görevi desteklemek için yakıt ikmali tankerleri ve elektronik gözetleme uçakları kullanmak zorunda kalabilir. NATO’nun bu nispeten yavaş, yüksekten uçan uçakları korumak için Rusya ve Belarus’daki karadan havaya füze bataryalarını ihmal etmesi gerekebilir.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de nitekim cuma günü yaptığı açıklamada, “Uçuşa yasaklamak ancak NATO savaş uçaklarını Ukrayna hava sahasına göndermek ve Rus uçaklarını vurarak bu kararı uygulamakla olur. Yaşanan durumun umutsuzluğunu anlıyoruz ancak bunu yaparsak Avrupa’da tam teşekküllü bir savaşla sonuçlanabilecek bir durumu beraberinde getireceğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ukraynalı yetkililer ve halk ne istiyor?

Ukraynalılar ülkeyi uçuşa yasaklı bölge ilan etmenin sivilleri ve nükleer santralleri Rusya’nın hava saldırılarından kurtaracağına inanıyor.

İngiltere’deki savunma ve güvenlik araştırmaları enstitüsünden araştırma görevlisi Justin Bronk, Ukraynalıların NATO’dan tıpkı 2011’de Libya’daki iç savaş sırasında hükümet mevzilerine yaptığı saldırılar gibi daha geniş çaplı bir müdahale beklediğini söylüyor. Bronk’a göre Ukraynalılar Batılı güçlerin Ukrayna şehirlerini bombalayan roketleri tamamen süpürüp attığını görmek istiyor.

Ukrayna hava sahasında ne yaşanıyor?

Rusya’nın Ukrayna hava sahasını hızlı bir şekilde kontrol altına alacağına yönelik tahminler henüz gerçekleşmedi. Uzmanlara göre, Rusya’nın büyük kara saldırısında sabit kanatlı savaş uçaklarının çoğunu neden yerde bıraktığı merak konusu. Bazıları bu durumu Rus pilotlarının hızlı hareket ve koordinasyon gerektiren geniş çaplı kara operasyonları için yeterince iyi eğitimli olmamasıyla açıklıyor.

Notre Dame Üniversitesi’nde ders veren emekli ABD Hava Kuvvetleri tümgenerali Robert Latif, Rusya tarafının kısıtlı bir alanda hareket ettiği için havadan müdahale konusunda endişeli olduğunu düşünüyor. Latif, “Ukrayna havada dolaşmak için her türlü alanın olduğu Orta Doğu gibi değil. Sınırları çok kolay aşabilirler.” şeklinde konuşuyor.

Paylaşın

Akaryakıtta Yeni Zammın Günü Belli Oldu!

Akaryakıtta zam yağmuru, yeni haftada da devam edecek. Sektör kaynaklarının aktardığına göre, 7 Mart Pazartesi gecesi litre fiyatının motorinde 1 lira 44 kuruş, benzinde 57 kuruş zamlanması bekleniyor.

Zammın ardından benzinin litre fiyatı yaklaşık olarak İstanbul’da 18,67 TL’den 19,24 TL’ye, Ankara 18,77 TL’den 19,34 TL’ye, İzmir’de 18,79 TL’den 19,36 TL’ye yükselecek.

Motorinin litre fiyatı İstanbul’da 19,75 TL’den 22,19 TL’ye, Ankara’da ve İzmir’de 19,86 TL’den 22,30 TL’ye yükselecek.

Benzine 5 Mart’ta 69 kuruş, 4 Mart’ta 53 kuruş, 3 Mart’ta 88 kuruş zam gelmişti. Böylece dört iş gününde benzine gelen toplam zam 2 lira 67 kuruşa ulaşacak.

Motorine 5 Mart’ta 84 kuruş, 4 Mart’ta 1 lira 33 kuruş, 3 Mart’ta 1 lira 51 kuruş zam gelmişti. Böylece dört iş gününde motorine gelen toplam zam 5 lira 12 kuruşa ulaşacak.

Otogaza da 1 Mart’ta 33 kuruş, 2 Mart 61 kuruş zam gelmişti.

İstanbul’da geçen sene 8 Mart 2021’de litre fiyatı benzinde 7,23 TL, motorinde 6,62 TL idi. 31 Aralık 2021’de ise fiyat benzinde 12,29 TL, motorinde 11,43 TL idi.

7 Mart Pazartesi gecesi gelecek zamla birlikte benzinde zam oranı, yıl başından bu yana yüzde 57, son bir yılda yüzde 166 olacak.

Motorinde ise zam oranı, yıl başından bu yana yüzde 94, son bir yılda yüzde 235’e ulaşacak.

Sene başında 73 dolar olan ham petrolün varil fiyatının, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Batı ülkelerinin yaptırım kararlarıyla 119,8 dolara kadar yükselmesi akaryakıt fiyatlarındaki artışta etkili oluyor.

Dolar/TL kurunda son dönemde kaydedilen yükseliş de akaryakıt fiyatlarını yukarı itiyor.

Paylaşın