‘Kur Korumalı Mevduat’ta Rekor Düşüş

6 Ekim haftasında kur korumalı mevduatlar (KKM) 74,6 milyar TL ile rekor düşüş kaydetti. İlgili haftada kur korumalı mevduatların büyüklüğü 3,23 trilyon TL’ye geriledi, dolar cinsinden bakıldığında ise 117,3 milyar dolarlık büyüklük kaydedildi.

BloombergHT’de yer alan habere göre; Merkez Bankası (TCMB), brüt rezervleri 6 Ekim haftasında 680 milyon dolar artışla 122,9 milyar dolara yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 6 Ekim haftasında kur korumalı mevduatlar 74,6 milyar TL ile rekor düşüş kaydetti. İlgili haftada kur korumalı mevduatların büyüklüğü 3,23 trilyon TL’ye geriledi, dolar cinsinden bakıldığında ise 117,3 milyar dolarlık büyüklük kaydedildi. 6 Ekim haftası itibariyle KKM’de düşüş serisi 7. haftaya yükseldi.

TCMB verilerine göre, yurt içi yerleşiklerin Döviz mevduatlarında parite etkisiyle düşüş görüldü. 6 Ekim haftasında yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 406 milyon dolar düşüşle 171,6 milyar dolar oldu. Parite etkisinden arındırıldığında ise mevduatların 551 milyon dolar arttığı izlendi. Pariteden arındırılmış veri setine göre, döviz mevduatları gerçek kişilerde 570 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerde ise 1,1 milyar dolar arttı.

Merkez Bankası rezervleri arttı

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervleri 6 Ekim haftasında ılımlı bir artış kaydetti. Merkez Bankası verilerine göre brüt rezervler 680 milyon dolar artışla 122,9 milyar dolara çıktı. İlgili haftada altın rezervleri 40 milyar doların altına gerilerken, Döviz rezervleri ise 83,15 dolar oldu.

Net rezervler tarafında da sınırlı bir artış izlendi. Buna göre, TCMB’nin net rezervleri 6 Ekim haftasında 20,7 milyar dolar olarak kaydedildi. Bir önceki hafta net rezervler 20,6 milyar dolar düzeyindeydi. Swap hariç net rezervler aynı haftada eksi 55,7 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta bu veri eksi 56,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Paylaşın

Şimşek’ten “Kredi Kartı Borçları” Sorusuna Yanıt: Güçlü Ekonomik Büyüme

965 milyar liraya ulaşan kredi kartlarına ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Mehmet Şimşek, ”Türkiye’de son 21 yılda kaydedilen güçlü ekonomik büyüme performansı ve yapısal dönüşüm ile birlikte vatandaşlarımızın kredi kartı ve kredi kullanımlarında artış görülmüştür” dedi ve ekledi:

“Bu artışa rağmen hane halkı borcunun milli gelire oranı yüzde 11 seviyesindedir. Bu oran yaklaşık yüzde 57 seviyesinde hane halkı borçluluğu olan Avro Bölgesi ortalamasının oldukça altındadır.”

Bakan Şimşek, 11 Eylül’de yaptığı açıklamada, “Kredi kartları, bireysel kredi, taşıt kredisi ve ikinci konut kredisinde sadece faizleri artırarak değil, bankalar üzerinden kredi verme iştahını keserek de kredi büyümesini düşüreceğiz” demişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bireysel kredi kartlarındaki borç bakiyesi yılın başından 29 Eylül’e kadar olan dönemde yüzde 116,2 oranında net 518,8 milyar lira artarak 965 milyar liraya ulaştı.

Kredi kartı kullanımındaki artışı Meclis gündemine taşıyan CHP’li Ersever, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi sundu.

Ersever, 2015 ile 2023 arasında yıllar itibariyle toplam kredi kartı sayısını ve aynı dönem için kişi başına düşen kredi kartı sayısını takibe düşen toplam borç miktarını, icra nedeniyle kredi kartı ve kredi kullanımına kısıt getirilen kişi sayısını sordu.

Sol Haber’in aktardığına göre; Şimşek, Ersever’e şu yanıtı verdi: ”Türkiye’de son 21 yılda kaydedilen güçlü ekonomik büyüme performansı ve yapısal dönüşüm ile birlikte vatandaşlarımızın kredi kartı ve kredi kullanımlarında artış görülmüştür.

Bu artışa rağmen hane halkı borcunun milli gelire oranı yüzde 11 seviyesindedir. Bu oran yaklaşık yüzde 57 seviyesinde hane halkı borçluluğu olan Avro Bölgesi ortalamasının oldukça altındadır.”

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Perakende Satış Hacmi Yıllık Yüzde 17,2 Arttı

Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 15,3, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 24,2 arttı, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 1,0 azaldı.

Haber Merkezi / Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,7 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 0,1 arttı, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 5,6, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 9,0 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Perakende Satış Endeksleri Ağustos 2023 verilerini açıkladı:

Buna göre; Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 15,3, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 24,2 arttı, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 1,0 azaldı.

Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,7 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 0,1 arttı, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 5,6, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 9,0 azaldı.

Cari fiyatlarla perakende ciro ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 87,5 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 89,9, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 98,1, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 58,5 arttı.

Cari fiyatlarla perakende ciro ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,5 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 7,0, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 1,2, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 13,0 arttı.

Paylaşın

İnşaat Maliyetleri Aylık Yüzde 4,62 Yıllık Yüzde 66,46 Arttı

İnşaat maliyetleri ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,62 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,46 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,82 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,92 arttı.

Haber Merkezi / Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,18 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,27 arttı.

İnşaat maliyetleri temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 15,67, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,25 artmıştı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 9,76, işçilik endeksi yüzde 31,66 artmıştı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 47,01, işçilik endeksi yüzde 111,68 artmıştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İnşaat Maliyet Endeksi Ağustos 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; İnşaat maliyet endeksi, ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,62 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66,46 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,82 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,92 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 52,18 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,27 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 4,09 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 65,48 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,15 arttı, işçilik endeksi yüzde 1,83 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 50,28 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,11 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 6,30 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,61 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 7,81 arttı, işçilik endeksi %2,26 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 57,99 arttı, işçilik endeksi yüzde 113,85 arttı.

Paylaşın

Bakan Şimşek “Enflasyon” İçin Tarih Verdi

Katıldığı bir programda ekonomiye dair açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, “Hem parasal, hem miktarsal, hem seçici kredi sıkılaştırmasına gittik, bunu destekleyecek gelir politikalarını ortaya koyduk. Bir yıl sonraki enflasyonu çıpalayacak, onu bir şekilde yatırımcıları ikna edecek bir para politikası duruşuna geçeceğiz dedik ve o noktada gerekeni yaptık.” dedi ve ekledi:

“Enflasyonda momentum kaybı aylık bazda önümüzdeki birkaç ay içinde başlayacak. Esas yıllık bazda kalıcı yüksek dozda dezenflasyon Haziran’dan itibaren başlayacak. Para politikasında aldığımız tedbirler gecikmeli yansıyacak, baz etkisi var, bu nedenle geçiş dönemi olacak.”

Şimşek, açıklamasının devamında, “Altını çizmek istiyorum, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmekte hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız kararlı, çünkü enflasyon yüksek, sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engeldir. Geçmişte hükümetlerimiz enflasyonu tek haneye düşürdü ve uzun süre orada tuttu, ülkemizin kalkınmasına ivme kazandırdı, önümüzdeki dönemde aynı kararlılığı göstereceğiz, sadece sonuçları göstermemiz biraz zaman alacak” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber’de katıldığı bir programda ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Şimşek’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Bizim programın ana hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme, hedefe ulaşırken fiyat istikrarı, yani enflasyonun düşük tek hanelere düşürülmesi, rezerv birikimi ve KKM’den çıkış gibi, birbirini destekleyen bütüncül bir yaklaşım var. Program önemli bir fırsat içeriyor, bu nedenle bütün kesimlerden, yatırımcılardan ilgi çok yoğun. Önümüzdeki dönemde ilginin yoğunlaşmasını bekliyoruz, çünkü uygulama anlamında programın erken aşamasındayız.

“Gerekeni yaptık”

İnanıyorum ki programımız, özellikle tüm ülkemize kalıcı, uzun vadeli çözüm üretecek bir program. Hem parasal, hem miktarsal, hem seçici kredi sıkılaştırmasına gittik, bunu destekleyecek gelir politikalarını ortaya koyduk. Bir yıl sonraki enflasyonu çıpalayacak, onu bir şekilde yatırımcıları ikna edecek bir para politikası duruşuna geçeceğiz dedik ve o noktada gerekeni yaptık.”

Enflasyonda momentum kaybı aylık bazda önümüzdeki birkaç ay içinde başlayacak. Esas yıllık bazda kalıcı yüksek dozda dezenflasyon Haziran’dan itibaren başlayacak. Para politikasında aldığımız tedbirler gecikmeli yansıyacak, baz etkisi var, bu nedenle geçiş dönemi olacak.

Altını çizmek istiyorum, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmekte hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız kararlı, çünkü enflasyon yüksek, sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engeldir. Geçmişte hükümetlerimiz enflasyonu tek haneye düşürdü ve uzun süre orada tuttu, ülkemizin kalkınmasına ivme kazandırdı, önümüzdeki dönemde aynı kararlılığı göstereceğiz, sadece sonuçları göstermemiz biraz zaman alacak.”

Paylaşın

IMF, Türkiye İçin 2023 Ve 2024 Yılı Enflasyon Tahminlerini Yükseltti

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye için 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 50,6’dan yüzde 51,2’ye, 2024 yılı enflasyon tahminini yüzde 35,2’den yüzde 62,5’e yükseltildi.

IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentilerinde ise bu yıl ve gelecek yıl için yukarı yönlü revizyona gitti. Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 3,25 büyüyeceği tahmin edildi.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun ekim sayısını “Küresel Farlılıklarda Gezinme” başlığıyla yayımladı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Kovid 19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından küresel toparlanmanın yavaş ve düzensiz olmayı sürdürdüğüne işaret edilen raporda, yeniden açılmayla gelen toparlanma ve enflasyonun düşürülmesinde kaydedilen ilerlemeyle birlikte yılın başındaki ekonomik dayanıklılığa rağmen rahatlamak için erken olduğu vurgulandı.

Raporda, ekonomik faaliyetin, özellikle yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde hala salgın öncesi seyrinin gerisinde kaldığı vurgulanarak, bölgeler arasında genişleyen farklılıklara işaret edildi.

Çeşitli güçlerin toparlanmayı engellediği belirtilen raporda, bunlardan bazılarının, salgının, Ukrayna’daki savaşın ve artan jeoekonomik ayrışmanın uzun vadeli sonuçlarını yansıttığı aktarıldı.

Dünya ekonomisinin geçen yıl yüzde 3,5 büyüdüğü anımsatılan raporda, küresel ekonomik büyümenin yavaşlayarak bu yıl yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2,9 olmasının beklendiği bildirildi. IMF, temmuz ayında yayımladığı tahminlerinde, küresel ekonominin hem 2023 hem de 2024’te yüzde 3 büyüyeceğini öngörmüştü.

Raporda, küresel ekonomik büyüme tahminlerinin 2000-2019 yılları ortalaması olan yüzde 3,8’in altında kaldığı kaydedildi. Gelişmiş ekonomilerin 2022’de yüzde 2,6 büyüdüğü hatırlatılan raporda, ABD’deki ivmenin beklenenden güçlü ancak Euro Bölgesi’ndeki büyümenin beklenenden zayıf olduğu bir dönemde bu ekonomilerdeki büyümenin yavaşlayarak bu yıl yüzde 1,5 ve 2024’te yüzde 1,4 olmasının beklendiği aktarıldı.

Raporda, geçen yıl yüzde 4,1’lik büyüme kaydeden yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerin de Çin’deki emlak sektörü krizini yansıtacak şekilde hem 2023 hem de 2024’te yüzde 4 düzeyinde büyümesinin öngörüldüğü bildirildi. Orta vadede küresel büyüme tahminlerinin yüzde 3,1 ile son yılların en düşük seviyesinde bulunduğuna işaret edilen raporda, ülkelerin daha yüksek yaşam standartlarına ulaşma beklentilerinin zayıf olduğu belirtildi.

Raporda, küresel enflasyonun ise 2022’deki yüzde 8,7 seviyesinden 2023’te yüzde 6,9’a ve 2024’te yüzde 5,8’e istikrarlı bir şekilde düşeceğinin öngörüldüğü, ancak enflasyon tahmininin bu yıl için 0,1 ve gelecek yıl için 0,6 puan artırıldığı, çoğu durumda 2025’e kadar enflasyon hedeflerine dönülmesinin beklenmediği ifade edildi.

ABD’de borç limiti gerilimlerinin çözülmesiyle İsviçreli ve ABD’li yetkililerin bankacılık sektöründeki türbülansı kontrol altına almak için kararlı bir şekilde harekete geçmesi nedeniyle, finansal görünüme yönelik risklerin altı ay öncesine göre daha dengeli olduğuna işaret edilen raporda, ekonomide “sert iniş” ihtimalinin azaldığı ancak küresel büyümeye yönelik risklerin aşağı yönlü olmaya devam ettiği kaydedildi.

Raporda, Çin’in emlak sektörü krizinin özellikle emtia ihracatçıları açısından küresel etkileriyle birlikte derinleşebileceğine değinilerek, enflasyonun sıkı iş gücü piyasalarıyla birlikte beklenenden daha yüksek politika faizleri gerektirmesine katkıda bulunabileceği vurgulandı.

Daha fazla iklim ve jeopolitik şokun, gıda ve enerji fiyatlarında ilave artışlara neden olabileceği kaydedilen raporda, jeoekonomik ayrışmanın yoğunlaşmasının emtianın piyasalar arasındaki akışını kısıtlayabileceği, ek fiyat dalgalanmalarına neden olabileceği ve yeşil dönüşümü karmaşık hale getirebileceği ifade edildi.

Raporda, düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin ise yarısından fazlasının borç sıkıntısı içinde veya yüksek risk altında olduğu kaydedildi. IMF’nin raporunda, ülkelere ilişkin güncellenen ekonomik büyüme tahminleri de paylaşıldı.

Buna göre, ABD ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi 2023 yılı için yüzde 1,8’den yüzde 2,1’e ve 2024 yılı için yüzde 1’den yüzde 1,5’e yükseltildi. Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme tahmini ise bu yıl için yüzde 0,9’dan yüzde 0,7’ye ve 2024 yılı için de yüzde 1,5’ten yüzde 1,2’ye düşürüldü.

Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden Almanya’nın bu yıl yüzde 0,5 küçülmesi beklenirken, gelecek yıl yüzde 0,9 büyüyeceği tahmin edildi. IMF, temmuz ayındaki tahminlerinde, Almanya ekonomisinin bu yıl yüzde 0,3 küçüleceğini ve 2024’te yüzde 1,3 büyüyeceğini öngörmüştü.

Fransa ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi bu yıl için yüzde 0,8’den yüzde 1’e çıkarılırken, gelecek yıl için yüzde 1,3 olarak korundu. İtalya ekonomisine ilişkin büyüme tahmini 2023 yılı için yüzde 1,1’den yüzde 0,7’ye ve gelecek yıl için yüzde 0,9’dan yüzde 0,7’ye düşürüldü. İspanya ekonomisine ilişkin büyüme tahmini de bu yıl için yüzde 2,5 olarak korunurken, gelecek yıl için yüzde 2’den yüzde 1,7’ye düşürüldü.

İngiltere ekonomisine ilişkin 2023 yılı büyüme tahmini yüzde 0,4’ten yüzde 0,5’e çıkarılırken, 2024 yılı beklentisi yüzde 1’den yüzde 0,6’ya indirildi. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomileri grubunda ise Çin ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi bu yıl için yüzde 5,2’den yüzde 5’e düşürüldü. Çin ekonomisine yönelik 2024 yılı büyüme tahmini de yüzde 4,5’ten yüzde 4,2’ye çekildi.

Hindistan ekonomisinde bu yıla dair büyüme beklentisi ise yüzde 6,1’den yüzde 6,3’e çıkarılırken, gelecek yıl için yüzde 6,3 olarak korundu. Rusya ekonomisine ilişkin büyüme tahmini de bu yıl için yüzde 1,5’ten yüzde 2,2’ye yükseltilirken, gelecek yıl için yüzde 1,3’ten yüzde 1,1’e düşürüldü.

Türkiye için tahminler

IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentilerinde ise bu yıl ve gelecek yıl için yukarı yönlü revizyona gitti.

Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 3,25 büyüyeceği tahmin edildi. Fon, temmuz ayındaki tahminlerinde, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2,8 büyüyeceğini öngörmüştü.

IMF, 6 Ekim’de de James Walsh liderliğindeki IMF heyetinin 25-29 Eylül’de yaptığı Türkiye ziyaretinin ardından ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmeleri paylaşmıştı. Fondan yapılan açıklamada, Türkiye’de seçimden bu yana uygulanan politika değişikliğinin memnuniyetle karşılandığı aktarılmıştı.

Açıklamada, politika faizinin yükseltilmesi, vergilerin artırılması ve bazı finansal sektör önlemlerinin serbestleştirilmesi yönündeki son adımların riskleri azalttığı ve yatırımcı güvenini artırdığı belirtilerek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezerv pozisyonunun da iyileştiği kaydedilmişti.

Paylaşın

Tüm Vergilere Zam: Süre Öne Çekildi

Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, MTV, çeşitli harçlar, araç muayene ücreti, Gelir Vergisi tarife dilimleri ve idari cezaları belirleyen Yeniden Değerleme Oranı’nı için (YDO) flaş bir karar alındı. Ocak ayından itibaren uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı öne çekildi.

Buna göre Kasım ayında ikinci taksit ödemesi süresi yaklaşan ve en düşük 2.120 TL olan MTV ile ek MTV ücretleri de değişti. Yüzde 34,80’lik zam ile MTV ve ek MTV’de ikinci taksit ücreti ve 2.857 oldu. Toplamda ise 5.715 TL ödeme yapılacak.

Geçtiğimiz aylarda büyük tartışmalara yol açan bu yıla mahsus tüm araç sahiplerinden ek MTV alınması kararının ardından bugün milyonları ilgilendiren bir hamle daha yapıldı. Her yıl Ekim ayı itibarıyla yurt içi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) son on iki aylık ortalamasına göre belirlenen artış, izleyen yılda yani Ocak ayında uygulanacak yeniden değerleme oranını veriyordu.

Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, MTV, çeşitli harçlar, araç muayene ücreti, Gelir Vergisi tarife dilimleri ve idari cezaları belirleyen Yeniden Değerleme Oranı’nı için (YDO) flaş bir karar alındı.

Mynet’te yer alan habere göre, 2023 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı yüzde 34,80 olarak tespit edildi. Gelir İdaresi Başkanlığının konu ile ilgili sirküleri yayımlandı.

Sirkülerde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Bakanlık tarafından ilan edilen yeniden değerleme oranına, vergi kanunlarından kaynaklanan nedenlerden dolayı geçici vergi dönemlerinde de ihtiyaç duyulduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “2023 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 34,80 (yüzde otuzdört virgül seksen) olarak tespit edilmiştir” denildi.

Buna göre Kasım ayında ikinci taksit ödemesi süresi yaklaşan ve en düşük 2.120 TL olan MTV ile ek MTV ücretleri de değişti. Yüzde 34,80’lik zam ile MTV ve ek MTV’de ikinci taksit ücreti ve 2.857 oldu. Toplamda ise 5.715 TL ödeme yapılacak.

2023 yılı için trafik cezaları da zamlandı. Halihazırda hız sınırını yüzde 10 – yüzde 30’a kadar aşmanın cezası 951 TL. Hız sınırını yüzde 30 – yüzde 50’ye kadar aşmak bin 979 TL, hız sınırını yüzde 50’den fazla aşmak ise 4 bin 64 TL. Alkollü araçla ilk kez yakalanan 4 bin 64 TL, ikinci defa alkollü araç kullanmaktan yakalanana ise, 5 bin 96 TL para cezası ödemek durumunda.

Emniyet kemeri ihlaline de yüksek ceza geliyor. Emniyet kemeri takmamanın zam olmadan önceki cezası 436 TL. KGYS’ler tarafından tespit edilen ve sürücülerin birçok kez ceza yediği seyir halinde cep telefonu kullanma cezası ise 951 TL.

Ehliyetsiz araç kullananlar da 8 bin 90 TL ödeme yapıyordu. Drift atan sürücüye 20 bin 342 TL ceza kesiliyordu. Alkol testine itiraz etmek 8 bin 551 TL, muayenesiz araçla trafiğe çıkmak ve yasak olan yerde sollama yapmak ise 951 TL. YDO’nun değişmesi ile bu rakamlar üzerinden yüzde 34,80 daha fazla trafik cezası ödenecek.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Sanayi Üretimi Yüzde 3,1 Arttı

Sanayi üretimi ağustos ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,9 arttı.

Haber Merkezi / Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, ağustos ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,4 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sanayi Üretim Endeksi, Ağustos 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Sanayi üretimi yıllık yüzde 3,1 arttı.

Sanayi üretimi ağustos ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,9 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, ağustos ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,4 arttı.

Sanayi üretimi temmuz ayında 7,4 arttı

Sanayi üretimi temmuz ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,7, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 7,4 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,1 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, temmuz ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 10,5 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,4 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3,7 arttı.

Sanayi üretim endeksi nedir?

Sanayi Üretim Endeksi, sanayi sektöründe yer alan kuruluşların üretimlerindeki değişimi gösteren bir endekstir. TÜİK tarafından 2005 yılı üretimi 100 olarak alınmak suretiyle, her ay 4850 işyerinden Aylık Sanayi Üretim Anketiyle derlenen verilere dayanılarak hesaplanmaktadır.

Sanayi üretimi ne demek?

Sanayi, endüstri veya işleyim devamlı veya belli zamanlarda, makine ve benzeri araçlar kullanarak bir madde veya gücün niteliğini veya biçimini değiştirerek toplu üretimde bulunan faaliyet dalı ve ekonominin ana sektörlerinden birisidir.

Sanayi grupları nelerdir?

Günümüzde sanayi faaliyetleri birincil, ikincil ve üçüncül sanayi olarak sınıflandırılmıştır. Bu kategorileri biraz daha açacak olursak tabii, sınai ve hizmet sanayisi şeklinde sınıflandırmaya tabi tutulduğu belirtilebilir.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Son Bir Yılda En Çok Borsa Kazandırdı

Finansal yatırım araçları içerisinde BIST 100 endeksi; yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 65,47,  tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Haber Merkezi / Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, euro yüzde 1,57, dolar yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Eylül ayında en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,81 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 1,69, dolar yüzde 3,16, külçe altın yüzde 3,59, euro yüzde 5,18 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 11,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,96, dolar yüzde 4,41, külçe altın yüzde 4,83, euro yüzde 6,41 ve DİBS yüzde 12,59 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 26,01, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,35 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 28,27, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 32,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,06, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 18,33 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 39,75, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 42,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 65,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, euro yüzde 1,57, dolar yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

IMF’den Türkiye’ye Enflasyonun Üzerinde Ücret Zamlarından Kaçınılması Tavsiyesi

Türkiye ziyaretinin ardından açıklamada bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti, ücretlere ve emekli maaşlarına, geçmiş enflasyona göre değil beklenen enflasyona göre zam yapılmasını, enflasyonun üzerinde ücret zamlarından kaçınılmasını tavsiye etti.

Bu da ücretlere zam yapılırken yıl sonundaki yüksek enflasyonun değil, çok daha düşük olan 2024 sonu beklentisinin dikkate alınması, ücretlerde reel kayıp yaşanması anlamına geliyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda çalışan memur ve işçilerin maaş artışlarına ilişkin eylül başında yaptığı açıklamada “Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak” demişti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) teknik ekibi, her yıl olduğu gibi dördüncü madde görüşmeleri kapsamında yaptığı Türkiye ziyaretinin ardından ilk açıklamayı kamuoyu ile paylaştı.

James P. Walsh liderliğindeki ekibin 25-29 Eylül tarihleri arasında hükümet yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerin ardından gelen açıklama, IMF’nin internet sitesinde dün yayımlandı.

Sözcü’nün aktardığına göre, açıklamada, seçimden sonra uygulanan politika değişikliğinin IMF tarafından memnuniyetle karşılandığı ve faiz artışları nedeniyle yetkililerin tebrik edildiği belirtilirken, Merkez Bankası (TCMB) politika faizinin yükseltilmesi, vergilerin artırılması ve bazı finansal tedbirlerin serbestleştirilmesi yönündeki son adımların Türkiye’de riskleri azaltıp yatırımcı güveni ile rezervleri artırdığına işaret edildi.

Açıklamaya göre, ekonomik büyümenin 2023’te yüzde 4’e, 2024’te yüzde 3,2’ye düşmesini, 2022 sonunda yüzde 64,3 olan resmi tüketici enflasyonunun 2023 sonunda yüzde 69,1, 2024 sonunda yüzde 46 olmasını öngören IMF heyeti, işsizlik oranının da 2023’te yüzde 10,1, 2024’te yüzde 10,5 olmasını bekliyor.

IMF, milli gelire oranla cari açığın da 2023’te yüzde 4,1, 2024’te ise yüzde 3,1 olmasını öngörüyor. IMF heyeti Ankara’ya faizlerde daha fazla artış, finansal düzenlemelerde daha fazla serbestleştirme ve bütçe açığını azaltacak daha fazla adım çağrısında bulundu.

IMF heyeti ayrıca, ücretlere ve emekli maaşlarına, geçmiş enflasyona göre değil beklenen enflasyona göre zam yapılmasını, enflasyonun üzerinde ücret zamlarından kaçınılmasını tavsiye etti. Bu da ücretlere zam yapılırken yıl sonundaki yüksek enflasyonun değil, çok daha düşük olan 2024 sonu beklentisinin dikkate alınması, ücretlerde reel kayıp yaşanması anlamına geliyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda çalışan memur ve işçilerin maaş artışlarına ilişkin eylül başında yaptığı açıklamada “Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak” demişti.

Risk dengesinin aşağı yönlü olduğu belirtilen açıklamada, temel riskin, şu an devam etmekte olan politika değişikliğinin güçlü ivmesini kaybetmesi, bunun da güven kaybına neden olarak döviz talebi yaratması olduğu kaydedildi. Dış riskler olarak ise, yüksek emtia fiyatları, ticaret ortaklarının talebindeki yavaşlama ve küresel sistemik finansal istikrarsızlığa işaret edildi.

Paylaşın