Kur Korumalı Mevduat’ta Komisyon Uygulaması Sona Erdi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) dikkat çeken bir karara imza attı. Karara göre, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapların Türk Lirası (TL) mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi.

Merkez Bankası’nın bankalara gönderdiği uygulama talimatına göre, (gerçek kişiler için) TL payı artış hedefi yükseltildi. Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidildi. TL’ye geçiş ve yenileme oranında eksik kalan kısmın gerçek kişi dönüşüm hesaplarıyla tamamlanması mümkün hale getirildi.

Bloomberg’in haberine göre, TCMB, ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında kur korumalı hesapların TL mevduata dahil olduğu TL payı rasyosunu yürürlükten kaldırmış, yerine kur korumalı hesapları TL mevduat olarak dikkate almayan ve standart yerel para olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefleyen yeni bir TL payı rasyosu getirmişti.

TL’ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için aylık yüzde 2 olarak belirlenen TL payı artış hedefi, yüzde 2,5’e yükseltildi.

Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidildi. TL’ye geçiş ve yenileme oranında eksik kalan kısmın gerçek kişi dönüşüm hesaplarıyla tamamlanması mümkün hale getirildi.

Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında yürürlükten kaldırılan eski TL payı rasyosuna göre komisyon uygulaması da sona erdirildi. Komisyon uygulamasında, TL’ye geçiş ve yenileme oranları belirleyici olacak.

Uygulama talimatına göre, TL’ye geçiş ve yenileme oranı yüzde 100’ün altında olan bankalara yıllık yüzde 8 oranında, yüzde 100’ün üzerinde olan bankalara ise yıllık en fazla yüzde 4 olacak şekilde TL’ye geçiş oranına göre komisyon uygulanacak.

İhracat, yatırım ve KOBİ kredilerinde 50 bin TL’nin üzerinde kredi kullandırılması durumunda kredinin belirlenen harcama alanlarında kullanıldığının belgelenmesi gerekiyor, aksi takdirde bankalar kredinin yüzde 30’u oranında menkul kıymet tesis ediyor ve bu krediler kredi büyümesi sınırına dahil oluyor.

Kredi akışını rahatlatmak amacıyla bu krediler için fatura muafiyet sınırı 250 bin TL’ye yükseltildi.

Merkez Bankası yüzde 10 faiz artışını görüştü

Öte yandan Türkiye piyasalarında gözler perşembe günü açıklanacak Merkez Bankası faiz kararına çevrildi. Geçtiğimiz ay 750 baz puanlık artışla faizi yüzde 25’e çıkaran Merkez Bankası’nın bu ay daha büyük nobranlı bir faiz artışını tartıştığına yönelik kulis bilgisi geldi.

Ekonomist Mustafa Sönmez, Al-Monitor’da kaleme aldığı yazıda Merkez Bankası’nın 1000 baz puanlık faiz artışını görüştüğü bilgisini paylaştı. Merkez Bankası’nın 1000 baz puanlık faiz artışını gerçekleştirmesi halinde faiz oranı yüzde 35’e yükselecek.

Sönmez yazısında “Fiyat artışlarının yeniden hızlanmasıyla alarma geçen merkez bankası yetkilileri, yüzde 10 (1.000) puana kadar faiz artırımının enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmanın kaçınılmaz bir parçası olduğuna inanıyorlar” dedi.

Bankanın Para Politikası Kurulu’na (PPK) yakın kaynaklar Al-Monitor’a, komitenin 21 Eylül toplantısında değerlendirilecek sert artışın Temmuz ve Ağustos aylarında aylık tüketici enflasyonunun yüzde 9’u aşması yanı sıra para politikasının etkinliğini engelleyen diğer faktörlerden kaynaklanabileceğini söyledi.

Sönmez’in aktardığına göre kendini ” Yüksek faizin düşmanı” olarak ilan eden Erdoğan ve yakın çevresinin yeni bir büyük faiz artırımına onay verip vermeyeceği bilinmiyor; ancak kaynaklar Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından ülkenin ekonomi yönetimindeki revizyonun bir parçası olarak atanan PPK’nın yeni üyelerinin faiz oranını yüzde 10 kadar artırma ve diğer parasal sıkılaştırma tedbirlerini hızlandırma eğiliminde olduklarını belirtti.

Paylaşın

Dikkat Çeken İddia: Merkez Bankası Yüzde 10 Faiz Artışını Görüştü

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) yeni üyelerinin faiz oranını yüzde 10 kadar artırma ve diğer parasal sıkılaştırma tedbirlerini hızlandırma eğiliminde oldukları öne sürüldü.

PPK’nın 21 Eylül toplantısında değerlendirilecek sert artışın Temmuz ve Ağustos aylarında aylık tüketici enflasyonunun yüzde 9’u aşması yanı sıra para politikasının etkinliğini engelleyen diğer faktörlerden kaynaklanabileceğini iddia edildi.

Türkiye piyasalarında gözler perşembe günü açıklanacak Merkez Bankası faiz kararına çevrildi. Geçtiğimiz ay 750 baz puanlık artışla faizi yüzde 25’e çıkaran Merkez Bankası’nın bu ay daha büyük nobranlı bir faiz artışını tartıştığına yönelik kulis bilgisi geldi.

Ekonomist Mustafa Sönmez, Al-Monitor’da kaleme aldığı yazıda Merkez Bankası’nın 1000 baz puanlık faiz artışını görüştüğü bilgisini paylaştı. Merkez Bankası’nın 1000 baz puanlık faiz artışını gerçekleştirmesi halinde faiz oranı yüzde 35’e yükselecek.

Sönmez yazısında “Fiyat artışlarının yeniden hızlanmasıyla alarma geçen merkez bankası yetkilileri, yüzde 10 (1.000) puana kadar faiz artırımının enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmanın kaçınılmaz bir parçası olduğuna inanıyorlar” dedi.

Bankanın Para Politikası Kurulu’na (PPK) yakın kaynaklar Al-Monitor’a, komitenin 21 Eylül toplantısında değerlendirilecek sert artışın Temmuz ve Ağustos aylarında aylık tüketici enflasyonunun yüzde 9’u aşması yanı sıra para politikasının etkinliğini engelleyen diğer faktörlerden kaynaklanabileceğini söyledi.

Sönmez’in aktardığına göre kendini ” Yüksek faizin düşmanı” olarak ilan eden Erdoğan ve yakın çevresinin yeni bir büyük faiz artırımına onay verip vermeyeceği bilinmiyor; ancak kaynaklar Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından ülkenin ekonomi yönetimindeki revizyonun bir parçası olarak atanan PPK’nın yeni üyelerinin faiz oranını yüzde 10 kadar artırma ve diğer parasal sıkılaştırma tedbirlerini hızlandırma eğiliminde olduklarını belirtti.

Kur Korumalı Mevduat’ta komisyon uygulaması sona erdi

Öte yandan Merkez Bankası dikkat çeken bir karara imza attı. Karara göre, kur korumalı hesapların TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi. TCMB’nin bankalara gönderdiği uygulama talimatına göre, (gerçek kişiler için) TL payı artış hedefi yükseltildi.

Bloomberg’in haberine göre, TCMB, ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında kur korumalı hesapların TL mevduata dahil olduğu TL payı rasyosunu yürürlükten kaldırmış, yerine kur korumalı hesapları TL mevduat olarak dikkate almayan ve standart yerel para olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefleyen yeni bir TL payı rasyosu getirmişti.

TL’ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için aylık yüzde 2 olarak belirlenen TL payı artış hedefi, yüzde 2,5’e yükseltildi.

Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidildi. TL’ye geçiş ve yenileme oranında eksik kalan kısmın gerçek kişi dönüşüm hesaplarıyla tamamlanması mümkün hale getirildi.

Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında yürürlükten kaldırılan eski TL payı rasyosuna göre komisyon uygulaması da sona erdirildi. Komisyon uygulamasında, TL’ye geçiş ve yenileme oranları belirleyici olacak.

Uygulama talimatına göre, TL’ye geçiş ve yenileme oranı yüzde 100’ün altında olan bankalara yıllık yüzde 8 oranında, yüzde 100’ün üzerinde olan bankalara ise yıllık en fazla yüzde 4 olacak şekilde TL’ye geçiş oranına göre komisyon uygulanacak.

İhracat, yatırım ve KOBİ kredilerinde 50 bin TL’nin üzerinde kredi kullandırılması durumunda kredinin belirlenen harcama alanlarında kullanıldığının belgelenmesi gerekiyor, aksi takdirde bankalar kredinin yüzde 30’u oranında menkul kıymet tesis ediyor ve bu krediler kredi büyümesi sınırına dahil oluyor.

Kredi akışını rahatlatmak amacıyla bu krediler için fatura muafiyet sınırı 250 bin TL’ye yükseltildi.

Paylaşın

Bitcoin 26 Bin 600 Doların Üzerinde; Ethereum Bin 600 Dolar Seviyesinde

Bitcoin, Ethereum, BNB, Solana ve Litecoin haftanın ilk işlem günü yatırımcısına kazandıran, XRP, Dogecoin, Toncoin ve Shiba Inu ise yatırımcısına kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Kripto para birimleri, hafta sonu yapılacak ABD Merkez Bankası politika toplantısı öncesi yatay bir seyir izliyor.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 0,55 artışla 26.678 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise bin 600 seviyesinin üzerinde işlem görüyor.

Bitcoin (BTC) cuma günü yüzde 1,5 artışla 26 bin 580 dolardan işlem görürken, Ethereum (ETH) ise yüzde bin 600 dolar seviyesinin üzerinde işlem görmüştü. BTC hacmi son 24 saatte yüzde 14,17 artışla yaklaşık 7,6 milyar dolar seviyesinde.

BNB, Solana ve Litecoin yatırımcısına kazandıran, XRP, Dogecoin, Toncoin ve Shiba Inu ise yatırımcısına kaybettiren diğer en iyi kripto para birimleri arasında yer aldı.

Küresel kripto para piyasası değeri, son 24 saatte yüzde 0,29 artışla 1,06 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para piyasasının değeri cuma günü de 1,5 artışla 1,06 trilyon dolar civarındaydı.

Tüm stabilcoinlerin hacmi şu anda 16,79 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 88,6’sı. Tüm stabilcoinlerin hacmi cuma günü 24,55 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 92,05’ine tekabül ediyordu.

Paylaşın

Dikkat! Kredilerde Faizler 2 Katına Çıktı

14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrası Mehmet Şimşek’in ekonomi ve maliye politikalarından tam sorumlu bakan olarak atanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 25’e çıkardı.

Merkez Bankası’nın (TCMB) bu ay faizleri yüzde 30 seviyesine çekmesi beklenirken, ihtiyaç, taşıt, konut ve ticari kredilerde faizler 2 katına çıktı.

Milliyet’te yer alan habere göre, bankalarda ortalama ihtiyaç kredisi faizleri geçen hafta yaklaşık 7 puan daha artarak yüzde 59,71’e ulaştı. İhtiyaç kredisi faizlerinde iki haftalık yükseliş 13 puanı aştı. Böylece seçim öncesi yüzde 30’larda bulunan ihtiyaç kredisi faizleri, dört ayda iki katına çıkmış oldu.

Geçen hafta ortalama taşıt kredisi faizleri de yaklaşık 10 puanlık yükselişle yüzde 46,46’ya çıktı. Seçim öncesi yüzde 20 seviyelerinde bulunan taşıt kredilerinde faiz 2 kattan fazla artmış oldu.

Seçim öncesinde limit düşük tutulsa da yüzde 16’ları gören ortalama konut kredisi faizleri de geçen hafta yüzde 38,85’e yükseldi. Seçim öncesinde uygulanan faiz tavanıyla birlikte yüzde 14’e kadar gerileyen ortalama ticari kredi faizleri de geçen hafta yüzde 40,87’ye ulaştı. Ticari kredi faizleri seçim öncesine göre üçe katlanmış oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in konut kredileri için verdiği sıkılaşma mesajının ardından gözler konut piyasasına çevrildi. Sektör temsilcileri konutta kredi kullanımı zaten düşük olduğu için düzenlemelerin etkisinin sınırlı kalacağı görüşünde. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadele için başta konut ve otomotiv olmak üzere kredilerde sıkılaşma mesajı verdi.

Konut kredilerine yönelik ilk sıkılaşma adımı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 24 ağustos tarihinde atılmıştı. BDDK yayınladığı düzenleme ile 2. konutta kredi değer oranını yüzde 75 daraltmıştı. Sektör temsilcileri kredi kullanımındaki düşüşün faizlerin artmasıyla başladığını, BDDK düzenlemesi ile pekiştiğini ifade ediyor. Bu nedenle son açıklamanın piyasa etkisinin sınırlı kalması bekleniyor.

TSKB Gayrimenkul Derneği Başkanı Makbule Yönel Maya, “2022 yılı itibarıyla başlayan bir konut kredilerinde sıkılaşma politikası vardı. Tarihin en düşük ipotekli satışlarını yüzde 19 ile 2022’de gördük. Bu oran 2023’te yüzde 20. Buradaki etki bir miktar yavaşlatıcı olacaktır özellikle yatırım amaçlı olanlarda. Ama çok ciddi bir etki öngörmüyorum çünkü kredili satışlar yılbaşından itibaren zaten çok sakindi.” değerlendirmesinde bulundu.

Konut kredilerinde özel bankalar ve kamu bankaları arasındaki faiz makası da daralıyor. Kamu bankaları konut kredi faizi konusunda avantajlı olma pozisyonunu değiştiriyor.

Kamu ve özel bankaların konut kredilerinin birbirine yaklaştığını söyleyen Maya, “Yılın başında özel bankalar aylık %2 seviyesinde faizle başlamıştı. Artık 2-3 arasını konuşuyoruz. Artık kamu özel farkını konuşamıyor olacağız. Bakan beyin açıklamasını destekler nitelikte kamu bankalarında da faiz oranı artırıldı” dedi.

Paylaşın

Ekonomistlerden “Merkez Bankası Faizi Yüzde 30’a Yükseltecek” Tahmini

Merkez Bankası’nın (TCMB) bu ay faiz oranlarını yüzde 30’a çekileceği tahmin ediliyor. Banka, geçen ay enflasyonla mücadelede yeni bir kararlılık sinyali olarak görülen 750 puanlık bir artışa gitmişti.

Standard Chartered ekonomisti Farooq Pasha bir müşteri notunda, şu ana kadarki sıkılaştırma döngüsünün “para politikası yoluyla ekonomiyi istikrara kavuşturma kararlılığına işaret ettiğini” söyledi ve 500 puanlık bir artış öngördü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) önümüzdeki hafta 500 baz puanlık bir faiz artışı daha yapması bekleniyor.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin ankete katılan yerli ve yabancı ekonomistler, faiz oranlarının yüzde 30’a çekileceğini tahmin ediyor.

Reuters anketine katılan 16 finans kurumunun yaptığı tahminlerin ortalamasına göre faiz oranı yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseliyor.

AA Finans’ın 21 Eylül Perşembe günü düzenlenecek MB’nin PPK toplantısına yönelik beklenti anketi de 19 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı ve tahminlerin ortalaması 500 baz puan artış yönünde oldu.

TCMB, geçen ay enflasyonla mücadelede yeni bir kararlılık sinyali olarak görülen 750 puanlık bir artış yapmıştı.

Türkiye’de faizleri düşürme politikası, 2021’in sonlarında lirada tarihi bir değer kaybına yol açmış ve geçen yıl enflasyonun yüzde 85’e kadar yükselmesine neden olmuştu.

Seçimlerden sonra ekonomi ve faiz politikaları Mehmet Şimşek yönetiminde değişti. Faizler o zamandan bu yana 1.650 baz puan arttı ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan enflasyona karşı daha fazla sıkılaştırma sözü verdi.

Reuters anketine göre, ekonomistler devam eden parasal sıkılaştırmanın politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 35’e yükseltmesini beklerken, tahminler yüzde 30 ile yüzde 40 arasında değişiyor.

Standard Chartered ekonomisti Farooq Pasha bir müşteri notunda, şu ana kadarki sıkılaştırma döngüsünün “para politikası yoluyla ekonomiyi istikrara kavuşturma kararlılığına işaret ettiğini” söyledi ve 500 puanlık bir artış öngördü.

Türkiye yılsonu enflasyon tahminini yüzde 65’e yükselterek ekonomik büyüme tahminlerini düşürmüştü. Merkez Bankası faiz kararını 21 Eylül’de Türkiye saati ile 1200’de açıklayacak.

(Kaynak Euronews Türkçe)

Paylaşın

Akaryakıttan Alınan ÖTV Yaklaşık Dört Kat Arttı

Merkezi yönetim bütçesi ağustos ayında 51,3 milyar TL fazla verdi. Vergi geliri artışında, temmuz ayının ikinci yarısında akaryakıtta özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisine (KDV) yapılan büyük zammın da etkisi görüldü.

Geçen yıl ağustosta 7,6 milyar TL olan petrol ve doğalgaz ürünlerinden toplanan ÖTV, bu sene aynı ayda yüzde 263’lük artışla 27,6 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos döneminde petrol ve doğalgaz ürünlerinden ÖTV geliri, 75,9 milyar TL’ye ulaştı.

Hükümet, temmuzda akaryakıtta KDV oranını yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltirken, benzinde litrede 2,52 TL olan ÖTV’yi 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV’yi de 7,05 TL’ye yükseltilmişti. Vergi ve kur artışlarının yanı sıra petrol ve ürün fiyatlarındaki artışla birlikte akaryakıt fiyatları seçim sonrasında yaklaşık 19 TL’den 40 TL’ye yükselmişti.

Merkezi yönetim bütçesi ağustos ayında 51,3 milyar TL fazla, ocak-ağustos döneminde ise 383,4 milyar TL açık verdi. Geçen sene ağustosta 3,6 milyar TL fazla veren bütçenin bu sene aynı ayda 51,3 milyar TL fazla vermesinde, seçimlerin ardından vatandaşın sırtına yüklenen vergilerdeki artış etkili oldu.

Geçen sene ağustosta 271,9 milyar TL olan vergi gelirleri, bu sene ağustosta 543,2 milyar TL’ye yükseldi. Bu rakamın 240 milyar TL’si dolaysız, 303,2 milyar TL’si dolaylı vergilerden oluştu. Kurumlar vergisi ödeme ayı olmasına rağmen dolaysız vergi payı toplam içinde yüzde 44,2’de kaldı.

Sözcü’den Emre Deveci’nin haberine göre vergi geliri artışında, temmuz ayının ikinci yarısında akaryakıtta özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisine (KDV) yapılan büyük zammın da etkisi görüldü.

Geçen yıl ağustosta 7,6 milyar TL olan petrol ve doğalgaz ürünlerinden toplanan ÖTV, bu sene aynı ayda yüzde 263’lük artışla 27,6 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos döneminde petrol ve doğalgaz ürünlerinden ÖTV geliri, 75,9 milyar TL’ye ulaştı.

Hükümet, temmuzda akaryakıtta KDV oranını yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltirken, benzinde litrede 2,52 TL olan ÖTV’yi 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV’yi de 7,05 TL’ye yükseltilmişti. Vergi ve kur artışlarının yanı sıra petrol ve ürün fiyatlarındaki artışla birlikte akaryakıt fiyatları seçim sonrasında yaklaşık 19 TL’den 40 TL’ye yükselmişti.

Alkol ve tütüne üst üste gelen vergi zamlarının etkisi de bütçede görüldü. Geçen sene ağustosta 13,9 milyar TL olan tütün ve alkollü içkiden toplanan ÖTV, bu sene ağustosta 24,3 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos döneminde alkol ve tütünden toplanan ÖTV 142 milyar TL’ye ulaştı.

Özel Tüketim Vergisi katlandı

Geçen sene ağustosta 39,4 milyar TL toplam ÖTV geliri, bu sene ağustosta yüzde 164’lük artışla 104,1 milyar TL’ye yükseldi. Geçen sene ocak-ağustos döneminde 241 milyar TL olan toplam ÖTV geliri, bu sene aynı dönemde 512,8 milyar TL oldu.

Geçen sene ağustosta 14,7 milyar TL olan motorlu taşıtlardan alınan ÖTV, bu sene aynı ayda yüzde 219’luk artışla 46,9 milyar TL’ye yükseldi. Ocak-ağustos dönemi için de rakam 86,9 milyar TL’den 256,7 milyar TL’ye yükseldi.

Paylaşın

Merkezi Bütçe Sekiz Ayda 383,4 Milyar Lira Açık Verdi

2023 yılının ilk sekiz ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 382,1 milyar lira, bütçe gelirleri ise 2 trilyon 998,7 milyar lira oldu. Başka bir ifadeyle, sekiz ayda merkezi yönetim bütçesi 383,4 milyar lira açık verdi.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ağustos 2023 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri raporunu yayınladı.

Buna göre; 2023 yılı Ağustos ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 562,7 milyar TL, bütçe gelirleri 614 milyar TL ve bütçe fazlası 51,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 475,5 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 138,4 milyar TL olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi 2022 yılı Ağustos ayında 3 milyar 586 milyon TL fazla vermiş iken 2023 yılı Ağustos ayında 51 milyar 270 milyon TL fazla verdi. 2022 yılı Ağustos ayında 26 milyar 233 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2023 yılı Ağustos ayında 138 milyar 419 milyon TL faiz dışı fazla verilmişti.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ağustos ayı itibarıyla 562 milyar 686 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 87 milyar 149 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 475 milyar 537 milyon TL olarak gerçekleşti.

2023 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 5 trilyon 589 milyar 85 milyon TL ödenekten Ağustos ayında 562 milyar 686 milyon TL gider gerçekleştirdi. Geçen yılın aynı ayında ise 302 milyar 343 milyon TL harcama yapılmıştı.

Ağustos ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 86,1 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 10,7 iken 2023 yılında yüzde 10,1 oldu.

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 70 oranında artarak 475 milyar 537 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 11,2 iken 2023 yılında yüzde 9,6 olmuştu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ağustos ayı itibarıyla 613 milyar 956 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 543 milyar 183 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 63 milyar 461 milyon TL oldu.

2022 yılı Ağustos ayında bütçe gelirleri 305 milyar 930 milyon TL iken 2023 yılının aynı ayında yüzde 100,7 oranında artarak 613 milyar 956 milyon TL olarak gerçekleşti. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Ağustos ayı gerçekleşme oranı 2022 yılında yüzde 12 iken 2023 yılında yüzde 12,5 oldu.

2023 yılı Ağustos ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 99,8 oranında artarak 543 milyar 183 milyon TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 12,4 iken 2023 yılında yüzde 12,7 oldu

2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 382,1 milyar TL, bütçe gelirleri 2 trilyon 998,7 milyar TL ve bütçe açığı 383,4 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 2 trilyon 982 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 16,7 milyar TL olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi 2022 yılı Ocak-Ağustos döneminde 33 milyar 127 milyon TL fazla vermiş iken 2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde 383 milyar 384 milyon TL açık verildi. 2022 yılı Ocak-Ağustos döneminde 207 milyar 121 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde 16 milyar 716 milyon TL faiz dışı fazla verilmişti.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Ağustos dönemi itibarıyla 3 trilyon 382 milyar 103 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 400 milyar 100 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 2 trilyon 982 milyar 2 milyon TL olarak gerçekleşti.

2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 94,9 oranında artarak 3 trilyon 382 milyar 103 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 91 oranında artarak 2 trilyon 982 milyar 2 milyon TL olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak-Ağustos dönemi itibarıyla 2 trilyon 998 milyar 719 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 2 trilyon 595 milyar 811 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 336 milyar 509 milyon TL oldu.

2022 yılı Ocak-Ağustos döneminde bütçe gelirleri 1 trilyon 768 milyar 320 milyon TL iken 2023 yılının aynı döneminde yüzde 69,6 oranında artarak 2 trilyon 998 milyar 719 milyon TL olarak gerçekleşti. 2023 yılı Ocak-Ağustos dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 76 oranında artarak 2 trilyon 595 milyar 811 milyon TL oldu.

Paylaşın

Bitcoin 26 Bin 500 Doların Üzerinde; XRP Ve Tron Yatırımcısına Kazandırdı

XRP, Cardano, Solana, Tron, Polygon, Litecoin ve Shiba Inu yatırımcısına kazandırırken, Bitcoin (BTC) 26 bin 580 dolara yükseldi. Ethereum (ETH) ise bin 600 seviyesinin üzerinde işlem görüyor.

Haber Merkezi / Haftaya kayıplarla başlayan kripto para piyasaları, ABD’de enflasyonun yüzde 4,7’den yüzde 4,3’e gerilemesinin ardından, dün ve bugün kayıplarını telafi etti.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 1,5 artışla 26 bin 580 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise bin 600 seviyesinin üzerinde işlem görüyor.

Bitcoin (BTC) dün 1,38 artışla 26 bin 260 dolardan işlem görürken, Ethereum (ETH) ise yüzde bin 600 dolar seviyesinin üzerinde işlem görmüştü.

XRP, Cardano, Solana, Tron, Polygon, Litecoin ve Shiba Inu yüzde 2’ye kadar değer kazanarak, yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldılar.

Küresel kripto para piyasası değeri, son 24 saatte yüzde 1,5 artışla 1,06 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para piyasasının değeri dün 1,04 trilyon dolar civarındaydı.

Bitcoinin piyasa değeri 511 milyar dolar civarında. Bitcoinin piyasa değeri dün de 511 milyar dolar civarındaydı. BTC hacmi son 24 saatte yüzde 9,77 düşüşle yaklaşık 12,67 milyar dolar seviyesinde kaldı.

Tüm stabilcoinlerin hacmi şu anda 24,55 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 92,05’ine tekabül ediyor. Tüm stabilcoinlerin hacmi dün 27,36 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 93,38’ine tekabül ediyordu.

Paylaşın

Otomotiv Sektöründe Kredi Kullanımı Yüzde 20’ye Düştü

ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in taşıt kredilerine sınırlama getirecek yorumu sonrası, “Normal pazar koşullarında bireysel müşterilerin yüzde 70’i kredi kullanarak araç almaktaydı. Geldiğimiz noktada bu oranın yaklaşık yüzde 20-25 oranlarına gerilediğini gözlemlemekteyiz” dedi ve ekledi:

“Bununla birlikte kredi kullanan müşterilerin de, ortalama 1.5 milyon TL olan bir araç için maksimum 250-300 bin lira kredi kullanabildiğini görmekteyiz. Bu açıdan, kredilerin daha fazla kısılmasına ihtiyaç olup olmadığına bakmakta fayda olacaktır.”

Önümüzdeki dönemde kurumsal firmaların araç alımlarında öne çıkacağının altını çizen Bozkurt sözlerine şöyle devam etti; “Kredi konusunda önümüzdeki süreçte önemli olan özellikle kurumsal (filo) müşterilerin krediye erişebilmesi olacaktır. Gelecek 2 yıllık süreçte bireysel müşterilerin araç satın almasında ciddi düşüşler olacağı bariz şekilde görülmektedir.

Otomotiv pazarını kurumsal (filo) müşterilerin domine edeceği bir sürece girileceği de aşikardır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken husus, kurumsal müşterilerin krediye ulaşımında bir rahatlamaya gidilmesi ihtiyacının olmasıdır. Aksi takdirde, kurumsal müşterilerin araç alamaması durumunda, şirketlerin araç ihtiyacı karşılanamayacak ve ticari operasyonlar sekteye uğrayacaktır.”

OTOMOTİV Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in taşıt kredilerine sınırlama getirecek perspektife sahip olduklarını ifade etmesinin ardından sektör adına açıklama yaptı.

Gazete Pencere‘nin aktardığına göre; ODMD Başkanı Bozkurt, ekonomik yol haritasının desteklenmesinin büyük bir önem taşıdığının altını çizerek, krediye ulaşım konusundaki görüşlerini şöyle paylaştı:

“Şu anda içinden geçtiğimiz süreçte, en büyük ve en önemli sorunumuz enflasyon olarak öne çıkıyor. Enflasyonla mücadelede ise öncelik cari açık konusuna çözüm bulmaktır. O nedenle, akla ilk gelen müdahalenin ‘iç tüketimin düşürülmesi’ olması da oldukça anlaşılabilir bir durumdur. Bu yaklaşımın, otomotiv sektörü açısından toplam pazar adetlerinin düşmesi gibi sonuçları olacağını öngörmekteyiz. Her ne kadar bu durum ilk bakışta bizleri mutlu etmese de, orta-uzun vadede enflasyon sorununun kalıcı bir şekilde çözülerek, ekonomik istikrar elde edilmesi açısından ne kadar kritik olduğunun bilincindeyiz. O sebeple, ekonomik yol haritasına sabırla destek vermemiz gerekmektedir.”

Kredilerin daha da kısılması konusu hakkında ise Bozkurt, “Normal pazar koşullarında bireysel müşterilerin yüzde 70’i kredi kullanarak araç almaktaydı. Geldiğimiz noktada bu oranın yaklaşık yüzde 20-25 oranlarına gerilediğini gözlemlemekteyiz. Bununla birlikte kredi kullanan müşterilerin de, ortalama 1.5 milyon TL olan bir araç için maksimum 250-300 bin lira kredi kullanabildiğini görmekteyiz. Bu açıdan, kredilerin daha fazla kısılmasına ihtiyaç olup olmadığına bakmakta fayda olacaktır” yorumunu yaptı.

“Ticaret sekteye uğrayacak”

Önümüzdeki dönemde kurumsal firmaların araç alımlarında öne çıkacağının altını çizen Bozkurt sözlerine şöyle devam etti; “Kredi konusunda önümüzdeki süreçte önemli olan özellikle kurumsal (filo) müşterilerin krediye erişebilmesi olacaktır. Gelecek 2 yıllık süreçte bireysel müşterilerin araç satın almasında ciddi düşüşler olacağı bariz şekilde görülmektedir. Otomotiv pazarını kurumsal (filo) müşterilerin domine edeceği bir sürece girileceği de aşikardır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken husus, kurumsal müşterilerin krediye ulaşımında bir rahatlamaya gidilmesi ihtiyacının olmasıdır. Aksi takdirde, kurumsal müşterilerin araç alamaması durumunda, şirketlerin araç ihtiyacı karşılanamayacak ve ticari operasyonlar sekteye uğrayacaktır.”

Bozkurt, aynıca Türkiye’deki mevcut yatırımlar dikkate alındığı, toplam pazarın 700 bin adetlerin altına inmemesinin önem arz ettiğini de söyledi. Bozkurt, “Aksi takdirde sistem kendi kendini taşımakta zorlanabilecek, istihdam kayıplarına kadar gidebilecek başka olumsuz sonuçları da beraberinde getirebilecektir. Özetle enflasyon ve cari açıkla mücadele açısından takip edilecek mali disiplinin gerekli olduğunu düşünüyor ve bunu sonuna kadar destekliyoruz. Ancak toplam otomotiv pazarının 700 bin adedin altına inmemesi adına, kredi konusunda bireysel ve kurumsal müşteriler açısından da dengeleri doğru bir noktada tutmamız gerekmektedir” dedi.

Paylaşın

Kısa Vadeli Dış Borç 165,8 Milyar Dolara Yükseldi

Kısa vadeli dış borç stoku, temmuz ayında 2022 yıl sonuna göre yüzde 11,2 oranında artarak 165,8 milyar dolara yükseldi. Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku ise 210 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Temmuz ayında bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4 artışla 64,8 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,1 oranında arttı ve 54,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Temmuz 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Temmuz sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 11,2 oranında artışla 165,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,0 oranında artarak 64,8 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,1 oranında artarak 54,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 yıl sonuna göre yüzde 7,9 oranında artarak 11,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 4,4 oranında azalarak 20,7 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 12,9 oranında artışla 19,0 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 3,2 oranında artışla 13,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 0,5 oranında azalarak 48,5 milyar  dolar seviyesinde gerçekleşti.

Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,8 oranında artarak 32,0 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 0,0 oranında azalarak 87,4 milyar dolar oldu.

Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 23,6 oranında artarak 91,9 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 1,7 oranında azalarak 72,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

2022 yıl sonunda 676 milyon dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2023 Temmuz sonu itibarıyla 914 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 236 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2023 Temmuz sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 48,4’ü dolar, yüzde 25,2’si Euro, yüzde 9,1’i TL ve yüzde 17,3’ü diğer döviz cinslerinden oluştu. 2023 Temmuz sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 210,0 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Söz konusu stokun 16,7 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşmaktadır. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 19,9, Merkez Bankası’nın yüzde 22,1, özel sektörün ise yüzde 58,0 oranında paya sahip olduğu gözlemlendi.

Paylaşın