Berrak Rüya Nasıl Görülür? Beş İpucu

Berrak rüya, rüya gören kişinin rüyada olduğunun farkına varmasıyla gerçekleşir. Berrak rüya görenler, rüya durumlarının bilincindedir ve rüyalarındaki eylemleri kontrol edebilir, ortamı değiştirebilir.

Haber Merkezi / Berrak rüyaların çoğu, hızlı göz hareketi (REM) uykusu sırasında, yani prefrontal korteksteki beyin aktivitesinin arttığı ancak kasların çoğunlukla felç olduğu uyku döngüsü aşaması sırasında gerçekleşir.

Berrak rüya zararlı mıdır?
Berrak rüya görmek genellikle güvenlidir ve hatta motor becerileri güçlendirmeye, kaygıyı hafifletmeye, yaratıcılığı geliştirmeye ve uygun rehberlikle PTSD gibi rahatsızlıkları tedavi etmeye bile yardımcı olabilir.

Berrak rüya görmenin bazı riskleri de vardır. Berrak rüya indüksiyon teknikleri, bazen uyku döngüsünü kesmeyi gerektirebilir, bu da depresyon gibi mevcut zihinsel sağlığı durumlarını kötüleştirebilir.

Berrak rüya nasıl görülür?

Sağlıklı uyku: Günlük yaşamınıza uygun bir uyku programı oluşturun ve programa sadık kalın. Uyku ortamınızı serin ve karanlık tutun. Akşamları kafein ve alkol almaktan kaçının. Yatmadan en az otuz dakika önce cep telefonu, bilgisayar ve televizyon gibi cihazları kullanmayı bırakın.

Rüya günlüğü: Berrak rüya görmek, kendi düşüncelerinizin farkında olmak olan meta biliş gerektirir. Rüya günlüğü tutmak, öz farkındalığı geliştirmenin harika bir yoludur. Sehpanızda bir not defteri ve kalem bulundurun ve her uyandığınızda rüyalarınızdan hatırladıklarınızı yazmaya çalışın.

Bir gerçeklik testi sistemi geliştirin: Bu teknik ile amaçlanan, meta bilişi (kendi düşüncelerinizin farkındalığı) artırmak ve gerçek hayatınız ile rüyalarınız arasında ayrım yapmaya alışmaktır. Yaygın gerçeklik kontrolü teknikleri arasında, düzensizlikler için aynaya bakmak, zamanın normal şekilde ilerleyip ilerlemediğini görmek için saati kontrol etmek ve sağlıklı olup olmadığınızı belirlemek için işaret parmağınızı avucunuza bastırmak yer alır.

Berrak rüyaların anımsatıcı indüksiyonuyla deney yapın: Berrak rüyaların anımsatıcı indüksiyonu (MILD) tekniğini deneyin. Uykuya dalarken, dikkatinizi, hatırladığınız yakın tarihli bir rüyaya odaklayın ve aynı rüyaya geri dönmeye çalışın. MILD tekniğinin amacı, aynı rüyaya geri dönmek, rüya durumunuzun gerçek dışı özelliklerini fark etmek ve kendinizi berrak bir rüyaya sokmaktır.

Uyanıp yatağa girme tekniğini deneyin: WBTB (Wack Back To Bed / Uyan Ve Yatağa Dön) tekniği, uyandıktan sonra tekrar REM uykusuna döndüğünüzde, bilincinizi aktif tutmayı amaçlar. Yöntem işe yararsa, bilinciniz, bedeniniz REM uykusuna geri döndüğünde bile aktif kalacaktır.

WBTB tekniği, 4 – 6 saat arasında uyuduktan sonra uyanıp bir kaç dakika bekledikten sonra tekrar uyumak üzerine kuruludur.

Paylaşın

Minimalist Mimari Nedir? Dört Temel Özelliği

Minimalist mimari, faydayı önceliklendiren bir yapı tasarımı biçimidir. Bu ekolün mimarları, hemen hemen her tür süslemenin bir tür aşırılık olduğunu düşünürler.

Haber Merkezi / Bu ekolün mimarları, sadelik temelinde aile evleri, müzeler, gökdelenler ve diğer bina türlerini tasarlamak için çabalarlar.

Minimalist mimari, geleneksel mimariden olduğu kadar modern mimariden de çok şeyalır.

Minimalist mimarinin özellikleri:

Faydaya vurgu: Minimalist yapı tasarımı, belirli bir amaç olmaksızın her şeyi kaldırabilecek yapı fikirleri etrafında döner. Bu nedenle, minimalist mimarinin her bir öğesi genellikle faydacı bir işlevi veya amacı yerine getirir.

Süsleme eksikliği: Minimalist yapıların dış cepheleri genellikle düzdür ve az sayıda farklı malzeme kullanılır. Minimalist yapıların iç tasarım öğeleri de seyrektir. Minimalist yapılar bazı iç dekorasyon öğelerine sahip olsalar da, bunlar genellikle yapının genel mimarisi kadar basittir.

Açık alan: Minimalist mimarlar, yapılarda mümkün olduğunca boş alanı ön plana çıkarırlar. Bu, aynı zamanda orta çağ modern mimarisinin bazı temel özellikleriyle de ilgilidir.

Basit geometrik formlar: Minimalist mimari neredeyse hem içeride hem dışarıda her cephede temiz çizgilere sahiptir. Çatılar genellikle düzdür, iç mekanlar basit geometrik formlara odaklanır ve düz çizgiler tasarımın hemen hemen her diğer öğesinin temelini oluşturur.

Minimalist mimarinin 5 önemli örneği:

Barselona Pavyon: İspanya’nın başkenti Madrid’de yer alan Barselona Pavyonu, açık alan iç mekanı, düz çatıyı ve uzun pencereleri bir araya getiren minimalist bir şaheser. Yapının mimarı Ludwig Mies van der Rohe’nin “daha azı daha fazladır” ifadesi, onlarca yıldır minimalist mimarlara ilham veriyor.

Barragan Evi: Mexico City’nin batısında yer alan Barragan Evi, 1948 yılında inşa edilmiştir. Mimarı Luis Barragan’ın bu dönemdeki tasarım stilini yansıtır ve Barragan ölümüne kadar burada ikamet etmiştir. 1994 yılında Barragan’ın evi, Jalisco yönetimi ve Arquitectura Tapatía Luis Barragan Vakfı tarafından işletilen bir müzeye dönüştürülmüştür.

Modern Meksika mimarisinin en etkili ve temsilci örneklerinden biri olduğu için 2004 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak belirlenmiştir.

Chichu Sanat Müzesi: Japonya’nın Kagawa Eyaletindeki Naoshima adasının güney kısmına doğrudan inşa edilen Chichu Sanat Müzesi, minimalizmi daha da üst bir seviyeye taşıyor. Mimar Tadao Ando tarafından tasarlanmış ve 18 Temmuz 2004’te halka açılmıştır.

Küçük Ev: Japonya’nın Tokyo kentinde yer alan “Küçük Ev” minimalist tasarımın tüm öğelerini içeriyor.

St. Moritz Kilisesi: Almanya’nın Augsburg kentinde yer alan St. Moritz Kilisesi, mimar John Pawson tarafından minimalist mimari çizgileri kullanılarak yeniden dekore edildi.

Paylaşın

Maksimalist Moda Nedir? Dört Özelliği

Parlak renkler, cesur desenler, büyük aksesuarlar, karmaşık detaylar ve göz alıcı tasarımlar içeren maksimalist moda, abartıyı ve gösterişi ifade eden bir moda akımıdır.

Haber Merkezi / Minimalist moda ise maksimalist modanın aksine, sadeliği, işlevselliği, nötr veya monokrom tonları ve temiz çizgileri tercih eder.

Maksimalist moda trendleri, 1970’lerin disko ihtişamından 1980’lerin büyük silüetlerine kadar çeşitli moda dönemlerini kapsar.

Maksimalist modanın 5 özelliği:

Aksesuarlar: Tüylü şapkalar, iri takılar ve renkli çantalar gibi iddialı aksesuarlar maksimalist bir kıyafeti tamamlar ve biraz drama katar.

Renkler: Maksimalist moda, renk patlamasını veya birkaç tamamlayıcı ya da zıt rengi içerebilir.

Desenler: Maksimalist moda, cesur baskılar ve karmaşık tasarımlar içerir. Farklı desenleri karıştırmak ve eşleştirmek maksimalist stilde yaygın bir faktördür.

Silüetler: Maksimalist stilde standart bir silüet yoktur.

Dokular: Maksimalist moda, sıklıkla kadife, dantel, deri, saten ve ipek gibi farklı dokulara sahip farklı kumaş türlerini bir araya getirir.

Maksimalist stil için 4 ipucu:

Kıyafetinizin unsurlarını dengeleyin: İnce maksimalist bir görünüm için farklı unsurları dengeleyin. Büyük fırfırlı bir etek veya bol pantolon gibi iddialı bir parçayı dar bir üstle eşleştirin. Ayrıca nötr bir renk giyerek büyük bir silüeti veya aksesuarı dengeleyebilirsiniz. Örneğin, düz renkli bir elbiseyi büyük iddialı kolye, küpeler ve bileziklerle aksesuarlandırın.

Tamamlayıcı veya zıt renkler seçin: Maksimalist bir kıyafeti koordine ederken, hangi renklerin tamamlayıcı ve zıt olduğunu bilmeniz önemlidir. Tutarlı bir görünüm oluşturmak için tamamlayıcı renklerde ve farklı dokularda giyim ürünleri seçebilirsiniz. Ayrıca, cesur bir kontrast için renk çarkında birbirinin zıttı olan renklerde aksesuarlar da tercih edebilirsiniz.

Görünümünüzü katmanlandırın: Maksimalist kıyafetinizi, kıyafetin tabanından başlayarak katman katman oluşturun. Örneğin, basit bir tişörtü renkli altlarla, desenli bir blazerle ve birden fazla kolyeyle katmanlayarak cesur bir kıyafet yaratabilirsiniz.

Tarzınızı bulmak için karıştırın ve eşleştirin: Maksimalizm, bireyselliğinizi ve kişisel tarzınızı ifade etmekle ilgilidir. Sevdiğiniz parçaları giyin ve yeni görünümler yaratmak için bunları diğer giyim parçaları ve aksesuarlarla karıştırın ve eşleştirin.

Maksimalist bir gardırop oluşturmak, sürdürülebilirliği uygulama fırsatıdır; ikinci el mağazalarında tekrar tekrar giyebileceğiniz retro giyim ürünleri bulabilirsiniz.

Paylaşın

İkame Etkisi Nedir, Nasıl İşler?

Ekonomistler ikame etkisini, belirli bir ürünün fiyatındaki artış nedeniyle satışlarındaki düşüş olarak tanımlar. İkame etkisi tutumluluğu yansıtır: Tüketici pahalı bir ürünle karşılaştıklarında daha ucuz alternatiflerini tercih eder.

Haber Merkezi / Örneğin, balık pazarındaki balık fiyatları artarsa, tüketiciler daha uygun fiyatlı, tavuk gibi, protein kaynaklarına yönelebilir. Balık pazarındaki fiyatlar tekrar uygun seviyeye gerilerse, tüketiciler tekrar balık almaya başlayabilir.

İkame etkisi ve gelir etkisi

İkame etkisi ve gelir etkisi, tüketici harcamalarını tanımlayan ekonomik kavramlardır. İkame etkisi, tüketicilerin ürün A’nın fiyatlarında bir artış olduktan sonra ürün B’yi ürün A ile ikame etmesiyle oluşur. Malların fiyatları arttığında, tüketiciler genellikle daha uygun fiyatlı bir seçenek satın alır.

Buna karşılık, gelir etkisi, tüketiciler daha fazla satın alma gücüne (daha fazla harcanabilir gelire) sahip olduğunda ve daha pahalı bir ürünü satın almak istediğinde ortaya çıkar. Şirketler daha fazla para kazanmak için bir ürünün fiyatını artırabilir, çünkü tüketicilerin bunu alaca ekonomik güçlerinin olduğunu bilirler.

İkame etkisi nasıl işler?

Makroekonomide, ikame etkisi, ürün fiyatı artışlarının talep eğrisini nasıl etkileyebileceğini gösterir; burada maliyet tasarrufu tüketici eyleminin itici gücüdür. İkame etkisi genellikle fiyatlar yükseldiğinde ancak GSYİH (gayri safi yurtiçi hasıla) veya tüketici geliri artmadığında ortaya çıkar.

Para politikaları ikame etkisini etkilemez, sadece tüketici tercihlerini ​​etkiler. Faiz oranları veya enflasyon dönemlerinde şirketlerin ürettiği malların maliyetini artırma olasılığı daha düşüktür, bu nedenle ikame etkisi daha istikrarlı ekonomilerde ortaya çıkar.

İkame etkisinin örnekleri:

Örneğin, çocuğu için spor kampı arayan bir ebeveyn, fiyatları arttığı için spor kampını pas geçebilir ve çocuğunu tamamen farklı bir aktiviteye kaydedebilir. Örneğin, armudun fiyattı artarsa, tüketici fayda ve maliyet düzeyine göre elmaya yönelebilir.

Paylaşın

Bohem İç Mekan Tasarımı; Basit Bir Kılavuz

Canlı renkler, dokular ve desenlerle dolu bir iç tasarım stili olan bohem tasarım, boho tasarım olarak da bilinir. Bohem tasarım, minimalizim veya modern tasarımın aksine, maksimalizmi ön plana çıkarır.

Haber Merkezi / Bohem tasarımın özgür ve her şeye izin veren yaklaşımı, onu yirminci yüzyılın sonu ve yirmi birinci yüzyılın başında en popüler iç tasarım trendlerinden biri haline getirdi.

“Bohem” terimi, göçebe, yabancı veya maceracıyı tanımlamak için kullanılan bir terim olan Fransızca “bohémiens” kelimesinden gelir.

Başlangıçta, Fransızların bugünkü Çek Cumhuriyeti’nde tarihi bir bölge olan Bohemya’dan olduğuna inandıkları Paris’in Roman (çingene) nüfusunu tanımlamak için 1800’lerin başında kullanılan aşağılayıcı bir terimdi.

Terim o zamandan beri özgür ruhlu, alışılmışın dışında ve eklektik anlamına gelmeye başladı; bu nitelikler iç tasarıma gevşekçe tanımlanmış bir yaklaşıma taşındı.

Bohem iç mekan tasarımın 7 özelliği:

Bohem iç mekan tarzı çok çeşitlidir, ancak evdeki herhangi bir odayı bohem bir odaya dönüştürmek için kullanılabilecek birkaç temel özellik vardır.

Eklektik renk paletleri: Standart bir bohem renk şeması yoktur, ancak çeşitli koyu mücevher tonları, parlak renkler, toprak renkleri veya üçünün bir karışımını seçmek, herhangi bir yaşam alanına bohem ambiyansı enjekte edebilir.

Uyumsuz tekstiller ve desenler: Bohem tasarım, çuval bezi, ipek, şönil, sisal ve kadifeyi bir araya getirir. Bohom tasarımı, diğer iç tasarımlara göre uyumsuz olarak kabul edilebilecek desenlerin bir karışımına da izin verir.

Küresel etkiler: İkat ve İran desenli halıları bohem ev dekorasyonunda yaygın olarak kullanılmakta.

Aşınmış ve doğal: Bohem iç mekanlara şekil verirken, ikinci el ve eski eşyaları dahil edilmeli.

Yeşillik: Ev bitkileri mekana renk katar ve mekanın ferah ve canlı görünmesini sağlar.

Mobilyalar: Bohem mobilyalar genellikle yere yakın, doğal malzemelerden yapılmış ve peluş yastıklar ve örtülerle kaplıdır. Çeşitli yükseklik ve renklerdeki mobilya parçaları, mekanı rahat ve davetkar hissettirir.

Aydınlatma: Mumlar, fenerler ve masa lambaları, bohem stiliyle ilişkilendirilen sıcak, ortam ışığını sağlar.

Paylaşın

Beyin Tümörünün Sizi Şaşırtabilecek Beş Belirtisi

Beyin tümörü, beyinde veya beynin yakınında bulunan hücrelerin anormal büyümesidir. Bu tümörler beyin dokusunun içinde veya sinirler, hipofiz bezi, epifiz bezi ve beynin yüzeyini kaplayan zarlar gibi bitişik bölgelerde gelişebilir.

Haber Merkezi / Doğrudan beyinde ortaya çıkan tümörlere birincil beyin tümörleri denir. Tersine, vücudun başka bir yerinden beyne yayıldığında, ortaya çıkan tümörlere ikincil veya metastatik beyin tümörleri denir.

Beyin tümörü çeşitleri:

Araştırmacılar şu ana kadar 150’den fazla farklı beyin tümörü tespit etmiş durumdalar, bunlardan bazıları:

Gliomlar ve ilgili beyin tümörleri,
Koroid pleksus tümörleri,
Embriyonel tümörler,
Germ hücreli tümörler,
Pineal tümörler,
Menenjiyomlar,
Akustik nöroma gibi sinir tümörleri,
Hipofiz tümörleri.

Beyin tümörü belirtileri ve semptomları:

Beyin tümörünün belirtileri ve semptomları beyin tümörünün boyutuna ve konumuna bağlıdır. Semptomlar ayrıca beyin tümörünün ne kadar hızlı büyüdüğüne de bağlı olabilir, buna tümör derecesi de denir.

Belirti ve semptomlardan bazıları:

Baş ağrıları,
Nöbetler,
Düşünme, konuşma veya kelime bulmada zorluk,
Davranışta değişiklikler,
Vücudun bir bölümünde veya bir tarafında zayıflık, uyuşma veya hareket kaybı,
Dengede zorluk veya baş dönmesi,
İşitme zorluğu, görme zorluğu veya koku kaybı gibi duyusal değişiklikler,
Hafıza kaybı,

Beyin tümörleri nasıl teşhis edilir?

Nörolojik muayene, aşağıdaki değişiklikleri önceler:

Denge ve koordinasyon,
Zihinsel durum,
İşitme,
Görüş,
Refleksler.

Beyin tümörünü teşhis etmek için birkaç test yapılabilir, bunlar arasında şunlar yer alır:

Beyin BT veya MR
Biyopsi
Tümör belirteçleri gibi özel testler

Beyin tümörleri nasıl tedavi edilir?

Beyin tümörü tedavisi aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlıdır:

Tümörün yeri, büyüklüğü ve tipi,
Tümör sayısı,
Yaş,
Genel sağlık.

Beyin tümörünün tedavisi genellikle aşağıdaki terapilerin bir kombinasyonunu içerir:

Beyin ameliyatı,
Radyasyon tedavisi,
Radyocerrahi,
Kemoterapi,
İmmünoterapi,
Hedefli terapi.

Paylaşın

Hamilelikte Karşılaşılan En Yaygın Beş Cilt Sorunu

Hamilelik sırasında oluşan çoğu cilt rahatsızlığı, doğum sonrası kendiliğinden düzelir veya yalnızca semptomatik tedavi gerektirebilir. Hamilelikte görülen cilt rahatsızlıkları, genellikle üç kategori de değerlendirilmekte: Hormonla ilişkili, önceden var olan ve hamileliğe özgü. 

Haber Merkezi / Çatlak izleri, akne, melazma, kuru cilt ve hassas cilt gibi hamilelik sırasında yaşanabilecek beş cilt sorunu:

Çatlak izleri: Çatlak izleri, hamilelik sırasında büyüyen bebeğe uyum sağlayan cildin gerilmesiyle oluşan yaygın bir sorundur. Genellikle karın, göğüsler, kalçalar ve uyluklarda görülürler. Bu sorun zamanla kaybolsa da, cildi kakao yağı veya hyaluronik asit içeren ürünlerle nemlendirmek, görünümlerini azaltmaya yardımcı olabilir.

Melazma (Kloazma): Melazma, yüzde, özellikle alında, yanaklarda ve üst dudakta koyu, benekli lekelere neden olur. Bu durum hormonal değişiklikler ve artan güneş hassasiyeti tarafından tetiklenir. Güneş kremi kullanmak ve aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçınmak melazmayı önlemeye yardımcı olabilir.

Sivilce: Hamilelik sırasında hormonal değişiklikler akne sorununa yol açabilir. Artan yağ üretimi ve tıkalı gözenekler bu soruna katkıda bulunur. Komedojenik olmayan ürünlerle nazik bir cilt bakımı rutini sürdürmek akneyi yönetmeye yardımcı olabilir.

Kaşıntılı cilt: Cilt gerildikçe, özellikle karın ve göğüslerin çevresinde kaşıntı olabilir. Bu kaşıntı, genellikle cildin gerilmesi ve kuruluğundan kaynaklanır. Düzenli nemlendirme ve hipoalerjenik losyonlar kullanmak rahatlama sağlayabilir. Kaşıntı şiddetliyse bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Hamilelik parıltısı: Endişe verici olmasa da birçok kadın “hamilelik ışıltısı” olarak adlandırılan şeyi deneyimliyor. Artan kan akışı ve hormonal değişiklikler parlak bir cilt görünümüne yol açabilir. Nazik bir temizleme rutini ve nemli kalmak bu doğal ışıltıyı korumaya yardımcı olabilir.

Paylaşın

Uyku Felci Nedir? Önlemek İçin Beş İpucu

Uyku felci, uykuya dalarken veya uykudan uyanırken hareket edememe veya konuşamama durumudur. Başka bir ifadeyle, uykuya dalarken veya uykudan uyanırken bilinç yerindendir ancak hareket edilemez.

Haber Merkezi / Uyku felci, bir kişi uyanıklık ve uyku arasında geçiş yaptığında, özellikle rüyaların görüldüğü hızlı göz hareketi (REM) aşamasında meydana gelir.

Uyku felcinin nedenleri:

Uyku felcinin kesin nedeni tam olarak anlaşılamamış olsa da, birkaç faktör olasılığını artırabilir:

Uyku eksikliği: Yeterince uyumamak uyku döngüsünü bozabilir.
Düzensiz uyku düzeni: Uyku düzeninizi sık sık değiştirmek vücudunuzun doğal ritmini etkileyebilir.
Stres ve kaygı: Yüksek düzeyde stres ve kaygı uyku kalitesini ve düzenini etkileyebilir.
Uyku bozuklukları: Narkolepsi gibi rahatsızlıklar uyku felciyle ilişkilidir.
Uyku pozisyonu: Sırt üstü uyumanın uyku felci yaşama riskini artırdığı görülmüştür.

Uyku felcinden kurtulmak için 5 ipucu

Düzenli uyku: Hafta sonları bile her gün aynı saatte yatıp aynı saatte uyanarak tutarlı bir uyku rutini oluşturun. Bu, vücudunuzun iç saatini düzenlemeye yardımcı olur ve uykunuzun kalitesini artırır.

Yeterli uyku: Geceleri 7 – 9 saat uyumayı hedefleyin. Yeterli dinlenme genel sağlık için çok önemlidir ve uyku felci yaşama olasılığını azaltabilir.

Stres ve kaygıyı yönetin: Stresi yönetmek için günlük rutininize rahatlama tekniklerini dahil edin. Derin nefes egzersizleri gibi uygulamalar zihni sakinleştirmeye ve uyku kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Uyku dostu ortam: Yatak odanızı serin, karanlık ve sessiz tutarak uykuya elverişli hale getirin. Gerekirse kulak tıkacı, göz maskesi kullanmayı düşünün. Ayrıca, yayılan mavi ışık uykunuzu etkileyebileceğinden, yatmadan en az bir saat önce ekranlardan (telefonlar, tabletler, bilgisayarlar) uzak durun.

Yatmadan önce uyarıcılardan kaçının: Yatmadan önceki saatlerde kafein, nikotin ve diğer uyarıcıların alımını azaltın veya tamamen ortadan kaldırın. Bu maddeler uyku sağlığınızı etkileyebilir.

Paylaşın

Başarısız İlişkilerden Öğrenilebilecek Beş Ders

Hiç geçmişte yaşadığınız bir ilişkiye dönüp baktığınızda nasıl bu kadar saf olabildiğinizi merak ettiniz mi? Bir ilişkiyi yürütmek ve bitirmek için de iki kişi gerekir.

Haber Merkezi / İlişki bittiğinde kalbiniz kırık olabilir, ancak ilişkinin bitmesi aynı zamanda size baştan başlama ve aşk bulma özgürlüğünü de verir.

Kendini sevmeyi öğren: Başarısız bir ilişkiden öğrenilecek en önemli şeylerden biri önce kendinizi sevmeyi öğrenmektir. Kendinizi sevmeyi ve kendinize bakmayı öğrenmek, gelecekte başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir.

Risk almaktan korkmayın: Başarısız bir ilişkiden öğrenilecek bir diğer paha biçilmez ders, risk almaktan korkmamaktır. Anlamlı ilişkiler yaşamak istiyorsanız, risk alma konusunda istekli olmalısınız.

Bazı ilişkilerin bitmek için olduğunu kabul edin: Bazı ilişkilerin bitmek üzere olduğunu kabul etmek önemlidir, bu uzun vadeli bir ilişkinin veya arkadaşlığın sonu anlamına gelse bile. Bunun en iyisi olduğunu anlamak hayatta ilerlemenize ve yeni deneyimlere doğru ilerlemenize yardımcı olabilir.

İletişim anahtardır: İletişim, her başarılı ilişki için olmazsa olmazdır ve etkili bir şekilde iletişim kurmayı öğrenmek gelecekte yaşayacağınız ilişkiler için son derece faydalı olabilir.

Herkes hata yapar: Son olarak, başarısız bir ilişki sonrası kendinizi suçlamak yerine hatalarınızdan ders çıkarmak önemlidir. Herkes hata yapar ancak hatalardan ders çıkarmak, gelecekte yaşayacağınız ilişkilerde size yardımcı olabilir.

Paylaşın

İlişkilerde “Gaslighting” Zihinsel Sağlık Sorunlarına Yol Açabilir Mi?

Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirme olan Gaslighting, bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir.

Haber Merkezi / Gaslighting tek bir olaydan ziyade haftalar, aylar veya yıllar boyu süren davranış tekrarlarıdır. Gaslighting romantik ilişkilerde, arkadaşlıklarda, aile ilişkilerinde ve iş yerinde ortaya çıkabilir.

Gaslighting sıklıkla başka bir kişi üzerinde kontrol sağlama yöntemi olarak kullanılır.

Gaslight yapan kişi mağduru yanıldığına, yanlış hatırladığına veya akıl sağlığının yerinde olmadığına ikna eder: Bu asla olmadı veya sen delisin.

Başlangıçta mağdur ikna olmayabilir, ancak zamanla mağdur gaslight yapan kişinin bakış açısına inanmaya başlar. En yaygın gaslighting taktikleri:

İnkar: Gaslighting yapan kişi, mağdura bir olayın veya konuşmanın gerçekleşmediğini veya mağdurun gördüğü şekilde gerçekleşmediğini söyler: Onu hiç söylemedim.

Dikkat dağıtma: Gaslight yapan kişi, mağdurun sözünü keser veya konuyu değiştirmeye çalışır: Başka bir şey hakkında konuşabilir miyiz?

Görmezden gelme veya kaçınma: Gaslighting yapan kişi, mağdurla sohbet etmeyi reddeder: Gaslight yapan kişinin mağdurun sesini bastırmak için televizyonun sesini açması.

Küçümseme veya önemsizleştirme: Gaslighting yapan kişi ciddi bir durumu veya suçlamayı hafife alır: Zaten önemli bir şey değildi.

Yansıtma: Gaslighting yapan kişi, mağduru, içinde bulunduğu davranıştan dolayı suçlar: Benim bir ilişkim yok. Belki de saklayacak bir şeyi olan sensin!

Aşağılama: Gaslighting yapan kişi, mağdura hakaret eder ve onu aşağılar, böylece mağdur kendinden şüphe etmeye başlar: Sen bir aptalsın; ne hakkında konuştuğunu bilmiyorsun.

Sabotaj: Gaslighting yapan kişi, mağduru beceriksiz göstermek için onu zayıflatmaya çalışır: Mağdurun faturayı zamanında ödeyememesi için çöpe atması.

Tehditler: Gaslighting yapan kişi, kendisine veya bakış açısına güvenilmemesi durumunda olumsuz bir sonuçla karşılaşacağı tehdidinde bulunur: Eğer olaylara benim açımdan bakamıyorsan, bu ilişki bitmiştir.

Zihin sağlığı üzerindeki etkileri:

Gaslighting aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli zihin sağlığı sorunlarına yol açabilir:

Kaygı: Gaslighting sürekli belirsizlik yaratır, mağdurların kaygılı olmalarına neden olabilir.

Depresyon: Duygusal istismar üzüntü, değersizlik ve umutsuzluk duygularına yol açabilir.

Özgüven eksikliği: Gaslighting, özgüveni ve öz değeri aşındırır ve olumsuz bir imaja yol açabilir.

İzolasyon: Mağdurlar, kendilerine inanılmayacağından veya daha fazla yönlendirileceklerinden korktukları için izole olabilirler.

Gaslightinge karşı nasıl savunma yapılır?

Gerçekleri kayıt altına almak için günlük tutulması.
Gaslighta maruz kalınan durumların gözden geçirilmesi.
Kendine güven.
Güvenilen insanlarla konuşma.
Gaslighting yapan kişiyle ilişkinin sonlandırılması.

Paylaşın