MHP, 30 Belediye Başkan Adayını Daha Açıkladı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, Mart 2019’da yapılacak olan seçimlerde yarışacak 30 belediye başkan adayını daha açıkladı.

Durmaz, yaptığı yazılı açıklamada, MHP Genel Merkezi seçim komisyonunun yapmış olduğu değerlendirme ve Devlet Bahçeli’nin onayları sonucunda 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde kesinleşen belediye başkan adaylarını duyurdu.

İşte o isimler:

1- Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ebru Leman Kalkan

2- Niğde İl Belediye Başkan Adayı Hakan Er

3- Elazığ İl Belediye Başkan Adayı Bilal Çoban

4- Sivas İl Belediye Başkan Adayı Mehmet Er

5- Kırıkkale İl Belediye Başkan Adayı Serdar Yarar

6- Karaman İl Belediye Başkan Adayı Savaş Kalaycı

7- Ardahan İl Belediye Başkan Adayı Halil Kaçar

8- Adana Kozan İlçesi Belediye Başkan Adayı Nihat Atlı

9- Afyon Başmakçı İlçesi Belediye Başkan Adayı Ayhan Gönüllü

10- Afyon Bolvadin İlçesi Belediye Başkan Adayı Selahattin Kelekçi

11- Antalya Alanya İlçesi Belediye Başkan Adayı Adem Murat Yücel

12- Antalya Finike İlçesi Belediye Başkan Adayı Nail Dülgeroğlu

13- Balıkesir Balya İlçesi Belediye Başkan Adayı Osman Kılıç

14- Bartın Kurucaşile İlçesi Belediye Başkan Adayı Sinan Özekin

15- Burdur Tefenni İlçesi Belediye Başkan Adayı Ümit Alagöz

16- Ordu Fatsa İlçesi Belediye Başkan Adayı Murat Kaçak

17- Ordu İkizce İlçesi Belediye Başkan Adayı Osman Kaygı

18- Samsun Alaçam İlçesi Belediye Başkan Adayı İlyas Acar

19- İzmir Aliağa İlçesi Belediye Başkan Adayı Serkan Acar

20- Kahramanmaraş Afşin İlçesi Belediye Başkan Adayı Hikmet Böke

21- Karabük Safranbolu İlçesi Belediye Başkan Adayı Fatma Danışman

22- Karaman Ayrancı İlçesi Belediye Başkan Adayı Yüksel Büyükkarcı

23- Kayseri Özvatan İlçesi Belediye Başkan Adayı Halit Demir

24- Osmaniye Kadirli İlçesi Belediye Başkan Adayı Ömer Tarhan

25- Kırşehir Çiçekdağı İlçesi Belediye Başkan Adayı İsmail Yılmaz

26- Konya Kulu İlçesi Belediye Başkan Adayı Fatih Toklucu

27- Manisa Alaşehir İlçesi Belediye Başkan Adayı Ali Uçak

28- Çanakkale Ayvacık İlçesi Belediye Başkan Adayı Selçuk Gödek

29- Çankırı Bayramören İlçesi Belediye Başkan Adayı Halil Muratoğlu

30- Düzce Akçakoca İlçesi Belediye Başkan Adayı Okan Yanmaz

Paylaşın

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Her Yerde Kazanacağız

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Ankara İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Yerel seçimlerde birbirimize kenetlenmek zorundayız. Bu anlayışla her yeri kazanacağız” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Ankara İl Kongresi’nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu:

Konuşmasına, “Siyasi iktidarların görev ve sorumluluğu ülkenin temel sorunlarına çözüm üretmek, toplumsal talepleri karşılamaktır. Halk bu nedenle bir siyasi partiye oy verir ve onu iktidar yapar” ifadeleriyle başlayan Buldan, konuşmasının devamında özetle şu ifadeleri kullandı:

16 yıllık AKP iktidarının bu topluma verdiği nedir? Ülkeye maliyeti nedir? İçeride ve dışarıda sürekli kriz üretme, toplumu kamplaştırıp kutuplaştırma, hukuksuzluğu hukuk haline getirme, yolsuzluklarla, rantla ekonomiyi batırma, silaha, savaşa yatırım yapma AKP’nin temel görevleri arasında olmuştur. İşçinin, emekçinin, kadının ve gençlerin hakkını gasp etmek AKP’nin temel görevleri arasında olmuştur. Siyaseti tasfiye etmek, AKP’nin temel görevleri arasında olmuştur.

“Leyla Güven’in eylemini her yerde sahipleneceğiz”

Ülkenin yarı açık bir cezaevine dönüştüğü bir durumda Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven’in başlatmış olduğu açlık grevini selamladığımızı belirtmek isterim. Sevgili Leyla Güven onurlu ve kararlı bir direnişin sahibi olarak, bedenini açlık grevini yatırmıştır. Açlık grevi eylemi önemlidir. Leyla Güven’in bu eylemini her yerde sahipleneceğiz.

“Elinizi Kürtlerin yakasından çekin”

Kürt halkının kazanımlarını yok etmek, Türkiye açısından çok sıkıntılıdır. AKP iktidarına şunu söylemek isteriz. Elinizi Kürtlerin yakasından çekin, elinizi Türkiye halklarının yakasından çekin.

“AKP’ye kaybettirmek istiyorsak birlikte olmanın zamanıdır”

Ülkenin bütün toplumsal kesimlerine bir çağrı yapmak isterim. AKP’nin baskı ve zulüm politikasından kurtulmanın yolu demokrasiden, özgürlüklerden, bir arada yaşamdan geçmektedir. Bir arada yaşamdan yana olan tüm demokrasi güçlerinin ittifakından geçmektedir. Ankara ve İstanbul özellikle çok önemlidir. Eğer biz bu faşizan zihniyeti yenmek istiyorsak ve AKP’ye kaybettirmek istiyorsak birlikte olmanın, dayanışmanın, güç birliği oluşturmanın tam da zamanıdır.

Akşener’in “HDP ve AKP gizli görüşüyor” iddiası

Meral Akşener’in “HDP ve AKP gizli görüşüyor” iddiasına karşı şunu söylemek isterim. Ne gizli, ne de açık, hiçbir şekilde AKP ile görüşmemiz söz konusu değildir.

Demirtaş’ı, Yüksekdağ’ı, Baluken’i ve tüm milletvekillerimizi cezaevinde tutan bir anlayışla asla görüşmeyeceğimizi ilan etmek isteriz. Belediyelerimize kayyum atayan anlayışla, “Kürtleri yok edeceğiz” diyen anlayış ile asla görüşmeyiz.

Bizim ilkesel, asla taviz vermeyeceğimiz konuların başında bu gelmektedir. Herkesin bu konuda içi rahat olmalıdır.

“Her yeri kazanacağız”

Faşizmi hep birlikte yıkabiliriz. Kadınların geleceği, gençlerin özgür yarınları ve Türkiye halklarının kazanımları için buna ihtiyaç vardır. Yerel seçimlerde birbirimize kenetlenmek zorundayız. Bu anlayışla her yeri kazanacağız. Sadece kayyumların atandığı yerlerde değil Ankara’da da, İstanbul’da da Mersin’de de, Adana’da da AKP’yi bir tabela partisi haline getirmeyi kendimize görev biliyoruz.

Paylaşın

Başsavcılık’dan ‘Cemal Kaşıkçı’ Açıklaması

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul Konsolosluğuna girer girmez boğulduğu ve parçalanarak ortadan kaldırıldığını açıkladı.

Soruşturmanın başsavcısı İrfan Fidan, muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili Suudi Arabistan’da yürütülen soruşturmanın savcısı Suud el-Mojeb ile görüşmüştü.

Görüşmeye ilişkin açıklamada bulunan İrfan Fidan, Kaşıkç’nın öldürülmesinin planlandığını, el-Mojeb’den cesedin ortaya çıkarmasını istediğini söylemişti.

Fidan, gerçeği ortaya çıkarmak için iyi niyetli çabalarımıza rağmen, Suudi yetkililer ile yapılan toplantılardan somut bir sonuç çıkmadığını ifade etmişti.

Daha önce medyaya Kaşıkçı’nın öldürüldüğü ve parçalara ayrılarak ortadan kaldırıldığına dair sızan bilgiler son gelişme ile doğrulanmış oldu.

Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğüne ilişkin iddiaları ilk etapta reddetmiş, daha sonra Kaşıkçı’nın bir arbedede öldüğünü açıklamıştı.

(Haber Kaos)

Paylaşın

CHP’den MHP’ye ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ Eleştirisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda emeklilikte yaşa takılanlara yönelik oylama sırasında MHP’nin tavır değişikliğini Medyascope’a değerlendirdi.

Özel, emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözmek amacıyla TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada MHP’nin tavır değişikliğine ilişkin olarak, “Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözümü için önemli bir adımda MHP, U dönüşü yapmış oldu. Siyasi açıdan MHP, verdiği sözü tutmamış oldu. Bunun bedelini seçmeni ve EYT’liler arasında görecektir. Emeklilikte yaşa takılanlar, dostunu düşmanını görmüş oldu” diye konuştu.

Özel, “Yeni Meclis kompozisyonunda AKP çoğunluğunu kaybetmişti. Bir yandan da Cumhur ittifakıyla ilgili tutumlar ortadaydı. CHP olarak siyasetin gereği bir tarama yapmıştık. AKP’nin dışındaki siyasi partilerin ortaklaştığı kanunları çalıştık. İlk gözümüze çarpan ağustos ayının başında emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili 4 partinin kanun teklifi vardı. O günden beri bunu gündemde tutuyoruz. Tüm partiler de sözlerinin arkasında olduğunu söylemişlerdi. İYİ Parti’nin bir grup önerisi vardı. Mevcut Parti Meclisi toplantımızı da erken bitirerek, genel başkanımızın talimatıyla, genel başkanımız dışında genel merkezde bir tek yönetici bırakmadan neredeyse tüm milletvekillerimizle Genel Kurul’da bu önergeye destek verdik” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, şunları kaydetti:

“EYT için çalışmaya devam ediyoruz”

“Madem ki bu iş siyaset üstü bir iştir, önerge İYİ Parti’den gelmiş, bir başka partiden gelmiş diye bakılmaz. Önergenin en öne alınarak görüşmelerine hemen başlanması kabul edilmiş oldu. Büyük bir sevinç yaşandı, televizyonlar altyazı verdi. Ancak ikinci ve esas oylamada maalesef ki o iki saat içinde Milliyetçi Hareket Partisi, Grup Başkanvekili Erhan Usta’yı görevden aldı. Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözümü için önemli bir adımda MHP, milletvekillerine oy kullandırmamak suretiyle U dönüşü yapmış oldu. Siyasi açıdan MHP, verdiği sözü tutmamış oldu. Bunun bedelini seçmeni ve EYT’liler arasında görecektir. Buna bizim bir şey dememiz çok anlamlı değil. Ancak siyasi bir sonuç doğurdu. Bir grup başkanvekilinin görevden alınması çok sık rastlanılan bir şey değildir. Buna da çok üzüldük, kıymetli bir mevkidaşımızı kaybettiğimiz için. Ama biz umudumuzu kaybetmedik. Bundan sonra her adımda EYT için çalışmaya devam ediyoruz. MHP’ye de şunu söylüyoruz: Sizin öneriniz geldiğinde de ayrım yapmaksızın destekleyerek bunu kanunlaştırmak ya da bu komisyonları kurmak bizim boynumuzun borcudur. Emeklilikte yaşa takılanlar dostunu, düşmanını açıkça görmüş oldu. Beklenti yönetimi yapanların, kanun teklifimiz var diyenlerin iki saatte sözlerinden nasıl çark ettiğini hep birlikte gördük.”

Paylaşın

“Milletin Alın Teri, Faiz Yoluyla Bir Avuç Rantiyeciye Akıtılacak”

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, açıklamasında “Milletin alın teri, faiz yoluyla bir avuç rantiyeciye akıtılacak” dedi.

Basın toplantısında, açıklanan 2019 bütçe rakamlarını eleştiren Karamollaoğlu, bütçenin bir hükümetin kimliğini ortaya koyduğunu ifade ederek, işçinin, çiftçinin, memurun, esnafın ve emeklinin düşünülmediğini; yine rantiyecilerin ve faiz lobisinin kazanacağını söyledi.

TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2019 bütçesindeki rakamları değerlendiren Karamollaoğlu, “Bu tablo Osmanlı Devleti’nin çöküşünden önceki son 80 yılın özetidir. Çünkü  açık verdikçe borçlanırsınız, borçlandıkça  açık verirsiniz. Sonra bu açığı kapatmak için menkul, gayri menkul sahip olduğunuz bütün değerleri elden çıkarmak zorunda kalırsınız. İşte maalesef bu noktaya gelmiştir. Elde kalan bütün varlıkların bir bir elden çıkarılması bunun sonucudur” dedi.

Karamollaoğlu, ekonomide yaşanan sorunların borç alarak değil ancak üç yolla çözebileceğini söyledi:

1-      Kaynak bularak

2-      Bulduğunuz kaynakları tüketime değil üretime yatırarak.

3-      İsraf ve yolsuzluğu önleyerek

“Milletin alın teri, faiz yoluyla bir avuç rantiyeciye akıtılacak”

2019 bütçesindeki en dikkat çekici rakamın yine faiz ödemeleri olduğunu belirten SP Lideri, konuya ilişkin eleştirilerini şöyle sürdürdü:

2018 bütçesindeki faiz gideri 71.7milyar liraydı. Peki 2019 Bütçesindeki faiz ödemesi ne kadar? 117.3  milyar lira

Gerçekten korkunç bir tablo. Bunun bir tek anlamı var? yine milletin alın teri, emeği faiz yoluyla  bir avuç rantiyeciye aktarılacak.

Siz faize bir yılda 117 milyar lira ödeyeceksiniz, sonra kalkıp emeklilikte yaşa takılanları yük olarak göreceksiniz.

Bu ülkenin üzerindeki en büyük yük sizsiniz.  Borç almayı maharet sayan anlayışınız maalesef ülkeyi ekonomik bir felaketin eşiğine getirmiştir.

“Bu bütçe Türkiye bütçesi değil Külliye bütçesidir” 

Bütçe rakamlarının bir iktidarın kimliğini ele verdiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Bu bütçe Türkiye bütçesi değil Külliye bütçesidir. Bu bütçe üretim bütçesi değil tüketim bütçesidir. Bu bütçe kalkınma bütçesi değil oyalama bütçesidir. Bu bütçede. Emekli yoktur. Asgari ücretli yoktur. Memur, işçi, emekçi yoktur. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan esnaf ve sanatkar yoktur. Çiftçi, üretici yoktur. Aslan payı her yıl olduğu gibi bu yılda rantiyeciye, bir avuç mutlu azınlığa aktarılacaktır. Yine en çok faiz lobisi kazanacaktır. Rakamlar bunun habercisidir” dedi.

Basın açıklamasında, sözü uzatmaya gerek olmadığını belirten Karamollaoğlu, açıklanan 2019 bütçesine yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:

“Denk bütçe yapmadan faiz lobisini engelleyemezsiniz. Havuz sistemini kurmadan sömürüyü önleyemezsiniz.  Üretim ve ihracat seferberliği başlatmadan ekonomiyi düzeltemezsiniz. Her işin başına, önce ahlak ve maneviyat düsturunu koymadan haksızlığı ve ahlaksızlığı önleyemezsiniz. Şahsiyetli bir dış politikaya geçmeden  sözü dinlenir itibarlı bir devlet haline gelemezsiniz. Biz bunları deyince iktidar diyor ki: “Efendim bizde havuz sistemini kurduk, işte varlık fonu bunun için kuruldu” şeklinde serzenişte bulunuyorlar. Bizde diyoruz ki milletin istifade etmediği. Dibi delik bir havuz sistemine havuz sistemi denmez!

Genel hatlarıyla 2019 bütçesi

– 880 milyar 360 milyon lira gelir, (2018 Gelir Hedefi 821.8 Milyar TL)

– 960 milyar 976 milyon lira harcama hedefleniyor. (2018 Gider Hedefi 893 Milyar TL)

– 80 milyar 360 milyon liralık bütçe açığı var. (2018 Beklenen Bütçe Açığı 72 milyar)

Paylaşın

CHP’nin 105 Belediye Başkanı Adayı Belli Oldu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Parti Meclisi toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, 105 belediye başkan adayının belli olduğunu söyledi.

Torun, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu:

MYK ve Parti Meclisi toplantımızın ardından 105 değerli Belediye Başkanı adayımızın ismini açıklıyoruz. Bu 105 isim arasında yola devam etmek istediğimiz mevcut Belediye Başkanlarımız da var. 105 Belediye Başkanı adayımızın hepsi de örgütümüzün ve yereldeki tüm kesimlerin üzerinde mutabık oldukları isimlerdir.

Aralık ayına kadar büyükşehirlerin de aralarında olduğu adaylık sürecini netleştirmiş, adaylarımızı büyük ölçüde açıklamış olacağız. 2019 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin sayısını artırıp huzur, bereket ve refahı ülkemizin her yanına yayacağız.

Üzerinde uzlaştığımız, bütün kesimlerin ittifakıyla aday gösterilen isimleri bugün kamuoyu ile paylaşıyoruz. Biz parti olarak başından beri sandıkta, ittifakı yani halkın ittifakını savunuyoruz. Bugün açıkladığımız adaylarımızın tümü de zaten herkesin üzerinde anlaştığı, herkesin ittifakı ile ortaya çıkmış adaylardır. Ben adaylarımızı tek tek tebrik ediyor, bu zorlu süreçte kendilerine başarılar diliyorum.

Soru – Cevap

Soru– “Mevcut Belediye Başkanlarından da devam ettiklerimiz oldu” dediniz. Bunların bir sayısı var mıdır, nedir onları paylaşır mısınız?

Cevap– 35’in üzerinde.

Soru– Bundan sonra aday belirleme nasıl olacak?

Cevap– Bundan sonra aday belirleme yöntemlerimiz tabi eğilim yoklaması, anketlerle beslenecek, gene heyetler illeri ziyaret edecek, genel raporlama yapacak. Ayrıca tabi ki önseçimde olacak daha sonraki süreçte.

Soru– Efendim büyükşehirlerde Aralık ayını işaret ettiniz, önseçim mesajı da verdiniz şimdi ama Sayın Muharrem İnce’nin İstanbul’la ilgili bir önseçim çağrısı oldu “önseçim olursa aday olurum” diye. Ankara’da yine Mansur Yavaş ismi konuşuluyor. Bu iddialarla ilgili ya da bu konuşulanlarla ilgili nasıl bir değerlendirme yaparsınız?

Cevap– Aday tespit yöntemleri ve aday konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bugün burada açıkladığımız, daha önce de söylediğim gibi üzerinde uzlaşılan, hemfikir olunan adaylardı. Bundan sonra aday tespit yöntemlerimizi ve aday adaylarımızı mutlaka değerlendireceğiz.

Soru– Efendim büyükşehirler var mı belli olan?

Cevap– Hayır yok, şu anda yok. Ama önümüzdeki günlerde büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimizden de mutlaka tespit ettiklerimiz olacak. Onları da sürekli paylaşacağız belli bir periyotta.

Soru– Efendim Parti Meclisi toplantısında bu noktada biraz tartışmalı geçti deniliyor, henüz adaylık süreci tamamlanmadı, o noktada erken bir açıklama diye yorumlar da geldi bizim edindiğimiz bilgilere göre. Bunları nasıl değerlendirirsiniz?

Cevap– Tabi tekrar üstüne basarak ifade ediyorum, bu açıkladığımız adaylar tamamen uzlaşı içerisinde ve birçoğu tek aday olan yerler. O anlamda zaten süreç tamamlansa dahi farklı bir aday durumu ortaya çıkmayacak yerler. O yüzden sürenin uzamasıyla ilgili bir alakası yok.

Soru– Üç büyük il için özellikle İstanbul, Ankara, İzmir diğer partilerle seçim işbirliği yapılacak mı?

Cevap– Biz bu konudaki görüşlerimizi açıkladık arkadaşlar. Bildiğiniz gibi biz halk ittifakı, millet ittifakından bahsediyoruz, sandık ittifakından bahsediyoruz. Sonuçta tabandaki ittifaktan bahsediyoruz. Bu sürecimiz de devam ediyor.

 

Paylaşın

HDP’li Temelli: Bu Halk Ne Baş Eğecek Ne Diz Çökecek

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP’li belediyelere atanan kayyumlar üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek, “Bu halk ne baş eğecek ne diz çökecek” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, haftalık Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Temelli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Kayyumları süpürüp atacağız

Bu kayyumları bu coğrafyadan süpürüp atacağız. Ama bununla kalmayacağını fark edenler birbirlerine düştüler. Önce yerel yönetimlerde, sonra merkezi yönetimlerde hepsini süpürüp atacağız. Bunları faşizmin çöplüğüne süpürüp atacağız.

Biliyorsunuz, AKP Kürt illerinde seçim kampanyasını valilerle, savcılarla, kaymakamlarla, güvenlik güçleriyle yürütüyor. AKP’nin kampanyası böyle sürüyor. Bu zihniyetle halka yaklaştığı için de cevabını yerel seçimlerde alacak.

Ya abluka ya kayyum

Amed’de bir akşam sokaklara çıkanlar baktılar kent abluka altında. Ne oluyor, yarın Cumhurbaşkanı geliyor. Böyle geleceksen gelme, bu kadar korkuyorsan gelme. Nasıl prompterdan okuyorsun oraya da sinevizyonla git. Sen korkuyorsun diye neden bu şehir abluka altına alınıyor. Ama bunlar kayyumcu olduğu kadar ablukacı da. Lice’ye gidiyorsunuz, Bitlis’e gidiyorsunuz abluka var. Nereye gitseniz ya abluka ya kayyum var.

Bu halk bunu hak etmediği için de yanıtı çok güçlü oluyor. 40 yıldır bu yanıtı vermeye devam ediyor, 40 yıl da geçse devam edecek. Ne baş eğecek ne diz çökecek. Barış ve demokrasi mücadelesinde ayağımız zerre kadar sürtmeyecek.

Adaletsizlikte sınır tanımıyorlar

Bunlar adaletsizlikte sınır tanımıyorlar. Devam ediyorlar, kaybettiklerini, yenildiklerini anladıkça devam ediyorlar. Geçen hafta 259 muhtar görevinden alındı. Hangi muhtarlar alındı, tesadüfe bakın ki gene kayyum coğrafyasında Kürt muhtarlar görevden alındı.

İbadetimizi de eğitimimizi de, anadilimizde yapacağız

O denli ayrımcılık var ki müftülere diyor ki “Doğu’yu ve Güneydoğu’yu boş bırakmayın”. Zihniyete bak, orada imam yok mu, orada dindarlar yok mu? Var. Ama onlara bile yaklaşırken bu ayrımcılık ile yaklaşıyor. Yani onlar anadilinde ibadet etmesin. “Onların kimliklerini yok sayalım”, yani “asimilasyona devam” diyor. İşte buna karşı biz de diyoruz ki ibadetimizi de eğitimimizi de anadilimizde yapacağız, kimliklerimizle yapacağız.

Öğrenciler ant içmesin süt içsin süt!

Şimdi hiç anlamı yokken, öğrenci andı meselesi yeniden gündeme geldi. 5 yıl önce bitmiş gitmiş, kimsenin sorduğu yok, kimsenin aklına gelecek bir mesele değil. Bu toplumda Türk çocuklarımız and okumuyor diye Türk olmalarında bir zaafiyet mi oluştu. Hayır. Aslında anttan çok daha beter ırkçı söylemleri o çocukların kafasına sokmak için ders kitaplarına işlediniz. Cinsiyet ayrımcılığı, etnik ayrımcılık, inanç ayrımcılığı, her şeyi kitaplara işliyorsunuz. Fakat bu ant meselesi niye ortaya çıktı. Nedir bu mesele, tıpkı her zaman yapıldığı gibi bu ülkede milliyetçilik üzerinden siyaset yapma anlayışının bir tezahürüdür.

Yine döndü dolaştı karşımıza geldi. Öğrenciler ant içmesin süt içsin süt! Çünkü bu ülkede çocuk yoksulluğu var. Çocuklarımızın fiziksel ve mental gelişimi sorunlu. Çünkü bu ülkede uluslararası sağlık örgütünün verilerine göre çocuk gelişiminde sıkıntılar var. Bunlara kafa yoracaklarına yaptıkları bu.

Cumhur İttifakı’nın kavgası kayıkçı kavgasıdır

İktidarın harcadığı mesaiye bakın; yerel seçim pazarlıkları, Cumhur İttifakı birbiriyle pazarlığa tutuşmuş, af konusu, EYT konusu, and konusu. Bunlar üzerinden yürüyen hikaye pazarlıktır, bu kayıkçı kavgasıdır. Bu kavgaya son vermenin yolu halkın iradesine sahip çıkmak, halkın önderliğini kabul etmektir.

Emeklilikte yaşa takılmıyorsunuz, emeklilikte Saray’a takılıyorsunuz

Ekonomideki rakamlara baktığımızda işsizliğin yükseldiğini, hayat pahalılığının arttığını biliyoruz. Bu ülkede yaşayan insanlardan 80 milyonun 64 milyonu yoksulluk sınırının altında. Bir bütçe geldi, bırakın yoksulluğu azaltmayı aksine artıracak bir bütçe hazırlanmış. Emeklilikte Yaşa Takılanlar son günlerde en çok tartışılan konu. Ben buradan arkadaşlarıma sesleniyorum emeklilikte yaşa takılmıyorsunuz, emeklilikte Saray’a takılıyorsunuz. Çünkü bu bütçenin içine baktığımızda bütçesi 3 kat artmış Saray bütçesini görüyoruz. Doymuyor yetmiyor. Ahlat’ta saray, Akdeniz’de saray. Saraydan başka bir yerde yatamıyor Tüm sarayları kendisine bağlamış. Uçan sarayı da var. Bu sarayda yaşama alışkanlığının bedeli çok ağır. Bütçeye baktığınızda bunu EYT’de görmeniz, kamu emekçilerinin maaşlarında görmeniz mümkün.

Saray’a değil, savaşa değil, emekçiye bütçe

KESK çağrı yapıyor, ek zam verin diyor. Enflasyonla beraber ücretler eridi, çünkü iktidar bırakın zam vermeyi, Ocak ayı zamlarını budamak niyetinde. Buradan kamu emekçileri mücadelesinde her zaman lokomotif olmuş KESK’e selamlarımızı gönderiyoruz. Ek zammın hem emekçilere hem de emeklilere acilen yapılması gerekiyor. Enflasyon altında ezilmemeleri için, enflasyon farklarının acilen ödenmesi gerekiyor. İnsanca yaşam için gerekli ücret düzeylerine kavuşmaları gerekiyor. Saray’a değil, savaşa değil, emekçiye bütçe diyoruz. Saray ne yapıyor, bütçeden önemli bir kalemi Afrin’de ÖSO çetelerine maaş olarak gönderiyor. İdlib’deki çetelere yoluyor. Çünkü savaştan beslenen bir Saray ancak savaş bütçesi yapar.

Aday çalışmalarımız toplumsal ittifak zemininde sürecek

Bu mücadelenin önemli etaplarından biri de önümüzdeki yerel seçimler. Güçlü bir adım atacağız. Sonrasında bu rejimden, bu anlayıştan kurtulacağız. Yerel yönetim seçimlerine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Önümüzdeki günlerde aday çalışmalarına da başlayacağız.

Tüm bu aday çalışmalarımız her zaman söylediğimiz anlayışımızla yürüyecek: Toplumsal ittifak zemini ile. Türkiye’nin her yerinde demokratik anlayışımızı iktidara taşıyacak adımlar atacağız. İttifak anlayışımız güç birliği anlayışıdır.

Dayatmayla değil dayanışmayla bu seçimlere gideceğiz

Adaylarımız haklarımızın ortak adayı olmalıdır. HDP adayları olacak ama önceliğimiz tabanın ve halkımızın yol göstericiliğinde olacaktır, aday çalışmalarımızı bu zeminde hep birlikte yapacağız. Dayatmayla değil, faşizme karşı omuz omuza, dayanışmayla bu seçimlere gideceğiz. Tıpkı bundan önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de büyük bir başarıyı hayata geçireceğiz. Türkiye’nin demokrasi konusunda önünü açacak en güçlü adımı atmış olacağız.

Önümüzde yoğun bir gündem var. Ben tüm arkadaşlarımıza çalışmalarında hem yerelde hem de bu Meclis’teki çalışmalarımızda başarılar diliyorum.

Hep diyorlar ya “kırmızı çizgi, bizim kırmızı çizgilerimiz var” diye. Bizim de çizgilerimiz var. Bizim kırmızı çizgilerimiz, işçi sınıfının mücadele çizgisidir. Bizim mor çizgimiz, kadınların mücadele çizgisidir. Bizim beyaz çizgimiz halklarımızın barış çizgisidir. Bizim yeşil çizgimiz doğaya sahip çıkan çizgidir. Bizim sarı çizgimiz halklarımızın özgürlük mücadelesidir. Biz de bu çizgilere sahip çıkıyoruz, bu çizgilerimizle gökyüzüne umudun adını yazıyoruz.

Paylaşın

CHP’li Adıgüzel: Suriyeliler Kayıt Dışı Çalışmaya Devam Ediyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin çalışma koşullarını Meclis’e taşıdı. Adıgüzel, Resmi istatistiklere göre Türkiye’de 21 Eylül itibariyle 3,564,919 Suriyelinin bulunduğunu söyledi.

Adıgüzel, “Geçici koruma statüsü altındaki Suriyelilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kayıt dışı istihdam ile mücadele etmek amacıyla 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan yabancılara çalışma iznine başvuru hakkı tanınmıştı. Ancak aradan geçen 3 yıla yakın zamana rağmen Suriyelilerin büyük bir bölümü kayıt dışı şekilde ve iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan ağır sömürü koşullarında çalışmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

Adıgüzel önergede şu ifadelere yer verdi:

“Bilindiği üzere, Ocak 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik’ ile Türkiye’de bulunan Suriyelilere belirli koşullar altında çalışma izni tanınmıştı. Ancak çıkarılan yönetmeliğin kayıt dışılıkla mücadelede etkili olmadığı ortada. Suriyelilerin özellikle tarım, inşaat ve tekstil gibi sektörlerde kayıt dışı, güvencesiz, düşük ücretli ve sağlıksız koşullarda çalışmaya zorlandığı bugün bilinen bir Türkiye gerçeği. Milyonlarca Suriyeliye kapıları açmakla övünen iktidar ise, bu gerçeği görmezden gelmeye, düşük ücretli kayıt dışı istihdama göz yummaya devam ediyor.”

“250 Kişiyle Başlayan Göç Dalgası, Bugün 3,5 Milyonu Geçti”

Öte yandan, Suriyelilerin Türkiye’deki istihdam piyasasına etkisinin kayıt dışılıkla sınırlı olmadığına dikkat çeken Adıgüzel, “2011 yılında 250 kişiyle başlayan göç dalgası, bugün 3,5 milyonu geçmiş durumda. Buna ek olarak, Türkiye’de kayıt dışı bulunan Suriyelileri eklediğimizde bu sayının 4 milyona yaklaştığını görüyoruz. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 21 Eylül itibariyle, İstanbul’da 561.119, Şanlıurfa’da 468.983, Hatay’da 438.108, Gaziantep’de 399.026, Adana’da 225.220, Mersin’de 206.948 kayıtlı Suriyeli mevcut. Yalnızca Kilis’te nüfusun yüzde 93’ü Suriyeliler’den oluşuyor. Suriyelilerin Türkiye’de illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul’un ardından Güney bölgemizdeki sınır illerinin büyük bir nüfusa ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Özellikle bu illerde Suriyelilerin yerli istihdam piyasasına yönelik; ücretlerin düşmesi, yerli iş gücünün işsiz kalması gibi olumsuz etkilerine birebir şahit oluyoruz. Buna karşın iktidarın, 2011’den beri bu yana devam eden krize bir çözüm üretemediği ortadadır” dedi.

Adıgüzel soru önergesinde şu sorulara yer verdi:

-Türkiye’de kayıt dışı çalışan tahmini Suriyeli sayısı kaçtır?
– Bakanlar Kurulu’nun 11.01.2016 tarihli ve 2016/8375 sayılı kararının yürürlüğe girmesinden bugüne, kaç kişi çalışma iznine başvurmuştur? Kaç kişiye çalışma izni verilmiştir? Reddedilen çalışma izni başvurularının reddedilme gerekçeleri nelerdir?
-Verilen izinlerin, yaş, cinsiyet, eğitim, il ve mesleklere göre dağılımı nasıldır?
-Söz konusu düzenlemenin, kayıt dışılık ve emek sömürüsü ile mücadelede yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Paylaşın

CHP’li Ağbaba: OHAL Bitti, Komisyonu Kaldı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamudan ihraçlardaki mağduriyetleri gidermek için kurulan ‘OHAL Komisyonu’ hakkında açıklamada bulundu.

Ağbaba, “OHAL bitti yıkıcı etkileri devam ediyor. 4 ay sonra görev süresi dolacak OHAL Komisyonun önünde 88 bin dosya bekliyor. Her 15 kişiden 14’ünün başvurusu reddediliyor. Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur” dedi.

OHAL’in ilan edilmesinden yaklaşık 6 ay sonra 23 Ocak 2017 tarihinde kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, 22 Mayıs 2017 tarihinde dosyaları incelemeye başladı. Komisyon KHK’lerde adı geçen ve başta ihraç edilenler olmak üzere kamu çalışanlarının başvurularını incelemeyi sürdürüyor. OHAL İnceleme Komisyonun son açıkladığı verilere göre 118 bin 660 başvurudan 30 bin dosyanın incelendiği, bin 900 kişinin göreve iade edildiği, 28 bin 100 dosyanın reddedildiği, 88 bin 660 müracaatın incelenmesine devam edildiği belirtilmişti.

“OHAL komisyonunun kendisi OHAL kadar mağduriyet yaratmaktadı”

Haksız hukuksuz yere kamudan ihraç edildiklerini söyleyen yüz bini aşkın insanın hayalleri ile oynamanın kimsenin hakkı olmadığını belirten Ağbaba, “OHAL komisyonunun kendisi OHAL kadar mağduriyet yaratmaktadır. AKP Hükümeti binlerce kişinin AİHM’e başvuru yapacağını bildiği için bu komisyonu mağdurların iç hukuk yollarını tüketmesini engellemek için kurduğu bir gerçektir. Süreç uzadıkça mağduriyetler de artmakta, geri dönüşü olmayan yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur”

“OHAL bitti yıkıcı etkileri devam ediyor” diyen Ağbaba, 4 ay sonra görev süresi dolacak OHAL Komisyonun önünde 88 bin dosya bekliyor.Bu gidişle komisyonun görev süresi defalarca uzatılacak. 2 yılda her 4 dosyadan biri incelendi. Her 15 kişiden 14’ünün başvurusu reddedildi. Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur.”dedi.

“Kağnı hızında ilerleyen bu süreç…”

Ağbaba, OHAL Komisyonunun ağzından kerpetenle laf alındığını belirterek, alınan kararlar sadece başvurulan kişilere gönderiliyor. Kabul veya ret kararlarının nasıl verildiğini, hangi kriterlere göre değerlendirildiğini ne mağdurlar ne de avukatları göremiyor. Uzmanlar başvurusu reddedilenlerin önünde idari yargı, istinaf, Danıştay, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uzun bir yargı yolu olduğunu, en son ihraç edilen kişinin AİHM’ye kadar önünde en az 10 yıl olduğunu belirtiyor. Kağnı hızında ilerleyen bu süreç zaten hukuksuz olan binlerce ihraç mağdurları ve ailelerinin hukuka inançlarının yitirilmesine sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

CHP’den Enflasyon Rakamları Üzerinden İktidara Sert Eleştiriler

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, açıklanan eylül ayı enflasyon rakamları üzerinden iktidara sert eleştiriler yöneltti.

Öztrak, açıklamasında, “Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45, tüketici fiyatlarında artış yüzde 24,5 iken bu işi zabıtaya havale ederek düzeltemezsiniz. Bir an önce ekonomide kötü gidişi durduracak önlemleri almanız lazım.” dedi.

Sadece bir aylık fiyat artışının tüketici fiyatlarında yüzde 6,3 olduğunu vurgulayan Öztrak, “Sene başından bu yana gerçekleşen enflasyon ise yüzde 19,37 oldu. Yıllık tüketici enflasyonu ise yüzde 24,5 olmuş. Bütün bu rakamlar son 15 yılın istisnasız hepsi rekoru.” ifadesini kullandı.

Üretici fiyatlarında ise durumun çok daha vahim olduğunu anlatan Öztrak, üretici fiyatlarında bir aylık artışın yüzde 10,9 oranında gerçekleştiğini bildirdi.

Faik Öztrak, şöyle devam etti:

“2002’de AKP iş başına geldiğinde üretici enflasyonu yüzde 30,8’di. Hazine ve Maliye Bakanı olan damat, ‘En kötüsü geride kaldı diyor.’ Dün de kayınpederi diyordu. İkisi de ağız birliği etmiş gibi ‘en zorunu geride bıraktık’ diyor ama burada yüzde 46’lık üretici fiyat artışı, yüzde 25’lik tüketici fiyat artışı daha turpun büyüğünün heybede olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bütün bu rakamlara baktığınız zaman hep beraber şunu düşünmemiz lazım, bu fiyat artışının karşısında emeklinin, memurun, asgari ücretlinin, işçinin satın alma gücü ne oldu? Şunu açıkça ifade etmek isterim ki; bu iktidar maalesef ekonomiyi yönetemiyor.Aslında baştan itibaren yönetemedi. Dün bakıyorum Sayın Erdoğan Meclis’te çıkmış diyor ki ‘tarih bizi öyle bir noktaya getirdi ki ülkemizin kaderiyle partimizin kaderini birleştirdi. Allah korusun AK Parti’nin yıkılması Türkiye için felaket olacak.’ Bu ne demek? Partiler ülkenin hizmetindedir, hizmet ederler gelirler, giderler. Bu ülkenin kaderini bir partinin kaderine bağlamak, bu ne cürettir. Kendilerini ne sanıyorlar. Bugüne kadar ekonomiyi yönetememelerine rağmen, hukuk devletinin yıpranmasına rağmen, bugün bu ülke hala ayaktadır, yarın da öbür gün de ayakta kalacaktır.”

“Türkiye’nin sıkıntıları her gün biraz daha artacak”

Ekonominin bu noktaya gelmesinin arkasında “beka üzerinden siyaset yapmanın” geldiğini belirten Faik Öztrak, “Türkiye’nin bu beka sorunu, işin hala ciddiyetinin farkında olmayan bu kadrolardadır. Bu kadrolar değişmedikçe Türkiye’nin sıkıntıları her gün biraz daha artacaktır.” ifadesini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, “McKinsey, Türkiye’de sadece danışmanlık yapacak.” dediğini aktaran Öztrak, Albayrak’ın New York’ta yatırımcılara ise “Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. Bu ofis tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek.” dediğini ifade etti.

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı enflasyon rakamlarının olağanüstü yüksek olduğunu tekrarlayan Faik Öztrak, bu rakamların faizlerin ve hayat pahalılığın daha da artacağını gösterdiğini belirtti.

Öztrak, şunları söyledi:

“Bütün bunlar yaşanırken iktidar çıkıp bu işin sorumluları kendileri değilmiş gibi çıkıp zabıtaları, Ticaret Bakanlığını göreve davet ediyor. Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45, tüketici fiyatlarında artış yüzde 24,5 iken bu işi zabıtaya havale ederek düzeltemezsiniz. Bir an önce ekonomide kötü gidişi durduracak önlemleri almanız lazım. Bu işi aspirin tedavisi ile geçirebilmemiz mümkün değildir. Sayın Erdoğan bir önce zabıtaları elektrik kurumuna ve BOTAŞ’a göndermeli, oradaki fiyatlara müdahale etmeli. Son üç ayda iki kurum da tüketiciye ulaşan fiyatlarda yüzde 30 artış yaptı. Küresel sermayenin dibe vurduğu bir ortamda ekonomiyi yönetmeyi bilmiyorlar. Bunu bilmedikleri için de beka gibi hamasi konuların arkasına sığınıyorlar. Bir an önce gerekli önlemler alınmalıdır. Bu enflasyon rakamlarına göre milletin gelirleri ayarlanmalıdır. Bu iktidarın ekonomiyi yönetemediği bu rakamlarla açık seçik ortaya çıkmıştır. Bu konuya TBMM derhal el koymalıdır. Bütün partileri bir araya getirmek suretiyle, Türkiye’de iş yapacak, CHP’nin de bundan önce açıkladığı 13 maddelik çözüm önerilerini de dikkate alacak bir programı, bir çözümü ortaya koymak gerekiyor. Aksi takdirde bu sıkıntının altından milletimiz zor kalkacaktır.”

Açıklamalarının ardından soruları da yanıtlayan Faik Öztrak’a, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in dün McKinsey şirketiyle ilgili bir değerlendirmesi sırasında CHP’ye yönelik sözleri anımsatıldı.

Öztrak, “CHP’nin yurt dışından danışmanlık alma gibi bir ihtiyacı yoktur. CHP, sosyal demokrat parti nasıl olur, her gün bunun en iyi örneklerini ortaya koymaktadır.” dedi.

Bakan Albayrak’ın, McKinsey firmasıyla ilgili sözlerine tekrar değinen Öztrak, hükümetin uluslararası piyasada kredibilitesinin kalmadığını gördüğünü ve uluslararası tanınırlığı olan bir firmanın kredibilitesinin arkasına sığındığını ileri sürdü.

“Türkiye çok ciddi bir kriz yaşamaktadır”

Faik Öztrak, TBMM’ye yaptığı çağrının sorulması üzerine de bu görevin TBMM Başkanı’na düştüğünü belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, “Türkiye çok ciddi bir kriz yaşamaktadır. Bu krizin atlatılması için bir geniş mutabakatın, milli mutabakatın sağlanması gerekir. Ancak bu mutabakatı sağlayan bir program Türkiye’de yatırım yapacakların güvenini sağlayabilir.” dedi.

Faiz Öztrak, İşsizlik Fonu’ndan üç kamu bankasına para aktarıldığı iddialarına yönelik soru üzerine, “Burada yapılan operasyon şudur; bu bankalarda ciddi borçlar var ve geri dönmüyor ve bu nedenle bu bankalarda bir takım yeniden sermayelendirme ihtiyacı ortaya çıkmış. Benim anladığım; işsizlik fonu bu bankalara kağıt vermek suretiyle, kendi elindeki hazine kağıtlarıyla, bankanın sermaye benzer kağıtlarını değiştirmek suretiyle ortak olmuş. İddialar var ama daha ne yapıldığına ilişkin derli toplu bir açıklama yok… Şimdi bu özel kesimin borcu hazine kağıtlarıyla değişiyor, ne oluyor? Bizlerin, milletin borcu olmaya başlıyor. Bu son derece tehlikeli gidiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

Öztrak, CHP’nin HDP ile bir ittifak yapıp yapmayacağına yönelik soru üzerine de CHP’nin sürekli başka partilerle ittifak iddialarının gündeme getirilmesini anlamakta zorluk çektiğini aktardı.

Faik Öztrak, “Biz mahalli idare seçimlerinde en yüksek oyu alacak, en kaliteli hizmeti verebilecek adayları bularak herkesin oyuna talibiz. Biz, CHP kadrolarının bu büyük mutabakatı sağlayabileceğini düşünüyoruz.” dedi.

Paylaşın