“Atatürk, Keban, Karakaya, Ilısu Gibi Barajlar Satılacak” İddiası

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, “Enerjide dağıtım sektörünün tamamı özelleştirildi. 2013’te 15 milyar dolara satıldı. 21 dağıtım bölgesi özel şirketlerin kontrolünde. Dağıtım şirketlerinin kamuya karşı görevlerini yerine getirmediklerini defalarca dile getirdik” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Elektrik üretiminin yüzde 80’inden fazlası özel sektörde. Şimdi yüzde 100’ünü özel şirketlere devredecekler. Atatürk, Keban, Karakaya, Ilısu gibi barajlarımızı satacaklar. Sektörün uzmanlarına göre kamunun santrallerinin bedeli 50 milyar doları buluyor.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, sosyal medya hesabından, iktidarın yerel seçimlerin ardından ‘özelleştirme’ planını anlattı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “dezenflasyon ve yabancı yatırım sürecinin yılın ikinci yarısında başlayacağı” sözünün temelinde özelleştirme olduğunu ifade eden Özgür Karabat, “Çok derin bir operasyon yürütülüyor” dedi.

“Yabancılara, özellikle Arap sermayesine söz verildi” ifadelerini kullandı ve enerji santrallerine işaret eden Karabat, şunları söyledi: Seçim sonrası yabancı yatırım kısa sürede gelecek dediler. Kimse gelmedi. Şimdi de özelleştirme yapıp bunları yabancı yatırımcı diye anlatacaklar. Çok derin bir operasyon yürütülüyor. Yabancılara, özellikle Arap sermayesine söz verildi. Kamuda çok az varlık kaldı. Onlar da ağırlıklı olarak enerji santralleri.

Enerjide dağıtım sektörünün tamamı özelleştirildi. 2013’te 15 milyar dolara satıldı. 21 dağıtım bölgesi özel şirketlerin kontrolünde. Dağıtım şirketlerinin kamuya karşı görevlerini yerine getirmediklerini defalarca dile getirdik. Elektrik üretiminin yüzde 80’inden fazlası özel sektörde. Şimdi yüzde 100’ünü özel şirketlere devredecekler.

Atatürk, Keban, Karakaya, Ilısu gibi barajlarımızı satacaklar. Sektörün uzmanlarına göre kamunun santrallerinin bedeli 50 milyar doları buluyor. Bunları Mehmet Şimşek yerel seçim sonrası satarak günü kurtaracak. Şimşek’in dezenflasyon ve yabancı yatırım sürecinin yılın ikinci yarısında başlayacağı sözünün temeli, TCMB’nin yeni para politikaları değil, özelleştirme kaynaklı döviz girişidir.

Türkiye’de gerçek anlamda bir yapısal reform, üretime geçiş ve hukukun üstünlüğü sağlanmadan dezenflasyon yaşanması söz konusu olamaz. Şimşek de bunu çok iyi biliyor. Ama siyasi ikballeri, vatanın ikbalinin önüne geçtiği için kamunun malını yağmalayacaklar. Mehmet Şimşek’i buradan tekrar uyarıyorum. Saray’ın kirli planlarını uygulayan insan olarak tarihe geçme! Gittiğin yol, yol değil. Elbet hesabı sorulur.”

Paylaşın

Bakan Şimşek: Kur Hedefimiz Yok, KKM Vergi Teşviki Gözden Geçirilecek

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir kur hedeflerinin olmadığını ve dalgalı kur rejimi olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, kur korumalı mevduat sisteminde vergi istisnasının önümüzdeki yıl tekrar değerlendirileceğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bloomberg’e özel açıklamalar yaptı. Bakan Şimşek, döviz kuruna ilişkin, “Cumhurbaşkanımızın tespiti doğru. Bizim gibi dezenflasyon programı uygulayan ülkelerde, dezenflasyonda başarı genelde kurda reel değerlemeyi beraberinde getirebiliyor” dedi ve ekledi:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği bu. Ben, prensip olarak kur konularında seviyeye ilişkin çok yorum yapmam. Çünkü bizim bir seviye hedefimiz yok ve Türkiye şu anda dalgalı bir kur rejimine sahip. Burada lira değerli mi, değil mi tartışmasına da prensip olarak girmek istemiyorum.

Ama şu bir gerçek; bu sene cari açığa altın hariç bakarsanız, milli gelirin yüzde 1.4’üne denk geliyor. Dolayısıyla sürdürülebilir bir cari açık, yani dış borcun milli gelire oranını artırmayan bir cari açık, şu anda sağlanmış durumda. Analistler tartışmaları eğer temel göstergeler üzerinden yapacaksa, bu hususu da kaçırmamaları lazım.”

Şimşek, konuya ilişkin açıklamasını, Şimdi döviz piyasasında göreceli bir normalleşme var. Kurdaki oynaklık, gelişmekte olan ülkelerdeki oynaklık bandının alt seviyesinde. Enflasyonun hala yüksek olduğu bir ülkede zaten nominal bir istikrar söz konusu olmaz. Şimdi kurda nominal istikrar öngörümüzün bir parçası değildir.

Reel kurda istikrar, evet. Ama bu tür programlar reel kurda değerlenmeye yol açıyor mu? Evet. Biz başından beri şunu söyledik; rezerv birikimine gideriz ama piyasa koşulları el verdiği ölçüde dedik. Dolayısıyla biz rezerv birikimini yaptık” ifadeleriyle sürdürdü.

Şimşek, kur korumalı mevduat sistemine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Sadece kur korumalıdan dönüşlerde Merkez Bankamız döviz talebini karşıladı. Onun ötesinde şu an itibariyle bir müdahalemiz söz konusu değil, olmayacak.

Kur korumalıya gelince… Kur korumalıdan çıkış sürecimiz fiilen başlamış durumda ve çok ciddi bir ilerleme sağladık. Bence para politikasındaki bu normalleşme ile birlikte herhangi bir teşvike ihtiyaç olmadan KKM’den çıkış tamamlanacaktır. KKM’nin getirdiği en büyük teşvik vergi istisnasıdır. O konuda da önümüzdeki sene bir değerlendirme yapacağız. Rezerv birikimi bu şekilde devam ederse tabii ki sürecin hızlandırılmasına ilişkin bir değerlendirme olabilir.”

Paylaşın

Merkez Bankası, Faiz Artışını Hangi Seviyede Tamamlayacak?

ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini aralık ayındaki toplantıda 250 baz puan yükselteceğini ve faiz artırımı döngüsünü yüzde 42,50’de tamamlayacağını öngördü.

Son toplantısında, politika faizini beklentilerin üzerinde 500 baz puan yükselten Merkez Bankası (TCMB), “parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılacağı” ve sıkılaştırma adımlarının “kısa bir zaman diliminde tamamlanacağı” mesajı vermişti.

Goldman Sachs, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini beklentilerin üzerinde 500 baz puan yükseltmesinin ardından, 250 baz puan daha artışla politika faizini yüzde 42,50’ye yükseltmesini ve sıkılaşma adımlarının tamamlanmasını beklediğini açıkladı.

BloombergHT’nin aktardığına göre, daha önce tahminini yüzde 40 olarak belirleyen banka, Merkez Bankası (TCMB) kararının beklenenden daha fazla parasal sıkılaştırmaya işaret ettiğini belirtti.

Bankanın açıklamasında “Bankanın politika faizini Aralık’taki toplantıda 250 baz puan yükselteceğini ve faiz artırımı döngüsünü yüzde 42,50’de tamamlayacağını bekliyoruz” denildi.

Merkez Bankası (TCMB), “parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılacağı” ve sıkılaştırma adımlarının “kısa bir zaman diliminde tamamlanacağı” mesajı vermişti.

Karar ile yayımlanan açıklamada, “Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.” denilmişti.

Metinde, “Kurul, faiz kararlarının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdürecektir” ifadeleri yer almıştı.

Paylaşın

Ekonomistlerden Faiz Yorumu: Yanlış Ekonomi Politikasını Düzeltmek Zor Ve Sancılı

Ekonomistler, Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltmesini değerlendirdi.

Haber Merkez / Mahfi Eğilmez, “TCMB, politika faizini 500 baz puan artırarak % 40’a yükseltti. Doğru karar. Yanlış ekonomi politikasını düzeltmek zor ve sancılıdır” ifadelerini kullanırken, Selçuk Geçer, “Merkez Bankası faizi 500 baz arttırarak yüzde 40 yaptı. Yetmez ama evet” dedi.

Mustafa Sönmez ise, “Yazdığım gibi 5 puan artış yapıldı ve politika faizi %40 a çıktı. Kasım’da %5 enflasyon artışı yıllık tüfe yi %65 e çıkaracak. Böylece fark 25 puan olacak. Çarpıklık devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tunç Şatıroğlu, “Nas orada dururken sana bana ne oldu? 19’u beğenmediniz 40 oldu ama yetmedi. Devamı da gelecek dendi. Mandacı denilen ekonomistlerin haklı olduğunun kabulüdür” sözleriyle kararı değerlendirdi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltti.

AA Finans ve Bloomberg HT beklenti anketine katılan ekonomistlerin beklentisi politika faizinin yüzde 37,50 seviyesine çıkarılması yönündeydi.

JPMorgan, Morgan Stanley ve SocGen gibi yabancı kurumlar da TCMB’nin politika faizini bu toplantıda 250 baz puan artıracağını öngörmüştü.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararını değerlendirdi. Mahfi Eğilmez: TCMB, politika faizini 500 baz puan artırarak % 40’a yükseltti. Doğru karar. Yanlış ekonomi politikasını düzeltmek zor ve sancılıdır.

Alaattin Aktaş: Aklın yolu bir… Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 40’a yükseltildi… PPK açıklamasından: -Kurul dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Çok doğru bir yaklaşım.

Selçuk Geçer: Merkez Bankası faizi 500 baz arttırarak yüzde 40 yaptı. Yetmez ama evet.

Uğur Gürses: 1. Piyasa analistlerinin % 2.5’luk artış beklemesi güven eksikliğinin göstergesiydi. Bunun farkında olup 5 puan yaparak yola devam etmeleri doğru olmuş. 2. “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.” gibi muğlak lafı çöpe atmaları iyi olmuş.

Yön belirtir bir metin gayet açık: “Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.” 3. Kendi tahminlerinin gösterdiği ivmeye uygun politika faizine erişmezlerse TL teşvikine uygun eşiği aşamazlar.

Fatih Özatay: Merkez Bankası’ndan doğru bir faiz kararı. Ayrıca, politika faizini bir kez daha artırıp (muhtemelen Aralık’ta) sonra duracağını da ima etti. Bu da mevcut koşullarda uygun görünüyor. Karar metni de düzgün.

Mustafa Sönmez: Yazdığım gibi 5 puan artış yapıldı ve politika faizi %40 a çıktı. Kasım’da %5 enflasyon artışı yıllık tüfe yi %65 e çıkaracak. Böylece fark 25 puan olacak. Çarpıklık devam ediyor.

Tunç Şatıroğlu: Nas orada dururken sana bana ne oldu? 19’u beğenmediniz 40 oldu ama yetmedi. Devamı da gelecek dendi. Mandacı denilen ekonomistlerin haklı olduğunun kabulüdür.

İdris Cibre: Dezenflasyon tesisi için gerekli sıkılaşma düzeyine yaklaşıldığı için sıkılaşma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaşma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır Evet, 2 ay daha 250 şer bps artırım ile pivot 45% olacak anlamını çıkarıyorum 1) Beklenmedik artırım fakat enflasyonu arkadan kovalamayı bırakmak çok doğru hareket 2) MB dikkatinizi çekerim artık çok daha şeffaf. Beklentileri yönetmek açısından çok olumlu 3) Ne yazık ki döviz girişi hala sağlanamadığından FX’te piyasa yapıcı rolünde kalmaya devam fakat bu PPK kararlılığın ispatı niteliğinde.

Özlem Derici Şengül: TCMB’den 5 puan daha artış… Kararın en önemli cümlesi: Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.

Hakan Kara: TCMB’nin verdiği mesajdan anladığım İki seçenek var: 1) Aralık-Ocak’ta atılacak iki adımla faiz artırımının %45’te sonlanması. 2) Aralık’ta son bir adımla %42,5 civarında durması. Hangi seçeneğin uygulanacağına açıklanacak verilere göre karar verilecek gibi görünüyor.

Paylaşın

Merkez Bankası, Politika Faizini Yüzde 40’a Yükseltti

Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35’ten yüzde 40’a yükseltti. Bankanın politika faizini 250 baz puan artırarak yüzde 37,50 seviyesine çıkaracağı öngörülüyordu.

Haber Merkezi / AA Finans ve Bloomberg HT beklenti anketine katılan ekonomistlerin beklentisi politika faizinin yüzde 37,50 seviyesine çıkarılması yönündeydi.

JPMorgan, Morgan Stanley ve SocGen gibi yabancı kurumlar da TCMB’nin politika faizini bu toplantıda 250 baz puan artıracağını öngörmüştü.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltilme kararı aldı.

Merkez Bankası’ndan (TCMB) karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Ekim ayında bir miktar gerileyen manşet enflasyon son Enflasyon Raporu’nda sunulan görünümle uyumlu seyretmektedir. Yurt içi talebin mevcut seviyesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik riskler enflasyon baskılarını canlı tutmaktadır.

Öte yandan, yakın döneme ilişkin göstergeler, parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin başladığına işaret etmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında sınırlı bir iyileşmenin başladığını da değerlendirmektedir.

Dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artması, döviz kuru istikrarı ve para politikasının etkinliğine güçlü katkıda bulunmaktadır. Bu çerçevede, aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlenmektedir.

Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.

Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Kredi faizlerinin hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğu değerlendirilirken, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin ve parasal sıkılaşmanın, aktarım mekanizmasını güçlendirmeye ve bankacılık sisteminin fonlama kompozisyonunu iyileştirmeye devam edeceği öngörülmektedir.

Kurul, faiz kararlarının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdürecektir.

Kurul politika kararlarını, parasal sıkılaştırmanın birikimli ve gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat Hesapları 2 Trilyon 767,9 Milyar Liraya Geriledi

17 Kasım’la biten haftada kur korumalı mevduat hesapları ve katılma hesapları 2 trilyon 838,8 milyar liradan 2 trilyon 767,9 milyar liraya geriledi. Aynı haftada mevduat hesapları 13 trilyon 960,2 milyar liradan 14 trilyon 318,2 milyar liradan yükseldi.

Haber Merkezi / Öte yandan tüketici kredileri 1 trilyon 462,6 milyar liradan 1 trilyon 455,9 milyar liraya, bireysel kredi kartları 1 trilyon 15,7 milyar liradan 11,4 milyar liraya geriledi. Takipteki alacaklar ise 173,5 milyar liradan 175,7 milyar liraya yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre 17 Kasım’la biten haftada kur korumalı lira mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 838,8 milyar liradan 2 trilyon 767,9 milyar TL’ye geriledi.

Aynı haftada krediler 11 trilyon 36 milyar liradan 11 trilyon 107,2 milyar liraya, mevduat 13 trilyon 960,2 milyar liradan 14 trilyon 318,2 milyar liraya yükseldi.

Tüketici kredileri 1 trilyon 462,6 milyar liradan 1 trilyon 455,9 milyar liraya, bireysel kredi kartları 1 trilyon 15,7 milyar liradan 11,4 milyar liraya geriledi. Takipteki alacaklar ise 173,5 milyar liradan 175,7 milyar liraya yükseldi.

Ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta hızlanarak devam etti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2,5 milyar dolarlık sukuk ihracının hesaplara girdiği 17 Kasım haftasında Merkez Bankası (TCMB) brüt rezervleri 5,9 milyar dolar artışla 134,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) net rezervleri ise 25,4 milyar dolardan 29 milyar dolar düzeyine çıktı.

Veriler swap hariç net rezervlerde de hızlı bir toparlanma gerçekleştiğini gösterdi. Buna göre Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervleri eksi 56,7 milyar dolardan eksi 52,9 milyar dolara geldi.

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltilme kararı aldı.

Merkez Bankası (TCMB), kredi kartında azami faiz oranlarında aralık’ta değişiklik olmayacağını duyurdu.

Bankadan yapılan ayrı bir açıklamada Aralık ayı için kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları ile üye işyerlerine uygulanacak azami komisyon oranlarının hesaplanmasında kullanılan referans oranın ayın sondan beşinci iş günü olan 24 Kasım 2023 tarihinde ilan edileceği belirtildi.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervleri Eksi 52,9 Milyar Dolar

Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervleri eksi 56,7 milyar dolardan eksi 52,9 milyar dolara geriledi. Bankanın brüt rezervleri ise 5,9 milyar dolar artışla 134,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Haber Merkezi / Öte yandan Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 40 seviyesine yükseltirken, kredi kartında azami faiz oranlarında Aralık’ta değişiklik olmayacağını duyurdu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta hızlanarak devam etti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2,5 milyar dolarlık sukuk ihracının hesaplara girdiği 17 Kasım haftasında Merkez Bankası (TCMB) brüt rezervleri 5,9 milyar dolar artışla 134,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) net rezervleri ise 25,4 milyar dolardan 29 milyar dolar düzeyine çıktı.

Veriler swap hariç net rezervlerde de hızlı bir toparlanma gerçekleştiğini gösterdi. Buna göre Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervleri eksi 56,7 milyar dolardan eksi 52,9 milyar dolara geldi.

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltilme kararı aldı.

Merkez Bankası (TCMB), kredi kartında azami faiz oranlarında aralık’ta değişiklik olmayacağını duyurdu.

Bankadan yapılan ayrı bir açıklamada Aralık ayı için kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları ile üye işyerlerine uygulanacak azami komisyon oranlarının hesaplanmasında kullanılan referans oranın ayın sondan beşinci iş günü olan 24 Kasım 2023 tarihinde ilan edileceği belirtildi.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyonu Tek Haneye Düşüreceğiz

Katıldığı bir etkinlikte ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Orta Vadeli Programda öngördüğümüz tedbirlerle beraber 2026 yılında enflasyonu tek haneye düşüreceğiz” dedi ve ekledi:

“2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat geliri, 70 milyar doları aşan turizm geliri hedefliyoruz. 2023 yılında yüzde 4 olan cari açığı 2026 yılında yüzde 2,3’e düşüreceğiz.”

Cevdet Yılmaz konuşmasının devamında, “Katma değeri yüksek, ihracat potansiyelimizi artırıcı yatırımlara yönelik olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’nin uygulama detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız.

Önümüzdeki dönemde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin hem üretimdeki hem de ihracattaki payını artırmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Sanayi Odası Kasım Ayı Meclis Toplantısı’na katıldı. BloombergHT’nin aktardığına göre, Cevdet Yılmaz’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Nüfusun yüzde 19’unu, istihdamın yüzde 20’den fazlasınısını barındıran İstanbul’un milli gelir içindeki payının yüzde 30’un üzerinde olması üretilen birim katma değerin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Nitekim 2021 yılı itibarıyla İstanbul’da kişi başına düşen milli gelir Türkiye ortalamasının yüzde 63 üzerinde.

Afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 2023 yılında 762 milyar TL; 2024 yılında ise 1 trilyon 28 milyar TL bütçeden kaynak öngördük.

Gelişmiş ülkeler büyümede belirgin ivme kaybederek 2023 ve 2004 yılında sadece yüzde 1,5 civarında büyümesi öngörülüyor.

Türkiye ekonomisi 2022 yılında küresel olumsuz gelişmelerin yol açtığı şoklara karşı dayanıklılığını ispat ederek yıllık yüzde 5,5 oranında büyüme ile 13 yıl boyunca kesintisiz büyümeyi başardı. Şu anda yıllıklandırılmış milli gelir seviyesi 1 trilyon doları aştı.

Şu anda satın alma gücü paritesine göre 11 inci büyük ekonomi, nominal olarak 17 nci büyük ekonomiyiz.

2023 yılının ilk yarısında büyüme oranı 3,9 olarak kaydedildi. Yılın ikinci yarısında turizm ve iç talepteki seyirdeki olumlu görünümle beraber 2023 yılında yüzde 4,4 büyüme öngörülüyor.

2024 yılında ise yüzde 4 oranında büyüme hızına ulaşılarak küresel kriz sonrası dönemde kesintisiz büyüme eğiliminin devam etmesi bekleniyor.

Önümüzdeki döneme ilişkin tahminlerimizde özelikle 2024 sonrasında tüketimin kontrollü artışı öngörülmüş, bu dönemde enflasyonu da desteklemeyen genel olarak milli gelir artışından daha düşük bir tüketim artışı olacağı tahmin edildi.

Bu kapsamda, 2025 yılında yüzde 4,5 ve 2026 yılında yüzde 5’lik bir büyüme hedeflenmektedir. Böylelikle 2024-2026 döneminde yıllık ortalama yüzde 4,5 büyüme hedefleniyor.

Kişi başına gelirde 2024’te 12 bin 875 dolara, 2025 yılında 13,717 dolara ve 2026 yılında 14.855 dolarla yüksek gelir grubu ülkeler sınıfına girmeyi hedefliyoruz. 2026 yılında milli gelir olarak 1,3 trilyon doları aşmayı hedefliyoruz.

3 yıllık dönemde istihdamı yıllık ortalamada 900 bin kişi; 3 yılda ise 2,7 milyon kişi artıracağız. Bu dönemde işgücüne katılım oranını 2 puan artırırken işsizliği yüzde 9,3 seviyesine indireceğiz.

2024 yılında OVP’de yılsonu enflasyon hedefini yüzde 33 öngörmekle beraber son enflasyon raporunda Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 36 civarındadır.

“Enflasyon tek hane olacak”

Orta Vadeli Programda öngördüğümüz tedbirlerle beraber 2026 yılında enflasyonu tek haneye düşüreceğiz.

2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat geliri, 70 milyar doları aşan turizm geliri hedefliyoruz. 2023 yılında yüzde 4 olan cari açığı 2026 yılında yüzde 2,3’e düşüreceğiz.

Katma değeri yüksek, ihracat potansiyelimizi artırıcı yatırımlara yönelik olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’nin uygulama detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız.

Önümüzdeki dönemde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin hem üretimdeki hem de ihracattaki payını artırmayı hedefliyoruz.”

Paylaşın

JPMorgan’dan Merkez Bankası İçin Faiz Tahmini: Yüzde 37,50

SocGen ve Morgan Stanley’den sonra ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan’dan da Merkez Bankası’nın (TCMB) kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkacağı tahmininde bulundu.

JPMorgan, Merkez Bankası’nın (TCMB) 2024 sonuna kadar faizi yüzde 45 seviyesinde koruyacağını tahmin ettiklerini duyurdu.

Yabancı kurumlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) önceki toplantılara göre Kasım toplantısında daha sınırlı bir sıkılaşma kararı alacağını tahmin ediyor. Son analiz JPMorgan’dan geldi.

BloomberHT’nin aktardığına göre; JPMorgan Türkiye Ekonomisti Fatih Akçelik, TCMB’nin Kasım toplantısında politika faizini 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkaracağını öngördü. Akçelik, Aralık ayında da politika faizinde 250 baz puanlık artış tahmininde bulundu.

Akçelik, JPMorgan müşterilerine ilettiği notta 2023 Kasım ve Mayıs 2024 dönemi dikkate alındığında yıllık enflasyonda yükseliş beklentisi ve olumsuz cari denge görünümünün ilave artışlar gerektirdiğinin altını çizdi. Akçelik TCMB’nin son yönlendirmelerinde şahin göründüğüne de dikkat çekti. Akçelik TCMB’nin 2024 sonuna kadar faizi yüzde 45 seviyesinde koruyacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Akçelik raporunda 2023 yıl sonu enflasyon beklentilerinin yüzde 65 olduğunu belirtti. Enflasyonda Mayıs 2024’te yüzde 73 ile zirve yaşanacağını öngören Akçelik, 2024 yıl sonu enflasyon beklentilerinin ise yüzde 40 olduğunu ifade etti.

Parasal sıkılaştırmanın büyüme görünümü üzerindeki etkilerini de değerlendiren Akçelik, sıkılaşmanın 2024’te büyümeyi yüzde 3’ün altına çekeceğini öngördü.

Cari dengeye ilişkin beklentilere de yer veren Akçelik, 2023’te cari açığın milli gelire oranının yüzde 4,6 olacağını, 2024’te ise bu oranın yüzde 2,9’a gerileyeceğini tahmin etti.

Daha önce analizlerini paylaşan SocGen ve Morgan Stanley de Kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artırılacağını öngörmüştü. Bloomberg HT’nin yurt içindeki kurumlarla gerçekleştirdiği ankette aynı beklentiye işaret etmişti.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Tüketici Güven Endeksi 75,5’e Yükseldi

Tüketici Güven Endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,1 oranında yükseldi. Böylece ekim ayında 74,6 olan Tüketici Güven Endeksi, kasım ayında 75,5 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Tüketici Güven Endeksi, ekim ayında 74,6 olarak kayıtlara geçmişti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Güven Endeksi Kasım 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, ekim ayında 74,6 iken kasım ayında yüzde 1,1 oranında artarak 75,5 oldu.

Alt endekslerden, mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde 2,7 artışla 61,3, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde 2,6 artışla 74,5, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 0,6 artışla 73,4’e yükselirken, gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde -0,6 azalışla 92,6 seviyesine indi.

Tüketici güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Tüketici güven endeksi, aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülmektedir.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmektedir. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Tüketici eğilimine ilişkin endekslerden, tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali endeksinin artması iyimser durumu, azalması ise kötümser durumu göstermektedir.

Benzer şekilde tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin düşünce ve beklenti endekslerinin artması tüketici fiyatlarında düşüş düşüncesini/beklentisini, azalması ise tüketici fiyatlarında artış düşüncesini/ beklentisini göstermektedir.

İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini ifade etmektedir.

Paylaşın