Merkez Bankası Toplam Rezervleri 128 Milyar 420 Milyon Dolara Yükseldi

Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 3 Kasım haftasında bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 860 milyon dolar artışla 126 milyar 560 milyon dolardan 128 milyar 420 milyon dolara yükseldi.

Haber Merkezi / Öte yandan kur korumalı mevduat hesapları 3 kasım haftası itibariyle 2,92 trilyon liraya geriledi. Son 10 haftada kur korumalı mevduat hesaplarında 447 milyar lira gerileme kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.

Açıklanan istatistiklere göre, 3 Kasım itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 1 milyar 532 milyon dolar artışla 83 milyar 944 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervler, 27 Ekim’de 82 milyar 412 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.

Söz konusu dönemde altın rezervleri 328 milyon dolar artarak 44 milyar 148 milyon dolardan 44 milyar 476 milyon dolara çıktı.

Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 3 Kasım haftasında bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 860 milyon dolar artışla 126 milyar 560 milyon dolardan 128 milyar 420 milyon dolara çıktı.

Toplam rezervlerde mayıs sonundan 3 Kasım ile biten haftaya kadar geçen sürede artış, 29 milyar 962 milyon dolar olurken, söz konusu artış yüzde 30,4’e tekabül etti. Bu dönemde toplam rezerv, 15 hafta üst üste artarak 1987 başlangıçlı veri tarihindeki en uzun artış rekorunu kaydetmişti.

KKM, 3 trilyon liranın altına indi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 3 Kasım haftası itibariyle Kur Korumalı Mevduat hesapları toplamı 2,92 trilyon liraya geriledi. Dolar cinsinden KKM büyüklüğü 103,2 milyar dolara düştü.

3 Kasım haftasında KKM hesaplarında düşüş 86,2 milyar TL’ye ulaştı. Son 10 haftada KKM hesaplarında 447 milyar TL gerileme kaydedildi.

KKM hesaplarında düşüş ivmesi devam ederken, ekonomi yönetiminin KKM hesaplarının baskılayan düzenlemeleri de sürdü.

2 Kasım günü açıklanan düzenlemeye göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında zorunlu karşılık oranı yükseltildi ve Döviz deposu için TL türüne ilave zorunlu karşılık oranı getirildi.

Düzenlemeye göre, KKM hesaplarının yoğunlaştığı 6 aya kadar vadelinin zorunlu karşılık oranı 5 puan artırılarak yüzde 30’a yükseltildi. 1 yıla kadar vadeli ile 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı.

TCMB, Eylül ayında KKM hesaplarının yoğunlaştığı 6 aya kadar vadenin zorunlu olarak değişme oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmiş, 1 yıl kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için karşılama oranları yüzde 5 olarak belirtilmişti.

Paylaşın

“Kur Korumalı Mevduat” 3 Trilyon Liranın Altına İndi

Kur korumalı mevduat hesapları 3 kasım haftası itibariyle 2,92 trilyon liraya geriledi. Son 10 haftada kur korumalı mevduat hesaplarında 447 milyar lira gerileme kaydedildi.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında düşüş ivmesi devam ediyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 3 Kasım haftası itibariyle Kur Korumalı Mevduat hesapları toplamı 2,92 trilyon liraya geriledi. Dolar cinsinden KKM büyüklüğü 103,2 milyar dolara düştü.

3 Kasım haftasında KKM hesaplarında düşüş 86,2 milyar TL’ye ulaştı. Son 10 haftada KKM hesaplarında 447 milyar TL gerileme kaydedildi.

KKM hesaplarında düşüş ivmesi devam ederken, ekonomi yönetiminin KKM hesaplarının baskılayan düzenlemeleri de sürdü.

2 Kasım günü açıklanan düzenlemeye göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında zorunlu karşılık oranı yükseltildi ve Döviz deposu için TL türüne ilave zorunlu karşılık oranı getirildi.

Düzenlemeye göre, KKM hesaplarının yoğunlaştığı 6 aya kadar vadelinin zorunlu karşılık oranı 5 puan artırılarak yüzde 30’a yükseltildi. 1 yıla kadar vadeli ile 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı.

TCMB, Eylül ayında KKM hesaplarının yoğunlaştığı 6 aya kadar vadenin zorunlu olarak değişme oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmiş, 1 yıl kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için karşılama oranları yüzde 5 olarak belirtilmişti.

Merkez Bankası (TCMB) rezervleri 128,4 milyar dolara yükseldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.

Açıklanan istatistiklere göre, 3 Kasım itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 1 milyar 532 milyon dolar artışla 83 milyar 944 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervler, 27 Ekim’de 82 milyar 412 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.

Söz konusu dönemde altın rezervleri 328 milyon dolar artarak 44 milyar 148 milyon dolardan 44 milyar 476 milyon dolara çıktı.

Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 3 Kasım haftasında bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 860 milyon dolar artışla 126 milyar 560 milyon dolardan 128 milyar 420 milyon dolara çıktı.

Toplam rezervlerde mayıs sonundan 3 Kasım ile biten haftaya kadar geçen sürede artış, 29 milyar 962 milyon dolar olurken, söz konusu artış yüzde 30,4’e tekabül etti. Bu dönemde toplam rezerv, 15 hafta üst üste artarak 1987 başlangıçlı veri tarihindeki en uzun artış rekorunu kaydetmişti.

Paylaşın

Küresel Kalkınma Merkezi: Türkiye ‘En Kırılgan Ekonomiler’ Arasında

Küresel mali koşullardaki kötüleşme nedeniyle en fazla savunmasız durumda kalan ülkelerin başında Sri Lanka, Arjantin gösterilirken, Türkiye, Tunus, Pakistan, Bolivya, Mısır’ın ardından sondan 7 sırada yer aldı. Türkiye’yi El Salvador ve Brezilya izledi.

Dayanıklılık göstergesi, bir dış şokun gerçekleşmesi durumunda hangi ülkelerin ekonomik ve mali açıdan en çok etkileneceğini ortaya koymaya çalışıyor. Bu incelemede ortaya konan bulgular, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve hükümetler tarafından yayınlanan verilere dayanıyor.

Küresel Kalkınma Merkezi tarafından yayınlanan dayanıklılık göstergesi, bir dış şokun gerçekleşmesi durumunda hangi ülkelerin ekonomik ve mali açıdan en çok etkileneceğini ortaya koyuyor.

Eurnews Türkçe’nin aktardığına göre; Merkezi Washington’da bulunan Küresel Kalkınma Merkezi tarafından gelişmekte olan 37 ülke içinde yapılan “dış şoklara karşı dayanıklılık” klasmanında Türkiye sondan 7. sırada yer aldı.

Listede küresel mali koşullardaki kötüleşme nedeniyle en fazla savunmasız durumda kalan ülkelerin başında Sri Lanka, Arjantin gösterildi. Türkiye, Tunus, Pakistan, Bolivya, Mısır’ın ardından sondan 7 sırada yer aldı. Türkiye’yi El Salvador ve Brezilya izledi.

Araştırma, 37 gelişmekte olan ülke içinde Endonezya, Peru ve Bulgaristan’ın gruptaki en dirençli ülkeler olduğunu ortaya koyarken, Çin’in Covid-19 salgını öncesi dönemden bu yana mali dayanıklılıkta keskin bir bozulma yaşadığı uyarısı yapıldı.

Dayanıklılık göstergesi nedir?

Küresel Kalkınma Merkezi tarafından yayınlanan dayanıklılık göstergesi, bir dış şokun gerçekleşmesi durumunda hangi ülkelerin ekonomik ve mali açıdan en çok etkileneceğini ortaya koymaya çalışıyor. Bu incelemede ortaya konan bulgular, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve hükümetler tarafından yayınlanan verilere dayanıyor.

Buna göre Çin, 37 ülkeden oluşan bir örneklemede dış şoklar karşısında “en fazla zayıflayan ülke” olarak belirlendi. Pekin 2019’da gelişmekte olan ekonomiler içinde en dirençli 9. ülke olarak gösterilirken, 2023’te 18. sıraya geriledi.

Ekonomist Liliana Rojas-Suarez tarafından kaleme alınan araştırmada, gelişmekte olan piyasaların artık genel olarak 2019’a göre daha savunmasız olduğu görüşü ön plana çıkarıldı.

Ciddi bir dolar kıtlığı, Sri Lanka’yı geçen yıl 1948’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana en kötü mali krizine sürüklerken, geçen yıl mayıs ayında bu ülke ilk dış borç temerrüdünü ilan etmek zorunda kaldı.

Arjantin on yıl içinde altıncı kez resesyona girerken, üç haneli enflasyon ve merkez bankası yabancı kur net rezervleri eksiye düştü. Küresel Kalkınma Merkezi araştırması, aynı zamanda gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde borç sürdürülebilirliğinin son dört yılda azaldığını gösterdi.

Rojas-Suarez, 2019’da yalnızca Tunus, Pakistan, Arjantin ve Sri Lanka’nın dış finansman ihtiyacının yüzde 100’ün üzerinde olduğunu hatırlatarak, “Şimdi ise mercek altına aldığımız 37 ülkeden 12’si, yani yaklaşık üçte biri bu durumda.” dedi. Rojas-Suarez, bu ülkelerin çok büyük ve sürdürülemez büyüklükte kamu borç oranlarına sahip olduğunu sözlerine ekledi.

Küresel Kalkınma Merkezi’nin araştırmasında, kısa vadeli dış borç, ve cari açıkların uluslararası rezervlere oranı ölçülerek bu ülkelerin dış finansman ihtiyaçları hesaplandı. Türkiye, 2019’da sondan 10 sırada yer almıştı.

Paylaşın

Ekim Ayında En Çok Külçe Altın Kazandırdı

Ekim ayında aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,36, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 0,89 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Haber Merkezi / Üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 4,59 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı BİST 100 oldu. Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 24,70, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 20,02 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 54,15,  TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 33,16 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Ekim 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,36, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 0,89 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından, Dolar yüzde 1,23, Euro yüzde 0,08 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 0,06 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; BIST 100 endeksi yüzde 2,87 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 6,88 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; Dolar yüzde 0,23, Euro yüzde 1,36, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,38, BIST 100 endeksi yüzde 4,27 ve DİBS yüzde 8,22 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 4,59 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 26,14, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 30,26 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 24,70, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 20,02 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 38,35, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 40,66 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 54,15,  TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 33,16 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 26,09, Euro yüzde 15,62 ve Dolar yüzde 7,55 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 17,48 ve DİBS yüzde 43,67 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 8,92 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro yüzde 0,12, Dolar yüzde 7,09, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,72 ve DİBS yüzde 51,34 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Ticaret Bakanlığı Açıkladı: 10 Aylık Dış Ticaret Açığı 94 Milyar Dolar

2023 yılının Ocak – Ekim döneminde dış ticaret açığı 94 milyar dolar oldu. 2022 yılının aynı döneminde dış ticaret açığı 91 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Öte yandan dış ticaret açığı ekim ayında geriledi.

Haber Merkezi / Ticaret Bakanlığı, 2023 Ekim ayı ihracat ile ithalat verilerini açıkladı. Buna göre; Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, yüzde 7,4 oranında artarak 22 milyar 873 milyon dolar, ithalat, yüzde 1,3 oranında artarak 29 milyar 594 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 3,9 oranında artarak 52 milyar 468 milyon dolar oldu.

Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,3 oranında artarak 210 milyar 77 milyon dolar, İthalat, yüzde 1,2 oranında artarak 304 milyar 27 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 0,8 oranında artarak 514 milyar 104 milyon dolar oldu.

Son 12 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 0,7 oranında artarak 254 milyar 848 milyon dolar, ithalat, yüzde 3,1 oranında artarak 367 milyar 293 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 2,1 oranında artarak 622 milyar 141 milyon dolar oldu.

Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracatın ithalatı karşılama oranı 4,4 puan artarak yüzde 77,3 olarak
gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 3,4 puan azalarak yüzde 87,7 olarak gerçekleşti. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 13,2 puan azalarak yüzde 92,6 oldu.

Ekim ayında en fazla ihracat yaptığımız ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 764 milyon dolar), Irak (1 milyar 322 milyon (dolar) ve ABD (1 milyar 253 milyon dolar) oldu. İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat
içerisindeki payı yüzde 47,1 oldu.

Ekim ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Çin (3 milyar 760 milyon dolar), Rusya Federasyonu (3 milyar 291 milyon dolar) ve Almanya (2 milyar 606 milyon dolar) oldu. İthalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 58,5 oldu.

Ekim ayında en fazla ihracat yapılan ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (8 milyar 753 milyon dolar), Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri (4 milyar 602 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (3 milyar 401 milyon dolar) oldu.

Ekim ayında en fazla ithalat yapılan ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (9 milyar 315 milyon dolar), Asya Ülkeleri (7 milyar 804 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (5 milyar 514 milyon dolar) oldu.

Ekim ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat 11 milyar 717 milyon dolarla (yüzde 11,9 artış) “Hammadde (Ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 8 milyar 62 milyon dolarla (yüzde 1,6 artış) “Tüketim Malları” ve 2 milyar 908 milyon dolarla (yüzde 6,7 artış) “Yatırım (Sermaye) Malları” grupları takip etti.

Ekim ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ithalat 20 milyar 246 milyon dolarla (yüzde 12,6 azalış) “Hammadde (Ara malları)” grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 4 milyar 731 milyon dolarla (yüzde 78,2 artış) “Tüketim Malları” ve 4 milyar 603 milyon dolarla (yüzde 36,9 artış) ” Yatırım (Sermaye) Malları” grupları takip etti.

Ekim ayında sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi sektörü yüzde 93,4 (21 milyar 352 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 4,6 (1 milyar 41 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 1,6 (375 milyon dolar) oldu.

Ekim ayında sektörlere göre ithalatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi sektörü yüzde 82,3 (24 milyar 368 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 12,3 (3 milyar 634 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 2,9 (848 milyon dolar) oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Enflasyon Yorumu: Gıdada Fiyat Artışları Gücünü Korudu

Ekim ayında yavaşlayarak yıllık düzeyde yüzde 61,4’e gerileyen enflasyonla ilgili değerlendirmelerini yayımlayan Merkez Bankası (TCMB), değerlendirmesinde taze meyve-sebze hariç gıdada fiyat artışlarının gücünü koruduğunu belirtti.

Haber Merkezi / Değerlendirmesinde yıllık enflasyonun, gıda ve temel mal gruplarında gerilediğini, hizmet ve enerjide artış kaydettiğini belirten Merkez Bankası (TCMB), enerji grubunda, akaryakıt fiyatlarındaki düşüşe karşın, diğer enerji emtia fiyatlarındaki görünümün gecikmeli etkileriyle artış kaydedildiğini ifade etti.

Doğalgazda tüketimin bedelsiz kullanım sınırının (ilk 25 metreküp) bir miktar üzerine çıkmasıyla, bu kanaldan aylık tüketici enflasyonuna 0,22 puanlık etki geldiğini vurgulayan Merkez Bankası (TCMB), Kasım ve Aralık aylarında tüketimdeki artışa bağlı olarak, doğalgaz kaleminden gelen etkinin yükseleceğini öngördü.

Merkez Bankası (TCMB), değerlendirmesinde, temel mal grubuna ilişkin olarak, otomobil fiyatlarının cari yılda aylık bazda ilk kez gerilediği, dayanıklı malda aylık enflasyonunun son iki yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiği ifade edildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “Ekim Ayı Fiyat Gelişmeleri” raporunu yayınladı. Raporda şu ifadeler kullanıldı:

“Ekim ayında tüketici fiyatları yüzde 3,43 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 0,17 puan azalarak yüzde 61,36 olmuştur. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 0,39 ve 0,83 puan artarak yüzde 67,61 ve 69,76 olarak gerçekleşmiştir.

Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, bu dönemde hizmet, enerji ve temel mal gruplarının katkıları sırasıyla 0,43, 0,17 ve 0,04 puan artarken, gıda ve alkol-tütün-altın gruplarının katkıları sırasıyla 0,60 ve 0,21 puan düşmüştür.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, B ve C endekslerinde aylık artışlar önemli ölçüde zayıflamıştır. Fiyat artışları, B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıdada bir önceki aya kıyasla gerilemiş, hizmet ve temel mallarda ise daha sınırlı bir yavaşlama kaydetmiştir.

Hizmet fiyatları ekim ayında yüzde 3,83 oranındaki yükseliş ile önceki aylara kıyasla yavaşlamakla birlikte güçlü seyretmiş, grup yıllık enflasyonu 2,19 puan artışla yüzde 88,65 seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde en belirgin aylık artış yüzde 7,91 ile kira grubunda gerçekleşmiş, alt grup yıllık enflasyonu yüzde 100,67 seviyesine ulaşmıştır. Akaryakıt fiyatlarındaki düşüşün yansımaları ulaştırma hizmetlerinde hissedilmiş, havayolu ile yolcu taşımacılığı (yüzde -12,97) ve karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı fiyatlarında (yüzde -4,57) düşüşler izlenmiştir. Haberleşme alt grubunda yüzde 4,08 oranında gerçekleşen aylık fiyat artışında cep telefonuyla yapılan
görüşme ile internet ücretlerindeki yükselişler belirleyici olmuştur. Yemek hizmetlerinin sürüklediği lokanta-otel grubunda aylık fiyat artışı (yüzde 3,51) otel fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle önceki aya kıyasla bir miktar yavaşlamıştır. Ekim ayında, diğer hizmetler alt grubundaki aylık artış (yüzde 2,90), eğitim hizmetleri kaynaklı etkilerin de tamamlanmasıyla, önceki aylara kıyasla belirgin şekilde güç kaybetmiştir.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu 0,18 puan düşüşle yüzde 53,05 olarak gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyon, giyim ve ayakkabı alt grubunda yükselirken, dayanıklı mallarda daha belirgin olmak üzere, diğer alt gruplarda gerilemiştir. Dayanıklı mal aylık fiyat artışındaki yavaşlama eğilimi ekim ayında korunmuş, aylık enflasyon yüzde 0,43 ile sınırlı kalmıştır. Bu dönemde otomobil fiyatları (yüzde -0,44) gerilemiş, beyaz eşya (yüzde 1,19) ve mobilyada (yüzde 0,57) fiyat artışları önemli ölçüde zayıflamıştır. Bu gelişmelerle alt grup yıllık enflasyonu 3,46 puan düşerek yüzde 62,15 seviyesine gerilemiştir. Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar yüzde 2,50 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 0,68 puan düşüşle yüzde 49,42 olmuştur. Bu gruptaki aylık artışta, ev ile ilgili temizlik malzemeleri, kişisel bakım ürünleri ile konutun bakım ve onarımı için malzemeler kalemlerinin etkisi hissedilmiştir. Yeni sezona geçişle birlikte giyim ve ayakkabı fiyatları yüzde 13,98 oranında yükselmiş, alt grup yıllık enflasyonu 6,74 puan artışla yüzde 38,10 olarak gerçekleşmiştir.

Enerji fiyatları ekim ayında yüzde 3,62 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 1,35 puan artarak yüzde 11,60 olmuştur. Grup aylık fiyat artışında, 25 metre küpü bedelsiz olarak kullandırılan doğal gaz kaleminde tüketim artışına paralel olarak sepete yansıyan fiyatların yükselmesi etkili olmuştur. Bu gelişme, aylık tüketici enflasyonunu 0,22 puan yukarı çekmiştir. Öte yandan, uluslararası petrol fiyatlarındaki gelişmeleri takiben akaryakıt fiyatları yüzde 2,15 oranında gerileyerek enerji grubunda daha olumsuz bir görünümün önüne geçmiştir.

Şebeke suyu fiyatları ekim ayında yüksek oranda (yüzde 7,92) artmıştır. Ek olarak, katı yakıtlar ve tüp gaz kalemleri sırasıyla aylık bazda yüzde 6,91 ve 4,67 oranlarında artış kaydetmiştir.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları ekim ayında yüzde 3,20 oranında artmış, yıllık enflasyon 3,15 puan azalarak yüzde 71,99 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 5,77 puan azalışla yüzde 90,40’a, işlenmiş gıdada ise 1,34 puan düşüşle yüzde 58,61’e gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler taze meyve sebze fiyatlarının sebze fiyatları öncülüğünde yavaşlayarak ılımlı bir şekilde arttığına işaret etmiştir. Taze meyve sebze dışı işlenmemiş gıdada genele yayılan fiyat artışları görülürken, başta kırmızı et olmak üzere, beyaz et, yumurta, kuruyemiş ve bakliyat gibi kalemler öne çıkmıştır. İşlenmiş gıda grubunda aylık artış (yüzde 2,46) geçen aya kıyasla yavaşlamış, bu gelişmede süt ve süt ürünleri ile ekmek tahıllar kalemindeki fiyat artışlarının
yavaşlaması etkili olmuştur.

Yurt içi üretici fiyatları ekim ayında yüzde 1,94 oranında artmış, yıllık enflasyon 8,05 puan azalışla yüzde 39,39 olmuştur. Bu gerilemenin temel belirleyicisi enerji grubu olmuştur. Yurt içi enerji imalatı fiyatları aylık yüzde 2,86 düşüş kaydetmiş, grup yıllık enflasyonu geçtiğimiz yıl aynı dönemdeki yüksek bazın da etkisiyle 26,32 puan gerileyerek yüzde -12,91 seviyesinde gerçekleşmiştir. Diğer ana sanayi grupları incelendiğinde, yıllık fiyat artışlarının tüm gruplarda gerilediği görülmektedir. Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde ise ham petrol ve doğal gaz, basım ve kayıt hizmetleri, suyun arıtılması ve dağıtılması, giyim eşyaları, diğer madencilik-taş ocakçılığı ve gıda ürünleri fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır.”

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti Aylık 46 Bin Liraya Dayandı

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti eylül ayında 44 bin 561 lira iken, ekim ayında 45 bin 956 liraya yükseldi. Başka bir ifadeyle İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti aylık olarak yaklaşık yüzde 3,13 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kuruluşlarından İstanbul Planlama Ajansı (İPA), “İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti” ekim verilerini açıkladı.

İstanbul’da yaşamanın maliyeti ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 76,69, bir önceki aya göre yüzde 3,13, bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 66,53 oranında arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 45 bin 956 lira olarak hesaplandı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın ekim ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışı zeytinyağında yaşandı. Zeytinyağı fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 145,8 artış gösterdi.

Fiyatı en çok artan diğer kalem ise temizlik ürünleri oldu. Temizlik ürünlerindeki artış ise  yüzde 120,47 olarak kayıtlara girdi.

İstanbul Planlama Ajansı’nın eylül ayı verileri

İstanbul’da yaşamanın maliyeti eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 79,42 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 44 bin 561 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir önceki aya göre yüzde 4,62, bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 61,47 oranında arttı.

Bir önceki yılın eylül ayına göre ise İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı yüzde 79,42 olarak gerçekleşti. Eylül ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 44 bin 561 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre bin 968 lira arttı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın eylül ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 183,33 artış oranı ile saç bakım ürünleri fiyatlarında yaşandığı görüldü.

Paylaşın

Dünyada Gıda Fiyatları Gerilerken, Türkiye’de Yüksek Artış Devam Etti

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilerken, Türkiye’de ise yüksek artış ivmesi devam etti. Dünya gıda fiyatları ekim ayında yüzde 11 gerilerken, Türkiye’de ise aynı ayda gıda fiyatlarındaki artış yüzde 72 oldu.

Dünya gıda fiyatları ekim ayında şeker, tahıl, bitkisel yağlar ve et fiyatlarındaki düşüşlerin etkisiyle Mart 2021’den bu yana en düşük seviyeyi geriledi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından derlenen fiyatlara göre küresel olarak gıda fiyatları Ekim ayında yüzde 11 geriledi. Böylelikle küresel olarak gıda fiyatlarında yıllık düşüş serisi 12. aya yükseldi.

Dünya gıda fiyatları Ekim ayında şeker, tahıl, bitkisel yağlar ve et fiyatlarındaki düşüşlerin etkisiyle Mart 2021’den bu yana en düşük seviyeyi geriledi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından derlenen, tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen dünya gıda fiyatları endeksi Eylül ayındaki 121,3 seviyesinden Ekim ayında 120,6 seviyesine düştü.

Dünyada gıda fiyatları gerilerken, Türkiye’de yüksek artış ivmesine devam etti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Ekim’de gıda fiyatlarında yıllık artış yüzde 72 oldu. Aylık bazda da artış yüzde 3,20 olarak kaydedildi.

ENAG ve TÜİK’den enflasyon açıklaması

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), verilerine göre, aylık enflasyon yüzde 5,09; yıllık enflasyon ise yüzde126,18 olarak hesaplandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre enflasyon ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,43, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 55,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,36 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,26 oldu.

TÜİK’in detaylı açıklamasına göre, son 12 ayda en yüksek fiyat artışı yüzde 94,12 ile lokanta ve otellerde oldu. En düşük artışın ise yüzde 25,98 ile konut fiyatlarında kaydedildiği bildirildi.

Enflasyon hesaplaması yapılan 143 temel başlıktan 15’inin fiyatlarında düşüş gerçekleşirken, altı temel başlığın endeksinde değişim olmadığı, 122 temel başlığın endeksinde ise artış görüldüğü bildirildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan da dünkü açıklamasında, yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 58’den Orta Vadeli Program ile uyumlu şekilde yüzde 65’e çıkarıldığını duyurdu.

Erkan, 2024 yıl sonu enflasyon tahmininin de yüzde 33’ten yüzde 36’ya yükseltildiğini belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir etkinlikte yaptığı açıklamada, “Bir yıl içinde enflasyonu ciddi oranda kontrol altına alıp düşüreceğiz, cari açığı kapatacağız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

S&P Global’den 2024 Yılı İçin Dolar Tahmini: 40 TL

ABD merkezli finansal bilgi ve analitik şirketi S&P Global Ratings, dolar/TL kurunun 2024 yılında 40 liraya ulaşmasını bekliyor. Kurum, Türkiye için büyüme beklentilerini ise 2023 yılı için yüzde 3,5, 2024 yılı için yüzde 2,3 olarak belirledi.

S&P Global Ratings’in Türkiye için ortalama enflasyon tahminleri ise 2023 yılı için yüzde 53, 2024 yılı için yüzde 48 oldu.

BloomberHT’de yer alan habere göre; S&P Global Ratings, para politikası ve regülasyonlarda normalleşme sayesinde Türk bankacılık sektöründeki dengesizliklerin ve refinansman risklerinin bir parça düzeldiğini belirtti.

S&P Global Ratings, yayımladığı bankacılık sektörü değerlendirmesinde ekonomik ve sektör risk trendleri açısından görüşlerini “negatiften” “durağana” değiştirdiğini belirtti.

S&P yeni ekonomi ekibinin kademeli politika sıkılaştırmasına ve ortodoks olmayan politikalardan dönüşe devam etmesi durumunda Türk ekonomisinin orta vadede yeniden dengelenebileceğini belirtti. Kurum kısa vadeli risklerin özellikle Türkiye’nin cari denge pozisyonunun halen zayıf olması sebebiyle yüksek kalmayı sürdüğünü kaydetti.

S&P’nin Türkiye büyüme beklentileri 2023 için yüzde 3,5, 2024 için yüzde 2,3 olarak belirlendi. Kurum, dolar/TL’nin 2024’te 40’a ulaşmasını bekliyor. Kurumun ortalama TÜFE tahminleri ise 2023 için yüzde 53, 2024 için yüzde 48.

Kurum bankaların kredi kayıplarının 2024’te yaklaşık yüzde 3,5 olacağını, tahsili gecikmiş alacak oranının ise yüzde 4-yüzde 5 civarına yükseleceğini öngördü.

Bankaların kârlılık ve sermaye oranlarının düşeceğini belirten S&PGR, artan fonlama maliyetlerinin, daha düşük TÜFE endeksli tahvil katkısının ve daha yüksek tahmin ettikleri kredi zararının karlılığa olumsuz etkide bulunacağını belirtti.

Sektör için enflasyon muhasebesi uygulamasının hâlâ belirsiz olduğuna dikkat çekilen değerlendirmede “Eğer enflasyon muhasebesine geçilirse açıklanan karlarda ciddi düşüşler görmeyi bekliyoruz.”

Düşük kârlılık ve lira değer kaybının özellikle kamu bankalarının sermaye seviyelerine zarar vereceği belirtilen değerlendirmede bir başka tur sermaye artışının seçenek dışı olmadığı vurgulandı.

Fitch, Türkiye için büyüme tahminini yükseltti

Öte yandan Fitch Ratings, Küresel Ekonomik Görünüm (GEO) raporunda yer alan 10 gelişmekte olan ülke (GOÜ) için orta vadeli potansiyel büyüme tahminini GSYH ağırlıklı ortalama bazda yüzde 4’e düşürdü.

2021’de yapılan bir önceki değerlendirmede bu oran yüzde 4,3 seviyesindeydi. Kuruluş aşağı yönlü revizenin temel nedeninin Çin’in arz yönlü büyüme potansiyeli tahminindeki 0,7 puanlık düşüş olduğunu belirtti.

Ağırlıklandırılmamış bazda ortalama 10 gelişen ülkenin potansiyel büyümesi, diğer bölgelerdeki yukarı yönlü revizyonları yansıtacak şekilde değişmeyerek yüzde 3’te kaldı.

Kuruluş Çin için büyüme tahminini yüzde 5,3’ten yüzde 4,6’ya, Rusya için yüzde 1,6’dan yüzde 0,8’e, Kore için yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e ve Güney Afrika için yüzde 1,2’den yüzde 1’e düşürdü.

Hindistan ve Meksika’nın sermaye/işgücü oranının çok daha iyi bir görünüme sahip olmasından faydalanarak bu iki ülke için yukarı yönlü düzeltmeler yapıldı.

Hindistan tahmini yüzde 5,5’ten yüzde 6,2’ye, Meksika tahmini ise yüzde 1,4’ten yüzde 2’ye yükseltildi.

Polonya için tahmin yüzde 2,6’dan yüzde 3’e, Türkiye için yüzde 3,9’dan yüzde 4,1’e, Brezilya için yüzde 1,5’ten yüzde 1,7’ye ve Endonezya için yüzde 4,7’den yüzde 4,9’a revize edildi.

Paylaşın

Fitch, Türkiye İçin Büyüme Tahminini Yüzde 4,1’e Çıkardı

ABD merkezli derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 10 gelişmekte olan ülke için orta vadeli potansiyel büyüme tahminini yüzde 4’e düşürürken, Türkiye için büyüme tahminini yüzde 3,9’dan yüzde 4,1’e çıkardı.

Fitch Ratings, Çin için büyüme tahminini yüzde 4,6’ya, Rusya için yüzde 0,8’e, Kore için yüzde 2,1’e ve Güney Afrika için yüzde 1’e düşürdü. Hindistan büyüme tahmini yüzde 6,2’ye, Meksika’nın ise yüzde 2’ye yükseltildi.

Polonya için büyüme tahmin yüzde 3’e, Türkiye için 4,1’e, Brezilya için yüzde 1,7’ye ve Endonezya için yüzde 4,9’a revize edildi.

BloombergHT’te yer alan habere göre; Fitch Ratings, Küresel Ekonomik Görünüm (GEO) raporunda yer alan 10 gelişmekte olan ülke (GOÜ) için orta vadeli potansiyel büyüme tahminini GSYH ağırlıklı ortalama bazda yüzde 4’e düşürdü.

2021’de yapılan bir önceki değerlendirmede bu oran yüzde 4,3 seviyesindeydi. Kuruluş aşağı yönlü revizenin temel nedeninin Çin’in arz yönlü büyüme potansiyeli tahminindeki 0,7 puanlık düşüş olduğunu belirtti.

Ağırlıklandırılmamış bazda ortalama 10 gelişen ülkenin potansiyel büyümesi, diğer bölgelerdeki yukarı yönlü revizyonları yansıtacak şekilde değişmeyerek yüzde 3’te kaldı.

Kuruluş Çin için büyüme tahminini yüzde 5,3’ten yüzde 4,6’ya, Rusya için yüzde 1,6’dan yüzde 0,8’e, Kore için yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e ve Güney Afrika için yüzde 1,2’den yüzde 1’e düşürdü.

Hindistan ve Meksika’nın sermaye/işgücü oranının çok daha iyi bir görünüme sahip olmasından faydalanarak bu iki ülke için yukarı yönlü düzeltmeler yapıldı.

Hindistan tahmini yüzde 5,5’ten yüzde 6,2’ye, Meksika tahmini ise yüzde 1,4’ten yüzde 2’ye yükseltildi.

Polonya için tahmin yüzde 2,6’dan yüzde 3’e, Türkiye için yüzde 3,9’dan yüzde 4,1’e, Brezilya için yüzde 1,5’ten yüzde 1,7’ye ve Endonezya için yüzde 4,7’den yüzde 4,9’a revize edildi.

2024 yılında Dolar 40 TL

Öte yandan S&P Global Ratings, para politikası ve regülasyonlarda normalleşme sayesinde Türk bankacılık sektöründeki dengesizliklerin ve refinansman risklerinin bir parça düzeldiğini belirtti.

S&P Global Ratings, yayımladığı bankacılık sektörü değerlendirmesinde ekonomik ve sektör risk trendleri açısından görüşlerini “negatiften” “durağana” değiştirdiğini belirtti.

S&P yeni ekonomi ekibinin kademeli politika sıkılaştırmasına ve ortodoks olmayan politikalardan dönüşe devam etmesi durumunda Türk ekonomisinin orta vadede yeniden dengelenebileceğini belirtti. Kurum kısa vadeli risklerin özellikle Türkiye’nin cari denge pozisyonunun halen zayıf olması sebebiyle yüksek kalmayı sürdüğünü kaydetti.

S&P’nin Türkiye büyüme beklentileri 2023 için yüzde 3,5, 2024 için yüzde 2,3 olarak belirlendi. Kurum, dolar/TL’nin 2024’te 40’a ulaşmasını bekliyor. Kurumun ortalama TÜFE tahminleri ise 2023 için yüzde 53, 2024 için yüzde 48.

Kurum bankaların kredi kayıplarının 2024’te yaklaşık yüzde 3,5 olacağını, tahsili gecikmiş alacak oranının ise yüzde 4-yüzde 5 civarına yükseleceğini öngördü.

Bankaların kârlılık ve sermaye oranlarının düşeceğini belirten S&PGR, artan fonlama maliyetlerinin, daha düşük TÜFE endeksli tahvil katkısının ve daha yüksek tahmin ettikleri kredi zararının karlılığa olumsuz etkide bulunacağını belirtti.

Sektör için enflasyon muhasebesi uygulamasının hâlâ belirsiz olduğuna dikkat çekilen değerlendirmede “Eğer enflasyon muhasebesine geçilirse açıklanan karlarda ciddi düşüşler görmeyi bekliyoruz.”

Düşük kârlılık ve lira değer kaybının özellikle kamu bankalarının sermaye seviyelerine zarar vereceği belirtilen değerlendirmede bir başka tur sermaye artışının seçenek dışı olmadığı vurgulandı.

Paylaşın