Bakan Şimşek: Dış Kaynak Çalışmalarımız Sürüyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, ilave dış kaynak sağlamaya yönelik çalışmaları hız kesmeden sürdürdüklerini, bu çerçevede Londra’da çok verimli toplantılar yaptıklarını ifade etti.

Bakan Şimşek, yaptığı açıklamada ayrıca, piyasa koşulları elverdiği ölçüde uluslararası rezerv birikimine devam edeceklerini söyledi.

Şimşek 29 Eylül’de brüt Döviz rezervlerinin haftalık 3,3 milyar dolar gerileyerek 122,2 milyar dolar olduğunu belirterek “Bu gelişmede altın fiyatları ile swap işlemlerinin etkili olduğu görülüyor. Söz konusu dönemde yurt içi swap stoku 2,2 milyar dolar azalırken altın fiyatındaki gerilemenin etkisi ise 1,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir” değerlendirmesini yaptı.

Hazine nakit dengesi Eylül’de açık verdi

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı, Eylül ayına ilişkin nakit gerçekleşmelerini açıkladı. Buna göre, geçen ay Hazine’nin nakit gelirleri 486 milyar 262 milyon lira, nakit giderleri 555 milyar 315 milyon lira oldu.

Faiz dışı giderler 508 milyar 739 milyon lira, faiz ödemeleri ise 46 milyar 577 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz dışı denge ise 22 milyar 477 milyon lira açık verdi. Eylül ayında nakit dengesinde, 69 milyar 53 milyon liralık açık oluştu.

Kur farklarından kaynaklanan artış 5 milyar 202 milyon lira olarak gerçekleşirken, kasa/banka net hesabında da 8 milyar 310 milyon lira artış görüldü.

Paylaşın

J.P.Morgan’dan Dikkat Çeken “Türk Lirası” Analizi: Ucuz

New York merkezli yatırım bankası J.P.Morgan, son dönemde hızla değer kaybeden Türk Lirası’na ilişkin dikkat çeken bir analize imza attı. Analizde, Türk Lirası’nın ucuz olduğunu belirten JPMorgan, ilave devaülasyona gerek olmadığına dikkat çekti.

Analizde, yine de son dönemde Dolar/TL ‘nin ara ara yükseliş eğilimi gösterdiğine de dikkat çekildi.

BloombergHT’nin aktardığına göre; J.P.Morgan’a göre zaten ucuz olan lirada ilave devalüsyona gerek bulunmazken, yetkililer rezerv kaybetmeden döviz kurunu istikrarlı tutabilir. Bankanın analisti Anezka Christovova 5 Ekim tarihli raporunda, Türk lirası tahvil pozisyonunun “piyasaya paralel getiri”, Türk lirası pozisyonunun ise “piyasa üzeri getiri” düzeyinde olduğu belirtildi

Analizlerin Türk lirasının ucuz ve rekabetçi olduğuna işaret ettiği belirtilen raporda, “Bu nedenle yetkililerin rekabetçilik kaygılarından ziyade enflasyonla mücadele sürecine yardımcı olmak için lira istikrarına öncelik verebileceğine inanıyoruz. Daha da önemlisi, para politikasındaki sıkılaştırmanın ardından yetkililer, Döviz rezervlerinin büyümesinden ödün vermeden lirayı genel olarak istikrarlı tutmayı başardılar” değerlendirmeleri yer aldı.

TL’de piyasa üzeri getiri pozisyonu için temel argümanlarının dövizdeki daha fazla zayıflamanın şu anda enflasyon görünümü açısından yararlı olmayacağı, ucuz değerlemeler göz önüne alındığında rekabet edebilirliğin pek endişe yaratmaması gerektiği ve sağlanan sıkılaştırmanın yetkililerin döviz rezervlerini yeniden inşa ederken TL’yi sabit tutabileceklerini göstermesi olduğunu söyleyen analistler bu durumun yüzde 40’ın üzerindeki ima edilen getirilere karşı yeterli bir risk/getiri oranı sağladığını ifade etti.

Yine de son dönemde Dolar/TL ‘nin ara ara yükseliş eğilimi gösterdiğine dikkat çeken analistler raporlarında şu değerlendirmelere yer verdi: Bizce bu durum muhtemelen TL’nin geniş gelişen piyasalardaki döviz koşullarını yansıtması ve TL’deki değer kaybının hızının eurodaki düşüşle tamamen paralel gitmesi yönündeki bir isteği yansıtıyor. Negatif bir risk ortamında, TL’nin görece güç bazında öncelikli olarak daha iyi performans göstermesi muhtemel.

Yerel tahvil getirileri keskin bir şekilde yükseldi, ancak TL cinsi tahvillerin ‘ucuz’ olması için daha fazla düzeltme olması gerektiğini düşünüyoruz. Şu anda yüzde 26,5-28,5 olan seviyelerin adil değerini yüzde 35,7 civarında görüyoruz.

Paylaşın

FAO Açıkladı: Küresel Gıda Fiyatları İki Yılın En Düşük Seviyesinde

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Gıda Fiyat Endeksi’nin Eylül’de bir önceki aya kıyasla 0,1 puan düşüşle 121,5 puan olduğunu duyurdu. Düşüş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana yaygınlaşan gıda enflasyonunun nihayet hafiflemesine yardımcı olacak.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Gıda Fiyat Endeksi Eylül 2023 verilerini açıkladı. Buna göre, Gıda Fiyat Endeksi’nin Eylül’de bir önceki aya kıyasla 0,1 puan düşüşle 121,5 puan oldu.

BloomberHT’nin aktardığına göre; Mart 2022’de kırılan rekorun ardından yaşanan düşüş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana yaygınlaşan gıda enflasyonunun nihayet hafiflemesine yardımcı olacak.

Öte yandan ucuzlayan bitkisel yağlar bu yılki düşüşün önemli bir nedeni oldu. Karadeniz bölgesindeki ayçiçeği hasadı ve Güneydoğu Asya’daki palmiye mahsulleri Eylül ayında fiyatları neredeyse yüzde 4 düşürdü.

Tahıl fiyatları bu yıl, Rusya’nın ikinci ardışık buğday hasadının küresel arzı desteklemesi nedeniyle, hafif artış gösterse de düşüşlerini sürdürüyor.

Ayrıca Asya’da pirinç fiyatları, Tayland’daki daha iyi mahsulün Hindistan’ın ihracat kısıtlamalarının yol açtığı şokun hafifletilmesine yardımcı olması nedeniyle 15 yılın en yüksek seviyesinden düşüş gösterdi.

Bir diğer önemli gıda maddesi olan şekerin vadeli işlemleri, geçen ay on yıldan fazla bir sürenin en yüksek seviyesine ulaştı. Hindistan’da son beş yılın en düşük muson yağışının görülmesi, ülkenin gelecek yıl yapılacak ulusal seçimler öncesinde yerel fiyatları kontrol altında tutmak için şeker ihracatını kısıtlayacağı yönündeki endişeleri de artırdı.

İngiltere’de perakende gıda fiyatları Eylül ayında iki yıldan fazla bir süreden sonra ilk kez düşerken, Türkiye’den Kenya’ya kadar birçok ülkede maliyetler artmaya devam etti.

Küresel finansın liderleri bir araya geliyor

Öte yandan İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden şekillenen dünya ekonomisinde ABD’nin önderliğinde kurulan ve “Bretton Woods ikizleri” olarak adlandırılan IMF ve Dünya Bankası, her sene düzenledikleri yıllık toplantılarını 9-15 Ekim’de Fas’ın Marakeş kentinde gerçekleştirecek.

Eylül ayı başında 3 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 7 büyüklüğündeki depremin vurduğu Marakeş’te gerçekleştirilecek toplantılar, 190 üye ülkeden maliye bakanları, merkez bankası başkanları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile akademisyenleri buluşturacak.

Küresel finansın liderlerinin katılacağı toplantılarda, Kovid-19 salgınının devam eden etkileri, Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonomide neden olduğu sonuçlar, iklim değişikliğinin artan etkileri, yükselen borç seviyeleri ve yoksul ülkelerin borçlarının hafifletilmesi gibi konular masaya yatırılacak.

Depremden sadece haftalar sonra Marakeş’te yapılacak toplantılarla uluslararası topluma “dayanışma” ve “karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmede kararlı olma” mesajı verilecek.

Paylaşın

“128 Milyar Dolar Nerede?” Merkez Bankası Başkanı Yanıtladı

‘128 milyar dolar nerede’ sorusuna yanıt veren Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, döviz rezervlerinin 60 milyar dolarının şirketlere, 50 milyar dolarının da bireylere gittiğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erkan, hangi şirket ve kişilerin hangi kurlardan dövizlerin sahibi olduğuna ilişkin detaylı bilgi vermezken geri kalan 18 milyar dolara ne olduğuna henüz açıklık getirmedi.

Merkez Bankası Başkanı, yapılan işlemin mevzuat dayanağı olduğunu, o dönemde Hazine ile Merkez Bankası arasında imzalanan protokol çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtirken, “Piyasaya döviz likiditesi sağlanarak Türkiye’ye yönelik negatife dönen sermaye akımlarının etkisiyle oluşabilecek sağlıksız fiyatlandırmaların ve kur oynaklığının enflasyona etkisinin önüne geçilmeye çalışılmıştır” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin, ‘128 milyar dolar nerede’ sorularına yanıt verdi.

Gazete Pencere’de yer alan habere göre; Soruya, “Benden önceki dönem” vurgusunu yapan Erkan, döviz rezervlerinin 60 milyar dolarının şirketlere, 50 milyar dolarının da bireylere gittiğini bildirdi. Erkan hangi şirket ve kişilerin hangi kurlardan dövizlerin sahibi olduğuna ilişkin detaylı bilgi vermezken geri kalan 18 milyar dolara ne olduğuna henüz açıklık getirmedi. Sözlerine ise şu şekilde devam etti:

“Teknik olarak cevaplamak isterim. Çünkü teknokrat olarak yapabileceğim budur. 2020 yılında 2017 yılına kıyasla reel sektörün yabancı para pozisyonu yaklaşık 60 milyar dolar iyileşirken hane halkı döviz mevduatı yaklaşık 50 milyar dolar artmıştır. Aynı dönemde yurt dışı yerleşiklerin portföyü azalmış ve 2019 haricinde cari açık verilmiştir. Bu gelişmelerin TCMB pozisyonuna (rezervler) yansımaları görülmüştür. Bunun matematiği net şekilde açıktır.”

Başkan Gaye Erkan, göreve geldikten sonra geçmişe bakıp 128 milyar dolar konusunu incelediğini belirterek, “Beni üzen noktayı paylaşmak isterim” ifadelerini kullanarak, “TCMB’deki döviz rezervleri gizli saklı bir şekilde belirli kurumlara ve kişilere aktarılmış gibi bir anlayış var. Türkiye’nin bir evladı olarak, iletişim ve bilgi teknolojilerinin bu kadar geliştiği bir çağda Merkez Bankası gibi dünyaya açık bir kurumda ‘Rezervlere ne oldu?’ şeklinde bir tartışmayı kurumumuza da Türkiye’ye de yakıştıramam” dedi.

Piyasaya döviz likiditesi neden sağlanmıştı?

Başkan Erkan, yapılan işlemin mevzuat dayanağı olduğunu, o dönemde Hazine ile Merkez Bankası arasında imzalanan protokol çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtirken, “Piyasaya döviz likiditesi sağlanarak Türkiye’ye yönelik negatife dönen sermaye akımlarının etkisiyle oluşabilecek sağlıksız fiyatlandırmaların ve kur oynaklığının enflasyona etkisinin önüne geçilmeye çalışılmıştır” dedi.

Paylaşın

Kulis: Emekli Maaşlarına Ek Zamda İki Farklı Formül

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yeni emekli zammı düzenlemesi için düğmeye bastı. Emekliye verilmesi planlanan ek zam kapsamında iki farklı formül bulunuyor.

İlk formüle göre yeni ekonomi adımının iyi gitmesi sonucunda ek zam verilecek. Bu noktada en düşük emekli maaşında taban aylıkların 10 bin TL olarak revize edilmesi en güçlü formül olarak dikkat çekiyor.

İkinci formül kapsamında ise seyyanen zam söz konusu. Bu noktada da tüm emeklilerin maaşlarına 2 bin ila 3 bin lira arasında zam verilmesi formülü bulunuyor.

Sabah’ın haberine göre, emekli zammı düzenlemeleri öncelikli gündem konusu oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği talimatların ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yeni emekli zammı düzenlemesi için harekete geçti.

Meclis’in yeni yasama yılına başlamasıyla birlikte emekli zamlarına ilişkin yürütülen çalışmalar hız kazandı. En düşük emekli maaşının bütçe çalışmalarının meyvelerini vermesiyle en geç Kasım ayında yeniden belirlenmesi bekleniyor. Emekli taban aylığının ara zam ile artmasıyla beraber Hazine desteği de yükselmiş olacak.

Emekliye verilmesi planlanan ek zam kapsamında iki farklı formül bulunuyor. İlk formüle göre yeni ekonomi adımının iyi gitmesi sonucunda ek zam verilecek. Bu noktada en düşük emekli maaşında taban aylıkların 10 bin TL olarak revize edilmesi en güçlü formül olarak dikkat çekiyor.

İkinci formül kapsamında ise seyyanen zam söz konusu. Bu noktada da tüm emeklilerin maaşlarına 2 bin ila 3 bin lira arasında zam verilmesi formülü bulunuyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 3 Milyar 300 Milyon Dolar Azaldı

Merkez Bankası (TCMB), toplam rezervleri 3 milyar 300 milyon dolar azalarak, 122 milyar 203 milyon dolar oldu. Ayrıca, Kur Korumalı Mevduatlar, 1,3 milyar lira düşüşle 3,3 trilyon lira oldu.

Öte yandan bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 102 milyar 280 milyon lira artarak 10 trilyon 687 milyar 341 milyon liraya yükselirken, ticari ve tüketici kredi büyümesi başa baş noktada gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde görülen tarihi artış serisi son buldu.

TCMB verilerine göre brüt rezervler 29 Eylül haftasında 3,3 milyar dolar düşüşle 122,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Bir önceki hafta brüt rezervler 125,5 milyar dolar ile 6 ayın en yüksek zirvesine yükselmişti. Aynı zamanda 22 Eylül haftasında brüt rezervlerde artış ivmesi 15. haftasını yaşayarak 1987 yılından bu yana en uzun artış serisi olarak kaydedilmişti.

29 Eylül haftasında bir önceki hafta 24 milyar dolar olan net uluslararası rezervler, söz konusu haftada 20,7 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde swap hariç net rezervler de eksi 56,3 milyar dolar düzeyine düştü.

Kur Korumalı Mevduat’ta düşüş sürüyor

Ayrıca, kur korumalı mevduatlara karşı önlemlerin etkisiyle yaşanan düşüş azalarak da olsa devam ediyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduatlar geçen hafta 1,3 milyar TL düşüşle 3,30 trilyon TL’ye geriledi. Mevduatların dolar karşılığı 120,7 milyar dolar oldu.

Son verilerle birlikte KKM’de düşüş ivmesi beş haftaya yükseldi. KKM’de düşüş ivmesi devam ederken son haftada bu ivmenin yavaşladığı da izlendi. KKM’de düşüş devam ederken Döviz mevduatları da geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre 29 Eylül haftasında yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 3,6 milyar düşüşle 172,04 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde gerçek kişilerin döviz mevduatlarında 1,82 milyar dolar, tüzel kişilerin döviz mevduatlarında ise 1,8 milyar dolarlık düşüş izlendi.

Parite etkisinden arındırıldığında ise 2,4 milyar dolarlık düşüş görüldü. Aynı veri setine göre gerçek kişilerin döviz mevduatları 878 milyon dolar, tüzel kişilerin ise 1,5 milyar dolar düştü.

Bankacılık sektörünün kredi hacmi 10 trilyon lirayı aştı

Öte yandan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 29 Eylül itibarıyla 102 milyar 280 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 10 trilyon 585 milyar 61 milyon liradan 10 trilyon 687 milyar 341 milyon liraya çıktı.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise (bankalararası dahil) geçen hafta 24 milyon lira azaldı. Söz konusu haftada yüzde 0,2 gerileyen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 13 trilyon 309 milyar 511 milyon lira oldu.

(Kaynak: Bloomberght)

Paylaşın

“Yılbaşından Sonra Vergilere Yüzde 60 Zam Gelecek” İddiası

2024 başında çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretlere uygulanacak yeniden değerleme, başka bir ifadeyle zam oranı, 3 Kasım’da Ekim 2023 enflasyon verileri açıklandığında netleşecek.

Yurt içi üretici enflasyonunun eylül sonu itibarıyla düzeyi, yılbaşından geçerli olacak yeniden değerleme oranının yüzde 60 dolayında olacağını gösteriyor. Buna göre gelecek yıl çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretler 2023’teki kadar olmasa da yine yüksek oranda artacak.

2024’ün başında vergiler, ekim sonundaki 12 aylık ortalama Yİ-ÜFE (yurtiçi üretici enflasyonu) artışı kadar olan yeniden değerleme oranında artırılacak.

Maktu vergiler ile ceza, harç ve ücretler, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesine göre her yılın başında, ‘yeniden değerleme oranı’ kadar artırılıyor.

Dünya Gazetesi yazarı Naki Bakır’ın haberine göre, emlak vergisi, MTV, trafik cezaları, ehliyet ve pasaport harçları ve araç muayene ücretleri gibi yurttaşı yakından ilgilendiren vergiler yüzde 60’a yakın oranda zamlanacak.

Naki Bakır’ın yazının ilgili kısımları şöyle: Her yıl ekim ayı sonu itibarıyla yurtiçi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) son on iki aylık ortalamasında bir önceki on iki aylık dönemin ortalamasına göre meydana gelen artış, izleyen yılda uygulanacak yeniden değerleme oranını veriyor.

2024 başında çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretlere uygulanacak yeniden değerleme oranı, 3 Kasım’da Ekim 2023 enflasyon verileri açıklandığında netleşecek. Yİ-ÜFE’nin eylül sonu itibarıyla düzeyi, yılbaşından geçerli olacak yeniden değerleme oranının yüzde 60 dolayında olacağını gösteriyor.

Buna göre gelecek yıl çeşitli vergi, ceza, harç ve ücretler 2023’teki kadar olmasa da yine yüksek oranda artacak.

Ekimde aylık yüzde 5’in üzerindeki üretici fiyat artışı olasılığında ise yeniden değerlemeyi veren on iki aylık ortalamalara göre Yİ-ÜFE artışı bunun da üzerinde gelecek ve Cumhurbaşkanı yetkili olduğu alanlarda indirim-artırım yetkisini kullanmazsa 2024 başında ilgili kalemlerdeki yükümlülükler bu oranda artırılacak.”

Paylaşın

Dokuz Aylık Dış Ticaret Açığı 87 Milyar Doları Aştı

2023 yılı Ocak-Eylül döneminde, ihracat yüzde 0,3 oranında azalışla 187 milyar 464 milyon dolar, ithalat ise yüzde 1,3 oranında artışla 274 milyar 755 milyon dolar oldu. Başka bir ifadeyle, dokuz aylık dönemde dış ticaret açığı 87 milyar 291 milyon dolar.

Haber Merkezi / Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 913 milyon dolar), ABD (1 milyar 201 milyon dolar) ve Irak (1 milyar 197 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Çin (3 milyar 727 milyon dolar), Rusya Federasyonu (3 milyar
196 milyon dolar) ve Almanya (2 milyar 358 milyon dolar) oldu.

Ticaret Bakanlığı, eylül ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, yüzde 0,3 oranında artarak 22 milyar 670 milyon dolar, ithalat, yüzde 14,1 oranında azalarak 27 milyar 658 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 8,2 oranında azalarak 50 milyar 328 milyon dolar oldu.

Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,3 oranında azalarak 187 milyar 464 milyon dolar, ithalat, yüzde 1,3 oranında artarak 274 milyar 755 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 0,6 oranında artarak 462 milyar 219 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Son 12 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,4 oranında artarak 253 milyar 535 milyon dolar, ithalat, yüzde 5,1 oranında artarak 367 milyar 224 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 3,1 oranında artarak 620 milyar 759 milyon dolar oldu.

Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracatın ithalatı karşılama oranı 11,8 puan artarak yüzde 82,0 oldu. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 6,0 puan artarak yüzde 95,3 olarak kayıtlara geçti. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 1,3 puan artarak yüzde 102,0 oldu.

Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 913 milyon dolar), ABD (1 milyar 201 milyon dolar) ve Irak (1 milyar 197 milyon dolar) oldu. İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 47,2 oldu.

Eylül ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Çin (3 milyar 727 milyon dolar), Rusya Federasyonu (3 milyar 196 milyon dolar) ve Almanya (2 milyar 358 milyon dolar) oldu. İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 57,7 oldu.

Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (9 milyar 246 milyon dolar), Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri (4 milyar 290 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (3 milyar 367 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında en fazla ithalat yaptığımız ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (7 milyar 986 milyon dolar), Asya Ülkeleri (7 milyar 534 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (4 milyar 946 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat 11 milyar 644 milyon dolarla (yüzde 3,5 azalış) “Hammadde (Ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 7 milyar 923 milyon dolarla (yüzde 0,2 azalış) “Tüketim Malları” ve 2 milyar 962 milyon dolarla (yüzde 17,3 artış) “Yatırım (Sermaye) Malları” grupları takip etti.

Eylül ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ithalat 19 milyar 747 milyon dolarla (yüzde 23,6 azalış) “Hammadde (Ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 4 milyar 106 milyon dolarla (yüzde 14,9 artış) “Yatırım (Sermaye) Malları” ve 3 milyar 779 milyon dolarla (yüzde 37,4 artış) “Tüketim Malları” grupları takip etti.

Eylül ayında sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi yüzde 93,2 (21 milyar 128 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 4,7 (1 milyar 65 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 1,6 (362 milyon dolar) oldu.

Eylül ayında sektörlere göre ithalatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi yüzde 83,4 (23 milyar 65 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 11,9 (3 milyar 304 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 2,7 (733 milyon dolar) oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Enflasyon Açıklaması; Eğitim Masraflarına Vurgu

Yılın zirvesine çıkan enflasyonla ilgili değerlendirmelerde bulunan Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasında yaşanan değer kaybı, ücret artışı ve vergi düzenlemeleri kaynaklı gecikmeli etkilerin zayıfladığını, aylık fiyat artışlarının hizmetler ile alkol-tütün dışında kalan gruplarda yavaşladığını belirtti.

Haber Merkezi / Hizmet grubunda hâkim olan dönemsel fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışları neticesinde güçlü fiyat artışlarının genele yayılan bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Merkez Bankası, eylül ayında üniversite ücreti, okul servisi ve yurt ücreti gibi eğitimle bağlantılı kalemlerin yüksek fiyat artışları ile öne çıktığını, kirada süregelen yükseliş eğiliminin güçlendiğini de ifade etti.

Merkez Bankası, değerlendirmesinde, enerji fiyatlarına da vurgu yaparak enerji grubu fiyat artışında başta ham petrol olmak üzere enerji emtia fiyatlarındaki gelişmelerin etkili olduğunu söyledi. Gıda grubunda genele yayılan fiyat artışlarının devam ettiğini ifade eden banka, aylık fiyat artışının ekmek ve tahıllar ile sebze fiyatları öncülüğünde son iki aya kıyasla yavaşlama kaydettiğini de belirtti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın zirvesine çıkan enflasyonla ilgili değerlendirmesini yayımladı. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 4,75 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 2,59 puan artarak yüzde 61,53 olmuştur. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 3,70 ve 4,08 puan artarak yüzde 67,22 ve 68,93 olarak gerçekleşmiştir.

Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, bu dönemde hizmet, alkol-tütün-altın, gıda ve temel mal gruplarının katkıları sırasıyla 2,09; 0,51; 0,32 ve 0,21 puan artarken enerji grubunun katkısı 0,54 puan düşmüştür.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, B ve C endekslerinde aylık artışlar önceki aya göre gerilemiştir. Fiyat artışları, B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıda ve temel mallarda bir önceki aya kıyasla belirgin bir şekilde yavaşlarken hizmette yüksek seyretmeye devam etmiştir.

Hizmet fiyatları eylül ayında yüzde 7,88 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 6,89 puan artışla yüzde 86,46 seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde fiyat artışları, alt gruplar geneline yayılmaya devam ederken, en belirgin aylık artış bir önceki aya benzer şekilde yüzde 15,23 ile ulaştırma hizmetlerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin yansımaları etkili olmaya devam etmiş; okulların açılmasına bağlı olarak servis ücretlerinde (yüzde 65,44) yüksek oranlı artış izlenirken demiryolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı fiyatlarındaki (yüzde 17,73) artışlar sürmüştür.

Kira alt grubunda, son dört aydır gözlenen artış eğilimi güçlenmiş ve aylık artış yüzde 9,52 olurken yıllık enflasyon yüzde 95,03’e yükselmiştir. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 8,46 oranında yükselirken okul ve üniversitelerin açılmasına bağlı dönemsel etkiler neticesinde eğitim hizmetleri (yüzde 30,27) fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır. Üniversite eğitim ücretlerinde bu dönemde oldukça yüksek artışlar (yüzde 127,72) izlenmiştir.

Lokanta-otel fiyatlarındaki aylık yükseliş (yüzde 4,15), temelde gıda fiyatlarındaki yavaşlamanın etkisiyle yemek hizmetlerine bağlı olarak bir önceki aya kıyasla güç kaybetse de yüksek seyrini korumuştur. Konaklama grubu tarafında ise üniversitelerin açılmasına istinaden yurt ücretlerinde belirgin artışlar izlenmiştir.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu 1,26 puan yükselerek yüzde 53,23 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, fiyat artışları alt gruplar genelinde yavaşlarken, yıllık enflasyon dayanıklı mal (altın hariç) ile giyim ve ayakkabı alt gruplarında yükselmiş, diğer temel mallarda ise bir miktar gerilemiştir.

Dayanıklı mallarda fiyatlar yüzde 2,58 oranında artarken, otomobil fiyatları yataya yakın seyretmiş (yüzde 0,23), beyaz eşya (yüzde 7,48) ve mobilya (yüzde 6,42) kalemlerinde fiyat artışları gücünü korumuştur. Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar yüzde 2,66 ile daha ılımlı bir şekilde yükselmiş, kişisel bakım ürünleri, konutun bakım ve onarımı için malzemeler ve ev ile ilgili temizlik malzemeleri öne çıkan kalemler olmuştur. Giyim ve ayakkabı alt grubunda fiyatların yüzde 2,51 oranında artış kaydetmesiyle yıllık enflasyon yüzde 31,36 olmuştur.

Enerji fiyatları eylül ayında yüzde 3,83 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu ise 3,78 puan azalarak yüzde 10,25 seviyesinde gerçekleşmiştir. Grup aylık fiyat artışında, ham petrol başta olmak üzere uluslararası enerji fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olmuştur. Bu görünüm altında, katı yakıtlar, tüp gaz ve akaryakıt kalemleri sırasıyla aylık bazda yüzde 6,11, 5,93 ve 4,62 oranlarında artış kaydetmiştir. Şebeke suyu fiyatları eylül ayında da yüksek artışını (yüzde 4,42) sürdürmüştür.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları eylül ayında yüzde 3,32 oranında artmış, yıllık enflasyon 2,28 puan yükselerek yüzde 75,14 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 2,53 puan artışla yüzde 96,17’ye, işlenmiş gıdada ise 2,15 puan artışla yüzde 59,95’e yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler taze meyve sebze fiyatlarının sebze fiyatları öncülüğünde yavaşladığına işaret etmiştir.

Bu dönemde taze meyve ve sebze dışı gıda grubunda genele yayılan fiyat artışları görülmüştür. Yumurta, şeker, kuruyemiş, çiğ süt fiyat artışının sarkan etkilerine istinaden süt ile süt ürünleri, katı-sıvı yağlar ve kırmızı et fiyat artışları ile dikkat çekmiştir. Diğer taraftan, ekmek ve tahıllar kalemindeki fiyat artışları son iki aya kıyasla yavaşlamıştır.

Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar yüzde 10,03 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 15,18 puan artışla yüzde 67,16 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, tütün ürünlerinde üretici firma kaynaklı fiyat artışları (yüzde 11,08) belirleyici olmuştur.

Yurt içi üretici fiyatları eylül ayında yüzde 3,40 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,97 puan azalışla yüzde 47,44 olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, aylık bazda en belirgin artış küresel enerji emtia fiyatlarındaki yükseliş kaynaklı olarak yüzde 6,12 ile yurt içi enerji fiyatlarında kaydedilmiştir. Diğer taraftan, ara mallarında aylık fiyat artışı yüzde 1,92 ile önemli ölçüde yavaşlamıştır.

Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde ise tütün ürünleri, suyun arıtılması ve dağıtılması, ham petrol ve doğal gaz, diğer madencilik-taş ocakçılığı, diğer mamul eşyalar, rafine edilmiş petrol ürünleri, elektrik-gaz imalatı, kömür ve ağaç ürünleri sektörleri fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır.”

Paylaşın

Emeklinin Alım Gücü Üç Ayda 3 Bin 840 Lira Azaldı

3 ay önce yüzde 25 zam yapılan emeklinin alım gücü yüzde 25.11’lik resmi enflasyon karşısında eksiye düştü. En düşük memur emeklisinin geçen temmuzda 8 bin 657 lira yapılan aylığı, eylül sonunda TÜİK hesabıyla 6.920 liraya, ENAG hesabıyla 8.732 liraya geriledi.

7.500 liralık en düşük emekli aylığının alım gücü de TÜİK’e göre 5.005 liraya, ENAG’a göre 3.840 liraya geriledi. Temmuzda 22 bin TL olan memur maaşının alım gücü, ENAG’ın verilerine göre 16.852 liraya, 11.402 liralık asgari ücretin alım gücü ise 8.732 liraya düştü.

Hayat pahalılığı karşısında ezilen emekli ve çalışanlara temmuz-aralık dönemini kapsayan ikinci 6 ay için yapılan yüzde 25’lik zam, 3 ayda sıfırlandığı gibi eksiye düştü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tüketici enflasyonu temmuzdan bu yana geçen 3 ayda yüzde 25.11 oranında artarak 6 aylık zammı adeta sildi süpürdü. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da son 3 aylık enflasyonu yüzde 30.57 olarak açıkladı.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, üç ayda gerçekleşen yüksek enflasyonla çalışanlar ve emeklilerin alım gücü temmuz zammından önceki maaşların alım gücünün de gerisine düştü. Yılbaşından bu yana zam yapılmayan 7 bin 500 liralık en düşük emekli aylıklarının alım gücü ise TÜİK’e göre yüzde 50, ENAG’a göre yüzde 95 civarında eridi.

Bekar ve çocuksuz en düşük devlet memurunun maaşı temmuz başında 20 bin 352 liraya yükseltilmişti. Bu memurun maaşının alım gücü, temmuz ayından bu yana artan fiyatlar karşısında eriyerek TÜİK hesabıyla 16 bin 267 liraya, ENAG hesabıyla da 15 bin 587 liraya geriledi.

24 bin 505 lira yapılan öğretmenin maaşının alım gücü de eylül sonu itibarıyla TÜİK’e göre 4 bin 918 lira eriyerek 19 bin 587 liraya düştü. Öğretmen maaşındaki erime ENAG hesabıyla da 5 bin 737 lirayı buldu. 29 bin 109 lira olan polis memurunun maaşı ise ENAG hesabıyla 6 bin 815 lira azalarak, 22 bin 294 liraya düştü.

Temmuz ayında 11 bin 402 liraya çıkarılan asgari ücretin alım gücü de zamlar karşısında dayanamadı. Asgari ücretin alım gücü eylül sonunda ENAG’a göre 2 bin 670 lira eriyerek 8 bin 732 liraya kadar düştü.

3 ay önce yüzde 25 zam yapılan emeklinin alım gücü yüzde 25.11’lik resmi enflasyon karşısında eksiye düştü. En düşük memur emeklisinin geçen temmuzda 8 bin 657 lira yapılan aylığı, eylül sonunda TÜİK hesabıyla 6.920 liraya, ENAG hesabıyla 8.732 liraya geriledi. 7.500 liralık en düşük emekli aylığının alım gücü de TÜİK’e göre 5.005 liraya, ENAG’a göre 3.840 liraya geriledi.

Paylaşın