Bakan Koca’dan “iş yerinde maskesini çıkaranlara” uyarı

Kişisel sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, iş yerlerinde maskenin çıkarıldığı bilgisini aldıklarını belirterek, “İşteyken, gözden uzak da değilsiniz; aldığınız riskle 83 milyonun gözü önündesiniz. Lütfen sorumlu davranın. Maskenizi çıkarmayın” dedi.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla iş yerinde maskesini çıkaranları uyardı. Koca, uyarısında şu ifadeleri kullandı:

“İş yerinde maskesini çıkaranlar olduğu bilgisini alıyoruz. Oysa risk, dışarıda olduğu gibi, iş ortamında da sürüyor. İşteyken, gözden uzak da değilsiniz; aldığınız riskle 83 milyonun gözü önündesiniz. Lütfen sorumlu davranın. Maskenizi çıkarmayın.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu’dan Gezi Parkı açıklaması: Trajikomik bir karar

İzmir’de gazetecilerin Gezi Parkı ve İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili sorularını yanıtlayan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredilen Gezi Parkı’yla ilgili, “Çok trajikomik bir karar” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, “Tekrar İstanbul halkı lehine bir karar çıkacağını umut ediyorum, davamızı başlatıyorum” dedi.

Haber Merkezi / İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’de düzenlenen “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi”ne katıldı. Zirve sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İBB Başkanı İmamoğlu, Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin Sultan Bayezid Vakfı’na devriyle ilgili soruya, şu yanıtı verdi:

“Çok trajikomik bir karar. 2008’da, yanılmıyorsam vakıflarla ilgili kanunun 30. maddesine dayanılarak yapılmış bir hamle. Ama o kanun da aslında o kadar net yazılmış ki; ‘Vakıf eliyle yapılan’ diye tarifleniyor. Geçmişte vakıf eliyle yapılan, eğer bugün İl Özel İdaresi’nde, belediyede ya da kamunun herhangi bir kurumunda mülkiyet olarak duruyorsa, bunun Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri, diye tanımlanmış kanun. Ama bunun Gezi Parkı ile uyan hiçbir tarafı yok. Bir kere Sultan Bayezid Vakfı diye bir vakıftan bahsediliyor. Bu vakfın da ne yazık ki temelinde çok sıkıntılı, sorunlu haller var.

Ama daha da önemlisi burası Gezi Parkı, kültür varlığı değil. Yani Gezi Parkı, kültür varlığı değil. Kanun, kültür varlıkları ile ilgili. Gezi Parkı’nda 100 sene önce bir Topçu Kışlası yapılmış. Ama o Topçu Kışlası, Selim zamanında yapılmış. Bayezid Han Hazretleri Vakfı ile alakalı değil. Yani, okudukça insanın gülesi geliyor. Böyle uydurma, mesnetsiz kararla İstanbul halkına ait güzel bir parkın, akşamdan sabaha bir kararla, bir yazıyla, bekler gibi hazır halde, tapuyu da Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edilmesi, İstanbulluya karşı hiçbir kural dinlemeksizin, kendi bildiğini yapmaya çalışan bir aklın sonucu. Elbette biz, mücadelemizi hukuken veriyoruz, vereceğiz. Buna bir mülkiyet davası açıyoruz.

İstanbul halkına ait, 100 senedir İBB’ye ait bir alanın, ki Bayezid Han zamanında orada park yoktu, bina yoktu, yapı yoktu… Bugün Genel Sekreter Yardımcımız güzel bir örnek verdi. Örneğin; Bayezid Camii yapılırken, vakıf onun için kurulur. Ki İstanbul’da birçok cami, birçok han, hamam böyledir. O vakfın himayesinde o cami yapılır. O cami kesinlikle, o vakıfa aittir. Ama burada böyle bir durum yok. Bildiğiniz bomboş arsa. 400 sene önce. O zaman İstanbul’da ya da bulunduğumuz İzmir’de belki de Ankara’da, el koyamayacakları yer yok, böyle bakarsak olaya. Hızlıca yasanın ışık tuttuğu şekilde, tekrar İstanbul halkı lehine bir karar çıkacağını umut ediyorum, davamızı başlatıyorum.

“Bir avuç insanın aklı olarak görüyorum”

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilen “İstanbul Sözleşmesi” ile ilgili görüşlerini soran gazeteciyi, “İstanbul Sözleşmesi ile ilgili saatlerce konuşabiliriz. Gündem yoğun. Gündemin içerisinde, hafta sonunda bizi en çok üzen konulardan bir tanesi İstanbul Sözleşmesi’nin devre dışı bırakılmasıydı. Kadını koruyan, cinsiyet eşitliğini topluma aktaran, anlatan ve bunu himayesi altına alan ve de İstanbul ile anılan uluslararası bir sözleşmenin İstanbul’da yapılıyor olması bu kadar kıymetliyken, bunu bertaraf etmeyi bir avuç insanın aklı olarak görüyorum. Bütün İstanbul, bütün Türkiye buna karşı. Bütün kadınların buna karşı bir direnç göstermesi lazım. Kadını koruyan belki de genç kız ve çocuklarımızın hayata bakışlarını, çağdaş bir ülkede yaşama direncini, sevincini artıran böyle bir sözleşmeyi bertaraf ettikten sonra bence en büyük dersi, bunu bertaraf edenlere kadınlar verecektir, diye düşünüyorum” şeklinde yanıtladı.

Paylaşın

Öztrak’tan Dolar/TL yorumu: Beceriksizliğin müellifi Erdoğan Şahsım Hükümetidir

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrası Dolar/TL kurunda yaşanan dalgalanmaya ilişkin açıklamada bulunan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Bu görülmemiş beceriksizliğin müellifi Erdoğan Şahsım Hükümetidir.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrası Dolar/TL kurunda yaşanan dalgalanmaya ilişkin açıklamada bulundu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, şu ifadeleri kullandı:

“Faizi yüzde 17’den yüzde 19’a çekip, TL’nin yüzde 10’nun üzerinde değer yitirmesine sebep olmak. Hem daha yüksek faiz, Hem daha değersiz TL ile milleti ezmek. Bu görülmemiş beceriksizliğin müellifi Erdoğan Şahsım Hükümetidir.”

Paylaşın

Kısıtlamaları ihlal eden 22 bin 810 kişiye ceza!

İçişleri Bakanlığı, 15-22 Mart tarihleri arasında yeni tip koronavirüs (Kovid 19) nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarına uymayan 22 bin 810 kişi hakkında adli/idari işlem yapıldığını duyurdu. Bakanlık, açıklamasında, “Salgınla mücadelemiz sona erip, tam normalleşme sürecine geçinceye kadar temizlik, maske ve mesafe olmak üzere diğer kurallara uymayı sürdürmeliyiz.” ifadeleri kullanıldı.

Haber Merkezi / İçişleri Bakanlığı, resmi internet sitesi üzerinden 15-22 Mart tarihleri arasında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarıyla ilgili olarak açıklama yaptı.

Bakanlık’tan yapılan açıklamada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede kontrollü normalleşme döneminde olunduğu hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

”Bu dönemde illerimiz vaka sayılarına göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek şeklinde risk gruplarına ayrılarak tedbirler bu seviye gruplarına göre belirlenmiştir. Yeni süreçte ülke genelinde hafta içi sokağa çıkma kısıtlaması 21.00-05.00 saatleri arasında devam etmektedir.

Hafta sonlarında ise; düşük ve orta risk grubunda yer alan illerimizde sokağa çıkma kısıtlaması, hafta içinde olduğu gibi 21.00-05.00 saatleri arasında,

Yüksek ve çok yüksek risk grubundaki illerimizde ise, Cuma 21.00-Cumartesi 05.00 saatleri arasıyla Cumartesi 21.00’den başlayıp Pazar günün tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00’de bitecek şekilde uygulanmaktadır.

Bu kapsamda 15-22 Mart tarihleri arasında sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal eden 22 bin 810 kişiye adli ya da idari işlem uygulanmıştır.

Salgınla mücadelemiz sona erip, tam normalleşme sürecine geçinceye kadar temizlik, maske ve mesafe olmak üzere diğer kurallara uymayı sürdürmeliyiz. Aziz milletimize; bu süreçte göstermiş olduğu sabır, fedakârlık ve anlayıştan dolayı teşekkür ediyoruz.”

Paylaşın

Marmara Denizi’nde 3.7 büyüklüğünde deprem

Kandilli Rasathanesi, Marmara Denizi’nde 3.7 şiddetinde deprem meydana geldiğini duyurdu. Deprem, Balıkesir’in Erdek ilçesinde hissedildi. Depremin ardından Erdek sakinleri kısa süreli tedirginlik yaşadı.

Haber Merkezi / Kandilli Rasathanesi verilerine göre Balıkesir’in Erdek ilçesi açıklarında, Marmara Denizi’nde 3.7 şiddetinde deprem meydana geldi.

Saat 00.33’de yerin 11 kilometre altında meydana gelen deprem Erdek ilçesinde hissedildi. Depremin ardından Erdek sakinleri kısa süreli tedirginlik yaşadı.

Paylaşın

Ayla Karaca, Kovid 19’dan hayatını kaybetti; Ayla Karaca kimdir?

Asıl adı Atina Miloharakti olan Ayla Karaca, 87 yaşında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybetti. Ayla Karaca, uzun zamandır bakım evinde kalıyordu. Karaca, Uzunçayır Rum Ortodoks Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi.

Haber Merkezi / 2004 yılında Kanal D ekranlarında yayınlanan Yabancı Damat dizisinde Eleni karakterini canlandıran Ayla Karaca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 87 yaşında hayatını kaybetti.

Asıl adı Atina Miloharakti olan Ayla Karaca, uzun zamandır bakım evinde kalıyordu. Karaca’nın cenazesi Uzunçayır Rum Ortodoks Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek.

Ayla Karaca kimdir?

Ayla Karaca (gerçek adı Atina Miloharakti; d. 20 Mayıs 1933, İstanbul – 18 Mart 2021, Balçova, İzmir), Türkiye Rumu oyuncu.

1933 yılında Kurtuluş’ta doğdu. İlk olarak 1944’te 12 yaşında Ses Tiyatrosu’nda “Kapan” adlı piyesle oyunculuğa başladı. Okuduğu bir Rumca şarkı ile tanınırlığı arttı. Muammer Karaca grubunun esas kadrosunda yer aldı. 8 ay süren bir Anadolu turnesi sırasında arkadaşlarının verdiği Ayla adı ve Muammer Karaca’dan aldığı soyadı ile “Ayla Karaca” sahne adını aldı.

1949’da ilk filmi olan “Ayşe’nin Duası”nda rol aldı. İlk evliliğini oyuncu Tevhit Bilge, ikinci evliliğini 1950’lerde görüntü yönetmeni Özen Sermet ile yaptı. Sermet ile evlendikten sonra oyunculuğu bırakarak Amerika’ya yerleşti. Üçüncü evliliği, Ulvi Alacakaptan’ın babası turizmci Ercüment Hakkı Alacakaptan ile 18 yıl sürdü. 90’lı yılların sonunda oyunculuğa döndü ve birkaç dizide rol aldı.

Paylaşın

HDP’den ‘Gergerlioğlu’ açıklaması: Yargı, talimatla hareket eden emir erine dönüşmüştür

Vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu sabah TBMM’de gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı açıklama yapan HDP, açıklamasında, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir gün önce attığı tweetleri kendisine talimat olarak gören savcılığın harekete geçmesi, Türkiye’de yargının geldiği noktayı açıkça göstermektedir”

Haber Merkezi / Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu, vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu sabah TBMM’de gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

HDP, tarafından yapılan açıklamada, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir gün önce attığı tweetleri kendisine talimat olarak gören savcılığın harekete geçmesi, Türkiye’de yargının geldiği noktayı açıkça göstermektedir. Yargı, talimatla hareket eden emir erine dönüşmüştür. Talimatla hareket eden savcılar, talimatla hareket eden hakimler ve bu talimatları veren siyasilerle beraber bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmışlardır.

Sayın Gergerlioğlu’nun yaka paça gözaltına alınmasına onay veren Mustafa Şentop, bir siyasi partinin genel başkanının talimatını aradan 24 saat geçmeden yerine getirmiştir. 83 milyonu temsil eden Meclis’in Başkanının bu tutumu, ülke demokrasisi adına utanç vericidir.” ifadeleri kullandı.

Muhalefet partilerinin alacağı tutumun büyük önem kazandığı dile getirilen açıklamada, şu görüşler paylaşıldı:

“Açık bir şekilde bu darbeyi kınamak, bunun karşısında cesurca durmak, aynı zamanda siyasi partilerin varoluş sebebidir. Tüm muhalefet bu konuda tarafını belli etmelidir. Bu tarihsel sorumluluktan hiç kimse kaçamaz. Yoksa bugün HDP’ye olanlar, yarın tüm muhalefetin başına gelecektir. Buna hiç şüpheniz olmasın. O zaman itiraz edecek kimseleri bulamayabilirsiniz.”

Paylaşın

CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan ‘erken seçim’ çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.” dedi.

Haber Merkezi / MYK’de, ‘Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır’ görüşünde birleşilirken, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için ‘idari karar’ olduğu gerekçesiyle Danıştay’a gidecek.

Cumhuriyet gazetesinden Erdem Sevgi’nin aktardığı habere göre; CHP Merkez Yönetim Kurulu ve Parti Meclisi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında basına kapalı olarak toplandı.

CHP, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için ‘idari karar’ olduğu gerekçesiyle Danıştay’a gidecek. İhtiyaç duyulan ‘taraf olma’ şartı ise partinin kadın kolları ve Türkiye’deki tüm kadın sivil toplum örgütleri ile birlikte sağlanacak.

MYK’ye bilgi veren hukukçu kurmaylar da toplantıda, yayımlanan kararın ‘Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir’ ifadesinin yer aldığı anayasanın 90/5. maddesine aykırı olduğunu anlattı. İdari hukuktaki ‘usulde paralellik’ ilkesine göre, ‘yasalar Cumhurbaşkanlığı kararı ile değiştirilemiyor’.

CHP’nin hukukçu MYK üyeleri de Erdoğan’ın kararında sözleşmeyle ilgili aldığı kararı dayandırdığı, 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin üçüncü maddesinde yer alan ifadenin de anayasaya aykırı olduğu yönünde görüş bildirdi.

Buna göre, MYK’de, ‘Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır’ görüşünde birleşildi.

Karar yok hükmünde

CHP liderinin ayrıca şu ifadeleri kullandığı bildirildi:

“Bundan sonra Türkiye’de şiddete maruz kalan, istismara uğrayan ve öldürülen tüm kadın ve çocukların birinci derecede sorumlusu Erdoğan’dır. Millet iradesini yok saymıştır, anayasa ve kanunlara aykırı davranmıştır. Bu kararı yok hükmündedir.

Cumhurbaşkanlığı bu yetkide ısrar ederse, örneğin Lozan Antlaşması’nı da iptal edebilir. Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.”

Paylaşın

HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu serbest kaldı

Sabahın erken saatlerinde gözaltına alınan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kavaklıdere Şehit Mithat Ülker Polis Merkezi Amirliğinde alınan ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 18 Mart’ta aldığı ceza TBMM Genel Kurulu’ndan okunarak düşürülen Gergerlioğlu, AYM kendisi halkında karar verene kadar TBMM’de eylem yapacağını açıklamıştı ve Genel Kurul salonunu terk etmemişti.

Haber Merkezi / Milletvekilliği 18 Mart’ta aldığı ceza TBMM Genel Kurulu’ndan okunarak düşürülen ve bunun üzerine Anayasa Mahkemesi kararını TBMM’de kalarak bekleyeceğini açıklayan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, sabahın erken saatlerinde gözaltına alındı.

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz dahil HDP’li vekiller ile polis arasında yaşanan gerginliğin ardından Gergerlioğlu, Kavaklıdere Karakolu’na götürüldü. Gergerlioğlu, ifadesinin ardından serbest bırakıldı

AA’nın aktardığına göre Gergerlioğlu, ifadesinde, milletvekilliğinin Anayasa Mahkemesi kararı beklenmeden düşürüldüğünü ifade ederek, “Milletin Meclisi’nde milletin ferdinin bulunması suçu mu uyduruldu? TBMM demokrasinin beşiği, milletin temsiliyet yeridir. Eski bir milletvekili ve bir vatandaş olarak TBMM’de bulunmamdan, açıklamalar yapmamdan daha doğal bir şey olamaz” dedi.

Gergerlioğlu, ‘terör örgütü propagandası yaptığı’ suçlamasına ilişkin görüntülerin ise kendisinin içinde bulunduğu grupla alakalı olmadığını dile getirerek, “Sahte ithamlar yanıltıcıdır” ifadesini kullandı.

Ne olmuştu?

Gergerlioğlu’nun milletvekilliği, 18 Mart’ta aldığı ceza TBMM Genel Kurulu’ndan okunarak düşürülmüştü. Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesi kendisi halkında karar verene kadar TBMM’de eylem yapacağını açıklamıştı ve Genel Kurul salonunu terk etmemişti.

​Aynı akşam HDP’ye kapatma davası açılması kararı sonrası eylemine HDP grup katında devam etme kararı almıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gergerlioğlu’nun eyleminin sona erdirilmesi ve Meclis’ten çıkarılması gerektiğini açıklamıştı.

 

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’dan ‘İstanbul Sözleşmesi’ tepkisi: Geri gelecek

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bir devlet gece yarısı kararnameleri ile yönetilemez. Bir gece yarısı kararnamesi ile 42 milyon kadının hakkı, hukuku, onların ellerinden alınamaz” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasını değerlendirdi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açıklamasında “İktidardaki zorbaya kadınlar dersini verecek. İstanbul sözleşmesi geri gelecek” dedi.

Bir devletin gece yarısı kararnameleri ile yönetilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bir gece yarısı kararnamesi ile 42 milyon kadının hakkı, hukuku, onların ellerinden alınamaz.” görüşünü aktardı. Videosunu izleyen bütün kadınlara seslendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Haklarınıza, hukukunuza sahip çıkınız. Sizin hayatınızı cehenneme döndürenlerin kimler olduğunu iyi öğreniniz. Çocuklarınızın, kız çocuklarınızın hakkına, hukukuna sahip çıkınız. Ben söz veriyorum, her zaman, her yerde, her ortamda bütün kadınların hakkına, hukukuna sahip çıkacağım. Adalet neredeyse orayı arayacağım. Adaletten yana olacağım. Sizden yana olacağım. Sizin hakkınızdan, hukukunuzdan yana olacağım. Sizin hakkınızı, hukukunuzu her yerde, her platformda sonuna kadar savunacağım, söz veriyorum.”

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın