HDP’li Buldan’dan Parti Teşkilatlarına ‘Erken Seçim’ Talimatı

Partisinin İstanbul Esenyurt’ta düzenlediği bir etkinlikte konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Seçim 2023’te değil, çok yakın zamanda önümüze çıkacak bir durumdur. Şimdiden söylüyorum, bütün il ve ilçe teşkilatlarımız erken seçime hazır olsun” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Konuşmasının devamında, “AKP’yi iktidardan göndermeye hazır olsun. Bu ülkeyi, barışı, demokrasiyi ve özgürlükleri getirmeye hazır olsun, hazırlıklı olsun. Daha da büyüyeceğiz daha da gelişeceğiz bu ülkenin halkına barışı demokrasiyi ve özgürlükleri hep birlikte armağan edeceğiz” diyen Pervin Buldan, açıklamalarına özetle şunları söyledi;

“9 yıl önce bugün HDP kurulduğu zaman belli ilkelerle kuruldu. “Türkiye’ye adaleti, barışı, özgürlükleri getireceğiz” diyerek yola çıktık ve hala aynı noktadayız ve hala aynı umudu taşıyoruz. Bu 9 yıllık süreç içerisinde bu ülkeye demokrasiyi adaleti ve barışı ama aynı zamanda özgürlükleri getirmek için büyük bir mücadele verdiğimizi ifade etmek isterim.

Biz yola çıktığımızda HDP’nin kuruluş tarihinde bu ülkeye barışı getireceğiz dediğimiz zaman “bu da nereden çıktı hayal ve rüya görüyorlar” demişlerdi. Biz “bu ülkeye demokrasiyi, özgürlükleri getireceğiz” dediğimizde “Onlar hayal kurmaya, rüya görmeye devam etsinler” dediler.

Ama biz halkımızın bu hayalini gerçekleştirmek için ödenmesi gereken bir bedel varsa ödemeye hazırız. Çünkü bu ülkenin adalete ve demokrasiye ihtiyacı var. Bu ülkenin barışa ve özgürlüklere ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bugün bu ülkeyi yönetenlerin baskıyla, zorla, şiddetle, engellemelerle ve kumpasla bizi yolumuzdan çevirmek isteyenlere cevabımız direnmektir, mücadele etmektir.

HDP’ye bin bir türlü tuzak kurdular, HDP’nin seçilmişlerini tutuklayıp cezaevine gönderdiler. HDP’nin seçilmişlerini görevden alıp yerlerine kayyım atadılar. Sokaklarda, meydanlarda, alanlarda yolumuzu kesmeye çalıştılar. Ve bizim bir araya gelerek yaşamın neresinde olursa olsun, nerede olursa olsun, nerede bir ezilen, bir mazlum, bir yok sayılan varsa, ötekileştirilen varsa HDP onun yanında olmaya çalıştı.

AKP hükümeti her türlü baskı ve engelleme ile bunun önüne geçmeye çalıştı. Biz dinlemedik. Önümüze çıkan bütün barikatları eze eze, yıka yıka halkımızla birlikte olmaya çalıştık. Fabrikalarda, tarlalarda, alanlarda, sokaklarda, meydanlarda kim ezilmişse, kim yok sayılmışsa, kim ötekileştirilmişse, kim zulme uğramışsa, faşizme uğramışsa işte biz onun yanında olduk, onun yanında olmaya devam edeceğiz.

“Bu ülkede yok sayılan bütün kimliklerin inançların partisidir”

HDP bir Türkiye partisidir. Hem Kürtlerin hem Türklerin, Alevilerin, Çerkezlerin, Arapların bu ülkede yok sayılan bütün kimliklerin inançların partisidir. HDP aynı zamanda bir kadın partisidir. Gençlerin partisidir, çocukların partisidir. İşte bizi biz yapan bizi var eden bu gerçekler ortada durduğu sürece AKP’nin bütün baskıları, şiddet politikaları bize vız gelir tırıs gider. Her türlü barikatı da aşarız her türlü engeli de aşarız.

Sevgili kadınlar zulme uğrayan, yok sayılan şiddete ve baskıya maruz kalan, her gün öldürülen, katledilen ve tecavüze uğrayan, cinsel tacize uğrayan bütün kadınların sesi olmaya çalışan HDP aynı zamanda bir kadın partisidir. Çünkü biz biliyoruz ki HDP’yi HDP yapan kadın mücadelesi, kadınların verdiği emek, ödediği bedeldir.

Bu ülkede kadınların birlikteliği ile kadınların örgütlü mücadelesi ile HDP daha da büyüyecektir. HDP şimdiden olduğundan daha büyük ve görkemli yaş günlerini kutlayacaktır. Biz bu ülkede bütün gençlerin de geleceğe güvenle bakmasını sağlayan bir partiyiz aynı zamanda.

“HDP, halklara umut vadediyor”

Biz biliyoruz ki bu ülkede gençleri açlıkla yoksullukla işsizlikle baş başa bırakan bir AKP hükümeti var. Gençler artık geleceklerine umutla  bakmıyor, bakamıyor. Gençler artık yaşamını Türkiye’de idame etmek istemiyor. Başka yerlerde yaşam bulmaya çalışıyor.

Biz diyoruz ki HDP bir dahaki seçimlerde bu ülkeyi yönetmeye aday bir parti olarak sizlere gelecek ve umut vadediyor ve geleceğinizi umudunuzu HDP’yle birlikte var etmeye çalışacağız. Bize inanın, bize güvenin sevgili gençler, sevgili kadınlar. Biz bu ülkede AKP zulmü başta olmak üzere Kürt halkının yok sayılan bütün kimliklerin verdiği bütün mücadelelerin yanında olmaya devam edeceğiz.

Biz biliyoruz ki HDP’nin verdiği bu büyük mücadeleye Türkiye halkları büyük bir destek veriyor. Bu büyük destekle birlikte HDP daha da büyüdü gelişti. On binlerdik baskı uyguladılar, “yok edeceğiz” dediler biz daha da büyüdük yüz binler olduk. Yüzbinlerdik baskı uyguladılar, şiddet uyguladılar, “bitireceğiz, kapatacağız” dediler biz milyonlar olduk. Şimdi milyonları kapatacağız diyorlar. Kapatma davası açtılar. Bir kumpas davası açtılar. HDP kapatma davasının önüne Türkiye halklarının direngen gücüyle set öreceğiz ve HDP’nin kapatılmasına asla izin vermeyeceğiz.

“AKP’yi göndermeye, bu ülkeye barış ve demokrasi getirmeye hazır olsun”

HDP kapatılacak bir parti değil. Bugün Türkiye halklarına en büyük cesareti, en büyük umudu veren bir parti olan HDP’yi kapatmak hiç de kolay değil. Bugün bu ülkeyi yönetenlere bir kez daha sesleniyoruz. Bu kumpas davalarınızla, yalan olan davalarınızla Türkiye halklarının önünde engel olmaktan çıkın. Biz gün sayıyoruz, önümüze gelecek sandıkla birlikte AKP’yi iktidardan düşürmenin demokratik bir yönetim inşa etmenin yol ve yöntemlerini elbette arayıp bulacağız.

Bunun fırsatı yapılacak olan bir seçimdir. Seçim 2023’te değil, çok yakın zamanda önümüze çıkacak bir durumdur. Şimdiden söylüyorum, bütün il ve ilçe teşkilatlarımız erken seçime hazır olsun. AKP’yi iktidardan göndermeye hazır olsun. Bu ülkeyi, barışı, demokrasiyi ve özgürlükleri getirmeye hazır olsun, hazırlıklı olsun. Daha da büyüyeceğiz daha da gelişeceğiz bu ülkenin halkına barışı demokrasiyi ve özgürlükleri hep birlikte armağan edeceğiz.”

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Vaka Sayısı 30 Binin Üzerinde

Kovid 19’da son 24 saatte 30 bin 694 yeni vaka tespit edilirken, 181 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Yılgınlık bize zarar verir. Aşısı bulunmuş bir bulaşıcı hastalıkla mücadele ettiğimizi unutmayın.” dedi.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 363 bin 536 test yapılırken, 30 bin 694 yeni vaka tespit edildi. 181 kişi hayatını kaybederken, 25 bin 513 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan açıklama

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Yılgınlık bize zarar verir. Aşısı bulunmuş bir bulaşıcı hastalıkla mücadele ettiğimizi unutmayın. Biraz zamana ve tam doz aşılanma oranının artmasına ihtiyacımız var. Bu gerçek yeterince büyük bir moral kaynağıdır. Salgınlara yol açan birçok hastalık yaygın aşıyla ortadan kalktı” ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı 14 Ekim Perşembe gününe ait verilere göre, 30 bin 709 vaka tespit edilirken, 203 kişi yaşamını yitirmişti. 362 bin 217 test yapılmış ve 26 bin 461 kişi iyileşmişti.

Bakan Koca, verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Günlük vaka sayımız bir süredir 30 binin üzerinde seyrediyor. Şartlar göz önünde bulundurulursa, daha da yükselmesi ihtimali var. Maskenin gerekli olduğu ortamları biliyoruz, maskeyi hayatımızdan çıkarmayalım. Sosyal mesafe kuralına dikkat edelim. Aşılarımızı mutlaka olalı” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘Merkez Bankası’ Çağrısı

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nu ziyaret eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının önemine dikkat çekerek, “Buradan Erdoğan’a açık ve net çağrı yapıyorum. Lütfen Merkez Bankası’nın kurumsal kimliğine saygı göster ve Merkez Bankası’nın, ‘faiz yükselir mi, faiz düşer mi’ bu konuda kararı sen değil, kararı liyakatli kişiler versinler” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Açıklamasının devamında, zam yağmuru arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi bizim açımızdan da, sokaktaki vatandaş açısından da, sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini, “Son 45 günde Türk lirası, dolar karşısında yüzde 10 değer kaybetti. Bu rakam ciddi bir rakam. 45 günde Türk lirasının büyük değer kaybetmesi fiyat istikrarının olmadığını gösteriyor. Ve bunun yansımaları sokaktaki insana gelecek. Sokaktaki insan bunun yansımalarından büyük ölçüde etkilenecek. Esnafından tutun taşeron işçisine kadar veya işsizlere kadar mutfağı büyük ölçüde etkileyecek bu” şeklinde sürdürdü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu’na, görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

“Sıcak siyasetin Merkez Bankası’na müdahale etmesini asla istemedik ve istemiyoruz da”

“Burası bağımsız bir kurum. Fiyat istikrarından sorumlu olan bir kurum. Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli. Sıcak siyasetin Merkez Bankası’na müdahale etmesini asla istemedik ve istemiyoruz da. Bu düşüncemizi sayın başkana da ifade ettik” sözleriyle açıklamasına başlayan Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı;

“Ayrıca Merkez Bankası’nın yetkilerinin kararnamelerle alınıp, başka bir kuruma verilmesini de doğru olmadığını, özellikle fiyat istikrar komitesine vurgu yaparak da ifade ettik. Merkez Bankası’nın iyi bir kültürü var. Cumhuriyet tarihi boyunca bu kültürü adım adım oluşturmuş vaziyette. Bu kültürün yok olmamasını istedik.

İyi bir kadrosu var. Kadrosunun korunması gerektiğini istedik. Bu konuda da elimizden gelen her türlü yardımı da yapabileceğimizi de ifade ettik, Merkez Bankası’nın kimliğinin, kişiliğinin korunması açısından…

Zam yağmuru arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi bizim açımızdan da, sokaktaki vatandaş açısından da, sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik.

Son 45 günde Türk lirası, dolar karşısında yüzde 10 değer kaybetti. Bu rakam ciddi bir rakam. 45 günde Türk lirasının büyük değer kaybetmesi fiyat istikrarının olmadığını gösteriyor. Ve bunun yansımaları sokaktaki insana gelecek. Sokaktaki insan bunun yansımalarından büyük ölçüde etkilenecek. Esnafından tutun taşeron işçisine kadar veya işsizlere kadar mutfağı büyük ölçüde etkileyecek bu.

Gördüğümüz tablo şudur, bugüne kadar hep vatandaşın ağzında bir lokma vardı, lokmayı almaya çalışıyordu mevcut hükümet, şimdi mutfağındaki tencereyi de almaya çalışıyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreç bir zam yağmuru olarak vatandaşın önüne gelecek. Bu konudaki bütün duyarlılıklarımızı, hassasiyetimizi bir şekliyle ifade ettik. Bunu da ifade etmek zorundaydık zaten.

Dövizin sürekli Türk lirası karşısında yükselmesi ya da Türk lirasının değer kaybetmesinin endişelerini de ifade ettik. Çünkü önümüzdeki kış zam yağmuru gelecek. Elektrikten, akaryakıttan, doğalgazda ‘Kara Kış’ olmayabilir ama fakirin fukaranın hakkını hukukunu korumak açısından, onların pahalı elektrik, pahalı doğalgazla karşılaşmamaları açısından en azından bütçelerine belli zaman dilimleri içerisinde katkıda bulunmak için bir fonun oluşturulması gerektiğini ifade ettim. Bu fon mutlaka olmalı, aksi halde bu kış vatandaşlar için çok kötü olacak.

“Merkez Bankası’nın kurumsal kimliğine saygı göster”

Merkez Bankası’na müdahale eden kişinin Erdoğan olduğunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz, Mısır’daki sağır sultan da biliyor. ‘Faiz oranları düşsün’ ya da ‘faiz oranları şu seviyeye insin’ diye ilk bilgiyi veren kişinin veya bu konuda talimat verdiğini söyleyen kişinin Erdoğan olduğunu biliyoruz.

Buradan Erdoğan’a açık ve net çağrı yapıyorum. Lütfen Merkez Bankası’nın kurumsal kimliğine saygı göster ve Merkez Bankası’nın, ‘faiz yükselir mi, faiz düşer mi’ bu konuda kararı sen değil, kararı liyakatli kişiler versin. Eğer onlar bu kararı verebilirlerse o zaman dünyada pek çok finans kuruluşu da doğal olarak Merkez Bankası’na saygı gösterecektir.”

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’a Zor Soru: Uçan Türkiye Masallarını Anlatabilir misin?

İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, esnafı ziyaretleri kapsamında Tokat’ın Zile İlçesi’ndeydi. Akşener, burada çevresinde toplanan vatandaşlara seslendi. Daha sonra vatandaşların sorunlarını dinleyen Akşener, o anların videosunu sosyal medya hesabından paylaştı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı etiketleyen İyi Parti Lideri Akşener, “Geleceğine dair bir parça umut bırakmadığın gençlerimizin gönlündeki yaraya, gözündeki yaşa iyi bak. Gelip burada da türkü söyleyebilir misin? Uçan Türkiye masallarını Turhal’daki kardeşlerime de anlatabilir misin?” diye sordu.

“Bu Harami Düzeni Birlikte Değiştireceğiz”

Akşener, Zile’de yaptığı konuşmasına, “21 aydır, ilçe ilçe esnaf geziyorum ben. Bu dükkanların içine girdiğimde iktidar partisini yermiyorum, kendi partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum. Elbette oylarınıza talibiz ” cümleleriyle başlayan Akşener, “Seçim zamanı geleceğiz o dükkanlara ama, seçim dışında özne o esnafın kendisi. O esnaf dükkanlarında dinlediğim dertler, müşteri olarak bulunan işsiz gençlerin anneleri, gübre alamayan, ilaç alamayan eli nasırlı çiftçinin göz yaşları, gençlerimizin umutsuzluğu, tencere kaynatmakta zorlanan kadınların derdi, siftah yapamayan esnaflar, bütün bu dertlerle hemdert olup; bunun içine hiç siyasi çıkarı koymadan, kamuoyu gündemine getirmekle kendimizi bir görevli saydık” dedi.

Konuşmasına, “21 aydır sizden öğrendiklerimizi, Meclis gündemine getirdik. Sizlerin derdine, bizi yönetenlerin dikkatini çekmeye çalıştık. Üstüne pandemi geldi. Sizden öğrendiklerimizi öneri olarak, çözüm olarak sunduk. Bir kısmı yapıldı, bir kısmı yapılmadı. ‘Aman milletimiz feci bir duruma geçsin de biz işin başına geçelim’ diye bir dakika düşünmedik. Yeter ki milletimizin refahı, ferahı olsun; yeter ki çözümler milletimize ulaşsın, fark etmez dedik; çözüm önerileri sunduk” cümleleriyle devam eden İYİ Parti Lideri Akşener, açıklamalarını şöyle sürdürdü;

“Uzun bir zamandır, Türkiye’de ‘o’culuk, bu’culuk’ üzerinden çok rahat oy alınıyor. Gözünün üstünde kaşın var, niye var. Vatandaşın vatandaşın karşısına, komşunun komşunun karşısına dikildiği bir siyasi dili hep birlikte reddediyoruz.

Esnaf gezme nedenim, esnaf için müşteri velinimettir. Ey değerli milletim, velinimet olmaktan çıktın. Seçmen velinimettir. Seçmen, siyasiye vekalet verir; birine der ki seni iktidar ettim, yönet, hizmet et. Muhalefete der ki sen de benim avukatım ol, eksikleri gör, gündeme getir, yol göster. Günün sonunda, bir dahaki seçimde, muhalefet görevini yapmışsa, iktidar olur. İktidar, görevini iyi yapmışsa devam ettirir. Ve ama karar sizsiniz. Türkiye’de seçmen, velinimet olmaktan çıktı. Siz asılsınız, siz asilsiniz, vekil size emreder oldu. İşte buna dur demek için geziyoruz. Tam 21 aydır geziyoruz.

Hepimiz, ben de dahil bütün siyasetçiler, karşınızda hazır ola geçinceye kadar da bu gezilerin, bu beraberce seçmeni, milletimizi velinimet yapma kararlılığımız sürecek. Siyasetçinin, hizmet üzerinden rekabet yapmasını sağlayacaksınız.

“Ayıptır, günahtır, haramdır”

Senin oğlun işsizken; biraz önce hanımefendi bayıldı, üç çocuğu da üniversite mezunu, kocası çocukları üniversitede okutabilmek için kaza geçirip parmakları gitmiş. Hepsi beraber, çalışa çalışa elleri nasırlı… Sinir krizi geçirip, baygınlık geçirdi, bir anne. Ama beş maaşlı, 10 maaşlı danışmanlar var Saray’da, ayıptır ayıptır, günahtır, haramdır.

“Birlikte başaracağız”

Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz. Bu meydana ben geldiysem, Meclis’te grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak buradaysam, karşısında hazır oldaysam, bütün ağaları, bütün muhteremleri buraya getireceksiniz. Gelmeyene de oy yok, diyeceksiniz. Hepsi karşınızda hazır ola geçecek. Bunu yapmak, esnafın kalkınması için lazım. Bunu yapmak üreticinin, çiftçinin, besicinin; üretenin gözle görülmesi için lazım. Birlikte başaracağız.

Kendiliğinden oluşan bu kalabalıklar, çoğalıyor. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Milletimiz, kararını Türkiye için, milletimizin geleceği için, çocuklarının geleceği için, haksızlıklara dur demek için şekillendirecek. Birlikte çözeceğiz, birlikte… Birlikte bu harami düzeni, sandıkta demokrasi ile yıkacağız inşallah.”

Paylaşın

Hukukun Üstünlüğü Endeksi: Türkiye 117. Sıraya Geriledi

2020 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 128 ülke arasından 107’inci sırada olan Türkiye, 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde ise 139 ülke arasından 117’inci sırada kendine yer buldu. Türkiye bir yıl için 10 sıra birden geriledi.

Haber Merkezi / The World Justice Project’in (WJP) hazırladığı 2021 Hukukun Üstünlüğü Endesi (Rule of Law Index) verileri yayımlandı.

WJP’nin hazırladığı 2021 endeksinde hukukun üstünlüğü, devlet yetkililerin üzerinde kısıtlamalar, yolsuzlukla mücadele, şeffaflık, temel haklar, kişilerin can ve mal güvenliği, hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanması ve vatandaşların adalete erişebilirliği başlıkları ele alındı.

Türkiye, 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 139 ülke arasında 117’inci sırada yer alırken, geçen yıl 128 ülke arasından 107’inci sıradaydı. Türkiye yolsuzlukla mücadele konusunda ise 134 ülke arasında 69’uncu sırada yer aldı.

Raporda Türkiye, gelir grubuna göre ülke sınıflandırmalarına bakıldığında ise orta üst gelir grubundaki 40 ülke arasında 38’inci sırada yer aldı. Türkiye, adalete erişebilirlikte 113’üncü sırada; ceza hukukundaysa 103’üncü sırada kendisine yer bulabildi.

Şeffaflıkta, Afganistan’ın hemen üstünde yer alarak 107’inci sırada olan Türkiye, temel haklar konusunda 133’üncü sırada yer aldı. Devlet yetkilileri üzerindeki kısıtlamalar, gücünün sınırlandırılması konusunda ise Türkiye 139 ülke arasından 134’üncü sırada kendisine yer bulabildi.

Hukukun üstünlüğünde ilk 10’da Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Lüksemburg, Avusturya ve İrlanda yer aldı.

Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde son 10 sırasında ise, Bolivya, Pakistan, Nikaragua, Haiti, Moritanya, Afganistan, Kamerun, Mısır, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kamboçya ve Venezuela yer aldı.

Paylaşın

CHP’li Açıkel’den Bakan Bilgin’e ‘Beyin Göçü’ Tepkisi

CHP Milletvekili Fethi Açıkel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. ‘Türkiye’den kaçmak istiyorlar’ diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi.

Haber Merkezi / AK Parti iktidarının rantçı bir azınlığı önceleyen ve dışa bağımlılığı arttıran ekonomi yönetimi ve özgür düşünce iklimini boğan, liyakatsizliği yücelten uygulamaları nedeniyle gençlerin yurt dışına çalışmak için gitmek zorunda bırakıldığını söyleyen CHP’li Açıkel’in açıklaması şu şekilde:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi haline gelen beyin göçü sorununa dair talihsiz değerlendirmesi, AKP iktidarının yarattığı sorunları inkar etme ve gençleri sorumlu gibi gösterme politikasının son örneğidir. Beyin göçü ve nitelikli işgücü kaybı sorunu, TÜİK verilerine dahi yansımış ve verilere göre 2016’da 69 bin 400 kişi olan yurtdışına giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısı 2018’de yaklaşık 137 bin kişi olmuş yani 2 yılda ülkeyi terk eden kişi sayısında %97 artış yaşanmıştır. 2019’da Türkiye’den en çok göçün yaşandığı yaş grubu ise 25-29 arası gençlerden oluşmaktadır.

20-34 yaş arasında olup ülkemizden göçen gençlerin sayısında ise son 4 yılda %70 artış yaşanmıştır. Beyin göçünün resmi verilere de net şekilde yansıdığı, liselerden mezun olan öğrencilerimizin dahi yüksek öğrenim için yurtdışına gitmeyi tercih ettiği bir dönemde, yurt dışına giden gençlerin amacının ‘dünyayı tanımak’ olduğunu söylemek; çaresizce yurtdışına çıkan gençlerimizi ve ailelerini anlamaktan çok uzaktır. Üstün yetenekli gençleri yurtdışına kaçırtan Erdoğan zihniyeti, maalesef hala mevcut durumun vahametini inkar ve gençleri suçlama eğilimi içindedir.

“Genç işsizliğin rekor kırdığı Türkiye’de beyin göçü kaçınılmaz sonuç”

Genç işsizliğinin astronomik seviyelere ulaştığı, eğitimli ya da eğitimsiz milyonlarca gencimizin ‘ev genci’durumuna düştüğü, sarayın liyakatsiz ve kayırmacı zihniyetinin hakim olduğu Türkiye’de, gençlerimiz hayallerini yurt dışında aramak zorunda bırakılıyor. Tüm imkanlarını, çocuklarının iyi bir eğitim alması için kullanan aileler ise çocukları işsiz kalınca yıllardır yaptıkları maddi birikimlerini feda ederek, çocuklarının yurt dışına gitmesini sağlamaya çalışıyor. AKP iktidarının eğitim ile istihdam arasındaki bağı koparan politikaları nedeniyle Türkiye’de iş bulamayan gençlerimiz, özgürlük iklimini boğan ve liyakat kriterlerini aşındıran insan kaynakları politikaları nedeniyle de vasıflı iş gücümüz çareyi yurtdışında aramaktadır.

“Saray ve atama bakanları ise gençlerimizin ve ailelerinin bu talebini görmezden geliyor”

Bakan Vedat Bilgin, gençlerimizin neden yurtdışına gitmek istediğini anlamak istiyorsa; en azından kendi bakanlığına bağlı Türkiye İş Kurumu’na işe yerleştirilmek için başvuran doktora ve yüksek lisans mezunu işsiz gençlerimizle görüşebilir. Gençlerimiz aldıkları eğitime uygun olarak işe girmek, hayatlarını özgür ve verimli olarak kendi ülkelerinde çalışarak geçirmek istiyor. Saray ve atama bakanları ise gençlerimizin ve ailelerinin bu talebini görmezden geliyor.

CHP, vasıflı iş gücümüzün dışarıya kaçmasına, yüksek teknoloji alanında istihdamı arttırarak ve ulusal düzeyde yüksek yetenek inşasını hızlandırarak son verecektir. Ulusal kalkınmamız için yüksek yetenekli insan kaynaklarımızın korunması, stratejik planlama anlayışının yeniden yerleştirilmesi ile mümkün olacaktır. CHP iktidarında, gençler özgür düşünce ve yaratıcılık iklimine kavuşacak, istihdam atılımı gerçekleştirilecek ve gençler işsizlik çıkmazından kurtarılacak, plansız eğitim politikalarına son verilerek, eğitim ve istihdam arasındaki bağlantı yeniden inşa edilecektir. Etkin ve kapsamlı politikalar neticesinde, gençlerimizin hayalleri için yurtdışına çıkmasına gerek kalmayacaktır. CHP iktidarında, gençlerimiz ve vasıflı iş gücümüz sadece dünyayı tanımak için ya da kendileri tercih ettiği için yurtdışına çıkacaktır.”

Paylaşın

Meteoroloji’den Bir Çok İl İçin Sağanak Yağış Uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), aralarında İzmir, Aydın, Muğla, Edirne, Çanakkale ve  Van’ında bulunduğu bir çok il için sağanak yağış uyarısında bulundu. MGM, sağanak yağışın etkili olacağı yerlerdeki vatandaşlara olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalı çağrısı da yaptı.

Haber Merkezi / MGM, tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülkemizin kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Kıyı Ege, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu, Uşak, Denizli, Van çevreleri ile Kütahya’nın batı ilçelerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Edirne, Çanakkale, İzmir, Aydın ve Muğla çevrelerinde kuvvetli, İzmir’in güney ve batı ilçeleri ile Aydın’ın kıyı kesimlerinde yerel olarak çok kuvvetli ve şiddetli olması bekleniyor.

Hava sıcaklığının kuzey, iç ve doğu kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin edilirken, rüzgarın ise, genellikle güney ve doğu yönlerden, Marmara ve Karadeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Güney Ege kıyılarında güney ve güneydoğu yönlerden kuvvetli olarak (40-60 km/saat) esmesi bekleniyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yağışların, Edirne, Çanakkale, İzmir, Aydın ve Muğla çevrelerinde kuvvetli, İzmir’in güney ve batı ilçeleri ile Aydın’ın kıyı kesimlerinde yerel olarak çok kuvvetli ve şiddetli olması beklendiğinden yaşanabilecek ani sel, su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı, yağış anında kuvvetli rüzgar ve hortum oluşma riski gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği bilgisine de açıklamasında yer verdi.

Bölgelerimizde hava durumu ise şöyle;

Marmara Bölgesi

Parçalı ve çok bulutlu, Trakya kesimi ve Çanakkale çevreleri ile zamanla bölgenin batısının sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Edirne ve Çanakkale çevrelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.

Ege ve Akdeniz Bölgesi

Ege Bölgesi’nin parçalı ve çok bulutlu, Kıyı Ege, Denizli ve Uşak çevreleri ile Kütahya’nın batı ilçelerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; İzmir, Aydın ve Muğla çevrelerinde kuvvetli, İzmir’in güney ve batı ilçeleri ile Aydın’ın kıyı kesimlerinde yerel olarak çok kuvvetli ve şiddetli olması bekleniyor. Rüzgarın; Güney Ege kıyılarında güney ve güneydoğu yönlerden kuvvetli olarak (40-60 km/saat) esmesi beklenirken, Akdeniz Bölgesi’nin az bulutlu ve açık, batısının parçalı ve yer yer çok bulutlu geçeceği tahmin ediliyor.

İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi

İç Anadolu Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin edilirken, Batı Karadeniz’in arçalı ve az bulutlu geçeceği bekleniyor. Orta ve Doğu Karadeniz’in ise, parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor.

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu, kuzey ve doğusunun çok bulutlu, sabah saatlerinde Ardahan, Kars, Erzurum, Ağrı, Iğdır ve Van çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin edilirken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin az bulutlu ve açık geçeceği bekleniyor.

Paylaşın

Babacan: Türk Lirası Pul Oldu, Bu Mudur Millilik?

Partisinin Kozan ilçe binasının açılışında konuşan DEVA Partisi Lideri Babacan, iktidara yerlilik millilik söylemleri üzerinden yüklenerek, “Türk liramız, milli paramız pul oldu. Bu mudur yerlilik, millilik? Yerli diyorsanız, milli diyorsanız bunun hakkını verin. Ya da kusura bakmayın o kelimeleri hiç ağzınıza almayın” dedi.

Haber Merkezi / DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Adana’da partisinin Kozan ilçe binasının açılışında konuştu. Gündemin öne çıkan başlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, özetle şu ifadeleri kullandı:

“İktidar bugüne kadar, ‘Nasıl olsa benim bir alternatifim yok’ diyordu. Bunun rahatlığıyla hareket ediyordu. Sayın Erdoğan, artık biz varız. Artık DEVA kadroları var. Artık halkımız sahipsiz değil, alternatifsiz değil, çaresiz değil. Kısır politikaları, eskimiş söylemleri geride bırakıp, özgürlük ve zenginlik için mücadele edecek bir kadro var artık.

Daha iki gün önce Sayın Erdoğan çıktı televizyona iki kelime etti, dolar 9 lirayı geçti. Daha dün gece Merkez Bankası yönetiminde yine iki üç kişiyi aldı, iki üç kişiyi attı. Dolar daha da arttı. Ne yapsa olmuyor. Varlık Fonu diye bir şey kurdu. Şu anda bu fon tam 65 milyar TL borca batmış durumda. Yetmedi bir de bu fonu yurt dışından bir milyar 250 milyon avro borçlandırdılar.

İlk defa bir cumhurbaşkanı kendi kendini bir göreve atadı. ‘Ben cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı Varlık Fonu Başkanı olarak görevlendirdim’ dedi. Hiç getir götürle uğraşma, nasıl Varlık Fonu’nun başına kendini görevlendirdiysen Merkez Bankası’nın başkanı olarak da kendini görevlendir. Şu işi bitir. Yazık bu insanlara. Zaten senin talimatının dışında bir iş yapmıyor bunlar.

“Kur ve faiz ancak güvenle düşer”

Sayın Erdoğan 2018’de Haziran seçimlerinde ‘Bana oy verin enflasyon da faiz de nasıl düşürülür göstereceğim’ diyordu. Üç yıl üç ay oldu. Bu süre içerisinde hem faiz arttı hem kur arttı hem de enflasyon arttı. Düşen bir şey yok. Talimatla faiz düşmez. Talimatla dövizin kuru düşmez. Dövizin kuru da faiz de ancak güvenle düşer. Siz güveni oluşturacaksınız. Güveni oluşturacaksınız ki bu ülkeni vatandaşları çok üretsin. Güveni oluşturacaksınız ki bu ülkenin sanayicisi çok üretsin. Güveni oluşturacaksınız ki bu ülkenin vatandaşları sermayesini, birikimini Türkiye’ye getirsin. Güven demek bolluk demek. Bolluk demek fiyatların düşmesi demek. Bolluk demek döviz kurunun düşmesi demek.

Merkez Bankası’nda tertemiz, dürüst, işi bilen arkadaşlarımız işin başındayken, faiz yüzde 6-7 iken onları vatana ihanetle suçladı. Onları meydanlarda yuhalattı. Sayın Erdoğan’a soruyorum. Enflasyon yüzde 8-9 iken faizler yüzde 6-7 iken bu vatanı satmaktır derken; şu anda TÜİK’in açıkladığı yüzde 19 TÜFE yüzde 45 ÜFE, yüzde 18 Merkez Bankası faizine nasıl bir tanım getirecek? Kendisi söylesin.

“Türk lirası pul oldu, bu mudur millîlik?”

Hükûmet yerliliği ve milliliği ağzından hiç düşürmüyor. Bu ülke en temel tarım ürünlerini ithal etmek zorunda kalıyor. Bizim çiftçimiz üretmekten vazgeçiyor. Hani yerlilik hani millilik? Bu ülkenin gençleri kendi hayatlarını başka ülkelerde kurmak istiyor. Gençlerin kaçmak istediği ülke yerli, milli dediğiniz politikaların sonucunda bu hale düştü. Türk liramız, millî paramız pul oldu. Bu mudur yerlilik, millilik? Yerli diyorsanız, milli diyorsanız bunun hakkını verin. Ya da kusura bakmayın o kelimeleri hiç ağzınıza almayın.

Adını sanını duymadığınız para birimleri, Türk lirasından daha kıymetli oldu. Bulgarlar levaları bozdurup bozdurup harcıyorlar. Bir leva, dünyanın parası ediyor. Bizim kendi vatandaşımızın, emeklimizin, asgari ücretlimizin aldığı maaş daha bankamatikten çekilip de eve gidene kadar eriyor artık. Satın alma gücü düşüyor. Ne yazık ki artık çalışanın emeği bu ülkede para etmiyor.

Halkla aralarında artık kocaman bir duvar var. Eskiden her fırsatta ‘millî irade’ diyenler, o millî iradenin gündeminden iyice kopup uzaklaştılar. İş bilmez adımlarla ülkemizi çıkmaz yollara, sokaklara soktular. Sayın Erdoğan’a sorsanız, her şey gayet iyi gidiyor. Kendisini bir uydurulmuş gerçeklik odasına hapsetti. Biz doğruları söylediğimizde de inkâr ediyor. Hiç merak etmesin, bu millet kendisine sırtını dönenle, kendisiyle arasına duvarlar inşa edenle yola devam etmez. Bu millet, kendisine sırtını dönenleri müsait bir yerde indirir. İlk seçimlerde de zaten olacağı budur.”

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Bakan Koca’dan Uyarı

Kovid 19’da son 24 saatte 30 bin 709 yeni vaka tespit edilirken, 203 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Maskenin gerekli olduğu ortamları biliyoruz, maskeyi hayatımızdan çıkarmayalım. Sosyal mesafe kuralına dikkat edelim. Aşılarımızı mutlaka olalı” dedi.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 362 bin 217 test yapılırken, 30 bin 709 yeni vaka tespit edildi. 26 bin 461 kişi de sağlığına kavuşurken, 203 kişi hayatını kaybetti.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, güncel verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Günlük vaka sayımız bir süredir 30 binin üzerinde seyrediyor. Şartlar göz önünde bulundurulursa, daha da yükselmesi ihtimali var. Maskenin gerekli olduğu ortamları biliyoruz, maskeyi hayatımızdan çıkarmayalım. Sosyal mesafe kuralına dikkat edelim. Aşılarımızı mutlaka olalı” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın 13 Ekim verilerine göre, 361 bin 164 test yapılmış, 31 bin 248 vaka tespit edilmişti. 236 kişi hayatını kaybederken, 30 bin 331 kişi sağlığına kavuşmuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 13 Ekim verilerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “31.248 kişinin Covid-19 testi pozitif. Bu sayı büyük olasılıkla önümüzdeki günlerde vefat sayılarına yansıyacak. Bazı kişiler hastalığı ağır geçirecek, yoğun bakıma ihtiyaç duyacak. Tam doz aşının bunları büyük oranda önlediğini biliyoruz. Tedbirlerin sonuç verdiğine tanığız” demişti.

Paylaşın

Akşener: Bu Harami Düzeni Birlikte Değiştireceğiz

Tokat’ın Zile İlçesi’nde halka seslenen İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasında, “Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz. Bu meydana ben geldiysem, Meclis’te grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak buradaysam, karşısında hazır olduysam, bütün ağaları, bütün muhteremleri buraya getireceksiniz. Gelmeyene de oy yok, diyeceksiniz. Hepsi karşınızda hazır ola geçecek” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, esnafı ziyaretleri kapsamında Tokat’ın Zile İlçesi’ndeydi. Akşener, burada çevresinde toplanan vatandaşlara seslendi.

Konuşmasına, “21 aydır, ilçe ilçe esnaf geziyorum ben. Bu dükkanların içine girdiğimde iktidar partisini yermiyorum, kendi partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum. Elbette oylarınıza talibiz ” cümleleriyle başlayan Akşener, “Seçim zamanı geleceğiz o dükkanlara ama, seçim dışında özne o esnafın kendisi. O esnaf dükkanlarında dinlediğim dertler, müşteri olarak bulunan işsiz gençlerin anneleri, gübre alamayan, ilaç alamayan eli nasırlı çiftçinin göz yaşları, gençlerimizin umutsuzluğu, tencere kaynatmakta zorlanan kadınların derdi, siftah yapamayan esnaflar, bütün bu dertlerle hemdert olup; bunun içine hiç siyasi çıkarı koymadan, kamuoyu gündemine getirmekle kendimizi bir görevli saydık” dedi.

Konuşmasına, “21 aydır sizden öğrendiklerimizi, Meclis gündemine getirdik. Sizlerin derdine, bizi yönetenlerin dikkatini çekmeye çalıştık. Üstüne pandemi geldi. Sizden öğrendiklerimizi öneri olarak, çözüm olarak sunduk. Bir kısmı yapıldı, bir kısmı yapılmadı. ‘Aman milletimiz feci bir duruma geçsin de biz işin başına geçelim’ diye bir dakika düşünmedik. Yeter ki milletimizin refahı, ferahı olsun; yeter ki çözümler milletimize ulaşsın, fark etmez dedik; çözüm önerileri sunduk” cümleleriyle devam eden İYİ Parti Lideri Akşener, açıklamalarını şöyle sürdürdü;

“Uzun bir zamandır, Türkiye’de ‘o’culuk, bu’culuk’ üzerinden çok rahat oy alınıyor. Gözünün üstünde kaşın var, niye var. Vatandaşın vatandaşın karşısına, komşunun komşunun karşısına dikildiği bir siyasi dili hep birlikte reddediyoruz.

Esnaf gezme nedenim, esnaf için müşteri velinimettir. Ey değerli milletim, velinimet olmaktan çıktın. Seçmen velinimettir. Seçmen, siyasiye vekalet verir; birine der ki seni iktidar ettim, yönet, hizmet et. Muhalefete der ki sen de benim avukatım ol, eksikleri gör, gündeme getir, yol göster. Günün sonunda, bir dahaki seçimde, muhalefet görevini yapmışsa, iktidar olur. İktidar, görevini iyi yapmışsa devam ettirir. Ve ama karar sizsiniz. Türkiye’de seçmen, velinimet olmaktan çıktı. Siz asılsınız, siz asilsiniz, vekil size emreder oldu. İşte buna dur demek için geziyoruz. Tam 21 aydır geziyoruz.

Hepimiz, ben de dahil bütün siyasetçiler, karşınızda hazır ola geçinceye kadar da bu gezilerin, bu beraberce seçmeni, milletimizi velinimet yapma kararlılığımız sürecek. Siyasetçinin, hizmet üzerinden rekabet yapmasını sağlayacaksınız.

“Ayıptır, günahtır, haramdır”

Senin oğlun işsizken; biraz önce hanımefendi bayıldı, üç çocuğu da üniversite mezunu, kocası çocukları üniversitede okutabilmek için kaza geçirip parmakları gitmiş. Hepsi beraber, çalışa çalışa elleri nasırlı… Sinir krizi geçirip, baygınlık geçirdi, bir anne. Ama beş maaşlı, 10 maaşlı danışmanlar var Saray’da, ayıptır ayıptır, günahtır, haramdır.

“Birlikte başaracağız”

Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz. Bu meydana ben geldiysem, Meclis’te grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak buradaysam, karşısında hazır oldaysam, bütün ağaları, bütün muhteremleri buraya getireceksiniz. Gelmeyene de oy yok, diyeceksiniz. Hepsi karşınızda hazır ola geçecek. Bunu yapmak, esnafın kalkınması için lazım. Bunu yapmak üreticinin, çiftçinin, besicinin; üretenin gözle görülmesi için lazım. Birlikte başaracağız.

Kendiliğinden oluşan bu kalabalıklar, çoğalıyor. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Milletimiz, kararını Türkiye için, milletimizin geleceği için, çocuklarının geleceği için, haksızlıklara dur demek için şekillendirecek. Birlikte çözeceğiz, birlikte… Birlikte bu harami düzeni, sandıkta demokrasi ile yıkacağız inşallah.”

Paylaşın