Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Türkiye İçin Büyüme Tahminini Yükseltti

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye için 2023 yılı büyüme tahmininin yüzde 3,5 olarak revize etti. Banka ayrıca, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında ise yüzde 3 oranında büyümesini bekliyor.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ekonomistleri Türkiye’nin son yıllarda nispeten güçlü bir büyüme performansı sergilediğini ancak yavaşlama görüldüğünü ifade etti.

BloombergHT’nin aktardığına göre; EBRD, büyümenin yılın ikinci yarısında yavaşlaması beklenmekle birlikte, 2023 yılı için yukarı yönlü bir revizyonda bulundu. Banka, seçim öncesi mali canlanmanın etkisiyle yılın ilk yarısındaki güçlü büyüme bekliyor.

Gelişmekte olan Avrupa ülkeleri, Orta Asya ve Kuzey Afrika’dan oluşan geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren EBRD, bugün yayımlanan Bölgesel Ekonomik Görünüm raporunda yer verilen Türkiye tahminlerin yanı sıra raporda EBRD’nin faaliyet gösterdiği bölgelerde büyümenin 2023 yılında ortalama yüzde 2.4’e düşeceği öngördü.

Rapor, beklenen büyüme performansına rağmen kısa vadeli dış borcun 200 milyar doları aşması ve cari açığın 60 milyar dolar seviyesinde seyretmesi nedeniyle Türkiye ekonomisindeki dış finansman dengesizliklerinin devam ettiğini vurguladı. Döviz rezervlerinin artmakta olduğu, ancak mütevazı kalmaya devam ettiğinin da altı çizdi.

Rapora göre, ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüş olumlu bir sinyal olarak görülürken Mart 2024’teki yerel seçimlerin önemli bir etken olacağı belirtildi.

Raporda, Türkiye GSYH büyümesinin 2023’ün ilk yarısında, 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 5,6’dan yüzde 3,9’a gerilediği belirtilirken, buna ek olarak, enflasyonda düşüşe rağmen yüksek seyrin devam ettiği ve 2023 yılı sonunda enflasyonun yüzde 60’a yükselmesinin beklendiği ifade edildi.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Rezervleri 24 Milyar Dolara Yükseldi

14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimler sonrası eksi 5,7 milyar dolara gerileyen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) net uluslararası rezervleri geçen hafta 6 milyar doların üzerinde artarak yaklaşık 24 milyar dolara yükseldi.

Londra merkezli uluslararası haber ajansı Reuters’ın dört bankacıya dayandırdığı haberine göre, hükümetin mayıs seçimleri sonrası daha ortodoks para politikası benimsemesinden bu yana yükseliş trendi sürüyor. TCMB’nin döviz tamponunun yeniden inşa edilmesi, yetkililerin TL üzerindeki kontrolleri hafifletme istekliliğinin bir göstergesi olarak görülüyor.

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinden bu yana Türk Lirası yüzde 28 değer kaybetti. Türk yetkililerin seçim döneminde döviz talebini karşılama ve lirayı istikrara kavuşturma mücadelesi sürerken, Merkez Bankası’nın rezervleri haziran ayı başında eksi 5,7 milyar dolara gerilemişti.

Bu, rezervlerin 2002 yılından bu yana en düşük seviyeye inmesi anlamına geliyor. Ancak rezervler o zamandan bu yana güçlü bir şekilde toparlandı ve dört ay içinde 30 milyar dolar arttı.

Net uluslararası rezervler temmuz ayında 8,5 milyar dolar ile haftalık bazda en büyük artışını gösterdi. Bankacıların merkez bankası göstergelerine dayanarak yaptıkları hesaplamalara göre, brüt rezervler 22 Eylül itibariyle yaklaşık 4 milyar dolar artarak 125,5 milyar dolara yükseldi.

TCMB, Erdoğan’ın savunduğu politikayla, yüksek enflasyona rağmen gösterge faiz oranını 2021’de yüzde 19 olan seviyeden şubat ayında yüzde 8,5 seviyesine düşürmüştü. Ancak yeni Başkan Hafize Gaye Erkan yönetiminde, son dört ayda faiz oranını 2.150 baz puan artırdı.

Geçen yıl uygulamaya konulan önlemler kapsamında Merkez Bankası, ihracatçıların yıllık yaklaşık 100 milyar dolar tutarındaki döviz gelirlerinin yüzde 40’ını satın alarak rezervleri artırdı. TCMB, 21 Eylül’de politika faizini, piyasa beklentileri doğrultusunda 500 baz puan artırarak yüzde 30’a yükseltmişti.

Bu arada uzmanlar, TCMB’nin faiz artırımlarına devam edeceği ve sıkılaştırma döngüsünü sürdüreceği öngörüsünde bulunarak, politika faizine dair nihai seviye beklentisinin yükselebileceğini belirtiyor.

Paylaşın

“İcra Dosya Sayısı” Yüzde 59,7 Arttı

Ekonomik krize dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “1 Ocak- 22 Eylül 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 59,7 oranında artarak 10 milyon 36 bin oldu” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ayrı dönemde, aboneliklerden kaynaklanan icradaki bazı alacaklardan vazgeçilmesinin de etkisiyle 11 milyon 454 bin dosya da sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı. Dolayısıyla UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 21 milyon 805 bin oldu.”

Karşılıksız çek tutarında patlama yaşandığını belirten, Gürer, “Verilere yansıdığına göre Kredi kartı kullanımının yaygınlaşması ve güven ve itibarının azalması nedeniyle kullanımı giderek azalmasına rağmen, bu yıl karşılıksız çıkan çeklerde önceki yıla göre tam bir patlama yaşanıyor. Ocak-Ağustos döneminde 94 bin 496 çek bankalara ibrazında karşılıksız çıktı” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ekonomik krize dair açıklamalarda bulundu. Gürer açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Vatandaşın umudu kredi kartına takla attırarak ayakta kalmaya çalışmak. Aksi taktirde gelir-gider dengesi bozulduğu için zorunlu ihtiyaçları dahi karşılamada zorlanıyor. Tüketici kredisi faiz oranlarının aylık yüzde 5’e yıllık yüzde 60’a yaklaşması bireysel kredi kullanımını azaltırken, yüksek enflasyon ve geliri harcamasına yetmeyen vatandaşlar kredi kartlarıyla borçlanmaya devam ediyor.

Vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borç bakiyesi 8-15 Eylül haftasında 3,8 milyar lira azalarak 2 trilyon 410 milyar liraya geriledi. Söz konusu haftada tüketici kredilerinde 7,6 milyar liralık azalma yaşanırken, kredi kartı borç bakiyesinde ise 3,8 milyar liralık artış oldu.

Yıl başından bu yana ise tüketici kredileri yüzde 31 oranında artarak 1 trilyon 470 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise yüzde 107,1 oranında artarak 940 milyar liraya yükseldi. Bankaların zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları vatandaşlardan olan kredi alacakları ise yılbaşından bu yana 10,3 milyar liralık artışla 40,6 milyar liraya çıktı. Varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 36,6 milyar liralık bir batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor.

Risk Merkezinin verilerine göre bankalara bireysel kredi kartı borcu bulunan vatandaş sayısı son bir yılda 1 milyon 874 bin kişi artarak 38 milyon 731 bin kişiye yükseldi. Kredi kartı borcu bulunanların sayısı da aynı dönemde 2 milyon 999 bin kişilik artışla 35 milyon 271 bin kişiye çıktı. Temmuz 2023 itibariyle 27 milyon 762 bin kişinin de kredili mevduat hesabı borcu bulunuyor.

Verilere yansıdığına göre Kredi kartı kullanımının yaygınlaşması ve güven ve itibarının azalması nedeniyle kullanımı giderek azalmasına rağmen, bu yıl karşılıksız çıkan çeklerde önceki yıla göre tam bir patlama yaşanıyor. Ocak-Ağustos döneminde 94 bin 496 çek bankalara ibrazında karşılıksız çıktı. Karşılıksız çıkan çek sayısının yüzde 13,4 arttığı bu dönemde asıl patlama ise bu çeklerin tutarında yaşandı.

Karşılıksız çıkan çeklerin tutarı geçen yıla göre yüzde 163,1 oranında artarak 31,4 milyar liraya kadar yükseldi. Aynı nedenlerle kullanımı giderek azalan senetlerde de ocak-ağustos döneminde protesto edilen senet sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 oranında azalarak 129 bin 518’e gerilerken, protesto edilen senetlerin tutarı ise yüzde 13 oranında artarak 8 milyar lirayı geçti.

1 Ocak- 22 Eylül 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 59,7 oranında artarak 10 milyon 36 bin oldu. Ayrı dönemde, aboneliklerden kaynaklanan icradaki bazı alacaklardan vazgeçilmesinin de etkisiyle 11 milyon 454 bin dosya da sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı. Dolayısıyla UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 21 milyon 805 bin oldu.”

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat’ta Asgari Faiz Zorunluluğu Kalktı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına yönelik dikkat çeken bir karara imza attı. Banka, kararla birlikte KKM hesaplarında asgari faiz zorunluluğunu kaldırdı.

BloomberHT’de yer alan habere göre, kararla birlikte bankaların Türk lirası dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilmesinin önü açıldı.

Son dönemde ekonomi yönetimi KKM’nin misyonunu tamamladığı mesajı verirken, birçok düzenlemeyi de hayata geçirmişti.

Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında kur korumalı hesapların TL mevduata dahil olduğu TL payı rasyosunu yürürlükten kaldırılarak, yerine kur korumalı hesapları TL mevduat olarak dikkate almayan ve standart yerel para olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefleyen yeni bir TL payı rasyosu getirilmişti.

Eylül ayında ise TL’ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için aylık yüzde 2 olarak belirlenen TL payı artış hedefi, yüzde 2,5’e yükseltilmişti. Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidilmişti.

Eylül ayının ortasında Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 6 aya kadar vadeli kur korumalı mevduat (KKM) hesapları için zorunlu karşılık oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmişti.

Geçen gelen düzenlemeyle ise kur korumalı hesapların TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi. Bu düzenlemelerin etkisiyle KKM’lerin gerilediği izlenmişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduat toplamı geçen hafta 26 milyar TL düşüşle 3,31 trilyon TL oldu. Dolar cinsi karşılığı ise 123 milyar doların altına geldi. KKM’de son bir ayda 101,4 milyar TL’lik düşüş gerçekleşti.

Öte yandan, bu adımın duyurulduğu anlarda İİT-İSEDAK Merkez Bankaları Forumu Toplantısı Açılış Konuşmasında konuşan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, şunları söyledi:

“2024 yılında dezenflasyonu tesis etmeye yönelik yol haritamızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz… Son dönemdeki düzenlemelerimiz Türk lirası mevduat payının artırılmasını hedeflemektedir…

Öncü göstergeler, yerli ve yabancı yatırımcıların portföylerindeki Türk lirası varlıkların payını artırmaya başladığına işaret etmektedir… Türk lirası varlıklara yönelik yerel ve uluslararası talebi artırmaya kararlıyız…”

Paylaşın

Merkez Bankası Duyurdu: Reel Kesim Güven Endeksinde Düşüş Sürüyor

Ağustos ayında 105 seviyesine gerileyen reel kesim güven endeksi eylül ayında da düşüşünü sürdürdü ve 104,4 değerini aldı. Reel kesim güven endeksi yılın en yüksek seviyesi ise 108,30 ile mayıs ayında kaydedilmişti.

Haber Merkezi / Mevsimsellik arındırılmış reel kesim güveni aylık 0,5 puan artışla 105,1 seviyesinde gerçekleşti. Eylül ayında kapasite kullanım oranı yüzde 76,1’den yüzde 77,3’e yükseldi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı da (KKO-MA) bir önceki aya göre 1,2 puan yükselerek yüzde 76,9 oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), eylül ayı reel kesim güven endeksi ve sanayi kapasite kullanım oranlarını yayımladı.

Buna göre; İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 1,2 puan artarak yüzde 76,9 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı (KKO), bir önceki aya göre 1,2 puan artarak yüzde 77,3 seviyesinde gerçekleşti.

2023 yılı Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 105,1 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak 104,4 seviyesinde gerçekleşti.

“İstihdama ilişkin artış yönlü beklentiler güçlendi”

Merkez Bankası ayrıca, Reel Kesim Güven Endeksi raporunda, “Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre güçlendiği görüldü.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görüldü.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ve gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki aya göre güçlendiği gözlendi.

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ve son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 63,7 seviyesinde gerçekleşti

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 7,3’e, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 78,5‘e yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 14,2‘ye geriledi” değerlendirmelerinde bulundu.

Paylaşın

Goldman Sachs’ın Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi: Yüzde 70

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 30’a çekmesinin ardından yayınladığı raporda, “Yüzde 40 nihai faiz tahminimize yönelik yukarı yönlü riskler var. Enflasyonu yıl sonunda yüzde 70 bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

Bankanın ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil tarafından kaleme alınan raporda Merkez Bankası’nın (TCMB) bir haftalık repo faizinin ‘enflasyonu hedeflemede daha önemli bir enstrüman haline geldiği’ belirtildi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) bir haftalık repo faizini 500 baz puanlık artışla yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseltmişti.

MB açıklamasında aylık enflasyon ana eğiliminde düşüşün başlayacağının değerlendirildiği belirtildi. Açıklamada, “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” denmişti.

Tüketici enflasyonunun yüzde 60’a yaklaşması ve yılın geri kalanında yüksek seyretmesinin beklenmesiyle birlikte MB sıkılaştırmanın dozunu artırmış ve geçen ay 750 baz puanlık bir faiz artırımı gerçekleştirmişti. Son artışla birlikte Hafize Gaye Erkan yönetiminde MB toplam 2 bin 150 baz puan faiz artırmış oldu.

Goldman Sachs analizi

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs, MB’nin 500 baz puanlık faiz artışının ardından yayınladığı değerlendirmede, “Yüzde 40 nihai faiz tahminimize yönelik yukarı yönlü riskler var. Enflasyonu yıl sonunda yüzde 70 bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bankanın ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil tarafından kaleme alınan raporda MB bir haftalık repo faizinin ‘enflasyonu hedeflemede daha önemli bir enstrüman haline geldiği’ belirtildi. Goldman MB’den yılın geri kalanında ‘somut faiz artışları yapmaya devam etmesini’ bekliyor.

Paylaşın

Trafiğe Kayıtlı Taşıt Sayısı 28 Milyona Dayandı

Ağustos ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı 27 milyon 987 bin 472 oldu. Kayıtlı taşıtların yüzde 53,2’sini otomobil, yüzde 17,0’ını motosiklet, yüzde 15,8’ini kamyonet, yüzde 7,7’sini traktör, yüzde 3,4’ünü kamyon, yüzde 1,8’ini minibüs, yüzde 0,8’ini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Motorlu Kara Taşıtları Ağustos 2023 verilerini açıkladı Buna göre; Ağustos ayında 235 bin 317 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 46,5’ini motosiklet, yüzde 38,1’ini otomobil, yüzde 10,2’sini kamyonet, yüzde 2,9’unu traktör, yüzde 1,5’ini kamyon, yüzde 0,5’ini minibüs, yüzde 0,2’sini otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,3 arttı. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre minibüste yüzde 54,9, otobüste yüzde 41,6, kamyonette yüzde 10,7, özel amaçlı taşıtta yüzde 9,1, motosiklette yüzde 7,8 artarken traktörde yüzde 14,7, kamyonda yüzde 7,8 ve otomobilde yüzde 6,5 azaldı.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 110,6 arttı. Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı minibüste yüzde 188,8, motosiklette yüzde 165,9, kamyonette yüzde 93,0, otomobilde yüzde 86,2, otobüste yüzde 32,7, traktörde yüzde 30,6 artarken kamyonda yüzde 7,2 ve özel amaçlı taşıtta yüzde 0,9 azaldı.

Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı ağustos ayı sonu itibarıyla 27 milyon 987 bin 472 oldu. Kayıtlı taşıtların yüzde 53,2’sini otomobil, yüzde 17,0’ını motosiklet, yüzde 15,8’ini kamyonet, yüzde 7,7’sini traktör, yüzde 3,4’ünü kamyon, yüzde 1,8’ini minibüs, yüzde 0,8’ini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Ağustos ayında 893 bin 913 adet taşıtın devri yapıldı. Devri yapılan taşıtların yüzde 61,7’sini otomobil, yüzde 16,1’ini motosiklet, yüzde 14,9’unu kamyonet, yüzde 2,9’unu traktör, yüzde 1,9’unu kamyon, yüzde 1,8’ini minibüs, yüzde 0,5’ini otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Ağustos ayında 89 bin 694 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı. Kaydı yapılan otomobillerin yüzde 12,1’i Fiat, yüzde 8,9’u Renault, yüzde 7,2’si Volkswagen, yüzde 7,1’i Opel, yüzde 6,9’u Peugeot, yüzde 6,4’ü Chery, yüzde 5,7’si Dacia, yüzde 4,1’i Hyundai, yüzde 4,1’i Citroen, yüzde 3,8’i Mercedes-Benz, yüzde 3,3’ü Ford, yüzde 3,2’si Skoda, yüzde 3,2’si Toyota, yüzde 2,6’sı Audi, yüzde 2,3’ü BMW, yüzde 2,0’ı Kia, yüzde 1,8’i MG, yüzde 1,6’sı Nissan, yüzde 1,3’ü Volvo, yüzde 1,2’si Honda ve yüzde 11,3’ü diğer markalardan oluştu.

Ocak-Ağustos döneminde 1 milyon 525 bin 213 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 89,5 artarak 1 milyon 525 bin 213 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 18,2 azalarak 20 bin 33 adet oldu. Böylece Ocak-Ağustos döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında1 milyon 505 bin 180 adet artış gerçekleşti.

Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan 620 bin 472 adet otomobilin yüzde 67,0’ı benzinli, yüzde 18,5’i dizel, yüzde 8,8’i hibrit, yüzde 4,3’ü elektrikli ve yüzde 1,4’ü LPG’lidir. Ağustos ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 14 milyon 892 bin 825 adet otomobilin ise yüzde 36,1’i dizel, yüzde 33,9’u LPG’li, %28,1’i benzinli, yüzde 1,3’ü hibrit ve yüzde 0,3’ü elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,2’dir.

Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan 620 bin 472 adet otomobilin yüzde 34,8’i 1300 ve altı, yüzde 23,9’u 1401-1500, yüzde 19,8’i 1301-1400, yüzde 10,3’ü 1501-1600, yüzde 6,1’i 1601-2000, yüzde 0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

Ocak-Ağustos döneminde trafiğe kaydı yapılan 620 bin 472 adet otomobilin yüzde 34,5’i gri, yüzde 28,4’ü beyaz, yüzde 12,3’ü mavi, yüzde 10,7’si siyah, yüzde 7,5’i kırmızı, yüzde 2,9’u yeşil, yüzde 2,3’ü turuncu, yüzde 0,6’sı sarı ve yüzde 0,5’i kahverengi renklidir.

Paylaşın

Ekonomistlerden Faiz Yorumu: Önden Yüklemeli 10 Puan Artışa Belli Ki İzin Çıkmadı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 25’ten yüzde 30 düzeyine yükseltti. Ekonomistler faiz kararı sonrası değerlendirmelerde bulundu.

Mustafa sönmez, “Önden yüklemeli 10 puan artışa belli ki izin çıkmadı, ne işe yarayacağı belirsiz 5 puanda kaldılar” ifadelerini kullanırken, Özgür Demirtaş ise, “Merkez Bankasını kararından ötürü tebrik ederim. Bu kararların devamını dilerim. Ayrıca ilk dakikalarda Dövize sert müdahale yapmadıkları için de tebrik ederim… Daha çok yolumuz var.” dedi.

Atilla Yeşilada da, “İnanmamıştım, yanılmışım. TCMB çaktı 500 puanı” ifadelerini kullandı. Diğer ekonomistlerin değerlendirmeleri ise şöyle:

Nesrin Nas: “MB, politika faizini piyasa beklentisine uygun 500 puan artırdı. Faiz yüzde 30. Bundan sonraki seviye muhtemelen 2024 enflasyon beklentisi ile uyumlu olacak gibi görünüyor. 2024 beklentisi yüzde 33 idi. Enflasyonun sebebi belli. Bir kişinin seçim kazanmak için ‘nas’ diyerek akla ziyan politikalarda ısrar etmesi. Şimdi sanki enflasyonun sebebi vatandaşmış, şahsım değilmiş gibi, enflasyonun bedeli vatandaşın sırtına yükleniyor. Enflasyon artarken de bedelini halk ödüyor, düşerken de…”

Mahfi Eğilmez: “Belirsizlik bir ekonomi için en büyük sıkıntı, karar alıcılar için en büyük sorundur. Belirsizlik büyüdükçe riskler artar, kurlar, maliyetler ve sonuçta da enflasyon yükselir.”

Alaattin Aktaş: Politika faizi artışı 5 puan. PPK açıklamasından: “Ücret ve kur artışı ile vergi kaynaklı maliyet artışı enflasyona önemli ölçüde yansıdı. Bu yüzden aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş başlayacak.” Bugünkü yazımda aynı görüşü dile getirdim: “Eylül enflasyonu %5’i aşmayabilir.”

Tunç Şatıroğlu: “Politika faizi yüzde 30 oldu. 19’u beğenmeyenleri piste alalım. O kadar vergi artış olduğunu hepimiz gördük, yaşadık ve yaşıyoruz. Enflasyon deden öngörülenin üzerine çıkmış acaba?”

Arda Tunca: Sabahki yorumum geçerlidir. Böyle merkez bankacılığı olmaz. Artan faiz, piyasayı yönlendirmekten uzak, parasal istikrarı sağlamaya uzanamayacak kadar da ayrıca uzak. Toplum, faiz artıyor ama enflasyon da artıyor lafıyla kandırılmasın. Siyasi baskının amacı da bu imaj olsa gerek.

Bugünun faiz kararı piyasayı yakalayacak düzeyde olmazsa, yine bir fiyaskodur. Mevduat oranları %40 ve üzerindeyken, kredi firyatlamaları %40-45 aralığındayken, arkadan gelen @Merkez_Bankasi piyasayı yönlendiremez. Fiyatları piyasa kendisi belirliyor. Politika faizi etkisiz.”

İris Cibre: “PPK Tahmin aralıklarına bak hele pas ile 1000 bps arası Trajikomik… Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir. TCMB CDS 10 BPS birden düşerek 385 e tekrar geriledi. Kur salınıma bırakılmış görünüyor bu da çok doğru hareket. Bu karar ve kararlılık kur talebini baskılayacaktır, dolayısıyla müdahale ihtiyacı da düşecektir MB’nin 2 gün önce üzerinde durduğum konuda doğru hareket ediyor olması da mutluluk verici.”

Fatih Özatay: TCMB faizi %30’a yükseltti. 2024 sonu enflasyon tahminine uygun faiz düzeyinin oldukça uzağında bu düzey. Kademeli faiz artırımı ile önemli bir risk almış oluyor. Sonuç: Önümüzdeki maçlara bakacağız…

Uğur Gürses: Rahvan para politikası…’Enflasyon önden koşsun, ben yetişirim’ diyen merkez bankası… TL’yi başkaları mı cazip kılacak? Aralık sonuna kadar kendi tahmini % 14 ilave artış (yıllık % 41) faizini ise % 30’a çekebiliyor.

Hakan Kara: TCMB’den net bir iletişimle, doğru yönde atılmış bir adım. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Merkez’den parasal sıkılaştırma sürecinin devamı vurgusu

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, Kurul’un “dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına” verdiği vurgulandı.

Enflasyonun Temmuz ve Ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleştiği belirtilen açıklamada, “Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır” denildi. Bu unsurların enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahminlerin üzerinde olacağına işaret edildi. Merkez Bankası, Temmuz ayında 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 58’e yükseltmiş, 2024 yıl sonu tahminini ise yüzde 33 olarak güncellemişti.

“Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir” denilen açıklamada, Para Politikası Kurulu “parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır” ifadesine yer verildi.

Türkiye’de, Eylül 2021’de başlayan faiz indirim sürecinde, politika faizi yüzde 19’dan yüzde 8,5 kadar indirildi. Mayıs seçimleri sonrasında ekonomi yönetiminde yapılan değişikliğin ardından politika faizi Haziran sonunda yüzde 15’e çıkarıldı. Temmuz ayında yüzde 17,5’e çıkarılan faiz, son olarak 25 Ağustos’ta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında beklentileri aşarak yüzde 25’e yükseltildi.

Paylaşın

Merkez Bankası Politika Faizini Yüzde 30’a Yükseltti

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), piyasaların beklentilerine paralel olarak yüzde 25 olan politika faizini yüzde 30’a yükseltti.

Haber Merkezi / Toplantı sonrası yapılan açıklamada, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devam edeceği vurgulandı.

Açıklamanın devamında, “Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” denildi.

Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi: “Para Politikası Kurulu (Kurul) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 25’ten yüzde 30 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir.

Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir.

Enflasyon temmuz ve ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleşmiştir. Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir. Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlaması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.

Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.

Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme süreci, etki analizleri dikkate alınarak kademeli olarak devam edecektir. Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmektedir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdürecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Faiz indirme sürecine 27 ay sonra son verilmişti

Merkez Bankası, Hafize Gaye Erkan’ın göreve atanması sonrası faiz indirimi sürecine 27 ay sonra son vermiş, son 3 PPK toplantısında politika faizini yüzde 16,5 artırmıştı.

Politika faizi, Haziran ayında 650 baz puan artışla yüzde 15’e, Temmuz ayında ise 250 baz puan artışla yüzde 17,50’ye yükseltmişti. 24 Ağustos’ta yapılan toplantıda ise politika faizi, piyasa beklentilerinin üzerinde 750 baz puanlık artışla yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkartılmıştı.

Anadolu Ajansı (AA) Finans’ın 19 ekonomistin katılımıyla yaptığı ankette 500 baz puan artış beklentisi öne çıkmıştı. Anket sonuçlarına göre, 250 ile 600 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 27,50 ile yüzde 31, yıl sonu politika faizi beklentileri ise yüzde 35 ile 45 arasında yer alıyordu.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36 olmuştu. Reuters anketine katılan 16 ekonomist de Merkez Bankası’ndan 500 baz puanlık artış bekliyordu. Tahminler yüzde 27,5 ile yüzde 31 bandında yer alıyordu.

Bloomberg HT’nin anketine katılan 19 kurumun medyan beklentisi de, politika faizinin bugün 500 baz puan artırılarak yüzde 30’a yükseltilmesi yönündeydi. Eylül ayı faiz anketinde; maksimum beklenti yüzde 30, minimum beklenti ise yüzde 27,5 olmuştu.

Ankette 2023 yıl sonu için medyan faiz beklentisi yüzde 35 seviyesinde gerçekleşmişti. 2023 yıl sonuna ilişkin maksimum beklenti yüzde 40, minimum beklenti ise yüzde 30 olmuştu.

Paylaşın

Tarımsal Girdi Enflasyonu Yüzde 34,32’ye Yükseldi

Tarımsal girdi enflasyonu temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 6,56, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 21,29, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,32 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 69,23 arttı.

Haber Merkezi / Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 95,89 ile veteriner harcamaları ve yüzde 89,23 ile diğer mal ve hizmetler oldu. Yıllık artışın az olduğu alt gruplar ise sırasıyla yüzde 2,26 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 13,20 ile enerji ve yağlar oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi Temmuz 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımsal girdi enflasyonu temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 6,56, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 21,29, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,32 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 69,23 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 5,71, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 11,90 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 29,17, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 76,25 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın az olduğu alt gruplar yüzde 2,26 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 13,20 ile enerji ve yağlar oldu. Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 95,89 ile veteriner harcamaları ve yüzde 89,23 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

Bir önceki aya artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 1,65 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 2,28 ile tohum ve dikim materyali oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 23,76 ile enerji ve yağlar ve yüzde 18,80 ile veteriner harcamaları oldu. Bir önceki aya göre azalış gösteren tek alt grup ise yüzde 0,38 ile hayvan yemi oldu.

Paylaşın