Kadınları Daha Fazla Etkileyen Başlıca Kalp Sorunları Nelerdir?

Kardiyovasküler hastalıklar olarak da adlandırılan “kalp hastalıkları”, kalbi etkileyen çeşitli problem türlerini ifade eder. En yaygın kalp hastalığı türü ise koroner arter hastalığıdır (KAH).

Haber Merkezi / Kardiyovasküler hastalıklar, vücudun farklı bölgelerine kan taşıyan kan damarlarının hastalıklarını içerir. Bunlar koroner arter hastalığı, vasküler (periferik arter) hastalığı ve inmeyi içerir.

Kadınları etkileyen yaygın kalp problemleri nelerdir?

Ateroskleroz: Ateroskleroz, arterlerin daralmasına ve sertleşmesine neden olan plak birikmesi olarak açıklanabilir. Plak aşındığında veya kırıldığında, bir kan pıhtısı oluşabilir ve bu kan pıhtısı kalbe giden kan akışını engellerse kalp krizine neden olabilir.

Kalp yetmezliği: Kalp vücuda gerektiği gibi kan pompalayamadığında kalp krizi meydana gelir. Kalp yetmezliği ciddi bir tıbbi sorundur. Kalp yetmezliğinin temel belirtileri ise, nefes darlığı, ayaklarda, ayak bileklerinde ve bacaklarda şişlik, aşırı yorgunluktur.

Düzensiz kalp atışı (aritmiler): Aritmiler kalp atışınızın hızı veya ritmi ile ilgili problemlerdir. Kalp çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz bir ritimle atabilir. Kalp atışlarındaki değişiklikler çoğu insan için zararsızdır.

Yaşlandıkça, kısmen östrojen düzeylerinin değişmesinin bir sonucu olarak aritmi yaşama olasılığı artar. Arada bir birkaç çarpıntı hissedilmesi veya kalbin hızlı atması normaldir. Baş dönmesi veya nefes darlığı gibi diğer kalp krizi semptomlarıyla birlikte çarpıntı varsa doktora görünmek faydalı olabilir.

Atriyal fibrilasyon (afib): Atriyal fibrilasyon düzensiz ve hızlı kalp atımları ile karakterize bir aritmi (ritim bozukluğu) durumudur ve kalp içerisinde pıhtı oluşumu ile sonuçlanabilir. Pıhtı oluşumu, kişiye kalp yetmezliği ve inme gibi durumlar başta olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açabilir.

Kalp kapağı hastalığı: Kalp kapağı hastalığı, kalbin farklı bölümlerine giren ve çıkan kan akışını kontrol eden kapakçıkları etkiler. Bir doğum kusuru, ileri yaş veya bir enfeksiyon, kalp kapakçıklarının tam olarak açılmamasına veya tamamen kapanmamasına neden olabilir.

Bu, kalbin kan pompalamak için daha fazla çalışmasına neden olur. Kalp kapağı hastalığı felç, kalp yetmezliği, kan pıhtılaşması veya ani kalp durmasına neden olabilir.

Kadınları erkeklerden daha fazla etkileyen kalp problemleri nelerdir?

Göğüs ağrısı (anjina): Angina erkekleri de etkiler, ancak kadınların iki spesifik anjina tipine yakalanma olasılığı erkeklerden daha fazladır: stabil ve değişken anjina.

Kardiyak sendrom X: Kardiyak sendrom X, sağlıklı, tıkanmamış arterleri olan kişilerde göğüs ağrısı (anjina) ve koroner arter spazmları olduğunda ortaya çıkan bir sorundur. Kardiyak sendrom X’in nedeni bilinmemektedir.

Kırık kalp sendromu: Kırık kalp sendromunun kesin nedenini bilinmemektedir. Semptomlar genellikle yoğun keder, öfke veya şaşkınlık gibi aşırı stres tarafından tetiklenir. Kadınların kırık kalp sendromu yaşama olasılığı erkeklerden daha fazladır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Kadınlar Strese Erkeklerden Farklı Mı Tepki Veriyor?

Uzun süreli stres ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Kadınların baş ağrısı, mide rahatsızlığı gibi stres belirtileri gösterme olasılığı erkeklerden daha fazladır. Ayrıca, kadınların depresyon veya anksiyete gibi stresle daha da kötüleşen zihinsel sağlık koşulları geliştirme olasılığı daha yüksektir.

Haber Merkezi / Peki, kadınlar strese erkeklerden farklı mı tepki veriyor? Cevap evet.

Araştırmalar kadınların stres belirtileri yaşama olasılığının erkeklerden daha yüksek olduğunu gösteriyor. Stresli kadınların depresyon ve anksiyete yaşama olasılığı stresli erkeklerden daha fazladır.

Uzmanlar, farklılıkların nedenini tam olarak bilmiyorlar ancak erkek ve kadın vücudunun stres hormonlarını nasıl işlediğiyle ilgili olabileceğini tahmin ediyorlar. Özellikle uzun süreli stres, kadınlarda ruh hali ve kaygı ile ilgili sorunlara neden olma olasılığı daha yüksek.

Stres nedir?

Stres, bir değişime veya zorluğa verilen bir tepkidir. Stresli olaylar sırasında vücut adrenalin gibi hormonlar salgılar. Adrenalin stresle başa çıkmaya ve strese tepki vermeye yardımcı olan bir enerji patlamasıdır.

Stres, hafif ve kısa süreli ile daha aşırı ve uzun süreli arasında değişebilir. Kronik (uzun süreli) stres zihinsel ve fiziksel sağlığı etkileyebilir.

Stres herkesi farklı şekilde etkiler. Kronik veya uzun süreli stresin kadınları etkilemesinin bazı belirtileri şunlardır:

  • Sırt ağrısı dahil ağrı
  • Akne ve kızarıklık veya kurdeşen gibi diğer cilt sorunları
  • Baş ağrısı
  • Mide rahatsızlığı
  • Kontrolün yokmuş gibi hissetme
  • Unutkanlık
  • Enerji eksikliği
  • Dikkat eksikliği
  • Aşırı yeme ya da yeterince yememe
  • Kolayca öfkelenme
  • Uyku problemi
  • Uyuşturucu ve alkol kullanımı
  • Zevk aldığınız şeylere karşı ilgi kaybı
  • Sekse normalden daha az ilgi

Stres nasıl yönetilir?

Herkes hayatının bir noktasında mutlaka stresle baş etmek zorunda kalmıştır. Stresle olumlu bir şekilde başa çıkmak için bazı adımlar atılabilir:.

  • Derin nefes alma,
  • Açma germe hareketleri,
  • Düşünceleri yazma veya günlük tutma,
  • Kendine zaman ayırma,
  • Yeterince uyku,
  • Sağlıklı beslenme,
  • Aktif olma veya hareketli olma,
  • Sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durma,
  • Arkadaşlarla veya aile üyeleriyle konuşma,
  • Profesyonel destek alma,
  • Düzenli yaşama,
  • Başkalarına yardım etme.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Hamileliği Nasıl Etkiler?

Tıkınırcasına veya aşırı yeme bozukluğu ciddi bir sağlık sorunudur. Tıkınırcasına yeme bozukluğu, hamile kalma ve hamilelik sırasında sorunlara neden olabilir. Hamilelik ayrıca, tıkınırcasına yeme bozukluğunu tetikleyebilir.

Haber Merkezi / Aşırı kilo vücuttaki östrojen hormonu seviyesinin yükselmesine neden olur. Daha yüksek östrojen seviyesi, yumurtlama veya yumurtalıktan bir yumurta bırakmayı engelleyebilir. Bu durum, hamile kalmayı zorlaştırabilir.

Aşırı kilo veya obezite de hamilelik sırasında sorunlara neden olabilir. Ayrıca hamilelik aşırı kiloyu ve obeziteyi ttikleyebilir ve daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Gestasyonel hipertansiyon (hamilelikte yüksek tansiyon) ve preeklampsi (hamilelikte yüksek tansiyon ve böbrek sorunları). Kontrol altına alınmazsa her iki sorun da anne ve bebeğin hayatını tehdit edebilir.

Gestasyonel diyabet (hamilelik sırasında başlayan diyabet). Kontrol altına alınmazsa, gebelik diyabeti iri bir bebek sahibi olmaya neden olabilir. Bu, sezaryen riskini artırır.

Hamilelik, yeme bozukluğu riski yüksek olan kadınlarda aşırı yeme bozukluğu riskini artırabilir. Bazı araştırmalar, tıkınırcasına yeme veya aşırı yeme bozukluğu olan kadınların neredeyse yarısı bu duruma hamilelik sırasında yakalandığını ortaya koymuştur.

Araştırmalar, hamilelik sırasında aşırı yemenin şunlardan kaynaklanabileceğini öne sürüyorlar:

  • Hamilelikte kilo alma endişesi. Kadınlar hamilelik kiloları nedeniyle vücutları üzerindeki kontrollerini kaybettiklerini hissettikleri için aşırı yemek yiyebilirler.
  • Hamilelik sırasında daha fazla stres
  • Depresyon
  • Sigara ve alkol
  • Sosyal desteğin olmaması

Hamilelikten sonra, doğum sonrası depresyon ve hamilelikten kaynaklanan kilo, tıkınırcasına yeme bozukluğunu tetikleyebilir.

Hamilelikten önce aşırı yeme bozukluğu olan kadınlar, hamilelik sırasında yeme bozukluğu olmayan kadınlara göre genellikle daha fazla kilo alırlar.

Araştırmacılar, hamilelik sırasında kilo alımının hamilelikten önce aşırı yeme bozukluğu olan bazı kadınların hamilelik sırasında aşırı yemesine neden olabileceğini düşünüyor.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Bir Haftada Göbek Yağlarından Kurtulmanın 13 Etkili Yolu

Göbek bölgesindeki yağların diyabet, kalp hastalığı, PKOS ve bununla ilişkili daha birçok hastalığa neden olabileceği bilinmektedir. Göbek bölgesindeki yağlarından kurtulmanın bilimsel olarak mümkün olmayabileceğini biliyor muydunuz?

Haber Merkezi / İşte istenmeyen göbek yağlarından olabildiğince çabuk kurtulmanıza yardımcı olabilecek basit ipuçları:

1. Yeterince su içmek:

Yeterince su içmek, göbek bölgesindeki yağları kaybetmenize yardımcı olabilir. Çeşitli araştırmalara göre günde sekiz bardak su içerek yağ mobilizasyonunu artırabilirsiniz.

2. Rafine karbonhidratlardan kaçının:

Göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmanın bir başka yolu da şeker ve rafine karbonhidrat tüketmekten kaçınmaktır.

3. Yeşil çay

Yeşil çay, göbek bölgesindeki yağlardan kurtulma için mükemmel bir yoldur. Nedeni, vücudunuzun iltihaplanmasını azaltan ve toksinleri dışarı atan bir antioksidan olan EGCG içermesidir.

4. Çözünebilir lif tüketmek

Beslenmenize daha fazla çözünebilir lif eklemek, göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmanıza yardımcı olabilir. Lif, tok hissetmenizi sağlayarak yeme isteğiniz azalır ve kilo vermeyi daha da kolaylaştırır.

5. Alkolün sınırlanması

Hepimiz ara sıra eğlence amaçlı bir bardak alkol alma eğilimindeyiz. Bununla birlikte, araştırmalara göre aşırı alkol tüketmek kilo alımına neden olabilir.

6. Yürüyüş

Yürümek göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmanıza yardımcı olabilecek bir egzersiz türüdür.

7. Elma sirkesi

Kan şekeri seviyesini düşürmek ve göbek bölgesindeki yağı azaltmak için beslenmenize elma sirkesi ekleyebilirsiniz.

8. Yüksek proteinli yiyecekler

Protein, kilo yönetiminde önemli bir rol oynayan bir besindir. Protein, tokluk hissini destekleyen PYY hormonunun salgılanmasını destekler. Protein ayrıca, metabolizma hızınızı yükselterek kilo verme sırasında kas kütlesini korumanıza yardımcı olur.

9. Yüksek yoğunluklu aralıklı antrenman

Yüksek yoğunluklu aralıklı antrenman, kilo vermeye yardımcı olan bir antrenman sürecidir. Yüksek yoğunluklu antrenman, adından da anlaşılacağı gibi minimum veya hiç ara verilmeden yapılır. Bu egzersizler vücudu güçlendirmeye, metabolizmayı, yağ yakımını ve kilo kaybını artırmaya yardımcı olur.

10. Şekeri kesin

Hepimizin şekere düşkünlüğü vardır ve canımız çektiğinde bazen aşırıya kaçarız. Bununla birlikte, şekerdeki fruktoz birçok kronik hastalığa neden olabilir. Ayrıca, yüksek şeker alımı ile karın bölgesindeki yağlar arasında artan bir ilişki vardır.

11. Kaliteli uyku

Pek çok araştırmaya göre, insanlar yeterince uyumadıklarında göbek bölgesi yağları dahil daha fazla kilo alma eğilimindeler.

12. Dengeli tabak

Protein, sebzeler, kepekli tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren bir öğün tüketmelisiniz. Tabağınızın 1/4’ü sebze, yarısı yağsız protein ve diğer kısmı sağlıklı yağlar ve kepekli tahıllardan oluşmalıdır.

13. Daha az kalori alın

Vücudunuzun ihtiyaç duyduğundan daha az kalori tüketmek, kilo yönetimi ve göbek bölgesindeki yağları kaybetmenize yardımcı olabilecek bir başka yoldur.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Kalıcı Eyeliner (Göz Kalemi Dövmesi) Nedir, Nasıl Yapılır?

Kalıcı eyeliner veya göz kalemi dövmesi tam olarak şudur: üst kirpiklerin ve/veya alt gözün kalıcı dövme uygulanmasıdır. Seyrek kirpikleriniz varsa, her gün makyaj yaparak zaman kaybetmek istemiyorsanız ve göz kalemi seviyorsanız, bu uygulama dikkate alınmaya değer.

Haber Merkezi / Başlamak için, sertifikalı bir güzellik uzmanı seçin. Güzellik uzmanı gözlerinizin kirpik şekline uygun bir stil belirlemenize yardımcı olacaktır.

Geniş, bir göz kalemi çizgisi ile başlamak yerine ince bir çizgi ile başlayın. İleriki zamanlarda çizgiyi kalınlaştırmak için rötuş yapabilirsiniz.

Kalıcı kalıcı göz çizgisine karar verdiğiniz zaman, göz çevreniz için uyguladığınız cilt bakım ürünlerini bir hafta önce kullanmayı bırakın, böylece uygulamaya gittiğiniz zaman göz çevreniz makyajdan tamamen arınmış olur.

İşlem, seçtiğiniz stile bağlı olarak 45 dakika ile bir saat arasında sürecektir. İşlemin uygulanacağı alan uyuşturulur ve işlem sırasında bir gıdıklanma hissedilebilir ancak işlem doğru yapıldığında herhangi bir rahatsızlık veya kanama olmaz.

Eyeliner dövmeleri konusunda biraz tedirginseniz, kirpik çizgisi geliştirme adı verilen başka bir uygulama vardır. Bu, vücudun altı ila dokuz ay süren, bitkisel bazlı, kalıcı olmayan ve boya kullanılan yarı kalıcı bir uygulamadır.

Bununla birlikte, bazı riskleri vardır. Nadiren de olsa, bazı kişilerde boyalara karşı alerjik reaksiyon, işlem sonucunda göz tahrişi olabilir veya sonuçtan memnun kalmayabilir. 

Yaş, vücut ve vücut kimyası gibi faktörler, göz kalemi dövmesinin üç yıl mı yoksa beş yıla kadar mı süreceğini etkiler.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Sağlıklı Yaşam İçin Dengeli Beslenmenin Önemi

Sağlıklı bir yaşam için dengeli beslenmenin önemi yeterince vurgulanmamakta. Vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin maddelerini karşılayan dengeli beslenme ile sağlıklı uzun bir yaşam tarzı sürdürülebilir.

Haber Merkezi / Uygun bir beslenme planı ayrıca, ideal vücut ağırlığına ulaşmaya ve kardiyovasküler, kronik hastalıklar riskini azaltmaya da yardımcı olur.

Dengeli beslenme nedir? 

Dengeli beslenme tam olarak nedir? Basit bir ifadeyle, vücudun düzgün çalışmasına yardımcı olacak temel besin maddelerinin karşılandığı beslenmedir. Beslenmenin önemi, doğru miktarda kalori alımında yatmakta.

Kalori

Kalori, gıdadaki enerji içeriğinin bir göstergesidir. Ortalama vücut ağırlığına sahip bir kişi, günde yaklaşık 2000 kaloriye ihtiyaç duyar. Kalori ihtiyacı kişinin, cinsiyetine, yaşına ve fiziksel yapısına ve aktivitesine bağlı olarak değişebilir.

Dengeli beslenmenin kapsamına neler girer? 

Dengeli beslenme belirli sağlıklı besin gruplarını içerir:

Yeşil yapraklı ve nişastalı sebzeler, fasulye ve bezelye gibi baklagiller, kırmızı ve turuncu sebzeler,

Bütün meyveler, taze veya dondurulmuş meyveleri içeren ancak konserve meyveleri içermeyen meyveler,

Tam tahıllar. Örneğin kinoa, yulaf, kahverengi pirinç, arpa ve karabuğday,

Yağsız kırmızı et, tavuk, balık gibi protein kaynakları,

Süt, yoğurt, süzme peynir gibi süt ürünleri.

Dengeli ve sağlıklı beslenme için önerilen beş besin grubunun her birinden ihtiyaç olunan kadar içermeli: Yüzde 50 ila 60 karbonhidrat, yüzde 12 ila 20 protein ve yüzde 30 yağ içerir.

Bir kişinin genel sağlığı, iyi beslenmeye, fiziksel egzersize ve sağlıklı vücut ağırlığına bağlıdır.

Dengeli ve sağlıklı bir yaşam için ipuçları:

Daha küçük porsiyonlar: Beynin daha büyük porsiyonlar gibi düşünmesi için küçük porsiyonların kullanılması.

Yemek için zaman ayırılması: Öğünleri, iş arasında aceleye getirilmemesi, tüketilen gıdaların sindirilmesi için zaman ayırılması.

Atıştırmalıkların azaltılması: Sağlıklı beslenmeyi engellediği için sağlıksız atıştırmalıkların kesilmesi.

Duygusal durum: Stres, üzüntü veya endişe durumunda aşırı tüketimin frenlenmesi.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Dünyanın Bilenen En Derin Mağarası: Krubera

Gürcistan’ın Abhazya Bölgesi, Arabika Masifi’nde yer alan Krubera Mağarası, 2197 metrelik inanılmaz derinliğiyle dünyanın bilinen en derin mağarası ünvanına sahiptir. Voronya Mağarası olarak da bilinen Krubera Mağarası, Karga Mağarası anlamına gelir.

Haber Merkezi / Krubera Mağarası yerin 2000 metre derinine kadar inen tek mağaradır. Adını Rus coğrafyacı Alexander Kruber’den alan Krubera Mağarası, Jules Verne’nin ilham verici romanı “Dünyanın Merkezine Yolculuk”tan sonra ün kazanmıştır.

Krubera Mağarası macera arayan her kaşifin hayalidir: Dünyanın derinliklerine inmek ve dünyanın bilinen en derin doğal mağarasının sırlarını ortaya çıkarmak.

Arabika Masifi’ndeki birkaç yüz mağaradan biri olan Krubera Mağarası, kireçtaşı oluşumunun Dinozorlar Çağı’na kadar uzandığına inanılmaktadır.

Bölgenin uzaklığı nedeniyle Krubera Mağarası yılda en fazla dört ay ziyarete açıktır.

Mağaranın en dip noktasına ulaşılıp ulaşılmadığına dair spekülasyonlar yapılıyor, yeni rekorlar kırmak isteyenler için bir umut ışığı.

Paylaşın

Kışın Uyulması Gereken 13 Temel Cilt Bakımı İpucu

Havanın sıcaklık derecesi düştükçe cildiniz daha da hassaslaşır. Kış aylarında cildinizi korumakta zorlanıyorsanız, cildinizin nemini korumanıza yardımcı olacak birkaç kış yüz bakımı ipucumuz var.

Haber Merkezi / Sağlıklı ve güzel bir cilde sahip olmanıza yardımcı olabilecek 13 ipucunu sizler için hazırladık. Okumaya devam edin…

1. Ilık su

Sıcaklık düştüğünde sıcak duş çok cazip gelebilir. Ancak cildinizi seviyorsanız, sıcak duştan kaçınmanızı öneririz. Bunun yerine, ılık suyla duş alın. Sıcak duş cildinizi çabuk kurutur ve hemen nemlendirmezseniz cildinizde çatlaklar oluşur, kış egzaması dahi gelişebilir. Ayrıca, ılık duş aldıktan sonra cildinize nemlendirici uygulayın.

2. Nemli kalın

Kışın, evinizin içi veya dışı, hava daha kuru olur ve su vücudunuzdan kolayca buharlaşır. Bu nedenle, cildinizi nemli tutmanız gerekir. Evinizdeki nem seviyesini koruyun ve vücudun ihtiyacı olan suyu mutlaka alın.

3. Cilt bakım ürünlerini akıllıca seçin

Cilt bakım ürünlerinizi mevsim şartlarına göre değiştirmeniz gerekiyor. Kışın sağlıklı ve parlak bir cildin anahtarı hafif cilt bakım ürünleri kullanmaktır.

4. Cildinizi koruyun

Kışın dışarı çıkıyorsanız, cildinizi soğuk rüzgardan, kardan veya yağmurdan korumanız gerekir. Bu nedenle, eldiven ve şapka giyin, güneş koruyucu losyonunuzu unutmayın. Kışın, sıcak güneş ışınları hoş bir his verir, ancak UV ışınları cildinize yine de çok fazla zarar verebilir.

5. Cildinize çok fazla eksfoliye etmeyin

Cildin eksfoliye edilmesi ölü hücrelerden kurtulmaya yardımcı olur. Kış aylarında dikkatli olmalısınız çünkü kuru ve soğuk hava nedeniyle cilt bariyeriniz zaten tehlikeye girmiştir. Cildinizi haftada bir kez peeling yapmak iyidir. Bu, cilt yenilenmesini artırmaya ve daha iyi ürün emilimine  yardımcı olur.

6. Ellerinizi unutmayın

Ellerinizdeki cilt, vücudun diğer bölgelerindeki cilde kıyasla daha az yağ bezine sahiptir. Bu nedenle, elleriniz çatlamaya ve kaşınmaya daha eğilimlidir. Dışarı çıkmadan önce ellerinize nemlendirici uygulayın.

7. Ayaklarınıza iyi bakın

Ayaklarınızı nemlendirmek için gliserin bazlı kremler ve vazelin seçin. Ayrıca, nemlendiriciyi kolayca emmesi için ayaklarınızdaki cildi ara sıra eksfoliye ettiğinizden emin olun.

8. Islak giysileri çok uzun süre giymeyin 

Islak giysiler, cildinizi daha fazla tahriş eder ve kaşıntıya neden olur. Karda yürümek ve oynamak iyidir, ancak ıslak çorapları, pantolonları ve eldivenleri mümkün olan en kısa sürede çıkarmalısınız.

9. Cildi tahriş eden giysilerden kaçının

Kışın cilt son derece kırılgandır. Birçok insanın yüne alerjisi vardır, ancak kışlık ürünleri giymenin cazibesine karşı koyamazlar. Her zaman yüksek kaliteli yünden yapılmış kışlık giysiler seçin. Mümkünse, pamuktan yapılmış kışlık ürünleri tercih edin.

10. Güneş gözlüğünü yanınızdan ayırmayın

Bu öneri, özellikle yoğun kar yağışı olan yerlerde yaşayanlar içindir. Güneş ve kardan gelen parlama göz çevresindeki cilde zarar verebilir ve kahverengi lekelere, ince çizgilere neden olabilir. Bu nedenle, dışarı çıktığınızda güneş gözlüğü taktığınızdan emin olun.

11. Günlük cilt bakım rutinini aksatmayın

Cildinizi günde bir veya iki kez, tercihen sabahları ve yatmadan önce temizleyin. Sabah yüzünüzü yıkadıktan sonra nemi içeride tutmak için hafif bir günlük nemlendirici uygulayın. Geceleri ise yoğun bir nemlendirici veya gece kremi kullanın.

12. Beslenmenize dikkat edin

Bol bol mevsim meyveleri ve sebzeleri tüketin. Meyveler, cildinizin soğuk havalarda sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu olağanüstü vitamin ve antioksidan kaynaklarıdır.

13. Egzersiz

Cildinizi seviyorsanız egzersiz yapın. Egzersiz, kalp atış hızınızı artırır, bu da organlarınıza ve cildinize daha fazla kan akışını sağlar.

Paylaşın

Bağırsak Sağlığı Cinsel İstek Ve Performansı Etkileyebilir

Bağırsak sağlığı, bağırsaktaki bakteri, maya ve virüslerin bileşimini ifade eder. “Bağırsak mikrobiyomu” veya “bağırsak florası” olarak bilinen bu durumun, sekse olan ilgiye ve genel cinsel tatmine katkıda bulunan birçok faktör üzerinde etkisi olabilir.

Haber Merkezi / Bağırsak mikrobiyomun cinsel yaşamı nasıl etkileyebileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

Vücuttaki mutluluk hormonu olan serotoninin çoğunluğu (yaklaşık yüzde 95’i) bağırsakta üretilir. Bağırsak yeterince sağlıklı değilse, en üst seviyede serotonin üretemeyebilir. Sağlık uzmanları, düşük serotonin düzeyinin düşük cinsel dürtülerle ilişkili olduğunu ifade ediyorlar.

Serotonin ayrıca cinsel organların çeşitli bölgelerinde de bulunur. Bazı araştırmalar, serotonin seviyesi düştüğünde, cinselliğe olan ilginin de azaldığını öne sürüyor.

Bağırsak bulunan bakteriler, vücudun enerji üretimi için gerekli olan B vitaminlerini oluşturmaya yardımcı olur. Vücuttaki B vitamini seviyesinin eksikliği, daha az enerji üretimi ile sonuçlanabilir. Bu durum, cinsel ilişki için yorgun hissetmeye neden olabilir.

Ayrıca, bazı bağırsak bakterileri, kan şekeri düzenlemesinden sorumlu diğer hücrelerle iletişim kurar. Bağırsaktaki bozulma kan şekeri seviyesini de düşürebilir. Bu, cinsel performansı etkileyebilecek kalıcı enerji düşüşlerine yol açabilir.

Sağlıksız bağırsak mikrobiyomu bağırsak iltihabına yol açabilir. Bu, libidoyu etkileyebilecek serotonin salgılanmasını etkileyebilir.

Hazımsızlıktan kaynaklanan ağrı ve rahatsızlık cinsel yaşamı etkileyebilir. Kabızlık, ishal, mide krampları ve şişkinliğe neden olan irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi bağırsak sorunları, cinsel yaşam etkileme potansiyeline sahiptir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Dünyanın En Çok Aranan 20 Kadın Modeli

Markaları, yeni koleksiyonları, stilleri ve trendleri temsil eden moda dünyasının yüzleri “modeller”. Moda sektöründe başarılı olmak için gereken çaba göz önüne alındığında, bir model olarak başarılı olmak hiçte kolay değil.

Haber Merkezi / Ancak bu modeller, muhteşem yetenekleri,  kusursuz görünümleri ve göz kamaştırıcı oranlarıyla sektörde adını dünya genelinde duyurmayı başardılar.

İşte dünyanın en popüler 20 modeli:

1. Scarlett Leithold:

Scarlett Leithold, 1997 yılında ABD’nin Los Angeles Eyaleti California şehrinde dünyaya geldi. 14 yaşından beri modellik yapan Leithold, 1,75 cm boyunda.

2. Kylie Jenner:

İsmi dünya çapında iyi bilinen Kylie Jenner, Jenner-Kardashian ailesinin bir üyesi ve realite TV şovundan sonra ün kazandı. Kylie Cosmetics’in de kurucusudur.

3. Alex Ren:

Dünyanın en güzel ve en çarpıcı kadın modelleri listemize giren bir diğer isim de Alexis Rene Glabach. Alexis Ren olarak biliniyor. 1996 yılında California’da dünyaya geldi.

4. Grace Elizabeth:

Dünyanın en güzel ve güzel seksi modelleri listesinde tüm ilgiyi hak eden bir diğer Amerikalı model de 1997 doğumlu Grace Elizabeth. 

5. Kendal Jenner:

Jenner-Kardashian ailesinden olan bir diğer ünlü isim ise Kendall Jenner. 14 yaşında modelliğe başladı ve TV şovundan sonra ün kazandı.

6. Taylor Hill:

Taylor Hill, Illinois doğumlu Amerikalı model, defilelerde boy gösterdikten sonra ün kazandı.

7. Gigi Hadid:

Gigi Hadid, 1995 yılında California’da doğdu. Amerikalı model, 2014 yılında New York Moda Haftası’nda boy göstermesinin ardından dikkatleri üzerine çekti.

8. Barbara Palvin:

Barbara Palvin, 1993 yılında Budapeşte’de doğdu. 2010’dan beri birçok marka için podyuma çıktı ve birçok dergi kapağında yer aldı.

9. Cara Delevingne:

1992 yılında Londra’da dünyaya gelen Cara Delevingne, 2012 ve 2014 yıllarında İngiliz Moda Ödülleri’nde Yılın Modeli’ni kazanmasının ardından ilgi odağı haline geldi.

10. Karlie Kloss:

Karlie Kloss, 1992’de Chicago’da doğdu. 2000’li yılların en iyi 30 modeli arasında gösterildikten sonra tüm dikkatleri üzerine çekti.

11. Jourdan Dunn:

Birleşik Krallık’ta dünyaya gelen Jourdan Dunn, 2007’de defilelerde boy göstermeye başladığında tüm dikkatleri üzerine çekti.

12. Candice Swanepoel:

Güney Afrikalı model Candice Swanepoel, dünyanın en güzel modelleri listesindeki bir başka büyük isim.

13. Liu Wen:

1988 doğumlu Liu Wen, dünyanın gördüğü en popüler Çinli modeller arasında yer alıyor.

14. Rosie Huntington Whiteley:

İngiliz model ve aktris Rosie Huntington Whiteley, dünyadaki bir başka popüler ve güzel model.

15. Lily Aldridge:

Modellik kariyerine 16 yaşında başlayan Lily Aldridge, popüler olan bir Amerikan modelidir.

16. Irina Shayk:

1986 doğumlu Rus güzeli Irina Shayk, moda dünyasının tanınmış bir yüzü.

17. Doutzen Kroes:

Hollandalı model Doutzen Kroes’un modellik fotoğraflarını görmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz.

18. Bar Rafaeli:

İsrailli model Bar Refaeli, mankenlik sektörüne girdiğinde, büyüleyici güzelliği ve çarpıcı yüz hatlarıyla herkesi şaşkına döndürdü.

19. Miranda Kerr:

Avustralyalı model Miranda Kerr, moda ve modellik endüstrisindeki bir başka ünlü ve tanınmış isim.

20. Natalia Vodyanova:

Rus model Natalia Vodianova. 17 yaşlarında keşfedildi. Modelliğin yanı sıra Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisidir.

Paylaşın