Sabah Ve Akşam Cilt Bakım Rutini Nasıl Oluşturulur?

Cilt bakımı rutini sadece yüzünüzü temizlemekle ilgili değildir, aynı zamanda cildinizi nemlendirmek, cilt sorunlarınızla ilgilenmek ve cildinizi dış etkenlerden korumakla ilgilidir.

Haber Merkezi / Bu nedenle, cilt bakımı rutininiz her zaman bir temizleyici, nemlendirici ve güneş kremi içermelidir.

İşte cildiniz için en iyi sabah ve akşam cilt bakımı rutinini nasıl oluşturacağınız:

Sabah cilt bakımı rutini: Sabah cilt bakımı rutini, uyku sırasında biriken kir ve yağları temizleyerek cildinizi güne hazırlar. Ayrıca sabah cilt bakımı rutini, cilt bariyerinize nem katmalı ve cildinizi ultraviyole (UV) ışınlarından ve kirlilikten korumaya yardımcı olmalıdır.

1’inci adım: Temizleyici: Yüzünüzü yıkamak, cildinizdeki gözenekleri tıkayıp sivilcelere neden olabilen fazla yağı ve kiri temizler.

Cilt bariyerinizin sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğunuz çok fazla yağı yok etmekten kaçınmak için nazik, alkolsüz bir temizleyici tercih edin. Kuru cildiniz varsa daha nemlendirici yağ bazlı bir temizleyiciye ihtiyacınız olabilir.

Cilt tipine göre: Seramid, gliserin veya hyaluronik asit içeren temizleyiciler kuru cildi nemlendirmeye yardımcı olur. Benzoil peroksit, glikolik asit, salisilik asit veya çay ağacı yağı içeren temizleyiciler aşırı yağlanmayı kontrol etmeye ve sivilce oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilir.

2’inci adım: Toner: Tonikler, içeriklerine bağlı olarak cildi nemlendirmeye veya ciltte kalan yağ ve kiri gidermeye yardımcı olabilir. Tonikleme isteğe bağlı bir sabah adımıdır ancak kuru veya akneye meyilli cilde sahip kişilerde faydalı olabilir.

Cilt tipinize göre: Eğer kuru veya hassas bir cildiniz varsa, hyaluronik asit veya gül suyu içeren nemlendirici tonikleri tercih edin. Salisilik asit veya cadı fındığı gibi yağı emen içeriklere sahip tonikler yağlı veya akneye meyilli ciltler için idealdir.

3’üncü adım: Nokta veya akne tedavileri: Sivilce patlamalarını kontrol etmeye çalışıyorsanız, temizleme veya toniklemeden sonra bir nokta veya tam sivilce tedavisi uygulayın. Koyu lekeleri (hiperpigmentasyon) azaltmaya çalışıyorsanız bunun yerine cilt aydınlatıcı bir nokta tedavisi uygulayabilirsiniz.

Cilt tipinize göre: Benzoil peroksit ve salisilik asit içeren leke ve genel tedaviler akne tedavisinde yardımcı olabilir. Eğer koyu lekelerinizi açmaya çalışıyorsanız hidrokinon veya kojik asit içeren serumları tercih edin.

4’üncü adım: Antioksidan serum: Sabah serumu cildi aydınlatmaya, nemlendirmeye ve korumaya yardımcı olabilir. C vitamini, E vitamini veya niasinamid gibi antioksidan özelliklere sahip bir serum uygulamak, gün içerisinde çevresel ve UV hasarını azaltmaya yardımcı olabilir.

Cilt tipinize göre: C vitamini tüm cilt tipleri için uygundur ve cildi aydınlatmaya ve hiperpigmentasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. E vitamini ve hyaluronik asit içeren serumlar kuru cildi nemlendirmeye yardımcı olabilir.

Akne ve yağı azaltmaya yardımcı olan bir antioksidan sabah serumu istiyorsanız, niasinamid (bir B3 vitamini türü) deneyin. Ancak, C vitaminini niasinamid ile karıştırmayın; karıştırmak serumların daha az etkili olmasına neden olur.

5’inci adım: Göz kremi: Göz kremleri isteğe bağlıdır ancak göz altı cildinize nem ve su katabilir. Uygulamak için, kremi yüzük parmağınızı kullanarak göz altına nazikçe sürün. Gündüz için, göz altı cildinizi güneş hasarından korumaya yardımcı olacak nemlendirici peptitler, C vitamini gibi antioksidanlar ve SPF içeren ürünleri seçin.

6’ncı adım: Nemlendirici: Yüzünüze ve boynunuza nemlendirici masajı yapmak cildinizi gün boyu korur ve nemlendirir. Nemlendiriciler cildinizdeki su içeriğini artırmaya ve nemi hapsetmeye yardımcı olur. Bu, cildinizin koruyucu üst tabakası olan cilt bariyerinizi (yani epidermis) onarmak için önemli bir adımdır.

Cilt tipinize göre: Seramid, gliserin veya shea yağı içeren zengin nemlendiriciler kuru cildi nemlendirmeye yardımcı olabilir. Yağlı veya akneye meyilli bir cildiniz varsa, gözenekleri tıkamayacak yağsız veya hafif jel nemlendiricileri tercih edin. Hyaluronik asit içeren nemlendiriciler, akneye meyilli, yağlı cilde sahip kişiler için harika bir seçenektir.

7’inci adım: Güneş kremi: Sabah cilt bakımı için son adımınız, cildinizi UV ışınlarından korumak için her zaman güneş kremi olmalıdır. Güneş kremi, cilt kanseri, kırışıklıklar ve güneş lekeleri riskinizi azaltacaktır. Geniş spektrumlu ve 30 veya daha yüksek bir güneş koruma faktörüne (SPF) sahip mineral veya kimyasal bir güneş kremi tercih edin.

Akşam cilt bakım rutini: Akşam cilt bakımı rutini, gün boyu oluşan kiri temizler ve cilde nem kazandırır. Ayrıca kuru cilt, akne, hiperpigmentasyon veya ince çizgilerin tedavisine yardımcı olur.

1’inci adım: Temizleyici: Akşam yüzünüzü temizlemek, gün boyu biriktirdiğiniz tüm kiri ve yağı temizler. Aynı yağ bazlı veya akne karşıtı temizleyiciyi sabah ve akşam kullanabilirsiniz. Akşam temizleme rutinindeki temel fark, makyajınızı yağsız bir makyaj temizleyici veya çift temizleme ile de çıkarmanızdır.

Cilt tipinize dikkat edin: Yağlı ve akneye meyilli bir cildiniz varsa, gözeneklerinizin tıkanmasını önlemek için makyajınızı yağsız bir makyaj temizleyici veya misel su ile çıkarın. Hassas ve kuru cilt tipleri de makyajı temizleyen ve cildi nemlendiren yağ bazlı bir temizleyici veya balsamla çift temizlikten faydalanabilir.

2’inci adım: Toner: Akşam toniği toniği kuru cildi nemlendirmeye veya kalan kiri temizlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca her zamanki sabah toniğinizi geceleri peeling toniğiyle değiştirebilirsiniz. Ölü deri hücrelerini temizlemeye ve gözenekleri açmaya yardımcı olmak için haftada bir veya iki kez peeling toniği kullanabilirsiniz.

Cilt tipine göre: Akşamları kuru cildi nemlendirmek için hyaluronik asit veya gül suyu tonikleri kullanabilirsiniz. Yağ emen salisilik asit veya cadı fındığı tonikleri de gece yağ üretimini kontrol etmeye yardımcı olur. Karma, normal ve yağlı cilt tipleri de glikolik asit veya salisilik asit gibi alfa hidroksi asitler (AHA’lar) içeren eksfoliye edici toniklerden faydalanabilir.

3’üncü adım: Nokta veya akne tedavileri: Sivilceleri yok etmek veya koyu lekeleri gece boyunca azaltmak için bir nokta tedavisi kullanmaya devam edebilirsiniz. Bu, sivilceler için benzoil peroksit veya salisilik asit tedavisi uygulamayı içerebilir. Veya hiperpigmentasyon için hidrokinon veya kojik asit tedavisi kullanabilirsiniz.

Cilt tipine göre: Leke tedavisi uyguladığınız bölgelere ek serumlar veya retinol tedavileri uygulamaktan kaçının. Leke tedavileri, serumlar ve retinol kullandığınız akşamları dönüşümlü olarak uygulamak tahrişi önlemek için daha da iyidir. Ayrıca, uyurken sivilceleri tedavi etmeye yardımcı olması için geceleri hidrokolloid bantlar kullanabilirsiniz.

4’üncü adım: Serumlar veya akne tedavileri: Akşam serumu veya akne tedavisi isteğe bağlıdır. Ancak bunları rutininize eklemek akne ve ince çizgileri tedavi etmenize yardımcı olabilir.

Cilt tipinize göre: Kuru cildiniz varsa, hyaluronik asit, E vitamini, peptitler veya seramidler içeren nemlendirici bir serum deneyin. Kuru ve yağlı cilt tipleri, ince çizgileri nemlendirmek, eksfoliye etmek ve yumuşatmak için glikolik ve laktik asit gibi AHA’ları kullanabilir. Bu AHA serumları ayrıca siyah noktaları ve sivilceleri tedavi etmeye yardımcı olabilir. Salisilik asit veya azelaik asit serumu ayrıca gözenekleri açmaya ve akneniz varsa iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir.

5’inci adım: Retinol: Retinoidler ve retinol (bir retinoid türü), akne ve ince çizgileri tedavi etmeye yardımcı olan A vitamini türevleridir. Bu içerikler hücre yenilenmesini uyarır ve kolajen üretimini destekleyerek genel cilt dokusunu iyileştirmeye ve gözeneklerin tıkanmasını önlemeye yardımcı olur. Retinol ve diğer retinoid tedavileri cildinizi güneşe karşı hassas hale getirir ve her zaman akşam kullanılmalıdır.

Cilt tipine göre: Hassas bir cildiniz varsa veya sadece hafif akne, kırışıklık veya hiperpigmentasyon tedavisi istiyorsanız, retinol, retinil palmitat ve retinaldehit arayın. Daha şiddetli akne ve yaşlanma karşıtı için, Differin (adapalen), Retin-A (tretinoin), Aklief (trifaroten) ve Tazorac (tazaroten) gibi retinoid tedavileri arayın.

6’ncı adım: Göz kremi: Göz altınıza akşam göz kremi uygulamak, cildi onarmak ve ince çizgileri azaltmak için daha fazla nem katmaya yardımcı olabilir. Bu, isteğe bağlı bir adımdır ancak tüm cilt tipleri için yaşlanma karşıtı bir cilt bakımı rutini için idealdir.

Cilt tipine göre: Gece göz kremi seçerken retinol, niasinamid veya hyaluronik asit gibi onarıcı veya nemlendirici içeriklere bakın. Bu içerikler her cilt tipi için uygundur ancak hassas bir cildiniz varsa retinol çok tahriş edici olabilir.

7’inci adım: Nemlendirici veya gece kremi: Cildinizi akşamları her zamanki nemlendiricinizle nemlendirebilir veya daha yoğun bir akşam kremi uygulayabilirsiniz.

Cilt tipine göre: Hyaluronik asit ve gliserin içeren gece kremleri daha fazla gece nemi sağlar. Eğer yağlı veya karma bir cilde sahipseniz, sivilce oluşumunu önlemek için yağsız ve komedojenik olmayan gece kremlerini tercih edin.

Akşam kremleri ayrıca hücre yenilenmesini teşvik etmeye, ince çizgileri azaltmaya ve uyurken cilt tonunu eşitlemeye yardımcı olan AHA’lar ve retinol içerebilir.

8’inci adım: Yüz yağı: Yüz yağları, cilde daha fazla nem ve su kazandırabilen, isteğe bağlı bir akşam cilt bakımı adımıdır.

Cilt tipine göre: Argan veya hindistan cevizi yağı gibi yağ asitleri içeren yüz yağları, daha fazla neme ihtiyaç duyan kuru ciltler için idealdir. Papatya ve kuşburnu yağı hassas cildi yatıştırmaya yardımcı olabilir. Yağlı ciltlerde yüz yağları kullanmaya devam edebilirsiniz ancak jojoba veya üzüm çekirdeği yağı gibi daha hafif yağları tercih edin. Bu yüz yağları gözenekleri tıkamadan yağ üretiminizi düzenlemenize yardımcı olabilir.

Paylaşın

Kas Spazmı Nedir Nasıl Önlenir?

Kas spazmı (kramplar) aniden ortaya çıkar ve birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürebilir. Spazm genellikle kendiliğinden geçer, bu yüzden tedaviye ihtiyaç duyulmaz.

Haber Merkezi / Ancak kasın daha iyi hissetmesini sağlamak ve bir daha kas spazmı olmasını önlemek için yapılabilecekler vardır.

Kas spazmı, ani ve yoğun bir ağrıya neden olabilir. Kaslar, sanki bir düğümdeymiş gibi çok sıkı hissedilecektir. Kaslara dokunduğunuzda bu sertliği fark edebilirsiniz.

En çok bacak kaslarını, özellikle de baldır kaslarını etkileyen kas spazmlarının ağrısını, geçtikten sonra bile günlerce hissedebilirsiniz.

Kas spazmlarına ne sebep olur?

Kas spazmlarının yaygın nedenlerinden biri, egzersiz nedeniyle kasın aşırı kullanılması veya yaralanmasıdır. Bir diğer önemli neden susuz kalmak. Özellikle egzersiz sırasında yeterli oranda su alınmaması sırasında sıklıkla görülür.

Kas spazmları ayrıca vücudun potasyum ve kalsiyum gibi temel elektrolitler açısından düşük olduğunda meydana gelebilir. Streste boyun kaslarında kasılmalara neden olabilir.

Kas spazmlarından nasıl kurtulursunuz?

Kas spazmları son derece ağrılı olsalar da genellikle 10 dakika veya daha kısa bir süre içinde kendiliğinden geçer. Ancak spazm sonrası daha iyi hissetmek istiyorsanız deneyebileceğiniz şeyler var:

Eğer egzersiz yapıyorsanız, aktivitenizi durdurup, etkilenen kası esneterek ve masaj yaparak spazmı veya krampın ağrısını en aza indirebilirsiniz. Ayrıca gergin kasa soğuk veya ılık tampon uygulayabilirsiniz.

Kas spazmları nasıl önlenir?

Kas spazmlarını önleyebilirsiniz. Özellikle egzersiz yaparken, yeterli şekilde su içtiğinizden emin olun. Egzersize başlamadan önce esnemeyi unutmayın. Ayrıca daha fazla potasyum almak için muz veya portakal suyu tüketebilirsiniz.

Geceleri kas spazmları yaşıyorsanız, yatmadan önce esneme yapın. Bu gece yaşadığınız kas kramplarını önleyebilir.

Spazmları önlemeye yardımcı olabilecek ilaçlar da mevcuttur, ancak bunların etkinliği değişir ve yan etkilere neden olabilirler, bu nedenle bu ilaçları kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir.

Paylaşın

Lenf Drenajı Masajı Nasıl Yapılır? Faydaları

Genellikle lenf sıvısının birikmesine ve şişmeye neden olan lenfödemi tedavi etmek için kullanılan lenf drenaj masajı, vücutta biriken lenf sıvısının tüm vücuda dağıtılmasına yardımcı olur.

Haber Merkezi / Lenf sıvısı, beyaz kan hücrelerinden oluşan berrak veya beyaz bir sıvıdır. Bu sıvı, sizi enfeksiyonlara karşı korumaya yardımcı olan lenf sisteminin bir parçasıdır.

Lenf drenaj masajı ne işe yarar?

Lenf drenaj masajı, lenf sıvısını vücutta hareket ettiren bir vücut masajıdır. Masaj, lenf damarlarının kasılmasına ve biriken sıvının lenf sistemi boyunca hareket etmesine yardımcı olur.

Lenf sistemi, vücuttaki yüzlerce lenf düğümüne bağlanan lenf damarları adı verilen ince tüplerden oluşan bir ağdır.

Lenf sistemi düzgün çalışmadığında lenf birikmesi meydana gelebilir. Bu lenfatik drenaj eksikliği, genellikle kollarda ve bacaklarda lenfödem adı verilen şişmeye neden olur.

Lenfatik drenaj masajı, sıvıyı hareket ettirerek lenfödemin şişlik gibi yan etkilerini tedavi etmeye yardımcı olur. Bu genellikle tam dekonjestif tedavinin (CDT) bir parçasıdır. Bu, tedavi lenfödemi ve şişliği azaltır.

Liang M, Chen Q, Peng K, ve diğerleri. Meme kanseri ameliyatı sonrası hastalarda lenfödem için manuel lenf drenajı: Randomize kontrollü çalışmaların sistematik bir incelemesi ve meta-analizi.

Lenf drenaj masajının faydaları

Lenf drenaj masajının başlıca faydası lenfödemden kaynaklanan şişliği azaltmaktır. Lenf drenaj masajı ayrıca lenfödemle ilgisi olmayan sertlik, şişlik ve diğer yan etkilerin tedavisine de yardımcı olabilir.

Kan akışını iyileştirebilir: Kronik venöz yetmezliği (KVY) olan kişiler lenf drenaj masajından faydalanabilirler. KVY, hasarlı bacak damarları kalbe doğru şekilde kan taşımadığında ortaya çıkar.

Bacaklara uygulanan lenf drenaj masajının damarlardaki kan akışını iyileştirebileceğine dair araştırmalar vardır.

Araştırmalar, ayrıca lenf drenaj masajının, kan akışının yetersizliğinden kaynaklanan kronik venöz yetmezlik kaynaklı şişlik ve ağrıyı hafifletmeye yardımcı olduğunu ortaya koymuştur.

Lenf drenaj masajı, lipedema ile ilişkili yağları azaltmaya ve kan akışını artırmaya da yardımcı olabilir. Lipedema, yalnızca alt ekstremitelerde düzensiz yağ birikmesine neden olan bir bağ dokusu rahatsızlığıdır.

Selüliti azaltmaya yardımcı olabilir: Lenf drenaj masajı ayrıca selüliti azaltmak ve kas tonusunu iyileştirmek için iyi bir masaj olabilir.

Lenfödem şişkinliğini azaltmaya yardımcı olabilir: Lenf drenaj masajı, lenfi lenfatik sistem boyunca hareket ettirerek lenfödemle ilişkili şişliği azaltmaya yardımcı olabilir.

Sertliği ve ağrıyı hafifletebilir: Lenfatik masaj, romatoid artrit (RA) gibi rahatsızlıklarla ilişkili sertliği, şişliği veya eklem ağrısını giderebilir.

Lenf sistemimi kendim nasıl boşaltabilirim?

Evde lenf drenaj masajı denemeden önce bir sağlık uzmanıyla görüşün. Konunun uzmanı, evde lenf drenaj masajını nasıl düzgün bir şekilde uygulayacağınızı öğretebilir.

İşe yarayıp yaramadığını nasıl anlarsınız?

Lenf drenaj masajının işe yarayıp yaramadığını hemen anlayamayabilirsiniz. Semptomların hafiflemesi biraz zaman alabilir. Şişlik inerse masaj muhtemelen işe yarıyordur.

Paylaşın

Kolon Temizliği İçin 10 Doğal Çözüm

Kötü beslenme tercihleri, fiziksel aktivite eksikliği ve stres nedeniyle kolon (kalın bağırsak), sağlık açısından zararlı maddeleri biriktirebilir ve bu da sindirim sorunlarına ve rahatsızlığa yol açabilir.

Haber Merkezi / Çeşitli kolon temizleme yöntemleri mevcut olsa da, doğal çözümleri tercih etmek daha güvenli ve etkili olabilir. İşte kolon temizliği için kullanabileceğiniz 10 doğal çözüm:

Bol su içmek: Bol su içmek sindirim sistemini düzenlemenin en basit yoludur. Kolon temizliği için de günde altı ile sekiz bardak ılık su içilmesi önerilir.

Tuzlu su: İki çay kaşığı deniz veya pembe tuzu ılık suyla karıştırıp aç karnına içmek, kalın bağırsakları hareketlendirir. Bu yöntem günde iki kez denenebilir.

Yüksek lifli beslenme: Lif, meyveler, sebzeler, tahıllar, kuruyemişler ve tohumlar gibi bütün sağlıklı gıdalarda bulunan temel bir besindir. Lifler, kolondaki fazla maddelerin toplanmasına yardımcı olurken, yararlı bakterileri de artırır.

Limon suyu ve bal: Taze limon suyunu, bir tatlı kaşığı bal ve bir tutam tuz ile ılık suda karıştırıp, sabahları aç karnına içmek kalın bağırsakları hareketlendirir.

Meyve suları ve smoothieler: Elma, limon ve aloe veradan yapılan meyve suları kolon temizliğine yardımcı olur.

Probiyotikler: Probiyotikler kolon temizlenmesine ve bağırsaktaki iyi bakterilerin artmasına yardımcı olur. Yoğurt, turşu, elma sirkesi ve diğer fermente gıdalar iyi probiyotikler olarak kabul edilir.

Bitkisel çaylar: Bazı bitkisel çaylar kolon yoluyla sindirim sağlığına yardımcı olabilir.

Zencefil: Sindirim sistemini uyandırma etkisine sahip olan zencefil, meyve sularına, çaya eklenebilir veya doğrudan yenebilir. Bu günde bir veya iki kez denenebilir.

Balık yağı: Balık yağları, kolon temizliğinde etkili olan omega-3 yağ asitleri içerir. Balık yağları, ayrıca takviye olarak da alınabilir.

Aç kalma: Hiçbir şey yememekte kolon temizliği için bir yöntemdir. Su, taze sebze suları veya taze meyve suları içmek kolon temizliğine yardımcı olabilir.

Paylaşın

Gebelikte Cinsellik: Bilinmesi Gereken Her Şey

Bebeğinizin gelişi için hazırlık yaparken, mutluluk, heyecan, beklentiyle beraber gelen fiziksel ve zihinsel değişimlerin (uyuşukluk, uykusuzluk gibi) bir karışımını yaşayacaksınız.

Haber Merkezi / Gebelik veya hamilelikte cinsellik, sizin ve bebeğiniz için güvenli mi gibi sorular sıcak konulardan biri olacak.

Şununla başlayalım: hamilelikte cinsellik tamamen normaldir ve yalnızca ihtiyaçlarınızı karşılamakla ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda eşinizle olan bağınızı da güçlendirir.

Hamilelik sırasında cinsel ilişkiye girebilir miyim?

Kesinlikle! Çoğu durumda, hamilelik sırasında cinsel ilişki sadece güvenli değil, aynı zamanda normal ve sağlıklıdır. Vücut çeşitli değişikliklerden geçer, ancak genel olarak, herhangi bir komplikasyon olmadığı ve sağlık uzmanınız belirli kısıtlamalar önermediği sürece, cinsel aktivite tüm hamilelik boyunca güvenli kabul edilir.

Hamilelik sırasında cinsel ilişki kararı size ve vücudunuza bağlıdır. Hormonal değişiklikler, pelvise artan kan akışı, meme ve meme ucu hassasiyetindeki değişiklikler, ilk trimesterde ortaya çıkabilen yorgunluk ve mide bulantısı ve vücudunuzdaki değişikliklerin algılanması cinsel isteğinizi etkileyebilir.

Kadınların bir bölümü libido azalması yaşarken, bir bölümünde de tam tersi bir durum yaşanır. Her iki senaryo da tamamen normaldir.

Hamilelikte cinsel ilişki güvenli midir?

Genel olarak, hamilelik sırasında cinsel ilişki tamamen güvenlidir, ancak herhangi bir özel endişeniz varsa sağlık uzmanınıza danışmanız önerilir. Hamileliğiniz herhangi bir komplikasyon olmadan ilerliyorsa, cinsel aktivite yaşamamanız için hiçbir neden yoktur.

Trimesterlerdeki değişiklikler: Neler beklemelisiniz?

Birçok kadın ilk trimesterde daha az cinsel istek duyar. Çünkü hormonal dalgalanmalar, yorgunluk ve sabah bulantısı gibi erken gebelik belirtilerine neden olur ve ardından vücudunuzdaki değişikliklere uyum sağlama dönemi gelir. Bu tamamen normaldir.

İkinci ve üçüncü trimester dönemi, hormonal değişikliklerin dengelenmeye başladığı dönemdir ve bu dönemde birçok kadın cinsel dürtülerinin geri döndüğünü ve sabitlendiğini ifade etmektedir.

Hamileyken partnerim cinsel ilişkiye girmek ister mi?

Hamilelik şüphesiz kadınlar için bir değişim yolculuğu olsa da, bu süreçte bir dizi duygu ve uyum sürecinden geçen partnerlerini de etkiler. Cinsel ilişki konusunda, bazıları “bebeğe zarar vermemek” gibi nedenlerle korkarken, bazıları da kadının değişen vücudunu daha çekici bulur.

Orgazm doğumu tetikler mi?

Orgazm sırasında salgılanan oksitosin hormonu (evet, cinsel uyarılma ve ilişki kurma ile ilişkilendirilen hormon) pitocinin (doğum başlatma sırasında damla yoluyla alınan sentetik hormon) doğal bir formudur, ancak orgazmın doğumu başlatabileceğine dair bilimsel bir kanıt yoktur.

Paylaşın

Yaşlanmayı Hızlandıran Dokuz Yiyecek Ve İçecek

Yaşlanma zamanla oluşan doğal bir süreçtir. Yaşlanmayı durduramazsınız ama bu süreci iyi beslenerek ve sağlıksız yiyeceklerden uzak durarak yavaşlatabilirsiniz.

Haber Merkezi / Daha uzun süre genç görünmek istiyorsanız kaçınmanız gereken dokuz yiyecek ve içecek:

Kızarmış yiyecekler: Kızartılmış yiyecekler, hücresel hasara neden olan serbest radikalleri serbest bırakır. Bu serbest radikaller, yaşlanma sürecini hızlandıran çapraz bağlama adı verilen bir sürece yol açar.

Rafine karbonhidrat: Beyaz ekmek gibi rafine karbonhidratlar, vücutta iltihaplanmaya yol açarak kronik hastalık riskini artıran ve yaşlanma sürecini hızlandıran ileri glikasyon ürünlerin oluşumuna yol açar.

İşlenmiş etler: Sosis ve pastırma gibi işlenmiş etler sülfit, doymuş yağ ve sodyum içerdiklerinden cilde zararlıdır. Bunlar cildi kurutabilir ve iltihaplanmaya neden olabilir, bu da süreçte kolajeni gevşetir.

Tuzlu yiyecekler: Çok fazla tuz tüketmek susuzluğa ve su tutulmasına neden olabilir. Tuzlu yiyeceklerin düzenli tüketimi ciltten su kaybına neden olabilir ve bu da cildin daha hızlı yaşlanmasına yol açar.

Baharatlı yiyecekler: Baharatlı yiyecekler cildinizin kırmızı ve lekeli görünmesine neden olabilir.

Şekerli yiyecekler: Rafine şeker iltihaplanmaya neden olur ve cildinizi esnek ve genç tutan hem kolajen hem de elastine zarar verir. Çok fazla şeker tüketmek kilo alımına ve diğer sağlık sorunlarına da neden olabilir.

Trans yağlar: Hazır yiyecekler ve abur cuburlar genellikle trans yağlar açısından zengindir. Trans yağlar, atardamarları ve kan damarlarını sertleştiren veya daraltan bir etkiye sahiptirler. Bu durum, cilde giden kan akışını azaltarak erken yaşlanmaya ve kırışıklıklara neden olur.

Kömürde pişirilmiş et: Kömürde pişirilmiş etler sağlığınıza zararlı olan pro – inflamatuar hidrokarbonlar içerir. Bu durum, vücuttaki kolajenin parçalanmasına neden olabilir ve bu da erken yaşlanmaya yol açar.

Kafein: Çok fazla kahve içmek susuzluğa neden olabilir, kuru ve donuk görünümlü cilde yol açabilir. Kahve tüketiminizi sınırlamaya çalışın ve her fincan kahve için ek bir bardak su içmeye çalışın.

Alkol: Alkol, karaciğerinize zarar verir ve bu da karaciğerinizin vücudunuzdaki toksinleri filtreleme ve atma yeteneğini etkiler. Toksinler vücutta biriktiğinde, sivilce, kolajen ve elastikiyet kaybı, cilt kuruluğu gibi sorunlara yol açar.

Paylaşın

İskandinav Kadınların Dokuz Güzellik Sırrı

Oyuncu Ingrid Bergman’dan Alicia Vikander’e ve içerik üretici Matilda Djerf’e kadar İskandinav kadınları, onlarca yıldır doğal ve sade güzelliğin ilham kaynağı oldu.

Haber Merkezi / İskandinav güzellik prensipleri, kelimenin tam anlamıyla bir güzellik rutini olmaktan ziyade bir yaşam tarzıdır. İşte İskandinav kadınlarının yaydığı ışıltının ardındaki dokuz sır:

Sağlıklı beslenme: Sağlıklı bir cilt sağlıklı bir beslenme başlar ve İskandinav kadınları bunu bilir. Akdeniz diyetine benzer şekilde, İskandinav beslenmesi de meyve, sebze ve deniz ürünlerine dayalı mevsimsel beslenmeye odaklanır.

Genel olarak, İskandinavlar işlenmiş gıdalardan daha çok tam gıdalar yemeye eğilimlidir; bu gıdalara, meyveler, kök sebzeler, omega üç yağ asitleri ve kolajen açısından zengin balıklar, tam tahıllar ve yoğurt dahildir. İskandinavlar fast food, şekerli içecekler, şeker eklenmiş yiyecekler ve aşırı tuzlu yiyeceklerden uzak durmaya özen gösterirler.

Doğal içerikler: Organik bileşenler genel sağlık için daha iyiyse, cilt için de daha faydalı olduğu sonucuna varabiliriz. İskandinav cilt bakım ürünleri ağırlıklı olarak doğaya dayanır.

Yeterli uyku: İskandinavyalılar erken yatar ve erken kalkarlar, odayı her zaman karanlık tutmaya özen gösterirler ve temiz havanın daha iyi uykuyu desteklediği bilindiğinden pencereleri açık uyurlar.

Doğada aktif yaşam: İskandinavyalılar temiz havanın, soğuk suyun ve güneşin faydalarından daha fazla yararlanmak için doğada çok fazla zaman harcarlar.

İskandinav kadınları da doğada aktivite yapmayı severler. Bu sadece bir parkta yürüyüş veya arkadaşlarla piknik yapmak, açık havada akşam yemeği yemek veya temiz havada bir kahve içmek olabilir.

Nem odaklı cilt bakımı: Cilt bakımı söz konusu olduğunda, İskandinav kadınları hem içten hem de dıştan vücudu nemlendirmeye önem verirler.

Mevsimsel cilt bakımı: İskandinavlar, cilt bakımı rutinlerini dahi mevsimlere göre ayarlayacak kadar, doğaya bağlıdırlar. İskandinav kadınları, kış ve yaz mevsimi arasındaki sıcaklık ve nem seviyelerindeki büyük farklarla mücadele etmek için farklı bakım formülleri kullanırlar. Örneğin, kışın kuru havaya karşı ciltlerini nemli tutmak için özel özen gösterirler.

Ayrıca İskandinav kadınları, mevsim ne olursa olsun, 30 SPF veya daha fazlasına sahip iyi bir güneş kremini kullanmayı asla unutmazlar.

Sauna ve buz gibi soğuk su: İskandinav kadınları, saunanın ve buz gibi suyun, sıcak ve soğuk kombinasyonunun zihni temizlediğini ve cilt için faydalı olduğunu söylüyor.

Minimalizm: Yaşamda ve güzelliğe yaklaşımda, İskandinav kadınları minimalizm ve sadeliğe yönelir. Bu, çok fazla makyaj yapmadan sağlıklı görünen bir cilde sahip olmak anlamına gelir.

Saç ve vücut bakımı: Saç ve vücut bakımı, İskandinav güzellik rutininin bir uzantısıdır.

Paylaşın

Başarı İçin Giyinmek: Tarzın Öz Güvene Etkisi

İyi giyinmek kıyafet seçmekten daha fazlasıdır; kıyafetleri güvenle giymektir. Giyim tercihleriniz kişiliğiniz, hayata ve işe karşı tutumunuz ve hatta özgüven seviyeniz hakkında bilgi verir.

Haber Merkezi / Seçtiğiniz kıyafetler yalnızca duygu durumunuzu değiştirmekle ve öz saygınızı artırmakla kalmaz, aynı zamanda başkalarının sizi nasıl algıladığını da etkileyebilir.

Duygu durumunu iyileştirmek: Sevdiğiniz rengi, kumaşı veya kesimi, yani kişisel tarzınızı yansıtan kıyafetleri giymek, duygu durumunuzu iyileştirebilir ve farklı sosyal ortamlarda kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayabilir.

Artan güven: İyi seçilmiş kıyafetler ve aksesuarlar sizi güçlendirebilir, daha özgüvenli ve günü fethetmeye hazır hissetmenize yardımcı olabilir.

İlk izlenimler önemlidir: Giyim tercihleriniz, kendimizi kelimelerle sunmadan önce bile çevrenizle iletişim kurar, sizin hakkınızda bir imaj oluşturmasına yardımcı olabilir.

Güven veren kıyafetleri nasıl seçeceğinize dair bazı ipuçları şunlardır:

Tarzınızı bulun: Tarzınız hayatınız boyunca gelişir ve değişir. Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak yönde ayarlamalar yapmanız her zaman mümkündür.

Konfor anahtardır: Giysileriniz rahat olduğunda, doğal bir şekilde hareket edebilirsiniz.

İşlevsel ve zamansız tasarım: Günlük işlerinizi halletmek için şık görünmek istersiniz, ancak kıyafetlerinizin ve aksesuarlarınızın da pratik olmasını istersiniz.

Duruma uygun giyin: Kıyafet her zaman içinde bulunduğunuz duruma uymalıdır. Bir etkinlik veya toplantı için uygun kıyafetler giymek, yalnızca etkinliğe katılan insanlara saygı göstermekle kalmayacak, aynı zamanda özgüveninizi artıracak ve bağlamı anladığınızı gösterecektir.

Giysileriniz sizin hakkınızda ne söylüyor?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, giyim güçlü bir sözsüz iletişim aracıdır; kişiliğiniz , statünüz ve hatta mesleğiniz hakkında mesajlar iletir ve giydikleriniz çeşitli sosyal ve profesyonel ortamlarda nasıl algılandığınızı önemli ölçüde etkiler.

Profesyonel tercih: Takım elbiseler, gömlekler, ve cilalı ayakkabılar giydiğinizde, net bir profesyonellik mesajı gönderirsiniz. Bazaar ve Vogue editörü Diana Vreeland’ın dediği gibi: Boyasız ayakkabılar medeniyetin sonudur.

Bu tarz, düzenli ve ayrıntılara önem veren bir olduğunuzu ima eder. Bu tarz, hassasiyete değer verdiğinizi ve yaptığınız her şeyde mükemmellik için çabaladığınızı gösterir. Profesyonel giyim genellikle daha etik olarak algılanma ve rolleri ciddiye almayla da ilişkilendirilir.

Rahat giysiler: Bol giysiler, rahat kumaşlar ve sade tasarımlar seçmek daha rahat ve ulaşılabilir bir kişiliği yansıtır. Bu tarz, genellikle rahatlığa öncelik veren kişilerle ilişkilendirilir. Bu tarz, ayrıca açıklık ve ulaşılabilirlik duygusu olarak algılanır, arkadaş canlısı olduğunu ima eder.

Cesur tarz: Parlak renkler ve benzersiz desenler seçmek, kendinize güvendiğinizi ve öne çıkmaktan rahat olduğunuzu gösterir. Bu tür kıyafetler yaratıcılığı ve belirli bir maceraperestlik seviyesini ima eder. Kendini ifade etmekten korkmayan bir kişiyi yansıtır ve genellikle seçimlerinde cesur olan ve bir açıklama yapmak için istekli olan kişilerle ilişkilendirilir.

Bu nedenle, ister profesyonel, ister rahat veya cesur bir görünüm seçin, her seçim sizin hakkınızda konuşur ve dünyanın sizi algılama biçimine katkıda bulunur.

Sonuç olarak, giyim tarzınız benliğinizin bir yansımasıdır ve sizin dış algınızı oluşturur. Giyinme, kişiliğinizi yansıtmak, farklı ortamlara uyum sağlamak ve hedefleriniz, isteklerinizle uyumlu bir imaj yansıtmak için kıyafetleri kullanmakla ilgilidir.

Paylaşın

Yüz Tüylerinden Kalıcı Olarak Nasıl Kurtulunur?

Yüz tüyleri kadınlarda duygusal bir yüke neden olabilir; araştırmalar, aşırı yüz tüyleri sorunu yaşayan kadınların sıklıkla klinik düzeyde kaygı yaşadıklarını göstermektedir.

Haber Merkezi / Yakın zamanda yapılan bir araştırma, yüz tüyleri olan kadınların haftada bir buçuk saatten fazla zamanını bu sorunla başa çıkmaya harcadığını ortaya koymaktadır. Peki, yüz tüylerinden kalıcı olarak kurtulmanın basit ve etkili yolları nelerdir?

Kadınlardaki aşırı yüz tüyleri, genel olarak, hirsutizm androjen adı verilen erkek hormonlarının fazlalığına atfedilir. Diğer nedenler arasında, konjenital adrenal hiperplazi (adrenal bezlerini etkileyen kalıtsal bir tıbbi durum), obezite veya hızlı kilo alımı ve kas yapmak isteyen kişilerin normalde tükettiği anabolik steroidlerin alımı yer alır.

Uzmanlar, yüzde veya vücudun diğer bölgelerinde aşırı derecede tüy büyümesinin en yaygın nedeninin PCOS (polikistik over sendromu) olduğunu ifade ediyor.

Yüz kıllarına karşı sert kimyasal önlemler yerine, bu basit ama etkili ev çözümleri yüz kıllarından kalıcı olarak kurtulmanıza yardımcı olabilir:

Nohut unu maskesi: Bir kasede yarım su bardağı nohut unu, 2 çay kaşığı zerdeçal tozu, yarım çay kaşığı taze krema ve yarım su bardağı sütü bir macun haline gelene kadar karıştırın. Tüylerin belirgin olduğu bölgeye uygulayın ve 20 – 30 dakika bekleyin. Tüylerin çıkış yönünün tersine nazikçe ovalayın ve ılık suyla yıkayın. En iyi sonuç için bu maskeyi haftada en az iki kez uygulayın.

Papaya ve zerdeçal maskesi: Bir kasede 2 yemek kaşığı papaya ezmesi, yarım çay kaşığı zerdeçal tozu ve 5 yemek kaşığı aloe vera jelini bir macun oluşturmak için karıştırın. Macunu tüy görülen bölgeye uygulayın. Kuruyana kadar yaklaşık 20 dakika bekletin. Tüylerin çıkış yönünün tersine ovalayarak çıkarın.

Nohut unu ve gül suyu: 3 yemek kaşığı nohut unu, bir yemek kaşığı gül suyu ve bir çay kaşığı limon suyunu bir kasede iyice karıştırın. Tüy büyümesinin belirgin olduğu bölgelere uygulayın. Yaklaşık 30 dakika veya tamamen kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi dairesel hareketlerle ovalayarak çıkarın.

Bal ve limon maskesi: Bir limonun suyunu yarım yemek kaşığı balla karıştırarak yumuşak bir macun elde edin. Karışımı etkilenen bölgeye uygulayın ve 20 – 25 dakika bekletin ve tüylerin çıkış yönünün tersine ovalayarak çıkarın.

Muz ve yulaf ezmesi peelingi: Bir kasede bir ezilmiş muzu üç çay kaşığı yulaf ezmesiyle karıştırın. Yüzünüze dairesel hareketlerle 15 – 20 dakika masaj yapın ve suyla yıkayın. En iyi sonuç için bu maskeyi haftada en az iki kez uygulayın.

Pirinç unu, zerdeçal ve süt: 3 yemek kaşığı pirinç unu, bir yemek kaşığı zerdeçal tozu ve 2 yemek kaşığı sütü bir macun elde edinceye kadar karıştırın. Gerekirse su ekleyin. Bu maskeyi etkilenen bölgelere uygulayın ve 30 dakika bekleyin ve tamamen kuruduktan sonra ılık suyla yıkayın.

Arpa ve süt peelingi: 2 yemek kaşığı arpa tozunu birer yemek kaşığı süt ve limon suyuyla karıştırarak macun kıvamına getirin. Yüzünüze uygulayın ve 20 dakika kurumasını bekleyin. Ilık suyla yıkayın.

Yumurta ve mısır unu maskesi: 2 çay kaşığı şekeri bir çay kaşığı mısır unu ve bir yumurta ile koyu bir macun haline gelene kadar karıştırın. Yüzünüze uygulayın ve 15 – 20 dakika kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra nazikçe soyun ve en iyi sonuç için haftada üç kez tekrarlayın.

Paylaşın

Dikkat! Hamilelikte Obezite Bebeği Etkileyebilir

Hamilelik sırasında kadınların maruz kaldığı annelik obezitesi, hem anne hem de doğmamış çocuk için eşit miktarda sağlık riski taşımaktadır. Hamilelik sırasında, annelik obezitesinin olumsuz etkilerini bilmeyenlerin, “iki kişilik ye” dediğini duyuyoruz.

Haber Merkezi / Hedef, iki kişilik veya aşırı yemek yerine “doğru ve sağlıklı beslenme” olmalıdır.

Annelik obezitesi, hamilelik sırasında veya hamilelikten önce BMI (Beden Kitle İndeksi) 30 veya daha yüksek olması durumudur. Annelik obezitesi, hormonal değişiklikler, yaşam tarzı değişiklikleri, metabolik değişiklikler ve genetik faktörler dahil olmak üzere birden fazla faktöre bağlı olarak başlar.

Annelik obezitesi, gebelik diyabeti, hipertansiyon ve preeklampsi dahil olmak üzere anne için çeşitli sağlık riskleri oluşturur, bebeğin gelişimini ve sağlığını etkiler.

Annelik obezitesi sorunu yaşayan annelerden dünyaya gelen bebeklerde konjenital anomaliler ve solunum sıkıntısı sendromu gibi belirli sağlık sorunları riski yüksektir.

Annelik obezitesinin uyarı işaretleri:

Hızlı kilo alımı,
Hamilelikte yüksek tansiyon,
Gebelik diyabetinin gelişimi,
Uyku sırasında düzensiz solunum,
Eklem ağrısıyla birlikte görülen hareketlilik sorunları.

İşte, annelik obezitesinin önlenmesi için uzmanlar tarafından tavsiye edilen bazı yollar:

Hamilelikten önce sağlıklı bir kilo,
Dengeli besleme,
Yeterli uyku,
Aktif olma,
Beslenme kontrolü,
Stres azaltıcı yöntemler,
Destekleyici aile üyeleri.

Hamilelikten önce ve hamilelik sırasında anne sağlığına öncelik vererek hem annenin hem de çocuğun sağlıklı kalmasını sağlayabilirsiniz.

Paylaşın