Özel’den Erdoğan’a “Teşekkür” Yanıtı: Anlamamışsın

Özgür Özel, Erdoğan’ın “Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle desteklediği için Özel’e buradan teşekkür ediyorum. CHP’nin Özel’in başkanlığında kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum” sözlerine verdiği yanıtta, “Beni milyonlar anladı bir sen anlayamamışsın” dedi.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da katıldığı “Emek Örgütleri Buluşması”nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısında kendisine teşekkür etmesine yanıt verdi. Özel Erdoğan’ın kendisini yanlış anladığını söyleyerek “Ben çözümün adresi olarak Meclis’in gösterilmesinden yanayım” dedi:

“Milyonlar anladı bir sen anlayamamışsın. Teşekkür önemli ama bir meseleyi bir kişininin özgürlüğü ile özdeşleştirmek sorunu görmeyen bir önermedir. Ben Meclis’i adres gösteriyorum. Sen Bahçeli ile birlikte Öcalan’a Meclis’i adres gösteriyorsun. Bir kişiyi aktörleştirip bana teşekkür ederseniz, Öcalan odaklı bu durumu sürdüreceğinizi gösterir. Bu demokratik değil, doğru da değil. Biz Meclis’in merkez olduğu şeffaf adil bir süreçten yanayım. Kabalık etmeyeceğim her teşekkürüm bir değeri vardır. Ama bu teşekkür yanlış bir zemindedir.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Özgür Özel’e de takdirlerini ilettiğini söyledi: “Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle desteklediği için Özel’e buradan teşekkür ediyorum. CHP’nin Özel’in başkanlığında kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.”

Özel’den “Ahmet Özer” tepkisi

Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınmasına yönelik açıklamalarda bulundu. “Belediyeye kapıyı kırarak girdiler. Avukatıyla bile görüştürmediler” diyen Özel, yaşananlara şu sözlerle tepki gösterdi:

“Neymiş, Öcalan’la çözüm sürecine yönelik bilim adamlarından oluşan heyetle ilgili görüşme yapılmış. Devlet Bahçeli’nin ‘Çıkaralım kürsüden konuşsun’ dediği süreçte bunlarla suçlanıyor Ahmet Hoca. İki Esenyurt’ludan biri oy vermiş. Türkiye’nin en büyük ilçesi. Bir dezenformasyon yayıyorlar. Ahmet Özer’e verilen temiz kağıdı var elimde. Burada diyor ki, adli sicil kaydı yoktur.

Esenyurt’lu soruyor: ‘Belediye başkanı seçeceğim, kimler içinden çekebilirim, mahsurlu olan birisi varsa seçmeyeyim’ diyor. Sen daha 6 ay önce ‘Seçebilirsin’ demişsin. Bugünkü basın bülteninde ’10 yıldır takibimizdeydi’ diyor. Zaten bunlara mahkeme karar verecek de, yaratılmaya çalışılan algıya bak. Burada aynı adliyenin kaşesi var, amblemi var. Teröristse seçemezsin zaten. ‘Mahsuru yok’ diyorsun, 10 gündür de Devlet Bahçeli o söylediğiniz görüşmelerin acaba dediğiniz kişinin ta kendisinin ‘umut hakkı’ndan bahsediyor. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz. Gerçekten anlamak mümkün değil.”

CHP lideri, Ahmet Özer hakkındaki soruşturmayı yürüten savcıya da dikkat çekerek, şunları söyledi: “İzni kim veriyor? Başsavcı. Başsavcı kim? Akın Gürlek. Düne kadar bakan yardımcısıydı. Kimin başı vurulacaksa Akın Gürlek (İstanbul Başsavcısı) orada. Seyyar giyotin gibi. Şimdi İstanbul’da. O piyonu, o seyyar giyotini oradan alın. Kendilerini nasıl yönetmesi gerektiğini Esenyurt halkı mı karar verecek Akın Gürlek mi?”

Paylaşın

Bakırhan’dan Erdoğan’a Yanıt: Kimse Bize Rota Çizmesin

Partisinin grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Erdoğan’ın MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan” çağrısına ilişkin sözlerine yanıt verdi:

“Sayın Erdoğan’ın ne düşündüğünü biz de merak ediyorduk. Tarihi bir sınavla yüz yüzesiniz. Bugün söylediğiniz sözleri önemli buluyoruz. Adım atma sorumluluğu Cumhurbaşkanı olarak sizdedir. Sizden önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir sayfada yer alın. DEM Parti olarak söylediğimiz, yazdığımızı çarpıtmasın. Bizim elimiz müzakere için hazırdır. Yumruklarımız sıkılı değildir. Bunun için bu Meclis çatısı altında değiliz. Ama kimse bize rota çizmesin, tehdit, hakaret etmesin.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında konuştu. Bakırhan’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Halkın iradesiyle seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer bugün gözaltına alındı. Özer, Kent uzlaşısıyla seçilmişti. Ahmet Özer demokratik toplumcu bir belediyeciliği hayata geçirdiği için rahatsız olmuşlar. Bunu defalarca gördük, yeter artık. Bu oyunları bırakın, bu yanlıştan dönün, halkın iradesine saygı gösterin, Ahmet Özer’i de derhal serbest bırakın. Herkesin çekinmeden, birlikte konuştuğu bir sürece ihtiyaç var.

Türkiye’nin demokratik geleceği için intikam duygusundan artık vazgeçilmelidir. Halkları yok sayan ve kutuplaştırarak geçmiş Türkiye Yüzyılına karşı çözüm ne inkar ne de geçiştirme siyasetidir. Sahici çözüm yolları bulmak yeni yüzyılda hepimizin görevidir. Farklılıkları zenginlik sayan demokratik bir ulusun inşasına ihtiyaç var. Sayın Cumhurbaşkanı da kardeşleştiğimiz bir zemin yaratalım diyor, bunun bugün koşulu var.

Başta iktidar partisi olmak üzere Türkiye’deki tüm partiler bunu dile getiriyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile taçlanmış bir devletten yanayız. Ahmet Özer’in uyduruk gerekçelerle gözaltına alınması çözüm değil. Demokratik bir Cumhuriyet demokratik bir anayasa ile olur.

Tek tipçi anlayışı terk etmek zorundayız. Kadınlardan, gençlerden, emekten, yerel demokrasiden yana, gizlisi saklısı olmayan bir devletten bahsediyoruz. İstikrarsızlaşan Türkiye, Ortadoğu kardeşliğine kapılabilir. Dün fırtına ekenler bugün rüzgar biçiyor. Kürtler ne istiyor deyip duruyorlar. Kürtler ne istediğini bin bir defa açıkladı. Kürtler yüzyıldır ellerinden alınan kimlik ve iradelerini istiyorlar.

Bundan anlaşılmayacak bir şey yok. Kürtler eşit yurttaşlık, onurlu bir barış istiyor. Kürtler artık boş laf değil, anayasal güvence istiyor. Birinci yüzyıl Kürt inkarı üzerine kuruldu. Madem imkanı var ikinci yüzyıl barış saati olsun. Bunun için de tekçi, buyurgan, tehdit eden siyasi dili terk etmek gerekiyor. Biz hiçbir zaman tehdit eden, karşısındakini yok sayan bir dil kullanmıyoruz. Hem çözümün zemini var diyorsanız, kullandığınız dilin de buna uygun olması gerekir.

Barış deyince hemen bir taviz olarak değerlendiriliyor. Barış bir zaaf değil, cesaret ve zarafettir. Büyük bir cesaretle barışın konuşulmasını istiyoruz. Biz de Kürtlerin ve Türklerin birbirini sevmesinin farz olduğuna inanıyoruz ama esas farz birbirinin hakkına, hukukuna girmemektir. Erdoğan da grup toplantısında söyledi; hiçbir zaman olmadığı kadar bunu zemini var dedi. Buyurun o zaman barışı hep beraber inşa edelim. Bütün siyasi parti ve öznelere düşen göre, tarihin doğru tarafında yer almaktır.

Dervişoğlu gibi düşünenlere de sesleniyorum; oy için barış ihtimaline pusu kurmayın. Kürt’ün mutlu olmadığı bir ülkede kimse mutlu olamaz. 3-5 y gelip geçicidir. Önemli olan çocuklarımıza bırakacağımız barış içinde bir ülkedir. Bu ülkeye yazık etmeyin, barışa katkı sunun. Kürt yok deyince Kürt yok olmuyor. Bu ülkede 50 milyon Kürt yaşıyor. Buyurun siz çözüm önerinizi söyleyin. Bu sorunu nasıl çözeceksiniz.

“Kimse bize rota çizmesin”

Barışın tartışıldığı bir dönemde 44 aydır görüş yapılmayan Abdullah Öcalan, milletvekilimiz Ömer Öcalan ile bir görüşme yaptı. Sadece bu görüşme bile umut yarattı. Ancak gelen ilk mesaj tecridin devam ettiği idi. Sizin de muhatap olarak gördüğünüz Öcalan’ın üzerindeki tecridi kaldırın, özgür çalışma koşullarını yaratın. Öcalan ‘varsanız, ben varım, hazırım’ diyor. Bunu bizden iyi iktidar biliyor. Tarihi bir çağrı var, bunu değerlendirelim. Biz de çatışma ve şiddetten hukuki ve siyasi zemine geçilmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız. Gelin zorun rolünü kaldıralım, diyalog ve müzakerenin önünü açalım. Devlet aklı gerçekten barışa hazır mı, bir planı, programı var mı? Bunu görmek istiyoruz.

Sayın Erdoğan’ın ne düşündüğünü biz de merak ediyorduk. Tarihi bir sınavla yüz yüzesiniz. Bugün söylediğiniz sözleri önemli buluyoruz. Adım atma sorumluluğu Cumhurbaşkanı olarak sizdedir. Sizden önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir sayfada yer alın. DEM Parti olarak söylediğimiz, yazdığımızı çarpıtmasın. Bizim elimiz müzakere için hazırdır. Yumruklarımız sıkılı değildir. Bunun için bu Meclis çatısı altında değiliz. Ama kimse bize rota çizmesin, tehdit, hakaret etmesin.”

Paylaşın

Çözüm Süreci Tartışmaları: Erdoğan’dan “Çağrımız Bölücü Terör Örgütüne Değil” Açıklaması

Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yeni çözüm süreci tartışmalarına değinen Erdoğan, “Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur” dedi ve ekledi:

“Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini tutan patronlarına kendilerini ispat etmekten başka bir şey değildir. TUSAŞ’a yapılan saldırı göstermiştir ki teröristin anlayacağı tek dil terörle tavizsiz mücadeledir. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Türkiye’nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de, AK Parti grubu ve halk adına selam ve şükranlarını ifade ettiğini söyledi: “Devlet Bey, feraset ve tecrübesiyle, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe not düşen ve istikamet çizen bir liderdir. Kendisi vatan sevgisinin, millet sevgisinin, en önemlisi de cumhuriyetçiliğin ne olduğunu en çarpıcı şekilde ifade etmiştir. Son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar tarihi fırsat çerçevesini görmekte ve heyecanlanmaktadır.”

Erdoğan konuşmasında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de takdirlerini ilettiğini söyledi: “Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle desteklediği için Özel’e buradan teşekkür ediyorum. CHP’nin Özel’in başkanlığında kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim’de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşması çağrısı yapmıştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de “Terörün bitmesine, annelerin gözyaşının silinmesine tam destek vereceklerini” söyleyerek, “Kürtlere tam olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum” demişti.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“Dün Cumhuriyetimizin 101’inci kuruluş yıldönümüydü. Cumhuriyet Bayramı’nı hep beraber coşkuyla kutladık. Dış misyonlarımıza gelerek veya mesaj göndererek bayram sevincimizi paylaşan herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Milli Mücadele’nin şehit ve gazilerini tarihimiz boyunca vatan savunmasında kahramanca çarpışan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla yad ediyorum.

Geçen hafta Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından biri olan TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki tesislerine yönelik alçakça terör saldırısı oldu. Şehit düşen kardeşlerimize rahmet diliyor, tedavisi devam eden yaralılarımıza şifalar diliyorum. Dün TUSAŞ’ı ziyaret ettik. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. TUSAŞ tarafından geliştirilen T625-Gökbey’in ilkini Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim ettik. Yıl sonu gelmeden iki adet Gökbey’i jandarmamıza teslim etmiş olacağız. TUSAŞ’taki kardeşlerimin ‘Hainlere rağmen daha fazla üreterek, çalışarak’ şehit arkadaşlarının ruhlarını yad edeceklerine inanıyorum. Bizler de TUSAŞ’ımızın ve savunma sanayi kuruluşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.

Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis 23 Nisan 1920’de Ankara’da faaliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare etmiş, 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, TBMM çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla vücut bulmuştur.

Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti’dir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun Cumhuriyeti’dir. Sağın da solun da Cumhuriyeti’dir. Hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin Cumhuriyeti’dir. Türk’ün olduğu kadar Kürt’ün de Cumhuriyeti’dir. Bu Cumhuriyet, ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu vatandaşıyım’ diyen vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyeti’dir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir. Bu Cumhuriyet 85 milyonun tamamının Cumhuriyeti’dir.

Geçtiğimiz 1 asır boyunca yaşadığımız sorunlar, Cumhuriyet’ten değil, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler. Bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, kardeşliğine en büyük zararı verdiler. Aziz milletimiz her şeyin farkında. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine, hem de TBMM’ye sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır.

“Sevr’de bize harita dayatarak ‘Sizin ülkeniz burası olacak’ dediler, ‘Hayır’ dedik. ‘Sınırlarımızı kendimiz belirleriz’ dedik. Köklü devlet tecrübemizle, toprağımız için savaşarak, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler aynı başarıyı gösteremediler. Bu coğrafyada bir asırdır kan, gözyaşı, savaş dinmiyor.

Osmanlı Devleti’nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan etkileniyor. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Bu milletin her bir ferdi şunu çok iyi bilmeli; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923’te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik bir dönüm noktasıdır. Bu aziz millet yüzyıllardır, bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan, tarih yazan, tarih yapan bir millettir.

Bu Cumhuriyet korkmaz. Biz İstiklal Marşı bile ‘Korkma’ diye başlayan bir milletiz. Bizim Cumhuriyetimizin mayası kardeşliktir. Onu ilelebet ayakta tutacak olan da içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir.

Savaştan çıkmış bir ülke bugün dünyanın 11’inci ekonomisidir. Ülkemizin her köşesini imar ettik. Üniversitelerle, okullarla, hastanelerle, yollarla, tünellerle donattık. İddialarımızı, ideallerimizi muhafaza ettik. Tek başına savunma sanayinde elde ettiğimiz mesafe bile ülkemizin nereden nereye geldiğinin göstergesidir. 23 yıl önce biz yüzde 20’deydik, şimdi yüzde 80. Terör bütün her türlü gayretleriyle saldırmasına rağmen yüzde 80’i yakaladık ve çok değişik alanlarda savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz.

“Biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık ve kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik”

Belli dönemlerde Cumhuriyet’in öz evlatları ayrımcılığa maruz kaldılar, görmezden gelindiler, ötelendiler. AK Partimizi 23 yıl evvel kurarken en büyük hedefimiz devlet ile milleti kucaklaştırmak, Cumhur ile Cumhuriyeti buluşturmaktı. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf muamelesi yapılıyordu, üzerine gittik. Ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, nefesi olduk. Alevi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, cesur adımlar attık. Önümüze çok engeller çıkardılar, darbe girişimlerinde bulundular. Acılardan nemalananlar her türlü yol, yöntemi kullanarak sorunları istismar ettiler. Biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık ve kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik.

Göreve geldiğimizde ülkemizin tamamıyla birlikte doğu, güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkarlık söz konusuydu. Doğu, güneydoğu illerimize altyapısıyla, üstyapısıyla tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık. Terörü ve ürediği bataklığı kurutacağız, kardeşliği büyüteceğiz dedik. Aynı istikamette yürüyoruz.

Türk ile Kürt’ün kardeşliğini büyütmek için ne gerekiyorsa yaptık, tecrübe ettik. Ancak karşımıza duvar, ihanet, alçaklık çıktı. Sorundan beslenenler engel oldular. Şiddetten, terörden nemalananlar sona ermesi istemediler. Çok ihanet gördük, hatta sırtımızdan hançerlendik. Ancak umudumuzu kaybetmedik. Samimiyetimizi yitirmedik, kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık.

Bu bir dönemin, bir kesimin değil; topyekun insanların hayatını etkileyecek bir meseledir. Rabbim ömür ve fırsat verirse bu meseleyi ülke gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz.

Türkiye bugün düne göre çok farklı bir yerde. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, devlet içindeki, devlet kurumları arasındaki koordinasyonu güçlendirdik. Ordumuza, emniyetimize sızmış olan hain FETÖ terör örgütünü temizledik, temizliyoruz. Tüm vesayetleri kaldırdık. Savunma sanayimizdeki atılımlarla terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik. Nereden bakarsanız bakın, Türkiye her zamankinden daha güçlüdür.

Terör belası başta olmak üzere kronik sorunları çözmek, kardeşliğimizi büyütmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz imkan çıktı. Cumhur İttifakı’ndaki yol arkadaşımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, MHP camiasına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımız ifade ederim.

Devlet Bey tavır, konuşma ve siyasetiyle, cesur çıkışlarıyla daima tarihe not düşen, istikamet çizen bir liderdir. Kendisi mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan-millet sevgisinin ne olduğunu, milliyetçiliğin ne olduğunu en açık şekilde izah etmiştir. MHP Genel Başkanı’nın çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, tarihi fırsat penceresini görmektedir.

Bizim muhatabımız milletimizdir. Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini tutan patronlarına kendilerini ispat etmekten başka bir şey değildir. TUSAŞ’a yapılan saldırı göstermiştir ki teröristin anlayacağı tek dil terörle tavizsiz mücadeledir. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.

Türkiye’nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır.

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak, kurulduğumuz andan itibaren söylediğimzi ‘Devlet herkesin devleti olmalı, herkesi eşit kucaklamalı’. Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeden sonra olsa da kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel’i tebrik ediyorum. CHP’nin Sayın Özel’in Genel Başkanlığı’nda doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.

Hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz, hukuksuzluğun olduğu yerde adil yönetim olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Terör örgütü mensupları Esenyurt’u kasıp kavururken bundan rahatsız olmayacaksın. Mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir.

Sayın Bahçeli’nin dediği gibi, ‘Türklerin ve Kürtlerin birbirini sevmesi dini ve siyasi farzdır. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir.’ Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz yaşayamaz. En son Ahlat’ta hem bedenimizle, hem ruhumuzla hem dilimizle bu hakikati bir kez daha ifade ettik. Alparslan’ın ordusunda Kürt de Türk de Arap da vardı. Malazgirt Türk’ün de Kürt’ün de ortak zaferidir.

Uzunca bir süredir bizi birbirmizden ayırmak istiyorlar. Malazgirt’in intikamını almak istiyorlar. Kudüs’ün öcünü almanın peşindeler. Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Ortak düşmanı sevindirmeyeceğiz. Kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Geçmişin yaralarını birlikte saracağız. Tarihi yine birlikte yazmaya devam edeceğiz.

Biz bunca yıldır her kesimin özgürlüğü için mücadele verdik. Pek çok alanda hayal dahi edilemeyecek yerlere geldik. Şimdi ülke ve millet olarak, Sayın Devlet Bahçeli’nin, MHP’nin elini değil vücudunu taşına altına koymasıyla büyük fırsat yakalandı.

Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail’in aparatlığını, Türkiye düşmanlığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslamına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim diyoruz. Al bayrağımızın gölgesinde, aydınlık, müreffek bir istikbali birlikte kuralım diyoruz. Cumhuriyeti birlikte kurduk, bu Cumhuriyet senin de Cumhuriyet’in. Gel esenlik yurdu yapalım, yumruklarını sıkanları aradan çıkaralım diyoruz. Gel terörü meşrulaştıranların altındaki zemini boşaltalım diyoruz. Milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere kim olduğunu gösterelim diyoruz.

Sözlerimi bitirirken Rabb’imden şunları diliyorum: Ey Türk’ü ve Kürt’ü İslam’ın şanlı ordusu kılan Allah’ım, sen Türk’ün ve Kürt’ün kardeşliğini koru. Muhabbetimizi çoğalt. İmanımızı artır, bize güç ver. Bizi tekrar bu kadim coğrafyanın huzur ve barış ordusu yap. Senin her şeye gücün yeter. Amin, amin, amin diyor hepinizi muhabbetle kucaklıyorum.”

Paylaşın

MHP “Kent Uzlaşısını” Hedef Aldı: İBB De İncelenmeli

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özel’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Genel Sekreter İsmet Büyükataman, “Kent Uzlaşısını” hedef aldı:

Haber Merkezi / “‘Kent Uzlaşısı’ adı altında CHP-DEM ortaklığı ile kazanılan Akdeniz ve Toroslar Belediyeleri, İmamoğlu tarafından DEM Parti’ye kontenjan olarak verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri incelemeye alınmalı, belediyelerin terör örgütüne peşkeş çekilmesinin yolu kapatılmalıdır.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter İsmet Büyükataman, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özel’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

İsmet Ataman, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “CHP’nin terör örgütü ile somut bağı ve Özgür Özel’in ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında kurduğu ittifakla belediyeleri Kandil’deki teröristlere peşkeş çektiği ayyuka çıktı. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin yerel seçimlerden önce ‘Kent Uzlaşısı’nın esasında bir ‘PKK İttifakı’ olduğu yönündeki uyarılarının ne kadar haklı olduğu bir defa daha ortaya çıkmış oldu. Çok şükür, devletimiz gerekeni yapıyor, terörle mücadelemiz tüm hızıyla sürüyor. Türkiye’nin terörle mücadeledeki dik duruşu terörü maşa olarak kullanan Türkiye düşmanlarının oyunlarını bozuyor” dedi.

Ataman, “Bu kapsamda ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında CHP-DEM ortaklığı ile kazanılan Akdeniz ve Toroslar Belediyeleri, İmamoğlu tarafından DEM Parti’ye kontenjan olarak verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri incelemeye alınmalı, belediyelerin terör örgütüne peşkeş çekilmesinin yolu kapatılmalıdır” ifadelerini de kullandı.

Ne oldu?

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bu sabah 06.00 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ahmet Özer, ifadesi alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, polis Özer’in evinde, belediye başkanlığında ve araçlarında arama yapıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;

Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli Ahmet Özer’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri,

fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından;

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan karara istinaden konutunda, iş yerinde ve araçlarında arama yapılması, suç delillerine el konulması, şüphelinin 30 Ekim 2024 tarih saat 06.00 itibarıyla yakalanarak gözaltına alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verilen talimat doğrultusunda adı geçen şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Arama işlemleri halen devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz olunur.”

Ahmet Özer kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da doğdu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi felsefe bölümünden mezun oldu; sosyoloji bölümünde de yan dal yaptı. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayınlandı.

1980’li yılların sonunda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde sürdürülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. Kürtlerin siyasi kimliği ile ilgili sosyolojik ve kamusal çalışmalarda yer aldı. Sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı, idari görevlerde de yer aldı. Dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor. 2024 yılında Esenyurt Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan “Ahmet Özer” Tepkisi: Kucaklaşma Dediğiniz Bu Mudur?

Esenyurt Belediye başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Sizin Türkiye hayaliniz, Türkiye Yüzyılı’nız bu mudur? Kucaklaşma dediğiniz bu mudur?” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Esenyurt Belediye başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması hakkında yeni bir yazılı açıklama yaptı.

“Bugün sabah saatlerinde Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hakkında başlatılan soruşturmayı büyük bir dikkat ve ciddiyetle izliyorum” diyen İmamoğlu “Sayın Ahmet Özer’e yönelik operasyon, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair endişelerimizi daha da artırmıştır. Yargının siyasallaştırılarak siyasi rakiplerin oyun dışına atılması amacıyla kullanılmasının, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu vurgulamak zorundayım. İBB Başkanı olarak bizzat ben, bu tür uygulamaları en acı şekilde tecrübe edenlerin başında geliyorum” dedi.

Kendisine açılan ‘ahmak davasını’ hatırlatan İmamoğlu şunları söyledi: “Bana yönelik olarak açılan ve kamuoyunda ‘ahmak davası’ olarak bilinen dava ve benzeri pek çok soruşturma devlet ciddiyetinden ve yargı tarafsızlığından uzaktır. Devlette görev yapmış ve yıllarca dekanlık, rektör yardımcılığı, GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği gibi kamu görevleri üstlenmiş bir bilim insanı ve seçilmiş belediye başkanı olan Sayın Özer’in emniyet güçlerinden kaçma ihtimali yokken ifadeye çağrılmak yerine, bir şafak operasyonuyla göz altına alınması uygunsuzdur. Biz bu şafak operasyonlarının ilhamını hangi mirasınızdan aldığınızı iyi biliyoruz. Siyasi rakiplerin önünü kesmeye yönelik bu tür uygulama ve davalar hukuk ve adalete değil, yalnızca iktidarın amaçlarına hizmet etmektedir.”

“Kamuoyuna mal olmuş şahsiyetlerle ilgili bu tür uygulamaların tarafsızlık ilkesine uygun, titizlikle yürütülmesi gerekir” diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü şafak operasyonu ardından kamuoyuna yapılan açıklamada, Sayın Özer’in 10 yıl boyunca 694 terör örgütü mensubuyla görüştüğü iddia edilmektedir. Şayet buiddia doğruysa kendisinin, ayda 5-6 terör örgütü mensubuyla görüştüğü anlamı çıkmaktadır. O halde neden bugüne kadar beklediniz? TUSAŞ’a saldıran teröristleri izlemek yerine devlete yıllarca hizmet etmiş akademisyenleri mi izliyorsunuz? Sayın Özer, belediye başkan adayı olduğunda adli sicilini soruşturdunuz, arşiv kaydını soruşturdunuz. Aynı adliyeden temiz kağıdı verdiniz. Altı ayda ne değişti?”

‘Yeni bir çözüm süreci’ olarak tartışılan sürece de değinen İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ön yargısız bir kucaklaşmanın talep edildiği, Abdullah Öcalan’ın terörü sonlandırmak üzere Meclis’te konuşmasına zemin hazırlandığı bir dönemde CHP’li bilim insanı bir belediye başkanının terör iddiasıyla göz altına alınmasını milletimizin vicdanına havale ediyorum. Bu çaba ana muhalefete ve İstanbul’a itibar suikasti değilse nedir? Daha açık sorayım sizin İstanbullularla derdiniz nedir? Sizin Türkiye hayaliniz, Türkiye Yüzyılı’nız bu mudur? Kucaklaşma dediğiniz bu mudur? Ne yaparsanız yapın, hangi karanlık planı düşünürseniz düşünün bu siyasi ve kurumsal çürümeyi bitireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletini kişilere değil, kurallar ve kurumlara bağlı, herkes için eşit ve adil hizmet üreten bir yapıya kavuşturacağız” dedi.

Paylaşın

Hatimoğulları’ndan “Ahmet Özer” Açıklaması: İrade Gaspına Kimse Seyirci Kalmamalı

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulunan DEM Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Özer’in serbest bırakılması gerektiğini belirtti.

Haber Merkezi / Hatimoğulları sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Halkların iradesiyle seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaja cevabımız nettir. Halkın iradesi gasbedilemez. Edildiği yerde demokrasiden, hak ve hukuktan bahsedilemez. Esenyurt Belediyesine yapılan bu saldırı sonlandırılmalı. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.

DEM Parti Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri ‘önyargısız değerlendirmek’ için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir” dedi.

“Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında” ifadelerini kullanan Doğan, “Esenyurt Belediyesi’ne yönelik bu saldırıya son verilmeli, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır. Bu irade gaspına kimse seyirci kalmamalıdır” çağrısında bulundu.

DEM Partisi de Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına tepkili. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “terör sorunu” adını verdiği “Kürt sorunu” çıkışı kapsamındaki tutumu hakkında “önyargısız değerlendirmek gerekir” yorumunda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak, Özer’in serbest bırakılmasını istedi.

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Doğan, “Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri “önyargısız değerlendirmek” için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir. Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında” dedi.

Ne oldu?

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bu sabah 06.00 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ahmet Özer, ifadesi alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, polis Özer’in evinde, belediye başkanlığında ve araçlarında arama yapıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;

Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli Ahmet Özer’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri,

fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından;

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan karara istinaden konutunda, iş yerinde ve araçlarında arama yapılması, suç delillerine el konulması, şüphelinin 30 Ekim 2024 tarih saat 06.00 itibarıyla yakalanarak gözaltına alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verilen talimat doğrultusunda adı geçen şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Arama işlemleri halen devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz olunur.”

Ahmet Özer kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da doğdu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi felsefe bölümünden mezun oldu; sosyoloji bölümünde de yan dal yaptı. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayınlandı.

1980’li yılların sonunda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde sürdürülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. Kürtlerin siyasi kimliği ile ilgili sosyolojik ve kamusal çalışmalarda yer aldı. Sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı, idari görevlerde de yer aldı. Dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor. 2024 yılında Esenyurt Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın

Erdoğan, Akşener’e Yönelik Dava Ve Şikayetlerinden Vazgeçti

Erdoğan, İYİ Parti’nin eski genel başkanı Meral Akşener’e yönelik dava ve şikayetlerden vazgeçti. Akşener, 5 Haziran 2024’te Erdoğan ile basına kapalı bir görüşmede bir araya gelmişti.

Erdoğan ve Akşener, yaklaşık 40 dakika süren görüşmeye ilişkin açıklamada bulunmamıştı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e karşı açtığı hakaret ve tazminat davalarını geri çekti.

Dava ve şikayetlerin geri çekildiğine dair açıklamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın yaptı.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Aydın şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımız, Meral Akşener hakkında vaki olan dava ve şikayetlerinden vazgeçmiştir. Bu çerçevede Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan üç soruşturma dosyasında şikayetten vazgeçilmiş, manevi tazminat talepli dört hukuk davasından da feragat edilmiştir.”

Akşener, 5 Haziran 2024’te Erdoğan ile Ankara’da bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde basına kapalı bir görüşmede bir araya gelmişti. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmeye ilişkin taraflar açıklamada bulunmamıştı.

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den “Ahmet Özer” Tepkisi: İddialar Temelsiz

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Süreci yakından takip ediyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yıllarca kamuda ve akademide üst düzey görevlerde bulunmuş, daha altı ay önce aday olurken ilgili makamlardan temiz kağıdı almış, girdiği seçimlerde Esenyurtlu seçmenlerin büyük teveccühüyle göreve gelmiş bir bilim adamı, kanaat önderi ve siyasetçiye yapılan muamele haksız, iddialar temelsizdir.”

Özel, “Bu yaşananlar son birkaç haftada yaşananlardan bağımsız değildir. Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne parçası oluruz ne de size teslim oluruz” ifadelerini kullandı.

Ne oldu?

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bu sabah 06.00 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ahmet Özer, ifadesi alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, polis Özer’in evinde, belediye başkanlığında ve araçlarında arama yapıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;

Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli Ahmet Özer’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri,

fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından;

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan karara istinaden konutunda, iş yerinde ve araçlarında arama yapılması, suç delillerine el konulması, şüphelinin 30 Ekim 2024 tarih saat 06.00 itibarıyla yakalanarak gözaltına alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verilen talimat doğrultusunda adı geçen şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Arama işlemleri halen devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz olunur.”

Ahmet Özer kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da doğdu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi felsefe bölümünden mezun oldu; sosyoloji bölümünde de yan dal yaptı. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayınlandı.

1980’li yılların sonunda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde sürdürülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. Kürtlerin siyasi kimliği ile ilgili sosyolojik ve kamusal çalışmalarda yer aldı. Sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı, idari görevlerde de yer aldı. Dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor. 2024 yılında Esenyurt Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Gözaltına Alındı: Çirkin Oyunu Görüyoruz

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. CHP Lideri Özgür Özel, “Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne parçası oluruz, ne size teslim oluruz” dedi.

Haber Merkezi / İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ahmet Özer’in PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alındığını duyurdu.

31 Mart yerel seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer, bu sabah 06.00 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ahmet Özer, ifadesi alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, polis Özer’in evinde, belediye başkanlığında ve araçlarında arama yapıyor.

2023 verilerine göre, İstanbul’un ve Türkiye’nin 978 bin nüfuslu en kalabalık ilçesi Esenyurt’ta bu yıl 31 Mart’ta yapılan yerel seçimde Ahmet Özer, 227 bin 608 oyla, oyların yüzde 49’unu almıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;

Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli Ahmet Özer’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri,

fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından;

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan karara istinaden konutunda, iş yerinde ve araçlarında arama yapılması, suç delillerine el konulması, şüphelinin 30 Ekim 2024 tarih saat 06.00 itibarıyla yakalanarak gözaltına alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verilen talimat doğrultusunda adı geçen şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Arama işlemleri halen devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz olunur.”

“Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı hakkındaki savcılık iddialarının temelsiz ve yapılan muamelenin haksız olduğunu söyledi.

Tepkisini sosyal medya hesabından gösteren Özgür Özel, “Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabaha karşı yapılan operasyonla gözaltına alındı. Süreci yakından takip ediyorum. Yıllarca kamuda ve akademide üst düzey görevlerde bulunmuş, Daha altı ay önce aday olurken ilgili makamlardan temiz kâğıdı almış, girdiği seçimlerde Esenyurtlu seçmenlerin büyük teveccühü ile göreve gelmiş bir bilim insanı, kanaat önderi ve siyasetçiye yapılan muamele haksız, iddialar ise temelsizdir. Bu yaşananlar son birkaç haftada yaşananlardan bağımsız değildir. Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne parçası oluruz, ne size teslim oluruz” dedi.

Tutuklamaya Cumhuriyet Halk Partisi içinden ilk tepki ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan İmamoğlu, “Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabah gözaltına alındı. Süreci titizlikle takip ediyoruz. Devlette görev yapmış, üniversitelerde dekanlıktan rektör yardımcılığına kadar üst düzey çalışmalarda bulunmuş Sayın Özer, kıymetli bir biliminsanı ve yerel yöneticidir. Türkiye, siyasilere, biliminsanlarına karşı sabah ev baskınlarının yapıldığı bir ülke olmaktan çıkmalı” ifadelerini kullandı.

“Halkın iradesi gasbedilemez”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Özer’in serbest bırakılması gerektiğini belirtti. Hatimoğulları sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Halkların iradesiyle seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaja cevabımız nettir. Halkın iradesi gasbedilemez. Edildiği yerde demokrasiden, hak ve hukuktan bahsedilemez. Esenyurt Belediyesine yapılan bu saldırı sonlandırılmalı. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.

DEM Parti Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri ‘önyargısız değerlendirmek’ için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir” dedi.

“Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında” ifadelerini kullanan Doğan, “Esenyurt Belediyesi’ne yönelik bu saldırıya son verilmeli, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır. Bu irade gaspına kimse seyirci kalmamalıdır” çağrısında bulundu.

DEM Partisi de Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına tepkili. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “terör sorunu” adını verdiği “Kürt sorunu” çıkışı kapsamındaki tutumu hakkında “önyargısız değerlendirmek gerekir” yorumunda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak, Özer’in serbest bırakılmasını istedi.

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Doğan, “Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri “önyargısız değerlendirmek” için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir. Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında” dedi.

Ahmet Özer kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da doğdu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi felsefe bölümünden mezun oldu; sosyoloji bölümünde de yan dal yaptı. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayınlandı.

1980’li yılların sonunda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde sürdürülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. Kürtlerin siyasi kimliği ile ilgili sosyolojik ve kamusal çalışmalarda yer aldı. Sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı, idari görevlerde de yer aldı. Dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor. 2024 yılında Esenyurt Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın

Erdoğan’dan Bahçeli’nin “Öcalan” Açıklamasına Destek

Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan” açıklamasına destek veren Erdoğan, “Dünyada ve bölgemizde tarihi gelişmelerin yaşandığı, siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinin kapılarının aralandığı bir süreçteyiz. Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımların bu geniş arka plan ışığında, önyargısız olarak değerlendirilmesinin daha faydalı olacağı kanaatindeyiz” dedi.

Erdoğan, “İç cepheyi sağlam tuttukça ne terör örgütleri ne de onları üzerimize salan şer güçleri başarıya ulaşamayacaktır. Bu millet tarihin her döneminde maruz kaldığı her saldırıların üstesinden gelmeyi başararak küllerinden yeniden doğmayı başarmış asil bir millettir” diye devam etti. Erdoğan, son olarak, “Gelin ayrı kodlarını değil, bin yıllık kardeşliğimizi büyütelim, güçlendirelim. Bu hasbi çağrımıza kulak verecek, gönül açacak, yoldaşlık edecek herkes tarihin şanlı sayfalarında hak ettiği yeri muhakkak alacaktır” vurgusunda bulundu.

Cumhuriyet’in 101. yılına özel Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “29 Ekim Özel” programı düzenlendi. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan programda açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamaları satır başlarıyla şöyle:

“Cumhuriyetimizin ilanının 101. yıldönümü kutlu olsun. Milli mücadelenin başkomutanı Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere istikbal ve istiklalimizin inşasında emeği olan kahramanlarımızın her birini saygıyla yadediyorum. Bin yıldır bu toprakları vatanımız olan tescillemek için canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum. İster üniformalı ister TUSAŞ’taki olduğu gibi üniformasız olsun hayatları pahasına mücadele eden kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

Biz milletçe bir oldukça ne terör örgütleri ne de onları elinde tutan odaklar başarılı olamayacaklardır. İç cepheyi sağlam tutukça, ne terör örgütleri ne de onları besleyip üzerimize salan şer güçleri emellerine ulaşamayacaktır. Nevzuhur devletlerin köksüz toplumların küresel teröristlerin anlamadığı bir hakikat var. Bu hakikat Türkiye Cumhuriyeti’nin bizim binlerce yıllık devletler silsilemizin son temsilcisi olduğu. Onlar sanıyorlar ki bu milletin devleti sadece 101 yıllık geçmişe sahiptir. Cumhuriyetimiz 101 yıl önce yeni bir devlet olarak değil yeniden başlangıcın sembolü bir rejim olarak kurulmuştur.

Ordumuz başta olmak üzere devletimizin omurgasını oluşturan kurumlarımızın binlerce yıl ötesine uzanması bu hakikatin en açık ifadesidir. Cumhuriyetimizin elbette kimi eksikleri olmuştur. Hatta kimi hatalı tercihleri de olmuştur. Ama bunların hiçbiri tevarüs ettiğimiz köklü tarihi, zengin medeniyeti, insani değerleri gölgelemeye yetmez. Bu millet maruz kaldığı tüm saldırıların üstesinden gelerek küllerinden yeniden doğmayı başarmış asil millettir.

Bugün küllerimizin değil sahip olduğumuz imkanların ve azmin üzerinde yükseldiğimiz döneme giriyoruz. Yeniden ve daha güçlü bir başlangıcın arifesindeyiz. Allah’ın izniyle yokluklar içinde yürüttüğümüz milli mücadeleyi nasıl zaferle taçlandırdıysak bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız. Türk milleti kadar kaderini devletiyle beraber görmüş başka bir millet yoktur. Ezelden beri her şeyin fani olduğuna inanan milletimiz sadece devletini ebed müddet tahayyül etmiştir.

Bizim için Asya Hun devletinden Göktürklere, Uygurlulardan Karahanlılara, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan koskoca tarihin istisnasız tamamı birdir, bütündür ve milletimize aittir. Anadolu’ya geldiğimizde de burada yaşayan insanların tamamını şefkat ve adaletle kucaklayarak kendimizden ayrı görmedik. Geçtiğimiz yüzyılın başlarında yaşanan acı hadiselerin hiçbirinin sebebi milletimiz değildir. Emperyalistlerin yalanlarına, tahriklerine kapılan bin yıllık komşularımız kendi hırslarının ve hatalarının bedelini ödemiştir. Cumhuriyetimizin sınırları içindeki her bir insanı adil ve eşit vatandaşlar kabul etme süreci biraz sancılı geçmiş olabilir ama nihayetinde bunu da başardığımızı düşünüyorum.

Dünyada ve bölgemizde tarihi gelişmelerin yaşandığı siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinin kapılarının aralandığı dönemdeyiz. 85 milyon hep birlikte Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında bütünleşmemiz önemli ve hayati hale gelmiştir. Ülke ve millet olarak siyasi, sosyal, ekonomik sorunları hızla çözmemiz şarttır. Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımların bu geniş arka plan ışığında önyargısız olarak değerlendirilmesinin daha faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Bu yaklaşım kadim devlet aklının, binlerce yıldan süzülüp gelen irfanının gereğidir. Hazreti Mevlana’nın ifadesiyle, yeni şeyler söylememiz gereken, sorunları görmezden gelen değil, kararlı irade ortaya koyup çözmemiz gereken bir iklime girdik. Aksi halde, nevzuhur devletlerden ve toplumlardan bir farkımız kalmaz. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Milli mücadele tek başına bu halkın en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin en güzel timsalidir. Aziz milletim, değerli misafirler, milli mücadelede asker sayısı, ekonomik güç, silah, teçhizat, ulaşım ve istihbarat imkanları bakımından üstün olan taraf işgalcilerdi. Ama Allah’ın nusret ve inayetiyle zaferi kazanan biz olduk.

Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır emri gereğince, milli mücadelede hiç kimse yan yana yürüdüğü arkadaşına Türk mü, Kürt mü, Alevi mi, Sünni mi olduğunu sormadı. Ülkenin dört bir yanındaki illerimizin temsilcileri Ankara’da buluşup, Büyük Millet Meclisi’nde omuz omuza verdi birlik oldu. Sakarya’da, Dumlupınar’da, Maraş’ın, Urfa’nın, Antep’in, İzmir’in işgalden kurtuluşunda hep bu ruhla düşmanı mağlup ettik. Bakınız, burada milli mücadele dönemine ait bir hatırayı sizlerle özellikle paylaşmak istiyorum. Yunan işgal kuvvetlerinin ilerleyişinden dolayı ordumuzun Sakarya’nın doğusuna çekilmesi gündeme gelmiştir.

Birçok kişi de endişelere sebep olan bu fikri tartışmak üzere meclis gizli oturumla toplandı. Fevzi Paşa, ordunun rahatça manevra yapmasını sağlamak için meclisin Kayseri’ye taşınmasını teklif ediyor. Meclis açıldığından beri hiç söz alıp konuşmamış yemin merasiminden başka kürsüye çıkmamış olan Dersim mebusu Diyap Ağa elini kaldırdı. Oturum başkanının davetiyle kürsüye gelen Diyap Ağa meclisi süzdü ve lafım kısadır dedi. Biz buraya kaçmaya mı geldik yoksa kavga ederek ölmeye mi? diye sordu. Meclis alkıştan yıkılırken tartışma o cümleyle sona erdi. İşte böyle, çelikten bir iradeyle kazandığımız milli mücadele dünyada pek çok toplumun istiklal umudunu da yeşertmiştir.

Cumhuriyetimizi kurarak çıktığımız yeni yol, zaman içinde mazlum milletlerin bağımsızlıklarını kazanmalarına giden kapıları açmıştır. Bugün de bir asır önce meclis kürsüsünde yaşanan iklimi yeniden hissediyor, aynı şeye inanıyor, aynı şeyi söylüyoruz. Yine bir asır önce olduğu gibi dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizin umudunu yaşatacak, azmini bileyecek, inancını kökleştirecek tarihi bir duruş sergiliyoruz. Şunun bilinmesini isterim, hiçbir zorluk bizi yolumuzdan alıkoyamayacak.

Milletçe ve devletçe dünyada ve bölgemizde oynanan oyunlar karşısında kaçmayacak, geri adım atmayacak, karanlık senaryolara teslim olmayacak, sinsi oyunlara yenilmeyeceğiz. Tam tersine, onurlu ve dirayetli duruşumuzdan taviz vermeden, kendimize yakışır şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Sınırlarımızın güvenliğiyle yetinmeyecek bölgemizin ve dünyanın huzuru, mazlumların felahı için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz. Siyasi, sosyal ve ekonomik tüm hedefleriyle Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka ama mutlaka hayata geçireceğiz.

Cumhuriyetimizin 101. yıldönümünde bu ahde 85 milyon vatandaşımızın her birinin canı gönülden katıldığına inanıyorum. Buradan köken, inanç, mezhep, meşrep, siyasi ve ideolojik farklılık ayırt etmek sizin yüreği bu ülke ve bu millet sevgisiyle çarpan herkese, tüm vatandaşlarıma samimiyetle sesleniyorum. Gelin Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim. Gelin, son iki asırdır dünyada yaşanan büyük dönüşümleri kaçırmamıza yol açan farklılıklarımızı Türkiye Yüzyılı’nın inşasının harcı, tuğlası, demiri haline getirelim. Gelin hünkârım Hacı Bektaş’tan aldığımız ilhamla bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.”

Paylaşın