Gülşen, Yine Herkesi Mest Etti

Çıktığı konserlerde giydiği sahne kıyafetleriyle eleştirilere maruz kalan Gülşen, son konserinde giydiği sarı renkli kostümüyle yine dikkatleri üzerine çekti. Gülşen, güzelliğiyle herkesi büyüledi.

Haber Merkezi / Gülşen, o anlara ait kareleri sosyal medya hesabından yayınlamayı da ihmal etmedi. Gülşen’in paylaşımları kısa süre içerisinde takipçileri tarafından beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu.

Gülşen, 29 Mayıs 1976 tarihinde dünyaya gelmiştir ve Türk şarkıcı, şarkı yazarıdır. Türkiye’de liste başı olan popüler şarkıları ile birlikte günümüz Türk pop müziğinin en çok dinlenen ve satan isimlerinden biri hâline gelmiştir. Çapa’da doğup büyümüş olan Gülşen, Şehremini Anadolu Lisesi’ni bitirmiştir.

Lisenin ardından ise İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konservatuvara girse de aynı esnada barlarda da çalıştığı için eğitimini yarıda bırakmıştır. 1995’te sahne aldığı bir barda keşfedilerek albüm teklifi alan isim Raks Müzik ile albüm anlaşması imzalamıştır.

1996yılında ilk albümü Be Adam ile çıkış yaparak adından söz ettirse de evliliğine odaklanması sonucunda birkaç sene müzikal kariyerini geri plana atmıştır. 2004 yılında dördüncü albümü Of… Of… ile daha büyük bir çıkış yapmış ve aynı adlı hit şarkıyla hem Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazanmıştır.

MÜ-YAP sertifikalı Yurtta Aşk Cihanda Aşk (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek Beni Durdursan mı? (2013) albümüyle Türkiye’de yılın en çok satanı olmuştur, bunu senenin en çok satan ikinci albümü olan Bangır Bangır (2015) takip etmiştir.

“Yurtta Aşk Cihanda Aşk”, “Bi’ An Gel”, “Yeni Biri”, “Sözde Ayrılık”, “Yatcaz Kalkcaz Ordayım”, “Kardan Adam”, “İltimas”, “Bangır Bangır” ve “Bir İhtimal Biliyorum” şarkılarıyla Türkiye Resmî Listesi’nde haftalarca bir numarada kalmıştır.

Şarkılarının yanında müzik eleştirmenlerinden olumlu geri dönüşler alan şarkı yazarı kimliğiyle de öne çıkmış olan şarkıcı Gülşen, özellikle kariyerinin erken döneminden sonra kendi yazdığı şarkıları seslendirmeye başlamıştır ve meslektaşları için liste başarıları yakalayan pek çok hit şarkı hazırlamıştır.

2015′ yılında YouTube’da en çok izlenen Türk şarkıcı olurken sonraki sene tek bir video klibi iki yüz milyonun üzerinde izlenmiş olan ilk Türk şarkıcı olma unvanına erişmiştir. Gülşen, bugüne dek altı Altın Kelebek ve dokuz Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere pek çok farklı ödül kazanmıştır.

Paylaşın

Kylie Jenner, Cesur Pozuyla Sosyal Medyanın Diline Düştü

Sosyal medyayı aktif kullanan isimlerden biri olan Kylie Jenner, dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Jenner, elinde bir tutam lavantayla leylak rengi bir mayo giydiği karelerini takipçilerinin beğenisine sundu.

Haber Merkezi / Kylie Jenner, paylaşımına, “Bu yeni lavanta özlü bakım ürünleri, yumuşak, beslenmiş ve pürüzsüz bir cilde kavuşurken rahatlamak için mükemmel!” notunu düştü.

Ancak Jenner’in takipçileri, paylaşılan karelerde Kylie’nin cildinin belirli bir alanda biraz fazla ‘pürüzsüz’ göründüğünü hemen fark etti.

Jenner’ın takipçileri, fenomen isme, “Dizlerin nerede?”, “Bu her zamanki fotoğraflarından daha da fazla photoshop’lanmış” ve “Diz kapaklarını unutmuşlar” gibi yorumlar yaptı.

Asıl adı Kylie Kristen Jenner olan Kylie Jenner, 10 Ağustos 1997’de ABD’nin Los Angeles kentinde dünyaya geldi. Bruce Jenner ve Kris Jenner’ın kızı olan Kylie Jenner’ın küçük kardeşi Kendall Jenner’dir.

Kourtney Kardashian, Kim Kardashian, Khloe Kardashian ve Rob Kardashian adında 4 üvey kardeşe sahip olan Kylie Jenner’ın baba tarafından ise 4 üvey kardeşi daha vardır.

Jenner, 2013 yılında kardeşi Kendall ile ‘Kendall & Kylie’ giyim koleksiyonu yarattılar. Şubat 2014 yılında kardeşi Kendall ile birlikte ‘Steve Madden Madden Girl’ markası için bir ayakkabı ve çanta tasarımına başladı. 2014 yılında kurduğu Kylie Cosmetics’in CEO’sudur.

Kylie Jenner, Keeping Up with the Kardashians adlı aile reality şovlarında rol almıştır.

Paylaşın

Simge Sağın’dan Cesur Tercih

Son dönemde çıkış yakalayan şarkıcılardan Simge Sağın, seçtiği sahne kıyafetleri dikkat çekmeye devam ediyor. Sağın, son olarak mini transparan elbiseyle sahneye çıktı. Simge Sağın, o anlara ait kareleri sosyal medya hesabından paylaşmayı da ihmal etmedi. 

Haber Merkezi / Simge Sağın’ın paylaşımları kısa sürede takipçileri tarafından beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu. Sağın’ın daha önce de birbirinden cesur sahne kıyafetleri ile kendinden söz ettirmişti.

Simge Sağın, 8 Ağustos 1981 yılında İstanbul’a bağlı Şişli ilçesinde dünyaya geldi. Babası müzisyen olan şarkıcı Simge Sağın, küçük yaşlarından beri müzikle iç içe oldu.

On iki yaşında gitar çalmaya başlayan Simge Sağın, zaman içerisinde kendi bestelerini yapmaya başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi bölümünden mezun olan Sağın, daha sonra müzik sektöründe çalışmaya başladı.

İlk profesyonel işini Zeynep Dizdar orkestrası ile yaptı. Sonrasında Gülşen, Yaşar Günaçgün ve Serdar Ortaç ile çalıştı. Bu isimlere vokalist olarak eşlik etti.

Sağın, 2011 yılında ilk albümü olan ‘Yeni Çıktı’yı yayınladı. 2014 yılında ise ‘Bip Bip’ ismini taşıyan ikinci EP albümünü çıkardı.

Paylaşın

İrem Derici Sahne Kostümüyle Yaktı Geçti

Sosyal medyayı aktif kullanan isimlerden olan ve sahne için hiçbir masraftan kaçınmayan, her daim iddialı kostümler seçen İrem Derici, son kostümüyle de hayranlarını bir kez daha mest etti.

Haber Merkezi / Sahne aldığı mekandan fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaşan Derici, paylaşımına paylaşımına “Günaydın. Bugün güneşiniz ben olayım dedim…” notunu düştü. Derici’nin seksi paylaşımı kısa sürede gündem olurken, takipçilerinden binlerce beğeni ve yorum yağdı.

21 Mart 1987 yılında İstanbul’da dünyaya gelen İrem Derici, aslen Sinop Boyabatlıdır. Küçük yaşlarda org çalarak müziğe meyilli olduğunu gösteren İrem Derici, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano bölümünden ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu.

2011 yılında pazarlama ve iletişim üzerine yüksek lisans yaparken; Mustafa Sandal, Hadise Açıkgöz, Hülya Avşar ve Murat Boz’un jüri üyesi olduğu O Ses Türkiye yarışmasına katılan Derici, yarı finalde elendi.

Aynı dönemde Monopop isimli grubuyla Türkiye’nin birçok yerinde sahne alarak müzik hayatına başlayan İrem Derici, 2012 yılında Melih Kibar’ın bugüne kadar hiç duyulmamış son bestesi ‘Bensiz Yapamazsın’ ile hızlı bir giriş yaptı. 2013 yılında ‘Düşler Ülkesinin Gelgit Akıllısı’ adlı single ile geniş kitlelerce tanındı.

İrem Derici, 2014 yılında ‘Kalbimin Tek Sahibine’ adlı şarkıyla asıl çıkışını yaptı. Dijital müzik platformlarında ‘en çok dinlenenler’ arasına giren şarkısıyla aynı yıl Altın Kelebek Ödülleri’nde ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’ ödülünü kazandı.

Derici, 2017 yılında Mustafa Ceceli’nin Zincirimi Kırdı Aşk albümündeki ‘Kıymetlim’de ve Yonca Evcimik’in ‘Kendine Gel’ single parçasında düet şarkıcısı olarak yer aldı.

Ayrıca kendisine ait ‘Tektaş’ adlı single şarkısını piyasaya süren İrem Derici, Aynı sene rol aldığı Bekâr Bekir adlı filmin müziğini seslendirdi.

İrem Derici’nin 2018 yılında Sabıka Kaydı adlı albümü piyasaya çıktı. 2019 yılında ‘Meftun’ single şarkısı ve Mest Of adlı albümü yayınlandı.

Paylaşın

Madonna Vajinasının Üç Boyutlu Modelini Savundu

NFT koleksiyonu sosyal medyada büyük tartışma yaratan Amerikalı pop ikonu Madonna, Beeple olarak bilinen dijital sanatçı Mike Winkelmann’la hazırladığı nitelikli fikri tapu (NFT) koleksiyonuna yönelik eleştirilere rağmen projesini savundu.

63 yaşındaki şarkıcı, Winkelmann’la yaptığı sohbet sırasında hem sanata hem de yaratıcılığa hayat verdiğini dile getirdi. Madonna bahsi geçen sohbetin videosunu çarşamba Instagram hesabında paylaştı.

Şarkıcının çıplak görüntülerinin olduğu koleksiyondaki vajinasının 3D modeli sosyal medyada büyük tartışma yaratmıştı.

Madonna’ya tepki gösterenlerden biri sosyal medyada, “Bu her neyse BERBAT” diye yazmıştı. Bir diğeriyse, “Madonna neresinin NFT’sini satıyor? Aman lanet olsun bu b*ka, ben yokum” demişti.

Teknolojinin Annesi (Mother of Technology), Yaratılışın Annesi (Mother of Creation) ve Evrimin Annesi (Mother of Evolution) adlı üç farklı NFT video üretiminin yer aldığı koleksiyondaki görüntüler epey yankı uyandırmıştı. Madonna’nın vajinasından böcek, kelebek ve ağaç çıkan görseller özellikle çok konuşulmuştu.

Bununla birlikte şarkıcı sosyal medya hesabında yayımladığı sohbette, “Zamanın başlangıcından bu yana kadınlar ne yapıyorsa onu yapıyorum, yani doğum yapıyorum” ifadelerini kullandı.

Madonna sözlerini şöyle sürdürdü: Ama daha varoluşsal bir düzeyde, sanata ve yaratıcılığa hayat veriyorum ve bu ikisi olmadan kendimizi kaybederiz.

Pop yıldızı, “Bu videoları oluşturmak için çok fazla düşünce üretilmesi ve tartışma yapılması gerçekten önemli” diye ekledi.

Madonna ve Winkelmann projede tam olarak neyi tasvir etmek istediklerini konuşarak sohbetlerini sürdürdü.

Madonna şöyle bir espri yaptı: Diyorum ki içimden ürkütücü sürüngenlerin çıktığı bir ormana ihtiyacımız var. Vajinamdan robot kırkayak sık sık çıkmıyor. Bir kadın olarak hayattaki yolculuğum bir ağacınkine benziyor. Küçük bir tohum olarak başlayıp her zaman Dünya’nın direncine karşı koymak. Yerçekiminin sonsuz ağırlığına.

Şarkıcı ayrıca projeyle ilgili olarak çarşamba yaptığı açıklamada “yaratılış konseptini sadece çocuğun, bir kadının vajinasından dünyaya geliş yolu olarak değil, aynı zamanda sanatçının yaratıcılığı hayata getirme şekli olarak da incelemek istediğini” söylemişti.

NFT’den elde edilen gelir National Bail Out, V-Day ve Voices of Children adlı hayır kurumlarına verilecek.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Samanyolu Galaksisi’ndeki Dev Kara Deliğin İlk Fotoğrafı Çekildi

Samanyolu Galaksisi’nin tam ortasında bulunan dev bir kara deliğin ilk defa fotoğrafı çekildi. Sagittarius A* adı verilen bu kara delik, Güneş’in neredeyse 4 milyon kat kütleye sahip.

Fotoğrafta kara deliğin içinde bulunduğu karanlık bir bölgeyi, onun etrafında da yerçekimi gücüyle hareketlenmiş yüksek ısılı gazların yaydığı halka şeklindeki ışığı görebiliyoruz. Fotoğrafta gördüğümüz bu halkanın çapı yaklaşık 60 milyon kilometre.

Şanslıyız ki bu kara delik dünyadan 26 bin ışık yılı ötede. Yani bize ulaşması ve tehlike yaratması mümkün değil. Fotoğraf, Event Horizon (Olay Ufku) Teleskobu (EHT) adlı uluslararası kuruluş tarafından çekildi.

EHT daha önce 2019’da, Messier 87 adlı bir başka galaksinin içindeki bir kara deliği fotoğraflamıştı. O kara delik Güneş’ten bin kat daha geniş ve Güneş’in 6,5 milyar katı kütleye sahip.

BBC’ye konuşan EHT projesinin Avrupa ortaklarından Profesör Heino Falcke, fotoğrafta gördüğümüzün süper-kütleli kara delik olduğu için çok özel olduğunu ifade ediyor.

Falckle, “Bu kara delik aslında çok yakınımızda, arka bahçemizde. Kara deliklerin nasıl oluştuğunu ve nasıl çalıştığını anlamak istiyorsanız bu fotoğraf çok faydalı olacak, tüm detayları gösteriyor” diyor.

Kara delik nedir?

  • Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), kara deliği uzayda belirli nicelikteki maddenin kendi içine doğru çöktüğü bir bölge olarak tanımlıyor
  • Bu bölgede yerçekimi o kadar güçlü ki ışık da dahil hiçbir şeyin kaçması mümkün değil
  • Kara delikler bazı büyük yıldızların patlaması ve ölmesiyle ortaya çıkabiliyor
  • Bazı kara delikler ise gerçekten devasa boyutlara, Güneş’in milyarlarca kat ağırlığına ulaşabiliyor
  • Galaksilerin merkezinde bulunan bu dev canavarların nasıl oluştuğu bilinmiyor
  • Ancak galaksilerin geleceği ve dönüşümü üzerinde büyük etkileri olacağı kesin

Dünya’dan 26 bin ışık yılı ötedeki Sagittarius A* (Sgr A*), gökyüzünde ufacık bir nokta olarak gözüküyor. Bu kadar küçük bir noktayı mercekte yakalamak ve fotoğraflamak ise olağanüstü görüntü çözünürlüğü gerektiriyor.

EHT, fotoğrafı çekmek için dünya boyutundaki bir teleskobu taklit eden ve sekiz tane radyo anteni ile kurulan bir sistem kullanıyor. Bu sistem, ‘very long baseline array interferometry (VLBI)’ olarak biliniyor.

EHT ekibi, bu sistem ile çok yüksek çözünürlüğe ulaşılabildiğini, Ay’ın üstünde bir simidin bile görülebileceğini söylüyor. Sistemin yakaladığı bilgiyi ve verileri gördüğümüz fotoğrafa dönüştürmek için ise atomik saatler, çığır açıcı algoritmalar ve süper bilgisayarlar kullanılıyor.

Daha önce Messier 87 fotoğrafını gördüyseniz aradaki farkı merak ediyor olabilirsiniz. İki fotoğraf birbirine çok benziyor ama aralarında çok önemli farklılıklar var.

Sgr A*, Messier 87’de fotoğraflanan kara deliğin neredeyse binde biri kadar.

EHT ekibi üyesi ve University College London’dan Dr. Ziri Younsi, Sgr A*’nın bu yüzden daha dinamik olduğunu, etrafındaki halkanın içinde görülen sıcak gazların hareket ettiğini anlatıyor. Bu gazlar, kara deliğin içinde saniyede 300 bin kilometre hızında hareket ediyor.

Fotoğrafta daha aydınlık görülen noktalarda bulunan maddenin ise bize doğru hareket ettiği söyleniyor.

Sagittarius A* kara deliğinin çevresindeki bu hareketlilik, içinde tam olarak ne olduğunu anlamayı zorlaştırıyor. Bu yüzden de fotoğrafın oluşturulması diğerine kıyasla daha uzun sürdü.

Her iki kara delik için gerekli veriler 2017 yılında elde edildi. Ancak M87’deki kara delik, büyüklüğü ve dünyaya olan uzaklığı yüzünden Sagittarius A*’ya göre çok durgun gözüküyor.

M87’deki kara delik, Dünya’dan 55 milyon ışık yılı uzaklıkta.

Bilim insanları, bu yeni fotoğraftan elde edilen ölçümlerle kara delikler için kullandığımız fizik kurallarını gözden geçiriyor. Şimdiye kadar tespit edilenlerin ise Einstein’ın yerçekimi teorisi ile uyumlu olduğu ortaya çıkıyor.

Sgr A* yakınındaki yıldızlar olağanüstü hızda hareket ediyor

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Urfa’da Demir Çağı’ndan Kalma Yer Altı Odası Keşfedildi

Arkeologlar Urfa’nın Başbük ilçesinde Demir Çağı’ndan kalma bir yer altı yapısı keşfetti. MÖ ilk bin yıllık dönemde kullanıldığı düşünülen komplekste Asur üslubunda tanrı tasvirlerini içeren bir duvar resmi tespit edildi.

Hakemli bilimsel dergi Antiquity’de yayımlanan araştırmada, resmin yerel halk tarafından çizildiği ifade edildi.

Keşif, Mezopotamya’dan gelen ve daha sonra Anadolu’ya yayılan Yeni Asur İmparatorluğu kültürünün yerel halka güçlü bir şekilde nüfuz ettiğini gösteriyor. Bu imparatorluk, MÖ 600 ve 900 arasında bugünkü Türkiye topraklarının çoğunu kapsamıştı.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selim Ferruh Adalı, “Bulgular, bölgede Asur hegemonyasının henüz erken evrelerde hayata geçirildiğine tanıklık ediyor” dedi ve ekledi: Duvar levhası; Yeni Asur, Arami ve Suriye-Anadolu kültürünün tanrısal ikonografisini birleştiriyor.

Adalı’ya göre komplekste bulunan levhadaki duvar resminde, Aramice yazılar yer alıyor ve dinsel bir geçit töreni tasvir ediliyor.

Geçit töreninde Arami kültüründen tanrı ve tanrıçalar yer alıyor. Figürlerden en büyüğü yaklaşık 1,1 metre boyunda. Araştırmacılara göre bu arkeolojik eser, Asur sanatının köylerde Arami tarzına nasıl uyarlandığını gözler önüne seriyor.

Resimde tasvir edilen 8 tanrıdan 4’ü tanımlanamadı. Diğer tanrılarsa Aramice yazılarla açıklanmıştı: Fırtına, yağmur ve gök gürültüsü tanrısı Hadad; bereket ve koruma tanrıçası Atargatis; Ay tanrısı Sîn ve Güneş tanrısı Šamaš.

Araştırmacılar, Atargatis çiziminin bu bölgede Suriye kültürüne ait başlıca tanrıçalardan olan Atargatis’in bilinen en eski tasviri olduğunu belirtti.

Adalı, “Suriye-Anadolu dinsel temalarının dahil edilmesi, Yeni-Asur unsurlarının daha önceki buluntulardan beklenmeyecek şekilde uyarlandığını gösteriyor” dedi ve ekledi: Yerel unsurların daha çok vurgulandığı bölgedeki Asur varlığının daha erken bir aşamasını yansıtıyorlar.

Arkeolojik alanın keşfi, başarısız bir yağma ve hırsızlık girişimiyle ilk olarak 2017’de mümkün oldu. Yetkililer yağmacıların ilçedeki bir evin altında bulunan hazineleri çalmak istediğini aktardı.

Edinilen bilgiye göre polis yağmacıları engelledi ve açılan soruşturmada Başbük’teki iki katlı evin zemininde bir geçit keşfedildi.

Bunun ardından arkeologlara haber verildi ve araştırmacılar 2,2 x 1,5 metre boyutlarındaki geçidi inceledi. Böylelikle yer altındaki kompleks açığa çıktı.

2018 sonbaharında arkeolog ekibi, erozyon alana daha fazla zarar vermeden önce eserleri inceleyebilmek için kısa bir kurtarma kazısı yaptı. İncelemeler, yeraltı kompleksinin Yeni Asur dönemine (MÖ 9. yüzyıl civarı) tarihlendiğini ortaya koydu.

Araştırmacılara göre bulgular, kompleksin Yeni-Asur döneminin ilk otoritelerinin kontrolündeki ritüellerin ve çeşitli kültürlerden tanrıların temsil ettiği bir doğurganlık kültünün sergilendiği yer olduğunu gösteriyor.

Bu otoritelerden birinin, Asur kralı III. Adad-nirari (MÖ 811 – MÖ 783) döneminde yaşamış, Yeni Asurlu Mukīn-abūa olduğu düşünülüyor. Zira arkeolojik alanda Mukīn-abūa’ya atıfta bulunduğu düşünülen bir yazıt da tespit edildi.

Araştırmacılar, Mukīn-abūa’nın bölgenin kontrolünü ele geçirdikten sonra bu kompleksi yerel halkla bütünleşmek ve onları kazanmak için kullandığını tahmin ediyor.

Adalı, “Asurlu valiler güçlerini Asur saray tarzını yansıtan sanat yoluyla ifade etti” diye konuştu.

Öte yandan sanat eserinin tamamlanmamış olması da dikkat çekiyor. Bu da inşaatçıların ve sanatçıların onu bitirmeden bırakmasına neden olan, belki de bir isyan çıkmış olabileceğini düşündürüyor.

Adalı, eserin “siyasi-askeri bir çatışma nedeniyle bırakılmış olabileceğini” söyledi.

Arkeologlar, daha fazla kazı çalışmasıyla bu yeraltı kompleksine ait yeni alanların ortaya çıkacağını ifade ediyor. Böylelikle daha fazla sanat eseri örneği de keşfedilebilir.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Didem Soydan Son Tarzıyla Dikkat Çekti

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla adından sık sık söz ettiren ünlü manken Didem Soydan, bu paylaşımlara bir yenisini daha ekledi. Ünlü mankenin sarı bluz ve desenli tayt giydiği videosu takipçilerinden tam not aldı.

Haber Merkezi / Didem Soydan, paylaşımı kısa süre içerisinde binlerce beğeni ve yorum aldı.

1984’te İstanbul’da dünyaya gelen Didem Soydan, üniversite dönemlerinde çalıştığı Diesel adlodacı Ümit Ünal tarafından modellik teklifi aldı. Soydan, bir ay sonra La Russie defilesinde boy gösterdi.

Bu defilede birçok ünlü modacı ve fotoğrafçı tarafından beğenilen Didem Soydan, modellik kariyerinde hızlı adımlarla ilerledi.

Türkiye’nin birçok ünlü modacısıyla beraber çalışan Didem Soydan, İstanbul’da gerçekleştirilen moda haftaları kapsamındaki Fashion Week defilelerinde tasarımcıların en çok tercih ettiği modeller arasındadır.

Modellik yapmadan önce Diesel mağazasında ardından modacı olan Umut Eker ile beraber çalışan Didem Soydan, 1 Nisan 2014’te İtalya’nın Verona şehrinde gerçekleştirilen Uluslararası Calzedonia Summer Show’da podyuma çıktı.

Didem Soydan, Calzedonia Summer Show’da podyuma çıkan ilk Türk manken olarak tarihe geçti.

Paylaşın

Hamile Kalmanın Zor Olmasının Beş Nedeni

Çocuk sahibi olmaya çalışmak, her çift için zorlu bir sınav dönemi gibidir. Mutlu haberi duymak için bazıları birkaç ay, bazıları ise yıllarca beklemek zorunda kalır. İster aylarca ister yıllarca, bekleme süresi herkes için zordur. Ancak rutinlerde yapılacak bazı değişiklikler hamile kalma süresini kısaltabilir.

Haber Merkezi / Bu doğru. Doğurganlık, yaşam tarzı, yeme alışkanlıkları ve diğer faaliyetler gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Rutinde bazı olumlu değişiklikler yaparak hamile kalma şansı kolayca artırılabilir. İşte hamile kalmayı zorlaştıran 5 şey ve çözümü;

Stres

Akut stres, birçok sağlık sorununa yol açabilir ve doğurganlığı da etkileyebilir. Fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde ciddi etkisi olabilir ve bu da hamile kalma şansını azaltabilir. Sağlıklı bir hamilelik için beden ve zihin uyum içinde olmalıdır. Akut stresle uğraşırken hamile kalınsa bile, çocuğun sağlığını etkileyebilir.

Uykusuzluk

Huzurlu bir uyku sadece kendini yenilemek için değil, aynı zamanda sakin ve stressiz kalmak için de gereklidir. Düzensiz uyku, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir ve ayrıca doğurganlık düzeyini de azaltabilir. Uykusuzluk ayrıca bağışıklık seviyeni düşürür ve enfeksiyon riskini artırır. Erkeklerde uykusuzluk sperm sayısını azaltabilir ve kadınlarda adet gecikmesine neden olabilir.

Fazla kilo

Fazla kilolu ve obez kadınlar için hamile kalmak biraz daha zor olabilir. Çünkü vücuttaki fazla yağ, düzensiz dönemler veya uygun olmayan yumurtlama gibi sorunlara yol açabilir. Her iki durumda da doğurganlık azalabilir ve bu da hamile kalmada zorluğa neden olabilir. Aynı şey aşırı zayıf kadınlar içinde geçerlidir.

Düzensiz adet döngüsü

Düzensiz adet döngüsüne sahip olmanın birçok nedeni vardır; hormonal koşullar, aşırı kilo veya stres gibi. Sabit bir adet döngüsünün olmaması, yumurtlama döneminin hesaplanmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle, tüm ay boyunca denense bile, hamile kalma şansı çok azdır.

Farkı sağlık nedenleri

Uzun süre hamile kalınmaya çalışılıyorsa ve hamile kalınamıyorsa, bir doktora danışılmalı. Aslında, bebek planlarken yapılması gereken ilk şey doktorlara danışmaktır.

Paylaşın

Yeşil Biber Kilo Verdirir Mi?

Kilo vermek için bitkilerden baharatlara ve ılık suya kadar çeşitli yiyecek ve içeceklerin kombinasyonlarını denememiz önerildi. Peki yeşil biberin kilo vermeye de yardımcı olabileceğini biliyor muydunuz? 

Haber Merkezi / Kulağa ilginç geliyor, değil mi? O zaman kilo vermek için yeşil biber yemeyi düşünebilirsiniz! Yeşil biberin kilo vermede nasıl etkili olduğuna dair bazı ipuçları:

1 porsiyon yeşil biber yüzde 11 A vitamini, yüzde 182 C vitamini ve yüzde 3 demir içerir. Biber, diyet lifleri açısından zengindir ve ayrıca kolesterol içermez.

Bununla birlikte yeşil biber gözler, cilt ve bağışıklık sistemi için de iyidir. Acı biberde bulunan kapsaisinin sinüsler üzerinde uyarıcı etkiye sahip olduğu da söylenmektedir.

Birçok araştırma, acı biberde bulunan önemli bir aktif bileşik olan kapsaisinin kilo kaybı üzerindeki etkisini doğrulamıştır.

Kapsaisin, vücut ısısını korumak için termojenezi düzenleyen kahverengi yağ dokusu üzerinde önemli bir role sahiptir. Çalışmalar, kapsaisinin, kahverengi yağ dokusu aktivitesinin aktivasyonunu azaltarak kilo yönetimi için faydalı bir etkiye sahip olabileceğini bulmuştur.

Kahverengi yağ dokusu, soğuğa tepki olarak aktive olan farklı bir yağ türüdür. Birincil rolü, vücut sıcaklığının korunmasına yardımcı olmak için ısı üretmektir.

2020 yılında yapılan bir araştırma, acı biber tüketenlerin daha uzun yaşayabileceğini ve kardiyovasküler hastalık veya kanserden ölme riskini önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya koymuştur.

Araştırma, haftada dört defadan fazla biber yiyenlerin, nadiren veya hiç yemeyen kişilere kıyasla, kardiyovasküler hastalık da dahil olmak üzere ölüm oranlarının önemli ölçüde daha düşük olduğunu bulmuştur.

Unutmayalım ki obezite, kardiyovasküler hastalıkların en önemli nedenlerinden biridir.

Paylaşın