Hizmet Üretici Enflasyonu Yüzde 81,18

Hizmet üretici enflasyonu, aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 81,18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 81,18 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 76,37 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Aralık 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre, hizmet üretici enflasyonu, aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 81,18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 81,18 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 76,37 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre H-ÜFE değişimleri; ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 72,21, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 90,54, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 83,25, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 79,45, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 94,18, idari ve destek hizmetlerde yüzde 95,24 artış olarak gerçekleşti.

Bir önceki aya göre H-ÜFE değişimleri; ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 5,48, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 2,49, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 2,20, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 1,42, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 2,46, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,20 artış olarak gerçekleşti.

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 38,31, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 45,69, telekomünikasyon hizmetleri yüzde 70,19 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu.

Buna karşılık bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 131,64, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 115,51, mimarlık ve mühendislik hizmetleri; teknik test ve analiz hizmetleri yüzde 112,87 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 11,15, konaklama hizmetleri yüzde 0,81, istihdam hizmetleri yüzde 0,26 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu.

Buna karşılık depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) yüzde 22,47, su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 16,33, telekomünikasyon hizmetleri yüzde 4,54 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

2023 Yılı Dış Ticaret Açığı 106 Milyar Dolar

2023 yılında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 0,6 artarak 255 milyar 777 milyon dolar, ithalat yüzde 0,5 azalarak 361 milyar 774 milyon dolar oldu. Başka bir ifadeyle dış ticaret açığı 105 milyar 997 milyon dolar oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dış Ticaret İstatistikleri Aralık 2023 verilerini açıkladı. Buna göre, genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 artarak 23 milyar dolar, ithalat yüzde 11,0 azalarak 29 milyar 39 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,6 artarak 255 milyar 777 milyon dolar, ithalat yüzde 0,5 azalarak 361 milyar 774 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Aralık ayında yüzde 1,7 azalarak 21 milyar 400 milyon dolardan, 21 milyar 41 milyon dolara geriledi. Aralık ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 4,2 azalarak 21 milyar 704 milyon dolardan, 20 milyar 799 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret fazlası Aralık ayında 242 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 2,9 azalarak 41 milyar 840 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 101,2 oldu.

Aralık ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,8 azalarak 9 milyar 713 milyon dolardan, 6 milyar 39 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Aralık ayında yüzde 70,2 iken, 2023 Aralık ayında yüzde 79,2’ye yükseldi.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı yüzde 3,2 azalarak 109 milyar 541 milyon dolardan, 105 milyar 997 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Aralık döneminde yüzde 69,9 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 70,7’ye yükseldi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Aralık ayında imalat sanayinin payı yüzde 92,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 5,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu. Ocak-Aralık döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,2, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,8, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Aralık ayında ara mallarının payı yüzde 68,3, sermaye mallarının payı yüzde 17,0 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,7 oldu. İthalatta, 2023 Ocak-Aralık döneminde ara mallarının payı yüzde 72,2, sermaye mallarının payı yüzde 14,6 ve tüketim mallarının payı yüzde 13,2 oldu.

Aralık ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 679 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 314 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 254 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 217 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 22 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,2’sini oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 21 milyar 92 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 14 milyar 826 milyon dolar ile ABD, 12 milyar 786 milyon dolar ile Irak, 12 milyar 468 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 12 milyar 381 milyon dolar İtalya ile takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,8’ini oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Aralık ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 209 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 270 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 514 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 470 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 330 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,1’ini oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 45 milyar 602 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 44 milyar 980 milyon dolar ile Çin, 28 milyar 684 milyon dolar ile Almanya, 19 milyar 902 milyon dolar ile İsviçre, 15 milyar 778 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,8’ini oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Aralık ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,4, ithalat yüzde 0,2 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 3,3 artarken, ithalat yüzde 9,0 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Aralık ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 92,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,6’dır. Ocak-Aralık döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,2’dir. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,8’dir.

Aralık ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,8’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,7’dir. Ocak-Aralık döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,7’dir. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,7’dir.

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Aralık ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 azalarak 20 milyar 696 milyon dolar, ithalat yüzde 11,2 azalarak 27 milyar 318 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aralık ayında dış ticaret açığı yüzde 33,6 azalarak 9 milyar 971 milyon dolardan, 6 milyar 622 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Aralık ayında yüzde 67,6 iken, 2023 Aralık ayında yüzde 75,8’e yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 azalarak 232 milyar 310 milyon dolar, ithalat yüzde 0,9 azalarak 339 milyar 58 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı yüzde 0,2 azalarak 106 milyar 963 milyon dolardan, 106 milyar 748 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Aralık döneminde yüzde 68,7 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 68,5’e geriledi.

Paylaşın

IMF, Türkiye’nin Büyüme Tahminini Yüzde 3,1’e Çıkardı

Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ekonomisi için ise bu yıl için büyüme tahmini yüzde 0,1 yükselterek yüzde 3,1’e çıkardı. IMF, Türkiye’nin gelecek yıl için büyüme tahmini ise yüzde 3,2’te sabit tuttu.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu güncelledi. IMF, bu yıl dünya ekonomisi için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğünde dirençli bir büyüme öngörüyor.

IMF baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, kaleme aldığı blog yazısında, “Bulutlar dağılmaya başlıyor” diyerek enflasyonun düşmekte olduğuna ve büyüme eğrisinin “yükseldiğine” işaret etti.

Tahminlerinde artış yapma nedeninin, ABD ve bazı büyük yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerdeki beklenenden fazla dayanıklılık ve Çin’deki mali destekten kaynaklandığını belirten Gourinchas, 2025’te yüzde 3,2’lik bir küresel büyüme öngörüsünde bulundu.

IMF baş ekonomisti, diğer yandan sürdürülebilir büyüme ve daha fazla refah gibi hedeflere ulaşmak için büyüme hızının artması gerektiğini belirtti.

IMF dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD için de, 2024 yılı büyüme tahminini yüzde 1,5’ten yüzde 2,1’e çıkardı. Ancak bu 2023’te yüzde 2,5 büyüyen ABD ekonomisi için yavaşlama anlamına geliyor. IMF, ABD ekonomisinin 2025’te ise yavaşlayarak yüzde 1,7 büyüyeceğini tahmin ediyor.

Ayrıca küresel manşet enflasyonun 2024 yılında yüzde 5,8’e, 2025 yılında ise yüzde 4,4’e düşmesini bekleyen IMF, 2025 yılı tahminini de aşağı yönlü revize etti.

IMF, Türkiye’nin büyüme tahminini de yükseltti. 2023 yılı Ekim ayında Türkiye için yüzde 3 olarak tahmin edilen oran, 2024 yılı için yüzde 3,1 oldu. IMF, Türkiye’nin 2025’te de yüzde 3,2 oranında büyüyeceği öngörüsünde bulundu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Ekonomik Güven Endeksi 99,4

Ekonomik güven endeksi kasım ayında 96,4 iken, aralık ayında yüzde 3,1 oranında artarak 99,4 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ekonomik güven endeksi aralık ayında 96,4 iken, ocak ayında yüzde 3,1 oranında artarak 99,4 değerini aldı.

Bir önceki aya göre ocak ayında tüketici güven endeksi yüzde 3,9 oranında artarak 80,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,5 oranında azalarak 102,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 4,0 oranında artarak 116,8 değeri aldı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 115,6 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,3 oranında artarak 90,9 değerini aldı.

Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Yüzde 93,4 değerinde veri ise piyasanın hâlâ pozitif bir bakış açısına sahip olmadığını ortaya koyuyor.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir.

Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır.

Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

Türkiye’de Her İki Çocuktan Biri Yoksul

“Türkiye’nin Yokluk ve Yoksulluk Raporu”nda, “Türkiye’de 9.4 milyon çocuk yoksulluk çekiyor. Yani Türkiye’deki her iki çocuktan birisi yoksul” bilgisi yer aldı.

Raporda, Türkiye’de beş yaş altı çocukların yüzde 1,7’sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sının ise kronik yetersiz beslenme yaşadığının altı çizildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük milletvekili Cevdet Akay, “Türkiye’nin Yokluk ve Yoksulluk Raporu”nu açıkladı. Sol Haber’in aktardığına göre; Ekonomiden yoksulluğa, eğitimden adalete kadar farklı verileri içeren “Türkiye’nin Yokluk ve Yoksulluk Raporu”na göre, Türkiye’de her iki çocuktan biri yoksul.

Çalışmaya göre, 2018’de 3 milyon 494 bin 931 olan sosyal yardımdan yararlanan hane sayısı, 2023’te 4 milyon 400 bin haneye yükseldi. Bu hanelerde yaşayan kişi sayısı ise 17.6 milyon olarak kayıtlara geçti.

Raporda, “AKP iktidarı 3 Kasım 2002 tarihinden bu yana yoksulluğa son verecek çalışmalar yapmak yerine, yurttaşlarımızı sosyal yardımlara bağımlı hale getirmiştir. Yoksulluk her yıl önemli bir artış gösterirken, yardım alan yurttaş sayısı da bununla bağlantılı olarak artmıştır. AKP yaptığı sosyal yardımlarla yoksulluğa geçici çözüm üretmiş, bu sorunu kökten çözecek reformları hayata geçirmemiştir. Özetle, iktidar muhtaç ve yoksul bir toplum yaratarak, biat zihniyetini politika aracı haline getirmiştir” ifadeleri kullanıldı.

En çok yoksulluk içindeki çocukların durumuna dikkat çekildi. 15-29 yaş arasında eğitim öğretim almayan gençlerin oranı yüzde 28.7. Türkiye, çocuk yoksulluğu açısından OECD’ye üye 41 ülke arasında yüzde 22 oranıyla en yüksek yoksulluk oranına sahip ikinci ülke konumunda. Ekonomik yoksunluk nedeniyle ailesinin bakamadığı çocuk sayısının 2002’de 12 bin 75 iken, 2023’te 165 bine yükseldiğine de işaret edildi.

Raporda “Türkiye’de 9.4 milyon çocuk yoksulluk çekiyor. Yani Türkiye’deki her iki çocuktan birisi yoksul” bilgisi yer aldı.

Türkiye’de beş yaş altı çocukların yüzde 1,7’sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sının ise kronik yetersiz beslenme yaşadığının altı çizildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun, Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistiklerine göre, çocukların karıştığı olay sayısı 2022 yılında, 2021 yılına göre yüzde 20,5 oranında artarak 601 bin 754’e ulaştı. 2014’te 11 bin 95 olan, “Çocukların Cinsel İstismarı”na ilişkin suç sayısı ise 31 bin 885’e yükseldi. Türkiye’de 9 bin 308 çocuk, “Uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak” suçundan güvenlik birimlerine götürüldü.

CHP’li Akay, “Güç zehirlenmesine maruz kalan iktidar, halkı yavaş yavaş öldürüyor. Bağımsız olması gereken Merkez Bankası ve TÜİK Saray’ın emrinde. Saray sadece kendi lüksü ile şahsi hırsını odağına almakta” ifadesini kullandı.

Eğitim durumu

6-17 yaş arasında 570 bin 293 çocuğumuz eğitim dışında.

Devlet okulları işletmeye dönüştü. Özellikle meslek liselerinde açılan işyerleri ile döner sermayeye para akışı, eğitim adı altında öğrencilerin işgücü ile sağlanmaya çalışıldı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayımladığı son rapora göre, Türkiye’de orta eğitim (lise) harcamalarında 40 ülke arasında 38. sırada.

OECD ortalamasında, ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına eğitim kurumları harcaması, 11 bin 680 dolar. Türkiye’de yapılan harcama, 5 bin 723 dolar.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) araştırma sonuçlarına Türkiye, araştırmaya dahil olduğu 2003 yılından bu yana okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarının tümünde OECD ortalamasının altında kalmıştır.

15-19 yaş aralığında yüzde 69 olan okullaşma oranıyla OECD ülkeleri arasında son sıralardayız.

Akademik özgürlükler endeksine göre, 175 ülke arasında 170. sıradayız.

Para nereye harcandı?

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan Genel Faaliyet Raporları incelendiğinde vakıf ve derneklere;

2012 yılında 381 milyon lira,
2013 yılında 590 milyon lira,
2014 yılında 628 milyon lira,
2015 yılında 874 milyon lira,
2016 yılında 581 milyon lira,
2017 yılında 581 milyon lira,

2018 yılında 818 milyon lira,
2019 yılında 841 milyon lira,
2020 yılında 1 milyar 92 milyon lira,
2021 yılında 866 milyon lira,
2022 yılında 1 milyar 792 milyon para transferi gerçekleştirilmiştir.

Raporda, “Son 11 yılda iktidar, merkezi yönetim kapsamındaki kuruluşlar aracılığıyla vakıf ve derneklere toplam 9 milyar 44 milyon lira para transferi yapmıştır. Hangi vakıf ve derneklere bu paralar aktarıldı? Biz soruyoruz, iktidar en iyi yaptığı işi yapıyor, duymazlıktan gelerek kaçıyor” ifadeleri kullanıldı.

Paylaşın

İcra Dosya Sayısı 23 Milyon 289 Bine Yükseldi

Borcunu ödeyemediği için icralık duruma düşen vatandaşların sayısı her geçen gün artıyor. Bugüne kadar açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 26 Ocak tarihi itibariyle 23 milyon 289 bine yükseldi.

Her dosyasının 1 kişi üzerinden açıldığı düşünüldüğünde, Türkiye’de her 4 kişiden birinin icralık durumda olduğu ortaya çıktı.

UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden elde edilen verilere göre günde ortalama 22 bin – 25 bin arasında yeni icra dosyasının hazırlanıyor.

İcralık dosyaları araştıran ve gündeme getiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, son 1 hafta içerisinde, icra dairelerine 155 bin 829, yılbaşından bu yana ise 696 bin yeni icra dosya geldiğini, icra dosyalarındaki borcun son bir hafta içerisinde 1 milyar liradan fazla artarak 194 milyar 215 milyon liraya yükseldiğini söyledi.

Evrensel’in aktardığına göre; Gürer, 1 Ocak’tan 26 Ocak tarihine kadar icra dairelerine UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 20 bin dosya artarak 696 bin 420 olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Borcunu ödeyemediği için icralık duruma düşen vatandaşların sayısı her geçen gün artıyor. Bugüne kadar açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 26 Ocak tarihi itibariyle 23 milyon 289 bine kadar çıkmıştır. Her dosyasının 1 kişi üzerinden açıldığı düşünüldüğünde, ülkemizde her 4 vatandaşımızdan birinin icralık durumda olduğu ortaya çıkıyor.”

Gürer’iin açıklamalarına göre; 85 milyon nüfuslu ülkemizde sadece 1 hafta içerisinde 155 binden fazla icra dosyası geliyor. Bu günde 22 bin ila 25 bin arası yeni icra dosyası hazırlanıyor anlamına geliyor. Bankaların vadesinde tahsil edemediği için icra takibine aldığı tutar ise 5-12 Ocak tarihleri arsında 193 milyar 201 milyon lira iken, 12-19 Ocak tarihlerinde 194 milyar 215 milyon liraya ulaştı. Kredi ve kredi kartı harcamalarındaki artış da dikkat çekiyor.

Kredi karta harcamaları 1 haftada 4 milyar TL arttı

5-12 Ocak tarihleri arasında kredi ve banka kartı harcamaları 188 milyar 710 milyon iken 12-19 Ocak tarihleri arasında bu rakam 202 milyar 579 milyon TL’ye yükseldi. Kredi ve kredi karta harcamaları 1 hafta içerisinde neredeyse 4 milyar TL arttı.

Çiftçilerin bankalara olan borcu ise 568 milyar 983 milyon TL. Bu borcun 2 milyar 43 milyon TL tutarı bankalar tarafından tahsil edilemeyen kredi borcunu oluşturuyor.

Paylaşın

Devlet, Son 10 Yılda 6 Milyar Dolarlık Taşınmaz Sattı

Hazine tarafından satışı gerçekleştirilen taşınmazlara ilişkin açıklama yapan CHP’li Türker Ateş, “Bütçe açıkları büyüdükçe, hazine arazilerinin satışı maalesef hızlanacak. Bugünkü kurla son 10 yılda elden çıkarılan kamu taşınmazının toplam değeri 180 milyar lira” dedi.

Türker Ateş, “İktidar 2024 yılında satışlara hızlı başladı. Daha birkaç gün önce TEDAŞ ve TEİAŞ’ın kullanımındaki çoğunluğu Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinde bulunan 73 adet arsa satış kapsamına alındı. Yaklaşık 6 milyon metrekare alan orman Cumhurbaşkanı Kararı ile orman sınırları dışına çıkarıldı” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Türker Ateş, hazine tarafından son 10 yılda satışı gerçekleştirilen taşınmazların bilançosunu çıkardı.

2013-2023 yılları arasında hazinenin taşınmaz satışlarından 6 milyar dolar gelir elde ettiğini ifade eden Ateş, “En yüksek gelir 3 milyar dolar ile 2/B arazilerinin satışından elde edildi. Hem arsa hem arazi satışlarından elde edilen gelirler 1’er milyar doları aştı. Son 10 yıldır devlet en büyük emlakçı oldu” dedi.

Kamunun taşınmaz satışlarına 2024 yılında hızlı başladığına dikkat çeken Ateş, “Bütçe açıkları büyüdükçe, hazine arazilerinin satışı maalesef hızlanacak. Bugünkü kurla son 10 yılda elden çıkarılan kamu taşınmazının toplam değeri 180 milyar lira” diye konuştu.

Evrensel’in aktardığına göre, elde edilen gelirlerinin yarısının 2/B satışlarından geldiğine dikkat çeken Ateş, şöyle konuştu:

“Kamuoyunda 2/B olarak bilinen düzenleme 2012 yılında kanunlaştı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığımız hesaplamalara göre, 2013 yılından beri 2/B satışlarından toplam 3 milyar dolar gelir elde edildi. Ülkenin çok değerli alanları, orman vasıflarını yitirdikleri gerekçesi ile imara ve ranta açıldı.

İktidar 2024 yılında satışlara hızlı başladı. Daha birkaç gün önce TEDAŞ ve TEİAŞ’ın kullanımındaki çoğunluğu Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinde bulunan 73 adet arsa satış kapsamına alındı. Yaklaşık 6 milyon metrekare alan orman Cumhurbaşkanı Kararı ile orman sınırları dışına çıkarıldı.

2013 yılından beri, arsa satışlarından 1 milyar 111 milyon dolar, arazi satışlarından 1 milyar 82 milyon dolar gelir elde edildi. 240 milyon dolar hazineye ait tarım alanı satıldı.”

Paylaşın

Goldman Sachs’tan Merkez Bankası İçin İddialı Faiz Tahmini

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2024 yılı sonuna kadar faizi yüzde 25’e indireceği tahmininde bulundu.

Goldman Sachs, 2024 yılında yılsonu enflasyonunun yüzde 42,6 olan konsensüsün oldukça altında, yüzde 30 seviyesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini belirterek, “Enflasyonun piyasaların fiyatladığından daha hızlı düşmesiyle birlikte, mevcut piyasa fiyatlamasının aksine, gevşeme döngüsüne yıl ortasında başlamanın prematüre olmayacağını düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Goldman Sachs ekonomistleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) keskin bir hamle ile parasal genişlemeye geçiş yapabileceğini ve faiz oranlarının yıl sonuna kadar 20 puan düşebileceğini tahmin etti.

Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil tarafından hazırlanan rapora göre, enflasyonun üçüncü çeyrekten itibaren hızlı bir şekilde düşmesiyle, TCMB politika faizini yüzde 45’den yüzde 25’e düşürecek. Bu oran Bloomberg tarafından derlenen tahminler arasındaki en düşük tahmin olarak öne çıktı.

Grafe ve Edizgil tarafından yazılan raporda” Enflasyonun piyasaların fiyatladığından daha hızlı düşmesiyle birlikte, mevcut piyasa fiyatlamasının aksine, gevşeme döngüsüne yıl ortasında başlamanın erken olmayacağını düşünüyoruz” değerlendirmesi yapıldı.

Merkez Bankası (TCMB) faizi yüzde 45’e çıkardı

Resmi verilere göre yüzde 64,8 ile dünyadaki en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri olan Türkiye’de, AK Parti iktidarının enflasyonla mücadele amacıyla Haziran ayında başlattığı faiz artırımı sürecinde ara döneme girildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024 yılının ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizini beklentilere paralel olarak, 250 baz puan artırarak yüzde 45’e çıkardı. Faiz kararı sonrasında açıklanan metinde enflasyonla mücadele için “gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığı ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceği” mesajı verildi.

Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferle çıktığı 28 Mayıs genel seçimlerinin ardından geçen son sekiz ayda, toplamda 36,5 puanlık faiz artışı gerçekleştirmiş oldu.

Böylelikle Erdoğan’ın seçim öncesinde uyguladığı “faiz düşerse enflasyon da düşer” söylemi ile yüzde 8,5’e kadar düşen TCMB’nin uyguladığı politika faizi yüzde 45’e yükseltilmiş oldu. Faiz kararının ardından dolar ve euro kurundaki artış sürdü. Dolar kuru 30,3 TL’ye kadar çıkarken, Euro kuru 33 TL seviyesine dayandı.

Öte yandan, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan ve ailesi hakkında medyada yer alan iddialar da oldukça tartışıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise iddialarla ilgili ilk kez dün konuştu. Erdoğan, partisinin Ankara ilçe belediye başkan adaylarının duyurulduğu toplantıda yaptığı konuşmada Erkan’a sahip çıktı.

Konuşmasında “Merkez Bankası rezervleri artıyor, harekete geçiyorlar” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Akla ziyan dedikodularla ekonomide bin bir güçlükle temin ettiğimiz güven ve istikrar iklimini bozacak kampanyalar yürütüyorlar. Tüm umutlarını ülkemizin tökezlemesine bağlayanları, daha önce olduğu gibi yine hüsrana uğratmakta kararlıyız. Dedikodular üzerinden bir bardak suda fırtına koparmaya çalışan fitne tüccarlarını kesinlikle umursamıyoruz.”

Paylaşın

Merkez Bankası, Seçimlere Kadar Enflasyonda Bekle – Gör Sürecine Girdi

Prof. Dr. Sinan Alçın, Merkez Bankası’nın son faiz kararının işaretlerinin Aralık 2023 toplantısında verildiğini hatırlatıyor. Merkez Bankası’nın faiz artırmaya resmen ara verdiğini ve bundan sonraki süreçte, en azından 31 Mart seçimlerine kadar enflasyondaki gelişmeleri takip edeceğini dile getiren Prof. Alçın, şu görüşleri dile getiriyor:

“Şu andan itibaren enflasyonla mücadelede bekle-gör dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu süreç Haziran veya Temmuz ayına kadar devam edebilir. Ama bu dönem içerisinde, faiz artırımı olmasa da enflasyonla mücadele için kredi kartı taksitlerinde ve kredi çekimlerinde yeni sınırlamalar olabilir.”

Resmi verilere göre yüzde 64,8 ile dünyadaki en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri olan Türkiye’de, AK Parti iktidarının enflasyonla mücadele amacıyla Haziran ayında başlattığı faiz artırımı sürecinde ara döneme girildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024 yılının ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizini beklentilere paralel olarak, 250 baz puan artırarak yüzde 45’e çıkardı. Faiz kararı sonrasında açıklanan metinde enflasyonla mücadele için “gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığı ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceği” mesajı verildi.

Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferle çıktığı 28 Mayıs genel seçimlerinin ardından geçen son sekiz ayda, toplamda 36,5 puanlık faiz artışı gerçekleştirmiş oldu. Böylelikle Erdoğan’ın seçim öncesinde uyguladığı “faiz düşerse enflasyon da düşer” söylemi ile yüzde 8,5’e kadar düşen TCMB’nin uyguladığı politika faizi yüzde 45’e yükseltilmiş oldu. Faiz kararının ardından dolar ve euro kurundaki artış sürdü. Dolar kuru 30,3 TL’ye kadar çıkarken, Euro kuru 33 TL seviyesine dayandı.

DW Türkçe‘ye konuşan uzmanlara göre, 31 Mart yerel seçimlerine kadar ekonomideki durgunluğu kontrol etmek amacıyla verilen bu ara, uluslararası yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için yeterli olmayacak. Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, Merkez Bankası’nın son faiz kararının işaretlerinin Aralık 2023 toplantısında verildiğini hatırlatıyor.

Merkez Bankası’nın faiz artırmaya resmen ara verdiğini ve bundan sonraki süreçte, en azından 31 Mart seçimlerine kadar enflasyondaki gelişmeleri takip edeceğini dile getiren Prof. Alçın, şu görüşleri dile getiriyor: Şu andan itibaren enflasyonla mücadelede bekle-gör dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu süreç Haziran veya Temmuz ayına kadar devam edebilir. Ama bu dönem içerisinde, faiz artırımı olmasa da enflasyonla mücadele için kredi kartı taksitlerinde ve kredi çekimlerinde yeni sınırlamalar olabilir.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman ise son faiz artışı ile yüzde 45’e çıkan politika faizinin enflasyonun yüzde 70’lere çıktığı bir dönemde uluslararası sermaye açısından yeterli olmayacağını dile getiriyor.

AK Parti iktidarının ekonomide “rasyonel politikalara dönüş” hamlesinin temel amacının uluslararası sermayeyi Türkiye’ye çekebilmek olduğuna işaret eden Prof. Konukman, “Öncelikle doğrudan yatırımları değil, kısa vadeli sermaye hareketlerinin Türkiye’ye yönelmesini sağlamak hedefleniyordu. Çünkü Türkiye’nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin çok altında olduğu için uluslararası şirketlerin Türkiye’de şu anda sıfırdan bir yatırım yapması beklenmiyor. Politika faizinin artırılması ise kâr etmek isteyen sermayenin kısa vadede Türkiye’ye girmesini kolaylaştırıyor. Ancak enflasyon arttığı müddetçe mevcut faizin cazibesi de azalıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Hükümetin yıl sonu enflasyon beklentisinin hâlâ yüzde 36 düzeyinde olduğunu hatırlatan Konukman, piyasa beklentisinin ise daha şimdiden yüzde 40-45 düzeyine geldiğine vurgu yapıyor. Konukman, “Şu an politika faizinin geldiği nokta, ancak yıl sonu enflasyon beklentisini karşılayacak düzeye ulaşmış oldu. Yani son faiz kararı henüz yabancı yatırımcının, sıcak paranın Türkiye’ye gelmesini sağlayacak düzeyde değil” diyor.

TCMB’nin faiz kararı sonrası yaptığı “parasal sıkılık düzeyine ulaşıldı” açıklamasını eleştiren Prof. Konukman, “Bu ifadenin kullanılması aslında yatırımcıya ‘seçime kadar faiz indirimi de yapabilirim’ mesajı veriyor. Bana göre, eğer faiz indirimi gibi yanlış bir karar olmazsa, 31 Mart seçimlerine kadar bu seviyede gidilecek. Sonrasında ise faiz artırılmasına devam edilmesi gerekiyor” diye konuşuyor.

Erdoğan, Hafize Gaye Erkan’a sahip çıktı

Öte yandan, son dönemde faiz beklentileri ile birlikte TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan ve ailesi hakkında medyada yer alan iddialar da oldukça tartışıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise iddialarla ilgili ilk kez dün konuştu. Erdoğan, partisinin Ankara ilçe belediye başkan adaylarının duyurulduğu toplantıda yaptığı konuşmada Erkan’a sahip çıktı.

Konuşmasında “Merkez Bankası rezervleri artıyor, harekete geçiyorlar” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi: “Akla ziyan dedikodularla ekonomide bin bir güçlükle temin ettiğimiz güven ve istikrar iklimini bozacak kampanyalar yürütüyorlar. Tüm umutlarını ülkemizin tökezlemesine bağlayanları, daha önce olduğu gibi yine hüsrana uğratmakta kararlıyız. Dedikodular üzerinden bir bardak suda fırtına koparmaya çalışan fitne tüccarlarını kesinlikle umursamıyoruz.”

Prof. Konukman’a göre, Merkez Bankası Başkanı ile ilgili iddialarının üstü örtülmeye çalışılıyor. “Bu iddialar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri ile kestirilip atılamaz” diyen Konukman, iddiaların soruşturulması ve kamuoyunu tatmin edecek bir sonuca ulaştırılması gerektiğini vurguluyor. Konukman, “Merkez Bankası, ekonomi açısından en hassas kurum. Bu iddiaları iki cümle ile geçiştirmek yerine, güveni sağlamlaştıracak bir dil kullanılması ve iddiaların somut şekilde yalanlanması gerekirdi” diyor.

Prof. Alçın ise TCMB Başkanı ve ailesi hakkındaki iddiaların ne doğru ne de yanlış olduğunun anlaşılamadığını ifade ederek, “Burada ilk iş TCMB Başkanı Erkan’a düşüyor. Kamuoyu ile açık iletişim kurması ve iddialara net yanıtlar vermesi gerekiyor. Bu yapılmazsa, problem halı altına süpürülüyor diye düşünülür” diye konuşuyor.

Paylaşın

2023 Yılında Kredi Kartıyla Ödemeler Yüzde 129 Arttı

2023 yılı ocak ayında kredi kartıyla yapılan ödemeler 346,9 milyar lira iken aralık ayında 794,6 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde kredi kartı ile alışverişte işlem adedi yüzde 24 artarken ödeme tutarı yüzde 129 yükseldi.

2023 yılı sonunda harcama grupları içinde tutar bazında rekortmen 136,5 milyar lira ile açık ara farkla market ve alışveriş merkezi harcamaları oldu. Söz konusu harcamalar 2022 yılı aralık ayına göre yüzde 107 arttı.

Diğer taraftan aynı dönemde 31,9 milyar liraya ulaşan kamu ve vergi ödemelerindeki yüzde 184 oranındaki artış da dikkat çekti. Vatandaş aralık 2023’te elektrik, elektronik eşya ve bilgisayara da 78,3 milyar lira harcadı. Onu en yakın 58,2 milyar lirayla giyim ve aksesuar harcaması izledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili, Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Türker Ateş, ekonomideki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sol Haber’in aktardığına göre; Türker Ateş, geçen yıl kredi kartıyla yapılan ödemelerin yüzde 129 arttığına dikkat çekerek, “Vatandaşın ekstresindeki yıllık enflasyon TÜFE’yi ikiye katladı. Artık çok net ki; TÜİK’in kullandığı mal sepeti ile vatandaşın sepeti aynı değil, hesapladığı enflasyon da vatandaşın enflasyonu değil” dedi.

Bankalararası Kart Merkezi’nin yılsonu verilerine işaret eden Ateş, Türkiye’de kredi kartıyla yapılan alışveriş tutarının Ocak 2023’te 346,9 milyar TL iken Aralık ayında 794,6 milyar TL’ye ulaştığını belirtti. Bu dönemde kredi kartı ile alışverişte işlem adedi yüzde 24 artarken ödeme tutarı yüzde 129 yükseldi.

“Maalesef vatandaş en temel mutfak harcamasını ancak borçlanarak yapabiliyor” diyen Ateş, şöyle konuştu:

“Geçen yılın sonunda harcama grupları içinde tutar bazında rekortmen 136,5 milyar TL ile açık ara farkla market ve alışveriş merkezi harcamaları oldu. Söz konusu harcamalar 2022 yılı Aralık ayına göre yüzde 107 arttı. Diğer taraftan aynı dönemde 31,9 milyar TL’ye ulaşan kamu ve vergi ödemelerindeki yüzde 184 oranındaki artış da dikkat çekti. Vatandaş Aralık 2023’te elektrik, elektronik eşya ve bilgisayara da 78,3 milyar TL harcadı. Onu en yakın 58,2 milyar TL’lik giyim ve aksesuar harcaması izledi.”

Faizlerin hızla arttığı yılın ikinci yarısında kredi kartı harcamalarındaki artışın dikkat çekici olduğuna işaret eden Ateş, şöyle devam etti:

“Merkez Bankası’nın hızlı faiz artırımlarını içeren Haziran – Aralık 2023 döneminde kredi kartıyla yapılan alışverişte işlem adedi yüzde 10, işlem tutarı yüzde 60 artmaya devam etti. Böylece faiz artışları çerçevesinde bireysel kredi kartlarında borç artışı hız kesse de sürdü. Bu dönemde de kimi ürünler özelinde yükselen döviz kuru ve enflasyon beklentileri çerçevesinde tüketimin öne çekildiği izlendi.

Örneğin yüzde 90’lık artışla elektrik, elektronik eşya ve bilgisayar harcamaları dikkat çekti. Aynı dönemde kredi kartıyla yapılan kamu ve vergi ödemelerindeki artış yüzde 134’e yaklaştı. Bu da düşündürücü, nitekim mevcut vergi sistemi, halihazırda geçim derdi içindeki vatandaşı iyice zorluyor.”

Paylaşın