SİYAD 55. Türkiye Sineması Ödülleri Adayları Belli Oldu

Merkezi İstanbul’da bulunan ve 1977 yılında sinema eleştirmeni Atilla Dorsay öncülüğünde kurulan Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) 55. Türkiye Sineması Ödülleri adayları belli oldu.

Derneğe üye sinema yazarlarının oylarıyla belirlenen adaylıklarda “Kurak Günler” 10 kategoride 11 adaylık, “Kerr” ise 10 adaylık kazandı. “Okul Tıraşı” sekiz, “Beni Sevenler Listesi” ile “Bergen” ise yedişer adaylık elde etti.

SİYAD üyeleri ayrıca, Dijital Platformlarda Gösterime Giren En İyi Film kategorisi için ilk gösterimi dijital platformlarda gerçekleştirilen beş uzun metraj yerli filmi aday gösterdi. SİYAD bünyesinde oluşturulan kurullar da çalışmalarını tamamlayarak Uzun Belgesel, Kısa Belgesel, Kısa Film ve Giovanni Scognamillo Fantastik Film Ödülü adaylarını açıkladı.

Açıklanan adaylar SİYAD üyelerinin oylarına sunulacak ve her kategoride yılın en iyisi belirlenecek. Ödüller, önümüzdeki günlerde düzenlenecek törende sahiplerine verilecek.

55. SİYAD Türkiye Sineması Ödülleri adayları

En iyi film

Beni Sevenler Listesi
Kerr
Kurak Günler
Okul Tıraşı
Zuhal

En iyi yönetmen

Emin Alper (Kurak Günler)
Nazlı Elif Durlu (Zuhal)
Emre Erdoğdu (Beni Sevenler Listesi)
Ferit Karahan (Okul Tıraşı)
Tayfun Pirselimoğlu (Kerr)

En iyi senaryo

Gülistan Acet-Ferit Karahan (Okul Tıraşı)
Emin Alper (Kurak Günler)
Nazli Elif Durlu-Ziya Demirel (Zuhal)
Emre Erdoğdu (Beni Sevenler Listesi)
Tayfun Pirselimoğlu (Kerr)

En iyi kadın oyuncu performansı

Farah Zeynep Abdullah (Bergen)
Asiye Dinçsoy (Dirlik Düzenlik)
Aslıhan Gürbüz (Bana Karanlığını Anlat)
İpek Türktan (Anadolu Leoparı)
Nihal Yalçın (Zuhal)

En iyi erkek oyuncu performansı

Halil Babür (Beni Sevenler Listesi)
Selahattin Paşalı (Kurak Günler)
Uğur Polat (Anadolu Leoparı)
Erdem Şenocak (Kerr)
Samet Yıldız (Okul Tıraşı)

En iyi yardımcı kadın oyuncu performansı

Jale Arıkan (Kerr)
Hayal Köseoğlu (Beni Sevenler Listesi)
Nergis Öztürk (Bergen)
Tilbe Saran (Bergen)
Selin Yeninci (Kurak Günler)

En iyi yardımcı erkek oyuncu performansı

Rıza Akın (Kerr)
Erol Babaoğlu (Kurak Günler)
Ekin Koç (Okul Tıraşı)
Ayberk Pekcan (Dilberay)
Erdem Şenocak (Kurak Günler)

En iyi görüntü yönetmeni

Nick Cooke (Anadolu Leoparı)
Türksoy Gölebeyi (Okul Tıraşı)
Christos Karamanis (Kurak Günler)
Mirsad Herovic (Bergen)
Andreas Sinanos (Kerr)

En iyi müzik

Mazlum Çimen- Saki Çimen (Bergen)
Yusuf Tan Demirel-Alexander Lawrence (Zuhal)
Nikos Kypourgos (Kerr)
Ali Güçlü Şimşek (Beni Sevenler Listesi)
Stefan Will (Kurak Günler)

En iyi kurgu

Ali Aga (Kerr)
Ayris Alptekin (Beni Sevenler Listesi)
Ferit Karahan-Hayedeh Safiyari-Sercan Sezgin (Okul Tıraşı)
Erhan Özen (Bergen)
Özcan Vardar-Eytan İpeker (Kurak Günler)

En iyi sanat yönetmeni

Nadide Argun (Kurak Günler)
Tolunay Tokgöz (Okul Tıraşı)
Billur Turan (Anadolu Leoparı)
Vahit Yazıcı (Bergen)
Natali Yeres (Kerr)

Dijital platformlarda gösterime giren en iyi film

Aşıklar Bayramı (Özcan Alper)
Cici (Berkun Oya)
Gönül (Soner Caner)
İki Şafak Arasında (Selman Nacar)
Koridor (Erhan Tahhuşoğlu)

En iyi uzun belgesel

Boşlukta (Somnur Vardar)
Düet (Ekin İlkbağ-İdil Akkuş)
Eat Your Catfish (Adam Isenberg-Noah Amir Arjomand-Senem Tüzen)
Kim Mihri (Berna Gençalp)
Koudelka: Aynı Nehirden Geçmek (Coşkun Aşar)

En iyi kısa belgesel

9/8fight41: hepimiz için 9/8’lik bir dövüş (Gizem Aksu)
Gaip (Gülperi Alkan)
Her Şey Yolunda (Muhammet Beyazdağ)
Our Ark (Deniz Tortum-Kathryn Hamilton)
Suriyeli Kozmonot (Charles Emir Richards)

En iyi kısa film

Ben Tek Siz Hepiniz (Barış Kefeli-Nükhet Taneri)
Cehennem Boş, Tüm Şeytanlar Burada (Özgürcan Uzunyaşa)
Suyu Bulandıran Kız (Deniz Telek)
Koyun (Benhür Bolhava)
Fırtına (Esme Madra)

Giovanni Scognamillo fantastik film ödülü

Ev Diye Bir Şey Yok (F. Nur Özkaya)
Fraktal: Para Adam (Zahid Çetinkaya)
Her Şey Sinirimi Bozuyor (Hazal Bayar-Çağıl Saydam)
Karanlık Madde (İman Tahsin)
Osman Sekiz (Ezel Akay)

Paylaşın

Berlinale’de Altın Ayı Ödülü Fransız Yönetmen Nicolas Philibert’in

73’üncü Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) Altın Ayı ödülü bir belgesel filmine gitti. Nicolas Philibert’in “Sur L’Adamant” isimli filmi, Paris’te bir ruh sağlığı kliniğinde günlük yaşamı konu ediyor.

Almanya’nın başkenti Berlin’de her yıl düzenlenen Berlinale Film Festivali’nde ödüller, Berlinale Palast Sineması’ndaki törenle sahiplerini buldu.

Amerikalı yönetmen, oyuncu ve senarist Kristen Stewart’ın bu yıl jüri başkanlığını yaptığı festivalde, en iyi film için verilen Altın Ayı ödülüne Fransız yönetmen Nicolas Philibert’in “Sur l’Adamant” filmi layık görüldü.

Paris’te ruh ve sinir hastalıkları alanında faaliyet gösteren bir bakım merkezindeki günlük hayatı anlatan yapım, belgesel türünde. Teşekkür konuşmasında Philibert, belgesel türünün sinema kategorisinde değerlendirilmesinin kendisini çok derinden etkilediğini söyledi.

En iyi başrol oyuncu dalında Gümüş Ayı ödülü ise “20.000 Species of Bees” adlı filmdeki performansıyla İspanyol Sofia Otero’ya verildi. 8 yaşındaki Otero, Berlinale tarihine ödül alan en genç oyuncu olarak geçti.

En iyi yönetmen dalındaki Gümüş Ayı ödülü ise “Le Grand Chariot” filmiyle Fransız yönetmen Philippe Garrel’in oldu. Bu seneki Jüri Büyük Ödülü’ne “Roter Himmel” adlı filmin yönetmeni Christian Petzold layık görüldü. En iyi senaryo dalına ödül alan isimse Alman yönetmen Angela Schanelec oldu.

En iyi belgesel dalında 40 bin euroluk ödülü Meksika’da bir dağ köyündeki hayatı anlatan Tatiana Huezo’nun yönetmenliğin yaptığı “The Echo” aldı. Altın Ayı Onur Ödülü’nün sahibi ise bu yıl yönetmen Steven Spielberg oldu. Spielberg’e onur ödülünü U2 solisti Bono takdim etti.

16 Şubat’ta başlayan 73. Berlinale’de 19 film Altın Ayı ödülü için yarışırken, festival süresince 67 ülkeden 280’den fazla film izleyiciyle buluştu.

Paylaşın

76. BAFTA Ödülleri Sahiplerini Buldu

İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi’nin uluslararası olarak düzenlediği BAFTA Ödülleri sahiplerini buldu. Törende 7 ödülle “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” ve 4 ödülle “The Banshees of Inisherin” filmleri öne çıktı.

Haber Merkezi / İngiltere’nin başkenti Londra’daki Royal Festival Hall’da düzenlenen ve Alison Hammond ve Richard E. Grant’in ev sahipliği yaptığı törene Galler Prensi William ve Galler Prensesi Kate Middleton da katıldı.

Törende bazı sanatçılar, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler anısına mavi kurdele taktı.

Bu yıl BAFTA’ya All Quiet On The Western Front filmi damga vurdu.

Ödüller öncesinde 14 dalda aday gösterilen film, En İyi Film, En İyi Yönetmen, Sinematografi de dahil olmak üzere toplam yedi dalda ödüllere layık görüldü. Almanca film, BAFTA’da İngilizce olmayan bir filmin aldığı en çok ödülü de toplayarak rekor kırdı.

The Banshees of Inisherin ve Elvis filmleri de dörder dalda ödül aldı.

Tár filmdeki rolüyle Cate Blanchett, En İyi Kadın Oyuncu ödülünü; Elvis’teki rolüyle de Austin Butler En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü aldı.

Kazanan isimler ve yapımlar şöyle…

En iyi film: All Quiet On the Western Front – Malte Grunert
En iyi İngiliz filmi: The Banshees Of Inisherin
En iyi İngiliz yazar/yönetmen/yapımcı – ilk film: Aftersun – Charlotte Wells
Yabancı dilde en iyi film: All Quiet On the Western Front

En iyi belgesel: Navalny
En iyi animasyon film: Guillermo Del Toro’s Pinocchio
En iyi yönetmen: Edward Berger- All Quiet on the Western Front
En iyi orijinal senaryo: The Banshees Of Inisherin – Martin McDonagh

En iyi uyarlama senaryo: All Quiet On the Western Front – Edward Berger, Lesley Paterson, Ian Stokell
En iyi kadın oyuncu: Cate Blanchett – Tár
En iyi erkek oyuncu: Austin Butler – Elvis
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Kerry Condon – The Banshees of Inisherin

En iyi yardımcı erkek oyuncu: Barry Keoghan – The Banshees of Inisherin
Yükselen yıldız: Emma Mackey
En iyi müzik: All Quiet On the Western Front – Volker Bertelmann
En iyi cast: Elvis – Nikki Barrett, Denise Chamian

En iyi sinematografi: All Quiet On the Western Front – James Friend
En iyi kurgu: Everything Everywhere All At Once – Paul Rogers
En iyi yapım tasarımı: Babylon
En iyi kostüm tasarımı: Elvis

En iyi saç ve makyaj tasarımı: Elvis
En iyi ses: All Quiet On the Western Front
En iyi görsel efekt: Avatar: The Way of Water

Paylaşın

UNESCO Açıkladı: Depremler Kültürel Mirasta Da Ağır Tahribata Yol Açtı

Suriye’nin kuzey bölümü ile Türkiye’nin güney bölümünde yer alan 10 ilde büyük yıkıma neden ol Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin kültürel mirasta da ağır tahribata yol açtığı açıklandı.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Türkiye ve Suriye’de etkili olan Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerinkültürel mirasta yarattığı ağır hasarlara dikkat çekti.

Örgüt, Alman basın ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinden önemli yapıları barındıran Diyarbakır’da birçok yapının yıkıldığını belirtti.

Salı günü UNESCO’dan yapılan açıklamada; Göbekli Tepe, Nemrut Dağı ve Arslantepe gibi Dünya Miras Listesi’nde bulunan kültürel varlıkların depremden etkilenmiş olabileceği, ancak henüz kendilerine bu yönde bir raporun ulaşmadığı belirtilmişti.

Halep antik kentte ağır tahribat

Örgüt, Halep’teki antik kentte ağır hasarın olduğu yönündeki bulguların kendilerine ulaştığını açıkladı. Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olarak kabul edilen Suriye’nin Halep şehrindeki 13. yüzyıldan kalma kalenin ve tarihi çarşının zarar gördüğünü belirten UNESCO, durumdan dolayı oldukça endişeli olduklarını ifade etti.

UNESCO’nun daha önceki açıklamasında da eski şehir surlarının batı kulesinin çöktüğü ve çarşılardaki bazı binaların tahrip olduğu ifade edilmişti.

Depremin yarattığı tahribata ilişkin net tablonun ancak günler, hatta haftalar sonra ortaya çıkacağı belirtildi. Hem Türkiye’de hem de Suriye’de ağır kayıplara neden olan depremlerde bilanço giderek ağırlaşıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

2023 Grammy Ödülleri Sahiplerini Buldu

Müzik dünyasının Oscar’ı olarak görülen prestijli müzik ödülü dün gece Los Angeles’ta gerçekleşti. Birbirinden ünlü isimlerin kırmızı halıda boy gösterdiği tören, bu yıl da gösterişli bir şekilde gerçekleşti.

Haber Merkezi / En çok Grammy kazanan isim olarak yeni bir rekora imza atan Beyonce dikkat çekti. Ayrıca son yılların parlayan isimlerinden biri olan Harry Styles’ın son albümü de yılın albümü olarak ödül aldı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) pandemisi nedeniyle 2020’de online bağlantıyla, 2021’de ise minimum katılım ve çok sıkı güvenlik önlemleriyle düzenlenen Grammy Ödülleri, geçtiğimiz yıl eski pırıltısına kavuşmuştu.

İşte, bu yıl 65’incisi verilen 2023 Grammy Ödülleri’ni kazananlar:

Yılın albümü: Harry’s House – Harry Styles

Yılın şarkısı: Just Like That – Bonnie Raitt

En iyi yeni sanatç: Samara Joy

En iyi rap albümü: Mr. Morale & the Big Steppers

En iyi kısa müzik videosu: All Too Well – Taylor Swift & Saul Germaine

Yılın kaydı: About Damn Time

İkili veya grupla yapılmış en iyi pop performansı: Unholy – Sam Smith, Kim Petras

En iyi country solo performansı: Live Forever – Willie Nelson

En iyi metal performansı: Degradation Rules – Ozzy Osbourne, Tony Iommi

En iyi rock albümü: Patient Number 9 – Ozzy Osbourne

En iyi uzun müzik videosu: Jazz Fest : Bir New Orleans Öyküsü- Frank Marshall, Sean M. Stuart, Ryan Suffern

En iyi r&b şarkısı: CUFF IT – Beyoncé, Nile Rodgers, Teena Marie

En iyi rap şarkısı: The Heart Part 5 – Kendrick Lamar, Matt Schaeffer, Johnny Kosich,

En iyi pop solo performansı: Easy on Me – Adele

En iyi dans kaydı: Break My Soul – Beyoncé

En iyi pop albümü: Harry’s House – Harry Styles

En iyi rock şarkısı: Broken Horses – Brandi Carlile, Phil Hanseroth, Tim Hanseroth

Paylaşın

İran’daki Rejim Karşıtı Protestoların Sembol Şarkısına Grammy Ödülü

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestoların sembolü haline gelen Baraye adlı şarkının bestecisi Şervin Hacıpur, Grammy ödülüne layık görüldü.

DW Türkçe’nin aktardığına göre, Şervin Hacıpur’a verilen “sosyal değişim özel başarı” ödülü ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden tarafından açıklandı.

Konuşmasında, “Bir şarkının dünyayı birleştirebileceğini, ona ilham kaynağı olabileceğini ve sonunda dünyayı değiştirebileceğini” söyleyen Biden, Baraye’nin Jina Mahsa Amini protestolarının marşı haline gelen şarkıyı, “kadın hakları için güçlü ve şiirsel bir çağrı” olarak nitelendirdi.

Hajipour’un şarkı nedeniyle gözaltına alındığını hatırlatan Biden, “Bu şarkı güçlü temasıyla dünyanın dört bir yanında yankılanmaya devam ediyor: Kadın, yaşam, özgürlük” diye konuştu.

İran’dan çıkış yasağı

25 yaşındaki sanatçı, Farsçada “İçin” ya da “Nedeniyle” anlamına gelen şarkıyı Instagram sayfasında paylaştıktan sonra şarkı, sosyal medyada kısa sürede viral hale gelmiş ve protestoların sembolüne dönüşmüştü.

Rejime karşı propaganda yapmak ve şiddeti teşvik suçlamasıyla karşı karşıya kalan Hacıpur gözaltına alınmış ve günler sonra kefaletle serbest bırakılmıştı. İran’dan çıkışı yasaklanan Hacıpur’un altı yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtiliyor.

Hajipour’un Grammy ödülü kazanmasına ilişkin İran hükümetinden henüz bir yorum gelmedi. Şarkıcı, İran’da İnsan Hakları Aktivistleri verilerine göre gösteriler sırasında tutuklanan 19 bin 600 kişiden sadece biri.

En az 527 kişinin ise hükümetin eylemlere şiddetle müdahalesi sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, yaklaşan devrim yıl dönümü nedeniyle Pazar günü, aralarında eylemlere katılanların da bulunduğu on binlerce tutuklu ve hükümlü için af ve ceza indirimi açıklamıştı.

Müzik dünyasının Oscar’ı olarak görülen prestijli müzik ödülü dün gece Los Angeles’ta gerçekleşti.

Paylaşın

Olof Palme Ödülü İnsan Hakları Aktivisti Eren Keskin’e

Olof Palme Uluslararası Anlayış ve Ortak Güvenlik için Anma Fonu’nun 1987 yılından bu yana her yıl verdiği Olof Palme Ödülü Eren Keskin’e verildi. Keskin, ödülünü İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen törende gıyabında aldı.

Haber Merkezi / Keskin, Çarşamba günü Stockholm Konser Salonunda düzenlenen törene video bağlantısı aracılığıyla katılırken Marta Chumalo ödülü şahsen aldı. İran’da cezaevinde bulunan Nergis Mohammadi’nin ödülü ise eşi Taghi Rahmani’ye takdim edildi.

Eren Keskin, ödüle kadın haklarına yönelik çalışmalarından dolayı değer görüldü. Eren Keskin 2004 yılında Almanya Aachen Barış Ödülü’ne değer görülmüştü.

Olof Palme Anma Fonu Başkanı eski İsveç Başbakanı Stefan Löfven ise, törende yaptığı konuşmada “Kadın hakları insan haklarıdır” dedi.

Löfven ödül sahiplerinin insan haklarının savaş, şiddet ve baskı tehdidi altında olduğu bir dönemde, kadınların özgürlüğü için mücadele etttiklerini ve böylece başkalarına ilham verdiklerini belirtti.

Ödülü kazananlar hakkında

Feminist, toplumsal cinsiyet uzmanı ve psikolog Marta Chumalo, “Women’s Perspectives” (Kadınların Bakış Açıları) merkezinin kurucularından. 20 yıldır şiddete maruz kalan kadınları desteklemek için çalışan Chumalo, 2014 yılından bu yana, özellikle de Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana savaşın etkileri ve savaştan etkilenenlerin ihtiyaçlarını karşılama konusunda farkındalık yaratmaya çalışıyor.

Chumalo, savaşta cinsel şiddete maruz kalan kadınlara destek olmak için İstanbul Sözleşmesi’nin etkili bir biçimde uygulanmasını talep ediyor.

İran’da kadın hakları ve ifade özgürlüğü mücadelesinin önemli isimlerinden biri olan gazeteci ve insan hakları aktivisti Narges Mohammadi, İran Ulusal Barış Konseyi’nin kurucularından. İnsan Hakları Savunucuları Merkezi ve Adım Adım İdam Cezasını Kaldırma Kampanyası’nın (Legam) önde gelen isimlerinden olan Mohammadi, bugüne kadar hak savunuculuğu eylemleri dolayısıyla pek çok kez gözaltına alındı ve tutuklandı.

Narges Mohammadi, Kasım 2021’den bu yana “devlete karşı propaganda yaptığı” gerekçesiyle başkent Tahran’daki Evin Hapishanesi’nde tutuklu.

Avukat Eren Keskin, Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu kurucusu ve İHD Eş Genel Başkanı. Özgür Gündem gazetesi eş yayın yönetmenliği yaptı. İHD genel başkan yardımcılığı ve İstanbul Şubesi başkanlığı görevlerinde bulundu. Uzun yıllardır hak mücadelesi hareketi içinde. Hakkında açılmış çok sayıda dava halen sürüyor.

Keskin, hak savunucusu olarak çok sayıda ödül aldı: Aachen Barış Ödülü (2004), Theodor Haecker Politik Cesaret ve Dürüstlük Ödülü (2005), Uluslararası İfade Özgürlüğü Ağı (IFEX) 23 Kasım Cezasızlıkla Mücadele Günü’nde cezasızlıkla mücadelede sembol isim (2013).

28 Şubat 1986’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden İsveç’in eski başbakanı Olof Palme anısına verilen ödül, 1987 yılından bu yana her yıl veriliyor. Ödülü daha önce alan isimler arasında Václav Havel, Harlem Désir, Aung San Suu Kyi, Kofi Annan, Gideon Levy gibi isimler bulunuyor.

Paylaşın

Dünyanın Bilenen En Derin Mağarası: Krubera

Gürcistan’ın Abhazya Bölgesi, Arabika Masifi’nde yer alan Krubera Mağarası, 2197 metrelik inanılmaz derinliğiyle dünyanın bilinen en derin mağarası ünvanına sahiptir. Voronya Mağarası olarak da bilinen Krubera Mağarası, Karga Mağarası anlamına gelir.

Haber Merkezi / Krubera Mağarası yerin 2000 metre derinine kadar inen tek mağaradır. Adını Rus coğrafyacı Alexander Kruber’den alan Krubera Mağarası, Jules Verne’nin ilham verici romanı “Dünyanın Merkezine Yolculuk”tan sonra ün kazanmıştır.

Krubera Mağarası macera arayan her kaşifin hayalidir: Dünyanın derinliklerine inmek ve dünyanın bilinen en derin doğal mağarasının sırlarını ortaya çıkarmak.

Arabika Masifi’ndeki birkaç yüz mağaradan biri olan Krubera Mağarası, kireçtaşı oluşumunun Dinozorlar Çağı’na kadar uzandığına inanılmaktadır.

Bölgenin uzaklığı nedeniyle Krubera Mağarası yılda en fazla dört ay ziyarete açıktır.

Mağaranın en dip noktasına ulaşılıp ulaşılmadığına dair spekülasyonlar yapılıyor, yeni rekorlar kırmak isteyenler için bir umut ışığı.

Paylaşın

2023 Oscar Ödülleri’nin Adayları Belli Oldu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) California merkezli Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından her yıl verilen ve Sinema dünyasının en prestijli ödülleri olan Oscar Ödülleri’nin adayları belli oldu. 

Bu sene 12 Mart’ta yapılacak törende En İyi Film dalında yarışacak filmler arasında ‘All Quiet on the Western Front”, “Avatar: The Way of Water” ve Top GunMaverick” de bulunuyor. Altın Küre ödüllü “Everything Everywhere All At Once” filmi, Oscar’da 11 adaylıkla öne çıktı.

Bu yıl 95’incisi düzenlenecek Akademi Ödülleri’nde TRT ortak yapımı “Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness)”, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo dallarında Oscar’a aday gösterildi.

En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Yabancı Dilde Film dallarında adaylar şöyle:

En İyi Film:

  • “All Quiet on the Western Front”
  • “Avatar: The Way of Water”;
  • “The Banshees of Inisherin”
  • “Elvis”
  • “Everything Everywhere All at Once”
  • “The Fabelmans”
  • “Tár”
  • “Top Gun: Maverick”
  • “Triangle of Sadness”
  • “Women Talking”

95 Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda gerçekleşecek törende en iyi yönetmen adayları ise şöyle:

  • Martin McDonagh, “The Banshees of Inisherin”
  • Daniel Kwan ve Daniel Scheinert, “Everything Everywhere All at Once”
  • Steven Spielberg, “The Fabelmans”
  • Todd Field, “Tar”
  • Ruben Ostlund, “Triangle of Sadness”:

Ruben Östlund’un yönetmenliğini üstlendiği film, İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) tarafından bu yıl 76’ncı kez dağıtılacak olan “BAFTA Ödülleri”nde ise “En İyi Orijinal Senaryo”, “En İyi Casting” ve “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dallarında da aday gösterildi.

Fransa, Almanya, Türkiye, İngiltere, İsveç, İsviçre, ABD ve Yunanistan ortak yapımı “Hüzün Üçgeni”, modellik yapan genç çift Carl ve Yaya’nın milyarder yolcuların bulunduğu süper lüks bir gemiyle çıktığı gezide başından geçenleri anlatıyor.

En İyi Kadın Oyuncu

  • Ana de Armas, “Blonde”
  • Cate Blanchett, “Tár”
  • Andrea Riseborough, “To Leslie”
  • Michelle Williams, “The Fabelmans”
  • Michelle Yeoh, “Everything Everywhere All at Once”.

En İyi Erkek Oyuncu:

  • Brendan Fraser, “The Whale”
  • Colin Farrell, “The Banshees of Inisherin”
  • Austin Butler, “Elvis”
  • Bill Nighy, “Living”
  • Paul Mescal, “Aftersun”

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:

  • Angela Bassett, “Black Panther: Wakanda Forever”
  • Hong Chau, “The Whale”
  • Kerry Condon, “The Banshees of Inisherin”
  • Jamie Lee Curtis, “Everything Everywhere All at Once”
  • Stephanie Hsu, “Everything Everywhere All at Once”

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

  • Brian Tyree Henry, “Causeway”
  • Judd Hirsch, “The Fabelmans”
  • Brendan Gleeson, “Banshees on Inisherin”
  • Barry Keoghan, “Banshees of Inisherin”
  • Ke Huy Quan, “Everything Everywhere All at Once.”

Uluslararası film adayları:

  • “All Quiet on the Western Front” (Almanya)
  • “Argentina, 1985” (Arjantin)
  • “Close” (Belçika)
  • “EO” (Polonya)
  • “The Quiet Girl” (İrlanda).

Özgün senaryo adayları

  • “Everything Everywhere All at Once”
  • “The Banshees of Inisherin”
  • “The Fabelmans”
  • “Tár”
  • “Triangle of Sadness”.

En iyi özgün müzik dalı:

  • Volker Bertelmann, “All Quiet on the Western Front”
  • Justin Hurwitz, “Babylon”
  • Carter Burwell, “The Banshees of Inisherin”
  • Son Lux, “Everything Everywhere All at Once”
  • John Williams, “The Fabelmans”.

En iyi animasyon film adayları

  • “Guillermo del Toro’s Pinocchio”
  • “Marcel the Shell With Shoes On”
  • “Puss in Boots: The Last Wish”
  • “The Sea Beast”
  • “Turning Red”.

Sinema uzmanları 2023’ün Oscar ödülleri açısından “en belirsiz” yıllardan biri olacağı konusunda hem fikir. Hem uzmanlarda hem de jüride gözlemlendiği belirtilen bu “kafa karışıklığının” başlıca nedeni olarak ise dış yapımların son dönemdeki başarısı gösteriliyor.

Yabancı yapımların her sene daha da başarılı olduğunun altını çizen Clayton Davis, “Bence bu başarılar artmaya devam edecek” diyor.

Alman yapımı “Nothing New in the West”in İngiliz Bafta Ödülleri’ndeki başarısı Oscar için de yüksek şansa sahip olduğunun en büyük işareti.

Tören, film endüstrisi için Covid-19 yıllarından biri olan ve Cineworld gibi devlerin bu sonbaharda iflas başvurusunda bulunduğu bir yılın ardından geliyor.

Her ne kadar sinema salonları “Avatar” ve “Top Gun” sayesinde dolmuş da olsa son senelerdeki kayıplarının sadece yüzde 70’ini karşılayabildikleri belirtiliyor.

James Cameron’ın Avatar efsanesinin ikinci bölümü geçtiğimiz hafta sonu gişede sembolik 2 milyar dolar hasılat sınırını geçti.

Geçen mayısta gösterime giren “Top Gun: Maverick” ise yaklaşık 1,5 milyar dolar kazandı.

Paylaşın

Türk Ressam İsmail Yıldırım’dan “Mahsa Amini” Anısına Paris’te Sergi

Paris’te yaşayan Türk ressam İsmail Yıldırım, İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’ hatırasına adadığı resim sergisi açtı.

İsmail Yıldırım, Paris’in Belleville mahallesindeki atölyesinde açtığı sergiye İranlı kadınların sloganı olan “Kadın, Hayat ve Özgürlük” adını verdi.

VOA Türkçe’den Arzu Çakır’a konuşan Yıldırım, “Bu slogan Mahsa Amini’nin ölmesinden sonra Paris sokaklarında sık sık karşıma çıktı. Slogan çok hoşuma gitti. Sade ama vurucuydu: Hayat, kadın ve özgürlük. Müthiş güzel bir slogan” diye konuştu.

İsmail Yıldırım, sergilediği tablolarında Türk kilim desenlerinden hayat ağacı motifi ile kadının saçını birleştirerek, kadının anne olması nedeniyle de aslında “hayat” anlamına gelen doğasını anlatmak istediğini dile getiriyor. Ancak kadının yaşadığı acılara verdiği farklı tepkilere de dikkat çekiyor. Yıldırım’a göre kadın acı karşısında kah “isyan” ediyor, kah kaderine razı olarak “tevekkül” ediyor.

“İsyan ve tevekkül” ikilemi

Ressam Yıldırım, “Burada sergilediğim kadın portrelerinde bir ikilem var. Buna “dualite” de diyebiliriz Fransızca’da. İkilem şu: Bir tevekkül edenler var, bir de isyan eden var. Bu resimlerde haykıran isyan eden kadınlar ile, acısını gömüp tevekkül eden kadınlar yan yana. Mahsa Amini isyancı bir kızdı. O yüzden onu çığlık çığlığa çizdim. Ama örneğin Soma maden ocağında eşi ölen kadını, balıkçı kocasının dönüşünü tevekkülle bekleyen kadını sakin bir bekleyiş içinde çizdim” diyor.

İsmail Yıldırım’ın Belleville’deki atölyesinde düzenlediği sergiye katılım yoğundu. Haykıran, çığlık atan, saçları, elleri kana bulanan kadın portreleri ziyaretçileri de sarstı. İsmail Yıldırım’ın eserlerini yıllardır izlediğini söyleyen Christine adlı ziyaretçi, uzun uzun izlediği tablolara ilişkin, “İsmail’in bu konuya eğilmesine çok sevindim. Son derece çarpıcı, rahatsız edici, güçlü imajlar. Saç, kan, boya, isyan bir arada. Son derece rahatsız edici ve güçlü. Sanatın, rahatsız eden yanını çok güçlü buluyorum” diye konuştu.

“Türk kadını rol modeli olabilir”

Ressam İsmail Yıldırım, İranlı Mahsa Amini’nin çığlığıyla, aslında Anadolu kadınının ve tüm kadınların çığlığını çizmek istediğini belirtiyor. Türkiye’nin ve Türk kadınının bu coğrafyada önemli bir misyonu olduğuna inanıyor:

“Mahsa Amini ve İranlı kadınların direnişinden yola çıktım ama şimdi babasının 6 yaşında evlendirdiği kız çocuğunu nasıl unuturuz. Türkiye’de ve başka coğrafyalarda şiddet altında öldürülen kadınları nasıl unuturuz. Gerek bizde, gerek İran’da gerek o coğrafyadaki insanlarda, bütün kadınlar için çizdim.”

Türk kadınının bölgesinde farklı bir rol üstlendiğine de inanan ressam İsmail Yıldırım, “Ben Türkiye’nin diğerlerine göre, bu coğrafyada bir adım önde olduğuna inanırım. Yani Türkiye; İran’a, Suriye’ye, Irak’a, kadın hareketinde bir rol model olabilir diye düşünüyorum. Belki naif bulacaksınız ama her zaman böyle bir umut içindeyim. Özelde Türk kadınlarına ama genelde tüm kadınlara güçlü bir inanç taşıyorum” diye konuştu.

40 yıldır Paris’te

Türk ressam ve heykeltıraş İsmail Yıldırım 1954 yılında Konya’da doğdu, 1982’den beri Paris’te yaşıyor. Yaklaşık 40 yıldır Paris’te resim ve heykel yapan Yıldırım, “Kendi zamanının bir sanatçısı olduğunu” söylüyor. Yıldırım, resim tarzını ise, “herhangi bir dekoratif cazibeye kapılmadan, vurucu bir estetik, isyancı bir güzellik ve derin bir karanlık” sözleriyle tanımlıyor.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın