Medya Kuruluşlarına 2021’de 55,8 Milyon Lira Ceza

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 2021 Yılı Faaliyet Raporuna göre kurul geçen yıl basın yayın kuruluşları hakkında 55 milyon 822 bin 365 lira 70 kuruş tutarında, bin 661 ayrı ceza kararı aldı. RTÜK, bu cezalardan toplam 17 milyon 10 bin 985 lira da gelir elde etti.

Rapora göre, 2021 yılında toplam 236 dava açıldı. Bunların 91’i RTÜK lehine 11’i de aleyhine sonuçlanırken, 134 davanın da henüz karara bağlanmadığı bildirildi.

Davalardan 140’ı verilen idari para cezalarına itiraz amaçlı açılırken, geçici yayın durdurma cezalarından da 35’i yargıya taşındı. RTÜK aleyhine açılan davalardan 16’sı yayın lisansı iptali kararı, 9’u para cezası ve program durdurma yaptırımı ile ilgili oldu.

2017-2021‘de bin 153 dava RTÜK lehine sonuçlandı

RTÜK 2021 Faaliyet Raporu’ndaki verilere bakıldığında, 2017-2021 yılları arasında RTÜK aleyhine bin 566 dava açıldı. Bu davalardan bin 153’ü RTÜK lehine, 190’ı da RTÜK aleyhine sonuçlandı.

Geri kalan davaların ise sürdüğü belirtildi. Raporda, RTÜK’ün çeşitli medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar ile gerçek kişiler ve sosyal medya hesapları hakkında da 129 ayrı suç duyurusunda bulunduğu belirtildi.

Uluslararası medya kuruluşu

RTÜK, bu sene Şubat ayında Türkçe yayın yapan üç uluslararası haber sitesine lisans alma şartı getirdiğini duyurmuştu. RTÜK kararına göre lisans başvurusu yapmamaları halinde Deutsche Welle, Amerika’nın Sesi ve Euronews’e Türkiye’den erişilmesi mümkün olmayacağı belirtilmişti.

RTÜK

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye’de faaliyet gösteren tüm radyo ve televizyonların yayınlarını denetleyen kamu kuruluşu. Üyeleri TBMM Genel Kurulu tarafından siyasi partilerin adayları arasından seçilir. Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilişkilendirilmiştir.

RTÜK, özel radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen, mülga 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 13 Nisan 1994 tarihinde TBMM’de kabul edilmesinin ardından, 20 Nisan 1994 tarihinde 21911 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle kurulmuştur.

Paylaşın

Fransa’da Cumhurbaşkanlığı Seçimi İkinci Tura Kaldı

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylardan hiçbirinin mutlak çoğunluk olan yüzde 50’ye ulaşamaması nedeniyle, ilk turda en yüksek miktarda oyu alan iki aday olan Macron ile Le Pen, 24 Nisan’da yapılacak ikinci turda cumhurbaşkanlığı için yarışacak.

Haber Merkezi / Fransa’da 12 aday seçimlerde resmen yarışma hakkı kazanmıştı. Emmanuel Macron (liberal), Marine Le Pen (sağ popülist), Valérie Pécresse (muhafazakâr), Jean-Luc Mélenchon (radikal sol), Eric Zemmour (milliyetçi), Yannick Jadot (çevreci), Fabien Roussel (komünist), Anne Hidalgo (sosyal demokrat), Nicolas Dupont-Aignan (muhafazakâr/ulusalcı), Jean Lassalle (kırsalcı), Philippe Poutou (troçkist), Nathalie Artaud (troçkist) cumhurbaşkanlığı için aday olmuştu.

Yaklaşık 49 milyon seçmen seçimlerde oy kullanmak üzere sandığa çağrılmıştı. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, seçime katılım oranı 2017 yılındaki seviyenin gerisine düşerek yüzde 65 olarak gerçekleşti. 2017 yılındaki seçimlerde, katılım oranı yüzde 69,4 olmuştu.

Fransa’da cumhurbaşkanı, 6 Kasım 1962 tarihinde yapılan anayasa değişikliğinden bu yana halk tarafından doğrudan seçiliyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı Fransız direnişinin sembolü olan General Charles de Gaulle, 1965 yılında bu sistemle seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu.

Macron’dan seçmenlere aşırı sağı engelleme çağrısı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ilk turda kendisine oy veren seçmenlere ve ikinci turda kendisine destek verilmesi için çağrıda bulunan rakiplerine teşekkür etti.

Emmanuel Macron, seçmenlere, aşırı sağın iktidara gelmesini engellemek için ikinci turda kendisine oy vermeleri çağrısı yaptı. Macron, “İlk turda bana oy vermeyenler de dahil herkese, bize destek verme çağrısı yapıyorum” dedi.

Kendisine oy vermeyenleri ikna etmeyi ve ikinci turda onların da oyunu almayı umduğunu vurgulayan Macron, “Daha hiçbir şey bitmedi. Popülist söyleme ve yabancı düşmanlığına teslimiyet…Bu, Fransa değil” diye konuştu.

Le Pen: Fransa’ya çekidüzen vereceğim

Marine Le Pen ise ilk tur sonuçlarının netleşmesi sonrası yaptığı açıklamada, Macron’a oy vermeyen herkese, ikinci turda kendisine oy vermeleri çağrısı yaptı.

Seçilirse “Tüm Fransız halkının cumhurbaşkanı” olacağını vurgulayan Le Pen, “5 yıl içinde Fransa’ya çekidüzen vereceğini” söyledi. Le Pen konuşurken, destekçileri de “Kazanacağız” şeklinde sloganlar attı.

Öne çıkan konular neler?

Fransa’da anketlere göre Rusya-Ukrayna Savaşı dışında seçimi etkileyecek en önemli konular ekonomi, göç ve güvenlik. Fransa, Ocak ayında son 50 yılın en yüksek yıllık büyümesini gerçekleştirerek Covid pandemisinin yaralarını sardı.

Fransa ekonomisinin büyümesi Macron’un elini güçlendiriyor. Ülkede işsizlik, Euro Bölgesi ortalamasının hemen üzerinde ve Macron’un iktidara geldiği yıl belirlediği hedefe yakın bir seviyeye, yüzde 7,4’e geriledi.

Resmi verilere göre 2020’de Fransa’da 6,8 milyon göçmen yaşıyordu. Bunların üçte biri Avrupa ülkelerindendi. En büyük göçmen grupları ise sırasıyla Cezayir, Fas ve Portekizliler.

Göç konusu özellikle aşırı sağcı adayların kampanyalarında öne çıkmıştı.  Le Pen iktidara gelince göçü büyük oranda azaltmayı hedefleyen bir referandum düzenleyeceğini belirtmişti.

Le Pen’in yoğun eleştirilerine maruz kalan Macron, binlerce yeni polis istihdam etme sözü vermişti. Macron, iktidarında ülkede suç oranının azaldığını söylüyor. Son yıllarda büyük saldırılara maruz kalan Fransa’da güvenlik, seçmenler için en önemli konulardan birine dönüşmüştü.

Paylaşın

En Fazla Yoksul Diyarbakır Ve Şanlıurfa’da

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı İstatistik Araştırma Dergisi’nde yer alan “Türkiye’de Hanehalkı Yoksulluğunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi” başlıklı makalede en yoksul iller ve yoksulların oturduğu konut tipleri paylaşıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu Uzmanı Onur Şentürk ve Gebze Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nuri Çelik imzasını taşıyan makaleye göre yoksulların yüzde 70,8’i müstakil evlerde oturuyor.

Cumhuriyet’in haberine göre; araştırmada en fazla yoksul hanenin yüzde 16 ile Urfa ve Diyarbakır’da, en az yoksul hanenin  ise yüzde 0,5 ile Zonguldak, Karabük, Bartın bölgesinde olduğu belirtildi.

Çalışmada kullanılan verilerde ayrıca yoksul hanelerin yüzde 70.8’i müstakil konutta, yüzde 15.1’inin 10 daireden az yerleşim yeri olan apartmanda, yüzde 9.4’ünün 10 daireden fazla yerleşim yeri apartman ve yüzde 4.6’sının ise ikiz ya da sıralı evde oturdukları ifade edildi.

“Yoksullar harcamalarını zor yapıyor”

Araştırmada yoksulların gerekli harcamaları nasıl karşıladıkları verisi  yer aldı. Yoksulların yüzde 65.5’inin hanelerinin genellikle gerekli harcamalarını zor yapabildiklerini, yüzde 33.7’sinin ne zor ne kolay ve yüzde 0.8’inin ise gerekli harcamaları kolay yapabildiklerini beyan ettikleri görüldü.

Yoksul hanelerin yüzde 60.3’ü dört ve daha fazla kişiden oluşurken, yüzde 18.6’sı üç ve dört kişilik hanelerden, yüzde 12.3’ü tek kişilik hanelerden ve yüzde 8.8’i ise iki kişilik hanelerden oluştuğu da makalede dikkat çeken istatistiklerden biri oldu.

“Yoksullar 50 yıllık binada yaşıyor”

Dergide yer alan detaylardan biri de yoksulların oturduğu konutların yaş analizi oldu. Makaleye göre yoksulların yüzde 48.7’sinin oturduğu konutun yaşı 20-49 yıllık iken, yüzde 21.6’sı 10-19 yıllık binalarda oturuyor. Yoksulların yüzde 15.5’i ise 50 yıl ve daha fazla yıllık binalarda ikamet ediyor. Yeni sayılabilecek 0-9 yaş arasındaki binalarda oturan yoksullar ise toplam yoksulların yüzde 14.2’sini oluşturuyor.

Araştırmada yoksul hanelerin yüzde 74.7’sinin yaşadığı çevrede; hava kirliliği, çevre kirliliği, toz, hoş olmayan koku, pis su veya diğer çevresel sorunlar görülürken, yüzde 25.3’ünde ise böyle bir problem yaşanmadığı belirtildi.

TÜİK’e göre yoksulluk

TÜİK’e göre yoksulluk ise insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamaması durumu olarak özetleniyor. Yoksulluk kavramı kurum tarafından iki farklı şekilde ele alınıyor.

Dar anlamda yoksulluk: Açlıktan ölme ve barınmadan yoksunluk. Geniş anlamda yoksulluk: İnsan hayatının sürdürülebilmesini sağlayan gıda, giyim ve barınma gibi temel ihtiyaçlara sahip olmasına rağmen yaşadığı çevrenin genel seviyesinin gerisinde kalmayı ifade ediyor.

Öte yandan TÜRK-İŞ mart ayı araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’de açlık sınırı 4 bin 928, yoksulluk sınırı ise 16 bin 52 TL olarak belirlendi.

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 4,5 Milyonu Aştı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 24 Şubat’ta başlayan Rusya saldırılarının ardından Ukrayna’daki mülteci krizine ilişkin verileri paylaştı.

Açıklamaya göre, 24 Şubat-9 Nisan döneminde yarıdan fazlası Polonya’ya olmak üzere 41 milyon nüfusa sahip ülkeden 4 milyon 503 bin 954 kişi komşu ülkelere geçti.

Komşu ülkelere geçişler şöyle oldu:

  • Polonya – 2 milyon 593 bin 902
  • Romanya – 686 bin 232 kişi
  • Macaristan – 419 bin 101 kişi
  • Moldova – 410 bin 882 kişi
  • Rusya – 404 bin 418 kişi
  • Slovakya – 314 bin 485 kişi
  • Belarus – 19 bin 96 kişi
  • Donetsk ve Luhansk bölgelerinden de 21-23 Şubat’ta 113 bin kişi Rusya’ya geçti.

7,1 milyon kişi yerinden edildi

Ukrayna’dan komşu ülkelere gidenlerden yüz binlercesinin buralardan da diğer Avrupa ülkelerine geçtiği biliniyor. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Ukrayna içinde 7,1 milyon sivilin yerinden edildiğini açıklamıştı.

En az 1793 sivil hayatını kaybetti

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin açıklamasında, Rusya-Ukrayna savaşında 24 Şubat-9 Nisan’da en az 1793 sivilin yaşamını yitirdiği, 2 bin 439 sivilin yaralandığı da bildirildi. Sivil ölü ve yaralı sayısının tespit edilenden çok daha yüksek olabileceği vurgulandı.

Sivil kayıpların çoğunun, ağır topçu ve çok namlulu roketatar sistemlerinden yapılan bombardımanlar ve hava saldırıları dahil olmak üzere, geniş etki alanına sahip patlayıcı silahların kullanılmasından kaynaklandığı ifade edildi.

NOT: BM, Ukrayna’da sivil kayıplara ilişkin sadece teyit edebildiği rakamları açıklıyor. Ukrayna makamlarına göre ise hayatını kaybeden sivillerin sayısı ise çok daha fazla.

Paylaşın

Dev Derbinin Kazananı Fenerbahçe

Süper Lig’in 32. haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray karşılaştı. Şükrü Saraçoğlu’nda oynanan karşılaşmayı Fenerbahçe, 26. dakikada Miha Zajc ve 68. dakikada Serdar Dursun’un golleriyle 2-0 kazandı.

Haber Merkezi / Bu sonuçla son 8 maçta 7. galibiyetini alan Fenerbahçe, Konyaspor’un puan kaybettiği haftada 59 puanla ligde ikinci sıraya yerleşti. Galatasaray ise haftayı 41 puanda tamamladı.

Karşılaşmadan dakikalar

5. dakikada Fenerbahçe etkili geldi. Sağ kanattan geriye doğru kullanılan kornerde Ferdi Kadıoğlu, ceza sahasına doğru ortasını gönderdi. Serdar Dursun kafa vuruşunu yaptı, top yandan auta çıktı.

12. dakikada Galatasaray etkili geldi. Sol kanatta Berkan, ceza sahasına yerden ortasını gönderdi. Boş pozisyondaki Gomis’e top gelecekken savunmada Kim Min-Jae son anda topa dokunarak büyük bir tehlikeyi önledi.

20. dakikada Marcao, sol kanatta bindirme yapan Berkan’a pasını gönderdi. Milli futbolcu Serdar Aziz’i geçtikten sonra yerden ortasını gönderdi. Top Gomis’e gelecekken Ferdi Kadıoğlu ters kademeye gelerek gol tehlikesini önledi.

26. dakikada Fenerbahçe öne geçti. Mert Hakan Yandaş’ın ara pasıyla sağdan son çizgiye inen Osayi-Samuel, meşin yuvarlağı ceza sahasına çevirdi. Zajc, penaltı noktası gerisinden bekletmeden yaptığı vuruşla topu ağlara gönderdi: 1-0

35. dakikada Fenerbahçe çok hızlı çıktı. Osayi-Samuel kendi yarı sahasından aldığı topla Galatasaray ceza sahasına girdi. Bu futbolcunun Nelsson’u çalımlayıp sol çaprazdan şutunda meşin yuvarlak az farkla yandan dışarı gitti.

42. dakikada Babel’in pasında topla buluşan Berkan, savunmanın arkasına sarkan Kerem’i gördü. Bu futbolcunun ceza sahasına girer girmez sağ çaprazdan yaptığı vuruşta kaleci Altay gole izin vermedi.

55. dakikada derbide tansiyon yükseldi. Fenerbahçe atağında Mert Hakan, Marcao’nun hareketi sonrasında yerde kaldı ancak hakem devam kararı verdi. Yerde bir süre yatan Mert Hakan, daha sonra ayağa kalkarak Marcao’nun üzerine yürüdü. Nelsson araya girerek Mert Hakan’ı engelledi. Pozisyonun ardından hakem Atilla Karaoğlan Mert Hakan Yandaş’a sarı kart gösterdi.

60. dakikada Fenerbahçe gole çok yaklaştı. Sağ köşeden İrfan Can ceza sahasına korneri kullandı. Yakın mesafede Serdar Dursun kafa vuruşunu yaptı ancak top üstten auta çıktı.

62. dakikada Fenerbahçe’de İrfan Can Kahveci, Kerem Aktürkoğlu’na yaptığı hareket sonrasında sarı kart gördü ve sınırda olduğu için gelecek hafta oynanacak Göztepe maçında cezalı duruma düştü.

68. dakikada Fenerbahçe farkı 2’ye çıkardı. İrfan Can Kahveci’nin sağ çaprazdan ceza sahasına ortasında Mert Hakan Yandaş, meşin yuvarlağı kafayla aşırttı. Arka direkte Serdar Dursun’un yaptığı kafa vuruşunda top, kaleci Muslera’nın müdahalesine rağmen filelerle buluştu: 2-0

77. dakikada İrfan Can, savunma arkasına koşu yapan Mert Hakan’a gönderdi. Milli futbolcunun açısı biraz kapansa da şutunu attı ancak kaleci Muslera gole izin vermedi.

85. dakikada soldan kazanılan korner atışında Ferdi ortaladı. Savunmanın dokunamadığı top arka direkteki Halil’de kaldı. Bu futbolcunun düzeltip vuruşunda top filelere gitti ancak Hakem Atilla Karaoğlan, Halil’in topu elle kontrol ettiğine hükmetti.

Stat: Şükrü Saraçoğlu

Hakemler: Atilla Karaoğlan, Kerem Ersoy, Aleks Taşçıoğlu

Fenerbahçe: Altay, Osayi-Samuel, Serdar Aziz, Kim, Ferdi (Szalai dk. 90 +1), Crespo (Gustavo dk. 90+1), Zajc, Mert Hakan (Arda Güler dk. 84), Rossi, İrfan Can (Pelkas dk. 80), Serdar Dursun (Berisha dk. 90+1)

Galatasaray: Muslera, Omar, Nelsson, Marcao, Van Aanholt, Taylan, Berkan, Cicaldau (Halil Dervişoğlu dk. 74), Babel (Morutan dk. 83), Kerem, Gomis (Arda Turan dk. 83)

Goller: Zajc (dk. 26), Serdar Dursun (dk. 68) (Fenerbahçe)

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: 32 Can Kaybı

Kovid 19’da son 24 saatte 5 bin 609 yeni vaka tespit edilirken, 32 kişi hayatını kaybetti. 18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85,39 birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 93,11 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 172 bin 461 test yapılırken, 5 bin 609 yeni vaka tespit edildi. 32 kişi hayatını kaybederken, 7 bin 315 kişi sağlığına kavuştu.

Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, 2 doz aşılama verilerine de yer verildi. En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye’de 2. doz aşılama ortalama yüzde 85,39 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 93,11 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaşların sayısı toplamda 147 milyon 211 bin 194’e yükseldi.

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Bakanlığın 09 Nisan verilerine göre, 186 bin 226 test yapılmıştı. 6 bin 986 vaka tespit edilirken, 35 kişi hayatını kaybetmiş ve 8 bin 825 kişi sağlığına kavuşmuştu.

Paylaşın

Vatandaşın Takipteki Borcu 60 Milyar Liraya Ulaştı

Vatandaşların takipteki borçları varlık yönetim şirketlerine devredilenlerle birlikte 60 milyar lirayı buldu. Yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemine göre bankaların karı ise yüzde 322 arttı.

Hayat pahalılığı karşısında vatandaşlar çözümü bankalar aracılığıyla ararken, veriler bankaların karını da katlayarak artırdığını gösteriyor. Ekonomik krizin yanı sıra iktidarın teşvik edici politikalarının da etkisiyle vatandaşların bankalara olan kredi borçları da her geçen gün artıyor.

Hayat pahalılığı karşısında vatandaşların bankalara talebi artarken, takipteki borçlar varlık yönetim şirketlerine devredilenlerle birlikte 60 milyar lirayı buldu. Yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemine göre bankaların karı ise yüzde 322 arttı.

Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre, 2022 yılının ilk ayında kredi kartı sayısı bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında artarak 86 milyon 209 bine çıktı. Bireysel kredi kullananlar da bir yılda 1,3 milyon kişi artarak 35,6 milyona ulaştı. Ortalama kredi borcu ise 30 bin TL olarak hesaplandı. Bireysel kredilerin yarısına yakını olan yüzde 45’inin ihtiyaç kredilerinden oluşması, yurttaşların daha çok yaşamını sürdürebilmek için bankalara başvurduğunu gösteriyor.

Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı borcu takiptekilerle birlikte 1 Nisan itibarıyla 1 trilyon 77 milyar liraya çıktı. Bu borcun 837 milyar lirası konut, otomobil, ihtiyaç gibi bireysel kredilerden, 239 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklandı. Son hafta tüketici kredilerinde 5,1 milyar liralık, kredi kartı borçlarında ise 8,5 milyar liralık artış oldu.

Takipteki borçlar 28 milyar liraya çıktı

BirGün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre vatandaşların, bankalara, finansman şirketlerine, varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan toplam borcu ise son rakamlarla 1 trilyon 134 milyar lira olarak hesaplandı. Vadesi geldiği halde ödenemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçları 28 milyar liraya çıktı. Varlık yönetim şirketlerine devredilenlerle birlikte takipteki borçlar ise 60 milyar lirayı buldu.

Bankalara olan borç ve ödeme güçlüğü yaşayanların sayısı sürekli artarken bankaların kredi kaynaklı kârlarında da rekor artışlar oldu. Vatandaşların mevduatlarına düşük faiz veren bankaların ve finansman şirketlerin kredi kartı ve krediler için belirledikleri faiz tutarı yüzde 30 dolayında belirleniyor.

Kur korumalı mevduat nedeniyle büyük kârlar elde eden bankacılık sektörünün bu yılın ilk iki aylık dönemindeki net kârı geçen yıla göre yüzde 322,8 oranında artarak 39 milyar lira oldu. Bankacılık sektörünün tüketici kredileri ve kredi kartlarından bu yılın ilk iki ayında toplam elde ettiği faiz geliri ise 28,1 milyar liraya ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde 16 milyar 176 milyon TL olan kar, bir yılda 11 milyar 900 milyon lira arttı.

Paylaşın

MEB Okullara Yazı Gönderdi: Ramazan Programları Düzenleyin

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından Milli Eğitim Müdürlüklerine (MEM), Ramazan nedeniyle bir yazı gönderildi. Yazıda okullarda iftar, sahur gibi etkinlikler düzenlenmesi istendi.

Yazıda, Din Öğretimi Portalı’nda yer alan “Ramazan Günlükleri” adlı örnek etkinlik çalışmalarının okullarda duyurulması istendi. Örnek etkinlik çalışması adı altında öğrencilerin okul ortamında manevi bir iklim oluşturmaları talep edildi. Öğrencilerin; kabe, cami, Kuran, seccade gibi dini unsurları içeren maket ve materyalleri okul ortamına taşıyabileceği ve bu etkinliklerin öğrenciler tarafından organize edilebileceği belirtildi.

Öğrencilere öneriler

Evrensel’den Eylem Nazlıer’in haberine göre Ramazan Bereketi adlı örnek etkinliklerin sıralandığı 28 sayfalık etkinlik çalışmasında, öğrencilerin kadir gecesinde okullarında ve camilerde özel programlar düzenleyebilecekleri ve düzenlenen bu programlara katılabilecekleri önerisi yer aldı. Öğrencilere bütün sınıfların okulun bahçesinde bir araya geldiği öğretmen, veli ve idarecilerin konuk olduğu büyük iftar organizasyonu tertip edebilecekleri söylendi.

İstanbul Eğitim Sen 2 No’lu Şube Sekreteri Sevgi Yılmaz, AKP’nin eğitimi gericileştirdiğine dikkat çekerek “AKP, eğitimi hem piyasacılaştırdı ve hem de dini değerlere göre yeniden düzenlemeye çalışıyor” dedi. MEB’in önlerine koyduğu bu etkinliklerin birdenbire olmadığını ama giderek bir hız kazandığını dile getiren Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

“Bununla ilgili en temel adımı 4+4+4 düzenlemesiyle attılar aslında. Türkiye’de laiklik tartışması hep yapıldı ama 4+4 +4 sürecinde vatandaşların aldığı 12 yıllık kesintisiz eğitim parçalandı. İmam hatip ortaokullarının açılmasına zemin hazırlandı. Meslek liselerinin sayısı artırıldı. Öğrenciler yeniden biçimlendirilmek istendi.”

Eğitimin gericileştirilmeye çalışıldığını belirten Yılmaz, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Yıllardır bu ülkede ders saatleri özellikle cuma günleri cuma namazına göre ayarlanıyor. Bütün okullarda kütüphane, öğrencilerin nefes alacağı yerler yok. Ama kocaman mescitler vardır. Okullarda mescitlerin oluşturulması da 4+4+4’ten sonra geldi. İhtiyaçtan fazla imam hatip yaptılar yetmedi. Bütün okulları imam hatipleştirme derdindeler. Bursa’da bir okul müdürü kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı oturtulmasını istiyor, bir başkası aynı kapıdan girmelerine yasak getiriyor. Sancaktepe’de İmam Hatipliler Derneği ile birlikte İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de yer aldığı bir namaz platformu oluşturuldu. “Namaz kılarsınız boynunuz ağrımaz, kaslarınız güçlenir” diye okul panoları üzerinden öğrencilere bunları telkin ediyorlar. Şimdi de Ramazan vesilesiyle bir dizi dini etkinlik önerisinde bulunuluyor. Bunlar gönüllülük esasına dayansa da hiçbiri gönüllü faaliyetler olarak kalmıyor. Öğretmenler buna zorlanıyorlar, bu etkinlikleri yapmak zorunda bırakılıyorlar, aksi davrananlara mobbing uygulanıyor. Okul müdürleri buna itiraz eden öğretmenlerin çalışma koşullarını ağırlaştırıyor.”

Yılmaz, bu tür etkinliklerin MEB tarafından örgütlenmesinin büyük riskleri de beraberinde getireceğine dikkati çekerek “Bu etkinlikler tekçi anlayışla planlanmakta, memleketin yüzde 99’u Müslüman diye bir ön kabulle gerçekleştiriliyor. Ve tek bir din, tek bir inanç esas alınarak bu faaliyetler okullara getiriliyor. Bu okullarda akran zorbalığına da neden olabilir” uyarısında bulundu.

‘Laiklik inanç özgürlüğüdür’

Öğrencilerin bir bölümünün ayrımcılığa uğrayacağını yine aynı şekilde bunun öğretmenler için de geçerli olduğuna işaret eden Yılmaz, “Biz bunun çok tehlikeli olduğunu toplumsal barışı ve huzuru bozacağını her defasında söyledik. Bundan vazgeçilmeli; laik eğitim, laik yaşam herkesin ihtiyacıdır, laiklik inanç özgürlüğüdür. İnsanların özgürce yaşamasının garantisidir. Çocuklarımızın geleceğini karartan bu uygulamalardan Bakanlığın bir an önce vazgeçmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Paylaşın

CHP ‘Seçim Kanunu’ İçin AYM’ye Gidiyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Seçim Kanunu’ndaki 3 madde için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracak.

Haber Merkezi / Başvuruda, il ve ilçe seçim kurullarının oluşumları, kıdemli hakimler yerine birinci sınıf hakimler arasından kura çekimi ve üç ay içinde seçim kurullarının yeniden oluşturulması yönündeki düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğu için yürütmesinin durdurulması ve iptali talep edilecek.

Seçim Kanunu’ndaki değişiklikler

Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanuna göre, seçimlerde yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı yüzde 7’ye indirildi.

İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak.

İttifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D’Hondt uygulaması ile belirlenecek.

Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defa yapmamışsa seçime katılma yeterliliğini kaybedecek. Salt TBMM’de grup kurmuş olmak, seçime katılabilmenin yeter şartından biri olamayacak.

Görme engelli seçmenlerin oyun gizliliği esasına uygun şekilde oy kullanabilmelerine imkan sağlanacak. Bu kapsamda Yüksek Seçim Kurulu (YSK), görme engelli seçmenlerin kullanabilmesi için oy pusulalarına uygun şablon sağlayacak.

Seçim kurulunun belirlenmesi

İl seçim kurulu, bir başkan, iki asıl üye ile iki yedek üyeden oluşacak.

İl seçim kurulu başkanı ve asıl üyeleri ile yedek üyeleri, iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan, kınama veya daha ağır disiplin cezası almamış, en az birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıfa ayrılma niteliklerini kaybetmemiş hakimler arasından, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca ad çekme suretiyle tespit edilecek.

Kurada ilk çıkan hakim başkan, sonraki iki hakim asıl ve son çıkan iki hakim yedek üye olarak belirlenecek. Ad çekmeye katılacak hakim sayısının beşten az olması durumunda, bu hakimler arasında ad çekme işlemi yapıldıktan sonra eksik kalan asıl ve yedek üyeler, en kıdemli hakimden başlayarak belirlenecek.

Ad çekmeye katılacak hakimin bulunmaması durumunda ise başkan ve asıl üyeler ile yedek üyeler en kıdemli hakimden başlayarak belirlenecek. Bu suretle kurulan il seçim kurulu iki yıl süre ile görev yapacak.

Kıdemin belirlenmesinde kınama veya daha ağır disiplin cezası almış olanlar diğerlerinden daha az kıdemli sayılacak.

İl seçim kurulu başkanlığının boşalması halinde asıl ve yedek üyelerden en kıdemli hakim il seçim kuruluna başkanlık edecek.

İlçelerde, ilçede görev yapan kınama veya daha ağır disiplin cezası almamış en az birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıfa ayrılma niteliklerini kaybetmemiş hakimler arasından, merkez ilçelerde ise aynı nitelikleri taşıyan hakimler arasından adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca ad çekme suretiyle belirlenen hakim, kurulun başkanı olacak.

Ad çekmeye katılacak hakimin bulunmaması durumunda ise en kıdemli hakim kurulun başkanı olacak.

Seçmen kütüğünden güncelleme

Sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan bir parti, oluru olmadan başka bir parti üyesini sandık kurulu üyesi olarak gösteremeyecek.

Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun uyarınca yapılacak mahalli idareler genel seçimlerinde, yerleşim yeri adresine göre oluşturulan seçimin başlangıç tarihinden 3 ay önceki seçmen kütüğü üzerinden güncelleme yapılacak.

Kütük düzenlemesi nedeniyle seçmen hiçbir şekilde oy kullanma hakkından yoksun bırakılmayacak. Adresi kapanmış olması sebebiyle adres kayıt sisteminde görünmeyenlerin, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres kayıt sisteminde bulunan en son geçerli adres bilgileri esas alınacak.

Muhtarlık bölgesi askı listelerinin askı süresi içinde bir seçim çevresinden diğerine yapılan seçmen nakil istemleri hakkında, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından itiraz üzerine veya nakil isteminin şüpheli bir girişim olduğu kanaatine varılması üzerine, resen yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde, nakil isteminin kabul edilmemesi halinde, seçmen kaydı dondurulamayacak ve bir önce kayıtlı olduğu adreste seçmen kaydı devam edecek.

İl seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanları, kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde yapılan değişikliklere göre yeniden belirlenecek. Bu şekilde belirlenen başkan ve üyeler, önceki başkan ve üyelerin görev süresini tamamlayacak.

Yasayla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne paralel olarak Seçim Kanunu’ndaki “başbakan” ibaresi kanundan çıkarıldı.

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisi Yol Haritası İçin Komisyon Kurdu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi, genel başkanlarının güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş hedefine yönelik çalışmayı yapacak komisyon kurulması kararının ardından 6 parti yetkililerinin yer aldığı çalışma grubu oluşturuldu.

Euronews’in edindiği bilgilere göre, sürecin yol haritasını belirleyecek komisyonda, CHP adına Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti adına Seçim İşleri Başkanı Şenol Sunat, Saadet Partisi adına Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya, Demokrat Parti adına Genel Sekreter Serhan Yücel, DEVA Partisi adına Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ve Gelecek Partisi adına İnsan Hakları Başkanı Serap Yazıcı yer alıyor.

Komisyonun çalışması

Çalışma kapsamında öncelikle her parti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecine ilişkin kendi yol haritasını belirleyecek. Daha sonra 6 parti yetkilisinden oluşan komisyon bir araya gelerek geçiş sürecinin hangi dönemi ihtiva edeceğini istişare edecek, parlamenter sisteme geçiş sürecinde yapılması gerekli anayasal ve yasal düzenlemeleri masaya yatıracak.

Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile kabineyle çalışma şeklini de ele alacak komisyon, Meclis İçtüzüğü, Siyasi Partiler ve Siyasi Etik kanunlarını çalışacak.

24 Nisan’da bir araya gelecekler

Altı muhalefet partisi lideri Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ev sahipliğinde 24 Nisan’da yeniden bir araya gelecek. Altı muhalefet partisi lideri, son olarak DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ev sahipliğinde bir araya gelmişlerdi. Son toplantı sonrası yapılan açıklamada, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme vurgu yapılmış ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin yol haritası kapsamında bir çalışma grubu oluşturdukları bilgisi verilmişti.

Paylaşın