ENAG Verileri TÜİK’i Yalanladı: Enflasyon Üç Haneli

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı mart ayı enflasyon verileri öncesi Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), kendi verilerini yayımladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / ENAG-özellikli ürün grubu enflasyon hesaplamasına göre, TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en fazla aylık düşüş eksi yüzde 1,41 ile Lokanta ve Oteller en fazla yükseliş ise yüzde 78,44 ile sağlık kaleminde gerçekleşmiştir.

ENAG şubst ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu. Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor.

TÜİK Mart ayı enflasyon verilerini açıkladı

TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Yıllık en düşük artış yüzde 15,08 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde  26,73 ile eğitim, yüzde  26,95 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde  34,95 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  99,12 ile ulaştırma, yüzde  70,33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde  69,26 ile ev eşyası oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Mart ayında en az artış gösteren ana gruplar yüzde  1,78 ile giyim ve ayakkabı, yüzde  1,84 ile konut ve yüzde  2,78 ile eğlence ve kültür oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Mart ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  13,29 ile ulaştırma, yüzde  6,55 ile eğitim, yüzde  6,04 ile lokanta ve oteller oldu.

Mart 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 69 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 27 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 313 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 16,38, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  27,48 artış gerçekleşti.

Paylaşın

Muhalefette ‘Seçim Güvenliği’ Çalışmaları: Sandıklarda Kuş Uçurtmayacağız

Muhalefet, seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi, ittifak yapan siyasi partilerin milletvekili hesaplama sisteminin değiştirilmesi gibi düzenlemeleri içeren kanun değişikliğinin ardından yeni seçim senaryolarına hazırlanırken, diğer yandan da ‘seçim güvenliğine’ ilişkin yol haritalarını şekillendiriyor. 

Gazete Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA liderleri seçim güvenliği için ortak çalışma grubu oluşturma kararı alırken HDP de ayrıca seçim güvenliği hazırlıklarını sürdürüyor. Muhalefet temsilcileri “sandıklarda kuş uçurtmayacağız” diyor.

Türkiye’nin 81 ilindeki saha çalışmalarının yanı sandık güvenliği için de bugünden hazırlandıklarını ifade eden CHP Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, önceki seçimde kurulan 180 bin sandığı baz alarak sandık görevlilerini yüzde 98.5 oranında belirlediklerini söyledi. Salıcı bu orana ek olarak sandık görevlilerinin yedeklerinin de yüzde 50 oranında oluşturulduğunu kaydetti.

Yerel seçimlerde İstanbul’da uygulanan ve kamuoyunda “İstanbul Modeli” olarak adlandırılan modelin başarısına dikkat çeken Salıcı, 2023 seçimlerinde de bu modeli uygulayacaklarını belirterek şunları söyledi:

“Her sandık başında CHP’li bir sandık sorumlusu, her okulda bir veri bilişim sorumlusu, ilçede veya okulda seçim gününü ve itirazları takip edecek hukuk sorumluları olacak. Bunlar 10 sandık kurulan okulda da 100 sandık kurulan okulda da olacak. Bu yüzden seçim zamanı ıslak imzalı tutanakları fiziki olarak dağıtım merkezine ulaşmadan dijital olarak bize aktaracak veri giriş sorumluları olacak. Aynı zamanda da sandık başındaki oylama sırasında itirazların doğru yönlendirilmesi için hukuk sorumluları yer alacak. 973 ilçenin tamamında bunu yapacaklar. Sandığı giren oyun girdiği gibi çıkmasını sağlayacağız. Kuş uçurtmayacağız. Bu model doğu illerinde de batı illerinde de aynı şekilde uygulanacak.

Seçim kanununda yapılan değişikliğin seçim adaletini de sorunlu hale getirdiğini söyleyen Salıcı, bu süreçte yasanın yarattığı eşitsizliği ve adaletsizliği topluma tek tek anlatacaklarını da ifade ederek şöyle devam etti: “Türkiye’de seçimin güvenliği, adaleti konusu Anayasa’ya getirmiş oldukları yasayla doğrudan zedeleniyor. Seçim kurullarında ‘kıdemli hâkim’ şartının kaldırılması ve Cumhurbaşkanı’nın seçim yasaklarından muaf olması seçimin adaletini zedeliyor. Biz öncelikle buradaki adaletsizlikleri topluma anlatacağız.”

‘6 parti ortak çalışma yapacak’

Sandık güvenliğinin sağlanması için diğer muhalefet partileri ile ortak çalışma yürüteceklerinin de altını çizen Salıcı, bu seçimin sadece CHP’nin seçimi olmadığını söyledi. Salıcı, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem isteyen 6 partinin seçim güvenliği noktasında kuracakları komisyonun bu alanda çalışma yapacağını ifade etti.

Millet İttifakı ortağı İYİ Parti’de de seçim güvenliğine yönelik çalışmalar devam ediyor. Kısa süre önce partinin Başkanlık Divanı’nda yapılan değişiklikle Seçim İşleri Başkanı Mehmet Tolga Akalın’ın yerine Ankara Milletvekili Şenol Sunat getirildi. Bu durumun seçim ve seçim güvenliği çalışmasında bir strateji değişikliğine neden olmayacağını ifade eden parti kaynakları, çalışmaların aynı eksende devam ettiğini aktardı.

Bu kapsamda İYİ Parti, seçim güvenliği için kendi geliştirdiği yazılım olan İRİS (İYİ Parti Raporlama ve İletişim Sistemi) üzerinden sandık kurulu üyelerinin çoğunluğunun atamasını gerçekleştirdi. Seçimlerde görev alacak sandık kurulu üyelerinin yüzde 70’inin atamasını bu program üzerinden yapan İYİ Parti, şu ana kadar 135 bin 731 sandık kurulu üyesi belirledi.

Aynı zamanda yapılacak ilk seçimlere hazır olmak için sandık görevlileri eğitmenleri de sahada olacak. İYİ Parti, 200 sandığa 1 eğitmen düşecek şekilde planlama yaptı. Partide şu ana kadar kendi illerinde sandıklarda görev yapacak sandık kurulu üyesi ve müşahitleri eğitmek üzere bine yakın kişiye eğitim verildi. Türkiye’nin her yerinde çalışma yaptıklarını belirten parti kaynakları söz konusu eğitmenlerin belirlenen sandık kurulu üyelerine eğitim vermeye başladıklarını söyledi.

‘Gerekli önlemleri alacağız’  

Seçimlere partilerine dönük kapatma davası ve baskılarla gittiklerini ifade eden HDP Seçim İşleri Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, tüm olumsuzluklara rağmen seçmenin sandıklarda özgürce oy kullanması için gerekli önlemleri alacaklarını söyledi. Sandıkların seçim tarihi ve takvimi netleştikten sonra belirlendiğini ifade eden Tiryaki şunları söyledi:

“Bütün il ve ilçelerde sandık kurulu üyesi veremiyoruz ama daha önceki seçimlerde yaklaşık 100 bin sandığa müşahit veya sandık kurulu görevlisi verebildik. Önümüzdeki seçimlerde de özellikle etkili olduğumuz bölgelerde, milletvekili çıkardığımız kentlerde sandık kurulu görevlisi anlamında bu sayının altına düşmeyiz. Seçim güvenliğine yönelik merkezi eğitimlerimizi, il ve ilçe komisyonlarımızın eğitimlerini tamamladık. Geçmiş yıllarda görev verdiğimiz okul sorumlularımıza ve sandık kurulu üyelerimizin önemli bir bölümüne ulaştık ancak henüz eğitim verme aşamasında değiliz. Ancak bugün seçim kararı alınsa seçim güvenliği noktasında geride kalacağımızı düşünmüyorum.”

‘Hiçbir sandığı boş bırakmama gayreti içindeyiz’ 

Seçimlerde önceki yıllarda olduğu gibi toplu oy kullanılmasına ve görevlilerin sandık başlarından uzaklaştırılmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Tiryaki sözlerini şöyle sürdürdü:

“Seçimlerde kamu görevlilerinin seçime etki ettiğini, siyasi otorite lehine çalışma yürüttüklerini düşünüyoruz. Biliyorsunuz Suruç’ta önceki seçimlerde bazı yerlere sandık görevlileri giremedi. Bunun kaynağı iktidar gücünü arkasına alan bazı kamu görevlileridir. Dolayısıyla sandık güvenliğini sağlama konusunda sandık birleştirme kararları verilecektir. Sandık görevlilerimizin sandık başına ulaşması için de üstün bir çaba sarf etmeyi düşünüyoruz. Ben muhalefet partilerinin bu konuda gösterecekleri duyarlılıkla her türlü seçim hilesinin önüne geçebileceklerine inananlardanım. Aynı zamanda Türkiye’de seçimleri Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsileri, STK’lar, demokrasi güçleri yakından izliyor. Karamsar olmamızı gerektiren bir neden olduğunu düşünmüyorum. Daha çok görevliyle önlem alacağız. Hiçbir sandığı boş bırakmama gayreti içindeyiz.”

Tiryaki, sandık güvenliği konusunda muhalefet partilerinin ortak hareket etmesinin de önemine işaret etti. “Ortak çalışmaya hazırız” diyen Tiryaki, “Muhalefet partilerinin güçlerini birleştirerek veri paylaşma, güvenlik konusunda ortak çalışma yapmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Biz bu konuda muhalefet partileri ile çalışmaya hazırız. En önemli önlemlerden biri bu olabilir” ifadelerine yer verdi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Enflasyon Martta Yüzde 61,4’e Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, TÜFE Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Haber Merkezi / TÜİK’e göre, yıllık en düşük artış yüzde 15,08 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde  26,73 ile eğitim, yüzde  26,95 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde  34,95 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  99,12 ile ulaştırma, yüzde  70,33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde  69,26 ile ev eşyası oldu.

Açıklanan verilere göre, ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Mart ayında en az artış gösteren ana gruplar yüzde  1,78 ile giyim ve ayakkabı, yüzde  1,84 ile konut ve yüzde  2,78 ile eğlence ve kültür oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Mart ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  13,29 ile ulaştırma, yüzde  6,55 ile eğitim, yüzde  6,04 ile lokanta ve oteller oldu.

Mart 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 69 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 27 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 313 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 16,38, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  27,48 artış gerçekleşti.

Üç haneli enflasyon

Öte yandan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), mart ayı enflasyonunu verilerini açıkladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti.

ENAG şubat ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu. Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor.

Paylaşın

Sri Lanka’da Ekonomik Kriz: Tüm Bakanlar İstifa Etti

Sri Lanka’da ekonomik kriz nedeniyle devam eden protestolar sonrası, Başbakan Mahinda Rajapaksa hariç, kabinedeki tüm bakanlar istifa etti. 26 bakan, Başbakan Rajapaksa’ya istifa mektuplarını iletti.

Eğitim Bakanı Dinesh Gunawardena, başbakanın yeni kabine kurabilmesi için istifa ettiklerini açıkladı. Başbakan’ın oğlu Namal Rajapaksa da istifa eden bakanlar arasında. Ancak kabinenin istifası, sokağa çıkma yasaklarına rağmen süren protestoları durdurmadı.

İngiltere’den 1948 yılında bağımsızlığını kazanan Sri Lanka, tarihinin en kötü ekonomik krizinden geçiyor. Ülkede gıda, petrol, ilaç ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin tedariğinde ciddi sıkıntılar ve günlük elektrik kesintileri de yaşanıyor.

Olağanüstü hâl ilan edildi

Başbakan’ın kardeşi olan Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa, protestoların başkent Colombo’daki evine yaklaşması sonrası 1 Nisan Cuma günü ülkede olağanüstü hâl ve Pazartesi sabahına kadar geçerli olmak üzere sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Ancak haftasonu boyunca, bazı kentlerde ufak çaplı protestolar sürdü.

İktidar koalisyonundaki küçük partilerden biri de bu hafta koalisyondan çekilebileceğinin işaretini verdi. Bu gerçekleşirse hükümet, olağanüstü hâl kararının uzatılması için yeterli oy çoğunluğunu sağlayamayabilir.

Ülkede protestolar nedeniyle sosyal medyaya da kısıtlama uygulanıyor. Hükümet, internet sağlayıcılara Facebook, WhatsApp, Twitter ve diğer sosyal medya uygulamalarına erişimin durdurulması emri vermişti.

Muhalif Samagi Jana Balawegaya ittifakı, kabineyi istifaya çağırmış, Pazar günü de başkentteki Bağımsızlık Meydanı’na yürümek isteyen muhalefet milletvekilleri ve göstericiler, ellerinde otomatik silahlar bulunan askerler tarafından durdurulmuştu.

Perşembe günü de Devlet Başkanı’nın evine yaklaşan protestoların önce sakin başladığı, polisin göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanması sonrası şiddete dönüştüğü aktarılıyor. Polis müdahalesine göstericilerin taş atarak cevap vermesi nedeniyle en az 20 polisin yaralandığı belirtildi. Çevredeki bazı araçlar da ateşe verildi.

Sri Lanka neden ekonomik krizde?

Ülkedeki döviz eksikliği, krizin en önemli nedenlerinden biri olarak görülüyor. 22 milyon nüfuslu ülkenin 51 milyar dolar dış borcu bulunuyor. Ülkedeki tüketim büyük ölçüde ithal ürünlere dayanıyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle ülkenin turizm gelirlerinin de durması krizde etkili oldu. Uzmanlar uzun süredir borçlanan ve vergi kesintilerine giden hükümetin hatalı politikalarının da krizin büyümesinde etkili olduğu yorumunu yapıyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Trabzonspor İle Beşiktaş Yenişemedi

Trabzonspor, Süper Lig’in 31. haftasında Beşiktaş’ı konuk etti. Medical Park Stadı’nda oynanan maç karşılıklı atılan gollerle 1-1 berabere tamamlandı. Bu sonucun ardından Trabzonspor puanını 71’e, Beşiktaş ise 47’ye yükseltti.

Haber Merkezi / Trabzonspor’un golünü 56. dakikada Andreas Cornelius atarken, Beşiktaş’ın golü 71. dakikada Valentin Rosier’den geldi. 69. dakikada Beşiktaş Michy Batshuayi ile penaltı kaçırdı.

Karşılaşmadan dakikalar;

7. dakikada Dorukhan’ın pası kısa düştü, Teixeira kaptı topu ve hızla ceza alanına girdi ancak Dorukhan hatasını telafi ederek müdahalede bulundu, top Uğurcan’da kaldı.

9. dakikada Ghezzal sağ kanattan vurdu savunmadan seken topa yay üzerinden Josef gelişine vurdu ancak üstten aut.

18. dakikada Abdulkadir Ömür’ün ceza sahası içine doğru gönderdiği topu penaltı noktasına yakın yerde göğsüyle kontrol eden Djaniny, müsait pozisyonda meşin yuvarlağa vurumayınca kaleci Ersin topu kontrol etti.

28 dakikada ani gelişen Beşiktaş atağında Ghezzal’ın pasında ceza sahası içinde topla buluşan Batshuayi’den önce topu müdahale eden Puchacz tehlikeyi önledi.

49. dakikada Ghezzal ceza sahası son çizgisi üzerinden endirekt serbest vuruşu kullandı, top Bakasetas’tan oyun alanına döndü. Seken topa Rıdvan vurdu, savunmaya çarpan top kornere gitti.

56. dakikada Hüseyin Türkmen kendi yarı sahasından, savunma arkasına sarkan Cornelius’a harika bir uzun top attı. Danimarkalı golcü, kaleci Ersin’in açıldığını görünce aşırtma vuruşunu yaptı ve Trabzonspor’u 1-0 öne geçirdi.

68. dakikada Ghezzal sağ kanattan ceza sahası içine girdi ve Abdülkadir Ömür’ün müdahalesiyle yerde kaldı. Hakem Zorbay Küçük penaltı noktasını gösterdi. 69. dakikada beyaz noktanın başına geçen Batshuayi topu direğe nişanladı.

71′ Hızlı gelişen Beşiktaş atağında Ghezzal sağ kanattan bindiren Rosier’in önüne bıraktı topu, Fransız oyuncu ayağının dışıyla vurdu ve Uğurcan’ı mağlup etti (1-1).

80. dakikada Siopis-Larin mücadelesinin ardından Larin, Siopis’e fiziksel temasta bulundu, hakem Zorbay Küçük, Kanadalı yıldıza kırmızı kart gösterdi. Beşiktaş 10 kişi!

90. dakikada Hamsik’in sağ taraftan ortasında Dorukhan’ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak üst direğe çarparak dışarı çıktı.

Stat: Medical Park

Hakemler: Zorbay Küçük, Serkan Olguncan, Ekrem Kan

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Dorukhan, Hüseyin Türkmen, Denswil, Siopis, Bakasetas (Hamsik dk. 85), Abdulkadir Ömür (Berat Özdemir dk. 70), Visca (Kouassi dk. 87) Nwakaeme (Cornelius dk. 46), Djaniny (Yusuf Erdoğan dk. 87)

Beşiktaş: Ersin, Welinton, Vida, Montero, Rosier, Josef, Can Bozdoğan (Pjanic dk. 75), Rıdvan (Umut Meraş dk. 89), Texeira (Larin dk. 69), Ghezzal (Atiba dk. 89), Batshuayi (Kenan Karaman dk. 69)

Goller: Cornelius (dk.56) (Trabzonspor), Rosier (dk.71) (Beşiktaş)

Kırmızı Kart: Larin (dk. 81) (Beşiktaş)

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: 38 Can Kaybı

Kovid 19’da son 24 saatte 9 bin 021 yeni vaka tespit edilirken, 38 kişi hayatını kaybetti. 18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85,36 birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 93,10 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 211 bin 068 test yapılırken, 9 bin 021 yeni vaka tespit edildi. 38 kişi hayatını kaybederken, 10 bin 312 kişi sağlığına kavuştu.

Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, 2 doz aşılama verilerine de yer verildi. En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye’de 2. doz aşılama ortalama yüzde 85,36 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 93,10 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaşların sayısı toplamda 147 milyon 070 bin 173’e yükseldi.

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Bakanlığın 02 Nisan verilerine göre, 242 bin 186 test yapılmıştı. 11 bin 783 vaka tespit edilirken, 41 kişi hayatını kaybetmiş ve 13 bin 421 kişi sağlığına kavuşmuştu.

Paylaşın

BOTAŞ’ın Görev Zararı 55 Milyar Türk Lirası

TL’deki değer kaybı nedeniyle doğal gaz faturaları artarken; BOTAŞ’ın görev zararı ise AK Parti’nin halkın bütçesinden yarattığı sübvansiyonlar ile 55 milyar TL’yi buldu. Doğal gazda dünya genelinde yaşanan fiyat artışları, AK Parti iktidarının ekonomi ve kur politikaları ile yurttaş için krize dönüştü. 

Kur artışı nedeniyle altından kalkılamayacak büyüklüğe ulaşan faturaları sübvansiyonla düşürmeye çalışan AK Parti, BOTAŞ’ın görev zararının 55 milyar TL’ye çıkmasına neden oldu. Sübvansiyonla halka verildiği iddia edilen destek bütçe kaynaklarından karşılandığı için yine halkın cebinden çıktı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı 2021 yılı kamu sermayeli kuruluş ve işletmelerin ismi “görevlendirme gideri” olarak değiştirilen “görev zararı”nı açıkladı. Görev zararı, AK Parti iktidarlarının yanlış politikalarının ya da siyasi fayda sağlamak amacıyla izlediği politikaların, kamu işletmelerine verdiği çeşitli görevlerin sonucu ortaya çıkıyor. Geçmişte AK Parti’nin simgeleşen kömür yardımından doğan zarar bugün BOTAŞ aracılığıyla enerjiye verilmek zorunda kalınan desteğin yanında çok düşük bir tutar olarak kaldı.

BOTAŞ rekor kırdı

2018 yılında DHMİ, TCDD, TMO, ESK, TŞFAŞ, TKİ, TTK ve BOTAŞ’a verilen görevlerden dolayı ortaya çıkan ve 2,1 milyar TL olan görev zararı 2019’da 1,6 milyar TL, 2020’de 2 milyar TL iken enerji fiyatlarındaki yükseliş ve izlenen yanlış kur politikalarının sonucu 2021’de 60,6 milyar TL’ye çıktı.

Bunun 3,4 milyar TL’si Toprak Mahsulleri Ofisi, 191 milyon TL’si Et ve Süt Kurumu, 1,6 milyar TL’si Türkiye Kömür İşletmeleri, 24 milyon TL’si Türkiye Taş Kömürü Kurumu, 55,3 milyar TL’si ise BOTAŞ’a verilen görevlerden kaynaklandı. Bunun 23,8 milyar TL’si yıl içinde ödendi, 38,6 milyar TL’si bir sonraki yıla devretti.

Eski BOTAŞ Gaz Alımı Daire Başkanı Ali Arif Aktürk, BOTAŞ’ın görev zararının kur krizi ile dev boyutlara ulaşmasını ve iktidarın sübvansiyon politikasını değerlendirdi. BirGün’den Nurcan Gökdemir’in aktardığına göre Aktürk, şunları söyledi:

“Özellikle 2021’in ikinci yarısından itibaren yükselmeye başlayan enerji ve gaz fiyatlarını BOTAŞ özellikle konutlara yansıtmamak için sübvansiyon yoluna gitti, maliyetin altında satışlar yapma kararı aldı. 2021’de dünyada büyüyen ekonomik kriz ile artan gaz fiyatları 2022 başından itibaren Ukrayna krizi ile uçtu. Aralık ayındaki kur krizi ile BOTAŞ’ın maliyetleri daha da büyüdü. Bunu da sübvanse ederek halka yansıtmamaya çalıştılar. Böylelikle BOTAŞ’ın zararı patladı, kur krizi olmasaydı BOTAŞ’ın zararı yarı yarıya daha az olurdu.

Sübvansiyon nedeniyle bütçeye yansıtılan yük çok büyük, halka aktarıldığı iddia edilen bu tutar bütçeden karşılandığı için zaten halkın. Bunun bir başka boyutu daha var, sübvansiyon doğru kesimlere yapılıyor mu bilmiyoruz. Boğaz’da yalıda 2 bin-3 bin metrekarelik yerlerde oturanlara da yapıyoruz, Sultanbeyli’deki Ayşe Teyze’ye de yapıyoruz. Şubat ayından itibaren yapılan bu doğrudan destekler şeffaf değil neye göre yapıldığını bilmiyoruz. Yandaşa mı yapılıyor, bilmiyoruz. Ayrıca demir-çelik gibi cam gibi enerji yoğun sektörlerin sübvanse edilmesi günahtır. Bu sektör ucuz enerji kullanarak ürettiklerini yurt dışına satıyor. Bu yolla ülkeden yurt dışına sermaye transferi yapılıyor.”

2021 yılı Aralık ayında yapılan bir yasa değişikliği ile BOTAŞ’ın 55 milyar liralık görev zararı Hazine’ye aktarıldı. Karşılığında BOTAŞ’ın Ticaret Bakanlığı’na bağlı gümrük müdürlüklerine ödemesi gereken İthalde Katma Değer Vergisi ve onun gecikme zamları toplamı olan 32 milyar 300 milyon lira silindi.

Paylaşın

Pakistan’da Parlamento Feshedildi: Erken Seçim Yapılacak

Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi bir erken seçim adımı atarak, parlamentoyu feshetti. Alvi’nin hamlesi, parlamento başkan yardımcısının Başbakan İmran Han’ın kaybetmesi beklenen güvensizlik oylamasını yapmayı reddetmesinin ardından geldi.

Pakistan tarihinde görevdeki başbakanın güvensizlik oylamasıyla karşı kaldığı iki örnek yaşandı. Birincisi 1989 yılında Benazir Butto, ikincisi ise 2006’da Şevket Aziz. İki başbakan da oylamalarda kaybetmedi.

Başbakan Han, muhalefeti, hükümeti değiştirmeye çalışma yönünde “ihanet” ve “komplo” ile suçladı. Muhalefeti haftalardır “dış güçlerle” işbirliği yapmak suretiyle kendisini devirme çabası içerisinde olmakla suçlayan Han, bu çabanın arkasında, Rusya ve Çin’e karşı izlediği politikanın Batı’nın tutumuna uymaması olduğunu savunuyor.

Erken seçim kararı, milletvekilleri tarafından tepkiyle karşılandı. Muhalefetteki muhafazakâr parti Pakistan Müslüman Ligi-Navaz’ın (PML-N) genel başkanı Şahbaz Şerif, önlenen güvensizlik oyunu, “Pakistan anayasal tarihindeki kara bir gün” olarak nitelendirdi. Şerif’in adı, Han’ın başbakanlık koltuğunu devredebileceği kişiler arasında başı çekiyor.

Hükümet çoğunluğu kaybetmişti

Başbakan Han halihazırda büyük baskı altında bulunuyor. Muhalefet, başbakanı, ekonomi ve dış politikayı başarısız bir biçimde yönetmekle suçluyor.

Koalisyon ortağı Birleşik Halk Hareketi (MQM-P), Han hükümetine desteğini birkaç gün önce çekmişti. Ayrıca Han’ın lideri olduğu Pakistan Adalet Hareketi‘ne (PTI) mensup 10’u aşkın milletvekili, başbakana desteklerini çektiklerini açıklamıştı. Bunun üzerine parlamentoda hükümet çoğunluğu kaybetmişti.

ABD’ye içişlerine karışma suçlaması

Han birkaç hafta önce de ABD’yi Pakistan’ın içişlerine karışmakla suçlamıştı. Pakistan medyasına yansıyan haberlere göre, Pakistan’ın Washington Büyükelçisi, Han’ı, ABD hükümetinin üst düzey bir temsilcisinin Han’ın görevden çekilmesini cazip olarak nitelendirdiğini aktarmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, söz konusu iddiayı reddetmişti.

İmran Han iktidara 2018 yılında, ülkede onlarca yıldır süregelen yolsuzluk ve adam kayırma politikasını bertaraf etme vaadiyle gelmişti. Birçok gözlemciye göre, Han, güçlü konumdaki Pakistan ordusunun desteğini de yitirmiş bulunuyor.

Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı 1947 yılından bu yana hiçbir başbakan, görev süresini tamamlamayı başaramadı. Ülkede ordu dört kez darbe yaptı.

Paylaşın

Rusya-Ukrayna Savaşında En Az 1417 Sivil Hayatını Kaybetti

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’da en az 1417 sivilin hayatını kaybettiğini, 2 bin 38 sivilin yaralandığını, saldırıların ardından 4 milyon 176 bin 401 mültecinin komşu ülkelere geçtiğini açıkladı.

BMMYK, Ukrayna’daki mülteci krizine ilişkin çeşitli kaynaklardan edinilen verileri bugün paylaştı. Açıklamada, 24 Şubat-2 Nisan’da, yarıdan fazlası Polonya’ya olmak üzere, Ukrayna’dan 4 milyon 176 bin 401 mültecinin komşu ülkelere geçtiği belirtildi.

Açıklamaya göre, komşu ülkelerden en çok Polonya’ya (2 milyon 429 bin 265), Romanya’ya (635 bin 816), Moldova’ya (392 bin 933), Macaristan’a (385 bin 783) ve Slovakya’ya (298 bin 183) mülteci geçti. Donetsk ve Luhansk bölgelerinden de 21-23 Şubat’ta 113 bin kişi Rusya’ya geçiş yaptı.

Ukrayna’dan komşu ülkelere giden mültecilerin yüz binlercesinin buradan diğer Avrupa ülkelerine geçtiği biliniyor.

IOM: 6,5 milyon sivil yerinden edildi

BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) de Ukrayna içinde ise 6,5 milyon sivilin yerinden edildiğini duyurmuştu.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinden yapılan açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşında 24 Şubat-2 Nisan’da en az 1417 sivilin hayatını kaybettiği, 2 bin 38 sivilin yaralandığı bildirildi ve sivil ölü ve yaralı sayısının tespit edilenden çok daha yüksek olabileceği vurgulandı.

Sivil kayıpların çoğunun, ağır topçu ve çok namlulu roketatar sistemlerinden yapılan bombardımanlar ve hava saldırıları dahil olmak üzere geniş bir etki alanına sahip patlayıcı silahların kullanılmasından kaynaklandığı ifade edildi. Ukrayna makamlarına göre de hayatını kaybeden sivillerin sayısı bu rakamdan çok daha fazla.

Paylaşın

HDP’li Sancar’dan Dikkat Çeken ‘Üçüncü Yol’ Açıklaması

Partisinin Malatya kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Şimdi yeni bir başlangıç zamanıdır. Ne mevcut iktidarın soygun, yalancı, imhacı, savaşçı politikaları ne de değişim adına makyaj ile yeni bir dönem vaatleri. İkisi de olmayacak. Şimdi 3’üncü yol zamanıdır. Şimdi HDP ile birlikte büyük demokrasi ittifakının zamanıdır.” dedi.

Haber Merkezi / Sancar, “Bütün baskılara, kumpaslara karşı halkın bu kararlı yürüyüşü, inancı, desteğiyle mücadelesini büyüterek yürüyor. Demokrasi İttifakı’nı da en geniş kesimleri kapsayacak şekilde kurma kararını sürdürüyor. Bu yolda da başarılı ve önemli gelişmeler yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

Mithat Sancar, “Eğer değişim istiyorsak, ki biz istiyoruz, halklar istiyor, demokratik dönüşüm ve büyük barış istiyorsak şimdi HDP zamanıdır. Şimdi HDP’nin yürüttüğü 3’üncü Yolu büyütme zamanıdır. Bu irade ve kararlılığı, inandırıcı, tutarlı politikaları kimse görmezden gelemez. Kimsenin görmezden gelmesine halklar izin vermez. Biz buradayız, gücümüz halkımızdandır, haklılığımız inandığımız değerlerdendir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Malatya İl Örgütü, 4’üncü Olağan Kongresi’ni kentteki bir düğün salonunda gerçekleştirdi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, kongrede bir konuşma yaptı. Sancar’ın konuşması şöyle;

“Bu coşkuyu, bu kararlılığı burada bizlere yaşattığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Newroz’da başlayan, öncesinde 8 Mart’ta yola koyulan coşku ve kararlılık kervanı büyüyerek devam ediyor. Malatya kongresi de işte bunun bir kanıtıdır. O nedenle emeği geçen herkese teşekkürlerimi partim adına sunuyorum. Emeklerinize sağlık, var olun! Malatya bizler için önemli bir şehir. Hakların, inançların bir arada büyüdüğü ve yaşadığı bir şehir ama aynı zamanda acıların da olduğu bir coğrafya. Bizler; halkların birlikteliğini, inançların özgürlüğünü sağlamak ve böyle bir düzeni kurmak için yola çıkan bir parti olarak Malatya’ya çok özel bir önem veriyoruz.

“Mıgırdiç Margosyan’ı saygıyla anıyoruz, ruhu şad olsun”

Bu birlikteliği sağlamanın yolu, acının Malatya’da tarihin bir parçası olduğunu unutmamak ve bununla yüzleşmenin yollarını bulmaktır. Çünkü geçmişle yüzleşmeden, yaraları iyileştirmeden geleceği barış ve demokrasi üzerine kuramayız. Bu barışı kurabilmemiz için, geleceğin demokratik düzenini ve kültürünü kurabilmemiz için geçmişle yüzleşmemiz gerekiyor. Yaraları iyileştirmenin yolu hakikat ve adaletten geçer. İşte, hakikat ve adaletin hafızalarından, çok önemli sözcülerinden birini dün maalesef yitirdik. Mıgırdiç Margosyan ağabeyimizi sonsuzluğa uğurladık. 1915’te burada yaşanan kırımın, kıyımın hafızasıydı. Bu acının sözcüsüydü ama acıyı hiçbir zaman kine ve nefrete dönüştürmedi. Tam tersine yaraları iyileştirecek büyük barışın yollarını aradı. Bir yandan en ağır yaraları yazarken diğer yandan bizleri tebessüm ettirmeyi becerebildi. İşte bu büyük bilgeyi, bu koca çınarı huzurlarınızda saygıyla anıyorum. Başımız sağ olsun. Ruhu şad olsun.

“Hrant’ın hakikat dili, sistemin nimetlerinden yararlanan çevreyi ürküttü”

Bu toprakların çocuğu Hrant Dink de aynı yolda yürüyordu. Hrant Dink de geçmişin ağır yaralarını sarabilmek için barışın, adaletin, hakikatin dilini kullanıyordu. Kin ve nefreti değil, hakikat ve adaleti birlikte yaşamanın imkanlarını arıyordu. Bu, egemen sistemin bütün nimetlerinden yararlanan her çevreyi ürküttü. Malatya’nın bu güzel çocuğunu, o değerli dostumuzu, o güzel yoldaşımızı bu nedenle katlettiler. Biliyorlardı ki, o dil yerleşirse kendi düzenlerini üzerine kurdukları düşmanlığın temelleri ortadan kalkacaktı. Kinin, nefretin, düşmanlığın ortadan kaldırıldığı bir düzende adalet, barış ve demokrasi olacaktı. İşte Hrant’ın dili de o dildi, mücadelesi o mücadeleydi. Onu susturmalarının nedeni de o hain cinayetin sebebi de buydu.

“Bedel ödeyen insanların birikimini aldık büyük barışa yürüyoruz”

Biz HDP olarak aynı yolda yürüyoruz. Bu yolda daha önce mücadele etmiş, tecrübe biriktirmiş, bedel ödemiş bütün insanların birikimini devraldık, büyük barışa doğru yürüyoruz. Biliyoruz ki büyük barış ancak eşit yurttaşlık üzerine kurulur. Büyük barış ancak halkların ve inançların özgürlüğü üzerine kurulabilir. Büyük barış ancak toplumsal adalet üzerine, emeğin hakkını aldığı bir düzende kurulabilir. Biliyoruz ki büyük barış, doğayla iç içe uyumlu yaşayarak kurulabilir. Biliyoruz ki büyük barış kadınlara düşmanlığın ortadan kaldırıldığı bir yaşamda kurulabilir. Biliyoruz ki büyük barış gençlerin kendilerini yaşayabilecekleri, geleceğe umutla bakabilecekleri bir düzende kurulabilir. O nedenle büyük barışı biz büyük hedefimiz olarak belirledik ve bu yolda Malatya kongresinin bundan sonra Malatya’daki mücadelenin çok özel bir yeri olacağına inanıyoruz. Bu nedenle bundan sonra yapacağımız çalışmalara büyük dikkatle katılıp takip edeceğiz. Her türlü katkıyı sunmak adına elimden geleni yapacağımı da buradan bir kez daha söyleyeyim.

“İktidarı göndereceğiz ama farklı bir görüntüyle aynı zihniyeti sürdürecek bir iktidar da istemiyoruz”

Değerli dostlar bu iktidar biraz önce saydığım bütün konularda bir düşmanlık ve savaş politikası izlemektedir. Halklara, farklılıklara, inançlara karşı savaş yürütmektedir. Doğaya karşı bir savaş yürütmektedir; emeğe karşı, kadınlara karşı, gençlere karşı savaş yürütmektedir. İşte bu iktidarı göndermeye kararlıysak önce bu savaş politikalarının tamamına karşı çıkmak zorundayız. Eğer savaş politikalarını çökertirsek bu iktidarı da göndeririz. Ama bu da yetmez. Savaş zihniyetini; halklara, inançlara, kadınlara, toprağa, emeğe karşı savaşı besleyen kaynakları da değiştirmek zorundayız. Yani bu düzeni de değiştirmek zorundayız. Evet, iktidarı göndereceğiz ama yerine benzer zihniyeti farklı bir görüntüyle sürdürmek isteyecek bir iktidar da istemiyoruz.

“Üçüncü Yol Türkiye’ye adaleti, barışı ve demokrasiyi getirecek”

O nedenle biz güçlü demokrasi, kalıcı barış, eşit yurttaşlık ve adalet temelinde Üçüncü Yolumuzu kurduk, büyütüyoruz. Bu yol Türkiye’ye barışı da demokrasiyi de getirecektir. Bu yol bizlere adaleti de getirecektir. Ezilen, sömürülen, ötekileştirilen bütün toplum kesimlerinin haklarını, hukuklarını teslim edecek bir düzeyi de yaratacaktır. O nedenle Üçüncü Yolda kararlıyız. Newroz işte Üçüncü Yolun ne kadar güçlü ilerlediğinin büyük bir kanıtıdır. Türkiye’nin 70 merkezinde milyonlar meydanları doldurdular. O milyonlar çok önemli mesajlar verdiler. Bu mesajlar elbette en başta iktidaradır. “Bu politikalarla, Kürt sorununda çözümsüzlük, cezaevlerinde zulüm, ağırlaştırılmış tecrit ile bir yere varamazsın. Biz buradayız, burada barış ve demokratik çözüm için kararlıyız, bu yoldan bizi alıkoyamazsın.” dediler. İktidara bu mesajı verdi milyonlar.

“Milyonlar Newroz’da Kürt sorununda demokratik çözüm için güçlü bir mesaj verdi”

Bunları burada anmak bile gereksiz ama hani birileri “Kürtler HDP’yi sevmiyor” diyordu. Öyle bir gür cevap verdi ki milyonlar, kimin neyi sevdiğini dünya alem gördü. Dünya alem kim barışı, kim gerçek özgürlüğü, eşitliği istiyor meydanlarda gördü. Kürt sorununa demokratik çözüm için iktidara güçlü bir mesaj verdi. Ne kadar saldırırsan saldır, HDP’yi ne kadar kuşatmaya çalışırsan çalış, savaş politikalarında ne kadar ısrar edersen et biz buradayız, dedi. Em li vir in. Em azadî û aşitî dixwazin. Em demokrasî û edalet dixwazin. Milyonların söylediği buydu değerli dostlar.

“Büyük barışın kilidini açacak şey Kürt sorununda demokratik çözümdür”

Gerçekten HDP halktır. Bütün baskılara, kumpaslara karşı halkın bu kararlı yürüyüşü, inancı, desteğiyle mücadelesini büyüterek yürüyor. Demokrasi ittifakını da en geniş kesimleri kapsayacak şekilde kurma kararını sürdürüyor. Bu yolda da başarılı ve önemli gelişmeler yaşanıyor. Newroz meydanının mesajı sadece iktidara değil bütün kesimlereydi. Diğer muhalefet partilerine de mesaj vardı. Ürkek davranmayın, değişim istiyorsanız cesur olun. Bu ülkede değişim büyük barış ile gelir. Büyük barışın kilidini açacak şey Kürt sorununda demokratik çözümdür. Kürt sorununda demokratik çözüm konusunda inandırıcı tutarlı herhangi bir program önüne koymadan toplumu değişime ikna etmeden istediğinizin sonuçlara varamazsınız. Yani kuru değişim mesajlarıyla, teknik programlarla, ürkek mesajlarla bu kadar ağır sorunları çözemezsiniz.

“Alternatif vardır, bu alternatifi hayata geçirecek güç de imkan da vardır”

O nedenle eğer değişim istiyorsak -ki biz istiyoruz, halklar istiyor- demokratik dönüşüm ve büyük barış istiyorsak şimdi HDP zamanıdır. Şimdi HDP’nin yürüttüğü Üçüncü Yolu büyütme zamanıdır. Bu irade ve kararlılığı, inandırıcı tutarlı politikaları kimse görmezden gelemez. Kimsenin görmezden gelmesine halklar izin vermez. İktidarı da durdurur, diğer muhalefet partilerine de gerekli mesajları verir. Biz buradayız, gücümüz halkımızdandır, haklılığımız inandığımız değerlerdendir. Gerçekten bu ülkede Alevi-Sünni düşmanlığını körükleyenlere dur diyecek, Kürt sorununda zulmü, cezaevlerinde zorbalığı sürdürecek her türlü anlayışı durduracak güç sizlersiniz. Sizlerin ayakta tuttuğu HDP’dir, HDP’nin birlikte yürüdüğü demokrasi güçleridir. Alternatif vardır, bu alternatifi hayata geçirecek güç de imkan da vardır. Bunu herkes böyle bilsin, en başta biz kendimize inanıp güvenelim. Bu yolda şimdiye kadar gösterdiğimiz kararlılığı büyütüp hep ileriye doğru bakalım. Göreceksiniz, işte o zaman mutlaka kazanacağız. Ödediğimiz bedeller boşuna olmayacak. Cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulan yoldaşlarımız da özgürlüğe kavuşacak. Burada birlikte özgürlük halayı çekeceğimiz günler de yakındır.

“Newroz’da verilen mesajı aldık gereklerini yerine getirmek için çalışacağız”

Newroz büyük barışın ama adalet, eşitlik, özgürlük temelinde büyük barışın kurulabileceğini ve kurulması konusunda büyük bir halk talebinin bulunduğunu bir kez daha ortaya koydu. Newroz bizler için Kürt sorununda demokratik çözüm, özgürlük ve büyük barış demektir. Bütün halkların eşit yaşayacağı, bütün inançların özgür olacağı bir yeni başlangıç yapmak demektir. Her Newroz’da yeni başlangıç irademizi bir kez daha ortaya koyuyoruz ama 2022 Newroz’unun özel bir yeri var. Çünkü 2022 yılı baskıcı, faşist, inkarcı, imhacı anlayış ile özgürlük, demokratik çözüm, büyük barış isteyen anlayış arasındaki mücadelenin final yılıdır. Bu finalde halkların gücü kazanacak, halkların birlikte, eşit yurttaşlık temelinde barış içinde yaşama umudu kazanacaktır. Bu nedenle Newroz önemliydi, bu nedenle Newroz’un verdiği mesajlar dikkatle değerlendirilmelidir. Herkese mesaj verdi, bize de verdi. Newroz bizlerin, HDP’nin sorumluluğunu da artırdı. Bizim bu halkların iradesine, umuduna, kararlılığına layık olmak için daha çok çalışmamız gerektiğini bize çok açık bir şekilde gösterdi. Biz bu mesajı aldık. Biz milyonların bize verdiği mesajı da aldık. Ona layık olmak ve gereğini yerine getirmek için elimizden geleni her alanda yapmaya devam edeceğiz. Bütün gücümüzle sizlere layık olmak ve sizin hedeflerinize bu ülkeyi ulaştırmak için çalışmaya devam edeceğiz.

“Gençler akın akın HDP’ye geliyor”

Kemal Kurkut’u, o güzel insanı bir kez daha burada analım. Açık cinayet ve adaletsiz bir yargı, zalim bir düzen. Apaçık bir cinayeti aklayan bir mekanizma. İşte bu adaletsizliğin sadece Kürtlere yönelik olmadığını son yıllarda pek çok örnek ortaya koyunca HDP’nin yıllardır yaptığı çağrılar daha iyi anlaşılır oldu. Kemal Kurkut’a karşı bu cinayet sadece bir şahsı hedef almıyor. Gençliğin iradesini, coşkusunu, geleceğe barışla yürüme iradesini de hedef alıyor. Gençleri ürkütmek, korkutmak sindirmek içindir. Mahkeme’nin verdiği karar da aynı amaca yöneliktir. Ama Newroz meydanlarında da kongre salonlarımızda da görüyoruz ki gençler akın akın buraya geliyorlar. Gençler geleceklerini kendi elleriyle kuracaklar. AKP Genel Başkanı çıkıp gençlere “Seyahat edin, gidin dünyayı gezin, görün” diyor ama burada gençlere yaşam hakkı tanımıyor. Gençlerin şimdi aradığı şey kendini yaşama hakkı ve bir iş, kaliteli ve ücretsiz eğitim. Bunu arıyor gençler. Demokratik, özgür bir ülke istiyor gençler. Ama bu iktidar gençleri de, halkın yüzde 90’ını da açlığa ve yoksulluğa mahkum etmiştir.

“Kayısı emekçisi ürünü yok pahasına satmak zorunda kalıyor”

İşte Malatya’nın durumu. Malatya tarımla, hayvancılıkla geçimini sağlayan bir kentimiz, ama hayvancılık bitmek üzere; tarımda da en önemli ürün olan kayısının durumu ortada. Dünya kayısı üretiminin yüzde 70’i bu güzel şehirde yapılıyor. Yüzde 70 üretimin emekçileri şimdi yoksulluğa mahkum edildi. Bunun rantını büyük şirketler ve aracı tacirler yiyor. Emekçi tarlada, ağaçta, bahçede ürettiği ürünü yok pahasına satıyor, markete 8-10 kat fazla ücretle geliyor. Bu iktidar doğayla da savaşıyor. Şimdiye kadar 505 maden açılmış, 800’den fazla maden için de ruhsat hazırlığı yapıyor. Bunun ne demek olduğunu burada yaşayan değerli halkımız, yani siz çok iyi bilirsiniz. Başka yerde de aynı şeyi yapıyorlar. Doğayı, emeği, üreticinin emeğini talan ediyorlar. Bu ülkenin verimli topraklarını talan ediyorlar. Bu talan bu ülkeyi kıtlığa, yoksulluğa, açlığa sürüklüyor.

“Yeşil Malatya diye anılan bu şehir gri Malatya oldu, beton Malatya oldu”

İşte bu düzen değişmeli arkadaşlar. Yıllarca, on yıllarca yeşil Malatya diye anılan bu şehir gri Malatya oldu, beton Malatya oldu. Hak mıdır bu? Buna dur dememiz gerekiyor. Buna dur demek için de aş ve iş mücadelesini demokrasi mücadelesiyle, emek mücadelesini özgürlük mücadelesiyle buluşturmamız lazım. Her yerde ve alanda halkları, inançları, emekçileri, köylüleri, yoksulları, gençleri, kadınları bir araya getirecek büyük bir mücadele birlikteliği lazım. Demokrasi ittifakı hedefimiz işte bu mücadele birlikteliği içindir. Bunu kurduğumuz zaman bu iktidarı durduracak, değiştirecek ve bu rejimi de değiştireceğiz. Bu düzeni de değiştireceğiz. Umut sizdedir, güç sizdedir.

“Malatya’nın güçlü halk birlikteliğini Meclis’te mutlaka göreceğiz”

“Şimdi HDP zamanıdır” şiarıyla yürüyoruz biz. Şimdi Türkiye’de yeni başlangıç zamanıdır. Türkiye’de HDP zamanını yaşamak için şimdi Malatya’da HDP zamanıdır. Üç vekil hedefinizden vazgeçmeyin. Gelecek seçimlere Malatya’nın halklarının, inançlarının ortak mücadelesini Meclis’e taşımaya hep birlikte söz verelim. Taşıyacağız, Malatya’nın bu güçlü halk birlikteliğini, inanç kardeşliğini temsil edecek iradeyi Meclis’te gelecek dönem mutlaka göreceğiz. Değişimin dalga dalga yükseldiğini, ilerlediğini Malatya kendi vereceği katkı ve emekle ayrıca ortaya koyacaktır. Malatya buna hazırdır, biz buna hazırız. Hep birlikte bunu yapmaya bir kez daha söz veriyoruz.

“İleriye, yeni başlangıca yürüyoruz”

Şimdi yeni bir başlangıç zamanıdır. Ne mevcut iktidarın soyguncu, yalancı, imhacı, savaşçı politikaları ne de değişim adına makyaj ile yeni bir dönem vaatleri. İkisi de olmayacak. Şimdi Üçüncü Yol zamanıdır. Şimdi HDP ile birlikte büyük demokrasi ittifakının zamanıdır. Değişim burada bitecek. Sözlerimi Mevlana’nın dizeleri ile bitireceğim. “Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Evet şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Şimdi yeni başlangıç lazım, o irade buradadır. Bunu başaracak güç buradadır. Tamamlıyor Mevlana sözlerini şöyle: “Uçmak dostlara, uçmak, geride kalmayı kendime yediremem”. Biz geride kalmayı bu halkların kendine yedirmeyeceğini biliyoruz. Biz geriye dönüp bakma anlamında küçük yeniliklerle asla yetinmek istemiyoruz. Şimdi biz ileriye, yeni başlangıca, büyük barışa, demokrasiye, eşit yurttaşlığa, adalete yürüyoruz. Bu ülkenin bütün mağdurlarını ve ezilenlerini refah, barış ve adalet içinde yaşacakları bir düzene taşıyacağız. İleriye yürüyoruz, yolumuz açıktır. Em zanin rêya me vekiriye, îradeya me xurt e, baweriya me xurt e.”

Paylaşın