Merkez Bankası: Enflasyon, Ocak Ayında Yükselecek

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), başta asgari ücret olmak üzere ücret ayarlamaları ve zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek kalemlerin etkisi ile enflasyonun ocak ayında yeniden yükseleceğini belirtti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), enflasyonun şubat ayı ve sonrasında yavaşlayarak yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini vurguladı.

Merkez Bankası’nın (TCMB), cari yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 67,2’den 1,84 puan düşüşle yüzde 65,4; on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 43,9’dan 2,71 puan azalışla yüzde 41,2; gelecek yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 25,1’den 0,27 puan gerilemeyle yüzde 24,8 olmuştu.

Öte yandan, beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 12,3’den 0,34 puan yukarı güncellemeyle yüzde 12,6 seviyesine yükselmişti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık 2023 Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti’ni yayımladı. Özette öne çıkan ifadeler şu şekilde:

“Yakın döneme ilişkin göstergeler, parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin devam ettiğine işaret etmektedir. Bununla uyumlu bir şekilde ithalat eğilimi zayıflarken dış ticaret dengesi nispeten olumlu bir görünüm sergilemektedir. Diğer taraftan, fiyat indirimleri ve kampanyalar talepteki düşüşü sınırlayan unsurlar olmuştur.

Ekim ayında perakende satış hacim endeksi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 2 oranında artmıştır. Perakende satış hacmi yıllık büyümesi 0,5 puan azalışla yüzde 13,7 oranında gerçekleşmiş, çeyreklik bazda ise perakende satışlar üçüncü çeyrekte gerçekleşen yüzde 0,6 oranındaki artış sonrası yatay seyretmiştir. Kampanyaların yoğunlaştığı kasım ayında, kartla yapılan harcamalardaki yükseliş devam etmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış öncü göstergeler ise aralık ayında kartla yapılan harcamaların artış hızında yeniden yavaşlama işaretleri vermektedir. İmalat sanayi firmalarının mevsimsellikten arındırılmış olarak kayıtlı iç piyasa siparişlerinin dördüncü çeyrekte düşüş kaydettiği görülmektedir.

Ana mal gruplarına göre değerlendirildiğinde söz konusu azalışın dayanıklı mal grubunda daha belirgin olduğu gözlenmektedir. Firma görüşmeleri de söz konusu dönemde fiyat indirim kampanyaları ve öne çekilen talep güdüsünün yurt içi satışlardaki ivme kaybını sınırladığını ima etmektedir. Parasal sıkılaştırma süreciyle başlayan dengelenme devam etse de talebin ocak ayında ücret güncellemeleriyle direnç gösterebileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, talebin mevcut seviyesi enflasyon üzerinde bir risk unsuru olarak görülmeye devam etmektedir.

“Alt grup enflasyonu önceki aya kıyasla daha ılımlı bir görünüm sergiledi”

Gıda, ücret ve turizm kaynaklı gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen lokanta ve otel alt grubunda aylık fiyat artışları süreklilik gösteren bir görünüm arz etmektedir. Lokanta ve otel alt grubunu gıda fiyatları kanalıyla son dönemde yemek hizmetleri fiyatları sürüklemeye devam etmektedir. Kasım ayında lokanta-otel grubunda yemek hizmetlerinde aylık fiyat artışı yavaşlarken, konaklama fiyatlarındaki düşüş devam etmiş, böylelikle alt grup enflasyonu önceki aya kıyasla daha ılımlı bir görünüm sergilemiştir.

Kira, eğitim, sağlık ve eğlence-kültür başta olmak üzere belirli hizmet kalemleri geçmiş tüketici enflasyonuna dönük fiyat belirleme davranışı sergileyerek, enflasyonist etkilerin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Sözleşmeye bağlı fiyat katılıklarının olduğu haberleşme hizmetleri de benzer bir etkide bulunurken, söz konusu alt grupta fiyat artışlarının güçlü seyrini sürdürdüğü gözlenmektedir. Yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri dikkate alındığında, belirli hizmet sektörü kalemlerinde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır.

Parasal ve miktarsal sıkılaştırma ile sadeleşme kararlarının etkisiyle kredi faizlerinde gelinen seviyelerin hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğu değerlendirilmektedir. Politika faizinin yüzde 5 puan yükseltildiği bir önceki PPK toplantı haftası ile son toplantı haftası arasında ticari kredi faizleri ve tüketici kredisi faiz oranları 0,2 ve 0,92 puan değişimle yatay bir görünüm sergilemiştir. Aynı dönemde mevduat faizleri, tüm vadeler genelinde ortalama 4,04 puan, 3 ay vadeli mevduatlarda ise 6,1 puan artarak parasal aktarımı güçlendirmiştir.

Önceki PPK toplantı haftasından bu yana yatay seyreden konut kredisi faizleri yüzde 42 seviyesinde gerçekleşmiştir. Taşıt kredisi faiz oranları, yıl sonu satış kampanyalarının etkisiyle 750 baz puan azalarak yüzde 32,8 olarak gerçekleşirken, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizleri ılımlı bir artış ile 15 Aralık 2023 itibarıyla yüzde 61,7 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, Türk lirası ticari kredi faizleri yatay bir seyir izleyerek yüzde 51,8 olarak gerçekleşmiştir.

Kredi büyümesi ve kompozisyonunda normalleşme devam etmiştir. 15 Aralık 2023 itibarıyla, 2022 yılı sonuna kıyasla bireysel kredi bakiyesi kredi kartlarında yüzde 141,7, taşıt kredilerinde yüzde 85,0, ihtiyaç kredilerinde yüzde 41,1, konut kredilerinde ise yüzde 21,8 olmak üzere toplamda yüzde 67,4 oranında artmıştır. Parasal sıkılaşma ve atılan diğer adımlar ile yavaşlama eğilimine giren bireysel kredilerin, yıl sonu harcamalarının etkisiyle önceki PPK toplantısı haftasından bu yana ortalama 4 haftalık büyüme oranları bir miktar artış sergileyerek, yüzde 3,33 olarak gerçeklemiştir.

Taşıt kredileri ve ihtiyaç kredilerinde bu oran sırasıyla yüzde 2,29 ve yüzde 2,10 seviyesindedir. Bireysel kredi kartlarında ise bu oran yüzde 6,26 ile daha yüksek seviyelerde gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, Türk lirası ve kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerin aynı dönemde ortalama 4 haftalık artış oranları sırasıyla yüzde 2,18 ve 0,02 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Fiyat istikrarının sürekliliğini sağlamak hedefiyle, cari dengeyi iyileştirecek teknolojik dönüşüm, arz sürekliliğine katkı sağlayacak stratejik yatırımlar ve ihracat desteklenmeye devam edilmektedir. Bu kapsamda uygulanmakta olan programlar, makro finansal denge de gözetilerek hem krediye erişim hem de finansman maliyetlerini içerecek şekilde geliştirilmektedir.

Uzun vadeli ve düşük maliyetli kaynakların makro finansal istikrarı destekleyecek alanlarda kullanılmasını hedefleyen Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programı, fiyat istikrarına katkının ve yatırımların teknolojik katma değeri ile stratejik niteliğinin öne çıkarıldığı bir çerçevede uygulanmaktadır. Ayrıca, genel kredi büyümesi normalleşirken ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde yapılan düzenleme değişiklikleri ile de ticari kredi kompozisyonunun cari dengeye katkı sağlayacak nitelikte oluşacağı değerlendirilmektedir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) uluslararası rezervleri haziran ayında girdiği güçlü artış eğilimini sürdürmektedir. 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar ABD doları seviyesinden mayıs sonunda 98,5 milyar ABD doları seviyesine gerileyen TCMB brüt uluslararası rezervleri 15 Aralık 2023 itibarıyla 142,5 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Rezervlerdeki artış eğilimi son dönemde ivme kazanmış ve önceki PPK döneminden bu yana 8,1 milyar ABD doları tutarında belirgin bir yükseliş gözlenmiştir.

Kurul politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 40’tan yüzde 42,5 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın birikimli ve gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edecektir.

Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirerek parasal sıkılaştırma hızını yavaşlatmıştır. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayı öngörmektedir. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.

Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmasının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır. Bu kapsamda alınan kararlar ile birlikte sadeleştirme sürecinde önemli bir aşama kaydedildiği değerlendirilmiştir.”

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Ekonomik Güven Endeksi 96,4

Ekonomik güven endeksi kasım ayında 95,3 iken, aralık ayında yüzde 1,1 oranında artarak 96,4 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Bir önceki aya göre Aralık ayında tüketici güven endeksi yüzde 2,6 oranında artarak 77,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,5 oranında azalarak 103,4 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,2 oranında artarak 112,3 değerini aldı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi ise yüzde 4,5 oranında artarak 116,8 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,3 oranında azalarak 88,0 değerini aldı.

Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Yüzde 93,4 değerinde veri ise piyasanın hâlâ pozitif bir bakış açısına sahip olmadığını ortaya koyuyor.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir.

Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır.

Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

Borsa’da Bir Günlük Kayıp 520 Milyar Lira

Borsa İstanbul’da pay senedi piyasa değeri de 22 Aralık Cuma günü 10.13 trilyon lira büyüklüğündeyken pazartesi kapanışta 9.61 trilyon liraya indi. Bu bir günlük kaybın 520 milyar liraya ulaştığının göstergesi.

Öte yandan Borsa İstanbul’da 22 Aralık Cuma günü hisse senedi piyasalarındaki toplam yatırımcı sayısı 435 bin 429 kişi azalarak, 8 milyon 486 bin 149 iken 25 Aralık Pazartesi kapanışta bu rakam 8 milyon 50 bin 720’ye düştü.

Ekonomim’de yer alan habere göre; Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verileri 22 Aralık Cuma günü hisse senedi piyasalarındaki toplam yatırımcı sayısının 25 Aralık Pazartesi kapanışta 435 bin 429 kişi azaldığını ortaya koydu. Veriler toplam pay senedi piyasa değerinin de 520 milyar lira azaldığını gösterdi.

Hisse senedi piyasalarında dalgalı seyir, son çeyrekte borsaya alternatif yatırım araçlarının güçlenmesiyle sürerken, yılın son haftasında ise yabancı yatırımcıların Noel tatili Borsa İstanbul’da işleri zora soktu. Haftanın ilk işlem gününde ağır kayıp yaşayan endekslerdeki hareket yatırımcı sayısı ile pay senedi piyasa değerini de olumsuz etkiledi.

MKK verilerine göre 22 Aralık günü pay senedi piyasalarında yatırımcı sayısı 8 milyon 486 bin 149 iken 25 Aralık Pazartesi kapanışta bu rakamın 8 milyon 50 bir 720’ye düştüğüne işaret etti. Bu bir günde 435 bin 429 yatırımcının hisse senedi piyasasından çıktığını gösteriyor. Pay senedi piyasa değeri de 22 Aralık Cuma günü 10.13 trilyon lira büyüklüğündeyken pazartesi kapanışta 9.61 trilyon liraya indi. Bu bir günlük kaybın 520 milyar liraya ulaştığının göstergesi.

MKK verilerine göre hisse senedi yatırımcı sayısı 31 Ekim itibariyle 8.56 milyon ile rekor seviyeye ulaştı. Kasım sonunda bu rakam 8.22 milyon kişiye gerilerken 22 Aralık itibariyle 8.05 milyona düştü. Bir günde yaşanan ağır kaybın yanı sıra iki ay sonunda da yarım milyon kişi hisse senedi piyasasından çıktı.

Eylül sonunda pay senedi piyasa değeri 11.28 trilyon lira iken yine kasım sonunda 10.65 trilyon liraya indi. 25 Aralık itibariyle ise bu rakam 9.61 trilyon liraya kadar geriledi. Ağustos sonunda pay senedi piyasa değeri 9.59 trilyon lira seviyesinde bulunuyordu. 25 Aralık itibariyle ağustos sonuna geri dönüldü. O dönem yatırımcı sayısı ise 6.26 milyon kişi seviyesinde idi.

Paylaşın

Merkez Bankası Açıkladı: Ekonomiye Güven Azaldı

Reel kesim güven endeksi aralık ayında bir önceki aya göre 1,1 puan azalarak 99,1 seviyesinde gerçekleşti. Endekisin 100’ün altına gerilemesi reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere ilişkin güveninin azaldığı kötümser bir görünüme işaret ediyor.

Haber Merkezi / Öte yandan mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi Aralık ayında bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak 103,4 seviyesinde gerçekleşti.

İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 77,3 seviyesinde açıklandı. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış kapasite kullanım oranı ise bir önceki aya göre 0,5 puan azaldı ve yüzde 77,5’e geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) raporunu yayınladı. Buna göre; 2023 yılı Aralık ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak 103,4 seviyesinde gerçekleşti.

Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, genel gidişat, sabit sermaye yatırım harcaması, mevcut toplam sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku ve gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve gelecek üç aydaki üretim hacmine ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.

Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 1,1 puan azalarak 99,1 seviyesinde gerçekleşti.

Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, iç piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği görülmektedir. Üretim hacmi ve ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise azalış bildirenler lehine döndüğü gözlemlendi.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler ile mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre zayıfladığı görüldü.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin ise güçlendiği görüldü. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki aya göre güçlendiği, gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin ise zayıfladığı gözlemlendi.

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ve son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlemlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 2,4 puan azalarak yüzde 58,8 seviyesinde gerçekleşti.

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 8,9’a, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 15,4‘e yükselirken, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 75,7’ye geriledi.

Paylaşın

Cazip İndirim Kampanyalarına Rağmen Yavaşlama, Devam Etti

Birçok marka için kasım ayında satışların beklentilerin altında kaldığını söyleyen BMD Başkanı Sinan Öncel, “2023’ün genelinde 2022’ye göre adet satışlarında artış var. Cirolardaki fiyat kaynaklı artışlar ise baz etkisinden dolayı Eylül’den bu yana azalıyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Adet satışlarında Eylül ve Ekim’deki ciddi düşüşün ardından indirim kampanyaları ile geçen Kasım ayından umutluyduk. Sonuç tam beklediğimiz gibi olmadı. Kasım’da üyelerimizin yüzde 61’inin adet satışları artarken, yüzde 39’unun geriledi. Ankete katılan üyelerimizin yüzde 12’sinin adet satışlarında yüzde 40’ın üzerinde artış var. Ancak birbirinden cazip indirimlerin yapıldığı bir ayda markalarımızın yüzde 39’unun satışlarında görülen düşüş talepteki daralmayı işaret ediyor.”

Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) üyeleri arasında yaptığı Kasım ayı anketinin sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Anketi değerlendiren BMD Başkanı Sinan Öncel, birçok marka için Kasım ayında satışların beklentilerin altında kaldığını söyledi. Öncel, şöyle devam etti:

“2023’ün genelinde 2022’ye göre adet satışlarında artış var. Cirolardaki fiyat kaynaklı artışlar ise baz etkisinden dolayı Eylül’den bu yana azalıyor. Adet satışlarında Eylül ve Ekim’deki ciddi düşüşün ardından indirim kampanyaları ile geçen Kasım ayından umutluyduk. Sonuç tam beklediğimiz gibi olmadı. Kasım’da üyelerimizin yüzde 61’inin adet satışları artarken, yüzde 39’unun geriledi. Ankete katılan üyelerimizin yüzde 12’sinin adet satışlarında yüzde 40’ın üzerinde artış var. Ancak birbirinden cazip indirimlerin yapıldığı bir ayda markalarımızın yüzde 39’unun satışlarında görülen düşüş talepteki daralmayı işaret ediyor.

Öte yandan, Kasım sezonun da etkisiyle yabancıya satışın ciddi oranda düştüğü bir ay oldu. Kasım’da üyelerimizin yüzde 41’inin yabancıya adet satışları artarken, yüzde 59’unun azaldı. Gıda dışındaki perakendede talep beklentilerin altında kalmakla birlikte markalarımız indirim kampanyaları ile Kasım ayında enflasyonla mücadeleye önemli bir katkı sundu. Geçen ay TÜFE yüzde 3,28 artarken giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar yüzde 0,31 geriledi. Pek çok firmamız farklı oranlarda da olsa indirimlere devam ediyor. Dolayısıyla Aralık ayında da özellikle giyim ve ayakkabı grubunda fiyatların gerileyeceğini ya da çok sınırlı bir artış olacağını söyleyebiliriz.”

Organize perakendenin güncel konularına da değinen Sinan Öncel, fahiş kira artışı ve yasal düzenlemelere rağmen bir türlü şeffaflığın sağlanamadığı genel giderlerin öncelikli iki sorun olduğunu bildirdi. BMD üyelerinin yüzde 87’sinin fahiş kira artışı taleplerinden şikayetçi olduğuna dikkat çeken Öncel, şunları söyledi:

“Organize perakende sektörü için kira en önemli maliyet kalemini oluşturuyor. 10. uzama yılını dolduran kontratlarda 6-7 kata varan kira artışı talepleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Oysa enflasyonla topyekûn mücadele için öncelikle kira dahil tüm maliyetlerdeki artışı dizginlemeliyiz. Piyasa gerçekleriyle örtüşmeyen kira artış taleplerinin devam etmesi durumunda yılbaşından sonra verimsiz mağazaların kapatılması gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Diğer taraftan yasal düzenleme yapılmasına rağmen pek çok AVM’de ortak alan ve enerji giderleri konusunda şeffaf olmayan uygulamalar hâlâ devam ediyor. AVM yönetimlerinden sağlıklı genel gider dökümü alamayan üyelerimizden her ay çok sayıda şikâyet geliyor.”

Sinan Öncel, 2024’te organize perakendenin performansında kira ve personel giderleri gibi maliyet artışlarıyla tüketicilerin alım gücünün ve turist alışverişinin belirleyici olacağını sözlerine ekledi.

Paylaşın

Vatandaşın Bankalara Borcu 2 Trilyon 619 Milyar Liraya Yükseldi

CHP Milletvekili Şeref Arpacı, bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 8 – 15 Aralık haftasında 5,6 milyar lira daha artarak 2 trilyon 619 milyar liraya yükseldiğini söyledi.

CHP’li Şeref Arpacı, “Söz konusu haftada tüketici kredilerinde 1,2 milyar liralık azalış, kredi kartı borç bakiyesinde ise 6,9 milyar liralık artış yaşandı. Yıl başından bu yana ise tüketici kredileri yüzde 36,1 oranında artarak 1 trilyon 525 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise yüzde 141,2 oranında artarak 1 trilyon 94 milyar liraya yükseldi” dedi ve ekledi:

“Bankaların zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları vatandaşlardan olan alacakları ise söz konusu haftada 1 milyar liraya yakın artarak 45,4 milyar liraya yükseldi, yılbaşından bu yana ise 15,1 milyar liralık artış yaşandı. Merkez Bankasının hazırladığı Finansal İstikrar Raporuna göre, varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 41 milyar liralık batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor. Dolayısıyla vatandaşların faizleri ve icra masrafları hariç 84 milyar liraya yakın icralık kredi borcu bulunuyor. Bu arada vatandaşların TOKİ’ye de 59 milyar liralık taksitli konut borcu bulunuyor.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, 8-15 Aralık haftasına ait ekonomik veriler üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Evrensel’in aktardığına göre; Şeref Arpacı, vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının kredi faizlerindeki rekor yükselişe rağmen büyüdüğünü söyledi.

CHP’li Şeref Arpacı, icra dairelerindeki yeni dosya sayısının geçen yıla göre yüzde 59,4 artarak 13 milyon 369 bini bulduğunu dile getirdi.

Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 8 – 15 Aralık haftasında 5,6 milyar lira daha artarak 2 trilyon 619 milyar liraya yükseldiğini belirten Arpacı, “Söz konusu haftada tüketici kredilerinde 1,2 milyar liralık azalış, kredi kartı borç bakiyesinde ise 6,9 milyar liralık artış yaşandı. Yıl başından bu yana ise tüketici kredileri yüzde 36,1 oranında artarak 1 trilyon 525 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise yüzde 141,2 oranında artarak 1 trilyon 94 milyar liraya yükseldi.

Bankaların zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları vatandaşlardan olan alacakları ise söz konusu haftada 1 milyar liraya yakın artarak 45,4 milyar liraya yükseldi, yılbaşından bu yana ise 15,1 milyar liralık artış yaşandı. Merkez Bankasının hazırladığı Finansal İstikrar Raporuna göre, varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 41 milyar liralık batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor. Dolayısıyla vatandaşların faizleri ve icra masrafları hariç 84 milyar liraya yakın icralık kredi borcu bulunuyor. Bu arada vatandaşların TOKİ’ye de 59 milyar liralık taksitli konut borcu bulunuyor” dedi.

Arpacı şöyle devam etti: “Risk Merkezinin verilerine göre bu yılın ilk 11 aylık döneminde 15 bin 22 gerçek ve/veya tüzel kişiye ait 135 bin 872 çek bankalara ibraz edildiğinde karşılıksız çıktı. Karşılıksız çıkan çek sayısının geçen yıla göre yüzde 18,3 oranında arttığı bu dönemde, karşılıksız çıkan bu çeklerin parasal tutarı ise yüzde 175,1 oranında artarak 50,6 milyar liraya kadar yükseldi.

1 Ocak- 22 Aralık 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 59,4 oranında artarak 13 milyon 369 bini buldu. İcra dairelerine bu yıl geçen yıla göre 4 milyon 981 bin daha fazla yeni dosya geldi. Aynı dönemde, aboneliklerden kaynaklanan icradaki bazı alacaklardan yasayla vazgeçilmesinin de etkisiyle 15 milyon 24 bin dosya da ya sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı. Dolayısıyla UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 22 Aralık itibarıyla 21 milyon 569 bin oldu.”

Paylaşın

Türkiye, Dünyada En Yüksek Faiz Uygulayan Dördüncü Ülke

8-15 Aralık haftasına ait ekonomik veriler üzerinden değerlendirme yapan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin yüzde 42,5 faiz oranıyla Zimbabve, Arjantin ve Venezuela’dan sonra dünyada yüksek faiz uygulayan dördüncü ülke konumunda olduğunu söyledi.

CHP’li Gürer, Türkiye’nin yıllık enflasyon oranında Venezuela, Lübnan, Arjantin ve Sudan’dan sonra yüksek enflasyona sahip beşinci ülke olduğuna da dikkat çekti.

Ömer Fethi Gürer, vatandaşların bir hafta içinde bankalara 5,6 milyar lira daha borçlandığını ve aynı hafta içinde tahsil edilemediği için icra takibi başlatılan borç miktarının ise 1 milyar liraya yakın olduğunu belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 8-15 Aralık haftasına ait ekonomik veriler üzerinden değerlendirmelerde bulundu. T24’ün aktardığına göre; Gürer, ekonomik kriz, artık vatandaşın iliklerine kadar işlediğini belirtti.

Halkın bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borç bakiyesinin, kredi faizlerindeki rekor yükselişe rağmen büyümesini sürdürdüğüne işaret eden Gürer, “Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 8 – 15 Aralık haftasında 5,6 milyar lira daha artarak 2 trilyon 619 milyar lira oldu” dedi.

Yılbaşından bu yana tüketici kredilerinin yüzde 36,1 oranında artarak 1 trilyon 525 milyar liraya yükseldiğini aktaran Gürer, “Kredi kartı borç bakiyesi ise yüzde 141,2 oranında artarak 1 trilyon 94 milyar liraya yükseldi” değerlendirmesinde bulundu.

Miktar 1 milyar lira daha arttı

Gürer, bankaların zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları vatandaşlardan olan alacaklarının 8-15 Aralık haftasında 1 milyar liraya yakın artarak 45,4 milyar liraya yükseldiğini, yılbaşından bu yana ise 15,1 milyar liralık artış yaşandığını ifade etti.

“Mutfakta yangın var” diyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin yıllık enflasyon oranında Venezuela, Lübnan, Arjantin ve Sudan’dan sonra yüksek enflasyona sahip beşinci ülke olduğuna da dikkat çeken Gürer, yüzde 42,5 faiz oranıyla Zimbabve, Arjantin ve Venezuela’dan sonra dünyada yüksek faiz uygulayan dördüncü ülke konumunda olduğunu söyledi.

Paylaşın

“Kiraya Yüzde 25 Zam Sınırı Kalkıyor” İddiası

Konut kiralamalarında kira artış oranını yüzde 25 ile sınırlayan ve 1 Temmuz 2024 yılında bitecek olan düzenlemenin, önümüzdeki dönemde kaldırılacağı öne sürüldü.

Sözcü yazarı Nedim Türkmen, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in basına kapalı olarak yaptığı toplantıda, konut kiralarındaki yüzde 25 zam zorunluluğu uygulamasının kaldırılacağını söylediğini yazdı.

Nedim Türkmen, “Paylaşacağım notlar, toplantıda yer alan üç arkadaşımdan aldığım bilgilerdir” diyerek Şimşek‘in üç gün önce basına kapalı olarak iş ve finans dünyası temsilcileri ile yaptığı yemekli toplantıya ilişkin kulis bilgileri verdi.

Sözcü yazarı Türkmen’in “Basına kapalı toplantıdan yansıyanlar” başlıklı yazısının ilgili bölümünde şu ifadeler yer aldı:

“Bugün sizlerle; Sayın Şimşek‘in üç gün önce basına kapalı olarak iş ve finans dünyası temsilcileri ile yaptığı yemekli toplantıda, kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlardan çıkarttığım önemli konuları paylaşmak istiyorum (Paylaşacağım notlar, toplantıda yer alan üç arkadaşımdan aldığım bilgilerdir).

Sayın Cumhurbaşkanımızın uyguladığımız programa tam desteği var. İster inanın ister inanmayın. Zaten ben seçim sonrasına yönelik beklentilerinizi de anlamlandıramıyorum. Seçim sonrası da bu program aynı şekilde sürecektir, sabır ve kararlılıkla bunu uygulayacağız.

Konut kiralamalarında kira artış oranını %25 ile sınırlayan ve 1 Temmuz 2024’te bitecek olan düzenlemeye, önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulmayacak ve süre uzatılmayacak. Bir kişinin birinci evine farklı, ikinci evine farklı vergi ve evin değerine göre farklı vergi gibi uygulamaları planlıyoruz.”

Yüzde 25 kira zammı sınırının kaldırılacağı yalanlandı

Öte taraftan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, “Bazı basın yayın organlarında yer alan, ‘Bakan Şimşek, yüzde 25 kira zammı sınırının kaldırılacağını açıkladı’ iddiası manipülasyon içermektedir” denildi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, basına kapalı bir toplantıda iş ve finans dünyası temsilcileri ile bir araya gelmiştir. Konut kiralamalarında kira artış oranını yüzde 25 ile sınırlayan ve 1 Temmuz 2024’te sona erecek olan düzenlemeye ilişkin sorulan soruya yanıt olarak Bakan Şimşek, düzenlemenin sona ermesine yakın yeniden gözden geçirileceğini ifade etmiştir.

Bahse konu haberlerde iddia edildiği gibi konut kira artışlarında düzenlemeyle ilgili henüz bir karar alınmamış olmakla beraber, Bakan Şimşek’in kamuoyuna resmi bir açıklaması da bulunmamaktadır.

Paylaşın

Kira Fiyatlarındaki Artış Dört Yılda Yüzde 800’ü Aştı

2019 yılından itibaren son dört yılda İstanbu’da kira fiyatları yüzde 800’ü aştı: Üsküdar yüzde 961, Kağıthane yüzde 954, Beykoz yüzde 889, Başakşehir yüzde 879, Küçükçekmece yüzde 861, Eyüpsultan yüzde 804.

İstanbul’da son bir yıl içerisinde konut satış fiyatları yüzde 84,14 oranında, kira fiyatları yüzde 75,56 artış gösterdi. Metrekare fiyatları değerlendirildiğinde ise satılık fiyatının yüzde 82,54, kiralık fiyatının ise yüzde 84,33 arttı.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) “Bir Hak Olarak Barınma: Sağlıklı, Dayanıklı ve Güvenli Konuta Erişim Herkes İçin Mümkün Mü?” başlıklı bir rapor yayımladı.

Raporda Türkiye ve İstanbul’daki barınma krizinin nedenlerini ve enflasyonunun etkilerini incelenirken ortaya çıkan sonuçlardan biri en çok zam gelen bölgeler yoksul ve emekçilerin yaşadıkları yerler.

Kasım 2023 verilerine göre İstanbul’da son bir yıl içerisinde konut satış fiyatları yüzde 84,14 oranında, kira fiyatları yüzde 75,56 artış gösterdi. Metrekare fiyatları değerlendirildiğinde ise satılık fiyatının yüzde 82,54, kiralık fiyatının ise yüzde 84,33 arttığı görülüyor.

Raporda, “2000’li yıllarda İstanbul genelinde konut sunumunda yaşanan artışa rağmen, orta ve düşük gelir grubu için konut satın alımı imkansızlaştı. Kent genelinde sunulan kiralık konutlar da düşük ve orta gelir grubu için ödenebilir olma niteliğini kaybetti” değerlendirmesine yer verildi.

Pandeminin etkisiyle birlikte kira fiyatlarının 2020-2022 arasında tüm ülkelerde artış gösterdiğine dikkat çekilen raporda, dünya genelinde kiraların 1,6, İstanbul’da 5,2 kat arttığı aktarıldı.

2019 yılından itibaren son dört yılda kira fiyatlarının en çok arttığı ilçeler:

Üsküdar: Yüzde 961
Kağıthane: Yüzde 954
Beykoz: Yüzde 889
Başakşehir: Yüzde 879
Küçükçekmece: Yüzde 861
Eyüpsultan: Yüzde 804

Rapordan öne çıkanlar

“Asgari ücrette yaşanan artış ve kira fiyatlarında yaşanan artış karşılaştırıldığında asgari ücret zamlarının kiralardan çok daha az arttığı görülüyor.

Hane halkı bütçesine aşırı yük getirmeyen bir fiyat veya kira düzeyinde ve belirli standartlarda konut, ödenebilir konut olarak nitelendiriliyor. Hane halklarının, aylık gelirlerinin yüzde 30’undan az bir kısmını konut harcamalarına tahsis etmeleri, oturdukları konutların hane halkı için ödenebilir olduğuna işaret etmektedir.

TÜİK’e göre ortalama hane halkı gelirinin 2023 yılında yaklaşık 13 bin lira olduğu düşünüldüğünde, konut kredilerinden yalnızca ayda 100 bin lira üzeri geliri olanların, yani toplumun en çok gelir elde eden yüzde 5’inin yararlanabildiği görülüyor.

Toplumun yüzde 95’inin konut kredisinden faydalanamadığı bu dönem kredili konut satışlarının da ülke genelinde tarihin dip noktasına düşmesi, evin bir barınma değil finansal yatırım aracına dönüşmesine yol açıyor.

İPA tarafından 3 Ağustos – 1 Eylül 2023 tarihleri arasında 317 İstanbul sakiniyle yapılan araştırmaya göre katılımcıların yüzde 84,7’si binalarında kentsel dönüşümün gerekli olduğunu düşünüyor. Kentsel dönüşümün gerekli olduğunu düşünen katılımcıların yüzde 93,4’ü 30 yıl ve üzeri binalarda yaşıyor.”

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan 17 Yıl Sonra Bir İlk: Türk Lirası Depo Alım İhalesi

Merkez Bankası (TCMB), 80 milyar liralık depo alım ihalesi açtı. Böylelikle 2006 yılından bu yana ilk kez TL depo alım ihalesi açılmış oldu. Banka, faiz kararıyla birlikte duyurduğu bir dizi önlem arasında TL depo alım ihalesi açılması da yer almıştı.

Merkez Bankası’nın (TCMB), iki hafta vadeli 80 milyar liralık TL depo alım ihalesine bankalardan 193,9 milyar lira teklif geldi. İhalede ortalama faiz yüzde 42,18 oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) sistemdeki likidite fazlasını çekmek amacıyla faiz kararıyla aynı gün duyurduğu TL depo alımında ilk adımı attı.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Merkez Bankası (TCMB) 80 milyar TL’lik depo alım ihalesi açtı. Böylelikle 2006 yılından bu yana ilk kez TL depo alım ihalesi açılmış oldu.

Merkez Bankası’nın (TCMB) iki hafta vadeli 80 milyar liralık TL depo alım ihalesine bankalardan 193,9 milyar lira teklif geldi. İhalede ortalama faiz yüzde 42,18 oldu.

Merkez Bankası (TCMB) faiz kararıyla birlikte duyurduğu bir dizi önlem arasında TL depo alım ihalesi açılması da yer almıştı. Bankadan yapılan açıklamada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Kanunu’nun 52’nci maddesinde, para politikası hedefleri çerçevesinde para arzının ve likiditenin etkin bir şekilde düzenlenmesi amacıyla açık piyasa işlemleri yapılabileceğinin düzenlendiği hatırlatılmıştı.

Bu çerçevede, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi ve kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırmak amacıyla Türk Lirası depo alım ihaleleri düzenleneceği ifade edilmişti.

Son dönemde sistemdeki likidite fazlasının yükseldiği görülüyordu. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 21 Aralık itibariyle net fonlama eksi 263 milyar TL olarak kaydedildi ve sistemdeki fazlanın Kasım’da atılan zorunlu karşılık önlemleri öncesindeki seviyeye döndüğüne işaret etti.

Paylaşın