Avrupa Merkez Bankası (AMB) Faizleri Sabit Tuttu!

Faiz kararını bugün kamuoyuna açıklayan Avrupa Merkez Bankası (AMB), Banka, arka arkaya on faiz artışının ardından faizleri sabit tutma kararı aldı. AMB’den yapılan açıklamada refinansman faizinin yüzde 4,50’de, mevduat faizinin yüzde 4’te, marjinal fonlama faizinin de yüzde 4,75’te bırakıldığı kaydedildi.

Enflasyonun “daha uzun süre yüksek seviyede seyretmesi” beklentisinde olunduğunu açıklayan AMB, faiz kararına gerekçe olarak fiyat artışlarındaki belirgin gerilemeyi gösterdi.

Euro Bölgesi’nde Eylül ayında yıllık enflasyon oranı yüzde 4,3 seviyesine gerilemişti. AMB, yıl sonu için ise yüzde 5,6 enflasyon tahmininde bulundu. Banka, yakın bir dönemde yüzde 2’lik enflasyon hedefine dönülmesi için “kararlı” olunduğunu açıkladı.

Reuters’in anketine katılan ekonomistler, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB), 2024 yılının ortalarına kadar faiz oranlarını sabit tutacağı tahmininde bulunuyor.

AMB’den yapılan açıklamada, Banka’nın 3 temel politika faizini sabit bırakma kararı aldığı, refinansman faizinin yüzde 4,50’de, mevduat faizinin yüzde 4’de, marjinal fonlama faizini de yüzde 4,75’de bıraktığı kaydedildi.

Enflasyonun hala “çok uzun süre çok yüksek” kalmasının beklendiği ve Euro Bölgesi içinde fiyat baskılarının güçlü olmaya devam ettiği kaydedilen açıklamada, “Aynı zamanda, güçlü baz etkileri de dahil olmak üzere, Eylül’de enflasyon belirgin bir şekilde düştü ve enflasyonun temelini oluşturan çoğu ölçüt gevşemeye devam etti. Bankanın geçmişte yaptığı faiz artışları, finansman koşullarına güçlü şekilde yansımaya devam ediyor. Bu durum talebi giderek azaltmakta ve enflasyonu düşürmeye yardımcı olmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, AMB’nin enflasyonun yüzde 2’lik orta vadeli hedefine yönelik kararlılığı anımsatıldı. Bankanın uygun kısıtlama seviyesi ve süresini belirlemede verilere dayalı bir yaklaşım izlemeye devam edeceği aktarılan açıklamada, “Temel faiz oranlarının yeterince uzun bir süre korunduğunda, enflasyonu yüzde 2’ye düşürme hedefine önemli bir katkıda bulunacak seviyede olduğu düşünülmektedir. Gelecekteki kararlar, politika faiz oranlarının gerekli olduğu sürece yeterince kısıtlayıcı seviyede belirlenmesini sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, AMB’nin Varlık Alım Programı’ndaki (APP) portföy büyüklüğünün anapara ödemelerinin yeniden yapılmadığı için küçülmeye devam ettiği, Pandemi Acil Varlık Alım Programı’nda (PEPP) ise anapara ödemelerinin en azından 2024 sonuna kadar devam edeceği ancak para politikasının amaçlarını sekteye uğratmamasına dikkat edileceği bildirildi.

“Bazen eylemsizlik eylemdir”

AMB Başkanı Christine Lagarde’ın Atina’da düzenlenen para politikası toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında “Mevcut duruma ilişkin herkesin hemfikir olduğu bir değerlendirme vardı, Aldığımız para politikası kararı, son 15 aydaki 10 farklı artışın ardından ‘bekleme’ olarak kaldı. Bazen eylemsizlik eylemdir,” ifadelerini kullandı.

Artık daha fazla artış olmaz diyemeyeceğini vurgulayan Lagarde “Biz verilere bağımlıyız ve enflasyon görünümü, enflasyonun temel durumu ve faiz oranlarımızın para politikası aktarım gücünü yeterince sağlayıp sağlamadığı konusunda üç kriter temelinde değerlendirme yapacağız,” dedi.

Yüzde 2’lik enflasyon hedefine henüz varamadıklarını belirten Lagarde “Enflasyonu yüzde 2’ye döndürmek için kullanabileceğimiz en iyi araç faiz oranlarıdır. Şunu belirtmek isterim ki, tutuyor olmamız bir daha asla faiz artırımı yapmayacağımız anlamına gelmiyor,” ifadelerini kullandı.

Euro Bölgesi merkez bankaları arasında para politikalarından kaynaklı potansiyel kayıplarla ilgili sorulan bir soru üzerine Lagard “Herkese uyacak tek bir kalıp yok. Bildiğim şey şu ki, Euro sistemi ve AMB olarak tek bir misyonumuz var, o da fiyat istikrarı. Ve bizim kâr göstermek ya da zararları karşılamak gibi bir amacımız yok ve enflasyonu yeniden normal seviyeye getirmek için kararlarımızı para politikası amaçları yerine kâr/zarar hesaplarımıza göre yönlendirmek aslında yanlış olurdu,” yanıtını verdi.

Faiz artırımlarını artırmaya ara vermiş olduklarını ama bunun hemen indirmeye başlayacakları anlamına gelmediğini belirten Lagarde “Faiz indirimi konusunu tartışmak bile çok erken,” sözlerini kullandı.

Lagarde “Uzun vadeli enflasyon beklentilerine ilişkin ölçümler çoğunlukla yüzde 2 civarında seyrediyor. Bununla birlikte bazı göstergeler hâlâ yüksek durumda ve yakından takip edilmesi gerekiyor,” dedi.

Ekonominin bu yılın geri kalanında zayıf kalmasını beklediklerini belirten Lagarde enflasyon düştükçe, hanehalkı reel gelirleri toparlandıkça ve Euro Bölgesi ihracatına olan talep arttıkça ekonominin önümüzdeki yıllarda güçlenmesi gerektiğini söyledi.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ta En Yüksek Haftalık Düşüş

20 Ekim haftasında Kur Korumalı Mevduatta (KKM) hesaplarında 85 milyar 512 milyon liralık düşüş yaşandı. Böylece KKM hesaplarında bugüne kadarki en yüksek haftalık düşüş kaydedildi.

Haber Merkezi / Öte yandan, bir önceki hafta 83 milyar 307 milyon dolar olan Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 82 milyar 567 milyon dolara geriledi.

Ayrıca, Merkez Bankası’nın (TCMB) 500 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 35’e yükseltmesi sonrasında kredi kartı ve ticari kredi faizlerinde de üst limitler arttı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 20 Ekim haftasına ilişkin bankacılık verilerini açıkladı. Buna göre söz konusu hafta itibarıyla Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının toplamı 3 trilyon 70 milyar 175 milyon lira oldu.

20 Ekim haftasında KKM hesaplarında 85 milyar 512 milyon liralık düşüş yaşandı. Böylece KKM hesaplarında bugüne kadarki en yüksek haftalık düşüş kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, bir önceki hafta 83 milyar 307 milyon dolar olan brüt döviz rezervleri, 82 milyar 567 milyon dolara geriledi.

Altın rezervleri 41 milyar 191 milyon dolardan 43 milyar 558 milyon dolara çıkarken, toplam rezervler 124 milyar 498 milyon dolardan 126 milyar 125 milyon dolara geldi. Bir önceki hafta 22 milyar 56 milyon dolar olan net uluslararası rezervler, söz konusu haftada 22 milyar 553 milyon dolara yükseldi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) 500 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 35’e yükseltmesi sonrasında kredi kartı ve ticari kredi faizlerinde de üst limitler arttı.

Referans faiz oranı aylıkta yüzde 3,16’ya (yıllık bileşik yüzde 46,1) yükselirken kredi kartı gecikme faizi de aylıkta yüzde 3,71’e (yıllık bileşik yüzde 55,9), nakit çekimde de faiz aylıkta yüzde 4,02’den yüzde 4,47’ye (yıllıkta yüzde 70,3), kart üye işyeri komisyonu da aylık yüzde 3,16’dan yüzde 3,61’e (yıllık bileşik yüzde 54),

Ticari kredi faizlerinde de üst limit, 1,8’lik kat sayıya göre yüzde 69,3’ten yüzde 83’e, ihracat ve yatırım kredileri için de sınır yıllık oran olarak yüzde 53,9’dan yüzde 64,5’e, 70 bin TL üzeri ihtiyaç kredilerinde de faiz üst sınırı yüzde 77’den yüzde 92,2’ye yükseldi.

Paylaşın

Merkez Bankası Faizi Yüzde 35’e Yükseltti: Erdoğan İçin Tahammülü Zor Bir Oran

Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 500 baz puan artırarak, yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltti. 

Haber Merkezi / TCMB yeni yönetimi altında böylece beşinci faiz artışı gerçekleşmiş oldu. Hafize Gaye Erkan, göreve başladığında politika faizi yüzde 8,5 düzeyindeydi.

Merkez Bankası, Hafize Gaye Erkan’ın Haziran ayında başkanlığa atanması sonrasında faiz indirimi sürecine son vererek, son 4 PPK toplantısında politika faizini sürekli olarak artırdı.

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin sosyal medyadan değerlendirmede bulundu. Ekonomistler şu yorumları yaptı:

Mahfi Eğilmez: TCMB faizi 5 puan artırarak yüzde 35’e yükseltti. İlke olarak irrasyonellikten rasyonelliğe geçişte faizin böyle tedrici artırılması doğru ama beklentilerin olumlu yönde gelişmesi için bu kararın yapısal reformlarla desteklenmesi lazım.

Atilla Yeşilada: TCMB çaktı 500 puanı. Cesur bir hamle, dövize fren, Borsa’ya destek derim.

Ibrahim M. Turhan: Para Politikası Kurulu doğru adımı attı. Merkez Bankası yönetimini içtenlikle kutluyorum. Para politikası duruşunun bir bütün olarak değerlendirildiğinde yeteri kadar sıkı olduğunu düşünüyorum. Ekonomi politikası mevcut koşullar altında olması gereken çizgide sürüyor.

Murat Muratoğlu: Merkez Bankası 500 baz puan faiz artırdı… Yüzde 35’e çıkardı ama… Bu düne kadar yeterli bir orandı… Ne kadar kabadayılık o kadar faiz… Bunu hesaplamadı mı?

Nesrin Nas: Yüzde 35, enflasyonu düşünürsek yeterli olmayabilir ama Erdoğan için tahammülü zor bir oran.

Hayri Kozanoğlu: TCMB enflasyon ile ekonomik durgunluk arasında sıkışmıştı. 500 puanlık artışla tercihini ekonomide durgunluktan yana yaptı. Metinden 2 Kasım Enflasyon Raporu’nda 2024 yılı %33 enflasyon hedefinin korunacağı anlaşılıyor. Özellikle KK ve bireysel kredi faizleri can yakacak.

İris Cibre: “Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik ilave adımlarla parasal aktarım mekanizması güçlendirilmeye devam edilecektir”. Bu cümle sıkıntılı; Seçici kredi deyip para aktarım mekanizmasını güçlendiremezsin… Dolarizasyon ise, 2 ayda 63.3% e geriledi (5 puan). İlave adımlar demek yeni makro ihtiyati tedbir mi demek?

Öte yandan Reuters ve Anadolu Ajansı’nın anketine katılan ekonomistler, faizin bu ay da artacağı yönünde tahminlerde bulunmuştu. Reuters anketine katılan 20 ekonomistin tamamının tahmini faizin artırılacağı yönünde olmuştu.

Dört ekonomist 250 baz puan, bir ekonomist 300 baz puan, 15 ekonomist ise 500 baz puan artış öngörmüştü. AA’nın anketine katılan 19 ekonomistin beklentilerinin medyanı 500 baz puan artırım yönünde gerçekleşmişti.

Anket sonuçlarına göre, 250 ila 500 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 32,50 ile yüzde 35 arasına yer almıştı. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 40 olmuştu.

Paylaşın

Merkez Bankası (TCMB) Politika Faizini Yüzde 35’e Yükseltti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), faiz artırım eğilimini sürdürerek politika faizini yüzde 35’e yükseltti. 500 baz puanlık faiz artırımı, yüzde 35 seviyesindeki piyasa beklentileriyle paralel gerçekleşti.

Haber Merkezi / Reuters ve Anadolu Ajansı’nın anketine katılan ekonomistler, faizin bu ay da artacağı yönünde tahminlerde bulunmuştu. Reuters anketine katılan 20 ekonomistin tamamının tahmini faizin artırılacağı yönünde olmuştu.

Dört ekonomist 250 baz puan, bir ekonomist 300 baz puan, 15 ekonomist ise 500 baz puan artış öngörmüştü. AA’nın anketine katılan 19 ekonomistin beklentilerinin medyanı 500 baz puan artırım yönünde gerçekleşmişti.

Anket sonuçlarına göre, 250 ila 500 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 32,50 ile yüzde 35 arasına yer almıştı. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 40 olmuştu.

Kurul toplantısından sonra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir” denildi.

Enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde öngörülenin üzerinde gerçekleştiğine vurgu yapılan açıklamada, son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin enflasyona geçişi önemli ölçüde tamamladığı belirtilerek, yurt içi talepteki güçlü seyir, hizmet fiyatlarındaki katılık ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın ise enflasyonda yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam ettiği kaydedildi.

“Bu çerçevede, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceği öngörülürken, aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözleneceği de değerlendirilmiştir” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Öte yandan, jeopolitik gelişmeler, enflasyon görünümünde petrol fiyatları kaynaklı risk oluşturmaktadır. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki dengeli seyir, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.”

PPK’nın enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeleri yakından takip edeceği belirtilen açıklamada, “Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir” denildi.

Paylaşın

Borsa İstanbul’da Yüzde 7.08’lik Sert Düşüş

Gün içerisinde iki kez devre kesici uygulanan BIST 100 endeksi, yüzde 7,08 değer kaybederek günü 7.424,97 puandan tamamladı. Endeks, önceki kapanışa göre 565,45 puan gerilerken toplam işlem hacmi 123,2 milyar lira oldu.

Bankacılık endeksi yüzde 6,89, holding endeksi yüzde 6,44 değer kaybetti. Tüm sektör endeksleri gerilerken, en çok kaybettiren yüzde 9,01 ile madencilik oldu.

Borsa İstanbul’da Endekse Bağlı Devre Kesici Sistemi, endekste yüzde 5 ve yüzde 7’lik değer kayıpların oluşması ile yatırımcıların panik alım-satımlarını önlemek için devreye sokuluyor.

Borsa İstanbul’un Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Saat 17:23:13 itibarıyla endekse bağlı devre kesicinin ikinci seviyesi tetiklenmiş ve Pay Piyasasındaki tüm işlem sıralarında, Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasındaki (VİOP) Pay ve Pay Endekslerine dayalı sözleşmelerde ve Borçlanma Araçları Piyasasındaki (BAP) Pay Senedi Repo Pazarında işlemler geçici olarak durdurulmuştur.

Pay Piyasasında varant, sertifika ve yeni pay alma hakkı kuponu sıralarında işlemler bugün yeniden başlatılmayacak, diğer işlem sıralarında saat 18:01’de kapanış seansı ile yeniden başlatılacaktır.

VİOP Pay ve Pay Endekslerine dayalı sözleşmelerde işlemler sürekli işlem yöntemiyle saat 18:08’de yeniden başlatılacaktır. BAP Pay Repo Pazarı’nda işlemler bugün yeniden başlatılmayacaktır”.

Öte yandan Dolar, Türk Lirası (TL) karşısında yükselişini sürdürerek alış fiyatı gün içinde 28,12 TL’yi buldu. Euro ise 29,80’den işlem görüyor. Gram altının alış fiyatı  1788,44 TL olurken satış fiyatı ise 1788,78 oldu.

Paylaşın

İkinci El Otomobil Piyasası En Durgun Dönemlerini Yaşıyor

İMAS Başkanı Hayrettin Ertemel, “Şu an için talep düşük olsa da piyasa düzenin tekrar normalleştiği bir geçiş sürecinin içindeyiz. Yeni yıl itibarıyla piyasamızın hareketlenmeye başlayarak çok daha sağlıklı şekilde seyrine devam edeceği kanaatindeyiz” dedi ve ekledi:

“Diğer yandan sıfır ve ikinci el otomobilde sağlanan fiyat düşüşleri ve kampanyalar otomobil almak isteyen vatandaşlarımıza önemli fırsatlar sunuyor. Otomobil almak isteyen vatandaşlarımız fırsatlar sunan bu dönemi değerlendirerek otomobil alabilirler.”

Birkaç ay öncesine kadar ilanlarda bulunamayan ikinci el araçlar şu anda galerilerde birikti. Temmuz ayında 400 bin olan ikinci el araç ilan sayısı 1 milyonu aştı. Kimlik doğrulama düzenlemesinin geleceği 1 Kasım öncesi sayının daha da artması bekleniyor.

Konuyla ilgili milliyet.com.tr‘ye açıklamalarda bulunan İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel şu ifadeleri kullandı:

“Birkaç ay öncesine kıyasla son günlerde e-satış sitelerinde vasıta başlığı altındaki motorlu araç sayısının ortalama %30 civarında arttığını görmekteyiz. Konu genel olarak otomobil üzerinden değerlendirilse de bu başlık altında karavan, motosiklet, deniz araçları, kiralık araçlar hatta ATV gibi kara araçlarının da bulunduğunu hatırlatmakta fayda var.

Otomobil-ticari araç ve SUV tipinde araçlar bazında değerlendirildiğinde ilan artışlarının birkaç temel sebebi var. Otomotiv sektöründe talebin düşmesiyle halihazırda ilanlarda var olan araçların satılmaması, ilan havuzunun sabit kalmasına sebep oldu.

Bunun üzerine 1 Kasım itibarıyla gelecek düzenleme öncesi ilan paylaşmak isteyen veya fiyatların bir miktar düşmesi sebebiyle araçlarını elden çıkarmak isteyen kişilerin ilan paylaşması sebebiyle sabit kalan ilan havuzuna ek yeni ilanlar eklendi. Kayıt dışı ticaret maksatlı araç alan kişilerin artık müsait zemin bulamaması da elde tutulan araçların ilanlara konmasına vesile oldu.

Tüm bu sebepler bir araya geldiğinde motorlu araç ilanlarında %30 civarında artış görmekteyiz. Ancak otomobil / ticari araç ve SUV kategorileri ayrı ayrı incelendiğinde artışın %20-25 civarı olduğu göze çarpmaktadır.

Bu noktada Ticari ve hafif ticari araçlarla motosiklet sayısındaki artışın sebeplerinden biri ise, 6+6 yönetmeliği bu araçları kapsamadığından yönelimin bu yöne kaymış olmasıdır. Ancak talebin düşük olması sebebiyle fiyatları arttıracak ve piyasa dengelerini bozacak sonuçlar doğurmamaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda otomobile talebin çok yüksek olduğu ancak oldukça çalkantılı bir 3 yılı geride bıraktık. Otomobil üretimindeki sorunlar sıfır otomobili bulunmaz hale getirirken, yarattığı etki ikinci el piyasasına da yansımıştı. Bu durum otomobilin öncelikle yatırım aracı haline gelmesine, akabinde ise bir kayıt dışı ticaret alanına evrilmesine sebep oldu.

Fahiş fiyatlar konusunda ticaret amaçlı araç alan kişilerin bu sorunun en büyük sebeplerinden biri olduğunu her mecrada dile getirmekteydik. Geldiğimiz noktada bu kişilerin sektörden el çekmesi ile fahiş fiyatlar geri geldi ve sıfır / ikinci el otomobil fiyat makası tekrar tahsis edilmeye başlandı.

Şu an için talep düşük olsa da piyasa düzenin tekrar normalleştiği bir geçiş sürecinin içindeyiz. Yeni yıl itibarıyla piyasamızın hareketlenmeye başlayarak çok daha sağlıklı şekilde seyrine devam edeceği kanaatindeyiz.

Diğer yandan sıfır ve ikinci el otomobilde sağlanan fiyat düşüşleri ve kampanyalar otomobil almak isteyen vatandaşlarımıza önemli fırsatlar sunuyor. Otomobil almak isteyen vatandaşlarımız fırsatlar sunan bu dönemi değerlendirerek otomobil alabilirler.”

Paylaşın

Merkez Bankası Açıkladı: Reel Kesim Güven Endeksinde Düşüş Sürüyor

Mevsimsellikten arındırılmamış reel kesim güven endeksi ekim ayında bir önceki aya göre 1,1 puan azalarak 103,3 seviyesinde gerçekleşti. Ekim ayında mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise bir önceki aya göre 0,2 puan artarak 105,3 seviyesinde gerçekleşti.

Haber Merkezi / İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı ekim ayında yüzde 77,4 olarak gerçekleşti. Önceki veri yüzde 77,3 olarak izlenmişti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Eylül ayına ilişkin reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranlarını yayımladı.

Buna göre; 2023 yılı Ekim ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,2 puan artarak 105,3 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi miktarı ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilemiştir.

Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 1,1 puan azalarak 103,3 seviyesinde gerçekleşmiştir.

İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı yüzde 77,4

2023 yılı Ekim ayında, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1727 iş yeri tarafından İktisadi Yönelim Anketi’ne verilen
yanıtlar toplulaştırılarak değerlendirilmiştir. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 76,8 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Mevsimsel etkilerden arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı (KKO), bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 77,4 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Paylaşın

Finansal Hizmetler Güven Endeksi 152,5 Seviyesine Geriledi

Ekim ayında Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE), bir önceki aya göre 15,7 puan azalarak 152,5 seviyesine gerçekledi. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki iş durumu, son üç aydaki hizmetlere olan talep ile gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisi olmak üzere tüm alt endekslerin FHGE’yi azalış yönünde etkilediği görüldü.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Finansal Hizmetler İstatistikleri ve Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE) 2023 Ekim verilerini açıkladı.

Buna göre; Ekim ayında Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE), bir önceki aya göre 15,7 puan azalarak 152,5 seviyesine gerçekledi. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki iş durumu, son üç aydaki hizmetlere olan talep ile gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisi olmak üzere tüm alt endekslerin FHGE’yi azalış yönünde etkilediği görüldü.

İş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda iş durumunda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya kıyasla zayıfladığı gözlenmektedir. Son üç ayda hizmetlere olan talepte artış olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç ayda hizmetlere olan talepte artış olacağı yönündeki beklentilerin de zayıfladığı görüldü.

İstihdama ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda istihdamda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin azalış olduğunu bildirenler lehine döndüğü, gelecek üç aydaki istihdamda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin ise güçlendiği gözlendi.

Kârlılığa ilişkin değerlendirmelere göre, son üç aydaki kârlılıkta artış olduğunu bildirenler ile gelecek üç aydaki kârlılıkta artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki döneme kıyasla güçlendiği gözlendi.

Rekabet gücüne ilişkin değerlendirmelere göre, yurt içi piyasalardaki rekabet gücünde son üç ayda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç ayda iyileşme olacağı yönündeki beklentilerin zayıfladığı görülmektedir. Yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak son üç ayda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmelerin, hem AB içindeki hem de AB dışındaki yurt dışı piyasalarda güçlendiği gözlenmektedir.

Gelecek üç ayda yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak iyileşme olacağı yönündeki beklentilerin ise, AB içindeki yurt dışı piyasalarda bir miktar zayıfladığı, AB dışındaki yurt dışı piyasalarda ise güçlendiği gözlendi.

Ekim ayında, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, bir önceki aya göre “64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)” ve “66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler” sektörlerinde sırasıyla 17,1, ve 8,0 puanlık azalış olduğu, “65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)” sektöründe ise 11,9 puanlık artış oldu.

Paylaşın

“Merkez Bankası Politika Faizi Yıl Sonunda Yüzde 40’a Ulaşabilir”

Dünyanın en büyük bankaları arasında yer alan Deutsche Bank Stratejisti Christian Wietoska, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artırım döngüsüne devam edeceğini belirterek, bankanın ekim ayı toplantısında politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkaracağı öngörüsünde bulundu.

Politika faizinin yıl sonunda yüzde 40’a ulaşabileceğini aktaran Wietoska, ”Döviz kurundaki dalgalanmalar, ücret artışları ve vergi ayarlamalarının geçişkenlik etkilerinin azalmasını beklerken, enflasyon görünümü zorlu olmaya devam ediyor. Son perakende satış verilerine göre yurt içi talepte normalleşme işaretleri olumlu yansıyabilir ancak pozitif çıktı açığını endişe verici olarak görmeye devam ediyoruz” dedi.

Yabancı ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 26 Ekim Perşembe günkü toplantısında politika faizindeki artırımları sürdürmesini bekliyor.

BloomberHT’de yer alan habere göre; Societe Generale Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika Stratejisti Marek Drimal, TCMB’nin politika faizini 300 baz puan artırarak yüzde 33’e çıkarabileceğini belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Pozitif reel faiz enflasyon beklentilerini dizginlemek için olmazsa olmazımız, buna yaklaşmış durumdayız” açıklamasında bulunduğunu anımsatan Drimal, bunun da TCMB’nin hem ekim ayı toplantısında hem de ileriki aylarda faiz artırımlarına devam edeceği anlamına geldiğini aktardı.

Zayıf TL’den kaynaklanan ana enflasyonist etkinin muhtemelen geride kaldığını dile getiren Drimal, enflasyonun 2023’ten 2024’e geçerken zirve yaptıktan sonra 2024’te yavaşlamasının beklendiğini vurguladı. Drimal, TCMB’nin politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 38’e 2024’ün 1. çeyreğinde de yüzde 40’a çıkarabileceği öngörüsünde bulundu.

Medley Advisors Piyasa Araştırma Başkanı Nick Stadtmiller de TCMB’nin gelecek hafta politika faizini 500 baz puan artırabileceğini kaydetti.

”Etkin politika duruşu zaten politika faizinin önerdiğinden daha sıkı, bankalar müşterilerin lira mevduatları için yaklaşık yüzde 45 ödüyor.” ifadelerini kullanan Stadtmiller, Merkez Bankası’nın politika faizini daha da artırarak bankacılık sektöründeki piyasa faiz oranlarındaki artışı yakalamaya çalıştığını söyledi.

Para politikasının gecikmeli hareket etme eğiliminde olduğunu vurgulayan Stadtmiller, bu nedenle son dönemde finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkilerinin ekonomide 2024 ortalarına kadar hissedilmesinin beklenmediğini ifade etti.

Stadtmiller, Merkez Bankası için asıl zorluğun gelecek yıl Kur Korumalı Mevduat miktarını azaltırken liradaki istikrarı korumak olduğunu aktardı.

“Politika faizi yıl sonunda yüzde 40’a ulaşabilir”

Deutsche Bank Stratejisti Christian Wietoska ise TCMB’nin faiz artırım döngüsüne devam edeceğini belirterek, bankanın ekim ayı toplantısında politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkaracağı öngörüsünde bulundu.

Politika faizinin yıl sonunda yüzde 40’a ulaşabileceğini aktaran Wietoska, ”Döviz kurundaki dalgalanmalar, ücret artışları ve vergi ayarlamalarının geçişkenlik etkilerinin azalmasını beklerken, enflasyon görünümü zorlu olmaya devam ediyor. Son perakende satış verilerine göre yurt içi talepte normalleşme işaretleri olumlu yansıyabilir ancak pozitif çıktı açığını endişe verici olarak görmeye devam ediyoruz” dedi.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 40 oldu.

Paylaşın

Şimşek’ten ‘Gabar Petrolü’ Paylaşımı: Cari Açığı Azaltacak

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gabar’daki petrol üretiminin 2024’te Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacağını belirterek, “Böylece cari açık kalıcı olarak azalacak ve rezerv birikimi hızlanacak” dedi.

Haber Merkezi / TPAO’nun (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) sosyal medya hesabından, Gabar bölgesinde günlük 25 bin varil petrol üretimine ulaşıldığı belirtilen bir açıklama yapıldı.

Açıklamada ayrıca, “Enerjide bağımsız Türkiye hedefimize doğru, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde dağ taş, gece gündüz demeden tüm ekibimizle görevdeyiz” ifadelerine yer verildi.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, konuya ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Mehmet Şimşek açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Gabar’daki petrol üretimi 2024’te ülkemiz ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Böylece cari açık kalıcı olarak azalacak ve rezerv birikimi hızlanacak. 2026 itibarıyla toplam petrol üretimi, ihtiyacımızın yüzde 18’ini karşılayacak düzeye ulaşacaktır.”

Paylaşın