Türkiye, Yolsuzlukla Mücadelede Sınıfta Kaldı

Son on yılda yolsuzlukla mücadelede 180 ülke içinde 115. sıraya gerileyen Türkiye, hukukun üstünlüğünde ise tüm ülkelerin yüzde 65’inden daha olumsuz bir hatta kaymış durumda.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından “Şeffaf Toplum İçin Şeffaf Yönetim: Türkiye’nin Şeffaflık Karnesi” başlıklı yeni rapor yayımlandı. Raporda, Türkiye’nin şeffaflık ve hesap verebilirlik karnesini detaylı bir şekilde değerlendirildi.

İPA Başkanı Dr. Buğra Gökce raporun sonuçlarına dikkat çekerek “Türkiye yolsuzlukla mücadelede 180 ülke içinde 115. sırada.  Hukukun üstünlüğü açısından Türkiye tüm ülkelerin yüzde 65’inden daha olumsuz bir noktada. Demokrasinin güçlenmesi ve adil kamu yönetimi için hesap verebilirlik, şeffaflık ve hukukun üstünlüğünün çok daha yüksek bir seviyede uygulanması gerekiyor” dedi.

Raporda, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algı Endeksi ve Dünya Bankası’nın Yönetişim Endeksi verilerine göre Türkiye’nin ciddi bir şeffaflık kaybı yaşadığına vurgu yapıldı.

“Sürekli değiştirilen Kamu İhale Sistemi kamu alımlarında rekabetçi-şeffaf eğilimi yüzde 50’nin de altına düşürmüş durumda. Türkiye son on yılda yolsuzlukla mücadelede 180 ülke içinde 115. sıraya geriledi” denildi.

İfade özgürlüğü alanında ülkenin 2008 yılında başlayan gerileyişin sürdüğü belirtilerek şu veriler paylaşıldı: “Hukukun üstünlüğü söz konusu olduğunda Türkiye 2022 itibariyle tüm ülkelerin yüzde 65’inden daha olumsuz bir hatta kaymış durumda.

Türkiye’de 2018 yılından bu yana vergi harcama raporları yayınlanmıyor. Kamu bankalarının reklam harcamalarındaki devasa artışlar medya finansındaki şeffaflık konusunda soru işaretleri doğuruyor.”

Paylaşın

AK Parti’den Instagram Açıklaması: Pozitif İlerlemeler Kaydediliyor

Sosyal medya platformu Instagram’a yönelik erişim engeline ilişkin konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, “Pozitif ilerlemeler kaydediliyor” dedi ve ekledi:

“Kuralsız alanlarından vazgeçmek istemiyorlar. Müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını, kurallara uyacağını taahhüt edeceğini ve böylelikle kısa sürede açılacağını düşünüyorum.”

Türkiye’de 50 milyonu aşkın kullanıcı olduğu belirtilen sosyal medya platformu Instagram’a getirilen erişim engeliyle yaşanan krizde günler sürüyor. CNN Türk canlı yayınında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, Instagram’a yönelik yasağın kısa sürede kalkmasını beklediklerini söyledi.

Şirket yetkilileri ile görüşmelerine dair konuşan Yalçın, “Pozitif ilerlemeler kaydediliyor. Kuralsız alanlarından vazgeçmek istemiyorlar. Müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını, kurallara uyacağını taahhüt edeceğini ve böylelikle kısa sürede açılacağını düşünüyorum” dedi.

Erişim engelinin ne zaman kaldırılacağı ile ilgili ise Yalçın, “Biz uzun sürmesi kanaatinde değiliz. Beklentimiz çok açık. Türkiye’nin kurallarına uyacağına dair çeşitli açıklamalar yapmaları, taahhütleri ortaya koymaları çerçevesinde çok kısa süre içerisinde bunun açılabileceğini biliyoruz. Ben sürecin uzayacağı kanaatinde değilim” diye konuştu.

Paylaşın

61 Barodan “Instagram” açıklaması: Derhal Erişime Açılmalı

BTK tarafından “katalog suçlara uymadığı” gerekçesiyle engelleme kararı verilen Instagram’a ilişkin 61 barodan ortak açıklama geldi. Açıklamada, Instagram’ın derhal erişime açılması gerektiği belirtildi.

Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), “katalog suçlara uymadığı gerekçesiyle” gerekçesiyle Instagram’a erişim engeli getirmişti. BTK, erişim engelinin ne kadar süreceğine dair ise herhangi bir bilgi vermemişti. Erişim engeli bir mahkeme kararı ile değil, BTK aracılığıyla uygulanmıştı.

Türkiye’de 57 milyon kullanıcısı bulunan Instagram’ın kapalı tutulmasına karşı 61 barodan ortak açıklama geldi. Artı Gerçek’in aktardığına göre; Instagram’ın ‘katalog suçlar’ iddiasıyla erişime engellenmesine karşı tepkiler devam ederken, 61 barodan yapılan ortak açıklamada sürecin hukuka uygun bir biçimde yürütülmediği vurgulandı. Yasağın ifade özgürlüğünü ihlal ettiği belirtilen açıklamada, “Biz barolar olarak, kamusal makamlardan; Instagram’ı derhal erişime açarak yurttaşların Anayasal haklarını kullanmasına engel niteliğindeki bu hukuksuz uygulamaya son vermesini bekliyoruz” denildi.

“Instagram yasağı kaldırılmalıdır” başlıklı açıklamada, “Geçtiğimiz hafta ülkemizde yaklaşık 58 milyon kullanıcıya sahip sosyal medya platformu instagram.com sitesi BTK’nin idari kararıyla erişime engellenmiştir. Instagram, aralarında Barolarımızın da bulunduğu tüm oda, dernek, vakıf ve kamu kurumlarının kullandığı, milyonlarca yurttaşımızın her gün haberleştiği, basın-yayın organlarının haber akışını sağladığı, sayısız işletmenin satış, reklam ve pazarlama faaliyeti gerçekleştirdiği bir platformdur” denildi.

Barolar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın “katalog suçlarla ilgili gereklerin Instagram tarafından yerine getirilmediğini” savunduğunu ama sürecin şeffaf yönetilmediğini vurguladı:

“Ancak hangi içeriklerin çıkarılmasının istendiği, bunlarla ilgili hangi savcılık veya mahkeme tarafından içerik çıkarılma kararı verildiği, bu kapsamda Instagram’a tebliğ edilen bir karar olup olmadığı, Instagram’ın içerik çıkarma talebini reddedip reddetmediğini kamuoyuna izah etmediğinden erişim engelleme sürecinin 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a uygun yürütülmediği anlaşılmaktadır.”

Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Sürecin kanuna uygun yürütülmemesi yurttaşların ifade ve haberleşme özgürlüğü, basına sansür getirdiğinden de basın özgürlüğü gibi Anayasal hakların yürütme organının kanundan kaynaklanmayan bir kararıyla engellenmesi sonucuna yol açacağından bu sonucun demokratik bir hukuk devletinde kabulü mümkün değildir.

Öte yandan Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği’ne göre söz konusu erişim engelleme kararının ekonomiye günlük 1,9 milyar TL zararı bulunmaktadır. Dolayısıyla mevcut yasakçı tutumun, demokratik değerleri örselediği ve ülke ekonomisi açısından kaygı verici olduğu unutulmamalıdır. Biz barolar olarak, kamusal makamlardan; Instagram’ı derhal erişime açarak yurttaşların Anayasal haklarını kullanmasına engel niteliğindeki bu hukuksuz uygulamaya son vermesini bekliyoruz.”

Hangi barolar imzaladı?

Açıklamada imzası olan barolar şunlar: Adana Barosu, Bursa Barosu, Kars Barosu, Siirt Barosu, Adıyaman Barosu, Çanakkale Barosu, Kastamonu Barosu, Sinop Barosu, Ağrı Barosu, Çankırı Barosu, Kayseri Barosu, Urfa Barosu, Aksaray Barosu, Denizli Barosu, Kırıkkale Barosu, Şırnak Barosu, Amasya Barosu, Diyarbakır Barosu, Kocaeli Barosu, Tekirdağ Barosu, Tokat Barosu, Trabzon Barosu, Dêrsim Barosu Uşak Barosu, Ankara Barosu, Edirne Barosu,

Kütahya Barosu, Antalya Barosu, Erzurum Barosu, Manisa Barosu, Aydın Barosu, Eskişehir Barosu, Mardin Barosu, Balıkesir Barosu, Antep Barosu, Giresun Barosu, Mersin Barosu, Bartın Barosu, Muğla Barosu, Van Barosu, Batman Barosu, Hakkari Barosu, Muş Barosu, Yalova Barosu, Bilecik Barosu, Hatay Barosu, Nevşehir Barosu, Yozgat Barosu, Zonguldak Barosu, Bitlis Barosu, Isparta Barosu, Niğde Barosu, Bingöl Barosu, İstanbul Barosu, Ordu Barosu, Bolu Barosu, İzmir Barosu, Sakarya Barosu, Burdur Barosu, Karabük Barosu, Samsun Barosu.

Paylaşın

ABD’den Türkiye’ye Net “Rusya” Uyarısı

ABD, Türkiye’yi Rusya için hayati önem taşıyan ABD askeri bağlantılı donanımın Rusya’ya ihracatını azaltmaması halinde bunun sonuçları olacağı konusunda uyardı.

ABD’nin özellikle Türkiye’nin, işlemciler, hafıza kartları ve amplifikatörler de dahil olmak üzere batı yapımı elektronik cihazların Rusya’ya gönderilmesinden endişe duyduğu belirtildi.

Birleşik Krallık merkezli uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times, Washington yönetiminin Türkiye’nin Rusya’ya askeri ekipman ve parça ihracatı dolayısıyla Ankara’yı uyardığını duyurdu.

Gazete, Washington yönetiminin, Türkiye’den Rusya’ya askeri ticaretini engellemek için daha fazla adım atmasını belirttiğini aktarırken, “Washington, Türkiye’yi Rusya için hayati önem taşıyan ABD askeri bağlantılı donanımın Rusya’ya ihracatını azaltmaması halinde bunun sonuçları olacağı konusunda uyardı” ifadesine yer verdi.

Gazete, Washington yönetiminin, Türkiye’den Rusya’ya askeri ticaretini engellemek için daha fazla adım atmasını belirttiğini aktarırken, “Washington, Türkiye’yi Rusya için hayati önem taşıyan ABD askeri bağlantılı donanımın Rusya’ya ihracatını azaltmaması halinde bunun sonuçları olacağı konusunda uyardı” ifadesine yer verdi.

ABD Ticaret Bakanı Yardımcısı Matthew Axelrod’un bu ticareti durdurmak için kısa bir süre önce Ankara ve İstanbul’da Türk yetkililerle ve yöneticilerle bir araya geldiğine dikkat çeken gazete, Axelrod’un söylediklerine de yer verdi. Gazeteye konuşan üst düzey bir ABD’li yetkili Axelrod’un mesajının Türkiye’nin Amerikan menşeili çiplerin ve diğer parçaların ticaretini engellemek için daha fazla çalışması gerektiği yönünde olduğunu söyledi.

Axelrod Financial Times’a yaptığı açıklamada “ABD teknolojisinin Rusya’ya yasadışı akışını durdurmak için Türkiye’nin yardımına ihtiyacımız var” dedi. Axelrod, “Türk makamları ve endüstrisinin hızlı bir şekilde ilerleme kaydettiğini görmemiz gerekiyor, aksi takdirde ihracat kontrollerimizden kaçanlara yaptırım uygulamaktan başka çaremiz kalmayacak” diye ekledi.

Financial Times, Washington’ın uyarısının Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiyi Rusya ile olan  ticaretin bozduğuna dikkat çekerken, Türkiye’nin ABD, AB ve diğer batılı müttefikler gibi Rusya’ya yönelik yaptırımlarda bulunmadığını hatırlattı.

İngiliz medyası, ABD’nin özellikle Türkiye’nin, işlemciler, hafıza kartları ve amplifikatörler de dahil olmak üzere batı yapımı elektronik cihazların Rusya’ya gönderilmesinden endişe duyduğuna dikkat çekti.

Gazeteye konuşan bir yetkili, Axelrod’un Türk hükümetine bu ticaretin “acil bir sorun” olduğunu söylediğini ve Ankara’ya “ABD kontrolündeki ürünlerin Rusya’ya aktarılmasına yasak getirmesi ve uygulaması” çağrısında bulunduğunu söyledi. Yetkili, Moskova’nın ABD parçalarına erişmek için “Türkiye’nin ticaret politikasını istismar etmeye çalıştığını” da sözlerine ekledi.

ABD’nin bazı Türk şirketlere yaptırım uyguladığına dikkat çekilirken, Türkiye’nin Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelere yaptığı ihracatın bu ülkelerin kayıtlarında gözükmediğini yazan Financial Times, Türkiye’nin son dönemde Rusya’ya ihracatının azaldığı belirtilirken yetkili, “Son dönemde bazı iyileşmeler var fakat bu yeterli değil, halen çok yüksek” dedi.

(Kaynak: Sözcü)

Paylaşın

CHP, İYİ Parti Ve DEM Parti’den “Instagram” Hamlesi

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nun CHP, İYİ Parti ve DEM Partili üyeleri, BTK’nın “katalog suçlara uymadığı” gerekçesiyle engelleme kararı verdiği “Instagram” için komisyonu toplantıya çağırdı:

“Uluslararası standartlar ve insan hakları belgeleri, iletişim özgürlüğünün korunmasını ve bu özgürlüğün engellenmemesini temel bir hak olarak tanımaktadır. Instagram’ın erişime engellenmesi, ifade özgürlüğü ve bilgi paylaşım hakkını kısıtlamakta, dolayısıyla demokratik değerlere aykırı bir durum teşkil etmektedir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dijital Mecralar Komisyonu’nun Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) üyeleri, Instagram’a getirilen erişim engeliyle ilgili olarak komisyonun 8 Ağustos’ta olağanüstü toplanmasını talep etti.

Artı Gerçek’in aktardığını göre; Milletvekillerinin ortak imzayla Komisyon Başkanlığı’na yaptıkları başvuruda, şu ifadelere yer verildi:

“İletişim ve bilgi paylaşımında önemli bir rol oynayan dijital mecraların özgürlüğü, demokratik toplumların vazgeçilmez bir parçasıdır. Son dönemde İnstagram sosyal medya platformunun erişime engellenmesi, bireylerin iletişim özgürlüğü ve bilgi edinme hakkını doğrudan etkileyen bir durum ortaya koymuştur. Anayasamızın herkesin düşünce ve kanaatlerini açıklama, yayma özgürlüğünü güvence altına almıştır.

Ayrıca, uluslararası standartlar ve insan hakları belgeleri, iletişim özgürlüğünün korunmasını ve bu özgürlüğün engellenmemesini temel bir hak olarak tanımaktadır. Instagram’ın erişime engellenmesi, ifade özgürlüğü ve bilgi paylaşım hakkını kısıtlamakta, dolayısıyla demokratik değerlere aykırı bir durum teşkil etmektedir.”

Paylaşın

Dervişoğlu’ndan Erdoğan’ın “Cibilliyeti Bozuk” Sözlerine Sert Tepki

Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan’ın Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin ardından Türkiye’de yas ilan edilmesini eleştirenlere yönelik, “cibilliyeti bozuk” sözlerine sert  tepki gösterdi:

“Seviye ve seciyesi kendisine kefil olmayan kişiler, başkalarının cibilliyetlerini tartışma konusu yapamazlar! Şayet yaparlarsa, kendi cibilliyetleri tartışılır!..”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin ardından bir günlük yas ilan edilmesini eleştirenlere yönelik şu ifadeleri kullandı:

Erdoğan, şunları söyledi: “İsmail Haniye’yi tanıyan herkes onun nasıl yiğit bir dava adamı olduğunu çok iyi bilir. Kendisi aynı zamanda Filistin’in son seçilmiş başbakanıdır. Merhum Haniye’nin Katar’daki cenaze merasimine geniş bir heyetle iştirak etmenin yanı sıra ülkemizde bir günlük milli yas ilan ederek Filistin halkıyla dayanışmamızı gösterdik. Ama bazı ekranlarda, bazı cibilliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz bu ilgiyi hazmedemedi. Yani sizden mi izin alıp da bunların kararını verecektik? Biz milletimizden gerekli izni aldık, adımlarımızı da buna göre atıyoruz.”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan’ın sözlerine tepki gösterdi. X hesabından paylaşım yapan Dervişoğlu, “Seviye ve seciyesi kendisine kefil olmayan kişiler, başkalarının cibilliyetlerini tartışma konusu yapamazlar! Şayet yaparlarsa, kendi cibilliyetleri tartışılır!..” dedi.

Paylaşın

Erdoğan’dan Muhalefete “SGK Borçları” Tepkisi: Absürt Bahanelerle…

Erdoğan, muhalefetin SGK borçlarına ilişkin açıklamalarına tepki göstererek, “Konuşmayı meydanlarda atıp tutmayı çok sever. Ama iş verilen sözleri tutmaya gelince ara ki bulasın. SGK’ya olan birikmiş borçlarını dahi ödemeyen dahası absürt bahanelerle bu borçtan kaçmanın yollarını arayan bir zihniyetten ne memlekete, ne de şehirlerimize hiçbir hayır gelmez” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başkanlığındaki kabine toplantısı sona erdi. 3 saat 20 dakika süren toplantının ardından kameraların karşısına geçen Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Moğolistan’dan Etiyopya’ya nerede ata yadigarı bir kültürel varlığımız mevcutsa sahip çıkıyor kültürümüze ve insanlığa yeniden kazandırıyoruz. Büyük ülke ve büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkanlarımızla tüm gücümüzle onu yerine getirmenin gayretindeyiz. Burada bazı rakamları sizlerle kısaca paylaşmak isterim. TİGA vasıtasıyla günlük coğrafyamızın dört bir ucunda 120’nin üzerinde restorasyon çalışması gerçekleştirdik. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla son 22 yılda yaklaşık 6000 vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını tamamladık.

Tarihimizin hiçbir dönemine sırtımızı dönmeden hem içeride hem dışarıda ulaşabildiğimiz her yerde maziden atiye sağlam köprüler kurduk. Bunun en son örneği Yıldız Sarayı’ydı. Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığımızın yürüttüğü 6 yıllık titiz bir çalışmanın neticesinde Yıldız Sarayı’nı tekrar ihya ettik. Osmanlı’nın en sancılı yıllarına tanıklık eden ancak bir dönem kumarhane olarak kullanılan bu önemli mirasın kapılarını 19 Temmuz’da onun sahibi olan aziz milletimize açtık.

Şimdiye kadar 100 bin insanımızın ziyaret ettiği Yıldız Sarayı’nı özellikle gençlerimizin gezip görmesini tavsiye ediyorum. Bakımsızlık kurbanı olan Edirne Sarayı’yla ilgili restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu güzide eseri de kısa sürede ülkemize kazandıracağız. Sultan 2. Abdülhamid Han’ın emanetini yeniden hayata döndürmekten duyduğumuz bahtiyarlığı burada tekrar ifade etmek istiyorum. Yıldız Sarayı’nın restorasyonunda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.

26 Temmuz’da İstanbul’da tanıtımını yaptığımız HİT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile milli teknoloji hamlemizi yeni bir ivme kazandırıyoruz. Programla yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yeni yatırımlar için Türkiye’nin sahip olduğu avantajları HİT 30 programıyla vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağı yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendireceğiz.

HİT 30 programının sektörde farklı bir heyecan oluşturduğunu görüyoruz. Bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu vesileyle buradan iç dünyamıza şu çağrıyı yapmak arzusundayım. Hükümetimiz üretenin, çalışanın, istihdam sağlayanın daima yanındadır. Son 22 yılda el ele verdik, omuz omuza verdik, nice hayalleri beraberce gerçeğe dönüştürdük. Savunma sanayi başlığı olmak üzere birçok başlıkta ülkemizi parmakla gösterilen seviyelere yine beraberce ulaştırdık.

Önümüzdeki dönemde iyi çalışılmış, Türkiye ekonomisine katkı yapacak yeni paketlerle iş dünyamıza destek vermeyi sürdüreceğiz. Allah’ın izniyle çok daha fazlasını başaracağız. Şunu lütfen unutmayınız. Siz gayret ettiğiniz sürece biz de sizleri asla yalnız bırakmayız. Önümüzdeki dönemde iyi çalışılmış Türkiye ekonomisine katkı yapacak yeni paketlerle iş dünyamıza destek vermeyi sürdüreceğiz.

Aziz milletim. Bundan 10 sene önce sizlerin desteğiyle göreve ilk başladığımızda koşan, koşturan ve terleyen bir cumhurbaşkanı olacağımızın sözünü vermiştik. Diğer tüm sözlerimiz gibi hamdolsun bunu da yerine getiriyoruz. Ankara ve İstanbul’daki yoğun programlarımızın yanı sıra il ziyaretlerimizle milletimizle gönül köprülerimizi güçlendiriyoruz. İllerimizde yapımı devam eden projelerimizi yerinde görüyor, inceliyor, varsa eksiklerinin giderilmesi için hemen orada Bakan arkadaşlarımıza gerekli talimatları veriyoruz. Ayrıca tamamlanan eserlerin de açılış sevincini milletimizle paylaşıyoruz. Rize ziyaretimizde hem Rizeli kardeşlerimizle kucaklaştık hem de inşası biten eser hizmet ve projelerin resmi açılışını gerçekleştirdi.

Afetzede kardeşlerimize ev ve dükkanlarının anahtarlarını teslim ederek 2021 yılındaki sel felaketinin yaralarını sarma vaadimizi yerine getirdik. Aydere yaylasını 2017 yılından bu yana toplam 2 milyar 667 milyon liralık yatırımla eski güzelliğine yeniden kavuşturduk. Tabii burada asıl önemli olan Ayder gibi doğal bir hazinenin korunmasıdır. Ayder’de çarpık yapılaşmaya izin vermeyerek, Ayder’i her türlü çirkinlikten muhafaza ederek hep birlikte bunu başaracağımıza inanıyorum. Bu vesileyle bir kez daha açılışını yaptığımız hizmet ve projelerin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen tüm kurumlarımıza kutluyorum.

“İsmail Henniye’nin şehit edilmesiyle Gazze krizinde yeni bir sınır da aşıldı”

Değerli basın mensupları, bölgemiz gerçekten sancılı günler yaşamaktadır. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2 buçuk yılını doldurdu. Savaşın kısa vadede sona erme ihtimali henüz ufukta görünmüyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar 10. ayını geride bıraktı. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Henniye’nin şehit edilmesiyle Gazze krizinde yeni bir sınır da aşıldı.

Ancak turizmde hala kat etmemiz gereken mesafe olduğunu biliyoruz. Bölgemizdeki istikrarsızlıklar ve çatışmalar azaldıkça bu mesafeleri çok daha hızlı bir şekilde aşacağız. Turizm sektörümüzün de vizyonunu buna göre şekillendirmesinde fayda var. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Aşırı kar hırsıyla hızlı kazanç peşinde koşmak, orta ve uzun vadede turizm sektörümüze onulmaz yaralar açacaktır.

Her ne suretli olursa olsun, vurgunculuk yapanlar en büyük zararı milletimize vermektedir. Türkiye’nin saygınlığına vermektedir. Sektörden ekmek yiyen milyonlarca vatandaşımıza vermektedir. Her zaman söylüyorum, itibar ve güven zor kazanılan fakat kolayca kaybedilen değerlerdir. Fırsatçıların bu değerlerimizi dinamitlemesine müsaade etmemeliyiz. Ülkemizin prestijine ve turizm sektörümüze zarar veren arzi durumların ortadan kaldırılması noktasında devletimizin kurumları kadar sektörün bizatihi kendisine çok önemli görevler düşüyor.

Daha büyük hedeflere kulaç atarken turizm sektörünün gelişmesine ayak bağı olan bu yüklerden de kurtulacağımıza inanıyorum. Aziz milletim, ekonomi başlığında şunu da memnuniyetle vurgulamak durumundayım. Turizm ve ticaret rakamları gibi bugün açıklanan Temmuz ayı enflasyon oranları da hamdolsun ümitlerimizi artırmıştır. Haziran itibariyle enflasyonda başlayan düşüş süreci Temmuz’da biraz daha belirginleşti. Yıllık enflasyon en yüksek seviyesine göre 13,7 puan geriledi. Önümüzdeki aylarda bu eğilim hızlanarak devam edecek.

Sene sonunda enflasyonu hedeflerimizle uyumlu oranlara mutlaka indireceğiz. Amacımız enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır. Küresel ekonomide son dört yıldır devam eden fırtınalı seyir gelişmiş ülkeler dahil hepimizi zorluyor. Bu sabah dünya sermaye piyasalarında yaşananlar hükümetimizin nasıl belirsizliklerle dolu bir atmosferde yürüdüğünü göstermiştir. Ama hiç kimsenin endişesi olmasın. Türkiye emin ve ehil ellerde yoluna devam etmektedir.

Netanyahu yönetiminin kural tanımaz, hukuk tanımaz, saldırgan tavrı bölgemizi kötü senaryolarla karşı karşıya bırakıyor. Amerika başta olmak üzere Batılı aktörler ne yazık ki İsrail’in ve bir avuç fanatik siyonistin esiri olmuş durumda. Ateşkeş görüşmelerinden umutları yeşertecek bir sonuç çıkmadı. Hamas’ın yapıcı tavrına rağmen Netanyahu yönetimi katliam politikasını sürdürme niyetinde olduğunu defaatle gösterdi. Üzerinde etki sahibi güçlerin “Tavşana kaç, tazıya tut” politikası sürdükçe İsrail, Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yolu deneyecektir.

Türkiye olarak bölgemizdeki gelişmeleri anbean takip ediyoruz. Son 10 ayda 40 bin masumun hayatına mal olan bu barbarlığın bir an önce sona ermesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Daha evvel Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararımızı açıklamıştık. Bununla ilgili somut adımımızı çarşamba günü atıyoruz.

Meclisimiz 7 Ağustos tarihinde LAHEY’de davaya müdahillik dilekçemizi Adalet Divanı’na teslim edecektir. Türkiye adına resmi başvuru yapmış olacağız. Milletimin şu gerçeği çok iyi bilmesini arzu ediyorum. Türkiye varlık yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin’in yanındadır. Tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır.

İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke yine biziz. Ülkemizin bu kararlı tavrının Netanyahu hükümetinde nasıl bir rahatsızlık oluşturduğu gün aşırı yapılan densiz açıklamalardan anlaşılmaktadır.

“Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın…”

Bayrağımıza ve bağımsızlığımıza dil uzatan sosyal medya şarlatanlarını rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın Türkiye’nin ve Türk milletinin Filistin halkıyla dayanışmasını engelleyemeyecektir. Masumların gözyaşı üzerinden ikbal devşirmeye heveslenenler ne kadar büyük bir gaflete düştüklerini er ya da geç anlayacaklardır. Güçlü Türkiye inşallah bölgemizde barışın teminatı olacaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan ülkemiz kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyacaktır. Aziz milletim bu anlayışla Türkiye 100. yılının inşası için gece gündüz koşturuyoruz.

Yakın çevremizdeki tüm sıkıntılara rağmen ekonomide hedeflerimizle uyumlu şekilde yolumuzda ilerliyoruz. Geçen hafta açıklanan veriler doğru yolda olduğumuzu temin etmiştir. İhracatta tarihimizin en yüksek temmuz ayı rakamına ulaştık. Temmuz ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8 artış kaydede 512 milyon dolar oldu. Tüm zamanların en yüksek Temmuz ayı ihracatını gerçekleştirdik. Yıllıklandırılmış ihracatımızda toplam 261,5 milyar dolar ve bir önceki yıla göre %3,4 artışla yine Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Mal ihracatında son bir yılda 8,7 milyar dolar net artış sağlandı.

İthalatımızdaki düşüş eğilimi aynı şekilde devam ediyor. İthalatımız temmuz ayında yıllık bazda %7,9 oranında yani 2,6 milyar dolar geriledi. İracattaki artış ve ithalattaki azalışın etkisiyle dış ticaret açığımız yıllık bazda %42,3 düşüş ile 7,2 milyar dolara indi. İhracatın ithalatı karşılama oranında 14,5 puanlık güçte bir yükseliş yaşandı. %75,7 seviyesine çıkan bu oranı inşallah da arttıracağız.

2002 yılında toplam 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyi bir ayda 22,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir ülke konumuna taşıdık. İsrail’le dış ticaret işlemlerini durdurduğumuz bir dönemde böyle bir orana ulaşmamız ayrıca takdire şayandır. Buradan milletimin huzurunda açıkça ifade ediyorum Türkiye, mevcut İsrail hükümetini ateşkese zorlamak ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz girişimini temin etmek amacıyla aldığı bu kararın sonuna kadar arkasındadır.

İhracatçılarımızın da kendilerine yeni pazarlar bularak burada yaşanan kaybı telafi ettiklerini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Hemen her şeyin bir şekilde telafisi olur ama Filistinli mazlumlara sırtını dönmenin telafisi olmaz. İnşallah daha fazla gayret göstererek yıl sonu hedefimiz olan 267 milyar dolar ihracat rakamını da mutlaka yakalayacağız. Türk mallı damgalı ürünleri Afrika’dan Asya’ya dünyanın dört bir ucuna ulaştıran ihracatçılarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. İhracatçılarımızdan kalan beş ayı çok çok iyi değerlendirerek bizlere yeni müjdeler vermelerini bekliyorum.

Kıymetli vatandaşlarım, ülke olarak kültür turizmi, inanç turizmi, sağlık turizmi, doğa sporları gibi farklı alanlarda ciddi imkanlara sahibiz. Seksen bir vilayetimizin her bir köşesi köylerimizde, ilçelerimizde saklı kalmış her bir eser ayrı bir medeniyetin izlerini taşıyoruz. Anadolu zaten eşsiz güzellikte bir açık hava müzesidir. Ancak uzun yıllar bu imkanlardan yeterince istifade edemedik.

Altyapı eksiği ve terör belası turizmin gelişmesine yıllarca engel oldu. Son 22 yılda doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin gizli kalmış hazinelerini turizme kazandırmak için çok mücadele ettik. Doğu ve Güneydoğu illerimizin üzerinden terörün gölgesi kalktıkça buralar turizmden de hak ettiği yeri almaya başladı. Ulaştırma yatırımlarımızla ülkemizin 81 vilayeti, 782 bin km karenin her bir karışı yerli ve yabancı misafirlerimizin ziyaretine açıldı.

Bir zamanlar bacasız sanayi denilen turizm bizim dönemimizde Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri haline geldi. Turizm sektörümüze yaptığımız yatırımların karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 yılının ilk 6. ayına ait turizm rakamları bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. 2024’ün ilk 6 ayında turizmde gurur verici bir başarıya imza attık. Bu dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısı. 26.137.000’E ulaşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %14 artışla rekor kırıldı.

Ayrıca geçen yıl ilk 6 ayda 93 dolar olan kişi başı gecelik harcama tutarı bu sene 98 dolara çıkmış oldu. Yıl sonunda bu meblağın 103 dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu rakamlara bağlı olarak turizm gelirlerimiz de artmaktadır. 2023’Ün ilk 6 ayında 21,6 milyar dolar olan toplam gelirimiz bu senenin aynı döneminde %9,3 yükselişle 23,7 milyar dolara çıktı. Çok büyük bir aksilik olmazsa, yıl sonunda 60 milyar dolar turizm gelirini, 60 milyon turist sayısını inşallah yakalayacağız.

İnşallah bu yolun sonunda da ekonomide menzilli maksuduna varacaktır. Türk ekonomisi bu güce, bu potansiyele, 22 yıllık çabalar neticesinde inşa ettiği bu sağlam temele ziyadesiyle sahiptir. Bunun için biraz daha sabredecek, biraz daha dirayetli davranacağız. Muhalefetin bu ülkeye faydadan çok zarar getirecek afaki söylemlerine prim vermeyeceğiz. Onlar konuşmayı meydanlarda atıp tutmayı çok sever. Ama iş verilen sözleri tutmaya gelince ara ki bulasın.

SGK’ya olan birikmiş borçlarını dahi ödemeyen dahası, absürt bahanelerle bu borçtan kaçmanın yollarını arayan bir zihniyetten ne memlekete ne de şehirlerimize hiçbir hayır gelmez.

Vatandaşlarımdan muhalefetin karamsar, kötümser, moral bozmayı amaçlayan açıklamalara itibar etmemelerini, 22 yıllık tarihi başarılarla dolu hükümetimize güvenmeye devam etmelerini bekliyorum. Burada şu noktayı da belirtmek istiyorum. Vatandaşlarımızdan bunu talep ederken devlet olarak biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. İçinden geçtiğimiz hassas dönemde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için onların yanında oluyoruz. Biliyorsunuz 2022 yılında çok önemli bir program başlattık. Türkiye aile destek programıyla ihtiyaç sahibi arkadaşlarımıza kardeşlerimize nakdi destek ulaştırdı.

Hanelerimizi elektrik tüketim desteğinden faydalandırma yanında bu hanelerde bulunan evlatlarımız için de ilave destekler sağladı. Programımız kapsamında bugüne 2 milyon tekil ailemizin elinden dar gelirli ailelerimize toplamda 88,2 milyar liranın üzerinde destekte bulunduk. Programın son ödemesini geçtiğimiz ay gerçekleştirdik. Kabine toplantımızda bu konuyu tüm yönleriyle tekrar gözden geçirdik. İki yıldır uyguladığımız destek programımızı sosyal devlet vasfımızın bir gereği olarak 2024 yılının sonuna kadar uzatıyoruz.

Değerli basın mensupları Türkiye diplomasisinin farklı alanlarında başarı grafiğini sürekli son yıllarda ülkemiz küresel ve bölgesel diplomasinin kalbinin attığı yer haline dönüştü. Rusya Ukrayna savaşında İstanbul sürecinden 33 milyon ton tahılın Türk boğazlarından dünya piyasasına ulaştırıldığı Karadeniz tahıl girişimine kadar pek çok önemli diplomasi zaferine bizler imza attık.

Bu en son örneği istihbarat alanında geçen hafta yaşandı. Milli İstihbarat Teşkilatımızın son derece hassas bir çalışma neticesinde 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük esir takası ülkemizin ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi.

Amerika, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus cezaevlerinde bulunan 26 kişinin değişimi hiçbir krizle karşılaşılmadan hamdolsun tüm dünyaya örnek olacak şekilde yapıldı. İnsani boyutunun ötesinde Türkiye’nin kilit rolünü de tescilleyen MİT mensuplarımızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. 97 yıldır devletimizi nice saldırıdan, nice ihanetten, nice provokasyondan gerektiğinde canları pahasına koruyan MİT Başkanlığımızın isimsiz kahramanlarına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Paylaşın

AK Parti’de Erime Devam Ediyor: Oy Oranı Yüzde 26.1

Geçen yıl yapılan genel seçimlerde yüzde 35.32 oy alan AK Parti’nin oy oranı nisan ayında 31.1’e mayıs ayında 29.1’e geriledi. Haziran ayında yüzde 32.4’e yükselen AK Parti’nin oy oranı temmuz ayında 26.1’e geriledi.

Genel seçimlerde yüzde 25.41 oy alan CHP oranı ise nisan ayında 35.9, mayıs ayında 33.2, haziran ayında 32.8, temmuz ayında ise 33.8 oldu.

Kamuoyu araştırma şirketi Metropoll’ün kurucusu ve genel müdürü Özer Sencar, CHP ve AK Parti’nin oy oranlarına ilişkin yaptıkları son anket sonuçlarını sosyal medya hesabından paylaştı.

Buna göre yerel seçimlerden 1. parti olarak çıkan CHP’nin oyu  kararsızlar dağıtıldıktan sonra AK Parti’nin 7.7 puan üzerinde.

Metropoll Araştırma’nın ‘Türkiye’nin nabzı’ araştırmasında “Bu pazar milletvekili seçimi olsa kime oy verirsiniz” sorusuna verilen yanıtlarla şekillenen sonuçlara göre 14 Mayıs 2023 Seçimi’nde 35.32 oy alan AK Parti’nin nisan ayında 31.1 olan oy oranı mayısta 29.1’e düşüp haziranda 32.4’e yükseliyor. Ardından temmuzda 26.1’e geriliyor.

14 Mayıs 2023 Seçimi’nde 25.41 oy alan CHP ise yerel seçimden 1. parti olarak çıktıktan sonra nisan ayında 35.9 olan oy oranı mayısta 33.2, haziranda 32.8’e, temmuzda ise 33.8’de kaldı.

Özer Sencar, anket sonuçlarını paylaştığı mesajına şu notu düştü: “Son 4 ayda AK Parti ve CHP’nin oylarındaki (kararsızlar dağıtılmış) değişim. Dar gelirlilerin tepkisi nedeniyle AK Parti oyları 3 Kasım 2002’den buyana en düşük seviyeye inmiş durumda.”

Paylaşın

Bahçeli’den “Bölgesel Savaş” Uyarısı

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınayan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Binlerce bebek, çocuk, kadın yaşlı hunharca şehit edilirken ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önüne geçen sonuç alıcı bir girişimde bulunamamaktadır. İsrail terörü, taşınması, kaldırılması, hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Eğer böyle giderse, vahşet durmazsa, inanç ve insan haklarına kategorik saldırılar ısrarla devam ederse ya küresel ya da bölgesel bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır. Geldiğimiz noktada öncelikle katliamı durduracak bir ateşkes rejiminin süratle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ardından Ortadoğu’da barış ve huzuru sürdürebilir kılacak adımların süratle atılması gerekmektedir.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ortadoğu’da barış ve huzurun sürdürebilir kılınması için ‘Kudüs Paktı’ oluşturulması gerektiğini vurguladığı yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Kudüs aynı zamanda dinlerin, kültürlerin, farklı kökenlerden gelen insanların asırlarca iç içe, yan yana, huzur ve sükûnetle yaşadığı barış ve kardeşlik kentidir. Hz. Adem’den, Hz.Muhammed’e nice peygamberlerin ayak bastığı, büyük medeniyetlerin barındığı, melikler, sultanlar, komutanlar, alimler ve gönül insanlarının isimlerini toprağının her köşesine kazıdığı tarihsel mirasın medar-ı iftiharıdır Kudüs.

Kudüs’ün kalbi Mescid-i Aksa, Mescid-i Aksa’nın kalbi ise Muallak Kayasıdır. Altın kubbeli Kubbetü’s Sahra ise Kudüs’ün sembolüdür. Efendimizin Recep ayının 27. gecesi Cenab-ı Allah’ın lütfu üzerine yücelerin yücesi ilahi makamlara mucizevi yükselişinin ilk adım ve anısıdır Kudüs.

Kudüs inancımızın namusu, İslam’ın nigehbanı, dinlerin, kültürlerin ve medeniyetlerin buluşma ve kucaklaşma nirengidir. Kudüs mukaddesatımızın kemer taşı, inanç haklarımızın ebedi yadigarıdır.

Kudüs ilk kıblemiz ve ortak kaderimizdir. Mescid-i Aksa Miraç Mucizesinin kutlu yadigarıdır. Kudüs zalimlerin tasallutu altında inim inlemekte, manen feryat etmektedir. Yeryüzünün en faziletli mekanları camiler, camilerin en faziletlileri Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve kuşatılmış, hüzne boğulmuş, için için yanmış Mescid-i Aksa’dır.

7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail’in Gazze’ye yönelik katliam ve saldırıları hız kesmeden sürmektedir. ABD destekli İsrail, bir soykırıma, insanlık dramına dönüşen saldırılarına devam etmektedir.

Küresel savaş uyarısı: Binlerce bebek, çocuk, kadın yaşlı hunharca şehit edilirken ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önüne geçen sonuç alıcı bir girişimde bulunamamaktadır. İsrail terörü, taşınması, kaldırılması, hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır.

Eğer böyle giderse, vahşet durmazsa, inanç ve insan haklarına kategorik saldırılar ısrarla devam ederse ya küresel ya da bölgesel bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır. Geldiğimiz noktada öncelikle katliamı durduracak bir ateşkes rejiminin süratle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ardından Ortadoğu’da barış ve huzuru sürdürebilir kılacak adımların süratle atılması gerekmektedir.

Bölgesel ittifak çağrısı: Bu amaçla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir “Kudüs Paktı” oluşturulmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin vicdanının sesi, ileriyi gören gözüdür. Bu itibarla, bugün Gazze’yi yerle bir eden, Kudüs’te Mescid’i Aksa’yı her gün taciz eden, Batı Şeria’daki Filistinlilere huzur yüzü göstermeyen İsrail’in durdurulması hem Türk milletinin arzusu, hem de bölgenin ve dünyanın huzuru için asgari bir zarurettir.

Bütün bunlar güçlü bir bölgesel dayanışma olmadan sağlanamayacaktır. Türkiye’nin çağrıları ve çabalarına bölge devletlerinin de samimi ve olumlu cevap vermeleri gerekmektedir.

Bu kapsamda, bugüne kadar farklı şekillerde var olan Filistin veya Kudüs temelli bölgesel diyalog ve işbirliği zeminlerinin hepsini kapsayacak biçimde daha sıkı ve güçlü bir bölgesel ittifaka ihtiyaç vardır. İslam toplumlarının bir ve beraber olması gereken, tek ses, tek nefes halinde bulunması mecburiyet arz eden bugünkü insanlık döneminde, hakkımıza sahip çıkamazsak şerefimizi kaybedeceğimiz herkes tarafından iyi bilinmelidir.

Kudüs konusu, sadece Filistinlilerin sorunu olmayıp bütün Müslümanların, aynı şekilde adalet ve hakkaniyet kaygısı taşıyan herkesin sorunudur. Kudüs, küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Bu anahtar doğru kullanılmazsa tetiklenen kaos Ortadoğu’yu vurmakla kalmayacak, tüm dünyayı kasıp kavuracaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi inancımızın haysiyet ve davasını, mazlumların varlık ve yaşam haklarını sonuna kadar müdafaaya devam edecek, bu uğurda da taviz vermeyecektir. Zalimlere karşı safımız masumların yanıdır. Canilere ve insanlık dramına karşı tarafımız hakkın, hakikatin ve adaletin çizgisidir.

Türkiye, 1967 şartlarında başkenti doğu kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin derhal kurulmasının Ortadoğu’da kalıcı barış ve çözüm için tek seçenek olduğunu başından beri ileri sürmektedir. Türkiye Filistin davasının samimi savunucusudur. İktidarıyla muhalefetiyle aziz Türk milleti bu mücadeleyi sürdürmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkemizdeki huzur, refah ve istikrar ortamının devam ettirilmesinin bölgesel gelişmelerle yakından ilişkili olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin güvenlik halkasında yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasi ve ekonomik bakımdan istikrara kavuşmasına millîi güvenliğimiz açısından büyük önem atfediyoruz.

Bu çerçevede, Türkiye ile birlikte diğer İslam ülkelerinin katılımıyla oluşturulacak bir “Kudüs Paktı”nın ülkemizin güvenliği bakımından da gerekli görüyoruz. Geldiğimiz noktada bölgenin; kendi ayakları üstünde durmak, emperyalist ülkelerin çizdiği politikalara göre değil, kendi imkân ve kaynaklarını halkının geleceği için kullanma becerisini göstermek, aynı zamanda da bölge ülkelerini bir insanlık suçu olan terörün menşei ve merkezi konumu olmaktan kurtarmak, tüm bölge ülkeleri için ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Suriye’nin kaos üreten yapısına toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözüm üretilmesi bölgenin istikrarı bakımından öncelikli bir zorunluluktur. Bununla birlikte, bölgede yaşayan tüm halkların huzur ve güvenliğini sağlamak, insanca yaşamanın erdeminden nasiplerini almalarını temin etmek gibi bir insani yükümlülük de vardır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi evrensel değerlerin hiçe sayıldığı ve her gün biraz daha anlamını yitirdiği Gazze’de, İsrail’in mazlum Filistinlilere uyguladığı soykırım politikasının derhal son bulması gerekmektedir.

Tüm Dünyayı karşısına alarak katliama devam eden Netenyahu yargılanıp tutuklanmalıdır. Gazze’de gelinen nokta, 1967 şart ve sınırlarını esas alan iki devletli bir çözümün zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

O sebeple bu sorunlu coğrafyada huzur ve barışı, istikrarı ve ekonomik kalkınmayı, paylaşma ve dayanışmayı mümkün kılacak bir adıma ihtiyaç bulunmaktadır. Bölgenin bir “huzur kuşağı” olmasını mümkün kılacak “Kudüs Paktı”nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir.

Zira, bölge ülkelerinin tüm inisiyatifi eline alarak, dayanışma ve işbirliği içerisinde bölgesel sorunları çözebiliyor olması, bölgenin geleceği açısından hayati derecede önemlidir. Bu bölgenin kaos üreten yapısının derhal sona erdirilerek dünyaya refah ve istikrar ihraç eden bir yapıya kavuşturulması acil bir ihtiyaçtır. İnanıyoruz ki bu girişim, ilgili ülkelerde de karşılık bulacak, Gazze’nin, Kudüs’ün ve bölgenin makûs talihini değiştiren tarihî bir adım olacaktır.”

Paylaşın

Erdoğan’dan “Sosyal Medya” Çıkışı: Dijital Faşizmle Karşı Karşıyayız

Instagram’a getirilen erişim engeline ilişkin konuşan Erdoğan, “Sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandıklarına bizzat şahit oluyoruz, gemi azıya çekti, azgınlaştılar. Filistinli şehitlerin fotoğraflarına bile tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizmle karşı karşıyayız” dedi ve ekledi:

“Suç ve terör şebekeleri bu mecralarda istedikleri propagandayı yapıyorlar. Ama bu şirketler ellerinde her türlü imkan olduğu halde mağduriyetlerin önünü kesecek hiçbir adım atmadı. Amerika ve Avrupa’daki kurallara uyma noktasında gösterdikleri özeni, mesele Türkiye olunca bilinçli şekilde esirgiyorlar. Daha önce defalarca görüştük ancak gereken işbirliğini tesis edemedik. Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  partisinin İnsan Hakları Eğitim Programı’nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“İnsan hakları fikrinin muhafazası toplumsal barışın teminatıdır. İnsan Hakları Eğitim Programımız bu amaca hizmet edecektir. Programımızı coğrafyamızda son derece ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir dönemde icra ediyoruz. Hepimizi ürkütmesi gereken kan, savaş ve çatışma sahneleri adeta sıradan hale geldi. Bu kötü gidişatı tersine çevirecek adımlar da atılmıyor. Gerekli dersler çıkarılmıyor. Bu kayıtsızlık karşısında patlak veren her kriz bir öncekini aratıyor.

Gazze kriziyle beraber küresel sistem iflas bayrağını çekmiştir, Gazze tüm dünyada maskeleri indirmiştir. Gazze’de yaşanan soykırımı anlatmaya artık kelimeler yetmiyor. Soykırım başlayalı tan 10 ay oldu. İsrail Gazzelileri sadece bomba ve kurşunlarla öldürmüyor; aç, susuz bırakarak ölüme mahkum ediyor. Gittikçe 2,3 milyon insana karşı barbarlığın her türlüsünü sergiliyor. Normalde insanlığı ayağa kaldırması gereken bu zulüm karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çıt yok. Dünya siyaseti en sert virajlarından birini dönüyor. Uluslararası sistemde ciddi güç boşluğu var, ahlak ve vicdan kaybıyla karşı karşıyayız.

Batı, Netanyahu yönetimi daha çok çocuk öldürsün diye her türlü desteği sağlıyor, katilleri avuçları şişinceye kadar alkışlıyor. Günümüzün Hitler’i Netanyahu’nun yalanlarını ayakta alkışlayanlar, ellerine yapışan o kara lekeyi ömür boyu temizleyemeyecek. Mazlumların özellikle acıları üzerinde sevinç çığlıkları atan fukaraları tarih affetmeyecek. Antisemitik yaftası ile belki bizi susturmaya çalışacaklar. Ama haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmadık, olmayacağız. Birilerine şirin görünme peşinde değiliz. Bedeli ne kadar ağır olursa olsun hakkı tutmanın peşindeyiz.

Kim ne derse desin, soykırımcıların olması gereken yer meclis kürsüleri değil, işledikleri suçların hesabını verdikleri mahkeme salonlarıdır. Onları kırmızı halıyla karşılamak vicdansızlıktan öte basiretsizliktir.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye kardeşimizin Tahran’da katledilmesini alışlardan bağımsız göremeyiz. Bütün dünya İsrail’in ateşkese ikna edilmesini beklerken sonuç bu olmuştur. Akıl ve izan sahibi kimse böyle bir durumu normal karşılayamaz. Bundan 3,5 ay önce torunları ve çocukları şehit edilmişti. Bu sefer şehitler kervanına kendisi katıldı. Yakınları şehit oldu ama Haniye yüzündeki tebessümü hiçbir zaman kaybetmedi.

Haniye’yi tanıyan herkes onun nasıl yiğit dava adamı olduğunu çok çok iyi bilirdi. Kendisi aynı zamanda Filistin’in son seçilmiş başbakanıydı. Biz kendisinin gayretine, milletimize olan samimi muhabbetine yakinen şahittik. Biz ayın 15’inde Meclisimizde Mahmud Abbas’ı konuşturmanın gayreti içindeydik. Aynı şekilde Haniye’yi de davet etme planı içindeydik. Bazı cibiliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz bu ilgili kabul edemiyor. Yani sizden mi izin alacaktık, biz milletimizden izin aldık.

“Dijital faşizmle karşı karşıyayız”

Mesele Türkiye olunca aslan kesilen ne kadar kurum ve kuruluş varsa hepsi İsrail karşısında süt dökmüş kediye dönüyor. Gelinen noktada, sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandıklarına bizzat şahit oluyoruz, gemi azıya çekti, azgınlaştılar. Filistinli şehitlerin fotoğraflarına bile tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizmle karşı karşıyayız.

Suç ve terör şebekeleri bu mecralarda istedikleri propagandayı yapıyorlar. Ama bu şirketler ellerinde her türlü imkan olduğu halde mağduriyetlerin önünü kesecek hiçbir adım atmadı. Amerika ve Avrupa’daki kurallara uyma noktasında gösterdikleri özeni, mesele Türkiye olunca bilinçli şekilde esirgiyorlar. Daha önce defalarca görüştük ancak gereken işbirliğini tesis edemedik. Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir.

Burada başka bir mesele de Türkiye’deki muhalefetin kaypak tutumudur. Muhalefet partileri hemen ayağa kalkıyor. Sosyal medya platformlarına bir çift laf etmeyenler klavye ve ekran başına geçip Türkiye’yi Batı’ya şikayet sırasına giriyorlar. Sosyal medya platformlarının rezilliklerini eleştirmeyenler, estirdikleri faşizme laf etmeyenler, Türkiye’yi Batılılara şikayet sırasına giriyor. Özgürlükleri savunmak böyle olmaz. Bunun adı ‘ev zenciliği’dir. Batıdan çok batıcı, ev zencilerinin tek gayesi sahiplerine şirinlik yapmaktır. Bizim onlarla işimiz yok. Mücadelemizi onların sahiplerine karşı yürüttük. Bugün de kuklalarla zaman harcamıyor, işimiz asıl kukla oynatanlarla.

Yaptığımız anayasamızın el verdiği ölçüde vatandaşımızın hakkını korumaktır. Hassasiyetlerimize özen gösterirlerse mesele zaten yoluna girecektir. Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ifade hürriyetiyle, işiyle, aşıyla, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok.”

Paylaşın