Türkiye’nin Kredi Risk Primi 348,2 Puana Geriledi

Türkiye’nin 5 yıllık CDS (Credit Default Swap) puanı bugün itibariyle 348,2 seviyesine geriledi. Risk primi, geçen yıl 885 puana kadar çıkarak 2003’ten beri en yüksek seviyesini görmüştü.

Haber Merkezi / Türkiye’nin kredi ödeyebilme durumunu gösteren ve risk primi olarak adlandırılan beş yıllık kredi temerrüt takası (CDS), yakın zamanda 364 puana gerilemişti. Bugün ise CDS, 36 ayın en düşük seviyesine gerileyerek 348,2 puan oldu.

Öte yandan ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Uluslararası finansal kuruluşlarla ilişkilerimizi daha da güçlendiriyoruz. Makro finansal istikrarı sağlamak için uygulamaya koyduğumuz programımıza güçlü bir destek var. Uluslararası rezervleri artırarak kırılganlığı azaltıyoruz. Enflasyon ve cari açıkta kalıcı düşüş için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” dedi.

CDS primi nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin dış borçlanmalarına karşı CDS’leri genelde büyük uluslararası yatırım bankaları sağlıyor ve o ülkelerin borcunu çevirememesi halinde ödemeyi bu banka üstlenmiş oluyor. Bu bankalar da söz konusu ülkenin geri ödeme yeteneğini, makroekonomik koşullarını inceleyerek bir risk oranı belirliyor.

Bu oran belirlenirken uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar önemli bir rol oynasa da bunun dışında da bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor.

Ekonomisi sağlam ve geri ödeme sorunu yaşamayacağı düşünülen ülkelerin risk primi düşük olurken geri ödemekte sorun yaşayacağı düşünülen ülkelerin risk primi yüksek bir orandan belirleniyor.

Türkiye’nin CDS oranı neden yükseliyor?

Ekonomist Mahfi Eğilmez’e göre ülke CDS priminin yükselmesine iç ve dış nedenler olmak üzere iki etken grubu yol açıyor. Koronavirüs salgını ya da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve yükselen enerji fiyatları bu dış nedenlere örnek olarak verilebilir.

İç nedenler ise enflasyonun yükselmesi, dış borçların artması, kurların yükselmesi, sosyal çalkantılar ve afetler olarak sıralanabilir.

Dış nedenler konusunda yapılabilecek şeylerin sınırlı olmasına rağmen iç nedenleri yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan Eğilmez bu sayede dış nedenlerin de etkisinin azaltılabileceğini belirtiyor.

Türkiye’nin CDS primlerinin 2008 yılındaki küresel mali kriz sırasında yükseldikten sonra gerilediği görülüyor. Ülkenin makroekonomik dengelerinin bozulmaya başladığı 2018 yılından itibaren ise dalgalı bir seyirle de olsa yükseliş trendini sürdürdüğü görülüyor.

CDS priminin artmasının sonuçları ne olur?

Kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri CDS primine paralel olarak artar.

Burada kendini besleyen bir döngü oluşur. Borçlanma maliyetinin artması döviz girişini azalttığı için dış borcu ödemeyi zorlaştırır. Bu da riski daha da çok yükseltir.

Artan maliyetler, daha fazla kaynağın borç ödemesine ayrılması ve daha az harcanabilir gelir (yani refah kaybı) anlamına gelir.

Döviz girişinin azalması içerideki likidite krizini daha da derinleştirirken enflasyonist baskıları artırır.

Ulaşılabilecek en uç nokta, CDS ile sigortalanan temerrüt riskinin gerçekleşmesi durumudur. Dış borcun çevrilemez hale gelmesi ya da “iflas” durumu, başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz pek çok ürünü alamayacak hale gelmemiz, ithal ara malına dayalı üretim yapımızın durması anlamına gelir.

Paylaşın

Merkez Bankası, Yıl Sonu Dolar Kuru Beklentisini 30 Liraya Çekti

Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu dolar kuru beklentisini 30,05 liradan 30,00 liraya çekti. Banka, ekim ayında yüzde 68,01 olan yıl sonu enflasyon beklentisini ise kasım ayında yüzde 67,23’e indirdi.

Haber Merkezi / Banka, cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisini yüzde 33,22’den yüzde 37,71, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisini ise yüzde 33,68’den yüzde 37,80 yükseltti.

Merkez Bankası ekim ayında yüzde 4,1 olan yıl sonu büyüme tahminini kasım ayında da yüzde 4,1 olarak belirledi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 2023 yılı kasım ayı “Piyasa Katılımcıları Anketi” sonuçlarını açıkladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 68,01 iken, bu anket döneminde yüzde 67,23 olurken, 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45,28 iken, bu anket döneminde yüzde 43,94 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 25,82 ve yüzde 25,09 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 33,22 iken, bu anket döneminde yüzde 37,71 olurken, TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 33,68 iken, bu anket döneminde yüzde 37,80 oldu.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 30,05 TL iken, bu anket döneminde 30,00 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 38,64 TL iken, bu anket döneminde 39,62 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 4,1 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,4 iken, bu anket döneminde yüzde 3,3 oldu.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat Hesaplarında Gerileme Hız Kesmiyor

10 kasım haftası itibariyle Kur Korumalı Mevduat hesapları 82,9 milyar lira düşüşle 2,8 trilyon lira oldu. Dolar cinsinden bakıldığında ise KKM büyüklüğü 100 milyar doların altına geriledi.

Haber Merkezi / Aynı dönemde Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervler 128,6 milyar dolara yükseldi. Bankanın net rezervler ise 24,7 milyar dolara yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 10 Kasım haftası itibariyle Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının toplam büyüklüğü 82,9 milyar TL düşüşle 2,8 trilyon TL oldu.

Dolar cinsinden bakıldığında ise Kur Korumalı Mevduat (KKM) büyüklüğü 100 milyar doların altına geriledi.

2 Kasım günü açıklanan düzenlemeye göre KKM’de zorunlu karşılık oranı yükseltildi ve Döviz deposu için TL türüne ilave zorunlu karşılık oranı getirildi.

Düzenlemeye göre, KKM’nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadelinin zorunlu karşılık oranı 5 puan artırılarak yüzde 30’a yükseltildi. 1 yıla kadar vadeli ile 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı.

TCMB, Eylül ayında KKM’nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadenin zorunlu olarak değişme oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmiş, 1 yıl kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için karşılama oranları yüzde 5 olarak belirtilmişti.

TCMB rezervlerinde toparlanma ivmesi devam etti

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta da devam etti. Swap hariç net rezervlerde gerilemede dikkat çekti.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 10 Kasım haftasında brüt rezervler 128,6 milyar dolara yükseldi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervler 128,4 milyar dolar olmuştu.

Bankanın net rezervler 24,7 milyar dolara yükselirken, swap hariç net rezervler ise eksi 55,4 milyar dolardan eksi 56,7 milyar dolara geriledi.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervi Eksi 56,7 Milyar Dolar

10 Kasım haftasında Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervi eksi 55,4 milyar dolardan eksi 56,7 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde net rezerv ise 24,7 milyar dolardan 25,4 milyar dolara yükseldi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta da devam etti. Swap hariç net rezervlerde gerilemede dikkat çekti.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 10 Kasım haftasında brüt rezervler 128,6 milyar dolara yükseldi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervler 128,4 milyar dolar olmuştu.

Bankanın net rezervler 24,7 milyar dolara yükselirken, swap hariç net rezervler ise eksi 55,4 milyar dolardan eksi 56,7 milyar dolara geriledi.

Kur Korumalı Mevduatta düşüş sürüyor

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduatların toplam büyüklüğü 10 Kasım haftası itibariyle 82,9 milyar TL düşüşle 2,8 trilyon TL oldu.

Dolar cinsinden bakıldığında ise KKM büyüklüğü 100 milyar doların altına geriledi.

KKM tarafında ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerin etkisini sürdürdüğü görülüyor. 2 Kasım günü açıklanan düzenlemeye göre Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) zorunlu karşılık oranı yükseltildi ve Döviz deposu için TL türüne ilave zorunlu karşılık oranı getirildi.

Düzenlemeye, göre, KKM’nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadelinin zorunlu karşılık oranı 5 puan artırılarak yüzde 30’a yükseltildi. 1 yıla kadar vadeli ile 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı.

TCMB, Eylül ayında KKM’nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadenin zorunlu olarak değişme oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmiş, 1 yıl kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için karşılama oranları yüzde 5 olarak belirtilmişti.

Paylaşın

Konut Fiyatları Son Bir Yılda Yüzde 89,2 Arttı

Konut fiyatları eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,3, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 89,2 arttı. Üç büyük il incelendiğinde, konut fiyatları, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 77,6, 102,7 ve 85,2 arttı.

Haber Merkezi / Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise Çankırı, Kastamonu ve Sinop oldu. Bu illerde konut fiyatları yıllık yüzde 131,1 artış gösterdi. Ağrı, Ardahan Iğdır ve Kars’ta konut fiyatları yüzde 127,2 artarken, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize, Ordu ve Trabzon’da 125,6 arttı.

Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı 29 bin 110,4 lira olurken, ülke çapında 100 metrekarelik bir konutun fiyatı ortalama 2 milyon 910 bin lira oldu. 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı Ankara’da 2 milyon 220 bin TL, İstanbul’da 4 milyon 366 bin TL, İzmir’de ise 3 milyon 305 bin lira olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2023 Eylül ayına ilişkin Konut Fiyat Endeksini (KFE) açıkladı.

Buna göre; Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 4,3 oranında artarak 1088,1 seviyesinde gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 89,2 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 17,8 oranında artış gösterdi.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, eylül ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde e 4,1, 5,5 ve 2,9 oranlarında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 77,6, 102,7 ve 85,2 oranlarında artış gösterdi.

Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı 29 bin 110,4 lira olurken, ülke çapında 100 metrekarelik bir konutun fiyatı ortalama 2 milyon 910 bin lira oldu. 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı Ankara’da 2 milyon 220 bin TL, İstanbul’da 4 milyon 366 bin TL, İzmir’de ise 3 milyon 305 bin lira olarak kayıtlara geçti.

Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise Çankırı, Kastamonu ve Sinop oldu. Bu illerde konut fiyatları yıllık yüzde 131,1 artış gösterdi. Ağrı, Ardahan Iğdır ve Kars’ta konut fiyatları yüzde 127,2 artarken, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize, Ordu ve Trabzon’da 125,6 arttı.

Paylaşın

Çaya Bir Zam Daha!

Bu hafta itibarıyla çaya yeni bir zam daha geldi ve marketlerde ÇAYKUR’un (Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü) en çok tüketilen çayının bir kilo fiyatı 147 – 155 lira bandına çıktı.

Bu artışın, ÇAYKUR’un toptan fiyatlara yaptığı zamdan mı yoksa marketlerin re’sen yaptıkları zamdan mı kaynaklandığı bilinmiyor. Haziran ayından bu yana çaya yapılan zam yüzde 110’u geçmiş durumda.

Trabzon Ticaret Borsası verilerine göre Türkiye’de günde 245 milyon bardan çay içiliyor. Başka bir ifade ile ayda 735 milyon, yılda ise 8 milyar 820 milyon bardan çay tüketiliyor.

Ekonomim’in haberine göre, bu hafta itibarıyla çaya yeni bir zam daha geldi ve marketle ÇAYKUR’un en çok tüketilen çayının fiyatı 147-155 lira bandına çıktı. Bu artışın, ÇAYKUR’un toptan fiyatlara yaptığı zamdan mı yoksa marketlerin re’sen yaptıkları zamdan mı kaynaklandığı bilinmiyor. Haziran ayından bu yana çaya yapılan zam yüzde 110’u geçmiş durumda.

Türkiye’de çay fiyatlarının temel belirleyicisi ÇAYKUR. Gerek yaş çay alımlarında, gerekse kuru çay satışında özel sektör firmaları hemen ÇAYKUR’u takip ediyor. Bu yıl yaş çay alım fiyatları Cumhurbaşkanı seçiminden yaklaşık 10 gün önce AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanmıştı.

Yaş çay fiyatı geçen yıla göre yüzde 64 oranında artırılarak 11,3 liraya çıkarıldı. Yaş çay alım fiyatındaki yüzde 64’lik artışa karşılık, kuru çayın nihai fiyatına yapılan zammın yüzde 120’yi geçmesine rağmen, çay sanayicileri fiyatı yine de yetersiz buluyorlar. Hatta çay fiyatının 200 liraya yükselmesi gerektiğini dile getiriyorlar.

Enflasyon hesaplanırken, endeksin içindeki gıda ve alkolsüz içeceklerin payı son 3 yıldır yüzde 25’in üzerine çıkarıldı. 2021’de yüzde 25,94 olan pay, geçen yıl yüzde 25,32, bu yıl ise yüzde 25,43 olarak uygulanıyor. Tüketicilerin en çok tükettiği ürünlerin başında çay geliyor.

Trabzon Ticaret Borsası verilerine göre Türkiye’de günde 245 milyon bardan çay içiliyor. Başka bir ifade ile ayda 735 milyon, yılda ise 8 milyar 820 milyon bardan çay tüketiliyor. Yani çok çok özel durumlar hariç Türkiye’de çay içmeyen kişi bulmak neredeyse imkansız.

Paylaşın

2023 Yılında Konut Satışları Yüzde 14,3 Azaldı

Konut satışları 2023 yılının ilk on ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalışla 993 bin 835 oldu. Konut satışları ekim ayında ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,7 azalarak 93 bin 761 oldu.

Haber Merkezi / Konut satışlarında İstanbul 14 bin 941 konut satışı ve yüzde 15,9 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 7 bin 394 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 5 bin 192 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 40 konut ile Hakkari, 43 konut ile Ardahan ve 80 konut ile Bayburt oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52,9 azalarak 2 bin 535 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 931 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 758 konut satışı ile İstanbul ve 294 konut satışı ile Mersin izledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Konut Satış İstatistikleri Ekim 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye genelinde konut satışları ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,7 azalarak 93 bin 761 oldu.

Konut satışlarında İstanbul 14 bin 941 konut satışı ve yüzde 15,9 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 7 bin 394 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 5 bin 192 konut satışı ve yüzde 5,5 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 40 konut ile Hakkari, 43 konut ile Ardahan ve 80 konut ile Bayburt oldu.

Konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalışla 993 bin 835 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,0 azalış göstererek 5 bin 577 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 5,9 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31,2 azalışla 166 bin 461 oldu.

Ekim ayındaki ipotekli satışların, bin 369’u; Ocak-Ekim dönemindeki ipotekli satışların ise 50 bin 234’ü ilk el satış olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde diğer konut satışları ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azalarak 88 bin 184 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 94,1 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,9 azalışla 827 bin 374 oldu.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,6 azalarak 29 bin 230 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,2 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,6 azalışla 297 bin 827 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 azalış göstererek 64 bin 531 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,8 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,6 azalışla 696 bin 8 olarak gerçekleşti.

Ekim ayında yabancılara 2 bin 535 konut satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 52,9 azalarak 2 bin 535 oldu. Ekim ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,7 oldu.

Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 931 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 758 konut satışı ile İstanbul ve 294 konut satışı ile Mersin izledi. Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,4 azalarak 30 bin 599 oldu.

Ekim ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 713 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 235 konut ile İran, 152 konut ile Almanya ve 138 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında Zirvede

OECD’ye üye ülkelerde gıda enflasyonu üst üste 10. ayda da gerilerken, ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 8,1 oldu. 9 OECD ülkesinde gıda enflasyonu hala yüzde 10’un üzerinde seyrediyor. Türkiye yüzde 75 gıda enflasyonuyla zirvede yer aldı.

ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak tarımsal fiyat endeksindeki artışı gösterdi. Dr. Fatih Özden ise bu durumun yeni olmadığına dikkat çekti.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), geçen hafta üye ülkelerin eylül ayı gıda enflasyonunu yayımladı. Buna göre OECD ülkelerinin genelinde gıda enflasyonunda düşüş sürerken Türkiye yüzde 75’le zirvede yer aldı. Türkiye 2’nci sıradaki Macaristan’ın dahi 62 puan üstünde yer aldı.

OECD’nin raporuna göre üye ülkelerin gıda ortalaması üst üste 10’uncu ayda da geriledi. Ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 8,1 oldu. Ancak gıda enflasyonu 9 OECD ülkesinde hâlâ yüzde 10’un üzerinde seyrediyor.

Öte yandan yıllık enflasyon oranı ise ağustos ayındaki yüzde 6,4 seviyesinden eylül ayında yüzde 6,2’ye düştüğünü açıklandı. OECD tarafından yapılan açıklamaya göre enflasyon oranı eylül ayında ağustos ayına göre 27 OECD ülkesinde düşerken diğer sekiz ülkede arttı. Eylül ayında Türkiye, Macaristan ve Kolombiya’da çift haneli enflasyon kaydedildi.

Rapora göre gıda enflasyonunun en düşük olduğu 5 ülke şöyle:

Çekya: -%3
ABD: %2,4
İsviçre: %3,8
Finlandiya: %4,6
Avustralya: %4,7

Rapora göre gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 5 ülke ise şöyle:

Türkiye: %75
Macaristan: %13,2
İzlanda: %12,4
Birleşik Krallık: %12,2
Kolombiya: %11,5

Birgün’den Aycan Karadağ’a tabloyu değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak tarımsal fiyat endeksindeki artışı gösterdi. Gıda enflasyonundaki yükselişin sadece bir sonuç olduğunu ifade eden Suiçmez şöyle devam etti:

“Tarımsal üretim planlaması ile arz talep dengesi sağlanamazsa, girdi maliyetleri düşürülmezse, yeterli destek verilmezse, tarımsal kredi ortamı iyileştirilmezse, aracılık sistemi tekelleşen zincir marketler denetlenmezse gıda fiyatları düşmez. Güçlü, demokratik üretici ve tüketici kooperatiflerinin yetersizliği nedeniyle üretici geliri azalırken tüketiciler fahiş fiyatla gıdaya erişebiliyor. Kamu yönetimindeki düzenleme ve denetim yetersizliği sonucu fiyat spekülasyonu önlenemiyor. Yerli üretimi ve üreticiyi koruyacak kamucu tarım politikaları yerine dışa bağımlı, özelleştirmeci, destekleri azaltıcı neoliberal tarım politikaları durumu bu hale getirdi.”

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Fatih Özden ise bu durumun yeni olmadığına dikkat çekti. Özden şunları söyledi:

“Daha önce döviz fiyatları, girdi fiyatları deniyordu ama bu sefer beklentiler de devreye girmeye başladı. Bu fiyat artışını da beklentiler tetiklemeye başladı. Bu koşullarda insanlar da nerede daha uygun bir şey bulursa onu almaya çalışıyor. Bu da talebi öne çekiyor. Ekonomiyi yönetenlerin de bütün çabası bu talebi baskılamak üzerine. Ancak talep baskılanamadığı için de gıda enflasyonunda artış yaşanmaya devam ediyor.”

Paylaşın

10 Aylık Bütçe Açığı 608,1 Milyar Lira

2023 yılının ilk on aylık döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 4 trilyon 521,8 milyar lira, bütçe gelirleri 3 trilyon 913,7 milyar lira ve bütçe açığı ise 608,1 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Ekim ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 569,2 milyar lira, bütçe gelirleri 473,8 milyar lira ve
bütçe açığı 95,5 milyar lira olarak gerçekleşti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Ekim 2023 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri” raporunu yayınladı.

Buna göre; Ekim ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 569,2 milyar lira, bütçe gelirleri 473,8 milyar lira ve bütçe açığı 95,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 502,4 milyar lira ve faiz dışı açık ise 28,7 milyar lira olarak gerçekleşti

Merkezi yönetim bütçesi 2022 yılı ekim ayında 83 milyar 254 milyon lira açık vermiş iken 2023 yılı ekim ayında 95 milyar 461 milyon lira açık verdi. 2022 yılı ekim ayında 22 milyar 110 milyon lira faiz dışı açık verilmiş iken 2023 yılı ekim ayında 28 milyar 651 milyon lira faiz dışı açık verdi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri ekim ayı itibarıyla 569 milyar 211 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 66 milyar 810 milyon lira, faiz hariç harcamalar ise 502 milyar 401 milyon lira oldu.

2023 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 5 trilyon 589 milyar 85 milyon lira ödenekten ekim ayında 569 milyar 211 milyon lira gider gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında ise 307 milyar 416 milyon lira harcama yapıldı.

Ekim ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 85,2 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 10,9 iken 2023 yılında yüzde 10,2 oldu

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 104 oranında artarak 502 milyar 401 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 9,8 iken 2023 yılında yüzde 10,2 oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri ekim ayı itibarıyla 473 milyar 750 milyon lira olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 409 milyar 427 milyon lira, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 54 milyar 293 milyon lira oldu.

2022 yılı ekim ayında bütçe gelirleri 224 milyar 162 milyon lira iken 2023 yılının aynı ayında yüzde 111,3 oranında artarak 473 milyar 750 milyon lira olarak gerçekleşti. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin ekim ayı gerçekleşme oranı 2022 yılında yüzde 8,8 iken 2023 yılında yüzde 9,6 oldu.

2023 yılı ekim ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 125,2 oranında artarak 409 milyar 427 milyon lira oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2022 yılında yüzde 8,3 iken 2023 yılında yüzde 9,6 oldu.

2023 yılı Ocak-Ekim döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 4 trilyon 521,8 milyar lira, bütçe gelirleri 3 trilyon 913,7 milyar lira ve bütçe açığı 608,1 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 3 trilyon 984,1 milyar lira ve faiz dışı açık ise 70,4 milyar lira oldu.

Merkezi yönetim bütçesi 2022 yılı Ocak-Ekim döneminde 128 milyar 754 milyon lira açık vermiş iken 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde 608 milyar 63 milyon lira açık verdi.

2022 yılı Ocak-Ekim döneminde 139 milyar 501 milyon lira faiz dışı fazla verilmiş iken 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde 70 milyar 389 milyon lira faiz dışı açık verdi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Ekim dönemi itibarıyla 4 trilyon 521 milyar 796 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 537 milyar 674 milyon lira, faiz hariç harcamalar ise 3 trilyon 984 milyar 122 milyon lira olarak gerçekleşti.

2023 yılı Ocak-Ekim döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 94,2 oranında artarak 4 trilyon 521 milyar 796 milyon lira olarak gerçekleşti.

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 93,4 oranında artarak 3 trilyon 984 milyar 122 milyon lira olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak-Ekim dönemi itibarıyla 3 trilyon 913 milyar 733 milyon lira olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 3 trilyon 391 milyar 461 milyon lira, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 437 milyar 410 milyon lira oldu.

2022 yılı Ocak-Ekim döneminde bütçe gelirleri 2 trilyon 199 milyar 422 milyon lira iken 2023 yılının aynı döneminde yüzde 77,9 oranında artarak 3 trilyon 913 milyar 733 milyon lira olarak gerçekleşti.

2023 yılı Ocak-Ekim dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 85,3 oranında artarak 3 trilyon 391 milyar 461 milyon lira oldu.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Tarım Üretici Enflasyonu Yüzde 62,56

Tarım üretici enflasyonu ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,13 azalış, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 44,93 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,56 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 85,35 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Ekim 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarım üretici enflasyonu ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,13 azalış, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 44,93 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,56 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 85,35 arttı.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1,31 azalış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1,56 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 3,64 artış gerçekleşti.

Ana gruplarda bir önceki aya göre tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 4,32 azalış, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,62 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 3,11 arttı.

Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 13,71 ile lifli bitkiler ve yüzde 21,20 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu.

Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 168,05 ile yağlı meyveler ve yüzde 164,52 ile üzüm oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre azalış gösteren tek alt grup ise yüzde 19,08 ile turunçgiller oldu.

Bir önceki aya göre azalışın yüksek olduğu alt gruplar yüzde 8,04 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve yüzde 6,66 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu.

Bir önceki aya göre artışın yüksek olduğu alt gruplar, yüzde 65,28 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve yüzde 35,65 ile yağlı meyveler oldu.

Ekim 2023’te, endekste kapsanan 92 maddeden, 35 maddenin ortalama fiyatında azalış, 44 maddenin ortalama fiyatında ise arttı.

Paylaşın