İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti Aylık 44 Bin 561 Liraya Yükseldi

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti ağustos ayında 42 bin 593 lira iken, eylül ayında 44 bin 561 liraya yükseldi. Başka bir ifadeyle İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti aylık olarak yaklaşık yüzde 4,62 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kuruluşlarından İstanbul Planlama Ajansı (İPA), “İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti” eylül verilerini açıkladı.

İstanbul’da yaşamanın maliyeti eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 79,42 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 44 bin 561 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 4,62, bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 61,47 oranında arttı.

Bir önceki yılın eylül ayına göre ise İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı yüzde 79,42 olarak gerçekleşti. Eylül ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 44 bin 561 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre bin 968 lira arttı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın eylül ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 183,33 artış oranı ile saç bakım ürünleri fiyatlarında yaşandığı görüldü.

İstanbul Planlama Ajansı’nın Ağustos ayı verileri ise şöyleydi:

İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın aynı ayına göre yüzde 80,59 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 42.593 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 9,69, bir önceki yılın Aralık ayına göre ise yüzde 54,34 oranında arttı.

Bir önceki yılın Ağustos ayına göre ise İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı yüzde 80,59 olarak gerçekleşti. Ağustos ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 42.593 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre 3.765 lira arttı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın Ağustos ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 144,37 artış oranı ile zeytinyağı fiyatlarında yaşandığı görüldü.

Paylaşın

Merkez Bankası Başkanı, Tek Haneli enflasyon İçin 2026’yı İşaret Etti

Plan ve Bütçe Komisyon’unda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız” dedi ve ekledi:

“Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmektedir.”

Gaye Erkan, açıklamasının devamında, “Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024’ten sonra görmeye başlayacağız. 2025’te istikrar dönemi olacak ve 2026’da enflasyonu tek haneye indireceğiz” ifadelerini kullandı.

TCMB Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyon’unda sunum yaptı. Erkan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda tüm araçlarımızı kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.Parasal sıkılaştırmayı makro ihtiyati çerçevedeki sadeleştirme ile birlikte yürüterek, hem parasal aktarım mekanizmasının güçlenmesini, hem de attığımız adımların makro finansal istikrarı pekiştirmesini hedefliyoruz.

Beklentileri yeniden çıpalayacak, ekonomideki güven ve öngörülebilirliği artıracak para politikasını sabırla uygulamaya yönelik kararlılığımızı attığımız adımlarla gösteriyoruz.

Parasal sıkılaştırma sürecimizin ve güçlü bir eğilim gösteren rezerv birikiminin etkilerinin döviz kuru istikrarını desteklediğini görmekteyiz.

Akaryakıt fiyatları, fiyatlama davranışları üzerinde ilave bir risk oluşturuyor. Akaryakıt önümüzdeki dönemde de enflasyon üstünde risk. Sanayiye yönelik elektrik ve doğalgaz zamları yıllık enflasyonu artıracak.

Enflasyonun ana eğilimi eylül ayı itibarıyla yavaşlamaya başlamıştır, dezenflasyonu tesis etmekte kararlıyız. Tüm araçlarımızı enflasyon tek haneye gerileyene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süre gelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmakta.

Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmekte. Merkez Bankası rezervleri 4 ayda 27 milyar dolar artarak 125,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız. Politika faizinde gerçekleştirdiğimiz kademeli ve kararlı artışların yanı sıra makro ihtiyati çerçevede attığımız sadeleşme adımlarının da katkısıyla piyasa mekanizmasının yeniden tesisi sağlanmıştır.

“Piyasadaki kur oynaklığı geriledi”

Kur korumalı mevduat bakiyesi gerilerken rezervlerde de artış sağlanması, KKM’den ve döviz mevduattan TL’ye geçiş stratejisinin başarıyla ilerlediğine ve TL’ye arzu edilen sağlıklı geçişin başladığına işaret etmektedir. Piyasadaki kur oynaklığı geriledi.

Enflasyon konusunda geçiş sürecindeyiz. Geçiş sürecinde enflasyonda geçici bir yükseliş gerçekleşmektedir. 2024 yılında dezenflasyon süreci başlayacaktır.

Faiz kararlarınızı, miktarsal sıkılaştırma ile daha etkili hale getiriyoruz. Fiyat istikrarını tesis etmekte kararlıyız. Haziran ayından bugüne süre gelen parasal sıkılaştırma sürecinin etkilerini belirgin şekilde 2024 yılında görmeye başlayacağız. Bu nedenle 2024 yılını dezenflasyon dönemi olarak tanımlıyoruz.

Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024’ten sonra görmeye başlayacağız. 2025’te istikrar dönemi olacak ve 2026’da enflasyonu tek haneye indireceğiz.”

Paylaşın

Otomotiv Sektöründe Tüm Zamanların En İyi Eylül Satışları

Eylül ayında, otomobil satışları yüzde 76.7 artışla 78,971 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 2.4 artışla 17,822 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı Eylül’de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 55.9 artarak 96,793 adete ulaştı.

Haber Merkezi / Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 58.1 artış kaydetti. Ocak-Eylül döneminde ise otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı yüzde 64.8 artışla 857,575 adet olarak gerçekleşti.

Yılın ilk dokuz ayında otomobil satışları yüzde 67 artarak 666,890 adet, hafif ticari araç pazarı da yüzde 57.2 artarak 190,685 adet oldu.

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD), Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazarı Eylül 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, bu yılın Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 64,8 oranında artarak 857.575 adet oldu.

Otomobil satışları, Ocak-Eylül döneminde geçen yıla göre yüzde 67,0 oranında artarak 666.890 adet, hafif ticari araç pazarı yüzde 57,2 artarak 190.685 adet oldu. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı eylül ayında yüzde 55,9 otomobil pazarı yüzde 76,7, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 2,4 oranında arttı.

Eylül ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 55,9 artarak 96.793 adet oldu. Eylül ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 76,7 artarak 78.971 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 2,4 artarak 17.822 adet oldu.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 10 yıllık eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 58,1 arttı. Otomobil pazarı, 10 yıllık eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 69,3 artış gösterdi. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık eylül ayı ortalama satışlara göre yüzde 22,1 arttı.

Otomobil pazarı segmentlere göre; Pazarın yüzde 88,9’unu vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. C segmenti otomobiller 368.503 adetle yüzde 55,3 pay, B segmenti otomobiller 217.978 adetle yüzde 32,7 pay aldı.

Otomobil pazarı gövde tiplerine göre; Gövde tiplerine göre değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi SUV otomobiller (yüzde 50,5 pay, 336.572 adet) oldu. SUV otomobilleri, yüzde 26,8 pay ve 178.635 adet satış ile Sedan, yüzde 20,5 pay ve 136.992 adet satış ile H/B otomobiller takip etti.

Otomobil pazarı motor tipine göre; Benzinli otomobil satışları 448.152 adetle yüzde 67,2 pay, dizel otomobil satışları 102.184 adetle yüzde 15,3 pay, hibrit otomobil satışları 70.072 adetle %10,5 pay, elektrikli otomobil satışları 39.051 adetle yüzde 5,9 pay ve otogazlı otomobil satışları 7.431 adetle yüzde 1,1 pay aldı.

Otomobil pazarı motor hacmine göre; 1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 57,4 artarak yüzde 82,7 pay, 1600-2000cc aralığındaki otomobil satışları yüzde 52,5 artarak yüzde 0,6 pay, 2000cc üstü otomobil satışları yüzde 83,3 artarak yüzde 0,3 pay aldı.

Otomobil pazarı emisyon seviyelerine göre; 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 258.141 adetle yüzde 38,7 pay, 140-160 gr/km arasındaki otomobiller 143.988 adetle yüzde 21,6 pay aldı.

Otomatik şanzımanlı otomobiller; 535.825 adetle yüzde 80,3 pay alırken, manuel şanzımanlı otomobiller 131.065 adetle yüzde 19,7 pay aldı.

Hafif ticari araç pazarı gövde tipine göre; Van gövde tipi yüzde 78,1 pay ve 148.903 adet ile en çok tercih edilen gövde tipi olurken; Kamyonet gövde tipi yüzde 9 pay ve 17.174 adetle 2. sırada yer aldı.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Enflasyon Yüzde 61,53

Enflasyon eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 oldu.

Haber Merkezi/ Piyasada beklenti TÜFE’nin aylık yüzde 5 artacağı ve yıllık enflasyonun yüzde 62’ye çıkacağı yönündeydi.

Reuters’ın anketine katılan 10 ekonomistin aylık TÜFE tahminleri, yüzde 3.7 ila yüzde 6.2 artış bandında yer alırken, yıllık tahminler ise yüzde 60 ila yüzde 63.7 arasında bulunuyordu. Medyan beklenti, TÜFE’nin eylülde aylık yüzde 4.9 artması, yıllık bazda yükselişine devam ederek yüzde 61.7’ye çıkması yönündeydi.

Enflasyon ağustosta aylık bazda yüzde 9,09 artarken, yıllık enflasyon yüzde 47,83’ten yüzde 58,94’e yükselerek yılın zirvesine yerleşmişti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Enflasyon eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 20,16 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,48 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla eylül ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 2,59 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, eylül ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 30,27 ile eğitim oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan eylül ayı itibarıyla, 11 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 128 temel başlığın endeksinde ise arttı.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 5,06, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 54,66, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,22 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,75 oldu.

Paylaşın

ENAG Duyurdu: Enflasyon Yüzde 130,13

Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG), göre enflasyon eylül ayında aylık yüzde 6,24 artarken yıllık enflasyon yüzde 130,13 oldu. TÜİK’egöre ise enflasyon aylık 4,75, yıllık ise yüzde 61,73 arttı.

Haber Merkezi / Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), eylül ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. ENAG verilerine göre, aylık enflasyon yüzde 4,75; yıllık enflasyon ise yüzde 61,73 olarak hesaplandı. ENAG’a göre; Ocak-Eylül dönemi enflasyon oranı ise yüzde 95,33 oldu.

TÜİK’e göre enflasyon eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 oldu.

Piyasada beklenti TÜFE’nin aylık yüzde 5 artacağı ve yıllık enflasyonun yüzde 62’ye çıkacağı yönündeydi.

Reuters’ın anketine katılan 10 ekonomistin aylık TÜFE tahminleri, yüzde 3.7 ila yüzde 6.2 artış bandında yer alırken, yıllık tahminler ise yüzde 60 ila yüzde 63.7 arasında bulunuyordu. Medyan beklenti, TÜFE’nin eylülde aylık yüzde 4.9 artması, yıllık bazda yükselişine devam ederek yüzde 61.7’ye çıkması yönündeydi.

Enflasyon ağustosta aylık bazda yüzde 9,09 artarken, yıllık enflasyon yüzde 47,83’ten yüzde 58,94’e yükselerek yılın zirvesine yerleşmişti.

Birçok ekonomist, Ağustos ayındaki yüzde 9,09’luk artış karşısında, bu ayki yüzde 4,5’luk artışın olumlu gibi görünmesine rağmen nüfusun büyük çoğunluğunda hissedilmediğini söyledi.

Ekonomist Mustafa Sönmez, yıl bazında en yüksek harcama grubunun lokanta-otel olduğunu vurguladığı analizinde, “Bunun da ağırlığı lokanta, büfe vb yerlerle, yani sonuçta gıda ile ilgili. Gıda, tarımsal üretim arzı artırılmadıkça yüksek enflasyondan kurtulmak mümkün değil” dedi.

Ekonomist Oğuz Demir, sosyal medya hesabında yaptığı değerlendirmede, eğitim harcamalarındaki artışa dikkat çekti. Demir, “Aynı sarmalın içindeyiz. Talebi yakalayan zammı yapıyor. Eylül ayında sıra eğitime gelmişti. yüzde 30’un üzerinde alt endekste fiyat artışı var. Yıllık artış yüzde 80” dedi.

Doç. Dr. Baki Demirel, “Yoksulun enflasyonu elbette daha yüksek ve ENAG ile fark hala 2 katı kadar” dedi. X hesabındaki paylaşımında Demirel, “Üretici enflasyonu ise önümüzdeki ay manşet enflasyonun en azından %3.5 dan daha düşük gelmeyeceğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Üretici Enflasyonu Yüzde 47,44

Üretici enflasyonu eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,40, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 36,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,44 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,55 arttı.

Haber Merkezi / Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri incelendiğinde; ara malında yüzde 45,79, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,94, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,98, enerjide yüzde 13,41 ve sermaye malında yüzde 65,83 artış oldu.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri incelendiğinde ise; ara malında yüzde 1,92, dayanıklı tüketim malında yüzde 3,73, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,80, enerjide yüzde 6,12 ve sermaye malında yüzde 2,96 artış gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Üretici enflasyonu eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,40, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 36,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,44 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,55 arttı.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,43 artış, imalatta yüzde 55,05 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 17,08 azalış, ve su temininde yüzde 68,36 arttı.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri incelendiğinde; ara malında yüzde 45,79, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,94, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,98, enerjide yüzde 13,41 ve sermaye malında yüzde 65,83 artış oldu.

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 5,97, imalatta yüzde 3,07, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 5,47 ve su temininde yüzde 13,72 artış oldu.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri incelendiğinde; ara malında yüzde 1,92, dayanıklı tüketim malında yüzde 3,73, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,80, enerjide yüzde 6,12 ve sermaye malında yüzde 2,96 arttı.

Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 17,08 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 96,61, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 93,27, tütün ürünleri %81,06 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık en yüksek azalış; yüzde 0,21 ile basım ve kayıt hizmetleri, yüzde 0,10 ile ana metaller alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık tütün ürünleri yüzde 42,46, su ve suyun arıtılması ve dağıtılması yüzde 13,72, ham petrol ve doğal gaz yüzde 8,95 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

“Merkez Bankası’nın Kura Müdahalesi 226 Milyar Dolara Ulaştı” İddiası

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ağustos ayıyla birlikte kura müdahalesinin 226 milyar dolara çıktığı öne sürüldü. Banka’nın hali hazırda negatif olan net rezervlerinin (swap hariç) daha da negatife itebileceği de iddia edildi.

Serbest piyasada 27,4650 liradan alınan dolar 27,4670 liradan satılıyor. 29,0040 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 29,0060 lira olarak belirlendi. Cuma günü doların satış fiyatı 27,4170 lira, euronun satış fiyatı ise 29,0060 lira olmuştu.

Bloomberg ekonomisti Selva Baziki, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) kura müdahalesine ilişkin hesaplarını şöyle aktardı:

“TCMB’nin arka kapı müdahalelerinin Ağustos ayı itibarıyla 226 milyar dolara çıktığını hesaplıyoruz. Bu ortalama aylık 11 milyar dolar müdahaleye tekabul ediyor.

KKM’den çıkışları teşvik eden regülasyon değişiklikleri ilerisi için bir zorluğa işaret ediyor. Büyük rezerv kaynaklarından birinin kurumasıyla, aynı hızda devam eden müdahaleler TCMB’nin hali hazırda negatif olan net rezervlerini (swap hariç) daha da negatife itebilir.

Veri yetersizliğinden hesaplarımız bazı varsayımlara dayanıyor. Ihracat geliri devirleri düşükse, bu daha düşük müdahale hacmi demektir. Diğer taraftan YP kaynaklı KKM oranı daha yüksekse, müdahale hacmi daha fazla olabilir.”

Paylaşın

2023’te Kepenk Kapatan Esnaf Sayısı 71 Bin 500’e Yükseldi

TESK verilerine göre açıklamalarda bulunan CHP’li Bekir Başevirgen, “Yaşanan derin ekonomik bunalım her geçen gün kötüye gitmeye başladı. TESK’in verilerine göre 2022 yılının ilk 8 ayında 59 bin 900 esnaf kepenk kapatırken, bu sayı 2023 yılının ilk 8 ayında yüzde 20 artış göstererek 71 bin 500’e kadar yükseldi” dedi ve ekledi:

“Girdi maliyetleri artan, borç batağından kurtulamayan esnafımız artık son çareyi işyerini kapatmakta buluyor. Çünkü vatandaşın alım gücü yok. Esnaf işyerini siftahsız kapatıyor.”

Bekir Başevirgen ayrıca, KOBİ’lerin bankacılık sektörüne olan borçlarının temmuz ayı itibari ile 2 trilyon 868 milyar liraya yükseldiğini belirterek, “Masraflar çevrilebilir olmaktan çıktı. KOBİ sayısı nisan ayında 4 milyon 588 bin oldu. Borcu takibe düşen KOBİ sayısı ise 330 bine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Sözcü’den İlker Kılıçaslan haberine göre her geçen gün iğneden ipliğe gelen zamlar vatandaşın alım gücünü düşürmeye devam ederken, işyerini siftahsız kapatmak zorunda kalan esnaf da zor günler yaşıyor. Elektrik, işyeri kirası gibi her yıl girdi maliyetleri yüzde 100 oranında artan esnaf, yaşadığı ekonomik sıkıntıdan kurtulmak için çareyi işyerini kapatmakta buluyor.

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre açıklamada bulunan CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, geçtiğimiz yıl işyerini kapatan esnaf sayısının bu yılın ilk 8 ayında yüzde 20 oranında artış gösterdiğini ifade etti.

TESK’in verilerini paylaşan CHP Manisa Milletvekili Başevirgen, her yıl ekonomik darboğaz yüzünden kepek kapatan esnaf sayısının artış gösterdiğini ve yaşanan ekonomik bunalımın etkisinin giderek kötüye gittiğini dile getirdi.

CHP’li Başevirgen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Yaşanan derin ekonomik bunalım her geçen gün kötüye gitmeye başladı. TESK’in verilerine göre 2022 yılının ilk 8 ayında 59 bin 900 esnaf kepenk kapatırken, bu sayı 2023 yılının ilk 8 ayında yüzde 20 artış göstererek 71 bin 500’e kadar yükseldi. Girdi maliyetleri artan, borç batağından kurtulamayan esnafımız artık son çareyi işyerini kapatmakta buluyor. Çünkü vatandaşın alım gücü yok. Esnaf işyerini siftahsız kapatıyor.”

Pandemi döneminden bu yana taşıdıkları borç yükünü hafifletemeyen KOBİ’lerin bankacılık sektörüne olan borçlarının temmuz ayı itibari ile 2 trilyon 868 milyar liraya yükseldiğini söyleyen Başevirgen, “Masraflar çevrilebilir olmaktan çıktı. KOBİ sayısı nisan ayında 4 milyon 588 bin oldu. Borcu takibe düşen KOBİ sayısı ise 330 bine ulaştı” dedi.

“Katlanan işletme giderleri esnafı kepenk kapatmaya zorluyor”

CHP’li Başevirgen açıklamasının son kısmında, kapanan esnaf sayısındaki artışın kaygı verici boyutlara geldiğinin altını çizerek sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: Uygulanan yüksek faiz, yüksek kur, fahiş vergi artışları ve zamlar, kontrolden çıkan işyeri kiraları, elektrik, doğalgaz faturalarıyla katlanan işletme giderleri esnafı kepenk kapatmaya zorluyor. Küçük esnaf ve sanatkarımız artış tükenmiş durumda.

Maliyet artışları esnaf zor durumda bırakırken kardan çok da zarar ettiriyor. Vatandaşın düşen alım gücü de hesaba katıldığında ne bayramlar, ne de düğün ve tatil sezonu ne de okulların açılması esnafın işlerini düzeltti. Esnaf yok olurken işsizler ordusu da çığ gibi büyüyor. İktidarın sadece seyrettiği bu tabloda,  işletmelerin borç yükü ve artan maliyetleri de göz önüne alındığında toplu iflaslardaki artış ne yazık ki kaçınılmaz hale gelecek.

Paylaşın

Türkiye, Kuzey Irak’tan Mart Ayında Durdurduğu Petrol İthalatına Yeniden Başlıyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın bugün itibarıyla operasyona hazır hale geldiğini” belirterek “Hattı bu hafta içinde faaliyete geçireceğiz. Boru hattı faaliyete geçtikten sonra küresel petrol piyasalarına 500 bin varil petrol tedarik edilebilecek” dedi.

Türkiye, Irak hükümetinin şikayeti üzerine gerçekleşen tahkim süreci sonrası 25 Mart’ta Kuzey Irak’tan Ceyhan limanına yapılan petrol ithalatını durdurmuştu.

Irak’ın Türkiye’yi uluslararası tahkime vermesi sonrasında Irak’ın kuzeyinden durdurulan petrol ithalatı yeniden başlatılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın operasyona hazır hale geldiğini ve bu hafta içinde faaliyete geçeceğini bildirdi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkentinde düzenlenen Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı’nın açılış oturumunda konuşan Bayraktar, “6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ile sel ve benzeri felaketler nedeniyle bakıma alınan Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın bugün itibarıyla operasyona hazır hale geldiğini” belirterek “Hattı bu hafta içinde faaliyete geçireceğiz. Boru hattı faaliyete geçtikten sonra küresel petrol piyasalarına 500 bin varil petrol tedarik edilebilecek” dedi.

Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) ile yaptığı petrol sevkiyatının izinsiz olduğu gerekçesiyle 30 milyar dolarlık tazminat davası açan Bağdat yönetimi, davada mahkemece haklı bulunmuştu. Irak Petrol Bakanlığı’nın Türkiye aleyhine açtığı ve 30 milyar dolardan fazla tazminat istediği dava mart ayında karara bağlanmıştı.

Tahkim mahkemesi, Türkiye’nin 2014-2018 arasını kapsayan 4 yıllık dönem için Irak’a 1.4 milyar dolar tazminat ödemesine karar verdi. Uzun bir süre Türkiye üzerinden tek başına petrol ihraç eden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, mart ayı sonunda uluslararası mahkemenin Bağdat yönetimi lehine verdiği karara uymak zorunda kaldı.

Bu kararın ardından Türkiye topraklarından petrol geçişi durduruldu. Mayıs ayında Irak, petrol ihracatına devam etmeden önce Türkiye ile “nihai bir anlaşma” beklediğini ancak mali sorunların çözülmediğini açıklamıştı.

Mart ayına kadar Irak Kürt bölgesel yönetimi yaklaşık on yıl boyunca Türkiye’nin Ceyhan limanı üzerinden günlük 475 bin varil petrol ihraç ederek önemli bir gelir elde etmişti. Türkiye’nin petrol ithalatını durdurması sonrasında Irak hükümeti 13 Mayıs’ta hattın yeniden açılması için Ankara’ya başvuruda bulunmuş, ancak sonuç alamamıştı.

Nisan ayında Irak federal hükümeti ve IKBY, Türkiye üzerinden petrol ihracatına devam edilmesi için anlaşmaya ulaştı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Masrur Barzani, sosyal medya hesabından attığı mesajda “uzun zamandır süren anlaşmazlığın sona ermesi açısından mühim bir adım” atıldığını belirtmişti.

Anlaşma kapsamında Irak’ın sahibi olduğu Irak Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) petrolün ihracatından sorumlu olacak, petrol gelirleri de IKBY’nin kontrolü altındaki Irak Merkez Bankası’ndaki bir hesapta toplanacak. Türkiye, anlaşmanın ardından 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ile sel ve benzeri felaketler nedeniyle boru hattının bakıma alındığını duyurmuştu.

Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani, Mayıs ayı sonunda yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Irak hükümetine, boru hattının depremden hasar görüp görmediği konusunda teknik incelemelerin devam ettiğini söylediğini belirterek “Biz de boru hattını incelemek üzere bir teknik heyet göndereceğiz. Böylelikle hattın hazır olup olmadığını ya da ek kontrollere ihtiyaç olup olmadığını değerlendireceğiz” demişti. Iraklı yetkililerden de konunun teknik değil siyasi olduğuna yönelik değerlendirmeler gelmişti.

Paylaşın

Türkiye’de Gıda Fiyatları 36 Aydır Aralıksız Zamlanıyor

Türkiye’de gerek üretim, lojistik ve enerji maliyetleri gerekse son 20 yılda giderek azalan çiftçi nüfusu nedeniyle yaşanan gıda enflasyonu, dünya genelinde fiyatların düşüş eğiliminde olması gereken yaz aylarında bile artışını sürdürdü. Böylelikle Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydır aralıksız zamlanmaya devam etti.

Son açıklanan 2023 Ağustos dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 58,94 olarak açıklandı. TÜİK, Ağustos 2023 dönemindeki gıda enflasyonunu ise yüzde 72,9 olarak açıkladı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda fiyatları ağustosta iki yılın en düşük seviyesine indi. Dünyada ağustosta et, süt, ayçiçek yağı, tahıl fiyatları gerilerken, sadece şeker ve pirinç fiyatları arttı. Küresel çapta ticareti yapılan gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 2,1, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 düşüşle 121,4 puana geriledi.

Türkiye’de ise gerek üretim, lojistik ve enerji maliyetleri gerekse son 20 yılda giderek azalan çiftçi nüfusu nedeniyle yaşanan gıda enflasyonu, fiyatların düşüş eğiliminde olması gereken yaz aylarında bile artışını sürdürdü. Böylelikle Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydır aralıksız zamlanmaya devam etti.

Son açıklanan 2023 Ağustos dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 58,94 olarak açıklandı. TÜİK, Ağustos 2023 dönemindeki gıda enflasyonunu ise yüzde 72,9 olarak açıkladı.

Bununla birlikte son açıklanan tarımsal girdi fiyat endeksi de gıda fiyatlarındaki yükselişin önümüzdeki aylarda da süreceğini gösteriyor. Özellikle tarımsal üretimin azaldığı kış aylarında gıda fiyatlarındaki artışın hızlanması bekleniyor. TÜİK verilerine göre, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) temmuzda aylık bazda yüzde 6,54 artarken, yıllık bazda yüzde 34,32 yükseldi. Böylelikle Tarım-GFE’de on iki aylık ortalamalara göre yüzde 69,23 artış gerçekleşmiş oldu.

Aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla yüzde 23,76 ile enerji ve yağlar ve yüzde 18,80 ile veteriner harcamaları oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla yüzde 95,89 ile veteriner harcamaları ve yüzde 89,23 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a konuşan tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre, Tarım Girdi ÜFE’deki sert artış önümüzdeki dönemde fiyatlar açısından belirleyici olacak. TÜİK’in son açıkladığı tarımsal girdi enflasyonu verisinin temmuz ayına ait olduğuna işaret eden Yıldırım, “Üretici enflasyonu ağustos ve eylül ile birlikte daha da yükselecek. Çünkü son 3 ayda en temel kalemler olan mazot, enerji ve gübrede yüzde 100’ün üzerine çıkan fiyat artışları oldu. Dolayısıyla kış aylarına girerken, gıda fiyatlarında artış yaşanmaması mümkün değil” diyor.

“Yıl sonunda gıda enflasyonu en az yüzde 75-80”

Bununla birlikte yaz dönemindeki tarla üretiminin önümüzdeki aylarda mevsim şartlarının etkisi ile yerini sera üretimine bırakacağına işaret eden Yıldırım, “Böylelikle de hem girdi fiyatlarının artması hem de üretimin azalması nedeniyle fiyatlar yukarı yönlü gidişini sürdürecek. Sadece tarımsal üretimde değil, bu ürünlerin lojistiğinde de mazot ve benzin kullanıldığı için gıda ürünlerindeki artışlar kaçınılmaz olacak” diye konuşuyor. Enflasyonda yıl sonu tahmininin resmi makamlar tarafından bile yüzde 65’lerde gösterildiğini kaydeden Yıldırım, “Genelde gıda enflasyonu genel enflasyonun 10 puan üzerinde olur. Yani yıl sonunda gıda enflasyonunun en az yüzde 75-80’ler düzeyinde seyredeceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuşuyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Ankara’da dört kişilik bir ailenin yapması gereken gıda harcamasının eylül ayında aylık yüzde 9,31 arttığını, yıllık artışın ise yüzde 84,04 oranında gerçekleştiğini açıkladı. Türk-İş hesaplamalarına göre; 2021 Ocak’tan 2023 Eylül ayına 4 kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı 5 katına çıktı.

İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Murat Kapıkıran’a göre, Türkiye’deki gıda enflasyonunu yalnızca son birkaç yıldaki maliyet artışları ile açıklamak mümkün değil. Türkiye’de yaklaşık son 10 yıldır girdi fiyatlarındaki artışın istikrarlı biçimde devam ettiğine işaret eden Kapıkıran, “Girdi maliyetlerindeki artış son 10 yılda 20 kata yakın gerçekleşti. Bir çuval 2gübre 50 TL’lerden şu anda 800-900 TL’lere çıktı. Mazot fiyatları 40 TL’nin üzerine çıktı. Yapılan desteklemeler bu maliyetlerini karşılamaktan çok uzak” diyor.

Üretim maliyetlerinin artması ile neredeyse zararına üretim yapan çiftçilerin yeni ürün ekmekten uzaklaşmaya başladığına da dikkat çeken Kapıkıran, “Üretim yapan çiftçiler örgütsüz olduğu için aracı ve alıcı firmaların önerdiği düşük fiyatları kabul etmek zorunda kalıyor. Bu durum piyasadaki arz miktarını olumsuz etkilerken, market ve pazarlarda fiyatların çok daha hızlı yükselmesine neden oluyor. Hükümet piyasada arz eksikliği nedeniyle fiyatı çok artan ürünlerde ithalat yoluna gidiyor ama bu sadece çok kısa vadede ihtiyacı giderse de sorunu çözmez. Aksine üreticiyi tarımdan daha da uzaklaştırıyor” şeklinde konuşuyor.

Kapıkıran, yaklaşan kış döneminde özellikle gıda ürünlerindeki üretimin azalması ve stok miktarlarında düşüş olması nedeniyle, hemen hemen tüm gıda ürünlerinde fiyat artışlarının devam edeceğini belirtiyor.

Gıda enflasyonunun artmasında tarımsal üretim için hayati önemdeki yağışların geçmiş yıllara göre azalmış olması da etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde ağustos yağışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 90 azaldı.

Bölgenin 1 Ekim-31 Ağustos arasındaki tarım sezonunda yağışlar, normaline ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 düştü. Bu dönem “su/tarım yılı” yağışları, Edirne, Tekirdağ ve Çanakkale çevrelerinde yüzde 40’a ulaşan oranda geriledi. Bu dönemde Tekirdağ’ın son 60 yılın, Edirne’nin ise son 59 yılın en düşük yağışını aldığı belirlendi.

Öte yandan hükümet eylül ayı ortasında 2023 yılı için geçerli olacak tarımsal destekleri açıkladı. Ancak tarımsal üretimin en önemli kalemlerinden biri olan gübrede geçen yıla göre artış yapılmazken, mazot desteğinde ise dekar başına 2 lira ile 95 lira arasında değişen oranlarda artış yapıldı. Fark ödemesi yapılan 17 üründen 7’sinde destek miktarı geçen yıla göre artırılırken, 10 üründe ise herhangi bir artış yapılmadı.

15 Eylül’de açıklanan tarım desteklerinin yetersiz kaldığını belirten Ali Ekber Yıldırım, özellikle çiftçinin en önemli gider kalemlerinin başında gelen mazotta desteklerin ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu söylüyor. Yıldırım, şu değerlendirmede bulunuyor:

“Destek kapsamında mazot desteği nadasa bırakılmış arazilerde dekar başına 2 TL olarak belirlendi. Ekilen biçilen arazilerde ise mazot desteği 95 TL oldu. Bununla ancak 2 litre mazot alınabiliyor. Gübrede ise hiçbir artış olmadı, geçen yılki destek aynı kaldı. Bunlara bakınca çiftçi girdi bazında desteklenmesi gerekirken, bu yapılmadı. Çiftçi de ‘üretmesem daha mı iyi olur’ diye düşünmeye başladı.”

DİSK-AR: Gıda enflasyonu yüzde 90-115 arasında

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı araştırma grubu DİSK-AR’ın gıda enflasyonu üzerine yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’de özellikle dar gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonu yüzde 90-115 arasında değişiyor.

TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonunu yeniden hesaplayan DİSK-AR’a göre, emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 89,5, üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 83,1, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 95,2 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 114,4 olarak gerçekleşti. En yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 53 hesaplandı.

Tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre, gıda ürünlerindeki fahiş fiyatlar, dar gelirlilerin kaliteli ve sağlıklı gıdaya erişimini engellerken, halk sağlığını da tehdit edecek boyutlara gidiyor. Örneğin hanelerde çok tüketilen domateste fiyat aşırı artınca, vatandaşların kilosu 20-30 TL arasında değişen sofra domatesi yerine kilosu 9-10 TL olan sanayi tipi salçalık domates almaya başladığına dikkat çeken Yıldırım, “Bu da tehlikeli bir durum çünkü sanayi tipi domateslere daha fazla zirai ilaç ve kimyasal işlem uygulanıyor. Ama tüketici ucuz olanını almak için bu tür domatesi tercih etmek zorunda kalıyor” diyor.

Türkiye tarımını düzenleyecek kısa, orta ve uzun vadeli tarım politikalarının hayata geçirilmediğini vurgulayan Hasan Murat Kapıkıran da “Gıda fiyatlarındaki bu durdurulamayan artışlar, çocuklarımızın sağlığını, zekasını etkileyecek noktaya geldi. Çünkü aileler kaliteli, taze, sağlıklı gıdalara uygun fiyatlara ulaşamıyorlar” diyor.

Ailelerin çocuklarını gelişim çağında kalitesiz, sağlığa zararlı ürünlerle beslenmek zorunda kaldığına dikkat çeken Kapıkıran, “Çünkü daha iyisine paraları yetmiyor. Lise ve üniversite sınavlarında Türkçe, Matematik ve Fen derslerinde ortaya çıkan çok kötü sonuçlar da bunun göstergesi” diye konuşuyor.

Paylaşın