Anayasa Mahkemesi: Can Atalay’ın Vekilliğinin Düşürülmesi Yok Hükmünde

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır. Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen ve TBMM’de milletvekilliği düşürülen Can Atalay hakkındaki gerekçeli kararı bugünkü (1 Ağustos) Resmi Gazete’de yayımlandı.

AYM, TBMM’de tezkerenin okunarak Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi. Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti:

“TBMM’nin Genel Kurulu’nun 31.07.2024 tarihli 53. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil’in karşı oyları ve oy çokluğuyla 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

Anayasa’nın 85’inci maddesinde, “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar” ifadesi yer alıyor.

AYM’nin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen Atalay hakkında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği karar Meclis Genel Kurul’unda 30 Ocak’ta okunmuş, Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü.

“Yok hükmünde olduğu tespit edildi”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da şu açıklamayı yaptı: “TBMM’nin Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine dair kararının yok hükmünde olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından açıkça tespit edildi ve gerekçeli karar Resmi Gazete’de yayınlandı.

Ülkemize yaşatılan bu büyük utanç derhal giderilmeli, Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır. Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Anayasa Mahkemesi, Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etmiştir. Can Atalay tahliye edilmeli, hızla milletvekili yemini etmesi sağlanmalı ve tüm hakları iade edilmelidir” dedi.

Paylaşın

Demirtaş’tan “İsmail Haniye” Paylaşımı: Direnişle Geçirilmiş Her Hayat Anlamlıdır

Selahattin Demirtaş, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Zulme karşı direnişle geçirilmiş her hayat anlamlıdır, saygındır” dedi.

Haber Merkezi / Edirne  F Tipi Cezaevi’nde bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine ilişkin paylaşımda bulundu.

Demirtaş paylaşımında, “Zulme karşı direnişle geçirilmiş her hayat anlamlıdır, saygındır. Filistin Halkı’nın liderlerinden Haniye de her daim bu şekilde anılacaktı. Haniye’nin korkakça katledilmesini lanetliyorum, kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm Filistin Halkı’na başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

İsmail Haniye Tahran’da öldürüldü

Hamas, Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da ikamet ettiği konuta İsrail ordusunun düzenlediği hava saldırısında öldürüldüğünü açıkladı.

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Haniye’nin yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın görevi teslim törenine katılmak için Tahran’da bulunduğu belirtildi. Haniye’nin, İsrail ordusunun tören sonrası Tahran’daki konutuna düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybettiği aktarıldı.

İsmail Haniye kimdir?

62 yaşında hayatını kaybeden Haniye, 1962 yılında Filistin’deki mülteci kamplarından birinde doğdu. Genç yaştan itibaren Filistin davasına dahil oldu. İsrail, Haniye’ye 1989 yılındaki ilk Filistin ayaklanması sırasında üç yıl hapis cezası verdi.

1992 yılında hapisten çıkan Haniye, ardından İsrail ile Lübnan arasındaki sahipsiz topraklara sürüldü. Yanında birçok Hamas lideri de bulunuyordu. Sürgün sonrası Gazze’ye geri döndü. 1997 yılında Hamas’ın ruhani liderinin ofisinin yönetimine getirildi ve örgüt içindeki pozisyonunu güçlendirdi.

Haniye 2006 yılında, Hamas’ın seçim zaferi sonrasında, Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas tarafından başbakanlığa getirildi. Ancak bir yıl sonra, El Fetih ile Hamas arasında Gazze’de yaşanan ve bir hafta süren kanlı güç savaşının sonunda görevden alındı.

Haniye görevden almayı “anayasaya aykırı olduğunu” savunarak kabul etmedi ve hükümetinin “Filistin halkına karşı olan ulusal sorumluluklarından vazgeçmeyeceğini” söyleyerek Gazze’yi yönetmeye devam etti.

Haniye, 6 Mayıs 2017’de İslami Direniş Hareketi Şura Konseyi tarafından Halid Mişal’in yerine Hamas’ın siyasi büro başkanı seçildi. Bu, grubun yapısındaki en yüksek pozisyon olarak kabul ediliyor. 2018 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı Haniye’yi terörist olarak tanımladı.

Haniye kısa bir süre sonra Hamas’ın “diplomatik” bir karargahının bulunduğu ve önceki krizlerde İsrail ile bazı müzakerelerin yürütüldüğü Katar’a sürgüne gitti. Örgütü uzaktan yönetmesine rağmen Haniye, Gazze’de Hamas’ın diğer liderlerinden ve kurucularından destek aldı.

Hamas’ın Gazze’deki siyasi kanadının lideri Yahya Sinvar. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nı ise Muhammed Deyif ve sağ kolu Marvan İsa yönetiyor. Halid Meşal ve Mahmud Zahar da Hamas’ın kurucuları ve önde gelen liderleri olarak kabul ediliyor.

Paylaşın

Financial Times’tan Çarpıcı “Türkiye Ekonomisi” Analizi

Birleşik Krallık merkezli uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times’ta Türkiye ekonomisine ilişkin yayınlanan analizde, “Türkiye, Erdoğan’ın alışılmadık ekonomi politikalarından radikal bir şekilde dönüşün sıkıntısını hissediyor” ifadelerine yer verildi.

Adam Samson tarafından kaleme alınan analizde, bir zamanlar yüksek faiz oranlarını “tüm kötülüklerin anası” olarak nitelendiren Erdoğan’ın Mayıs 2023’te yeniden seçilmesinin ardından, birçok Türkiye gözlemcisine göre, neredeyse hayal bile edilemeyecek türden bir geri dönüş yaptığını ifade edildi.

Samson, “Erdoğan işe, saygın bir eski başbakan yardımcısı ve City of London tahvil stratejisti olan Mehmet Şimşek’i Bakan olarak atayarak başladı. Şimşek, uçurumun kenarındaki 1 trilyon dolarlık bir ekonomiyi devraldı. Yıllarca süren aşırı düşük faiz oranları enflasyonu körüklerken, seçim öncesi yapılan teşvikler, hanelere bir ay bedava gaz ve asgari ücret artışları da dahil olmak üzere, ithalat talebini ateşlemişti. Ekonomistler, Şimşek’in Haziran 2023’te göreve gelmeden önce Türkiye’nin bir ödemeler dengesi krizine çok yakın olduğundan endişe ediyorlardı” dedi.

Samson’un analizinin tamamı şu şekilde: “Şimşek, “rasyonel” ekonomi politikası oluşturma ve Türkiye’nin merkez bankasının yönetimini yeniden düzenleme sözü vermek için az zaman harcadı. Erdoğan, “sıkı para politikasının” enflasyonla mücadelede bir araç olacağını söylerken, bu durum, düşük faizlerin hızlı fiyat artışına neden olmak yerine tedavi ettiği yönündeki yıllardır süregelen ısrarından olağanüstü bir geri dönüştü.

Eski Fed ekonomisti Fatih Karahan tarafından yönetilen Merkez Bankası, geçen haziran ayında yüzde 8,5 olan faiz oranını mart ayında yüzde 50’ye yükseltti. Daha önceki alışılmışın dışındaki önlemlerle kesintiye uğrayan para politikasının ekonomiye aktarım mekanizması şimdi daha işlevsel görünüyor, yani bir zamanlar kolay olan finansal koşullar sıkılaşıyor.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TURKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, “İş dünyası, bol nakit ve düşük faizli ancak krediye erişimin sınırlı olduğu bir dönemden, kıt nakit ve yüksek kredi faizli ve krediye erişimin daha da sınırlı olduğu bir döneme geçiş yaptı” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yakın zamanda düzenlenen bir basın toplantısında, “İhracatçılar da geçen yıl reel efektif döviz kurundaki yüzde 20’lik artış karşısında giderek daha fazla hayal kırıklığına uğruyor. Türkiye, dolar bazlı fiyatlandırma açısından rakiplerinden en az yüzde 40 daha pahalı. Sonuç olarak, Türkiye rekabet gücünü kaybediyor,” dedi.

Üst düzey bir Türk bankacıya göre, kredi verenler de koşullar sıkılaştıkça sorunlu bireysel kredilerde potansiyel bir artışa hazırlanıyor. Karahan enflasyonla mücadele için “ne gerekiyorsa” yapacağına dair defalarca söz verdi. Fiyat artışları yavaşlamaya başlamazsa, işletmelerin sonunda talebi azaltan uzun süreli bir sıkı politika dönemine hazırlanmaları gerekebilir.

Tüketici talebi, geçen yılki seçim öncesi ‘hediyelerin’ devam eden etkileri ve hanehalkı borç seviyelerinin diğer gelişmekte olan piyasalara kıyasla düşük kalması nedeniyle güçlü kalmaya devam etti. Bu talep, birçok işletmenin 2022’nin sonlarında yüzde 85’in üzerine çıkan ve geçen ay yüzde 72’ye gerileyen enflasyon oranı konusunda şaşırtıcı derecede iyimser olmasının bir nedeniydi. İhracatçılar ayrıca, Türk mallarının rekabet gücünün bir ölçütü olan reel döviz kurunda 2018’in başından Mayıs 2023’e kadar yüzde 33’lük bir düşüşle desteklendi.

Yine de tüketimdeki hızlı büyüme soğuyor ve ekonomistler, politika yapıcıların yıl ortasında asgari ücret artışından kaçınmasının ardından daha fazla yavaşlama bekliyor. FactSet’in anketine katılan ekonomistler, enflasyona göre düzeltilmiş üretimin bu yıl yüzde 3 büyümesini, 2023’e kadarki on yılda ise ortalama yüzde 5,2 büyümesini bekliyor. Bu mütevazı yavaşlama yine de bazı şirketler için sismik bir değişimi temsil ediyor.

“Şirketler genel olarak Şimşek’i destekledi”

TURKONFED Başkanı Sönmez, “Büyümedeki yavaşlamanın enflasyonla mücadele sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğunun farkındayız” dedi.

Ancak perde arkasında, iş dünyasında artan bir hoşnutsuzluk duygusu var. Eski bir üst düzey ekonomi yetkilisi, politika değişikliğinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen enflasyonun hala istikrarlı olmaktan uzak olduğunu ve birçok şirketin “bekle ve gör” modunda sıkışıp kaldığını, bunun da uzun vadeli kararlar almayı zorlaştırdığını belirtiyor.

Eski yetkili, iş dünyasında Şimşek’in mesajlarının, yıllardır uzak durdukları Türk lirasına ve iç borç piyasasına geri dönen uluslararası yatırımcıları cezbetmeye çok fazla odaklandığına dair bir his olduğunu da söyledi. Birçok işletmenin, koşulların bu yazdan itibaren gevşemeye başlamasını beklediğini ve sabırlarının tükenmeye başladığını da sözlerine ekledi.

(Kaynak: Gazete Pencere)

Paylaşın

Özgür Özel: Mali Darbe Girişimine Boyun Eğmeyeceğiz

CHP Lideri Özgür Özel, belediyelerin SGK borçlarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu mali darbe girişimine karşı boyun eğmeyeceğimizi ve bu kötülüğe karşı mücadele edeceğimizi ilan ediyorum” dedi ve ekledi:

“İyiler, dürüstler, çalışkanlar ve halktan yana olanlar kazanacak. Kötü planlar yapanlar, halkın kararına karşı duranlar kaybedecek. Ben milletimizi bu kötülüğün karşısında iyilikle, güzellikle ve belediye başkanlarımızın yapacağı hizmetlere destek olarak bu mali darbe girişimini püskürtmeye davet ediyorum.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Eskişehir İl Başkanlığı’na ziyaret etti. Özgür Özel’e Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Eskişehir milletvekilleri Utku Çakırözer, Umut Akdoğan, Jale Nur Sümbüllü ve İbrahim Arslan eşlik etti.

Cumhuriyet’in aktardığına göre; Burada açıklama yapan Özel, Eskişehir’in en önem verdikleri illerden bir tanesi olduğunu belirterek “Bozkırın ortasında bir cennet yarattılar Yılmaz Büyükerşen ile birlikte” dedi.

Özel şöyle konuştu: “Malum iktidar partisi CHP’nin belediyelerdeki başarılarından inanılmaz rahatsız, ne yapacaklarını şaşırdılar. Ama geçmişte ittifakla aldığımız şehri bu sefer ittifaksız aldık. Bu halk dostu belediyeciliğe gösterilen güvendi. Bunu hazmetmek yerine iktidar ‘biz bu belediyeleri nasıl çalıştırmayız’ diye düşünüyor. Bir darbe girişimi ile karşı karşıyayız. Darbe halkın seçtiklerini işlevsiz kılmaktır. Şimdi yaşanan ise mali darbe girişimidir. Geçen sefer İstanbul’da yaptılar hepimiz Ekrem Başkan’a sahip çıktık ve millet o darbeyi püskürttü.

Şimdi bütün belediyelere SGK’dan yazı yolladılar. Teker teker herkese icra kağıdı geliyor. Biz bu belediyelerin büyük bölümünün sizden devraldık. Bu Ankara’nın vergi borcunu şişiren Melih Gökçek adam tek bir kuruş ödememiş ki. Daha önce belediyeler AKP’deyken borçlarını ödememiş çünkü onlara af çıkarılmış. Şimdi de yıllardır yapmadıklarını yapıyorlar. Belediyeleri CHP’ler aldı diye ‘faizini ödesin’ diyorlar. Yemeği Melih Gökçek yedi hesabı Mansur Yavaş ödesin diyorlar.

Saygı gösterecekleri yerde mali yönden elimizi kolumuzu bağlayacaklar, hizmet edemez hale getirecekler ve ‘CHP hizmet etmiyor görüyor musunuz’ diyecekler. Millet bunu görmeyecek mi? Kötülükle siyaset olmaz. Millet askeri darbenin yargı darbenin karşısında durduysa bunun da durur.

“Mali darbe girişimini püskürtmeye davet ediyorum”

Millet aksatanı da biliyor hizmeti yapanı da biliyor. Ben bu mali darbe girişimine karşı boyun eğmeyeceğimizi ve bu kötülüğe karşı mücadele edeceğimizi ilan ediyorum. İyiler, dürüstler, çalışkanlar ve halktan yana olanlar kazanacak. Kötü planlar yapanlar, halkın kararına karşı duranlar kaybedecek. Ben milletimizi bu kötülüğün karşısında iyilikle, güzellikle ve belediye başkanlarımızın yapacağı hizmetlere destek olarak bu mali darbe girişimini püskürtmeye davet ediyorum.”

Somali’de hayatını kaybeden asker ve usta tiyatrocu Genco Erkal için başsağlığı dileyen Özel, “Genco Erkal bir cumhuriyet sanatçısıydı. Türkiye’nin en önemli tiyatro sanatçılarından bir tanesiydi. Onu da muhalif kimliğinden dolayı üzdüler. Çok üzgünüz, hepimizin başı sağ olsun.” dedi.

Sokak hayvanları hakkında düzenlenen kanun hakkında ise Özel şunları söyledi: “Bir sokak köpeği sorunu var evet ama bundan iktidar sorumlu. Aşırı üremeye bir çare üretmeden köpeklerin bu şehirde yarattığı sorunu durduramayacağımızı veteriner hekimler söylüyor. Sorunun yükünü belediyelerin sırtına bırakmak gibi bir anlayış yok. Önce oraya ‘öldürün hayvanları’ yazdılar.

Biz karşı çıktık sildirdik. Şimdi de yükü belediyelere yıktılar ama para vermiyorlar. Biz çaresiz ve parasız kalsak da bu üstü örtülü katliam yasasındaki talimatı uygulamayacağız, bir tane cana kıymayacağız. CHP yaşatmak için var. CHP insan haklarını, hayvan haklarını savunuyor. Gücümüz yettiğince barınak yaparız, kısırlaştırırız, sahiplendiririz. Gücümüz yetmediğinde sorumlu ise iktidardır bunu da milletimize anlatırız.”

Paylaşın

Erdoğan’dan “İsmail Haniye” Açıklaması: İsrail Emellerine Ulaşamayacak

Erdoğan, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Siyonist barbarlık bugüne kadar olduğu gibi emellerine ulaşamayacaktır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “İslam dünyasının daha güçlü duruşu ve insanlığın ittifakıyla inşallah Gazze’deki zulüm ve soykırım başta olmak üzere İsrail’in coğrafyamızda estirdiği terör mutlaka son bulacak, bölgemiz ve dünyamız huzura kavuşacaktır.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldürülen Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye için bir mesaj yayınladı.

Erdoğan, mesajında şu ifadeleri kullandı: “Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye’ye yönelik Tahran’da gerçekleştirilen kalleş suikastı şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.

Bu suikast; Filistin Davasını, Gazze’nin şanlı direnişini ve Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesini akamete uğratmaya, Filistinlilerin moralini bozmaya, onları sindirmeye yönelik bir alçaklıktır.

Daha önce Şeyh Ahmed Yasin’e, Abdülaziz El Rantisi’ye ve daha pek çok Gazzeli siyasi isme yapılan menfur saldırıların amacı ne ise, İsmail Heniye kardeşime yönelik düzenlenen suikastın amacı da odur; ancak siyonist barbarlık bugüne kadar olduğu gibi emellerine yine ulaşamayacaktır.

İslam dünyasının daha güçlü duruşu ve insanlığın ittifakıyla inşallah Gazze’deki zulüm ve soykırım başta olmak üzere İsrail’in coğrafyamızda estirdiği terör mutlaka son bulacak, bölgemiz ve dünyamız huzura kavuşacaktır.

Bunun için Türkiye olarak bütün yolları denemeye, bütün kapıları zorlamaya ve Filistinli kardeşlerimizi tüm imkanlarımızla, tüm gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, özgür, egemen ve bağımsız Filistin Devleti’nin tesisi için çalışmayı sürdüreceğiz.

Menfur saldırı sonucu şehit olan kardeşim İsmail Heniye’ye Allah’tan rahmet; ailesine sabır, Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz ile İslam alemine başsağlığı diliyorum. Rabbim cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.”

İsmail Haniye Tahran’da öldürüldü

Hamas, Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da ikamet ettiği konuta İsrail ordusunun düzenlediği hava saldırısında öldürüldüğünü açıkladı.

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Haniye’nin yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın görevi teslim törenine katılmak için Tahran’da bulunduğu belirtildi. Haniye’nin, İsrail ordusunun tören sonrası Tahran’daki konutuna düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybettiği aktarıldı.

Paylaşın

CHP’den SGK’ya Çağrı: Şirketlerin Borçlarını Açıklayın

Belediyelerin SGK borçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan CHP’li Gökan Zeybek, “SGK’nın, belli bir tutarın üstünde borcu bulunan tüm kamu kurumlarını ve şirketlerini açıklamasını istiyoruz” çağrısında bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, belediyelerin SGK ve vergi borçlarına yönelik açıklamalarda bulundu.

Birgün’den Mustafa Bildirci’nin aktardığına göre; 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’ne kadar SGK’nın gündeminde olmayan borçların, “En düşük emekli aylığının 12 bin 500’de tutulmasının utancını gizlemek için” hatırlandığını belirten Zeybek, açıklanan borç miktarının SGK’nin 2024 yılı gelir tahminin yalnızca yüzde 3’ünü oluşturduğunun altını çizdi.

İktidarın, emekliler ile CHP’li belediyeleri karşı karşıya getirmeye çalıştığını savunan Zeybek, “SGK’nın amacı CHP’li belediyelerin vatandaşa hizmet etmesini engellemek mi?” diye sordu.

CHP’li Zeybek, CHP idaresindeki bazı büyükşehir belediyelerin borçları ile AKP ya da MHP’den devralınan borçları da açıkladı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Melih Gökçek’ten devraldığını toplam borcun 2 milyar dolar olduğunu belirten Zeybek, borcun 1 milyar dolar seviyesine indirildiğini kaydetti.

Adana Büyükşehir Belediyesi’nde devralınan borcun 1 milyar 18 milyon dolar olduğunu ifade eden Zeybek, borcun 362 milyon dolara kadar düşürüldüğünü vurguladı. AKP’den 535 milyon dolar borçla devralınan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borcunun ise büyük metro yatırımlarına rağmen 548 milyon dolar seviyesinde tutulduğu bildirildi.

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde CHP’ye geçen belediyelerin borçları da listelendi. En büyük borçla devralınan belediyenin AKP’li Turgut Altınok’tan devralınan Keçiören Belediyesi olduğunun altını çizen Zeybek, devralınan en borçlu belediyeleri ve borç tutarlarını şöyle sıraladı:

Keçiören Belediyesi: 1 milyar 398 milyon TL,
Sancaktepe Belediyesi: 1 milyar 346 milyon TL,
Alanya Belediyesi: 1 milyar 52 milyon TL,
Gaziosmanpaşa Belediyesi: 962 milyon TL,
Beykoz Belediyesi: 702 milyon TL,

Eyüpsultan Belediyesi: 676 milyon TL,
Beyoğlu Belediyesi: 649 milyon TL,
Üsküdar Belediyesi: 648 milyon TL,
Mamak Belediyesi: 591 milyon TL,
Ortahisar Belediyesi: 498 milyon TL.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek iktidarın, “SGK borcu olan şirketleri açıklamasını” istedi. SGK’nin toplam alacağının 2023 yılı sonu itibarıyla 750 milyar TL’ye ulaştığını kaydeden Zeybek, “Üstelik bu borç Sayıştay’ın, ‘Tahsiline başlayın’ uyarısına rağmen yapıldı” diye konuştu.

Açıklanan borçların belediyelerin değil, belediye iştiraklerinin borcu olduğunu da belirten Zeybek, “SGK’nın, belli bir tutarın üstünde borcu bulunan tüm kamu kurumlarını ve şirketlerini açıklamasını istiyoruz. Anlıyoruz ki iktidar 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde CHP’nin kazanmasını hala içine sindirememiştir. İktidar, CHP’li belediyelerin elini kolunu bağlamak içi bir yasal düzenleme hazırlığına düşmüştür” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Özel’den “İsmail Haniye” Açıklaması: Tasvip Etmiyoruz

CHP Lideri Özgür Özel, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Tasvip etmiyoruz. Biz ‘yurtta barış, dünyada barış’ diyoruz” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldürülen Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye hakkında açıklamada bulundu.

Özgür Özel açıklamasında şu ifadeleri kullandı: Hamas’ın başlattığı saldırılar hepimizi üzmüştü, suçsuz insanlar öldü ama karşılık veriyoruz diye 40 bin kişi öldürdüler. Hamas liderinin öldürülmesini de tasvip etmiyoruz. Biz ‘yurtta barış, dünyada barış’ diyoruz.

İsmail Haniye Tahran’da öldürüldü

Hamas, Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da ikamet ettiği konuta İsrail ordusunun düzenlediği hava saldırısında öldürüldüğünü açıkladı.

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Haniye’nin yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın görevi teslim törenine katılmak için Tahran’da bulunduğu belirtildi. Haniye’nin, İsrail ordusunun tören sonrası Tahran’daki konutuna düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybettiği aktarıldı.

Paylaşın

Milletvekili Transferleri: Erdoğan, En Az 3 Vekille Rozet Takacak

23’üncü kuruluş yıl dönümünü 81 ilde kutlayacak olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), “Adı: AK Parti” sloganıyla hazırlanan büyük töreni ise yeni transferlerle taçlandırmayı hedefliyor.

Ankara’da 14 Ağustos’ta düzenlenecek törende AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’den istifa eden en az 3 milletvekili ile bazı belediye başkanlarına rozet takması bekleniyor.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, AK Parti’nin 14 Ağustos’taki kuruluş yıldönümü kutlamalarında ‘kısmen’ de olsa katılımlar olabileceğini, ancak asıl planlamanın ekim ayında düşünüldüğünü aktarmıştı.

İYİ Parti, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nden istifa eden bazı isimlerin AK Parti’ye geçmek istediği bir süredir kulislerde konuşuluyordu. Erdoğan’ın, “Biz fırsatçılık yapmayız” diyerek bu konuda acele edilmemesini istediği iddia edilmişti.

Sabah’tan Fatma Göksu’nun haberine göre; AK Parti, söz konusu transferler için 14 Ağustos’u bekliyor. 23’üncü kuruluş yıl dönümünü 81 ilde kutlayacak olan AK Parti, “Adı: AK Parti” sloganıyla hazırlanan büyük töreni ise yeni transferlerle taçlandırmayı hedefliyor.

Ankara’da 14 Ağustos’ta düzenlenecek törende Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’den istifa eden en az 3 milletvekili ile bazı belediye başkanlarına rozet takması bekleniyor.

Paylaşın

SGK Borçları İçin Harekete Geçildi: İlk Haciz Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne

Erdoğan’ın talimatı sonrası belediyelerin SGK borçlarına ilişkin çalışmalar başladı. İlk olarak CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarına söz konusu borçlar nedeniyle haciz konuldu.

Haber Merkezi / AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta partisinin grup toplantısında yaptığı “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin belediyeleriniz SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödesinler” açıklamasıyla başlayan tartışmaların ardından belediyelere haciz işlemleri uygulanmaya başlandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Vedat Işıkhan’ın dün yaptığı yaptığı açıklamada, uyarılara ve bildirimlere karşın prim borçlarını ödemeyen belediyelerle ilgili icra yöntemine başvuracaklarını bildirmişti. Tartışmaların ardından haciz işlemleri başladı ve ilk olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarına haciz konuldu.

CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Belediyelerin SGK’da birikmiş borçları varsa, biz bunların hesaplarına haciz koyacağız’ dediler. Hakikaten bunu da yaptılar. Hesaplarımıza haciz koydular” dedi.

Haciz işlemlerinin kendi belediyesi için ‘dünyanın sonu’ olmadığını ifade eden Vahap Seçer şunları söyledi: “Hizmetin gecikmesine, hizmetin yapılmamasına neden olacak bir durum. Yani insanları aç, susuz bırakmak gibi bir şey, bir belediyenin kaynağını kesmek. Ben kendi belediyem adına söyleyeyim; biz bunu aşarız.

Keşke bunu yapmasalardı ama bunu aşamayacak belediyelerin de olduğunu görüyorum. Bizim için, Mersin Büyükşehir Belediyesi için dünyanın sonu değil. Ama birçok belediye için de bu dünyanın sonu olabilir, yani hizmet yapamaz noktaya gelirler. Şehirlerde büyük sorunlar yaşanabilir ve bu borçlar da bu belediyeler tarafından keyfi olarak yapılmadı, bu borçlar keyiften birikmedi.”

“Bu halk size bunun hesabını soracak”

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise söz konusu durum hakkında yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, belediyelere hacze başlamış, vergi ve sigorta primleriyle ilgili. Mersin Belediyesi’nden başlamış. Birazcık utanın. İki milletvekiliniz milyarlarca liralık ciro yapmış, vergi ödememiş, tek bir soruşturma yok. Bu belediyelerin borçlarının büyük çoğunluğu sizin dönemlere ait. 5 şirket artı sekiz tane o şirketlere bağlı alt şirketler bir lira vergi ödememiş.

Toplamda 800 milyarı bulan bu ülkenin vergi alacağı var, belediyelere haciz yapıyorsunuz. Bu toplumun, bu ülkenin ahını almayın. Bırakın belediyeler çalışsın, onları da öderiz ama belediyeleri çalıştırmamak, mahalle mutfaklarını kapatmak, halk ekmekleri kapatmak için bunları yaptığınızı biliyoruz. Bir gün bu halk size bunun hesabını soracak.”

Paylaşın

Erdoğan’dan Olimpiyat Açılışına Tepki: Papa’yı Arayacağım

Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, “Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi” dedi ve ekledi:

“İlk fırsatta Papa’yı arayacağım. Orada tüm insanlığa yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım. Olimpiyatlar nesillerin emniyeti ve bakasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. En masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne sadece Katolik alemini, Hıristiyan dünyasını değil en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen ‘Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Milletin sandıkta verdiği mesajlara kulaklarımızı tıkamıyor, sandıkta tecelli eden iradenin rehberliğinde iç bünyemizde gerekli adımları atıyoruz. Kolaycılığa kaçmadan, bakınmadık hiçbir nokta bırakmadan bu süreci titizlikle yürütüyoruz. Selden kütük kapma telaşında olanları da çok iyi görüyoruz. Allah’ın izniyle bunları aradıkları fırsatı vermedik, vermeyeceğiz.

Ne fitne kazanına odun taşıyanların oyununa geleceğiz ne de hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz. Partimiz bünyesinde farklı seviyelerde bayrak değişimini gerçekleştiriyoruz. Yorulan, yıpranan, çeşitli nedenlerle görevden affını talep eden arkadaşlarımızın yerine bazı arkadaşlarımızı görevlendirdik. Millete hizmet davasının ateşten gömleğini giyen arkadaşlarımıza üstlendikleri ağır sorumluluklarda Rabbimden başarılar diliyorum.

Her gün her dem yeniden doğarak, kendimizi yenileyerek, millete olan aşkımızı, muhabbetimizi her daim büyüterek azim ve kararlılıkla yürüyoruz. Biz her işte hayır olduğuna inanan bir kadroyuz. Bu sürecin de partimiz ve hareketimiz için yeni kapıların açılmasına vesile olacağından asla şüphe duymuyoruz. Aslolan milletle gönül bağını muhafaza etmektir. Aslolan 85 milyonun umudu olmayı sürdürebilmektir. Milletimizle irtibatımızı koruduğumuz ve güçlendirdiğimiz müddetçe hiçbir şey bizi yolumuzdan alıkoyamaz.

AK Partili kadrolar olarak yapmamız gereken bellidir. Daha fazla gönül kazanacağız, milletin sofrasına daha fazla oturacağız. İyi ve kötü gününde vatandaşın her zaman yanında olacağız. Kapısı çalınmadık, eli sıkılmadık, kalbine dokunulmadık kimse bırakmama prensibiyle gece gündüz çalışacağız.

İl başkanlığı il binasının dört duvarı arasına sıkışıp kalınarak yerine getirilecek görev değildir. Belediye başkanlığı rutin işleri takip edilecek bir yer değildir. Siz yol ve dava arkadaşlarımın tamamından sorumluluklarınızı bu hassasiyetle ifa etmeniz gerektiğini altını çizerek vurgulamak istiyorum.

Muhalefetin milletin meselelerine nasıl baktığını her konuda görüyoruz. Son 22 yılda birkaç istisna hariç milletin gerçek gündemiyle aynı hizada bir türlü konumlanamadılar. Terörle mücadeleden ülkemizin hak ve çıkarlarının savunulmasına kadar çok büyük savrulmalar yaşandılar. 30 yıllık işgalin altından Karabağ’ı özgürlüğe kavuşturma mücadelesinde en sert eleştiriyi CHP’den aldık. Libya meselesinde de aynı vahim durumla karşılaştık. Türk askerinin Libya’da ne işi var korosunun assolisti CHP ve dönemin CHP genel başkanıydı. Türkiye’nin Afrika’daki varlığından rahatsız olan sömürgecilerin tezleriyle bizleri hedef aldılar.

Geçtiğimiz hafta DEM’li ortaklarıyla Meclis’te Somali tezkeresine hayır dediler. Gazze’de devam eden soykırımda Hamas’ı şeytanlaştırmada nasıl bir dil tutturduklarını biliyoruz. İsrail’in vahşi katliamlarına tepki vermekle gösteremediler. Şimdi benzer basiretsizliği mavi vatanda görüyoruz. Masal diyerek, ülkemizi yayılmacılıkla itham ederek birilerine göz kırpıyorlar. Milletin verdiği yetkiyi Türkiye karşıtlarına selam çakmak için kullanıyorlar. Bunun adı sorumsuzluktur, şuursuzluktur, gaflettir. Bu tezleri Meclis kürsüsünden dinlendirmek ne zamandan beri CHP’nin gündemi oldu.

CHP’nin Türkiye ile ve Türkiye’nin çıkarlarıyla alıp veremediği nedir? İktidara muhalefet etmek ayrıdır, Türkiye’nin rakiplerine lojistik destek sağlamak ayrıdır. Biz CHP’den bizimle her konuda aynı düşüncede yer almasını asla beklemiyoruz. Milli meselelerde yerli ve milli duruş bekliyoruz. Bu tarz açıklamalarla ülkemize zarar vermesinler, gölge etmesinler yeter biz onlardan başka ihsan istemiyoruz. Ana vatanımızın ayrılmaz parçası olan mavi vatanımıza sahip çıkma noktasında en küçük geri adım atmayacağız.

Bunu böyle bilsinler, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Dış politika bağlamında şu gerçeği vurgulamak isterim, biz 2200 yıldan fazla devlet geleneği ve devlet aklı olan milletiz. Başkaları gibi sadece 50-100 yıllık birikimle değil binerce yılın merceğinden bakıyoruz. Hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Hamlelerimizi buna göre tayin ediyoruz. Biz başına vurulunca ekmeği alınan bir ülke değiliz.

Tarihimizin hiçbir döneminde de böyle olmadık. Ne başkalarının hakkına el uzatırız ne birilerine hakkımızı yediririz. Libya’da bunu yaptık.30 yıllık işgalin ardından Karabağ’da bunu yaptık. Suriye’den topraklarımıza saldırı olduğunda bunu yaptık. Hakkımıza, kardeşlerimize bekamıza sahip çıktık. Ülkemizin ve milletimizin güvenliğini garanti altına aldık.

Barışı, istikrarı, sükuneti savunan taraf olduk. Gazze’de 300 gündür son derece vahşi soykırım yaşanıyor. İsrail güçleri 16 bini çocuk 40 bin Filistinli kardeşlerimizin tepelerine boma yağdırarak kalleşçe şehit etti. 100 bin Filistinli kardeşimiz yaralandı. Küvezdeki bebeklere kurşun sıkacak kadar ileri gittiler. Gıda sırasında bekleyen insanları katledecek kadar alçaldılar. Cami, kilise ve okulları bombalayacak kadar gözlerini kararttılar. İsrail savaşın hukukunu bile yok saydı. Hitler’i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar.

Eli kanlı katiller Temsilciler Meclis’inde ağırlanıyor alkışlanıyor. Ben de insanım diyen, ben de Müslüman’ım diyen birisinin böyle bir tabloya rıza göstermesi mümkün mü? BM Güvenlik Konseyi bugün sorumluluk almayacaksa Allah aşkına ne zaman alacak? Daha kaç bin tane çocuğun ölmesi lazım. Bu gidiş gidiş değildir. Netanyahu yönetimindeki altında İsrail’in gittiği yol yol değildir. Bu pervasızlık, bu hoyratlık, Batının sergilediği bu iki yüzlülüğün sonu korkarım ki çok kötü bitecektir.

Bugün gözünü Lübnan’a dikenlerin yarın pis ellerini başka yerlere uzatmayacağını kim garanti edebilir. Bölgemizde hudutları halen netleşmemiş tek ülke İsrail’dir. Diğer ülkelerin topraklarını işgal ederek semiren ülke İsrail’dir.

Meşru bir devlet olarak değil terör örgütü gibi hareket eden ülke İsrail’dir. Hamas, bizim de telkinlerimizle ateşkese evet dediği halde savaşı uzatan, katliam yapan taraf İsrail yönetimidir. Hukuk tanımaz İsrail devleti artık tüm insanlık, dünya için tehdittir. Hitler, ABD ve Sovyetler Birliği’nin ittifakıyla geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan bu soykırım, bu vahşet insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalıdır.

Netanyahu yönetiminin yularını elinde tutanların bu katliam şebekesine bir an önce dur demesi gerekiyor. Biz Netanyahu denilen caninin ne yapmaya çalıştığının, dünyayı nasıl bir felakete sürüklemek istediğinin farkındayız. Asıl niyetini de çok iyi biliyoruz. Ne yapıyorsak böyle bir senaryonun önüne geçmek için yapıyoruz. Bölgemizde kanın ve gözyaşının durması için söylüyoruz. Biz İstiklal Marşı bile korkma diyerek başlayan bir milletiz. Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmak, bizi ürkütmez, inandırmamız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez.

İstedikleri kadar çirkinleşsinler, çukurlaşsınlar Tayyip Erdoğan’ın ne kavline ne kalbine zincir vurabilirler. Biz kimsenin tehditlerine boyun eğmeyiz. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyiz. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık.

Bugünlere çarpışa çarpışa geldik, hakkın ve halkımızın desteği ile geldik. Bize gazete manşetlerinden ölüm biçenler oldu ama yanıldılar. Bizi terörle, sokak terörüyle darbeyle devirmek isteyenler oldu, hepsini bozguna uğrattık. Korkuyu yanımıza hiç yaklaştırmadık. Dimdik ayaktayız. İsrailli yetkililerin küstah açıklamaları karşısında son 2 gündür siyasi parti gözetmeksizin milletimizin fertlerinin sergilediği dik ve dirayetli duruşu kıymetli duruşu belirtmek istiyorum.

Türkiye olarak bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, Hitler’in toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kol kanat gerdiysek, bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız.

Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla tüm kapasitesiyle elbette hiçbir ihtimali gözardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır. Bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır.

“Papa’yı arayacağım”

İnsana ve insani değerlere yönelik savaş birçok alanda şiddetini artırarak devam ediyor. Şu bölüm çok hassas, çok önemli; Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum ‘Dede gitme’ dedi. ‘Niye’ dedim. ‘Orada LGBT gösterisi yapacaklar’ dedi. Çıkardı bana Instagram’dan o görüntüleri gösterdi. ‘Tamam kızım gitmeyeceğim’ dedim. Düşünebiliyor musunuz insanları birleştirmesi gereken uluslararası spor etkinliği maalesef insanlığa, fıtrata, insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı. Bizim inancımızda insan yaradılmışların en şereflisidir. Paris’te yapılmak istenen eşref-i mahlukat olan insanı esfel-i safilin yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir.

İlk fırsatta Papa’yı arayacağım. Orada tüm insanlığa yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım. Olimpiyatlar nesillerin emniyeti ve bakasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. En masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne sadece Katolik alemini, Hıristiyan dünyasını değil en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.

Kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan LGBT lobisine ses çıkaramıyor. Biz çıkarıyoruz. CHP çıkarmasa ne yazar DEM çıkarmasa ne yazar. En küçük eleştiriye dahi tahammülü olmayan bu lobi Avrupa ve Batı dünyasını esir almış durumda. Eş zamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Bu korku iklimini oluşturuyorlar.

Karşımızda sadece bir yönelik yok. Doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, kapsamlı, acımasız bir savaş yürütülmektedir.

LGBT sapkınlığını özgürlük olan lanse edenlerin başörtülü sporculara tahammül edememesi bunların kafalarındaki özgürlük tarifini ortaya koymaktadır. Fransız sporcuların içinde başörtülü olanlar varsa Fransa onların katılımını engellemiştir. Bu nasıl mantık? Fransa’da yaşayan Faslı, Tunuslu ve diğerleri neden tavır koymadılar, bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim.

Bunlar kutsal olan her şeye düşmanlar. Paris skandalı bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Cinsiyetsizleştirmek demek insan soyunu bozma demektir.

AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konudaki duruşumuzu çok net ortaya koyduk. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken biz ailenin korunmasından yana çok güçlü tavır aldık. Bugün dünden daha kararlıyız.

Bugün dünden daha dikkatliyiz. Sapkın akımlarla, bunları insanlığın başına bela eden küresel güçlerle mücadelemizi tavizsiz şekilde sürdüreceğiz. Cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP’li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir. Her taşın altından çıkan DEM’i anlıyoruz da CHP’nin bu projeye destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz.

Rabbim evlatlarımızı bu tür melun akımlardan korusun diyorum. Dün gece yoğun ve yorucu mesainin ardından sahipsiz hayvanlara yönelik kanunun teklifini Meclis genel kurulunda kabul eden tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına rağmen milletin meclisi bir kez daha milletin sözünü dinlemiş, sessiz çoğunluğun çığlıklarına kulak tıkamamış son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir.

Milletimizin acil çözüm beklediği konuların başında gelen başıboş köpek meselesini hükümet, yerel yönetimler ve hayvan severler el ele vermek suretiyle inşallah kısa sürede hal yoluna koyacağız. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Paylaşın