Egzersiz, Doğumdan Sonra Ne Zaman Yapmaya Başlanmalı?

Tutarlı bir egzersiz programı ve sağlıklı beslenme, kilo vermenin ve “hamilelik öncesi” kilonuza dönmenin en iyi yoludur, ancak yeni doğum yaptığınız için kendinizi aşırı zorlamamaya dikkat etmelisiniz.

Haber Merkezi / Bir fitness rutinine başlamaya hazır olduğunuzu hissediyorsanız, özellikle sezaryen yaptırmışsanız, egzersize başlamanın sizin için güvenli olduğundan emin olmak için mutlaka doktorunuzla görüşün.

Amacınız kilo vermekse, haftada bir ila iki kilo kaybı, en sağlıklı kilo kaybı oranıdır. Önceki kilonuza dönmenizin 12 ay kadar sürmesi alışılmadık bir durum değildir.

Bir egzersiz rutini nasıl seçerim? İşte kendinize sormanız gereken sorular:

  • Hangi fiziksel aktivitelerden hoşlanırım?
  • Grup etkinliklerini mi yoksa bireysel etkinlikleri mi tercih ederim?
  • Bebeğimle yapabileceğim herhangi bir aktivite var mı?
  • Hangi programlar programıma en uygun?
  • Egzersiz seçimimi sınırlayan fiziksel koşullarım var mı?
  • Aklımda hangi hedefler var? (örneğin, kilo vermek, kasları güçlendirmek veya esnekliği artırmak)

Nasıl başlarım?

Başlarken, takip etmesi ve kalması kolay bir rutin planlamalısınız. Program daha rutin hale geldikçe, egzersiz sürelerinizi ve aktivitelerinizi değiştirebilirsiniz.

  • Hoşunuza giden bir aktivite seçin. Unutmayın egzersiz eğlenceli olmalı ve bir angarya değil. Hatta bu eğlenceye bebeğinizi de dahil edebilirsiniz. Bebek arabasıyla koşmayı veya yürümeyi deneyin ve küçük neşe paketinizi 12 kiloluk bir ağırlık olarak düşünün.
  • Günlük rutininize düzenli egzersiz programlayın. Sıkılmamak için çeşitli egzersizler ekleyin.
  • Karın egzersizleri altı hafta sonra en etkili olacaktır.
  • Düzenli olarak egzersiz yaparsanız, yakında yaşam tarzınızın bir parçası haline gelecektir.
  • Bir egzersiz programına başlamak için gözetime veya tıbbi tavsiyeye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuza danışın.
  • Genel bir kural, ilk 6 ila 8 haftada bebeğinizden daha ağır ağırlıkları kaldırmamaktır.

Aşağıdaki durumlarda egzersiz yapmayı bırakın ve doktorunuzu arayın:

  • Şiddetli veya kronik ağrı
  • Artan vajinal kanama
  • Baygınlık
  • Mide bulantısı
  • Nefes darlığı
  • Aşırı yorgunluk ve kas zayıflığı

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Beslenme Sorunları Nelerdir Ve Vücudu Nasıl Etkiler?

Çeşitli sağlık sorunları iştahınızı etkileyebilir. Hastalık, ilaçlar veya ameliyat gibi nedenler iştahsızlık sorununa neden olabilir. Bir çok insan, iyileşmek ve sağlıklı kalmak için yemek yemek gerektiğini bildiği halde aç olmadıklarını söylerler ve sonrası hüsran.

Haber Merkezi / Aşağıda olası beslenme sorunlarını ve olası çözümleri sizler için sıraladık.

İştah azalması

İştahsızlık, yaşayabilecek en önemli beslenme sorunlarından biridir. Yaygın bir sorun olmasına rağmen, nedeni genellikle bilinmemektedir.

Çözüm yolları:

  • Küçük öğünler ve atıştırmalıklar yiyin. Günde altı, yedi veya sekiz kez…
  • Sağlık uzmanınızla konuşun. İştahsızlık, bazen tedavi edilebilen depresyondan kaynaklanır. Depresyona neden olan durum tedavi edildildiğinde iştahınızın yerine gelmesi olasıdır.
  • Kahve ve çay gibi besleyici olmayan içeceklerden kaçının; bunun yerine süt ve meyve suları için.
  • Daha fazla protein ve yağ ve daha az şeker yemeye çalışın.
  • İştahınızı artırmak için yürüyün veya hafif aktivitelere katılın.

Atıştırmalık yönergeleri

  • Besin değeri çok az olan veya hiç olmayan yiyecekler (patates cipsi, şekerlemeler, kolalar ve diğer atıştırmalık yiyecekler gibi) yiyerek enerjinizi boşa harcamayın.
  • Yüksek proteinli ve yüksek kalorili atıştırmalıkları seçin.

Yemek kuralları

  • Yemek hazırlamayı kolay bir iş haline getirin. Hazırlaması ve yemesi kolay yiyecekleri seçin.
  • Yemek yemeyi bir angaryaya değil, zevkli bir deneyim haline getirin.
    • Renkli mekan ayarlarını kullanarak yemeklerinizi renklendirin.
    • Yemek sırasında fon müziği çalın.
  • Başkalarıyla birlikte yiyin.
  • Yiyeceklerin daha çekici ve iştah açıcı görünmesini sağlamak için maydanoz ve kırmızı veya sarı biber gibi renkli garnitürler kullanın.

Kilo kaybı

Sağlık uzmanınız size çok fazla kilo verdiğinizi söylüyorsa veya sağlıklı bir kiloyu korumakta zorlanıyorsanız, işte bazı ipuçları:

  • Düşük kalorili içecekler içmek yerine süt için veya yüksek kalorili içecekleri tercih edin.
  • Besin takviyeleri hakkında doktorunuza veya diyetisyeninize danışın.
  • Size başka diyet yönergeleri verilmedikçe, düşük yağlı veya düşük kalorili ürünlerden kaçının. Tam yağlı süt, tam yağlı peynir ve yoğurt kullanın.

Göğüste ağrılı yanma hissi

Mide ekşimesi, aşırı yemek, belirli yiyecekleri yemek, ilaç almak veya ameliyat sonucu olmak üzere birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir.

Çözümler:

  • Daha önce mide ekşimesine neden olan yiyeceklerden kaçının. Mide ekşimesi ile yaygın olarak ilişkili bazı yiyecekler, çok baharatlı yiyecekler, yağlı veya kızarmış yiyecekler, çikolata, alkol ve kafein içeren içeceklerdir (kahve, çay ve alkolsüz içecekler).
  • Günde üç büyük öğün yerine beş veya altı küçük öğün yiyin. Midenizdeki yiyecek miktarını azaltmak, sindirimi kolaylaştırır ve mide ekşimesi olasılığını azaltır.
  • Yemekten sonra en az iki saat ayakta veya oturarak kalın. Yatarsanız, üst bedeninizi 45 derecelik bir açıyla kaldırın.
  • Son yemeğinizi yatmadan birkaç saat önce yiyin.
  • Mide ekşimesini gidermek için yemeklerden bir saat sonra bir antasit alın. Yatmadan önce antasitler almayı da deneyebilirsiniz. Sık sık antasitler alıyorsanız, doktorunuza veya diyetisyeninize söyleyin.

Yiyeceklerin tadındaki değişiklikler

Yiyeceklerin tadı genellikle neyi yemeyi sevdiğinizi belirler. Yiyecekler farklı tat vermeye başlarsa, “çok tatlı, çok yumuşak, acı veya metalik tat alırsa” iştahınız etkilenebilir. İlaçlar, genellikle bu tat değişikliklerine neden olur.

Çözümler:

  • Yemeklerden ve ara öğünlerden sonra dişlerinizi fırçalayın. Ağız hijyeni, kötü tadı kontrol etmeye yardımcı olur. Bir gargara kullanmanın yardımcı olup olmayacağını doktorunuza veya diyetisyeninize sorun.
  • Soğuk veya oda sıcaklığındaki yiyecekler daha lezzetli olabilir.
  • Kırmızı etin alternatiflerini yiyin. Hindi, tavuk, balık, yumurta veya yoğurt, peynir veya süzme peynir gibi süt ürünlerini deneyin.
  • Kümes hayvanlarına, kırmızı ete veya balığa lezzet katmak için marine kullanın. Meyve suyu, teriyaki sosu, İtalyan sosu, bira veya şarap da lezzet katacaktır.
  • Sade yiyecekleri tatlandırmak için otlar, soğan, pastırma parçaları veya badem gibi baharatlar ekleyin.
  • Et ve sebzelerin lezzetini arttırmak için güçlü baharatlar kullanın. Biberiye, kekik, fesleğen, tarhun veya nane iyi seçeneklerdir.
  • Canlandırıcı, hoş bir tat bırakan atıştırmalıklar yiyin: Taze meyve, sakız, sert şeker veya tarçın veya nane aromalı yiyecek veya içecekler.

Ağız veya boğaz ağrısı

Ağız veya boğaz ağrısı yemek yemeyi zorlaştırabilir. İlaçlar veya ağız enfeksiyonları ağrıya neden olabilir.

Çözümler:

  • Yumuşak, hafif aromalı yiyecekler yiyin. Baharatlı veya tuzlu yiyecekler ağrıyı tahriş edebilir.
  • Ilık veya soğuk yiyecekler yiyin. Sıcak yemek ağrıyı tahriş edebilir.
  • Yiyecekleri yemeden önce püre haline getirin. Pişmiş gıdaların çoğu bir blender veya mutfak robotunda püre haline getirilebilir.
  • Gazlı içeceklerden kaçının veya sadece düzleştikten sonra için. Karbonatlaşma ağrıyı tahriş edebilir.
  • Yiyecekleri ağzınızdaki ağrılı noktalardan uzak tutmak için çorbaları veya diğer sıvıları kaşık yerine bir kamış veya bardaktan için.
  • Rahatsızlığı gidermek için anestezik bir gargara kullanma konusunda sağlayıcınızla konuşun.
  • Sağlayıcınıza mantar enfeksiyonunuz olup olmadığını görmek için ağzınızı muayene ettirin. Bu tür enfeksiyonlar tedavi edilebilir ve genellikle hasta kişilerde, özellikle steroid veya antibiyotik kullananlarda görülür.
  • Sert ekmekler, kızarmış ekmek, patlamış mısır, çiğ sebzeler, kuruyemişler ve tohumlar gibi yutması zor olabilecek sert gıdalardan kaçının.
  • Çiğnemesi kolay yumuşak yiyecekler yiyin. Güveç, soslu et, patates püresi, pişmiş tahıl, dondurma, yumurta, puding veya süzme peynir deneyin.
  • Daha az asitli yiyecekler yiyin. Muz, konserve armut ve şeftali, elma püresi veya meyve nektarlarını deneyin. Domates, portakal, greyfurt ve ananastan kaçının.
  • Boğazınızı nemli tutmak ve dehidrasyonu önlemeye yardımcı olmak için gün boyu bol sıvı tüketin. Milk shake, eggnog, meyve suları ve çorbaları deneyin.

Ağızda kuruluk

Ağız kuruluğu bazı yiyecekleri yemeyi zorlaştırabilir. Ateş, ilaçlar veya ağız enfeksiyonları kuruluğa neden olabilir.

Çözümler:

  • Her gün sekiz veya daha fazla bardak sıvı için; Ateşiniz varsa 10 veya daha fazla bardak.
  • Kızarmış ekmekleri, kurabiyeleri veya krakerleri yumuşatmak için süt, sıcak çikolata veya kahveye batırın veya ıslatın.
  • Ağzınızı nemlendirmek ve yutmanıza yardımcı olmak için her yemekten sonra bir içecek alın.
  • Yiyecekleri daha yumuşak ve nemli hale getirmek için soslar ekleyin. Sos, et suyu, sos veya eritilmiş tereyağı deneyin.
  • Tükürüğü artırmak ve ağzınızı nemlendirmek için ekşi şeker veya meyveli buz yiyin.
  • Ticari bir gargara kullanmayın. Ticari gargaralar genellikle ağzınızı kurutabilen alkol içerir. Alternatif gargara ürünleri hakkında doktorunuza veya diş hekiminize danışın.
  • Yapay tükürük ürünleri hakkında doktorunuza veya diş hekiminize danışın.

Mide bulantısı

Mide bulantısı, bazen kusmanın eşlik ettiği bir hastalık hissidir. İlaçlar, ağrı, kabızlık veya grip bulantıya neden olabilir. Mide bulantısını tedavi etmek için birçok ilaç mevcuttur. Sağlık uzmanınıza size yardımcı olabilecek bir ilaç olup olmadığını sorun.

Çözümler:

  • Uyandığınızda ve gün içinde birkaç saatte bir kuru yiyecekler yiyin. Mide bulantısı genellikle aç karnına daha kötüdür ve kuru gıdalar rahatsızlığın bir kısmını giderebilir. Simit, sade kraker veya kurabiye, kuru mısır gevreği veya tost deneyin.
  • Aç karnına sıvı içmek mide bulantısı hissine katkıda bulunabilir. Yemekleriniz sırasında içecekleri yavaşça yudumlamayı veya katı yiyecekleri yedikten 30 ila 60 dakika sonra içmeyi deneyin.
  • Yiyeceklerin kokusu sizi rahatsız ediyorsa, hoş olmayan veya güçlü kokuları olan yiyeceklerden kaçının. Kokuların en güçlü olabileceği mutfaktan başka bir yerde yemek yiyin.
  • Yağlı, kızarmış veya baharatlı yiyeceklerden kaçının. Bu yiyeceklerin sindirimi daha uzun sürer ve sizi şişkin, rahatsız ve mide bulandırıcı hissettirebilir.
  • Büyük öğünlerden ve seyrek öğünlerden kaçının. Öğünleriniz ve ara öğünleriniz ne kadar küçük ve sık olursa, o kadar rahat olursunuz.
  • Çok fazla yiyemediğiniz zamanlarda beslenmenizi sürdürmek için kalorisi ve proteini yüksek gıdalar ve takviyeler yiyin.
  • Kusma meydana gelirse sıvıların değiştirilmesi önemlidir. Mümkünse, her gün sekiz veya daha fazla bardak sıvı için. Her kusma olayı için 1 bardak sıvıya 1/2 bardak daha ekleyin.
  • Taze zencefil bazen mide bulantısını azaltmada yardımcı olur. 
  • Mide bulantınız olduğunda en sevdiğiniz yiyeceklerden kaçının, böylece o yemeğe karşı bir isteksizlik yaratmazsınız.

İshal

İshal, dışkı sayısında, dışkıdaki sıvı miktarında veya her ikisinde birden bir artıştır. İlaçlar, belirli gıdalara tepki, stres ve sıradan soğuk algınlığı veya grip ishale neden olabilir.

Uzun süreli ishal dehidrasyona, halsizliğe, yorgunluğa ve kilo kaybına neden olabilir. İshal olduğunuzda kalori, protein, vitamin, su, sodyum ve potasyum gibi önemli besinler kaybolur. Zaten hastaysanız veya bir hastalıktan kurtulmaya çalışıyorsanız, bu kayıp ciddi olabilir. Sağlık uzmanınız, doğru şekilde tedavi etmek için ishalin nedenini bilmelidir.

İki gün boyunca aşağıdaki çözümleri deneyin. Bu süreden sonra hala ishaliniz varsa, sağlayıcınızı arayın. Sıvılar ve besinler hızla kaybolur ve uzun süreli ishal zarar vermeden tedaviye başlanmalıdır.

Çözümler:

  • Günde sekiz veya daha fazla bardak sıvı için.
  • Su kaybının dengelemek için, sulu dışkı bölümü için günlük sekiz bardağa bir ila iki bardak sıvı ekleyin.
  • Yediğiniz lif miktarını artırma veya azaltma konusunda doktorunuz veya diyetisyeninizle konuşun.
  • Kaybedilen sıvıları ve besin maddelerini yerine koymaya yardımcı olmak için çeşitli içecekler için. Su, kahve, çay, buzlu çay, limonata veya meyve aromalı içecekler, meyve veya sebze suyu, et suyu, süt, kremalı çorba veya elektrolitli bir sporcu içeceği deneyin.
  • Şerbet, jelatin, yoğurt ve puding gibi çok miktarda sıvı içeren yumuşak yiyecekler yiyin.
  • Daha az şeker ve yağ kullanın. Şekeri ve yağı sınırlamak, bağırsaktaki su miktarını azaltabilir ve ishal ataklarının sayısını azaltabilir.
  • Sağlık uzmanınıza, ilaçlarınızı ayarlamanın ishali hafifletmeye yardımcı olup olmayacağını sorun. İlk önce sağlayıcınızla konuşmadan ilaçlarınızı değiştirmeyin.
  • Sağlık uzmanınızla konuşmadan ishal için reçetesiz ilaçlar almayın.

Kabızlık

Kabızlık, genellikle 48 saatten fazla arayla bağırsak hareketleri zorlaştığında veya seyrekleştiğinde ortaya çıkar. Kabızlığa ilaçlar, yeterince sıvı veya yiyecek içmemek veya yememek ve hareketsizlik neden olabilir.

Çözümler:

  • Su, kahve, çay, meyve suyu veya aromalı içecekler gibi günde sekiz veya daha fazla bardak sıvı için.
  • Sabahları ilk içecek olarak sıcak su, kahve, çay veya sıcak elma şarabı gibi sıcak bir şeyler için. Sıcak sıvılar bağırsak hareketini uyarabilir.
  • Bağırsak hareketini uyarmak için sabahları 1/2 ila 1 bardak kuru erik suyu için.
  • Yiyeceklerinizdeki lif miktarını artırın. Tam tahıllı ekmekleri, taze meyveleri, tam tahıllı tahılları ve taze sebzeleri deneyin.
  • Karpuz, erik ve diğer yaz meyveleri gibi bağırsakları uyaran meyveleri vurgulayın ve muz gibi kabızlık yapan meyvelerden kaçının.
  • Yiyeceklere iki ila dört yemek kaşığı işlenmemiş buğday kepeği ekleyin ve bol sıvı için. (Sıvılar kepeğin etkili olmasına yardımcı olur.) Kepeği sıcak veya soğuk tahılların, güveçlerin üzerine serpiştirmeyi veya elma püresi, gözleme hamuru, puding, çörek hamuru, muzlu süt veya kurabiye hamuru ile karıştırmayı deneyin.
  • Yürüme gibi aktiviteler bağırsak fonksiyonunu normalleştirmeye yardımcı olur.
  • Yemek yemek, bağırsak hareketi için doğal bir uyarıcı olduğundan, yemeklerden hemen sonra tuvalete geziler planlayın.
  • Kabızlık devam ederse, bir dışkı yumuşatıcı veya müshil reçete edebilecek sağlayıcınızı arayın. Sağlayıcınızla konuşmadan kabızlığı tedavi etmek için reçetesiz ilaçlar da dahil olmak üzere herhangi bir ilaç almayın.

Yutma sorunları

Ağzınızın kaslarındaki zayıflık, katı yiyecekleri çiğnemenizi zorlaştırabilir. Boğazınızdaki veya farinksinizdeki (yemek borusu ile ağız arasındaki sindirim tüpü) yutma sürecindeki bir gecikme, öksürmeden veya boğulmadan yutmanızı da zorlaştırabilir.

Çözümler:

  • Yutma değerlendirmesi: En güvenli yutma tekniklerini belirlemek için sağlık uzmanınızdan bir yutma değerlendirmesi isteyin.
  • Konumlandırma: 90 derecelik bir açıyla dik oturun, başınızı hafifçe öne eğin ve/veya yemek yedikten sonra 45 ila 60 dakika oturun veya dik durun.
  • Yemek ortamı: Yemek yediğiniz alandaki dikkat dağıtıcı unsurları en aza indirin. Yeme ve içme görevlerine odaklanın. Ağzınızda yemek varken konuşmayın.
  • Miktar ve oran: Yavaş yiyin. Yiyeceklerinizi küçük parçalara ayırın ve iyice çiğneyin. Bir seferde yemeğinizin 1/2 çay kaşığından fazlasını yemeye çalışmayın.
  • Yutma: Her lokma veya yudumda iki veya üç kez yutmanız gerekebilir. Boğazınıza yiyecek veya sıvı kaçarsa, hafifçe öksürün veya boğazınızı temizleyin ve nefes almadan önce tekrar yutun. Gerekirse tekrarlayın.
  • Sık sık yutmaya konsantre olun: Bir lokma yiyecekle bir yudum sıvıyı değiştirmek yardımcı olabilir. Sıvıyı bir pipete kadar emmede zorluk çekiyorsanız, pipeti kesin, böylece sıvının hareket etmesi için daha az mesafe kalır. Sıvıların sıcaklığını ve dokusunu değiştirin. (Sıvıları daha soğuk hale getirin. Gazlı içecekleri deneyin.)
  • Tükürük yönetimi: Bol sıvı tüketin. Yutma sıklığını artıracak tükürüğü artırmak için düzenli aralıklarla buzlu şeker, buz parçaları, limonlu buz veya limon aromalı su emdirin.
  • Çiğneme zorluğu: Çiğneme zor veya yorucuysa, çiğneme gerektiren yiyecekleri en aza indirin (veya ortadan kaldırın) ve daha yumuşak yiyecekler yiyin. Yiyeceklerinizi bir blender ile püre haline getirin.
  • Öksürük: İnce sıvılar öksürmenize neden oluyorsa sıvı koyulaştırıcı kullanın. (Konuşma patoloğunuz sizin için bir tane önerebilir.) İnce sıvıları, meyve suları için nektarlar ve sade et suları için kremalı çorbalar gibi daha kalın sıvı seçenekleriyle de değiştirebilirsiniz.
  • İlaç almak: Haplarınızı ezin ve elma püresi veya puding ile karıştırın. Hangi hapların ezilmemesi gerektiği ve hangi ilaçların sıvı halde alınabileceği konusunda eczacınıza danışınız.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Emmy Ödülleri 74. Kez Sahiplerini Buldu

ABD’de televizyon yapımlarına verilen en önemli ödüller arasında yer alan Emmy Ödülleri bu yıl Los Angeles’taki Microsoft Tiyatrosu’nda düzenlenen törenle 74. kez sahiplerini buldu.

HBO yapımı Succession en iyi drama dizisi seçildi. Dizi büyük ödülle birlikte dört ödül daha aldı. HBO son sekiz yılda altı kez televizyonun en büyük ödülüne layık görüldü.

Apple TV+ dizisi Ted Lasso da gecenin kazananları arasında yer aldı. Dizi ikinci yıl üst üste en iyi komedi ödülünü aldı.

Dizide Amerikan futbolu koçunu oynayan Jason Sudeikis ‘en iyi komedi aktörü’, rol arkadaşı Brett Goldstein da ‘yardımcı erkek oyuncu’ ödülünün sahibi oldu.

Yine HBO yapımı olan ‘The White Lotus’ 10 ödülle gecenin parlayan yapımlarından oldu.

Drama dalında erkek oyuncu ödülü Squid Game’in Güney Koreli yıldızı Lee Jung-jae’ye gitti. Lee bu dalda ödül alan ilk Asya kökenli oyuncu oldu.

Aynı dalda kadın oyuncu ödülü ile Euphoria isimli yapımda uyuşturucu bağımlısı bir genç kızı canlandıran Zendaya’ya verildi.

Jean Smart da Hacks dizisi ile komedi dalında en iyi aktris oldu.

74. Emmy Ödülleri’nde kazananların listesi:

Drama Dalında En İyi Dizi: Succession
En İyi Komedi Dizisi: Ted Lasso
En İyi Mini Dizi: The White Lotus

Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Lee Jung-jae, Squid Game
Drama Dalında En İyi Senaryo: Jesse Armstrong, Succession
Komedi dalında En İyi Kadın Oyuncu: Jean Smart, Hacks

Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Zendaya, Euphoria
Drama Dalında En İyi Yönetmen: Hwang Dong-hyuk, Squid Game
Mini Dizide En İyi Erkek Oyuncu: Michael Keaton, Dopesick

Mini Dizide En İyi Kadın Oyuncu: Amanda Seyfried, The Dropout
Mini Dizide Yardımcı Erkek Oyuncu: Murray Bartlett, The White Lotus
Mini Dizide Yardımcı Kadın Oyuncu:  Jennifer Coolidge The White Lotus

Dramada Yardımcı Erkek Oyuncu: Matthew Macfadyen, Succession
Dramada Yardımcı Kadın Oyuncu: Julia Garner, Ozark
Komedi Dalında Yardımcı Erkek Oyuncu: Brett Goldstein, Ted Lasso

Komedi Dalında Yardımcı Kadın Oyuncu: Sheryl Lee Ralph, About Elementary
Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Jason Sudeikis, Ted Lasso
Komedi Dalında En İyi Yönetmen: MJ Delaney , Ted Lasso, No Weddings And A Funeral

Komedi Dalında En İyi Senaryo: Quinta Brunson, Abbott Elementary, Pilot
Mini Dizide En İyi Senaryo: Mike White, The White Lotus

Paylaşın

Gülşen’in Ev Hapsi Kaldırıldı

İmam hatiplilere yönelik sözleri nedeniyle tutuklanmasının ardından ev hapsi adli kontrolüyle serbest bırakılan Gülşen’in ev hapsi kaldırıldı. Gülşen hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve en yakın karakola imza verme şartı getirildi.

Haber Merkezi / Gülşen, 21 Ekim’de hakim karşısına çıkacak. Gülşen hakkında 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Gülşen hakkında hazırlanan 48 sayfalık iddianamede aralarında Kadın ve Demokrasi Vakfının da (KADEM) bulunduğu 702 müşteki yer aldı.

29 Mayıs 1976 Çapa’da tarihinde dünyaya gelen Gülşen, Şehremini Anadolu Lisesi’ni bitirmiştir. Lisenin ardından ise İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konservatuvara girse de aynı esnada barlarda da çalıştığı için eğitimini yarıda bırakmıştır. 1995’te sahne aldığı bir barda keşfedilerek albüm teklifi alan isim Raks Müzik ile albüm anlaşması imzalamıştır.

1996 yılında ilk albümü Be Adam ile çıkış yaparak adından söz ettirse de evliliğine odaklanması sonucunda birkaç sene müzikal kariyerini geri plana atmıştır. 2004 yılında dördüncü albümü Of… Of… ile daha büyük bir çıkış yapmış ve aynı adlı hit şarkıyla hem Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazanmıştır.

MÜ-YAP sertifikalı Yurtta Aşk Cihanda Aşk (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek Beni Durdursan mı? (2013) albümüyle Türkiye’de yılın en çok satanı olmuştur, bunu senenin en çok satan ikinci albümü olan Bangır Bangır (2015) takip etmiştir.

“Yurtta Aşk Cihanda Aşk”, “Bi’ An Gel”, “Yeni Biri”, “Sözde Ayrılık”, “Yatcaz Kalkcaz Ordayım”, “Kardan Adam”, “İltimas”, “Bangır Bangır” ve “Bir İhtimal Biliyorum” şarkılarıyla Türkiye Resmî Listesi’nde haftalarca bir numarada kalmıştır.

Şarkılarının yanında müzik eleştirmenlerinden olumlu geri dönüşler alan şarkı yazarı kimliğiyle de öne çıkmış olan şarkıcı Gülşen, özellikle kariyerinin erken döneminden sonra kendi yazdığı şarkıları seslendirmeye başlamıştır ve meslektaşları için liste başarıları yakalayan pek çok hit şarkı hazırlamıştır.

2015′ yılında YouTube’da en çok izlenen Türk şarkıcı olurken sonraki sene tek bir video klibi iki yüz milyonun üzerinde izlenmiş olan ilk Türk şarkıcı olma unvanına erişmiştir. Gülşen, bugüne dek altı Altın Kelebek ve dokuz Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere pek çok farklı ödül kazanmıştır.

Paylaşın

Hamilelikte Egzersiz Yapmak Güvenli mi?

Hamilelik, koşu, tempolu yürüyüş, yüzme, su aerobiği, pilates, yoga ve ağır çalışma dahil olmak üzere çok çeşitli egzersizler için uygundur. Koşmak, hamilelik öncesi yapılmışsa zaten iyidir.

Haber Merkezi / Bununla birlikte, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde koşmak rahatsız edici olacağı için yerini tempolu yürüyüşlere bırakmalıdır. Gebeliğin sonraki dönemlerinde eklemler gevşediği için, yüksek tempolu ve eklemleri zorlayan egzersizlerde kaçınılmalıdır.

Hamilelikte herhangi bir egzersiz hiç yapmamaktan iyidir. Bu nedenle hamileliğin sefil bir durum gibi göründüğü günlerde bile, hamile kadın birkaç dakika egzersiz yapmaya teşvik edilmelidir.

Hamilelikte egzersizin faydaları

  • Sağlıklı vücut şeklini koruma
  • Kilo alımını düzenleme
  • Esenlik duygusunu artırarak zihinsel sağlığı iyileştirme
  • Kaliteli uyku ve stres atma
  • Yorgunluğu önleme

Hamilelikte güvenli egzersiz nasıl yapılır?

  • Egzersiz sırasında çok fazla ısınmaktan kaçınma,
  • Nefessiz bırakan egzersiz yoğunluğundan kaçınma,
  • Kan şekerindeki ani düşüşleri önlemek için susuz kalmama ve düzenli besleme,
  • Ani hareketler içeren diğer sporlardan kaçınma,
  • Sırt üstü yatmayı içeren egzersizlerden kaçınma, çünkü bunlar hem bebeğe hem de hamile kadının beynine giden kan akışını keserek baygınlık hissine neden olabilir,
  • Karın kaslarının kasılmasını gerektiren egzersizlerden kaçınma, çünkü bunlar uterusa aşırı baskı uygular.

Hamilelikte egzersiz yapmama nedenleri

  • Düşük riski
  • Fetal hipoksi
  • Fetal bradikardi
  • Erken doğum riski
  • Düşük doğum ağırlığı

Hamilelikte egzersiz için dikkat edilmesi gerekenler

  • Herhangi bir vajinal kanama (tehdit edilen düşük veya erken doğum belirtisi olabilir)
  • Baş dönmesi, göğüs ağrısı, çarpıntı, baş ağrısı
  • Kas zayıflığı veya yürümede zorluk
  • Baldır kası ağrısı veya şişmesi
  • Erken doğum
  • Azaltılmış fetal hareketler
  • Doğum başlamadan önce amniyotik sıvının kaçışı

Hamilelikte egzersizden ne zaman kaçınılmalı

  • Erken doğumu öngören serviksin anormal kısalması
  • 26. haftadan sonra bile plasenta previa veya alçakta yatan plasenta
  • Kalıcı vajinal kanama
  • Kısıtlayıcı akciğer hastalığı
  • Egzersize başlamadan önce nefes darlığı
  • Yüksek kan basıncı
Paylaşın

Khloe Kardashian Yine Kıvrımlarını Sergiledi

Magazin basınında gündemden düşmeyen ailesi ve katıldığı reality showlar sayesinde tanınan Khloe Kardashian, sosyal medya hesabından kıvrımlarını sergilediği bir paylaşımda bulundu.

Haber Merkezi / Havuz başında mavi renkli bikinili pozunu paylaşan Khloe Kardashian, takipçilerinden tam not aldı. Takipçileri ayrıca paylaşıma beğeni ve yorum yapmayı da unutmadılar.

27 Haziran 1984 doğumlu olan Amerikalı sosyal medya ve televizyon yıldızı Khloe Kardashian, Ermeni asıllı magazin yıldızı Kim Kardashian’nın kız kardeşidir.

Khloe Kardashian, magazin basınında gündemden düşmeyen ailesi ve katıldığı reality showlar sayesinde tanınmıştır.

Basketbolcu Lamar Odom ile 2019 yılında evlenip, 2015 Temmuz ayında boşanan Khloe Kardashian, ünlü mankenler Kendall Jenner ve Kylie Jenner ile anne tarafından üvey kardeştir.

Khloe Kardashian’ın Kendall ve Kylie ile beraber üvey ve öz toplam 9 kardeşi vardır.

Khloe Kardashian, 2007 tarihinde başlayan ve 6 sezon boyunca devam eden Türkçe karşılığı Kardashianlara Ayak Uydurmak olan ‘Keeping Up with the Kardashians’ adlı bir reality televizyon dizisinde yer almıştır.

Khloe Kardashian ve ailesinin günlük hayatından kesitlerin yer aldığı bu programda aile üyelerinin sık sık kavga etmeleri dikkat çekmiştir.

Paylaşın

Bella Hadid, Sosyal Medyanın Ateşini Yükseltti

25 yaşındaki dünyaca ünlü model Bella Hadid, paylaşımlarıyla sosyal medyanın ateşini yükseltmeye devam ediyor: Cüretkar tarzıyla muhteşem fiziğini gözler önüne serdi…

Haber Merkezi / Kariyeri ve pozlarıyla magazin gündeminden düşmeyen Bella Hadid, son paylaşımlarıyla hayranlarından tam not aldı. Takipçileri, Hadid’in paylaşımlarını beğeni ve yorum yağmuruna tuttu.

Asıl adı Isabella Khair Hadid olan Bella Hadid, 9 Ekim 1996 yılında dünyaya geldi. Dünyaca ünlü model Gigi Hadid, Bella Hadid’in kız kardeşidir.

Bella’nın Gigi’nin dışında Anwar Hadid adında bir erkek kardeşi vardır. Hadid’in annesinin adı Yolanda Hadid, babasının ise Mohamed Hadid’dir.

Filistin asıllı Amerikan model olan Hadid, 2016 yılında sektör uzmanları tarafından Model.com’un Yılın Modeli Ödülleri’nde ‘Yılın Modeli’ seçildi.

Hadid, 2015’in başında Kanadalı şarkıcı The Weeknd ile ilişkiye başladı. Sallantılı devam ilişkide ikili son kez 2019’da ayrıldıktan iki ay sonra yeniden bir araya gelmişlerdi.

Müslüman olduğu bilinen ve “Müslüman olmaktan gurur duyduğunu” söyleyen Hadid, 8 Aralık 2017’de, Trump’ın İsrail ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıması ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı kız kardeşi Gigi ile Londra protestolarına katıldı.

Paylaşın

Simge Sağın, Son Pozuyla Olay Yarattı

Seslendirdiği hit parçalarla adını geniş kitlelere duyuran ve kariyerinde emin adımlarla yürüyen şarkıcı Simge Sağın, sosyal medya hesabından dikkat çeken paylaşımlarına bir yenisini daha ekledi.

Haber Merkezi / Simge Sağın’ın ayna karşısında verdiği derin göğüs dekolteli pozuna takipçileri beğeni ve yorum yağdırdı.

Simge Sağın, 8 Ağustos 1981 yılında İstanbul’a bağlı Şişli ilçesinde dünyaya geldi. Babası müzisyen olan şarkıcı Simge Sağın, küçük yaşlarından beri müzikle iç içe oldu.

On iki yaşında gitar çalmaya başlayan Simge Sağın, zaman içerisinde kendi bestelerini yapmaya başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi bölümünden mezun olan Sağın, daha sonra müzik sektöründe çalışmaya başladı.

İlk profesyonel işini Zeynep Dizdar orkestrası ile yaptı. Sonrasında Gülşen, Yaşar Günaçgün ve Serdar Ortaç ile çalıştı. Bu isimlere vokalist olarak eşlik etti.

Sağın, 2011 yılında ilk albümü olan ‘Yeni Çıktı’yı yayınladı. 2014 yılında ise ‘Bip Bip’ ismini taşıyan ikinci EP albümünü çıkardı.

Paylaşın

Kahve Bağışıklık Sistemini Nasıl Etkiler?

Dünya genelinde en çok tüketilen içeceklerden biri olan kahve, içerdiği kafein yoğunluğu, başka bir deyişle uyarıcı etkileri nedeniyle tüketilmektedir. Daha önceden yapılan araştırmalar kahveyi potansiyel bir sağlık sorunu kaynağı olarak lanse etse de, son araştırmalar kahvenin insan sağlığına, özellikle bağışıklık sistemi üzerinde çok çeşitli faydaları olduğunu ortaya koymuştur.

Haber Merkezi / Kahve, içecek olarak hazırlandığında, karbonhidratlar, azotlu bileşikler, lipitler, vitaminler, mineraller, fenolik bileşikler ve alkaloidler dahil olmak üzere uçucu ve uçucu olmayan bileşiklerden oluşur.

Özellikle kahve içindeki belirli bileşiklerin konsantrasyonu, içeceği hazırlamak için kullanılan öğütülmüş kahve miktarına, kavurma ve demleme yöntemlerine, kullanılan suyun kalitesine ve diğer bileşenlerin nihai ürüne katılmasına bağlıdır.

Kafein

Kahvedeki en dikkat çekici kimyasallardan biri, kimyasal olarak 1,3,7-trimetilksantin olarak bilinen kafeindir. Kahve çekirdeklerinde doğal olarak bulunan bu alkaloid, merkezi sinir sistemini uyarır, ayrıca hafıza üzerinde uzun süreli olumlu etkilere sahiptir. Kafein, bağışıklık sistemi üzerinde çeşitli faydalı etkilerle de ilişkilidir.

Tek bir fincan kahvede, kafein içeriği 30 miligramdan (mg) 350 mg’a kadar değişebilir. Kahvenin diğer herhangi bir bileşeni gibi, tek bir fincan kahve içindeki kafein konsantrasyonu, içeceği hazırlamak için kullanılan kahve çekirdeklerinin türüne ve hem demleme hem de kavurma yöntemlerine bağlıdır.

Klorojenik asit

Sade kahve ve yeşil kahve, kahvenin antioksidan aktivitesinde birincil rol oynayan bir polifenol olan klorojenik asit (CGA) bakımından zengindir. Daha spesifik olarak, CGA ve izomerleri, hidroksil radikallerinin süperoksit anyonlarını yakalar, böylece zararlı oksidatif süreçlerin kapsamını ve müteakip etkisini azaltır. 

CGA, oksidasyonu önleyerek ve vücuttaki herhangi bir antioksidan eksikliğini destekleyerek, ROS ve diğer reaktif kimyasalların tehlikeli etkilerine karşı bağışıklık sistemini de destekler.  

Tek bir fincan kahvede CGA konsantrasyonu 70 ila 350 mg arasında değişebilir. Bir fincan kahve içindeki CGA konsantrasyonu, öncelikle kahve çekirdeklerini kavurmak için kullanılan yönteme ve tüketilen kahve miktarına bağlıdır.

Probiyotik dağıtımı

Tanım olarak probiyotikler, yeterli miktarda tüketildiğinde konakçıya sağlık yararları sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Probiyotik türlerin tüketimiyle ilişkili temel sağlık yararlarından bazıları, gelişmiş bağışıklık ve bağırsak fonksiyonlarını içerir.

Probiyotiklerin en yaygın kaynaklarından biri süt ürünleridir; bununla birlikte, süt ürünü olmayan probiyotik gıda kaynakları geliştirmek için çok sayıda çaba sarf edilmiştir. Son zamanlarda, araştırmacılar, probiyotiklerin bir dağıtım kaynağı olarak kahve demlerine baktılar.

Özellikle, fermente edilmemiş probiyotik kahve formülasyonları, kahve demleme işlemi sırasında normal olarak karşılaşılan yüksek sıcaklıklara karşı probiyotiklerin canlılığını korurken, başarılı bir şekilde küratörlüğünü yapmıştır.

Aslında araştırmacılar, başarıyla fermente edilmiş bir probiyotik kahvenin, melanoidinler ve fenolik bileşikler dahil olmak üzere çeşitli endojen kahve bileşenlerinin biyoyararlanımını artırabileceğini varsaydılar.

Otoimmün hastalıklara karşı koruma

Kafein ve CGA’ya ek olarak, kahvenin bağışıklık sistemine çeşitli faydalar sağlayan diğer önemli bileşenleri arasında kahweol, kafetol ve arabinogalaktanlar bulunur.

Kahve, doğal öldürücü hücrelerin aktivitesini artırarak dejenerasyonlarını önleyebilir ve böylece kahve tüketicilerini çeşitli otoimmün hastalıklara karşı koruyabilir.

Nispeten, kazanılmış bağışıklık sistemi içinde, kahve içindeki kafein içeriği potansiyel olarak Th1 ve Th2 hücrelerinin çoğalmasını baskılar. Sonuç olarak kahve, aşırı aktif T ve B hücreleri nedeniyle sitokinlerin salınımının neden olduğu hasarı azaltabilir.

Son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar, kahve tüketiminin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte günlük kafein alımı yetişkinlerde 400 mg/gün, hamile ve emziren kadınlarda 200 mg/gün’ü geçmemelidir.

Paylaşın

Kovid 19’da Sosyal Medya Nasıl Bir Rol Oynadı?

Koronavirüs (Kovid 19) salgının başladığı dönemden itibaren pek çok kişi, salgına ilişkin bilgi edinmek ve gelişmeleri takip etmek için sosyal medyaya yöneldi. Bu davranış, hem olumlu hem de olumsuz yönlere sahipti.

Haber Merkezi / Yeni tip koronavirüs (Kovid 19), dünya genelinde ciddi bir akut solunum sendromu koronavirüs 2’ye (SARS-CoV-2) neden olurken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Mart 2020’de koronavirüsü bir halk sağlığı acil durumu olarak ilan etti.

Kovid 19 pandemisi ile ilişkili ölümler dünya genelinde yüzde 2 ile yüzde 3 arasında bir orana ulaştı. Bu, yirminci yüzyılın başlarında meydana gelen İspanyol Gribi salgınından daha yüksek (H1N1) bir orandı.

Kovid 19 salgının başladığı dönemden itibaren pek çok kişi, salgına ilişkin bilgi edinmek ve gelişmeleri takip etmek için sosyal medyaya yöneldi.

Sosyal medya ve Kovid 19

Sosyal medya ve diğer dijital platformlar, bilgi sağlama ve iletişim kurmaya hizmet eden araçlardır. Ancak sosyal medya ve diğer dijital platformlarda Kovid 19’a ilişkin yanlış bilginin yayılması, virüsün kendisi kadar halk sağlığı için bir tehdit olarak görüldü.

Yanlış bilgi, toplumun güvenini aşındırarak, Kovid 19 salgının yayılmasını kontrol etme girişimlerini baltalayarak pandemiye verilen küresel tepkinin azalmasına hizmet etti.

Ayrıca, sosyal medyada ve diğer dijital platformlardaki Kovid 19 ve ilişkili ölümler hakkında karamsar bilgilerin yaygınlığı, zihinsel sağlık risklerini de artırdı.

Zihinsel stresi gidermek için sosyal medya ve ve diğer dijital platformlar kullanımından elde edilen fayda, sosyal medyanın aşırı kullanılması sonucunda tersine döndü.

Sosyal medya ve diğer dijital platformların en büyük avantajı bilgiye erişim kolaylığı sağlamasıdır. Bu kolay erişilebilirlik, kullanıcıya geniş fırsatlar sunmaktadır.

Kilit bilgilerin sağlanması, pandeminin zihinsel sağlık sonuçlarını azaltmaya yardımcı oldu. Kolay ve hızlı bilgiye ulaşmaya ek olarak, bu platformlar bir rahatlama aracıdır. Salgın gibi durumlarda bu zihinsel rahatlama çok önemli bir durumdur.

Z Kuşağı ve Sosyal Medya

Y kuşağı ve Z kuşağına mensup üyeler, diğer gruplara kıyasla sosyal medya ve diğer dijital platformlarla etkileşime girme olasılıkları daha yüksek. Y kuşağı ve Z kuşağına mensup üyeler, günde ortalama 5 dijital platformla etkileşime girmektedirler. Örneğin, TikTok, Twitter, Facebook, Instagram ve We Chat.

Uluslararası bir araştırma, yaygın algının aksine, bilimsel haber ve içeriğin, kişisel bilgiler, görseller, diğer makaleler ve doğası gereği potansiyel olarak ilgili olabilecek diğer bilgi türlerine kıyasla en fazla paylaşılmaya değer bilgi olduğunu ortaya koydu. Araştırmada, ayrıca, sahte haberlere karşı kullanıcıların farkındalığının yüksek olduğu da tespit edildi.

Sonuç olarak, dijital teknolojiler, Kovid 19 salgını gibi benzeri görülmemiş zor durumlarda hem avantajlar hem de dezavantajlar sunmaktadır.

Sosyal medya ve diğer dijital platformların oluşturabileceği potansiyel risklere ilişkin farkındalığın artması, bu platformların kullanımını olumlu ve faydalı bir şekilde daha etkin bir şekilde yönlendirmemize yardımcı olabilir.

Paylaşın