HDP’den ‘Gergerlioğlu’ açıklaması: Yargı, talimatla hareket eden emir erine dönüşmüştür

Vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu sabah TBMM’de gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı açıklama yapan HDP, açıklamasında, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir gün önce attığı tweetleri kendisine talimat olarak gören savcılığın harekete geçmesi, Türkiye’de yargının geldiği noktayı açıkça göstermektedir”

Haber Merkezi / Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu, vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu sabah TBMM’de gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

HDP, tarafından yapılan açıklamada, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir gün önce attığı tweetleri kendisine talimat olarak gören savcılığın harekete geçmesi, Türkiye’de yargının geldiği noktayı açıkça göstermektedir. Yargı, talimatla hareket eden emir erine dönüşmüştür. Talimatla hareket eden savcılar, talimatla hareket eden hakimler ve bu talimatları veren siyasilerle beraber bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmışlardır.

Sayın Gergerlioğlu’nun yaka paça gözaltına alınmasına onay veren Mustafa Şentop, bir siyasi partinin genel başkanının talimatını aradan 24 saat geçmeden yerine getirmiştir. 83 milyonu temsil eden Meclis’in Başkanının bu tutumu, ülke demokrasisi adına utanç vericidir.” ifadeleri kullandı.

Muhalefet partilerinin alacağı tutumun büyük önem kazandığı dile getirilen açıklamada, şu görüşler paylaşıldı:

“Açık bir şekilde bu darbeyi kınamak, bunun karşısında cesurca durmak, aynı zamanda siyasi partilerin varoluş sebebidir. Tüm muhalefet bu konuda tarafını belli etmelidir. Bu tarihsel sorumluluktan hiç kimse kaçamaz. Yoksa bugün HDP’ye olanlar, yarın tüm muhalefetin başına gelecektir. Buna hiç şüpheniz olmasın. O zaman itiraz edecek kimseleri bulamayabilirsiniz.”

Paylaşın

CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan ‘erken seçim’ çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.” dedi.

Haber Merkezi / MYK’de, ‘Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır’ görüşünde birleşilirken, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için ‘idari karar’ olduğu gerekçesiyle Danıştay’a gidecek.

Cumhuriyet gazetesinden Erdem Sevgi’nin aktardığı habere göre; CHP Merkez Yönetim Kurulu ve Parti Meclisi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında basına kapalı olarak toplandı.

CHP, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için ‘idari karar’ olduğu gerekçesiyle Danıştay’a gidecek. İhtiyaç duyulan ‘taraf olma’ şartı ise partinin kadın kolları ve Türkiye’deki tüm kadın sivil toplum örgütleri ile birlikte sağlanacak.

MYK’ye bilgi veren hukukçu kurmaylar da toplantıda, yayımlanan kararın ‘Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir’ ifadesinin yer aldığı anayasanın 90/5. maddesine aykırı olduğunu anlattı. İdari hukuktaki ‘usulde paralellik’ ilkesine göre, ‘yasalar Cumhurbaşkanlığı kararı ile değiştirilemiyor’.

CHP’nin hukukçu MYK üyeleri de Erdoğan’ın kararında sözleşmeyle ilgili aldığı kararı dayandırdığı, 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin üçüncü maddesinde yer alan ifadenin de anayasaya aykırı olduğu yönünde görüş bildirdi.

Buna göre, MYK’de, ‘Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır’ görüşünde birleşildi.

Karar yok hükmünde

CHP liderinin ayrıca şu ifadeleri kullandığı bildirildi:

“Bundan sonra Türkiye’de şiddete maruz kalan, istismara uğrayan ve öldürülen tüm kadın ve çocukların birinci derecede sorumlusu Erdoğan’dır. Millet iradesini yok saymıştır, anayasa ve kanunlara aykırı davranmıştır. Bu kararı yok hükmündedir.

Cumhurbaşkanlığı bu yetkide ısrar ederse, örneğin Lozan Antlaşması’nı da iptal edebilir. Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.”

Paylaşın

HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu serbest kaldı

Sabahın erken saatlerinde gözaltına alınan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kavaklıdere Şehit Mithat Ülker Polis Merkezi Amirliğinde alınan ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 18 Mart’ta aldığı ceza TBMM Genel Kurulu’ndan okunarak düşürülen Gergerlioğlu, AYM kendisi halkında karar verene kadar TBMM’de eylem yapacağını açıklamıştı ve Genel Kurul salonunu terk etmemişti.

Haber Merkezi / Milletvekilliği 18 Mart’ta aldığı ceza TBMM Genel Kurulu’ndan okunarak düşürülen ve bunun üzerine Anayasa Mahkemesi kararını TBMM’de kalarak bekleyeceğini açıklayan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, sabahın erken saatlerinde gözaltına alındı.

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz dahil HDP’li vekiller ile polis arasında yaşanan gerginliğin ardından Gergerlioğlu, Kavaklıdere Karakolu’na götürüldü. Gergerlioğlu, ifadesinin ardından serbest bırakıldı

AA’nın aktardığına göre Gergerlioğlu, ifadesinde, milletvekilliğinin Anayasa Mahkemesi kararı beklenmeden düşürüldüğünü ifade ederek, “Milletin Meclisi’nde milletin ferdinin bulunması suçu mu uyduruldu? TBMM demokrasinin beşiği, milletin temsiliyet yeridir. Eski bir milletvekili ve bir vatandaş olarak TBMM’de bulunmamdan, açıklamalar yapmamdan daha doğal bir şey olamaz” dedi.

Gergerlioğlu, ‘terör örgütü propagandası yaptığı’ suçlamasına ilişkin görüntülerin ise kendisinin içinde bulunduğu grupla alakalı olmadığını dile getirerek, “Sahte ithamlar yanıltıcıdır” ifadesini kullandı.

Ne olmuştu?

Gergerlioğlu’nun milletvekilliği, 18 Mart’ta aldığı ceza TBMM Genel Kurulu’ndan okunarak düşürülmüştü. Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesi kendisi halkında karar verene kadar TBMM’de eylem yapacağını açıklamıştı ve Genel Kurul salonunu terk etmemişti.

​Aynı akşam HDP’ye kapatma davası açılması kararı sonrası eylemine HDP grup katında devam etme kararı almıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gergerlioğlu’nun eyleminin sona erdirilmesi ve Meclis’ten çıkarılması gerektiğini açıklamıştı.

 

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’dan ‘İstanbul Sözleşmesi’ tepkisi: Geri gelecek

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bir devlet gece yarısı kararnameleri ile yönetilemez. Bir gece yarısı kararnamesi ile 42 milyon kadının hakkı, hukuku, onların ellerinden alınamaz” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasını değerlendirdi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açıklamasında “İktidardaki zorbaya kadınlar dersini verecek. İstanbul sözleşmesi geri gelecek” dedi.

Bir devletin gece yarısı kararnameleri ile yönetilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bir gece yarısı kararnamesi ile 42 milyon kadının hakkı, hukuku, onların ellerinden alınamaz.” görüşünü aktardı. Videosunu izleyen bütün kadınlara seslendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Haklarınıza, hukukunuza sahip çıkınız. Sizin hayatınızı cehenneme döndürenlerin kimler olduğunu iyi öğreniniz. Çocuklarınızın, kız çocuklarınızın hakkına, hukukuna sahip çıkınız. Ben söz veriyorum, her zaman, her yerde, her ortamda bütün kadınların hakkına, hukukuna sahip çıkacağım. Adalet neredeyse orayı arayacağım. Adaletten yana olacağım. Sizden yana olacağım. Sizin hakkınızdan, hukukunuzdan yana olacağım. Sizin hakkınızı, hukukunuzu her yerde, her platformda sonuna kadar savunacağım, söz veriyorum.”

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener: Kadının hakkını, hukukunu çiğnetmeyeceğiz

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına sosyal medya hesabı üzerinden daha önce partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünün videosunu paylaşarak tepki gösterdi.

Haber Merkezi / Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına tepki gösteren İYİ Parti Lideri Akşener, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili daha önce partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünü sosyal medya hesabından paylaştı.

İYİ Parti Lideri Akşener, paylaştığı video ile birlikte yaptığı açıklamada,  “Hedefinde kadın olan bu kirli zihniyeti besleyip, #İstanbulSözleşmesi’ni de bahane gösteren acizler bilsin ki; Kadının hakkını, hukukunu çiğnetmeyeceğiz! Bu ucube sistem değişecek, #İstanbulSözleşmesi yeniden yaşatacak!” ifadelerini kullandı.

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın

Çeşme açıklarında 3.5 büyüklüğünde deprem

İzmir’in Çeşme ilçesi açıklarında 3.5 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyuran Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini bildirdi.

Haber Kaos / AFAD, İzmir’in Çeşme ilçesinin açıklarında deprem olduğunu duyurdu. Saat 19:15’te meydana gelen depremin derinliğinin 7.85 kilometre olduğu aktaran AFAD, depremin büyüklüğünü ise 3.5 olarak açıkladı.

AFAD, daha sonra yaptığı açıklamada ise Akdeniz’de Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında saat 01.50’de 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. AFAD’dan konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Akdeniz’de Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında saat 01.50’de 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Paylaşın

Marmaris açıklarında 4,6 büyüklüğünde deprem

Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyuran Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), İzmir’in Çeşme ilçesi açıklarında 3.5 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini bildirdi.

Haber Merkezi / AFAD, Akdeniz’de Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında saat 01.50’de 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. AFAD’dan konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Akdeniz’de Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında saat 01.50’de 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

AFAD, daha önce yaptığı açıklamada ise İzmir’in Çeşme ilçesinin açıklarında saat 19:15’te 3.5 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini duyurdu. AFAD, açıklamasında, depremin derinliğinin 7.85 kilometre olduğu aktardı.

Paylaşın

Şevval Sam’dan ‘İstanbul Sözleşmesi’ tepkisi: Herkes dövüş sporlarına yazılsın

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösteren sanatçı Şevval Sam, Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını “Haydi herkes dövüş sporlarına yazılsın! Ortaçağ’a dönüyoruz” dedi.

Haber Merkezi / Türkiye’nin bilinen ismiyle ‘İstanbul Sözleşmesi’ olan ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden, Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmesine sosyal medya hesabından tepki gösteren sanatçı Şevval Sam, “Haydi herkes dövüş sporlarına yazılsın! Ortaçağ’a dönüyoruz. Orman kanunları geçerli artık” dedi.

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın

TÜSİAD’dan ‘İstanbul Sözleşmesi’ açıklaması

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına ilişkin açıklama yapan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), açıklamasında, “İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kadına yönelik her türlü şiddeti besleyen çarpık zihniyeti cesaretlendirir. Çağrımız; kadına yönelik şiddeti sonlandırma yolunda atılmış hiçbir adımdan taviz verilmemesidir.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye’nin çekilme kararı aldığı İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

“İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kadına yönelik her türlü şiddeti besleyen çarpık zihniyeti cesaretlendirir. Çağrımız; kadına yönelik şiddeti sonlandırma yolunda atılmış hiçbir adımdan taviz verilmemesidir.” ifadelerinin yer aldığı yazılı açıklama şu şekilde;

“Türkiye’nin, tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesi, kadına yönelik her türlü şiddeti besleyen çarpık zihniyeti cesaretlendirir. Devletin şiddete karşı sürdürdüğü mücadelesini ise kolaylaştırmadığı gibi telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurur.

Kadına yönelik her erkek şiddeti vakası, İstanbul Sözleşmesi’nin eksikliğini vicdanlara hatırlatacaktır. 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi, şiddetle mücadelenin en önemli dayanaklarıdır.

Geçtiğimiz yıl İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesi tartışmaları gündeme geldiğinde, toplumun pek çok farklı kesimi Sözleşme’ye sahip çıkmış, siyaset alanında da ortak vicdan harekete geçmişti.

Zira; hangi görüşe bağlı olursa olsun, tüm siyasi partilerin ve toplum kesimlerinin şiddete karşı birleşmesi insani bir sorumluluktur.

İstanbul Sözleşmesi, yapılan karalama ve çarpıtmaların aksine, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele için, kim olursa olsun şiddet mağdurunu korumak için vardır. İnsan haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi, siyaset alanının mücadelelerine konu edilmemelidir.

Unutulmamalıdır ki; kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. İstanbul Sözleşmesi aynı zamanda dayanağını insan haklarından alan uluslararası bir taahhüttür. Üzülerek görmekteyiz ki bugün alınan karar, uluslararası kamuoyu nezdinde de ülkemizin insan hakları açısından itibarını zedelemektedir.

Çağrımız; kadına yönelik şiddeti sonlandırma yolunda atılmış hiçbir adımdan taviz verilmemesidir.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararının geniş kamuoyu vicdanına kulak verilerek yeniden değerlendirilmesi, şiddetle mücadelede sıfır tolerans anlayışının en büyük göstergesi olacaktır.”

Paylaşın

Mansur Yavaş’tan ‘İstanbul Sözleşmesi’ paylaşımı

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına sosyal medya hesabı üzerinden tepki gösteren Mansur Yavaş, ”Ankara’da kadınlarla yan yana yürümeye, adil ve eşit yarınları beraber inşa etmeye devam edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından sosyal medya hesabından açıklama bulundu.

Mansur Yavaş, açıklamasında, ”Eşitlik, adalet ve vicdana dair ne varsa yaşatmak en büyük sorumluluğumuzdur. Ankara’da kadınlarla yan yana yürümeye, adil ve eşit yarınları beraber inşa etmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararda şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”

İstanbul Sözleşmesi

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

Paylaşın