Dış Ticaret Açığı 73 Milyar Doları Aştı

2024 yılının ilk 11 aylık döneminde ihracat yüzde 2,5 oranında artarak 238 milyar 486, ithalat ise yüzde 6,4 oranında azalarak 311 milyar 703 milyon dolar oldu.

Haber Merkezi / Başka bir ifadeyle, 2024 yılının ilk on aylık döneminde dış ticaret açığı 73 milyar 217 milyon dolar oldu.

Ticaret Bakanlığı, kasım ayına ilişkin ihracat ve ithalat verilerini açıkladı. Buna göre; Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat, yüzde 3,1 oranında azalarak 22 milyar 291 milyon dolar, ithalat, yüzde 2,4 oranında artarak 29 milyar 654 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 0,1 oranında azalarak 51 milyar 945 milyon dolar oldu.

2024 yılı Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 2,5 oranında artarak 238 milyar 486 milyon dolar, ithalat, yüzde 6,4 oranında azalarak 311 milyar 703 milyon dolar, dış ticaret hacmi, yüzde 2,7 oranında azalarak 550 milyar 189 milyon dolar oldu.

2024 Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracatın ithalatı karşılama oranı 4,2 puan azalarak yüzde 75,2 oldu. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 2,5 puan azalarak yüzde 87, yüzde oldu. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 0,1 puan azalarak yüzde 94,8 oldu.

İhracatta Almanya ithalatta Çin ilk sırayı aldı

Kasım ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 681 milyon dolar), ABD (1 milyar 465 milyon dolar) ve İngiltere (1 milyar 266 milyon dolar) oldu. Kasım ayında ihracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 48,1 oldu.

Kasım ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla; Rusya (3 milyar 670 milyon dolar), Çin (3 milyar 632 milyon dolar) ve Almanya (2 milyar 302 milyon dolar) oldu. Kasım ayında ithalatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 59,4 oldu.

Kasım ayında en fazla ihracat yapılan ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (9 milyar 365 milyon dolar), Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri (3 milyar 664 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (3 milyar 487 milyon dolar) oldu.

Kasım ayında en fazla ithalat yapılan ülke grupları sırasıyla; Avrupa Birliği (AB-27) (9 milyar 445 milyon dolar), Asya Ülkeleri (7 milyar 138 milyon dolar) ve Diğer Avrupa Ülkeleri (6 milyar 140 milyon dolar) oldu.

Kasım ayında sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi sektörü yüzde 93,6 (20 milyar 875 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 4,3 (963 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 1,4 (323 milyon dolar) oldu.

Kasım ayında sektörlere göre ithalatın payı sırasıyla; İmalat Sanayi sektörü yüzde 80,8 (23 milyar 972 milyon dolar), Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü yüzde 13,2 (3 milyar 912 milyon dolar), Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık sektörü yüzde 3,0 (904 milyon dolar) oldu.

Paylaşın

İTO Duyurdu: İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 57,99

Kasım ayında, İstanbul’da yıllık bazda perakende fiyatlar yüzde 57,99, toptan fiyatlar ise yüzde 42,72 arttı. Perakende fiyatlar ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,07, toptan fiyatlar ise yüzde 2,68 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2024 Kasım Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.

Buna göre; Kasım ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3,07, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2,68 oranında arttı.

2023 Kasım ayına göre 2024 Kasım ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 57,99, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 42,72 olarak gerçekleşmiştir.

Kasım 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Giyim Harcamaları grubunda yüzde 5,65, Konut Harcamaları grubunda yüzde 5,25, Gıda Harcamaları grubunda yüzde 3,28, Ev Eşyası Harcamaları grubunda yüzde 1,54, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamaları grubunda yüzde 1,08, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0,15 artış; Ulaştırma ve Haberleşme Harcamaları grubunda yüzde -0,81, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamaları grubunda yüzde -1,27 azalış izlendi.

Kasım 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İşlenmemiş Maddeler grubunda yüzde 8,08, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 5,44, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 2,41, Madenler grubunda yüzde 1,01, Yakacak ve Enerji Maddeleri grubunda yüzde 0,55 artış; Kimyevi Maddeler grubunda yüzde -7,57 azalış izlenmiştir. Mensucat grubunda ise fiyat değişimi gözlemlendi.

Paylaşın

Türkiye Ekonomisi Teknik Resesyona Girdi; Şimşek’e Göre Her Şey Yolunda

Türkiye ekonomisi 2024 yılının üçüncü çeyreğinde, yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme gösterdi. Ekonominin bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2 küçüldüğü görüldü. Yılın ikinci çeyreğinde de aynı ölçekte bir düşüş yaşanması ekonominin teknik resesyona girdiğini teyit etti.

Teknik resesyon, “üst üste iki çeyrek GSYH’de küçülme yaşanması” olarak ifade ediliyor. Türkiye’de ikinci ve üçüncü çeyrekte GSYH’de yaşanan yüzde 0,2 daralma da teknik resesyona işaret ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Dezenflasyon sürecinde büyüme, öngörülerimiz doğrultusunda ılımlı ve dengeli seyrediyor” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2024’ün üçüncü çeyreğinin (Temmuz – Eylül dönemi) Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. Euronews Türkçe’nin aktardığına göre, Türkiye ekonomisinin Temmuz – Eylül döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2 küçüldüğü görüldü. Yılın ikinci çeyreğinde de aynı ölçekte bir düşüş yaşanması ekonominin teknik resesyona girdiğini teyit etti.

Türkiye, Nisan – Haziran dönemindeki yüzde 2,4’lük büyümenin ardından üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme kaydetti. Hane halkı tüketimi bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında daralırken, kamu tüketimi ise yüzde 0,4 oranında azaldı. Bir önceki yıla kıyasla hane halkı tüketimi yüzde 3,1 artarken devlet tüketimi yüzde 0,9 azaldı.

Teknik resesyon nedir?

Teknik resesyon, “üst üste iki çeyrek GSYH’de küçülme yaşanması” olarak ifade ediliyor. Türkiye’de ikinci ve üçüncü çeyrekte GSYH’de yaşanan yüzde 0,2 daralma da teknik resesyona işaret ediyor.

Resesyonla ilgili durumda bazı ülkelerde büyüme görülürken de resesyon etkileri görülebiliyor. TÜİK’in açıkladığı üçüncü çeyrek verilerine göre, Türkiye ekonomisinin aynı zamanda yıllık bazda yüzde 2,1 artış gösterdiği belirtiliyor. Ancak hem yıllık bazda büyüme görülürken, iki çeyrek üst üste küçülme görülmesi teknik resesyonu ortaya çıkarıyor.

Capital Economics’ten Gelişmekte Olan Avrupa Ekonomisti Nicholas Farr, “Merkez Bankası geçen haftaki toplantısında iç talebin yavaşladığını düşündüğünü belirtti ve bugünkü veriler de bu görüşü destekliyor,” dedi.

“Bu durum Merkez Bankası’nın aralık ayındaki toplantısında faiz indirimine gidebileceği beklentilerini artırabilir” diyen Farr, ancak bunun “aceleci davranmak” olacağı değerlendirmesinde bulundu. Farr, faiz indirimlerinin muhtemelen önümüzdeki yılın başlarında başlayacağını öngörüyor.

Türkiye’de enflasyon güçlü seyretmeye devam ediyor. Son olarak, Ekim ayında yıllık bazda enflasyon yüzde 48,6 olarak gerçekleşti. Kilit rol oynayan faiz oranı, sekiz aydır üst üste yüzde 50’de tutuluyor. Mal ve hizmet ithalatı da üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 9,6 azalarak Türkiye’nin ticaret açığını iyileştirmesini sağladı.

Şimşek: Ilımlı ve dengeli

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan GSYH rakamlarını değerlendirdi. Şimşek yaptığı açıklamada, “Türkiye ekonomisi 2024 yılı üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 2,1 büyüdü. Böylece ilk üç çeyrekte büyüme yıllık yüzde 3,2 gerçekleşti. Milli gelir yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar dolara ulaştı.” dedi.

Şimşek şöyle devam etti: “Milli gelirimizin yaklaşık 4’te 3’ünü oluşturan sanayi hariç sektörlerde yıllık büyüme devam ediyor. Sürdürülebilir yüksek büyüme için gerekli olan yeniden dengelenme, programımız sayesinde sağlandı. İlk üç çeyrekte iç talep büyümeye 1,3 puan, net dış talep ise 1,9 puan katkı verdi.

İşgücü piyasasındaki görünüm dezenflasyon sürecinin kısa vadeli etkilerinin sınırlı olduğunu gösteriyor. Üçüncü çeyrekte mevsimsel düzeltilmiş istihdam yıllık 1 milyon kişi artarken, işsizlik oranı 0,5 puan gerileyerek yüzde 8,7 gerçekleşti.

Kurala dayalı ve öngörülebilir politikalarımızla önemli kazanımlar sağladık. Haziranda başlayan dezenflasyon sürecinde yıllık enflasyon 26,9 puan azaldı. Mali disiplin güçleniyor. Yıllıklandırılmış cari açığın milli gelire oranı üçüncü çeyrekte 2023 yılının aynı dönemine göre 3,6 puan düşerek yüzde 0,8’e geriledi. Türk lirasına artan güven ve dış kaynak girişiyle önemli ölçüde rezerv birikimi sağlandı. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu ülkemizin kredi notunu bu yıl iki kademe yükseltti.

Dezenflasyon sürecinde büyüme, öngörülerimiz doğrultusunda ılımlı ve dengeli seyrediyor. Enflasyondaki düşüşle birlikte artan öngörülebilirlik, ticaret ortaklarımızdaki toparlanma, küresel ticaretteki iyileşme ve destekleyici küresel finansal koşullar sayesinde gelecek yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitenin ivme kazanmasını öngörüyoruz. Toplumun tüm kesimlerinin refahını gözeterek sürdürülebilir, yüksek ve kapsayıcı büyüme için çalışmaya devam edeceğiz.”

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Türkiye’ye “Hiperenflasyon” Uyarısı

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), son raporunda Türkiye için ‘hiperenflasyon’ uyarısında bulundu: Türkiye’de reel ücretlerde çok hızlı bir büyümeye işaret eden en son veriler, hiperenflasyon döneminde gerçekleştiği için ihtiyatla yorumlanmalı.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), dünyada reel ücretlerde 2022 yılından itibaren genel bir artış ve toparlanma yaşandığını açıkladı. Raporda, Türkiye’de reel ücretlerde diğer ülkelere göre kıyaslandığında yaşanan artışın, hiperenflasyon nedeniyle ihtiyatla yorumlanması gerektiği kaydedildi.

Uluslararası Çalışma Örgütü, 2022’deki olumsuz rakamların ardından dünya genelinde ücretler artarak bir toparlanma eğilimi içine girmiş olsa da yüksek enflasyon yüzünden yaşanan fiyat artışlarının, hala devam ettiğinin altını çizdi.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu‘nun aktardığına göre raporda, gelişmekte olan G20 ekonomileri arasında analiz edilen Türkiye’deki reel ücret artışlarıyla ilgili, ele alınan dönem içinde güçlü bir artış tespit edildiği; Türkiye’de ücretlerin 2009 ile 2016 yılları arasında istikrarlı bir şekilde arttığı ancak 2016 ile 2020 yılları arasında büyümenin durduğu ve ardından 2024 yılı da dahil tekrar artışa geçtiği belirtilerek, bu artışın hiperenflasyon sonucunda ortaya çıktığı vurgulandı.

ILO raporunda, ”Türkiye’de reel ücretlerde çok hızlı bir büyümeye işaret eden en son veriler, hiperenflasyon döneminde gerçekleştiği için ihtiyatla yorumlanmalı. 2023 yılında gelişmekte olan G20 ekonomilerinde Çin, Rusya Federasyonu ve Türkiye hariç sıfıra yakın reel ücret artışı tespit edildi. Gelişmekte olan G20 ekonomilerinin çoğunun 2024 yılında da sadece mütevazı bir reel ücret artışı sergileyeceğini öngörüyoruz” ifadesi kullanıldı.

Yaklaşık 150 ülkeden derlenen verilere göre, ortalama ücretlerin Afrika, Pasifik, Orta ve Batı Asya ve Doğu Avrupa’da dünyanın geri kalanına kıyasla daha hızlı arttığı, diğer tüm bölgelerde ortalama reel ücretlerin azaldığı kaydedildi.

2023 yılındaki ücret artışlarının, Afrika, Kuzey Amerika ve Kuzey, Güney ve Batı Avrupa hariç çoğu bölgede pozitif eğilim gösterdiği, 2024 yılında ortalama reel ücretlerin sabit kaldığı Afrika ve Arap ülkeleri hariç tüm bölgelerde ücretlerin arttığı belirtildi. Ücret artışlarının Orta ve Batı Asya’da yüzde 17,9, Kuzey Amerika’da yüzde 0,3 oranları arasında arttığı kaydedildi.

Uluslararası Çalışma Örgütü Direktörü Gilbert Houngbo, ücretlerde küresel çapta gerçekleşen artış eğiliminin devam etmesi halinde, 15 yıldan uzun bir süredir beklenen ve elde edilen en büyük kazanç olacağını, bugünkü küresel ücret artışlarının yüksek enflasyonun ve yükselen fiyatların ücret artışını geride bırakmış olduğu 2022 yılında yaşanan düşüşle kıyaslandığında kayda değer bir toparlanmayı yansıttığını dile getirdi.

Houngbo, ücret artışındaki yükseliş eğiliminde yaşanan bu olumlu gelişmelerin, bölgeler arasında eşit olarak paylaşılmadığına dikkat çekti.

Ücretlerin geçen yıl yüzde 0,9 oranında mütevazı bir şekilde arttığını belirten Houngbo, “Bu sevindirici gelişmeye rağmen fiyatlar, artan hayat pahalılığı ile mücadele etmeye devam eden düşük gelirli haneler için çok yüksek kalmaya devam ediyor. Enflasyon azalmış olsa da birçok ülkede acı bir gerçek olmayı sürdürüyor” dedi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Hizmet Enflasyonu Yüzde 55,34

Hizmet enflasyonu ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,24, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,26, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 55,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 72,04 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Eylül 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hizmet enflasyonu ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,24, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,26, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 55,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 72,04 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 49,46, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 59,03, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 64,46, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 58,06, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 62,10, idari ve destek hizmetlerde yüzde 57,46 arttı.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 0,59, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 1,83, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,36 azaldı. Bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 4,35, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 1,83, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 4,35 arttı.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Ekonomiye Güven Azalıyor

Ekonomik güven endeksi ekim ayında 98,0 iken, kasım ayında yüzde 0,9 oranında azalarak 97,1 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi Kasım 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ekonomik güven endeksi ekim ayında 98,0 iken, kasım ayında yüzde 0,9 oranında azalarak 97,1 değerini aldı.

Bir önceki aya göre kasım ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 79,8 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,2 oranında artarak 103,4 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,9 oranında azalarak 111,0 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0,9 oranında artarak 111,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1,7 oranında artarak 87,8 değerini aldı.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir. Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır. Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan “Sıkı Duruşumuzu Sürdüreceğiz” Mesajı

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz. Her zaman vurguladığımız gibi, enflasyonun ana eğilimini yakından takip ediyoruz” dedi.

Yüksek seyreden enflasyona ilişkin de değerlendirmede bulunan Karahan, “İç talep yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldi. Enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında iyileşme eğilimi görüyoruz. Beklentilerin seyrini ve fiyatlama davranışlarını yakından izliyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin kasım ayı olağan toplantısında konuştu. Ekonomim’in aktardığına göre; Karahan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Dezenflasyon sürecinin devamı ve ardından fiyat istikrarının tesis edilmesi ile öngörülebilirlik artacak. Böylece yatırım, üretim ve tüketim kararları daha uzun vadeli bir bakış açısı ile alınabilecek. Tüketici enflasyonu ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştü. Yılsonunda enflasyonun yüzde 44’e düşmesini bekliyoruz.

Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Bu gelişmede düşük seyreden temel mal enflasyonu yanında iyileşme sinyallerinin belirginleştiği hizmetler sektörü enflasyonu da rol oynuyor. Yaz aylarında baz etkisi ile hızlı düşen enflasyon, önümüzdeki dönemde aylık enflasyondaki iyileşmeyle düşmeye devam edecek.

Makroekonomik göstergeler dezenflasyon süreciyle uyumlu ilerliyor. İç talep yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldi. Enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında iyileşme eğilimi görüyoruz. Beklentilerin seyrini ve fiyatlama davranışlarını yakından izliyoruz.

Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz. Her zaman vurguladığımız gibi, enflasyonun ana eğilimini yakından takip ediyoruz.

Merkez Bankası bünyesinde takip ettiğimiz göstergeleri bir bütün olarak incelediğimizde, ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş görüyoruz. Kira dışındaki kısımda daha belirgin olmak üzere, kademeli bir iyileşme izliyoruz. Öte yandan, çekirdek dışında kalan gruplara baktığımızda, üçüncü çeyrekte enerji fiyat artışının güçlendiğini gördük. Bu gelişmede, yönetilen enerji kalemlerindeki fiyat gelişmelerinin yanı sıra maktu vergi güncellemelerinin etkileri öne çıktı.

Gıda tarafında ise üçüncü çeyrekteki iyileşmenin ardından, geçici arz koşullarına bağlı olarak işlenmemiş gıda grubunda ekim ayında yüksek fiyat artışları gördük. Bu görünüm kasım ayında da devam ediyor. Hizmet enflasyonuna daha yakından bakacak olursak, üçüncü çeyrekteki yüksek seyir, dönemsel fiyatlama ile geçmişe endeksleme davranışı güçlü olan ve fiyat artış sınırlamalarına tabi olan kira ve eğitim öncülüğünde sürdü.

Para politikasındaki kararlı duruşumuz; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek. Ayrıca, maliye politikasının artan eşgüdümünün de bu sürece önemli katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz.

Büyümedeki talep kompozisyonu daha dengeli bir görünüm sergiledi. Cuma günü açıklanacak üçüncü çeyrek verilerinde de bu görünümün sürmesini bekliyoruz.

Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor. Dördüncü çeyreğe ilişkin talep göstergeleri, talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini ima ediyor. Bu noktada altını çizmek isterim ki; sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme sürecek.

Para politikasındaki kararlı duruşumuz yanında manşet enflasyondaki düşüşün de etkisi ile beklentilerdeki iyileşmenin devam etmesini bekliyoruz.

İSO Başkanı Bahçıvan, sanayicinin TCMB’den 8 talebini sıraladı

Öte yandan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, toplantının açılış konuşmasını yaptı. Bahçıvan konuşmasında, “en yumuşak karnımız” olarak nitelediği enflasyonda Merkez Bankası’nın çok net olarak enflasyonu düşürme hedefi koyduğunu ancak enflasyonun direnç gösterdiğini vurgulayarak “Enflasyonun ana eğilimindeki iyileşme halen istenen düzeyde değil. Benzer bir durum enflasyon beklentileri için de geçerli. Özellikle de hane halkı ile reel sektörün öngörüleri, sağlıklı fiyatlamayı son derece zorlaştıran seviyelerde” dedi.

Bahçıvan şöyle devam etti: “Şu bir gerçek ki toplumun düşük enflasyona olan güvenini yeniden kazanmak oldukça zorlu bir mücadeleyi gerektiriyor. Bugün ekonomide yaşanılan sıkıntıların, rasyonel bir yol haritasıyla aşılması noktasında çok ciddi ve değerli bir süreçten geçiyoruz. Herkes için her günün kıymeti var. Burada disiplini elden bırakmamalıyız.

Eğer, toplumun tüm kesimleri olarak ağır bedeller ödediğimiz ve sabırla beklediğimiz bu tedaviyi, diyeti, somut verilere dayanmadan ve erken bozarsak; bütün bu fedakarlıklarımızın heba olma riski var. Yani kredibilitemizi gün be gün, sabırla toplanmaya başlamışken bunun değerini bilmeliyiz. Son bir buçuk yıldır adım adım kaybolan kredinin toplanıyor olması hafife alınmamalı. Ve değeri bilinmeli. Yani veri bazlı olmayan heyecana dayalı hareketlere geçmemek lazım.”

Ülkemizin orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmasının yolunun eğitimden altyapıya, vergi mevzuatından hukuk sistemine kadar tüm unsurlarıyla, nitelikli bir üretim hayatı için seferber olmasından geçtiğini söyleyen Bahçıvan şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizin koşullar ne olursa olsun üretimden ve yatırımdan vazgeçme gibi bir lüksü yok. Sınırlı mali kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanarak, üretime, teknolojiye, dijitalleşmeye ve yeşil dönüşüme odaklanmak zorundayız.

Bütün sanayi sektörlerimizde bu sürece ilişkin önemli eksikler olduğu kadar, kısa sürede önemli kazanımlar sağlayabilecek fırsatlar var. Ekonomimizde devam eden dengelenme sürecini aksatmaksızın, yüksek katma değerli bir üretim ekosistemini önceliklendiren, teknolojik dönüşümü ve yenilikçiliği ödüllendiren, nitelikli finansman kanallarını genişletmemiz gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.”

1. Reeskont kredilerinin doğrudan Eximbank üzerinden kullandırılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.
2. Reeskont kredilerinde teminat mektubu şartı kaldırılmalı veya bu konuda bankalara bir üst limit getirilmelidir.
3. Reeskont kredilerine uygulanan faiz düşürülerek TL kredileri daha cazip hale getirilmelidir.
4. Uzun zamandır gündemden kaldırılan döviz bazlı reeskont kredilerinin tekrar kullandırılmaya başlaması için uygun zaman olduğunu değerlendiriyoruz.
5. Bağımsız denetime tabi şirketlerin TL cinsinden nakdi ticari kredi kullanımlarında uygulanan, “10 milyon TL üzerinde döviz bulundurmama ve döviz varlıklarının aktiflerine oranının yüzde 5’i aşmama” kısıtlamaları esnetilmelidir.

6. İhracatçı firmalara halen yüzde 30 olan döviz bozdurulma zorunluluğu artık kaldırılmalı veya kademeli olarak azaltılmalıdır.
7. Kredi kullanımını kısıtlayıcı uygulamalar nedeniyle bugün sanayicilerimiz cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu tür düzenlemelerin büyük bir bölümü kaldırılmış olmakla birlikte halen bir kısmı geçerliliğini korumaktadır. Bu düzenlemelerin tümüyle kaldırılması gerektiği görüşündeyiz.
8. İhracat amacı dışında talep edilen döviz bazlı uzun vadeli krediler bankalar tarafından güçlü projelere verilmektedir. Bu doğrultuda, kredi büyümesindeki kısıtlama döviz bazlı uzun vadeli krediler için esnetilmelidir.

Paylaşın

Resmi Gazete’de Yayımlandı: Yüzde 43,93’lük Zamlar Geliyor

Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), ehliyet, pasaport, telefon harcı, trafik cezaları ve daha birçok kaleme 1 Ocak’tan itibaren yüzde 43,93 oranında zam gelecek. Karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, “yeniden değerleme oranı” 2024 yılı için yüzde 43,93 olarak tespit edildi.

Tebliğde, “Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298’inci maddesinin (B) fıkrasına göre, yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dâhil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranı olup bu oranın Hazine ve Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilan edilmesi gerekmektedir” ifadeleri yer aldı.

Türk medyasında yer alan hesaplamalara göre, belirlenen zam oranına göre her yıl araç sahiplerinden alınan motorlu taşıtlar vergisi (MTV), motor silindir hacmi 1300 ve altı olan yeni araçlarda en düşük 3 bin 359 TL’den 4 bin 835 TL’ye yükselecek. En yaygın kullanılan silindir hacmi 1301 – 1600 arası yeni otomobillerde ise en düşük MTV de 5 bin 851 TL’den 8 bin 421 TL’ye çıkacak. Otomobillerde uygulanan muayene ücreti 1821 TL’den 2 bin 621 TL’ye yükselecek.

2025 yılında bazı trafik cezaları da artacak. Buna göre seyir halinde cep telefonu kullanmak, kırmızı ışık ihlali, muayene yaptırmamak 1506 TL’den 2 bin 168 TL’ye çıkacak. Ruhsatsız araç kullanma 6 bin 439 TL’den 9 bin 267 TL’ye, emniyet kemeri takmamak, park yasağını ihlal 690 TL’den 993 TL’ye, engelli otoparkını işgal 1.380 TL’den 1.986 TL’ye, kış lastiği taktırmamak 4 bin 69TL’den 5 bin 856 TL’ye, alkollü araç kullanmak (ilk defa) 6 bin 439 TL’den 9 bin 267 TL’ye çıkacak.

Yurt dışı çıkış harcı da yeni yıldan itibaren 500 TL’den 719,65 TL’ye yükselecek. Yurt dışında satın alınmış ve yolcu beraberinde getirilen telefonlar için alınan harç 31 bin 692 TL’den 45 bin 614 TL’ye çıkartılacak.

Otomobil, minibüs, kamyonet sürücüleri için kullanılan B sınıfı sürücü belgesi harcı 3 bin 945 TL’den 5 bin 678 TL’ye, A sınıfı sürücü belgesi harcı da 1308 TL’den 1883 TL’ye yükselecek.

2025 yılı için pasaport harçları da artacak. 6 aylık pasaportlarda harç 1639 TL’den 2 bin 359 TL’ye, 1 yıllık pasaportlarda 2 bin 396 TL’den 3 bin 448 TL’ye, 2 yıllık pasaportlarda 3 bin 912 TL’den 5 bin 631 TL’ye, 3 yıllık pasaportlarda 5 bin 558 TL’den 8 bin TL’ye, süresi 3 yıldan fazla olan pasaportlarda harç 7 bin 833 TL’den 11 bin 274 TL’ye yükselecek.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Gıda Fiyatları 54 Ayda 14 Kat Arttı

Halkın enflasyonu olarak da nitelendirilen “gıda fiyatları” artmaya devam ediyor. Kasım ayında gıda fiyatları bir önceki aya göre yüzde 6,9 oranında, yılın on bir aylık döneminde ise yüzde 57,3 arttı. Gıda fiyatları son bir yılda ise yüzde 67,1 yükseldi.

Haber Merkezi / Öte yandan gıda fiyatları haziran 2020’den bu yana 54 aylık dönemde fiyatları 14 katı arttı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge birimi KAMUAR, gıda fiyatları endeksinin Kasım 2024 sonuçlarını açıkladı. 26Buna göre; gıda fiyatlarında ekim ayında yeniden başlayan yükseliş trendi kasım ayında hızlanarak devam etti. Son 54 aydır aralıksız olarak artan gıda fiyatlarında kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 6,9 oranında artış yaşandı. Yılın geride kalan on bir aylık döneminde yüzde 57,3 oranında artan gıda fiyatlarında son bir yıllık dönemde ise yüzde 67,1 oranında artış yaşandı. KAMUAR’ın araştırmasına göre gıda fiyatlarında bir önceki 12 aylık ortalamalara göre son 12 aylık dönemdeki artış ise yüzde 82 olarak gerçekleşti.

TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik kesim tüketim harcamalarının yüzde 14,5’ini, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 36,6’sını gıda için yapıyor. Yoksullar her geçen yıl gelirinin daha büyük bir kısmını gıdaya ayırmak zorunda kalıyor. Dolayısıyla gıda fiyatlarında yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri etkiliyor. TÜİK ise enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor.

Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 955 oranında arttı. Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl kasım ayında bin 55 lira ödemek zorunda kaldılar.

Aynı dönemde, kamu çalışanlarının ücretlerinde ise yüzde 780 oranında artış yaşandı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 lira olan ortalama kamu çalışanının ücreti şu anda 880 lira düzeyinde seyrediyor. Ücretlerindeki artış gıda fiyatlarındaki artışı bile karşılamaya yetmeyen kamu çalışanlarının alım gücü gıda fiyatlarına karşı erimeye devam ediyor.

Birleşik Kamu-İş’in gıda fiyatları endeksi Haziran 2020’den bu yana her ay atış gösteriyor. KAMUAR’ın araştırmalarını açıkladığı bu 54 aylık dönemde gıda fiyatları 14 katı arttı.

Kasım ayında süt ürünleri dışındaki tüm gıda harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre çeşitli oranlarda artış gösterdi. Ekmek-pirinç-un-bulgur fiyatları önceki aya göre ortalama yüzde 4,9 oranında artarken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 4 oranında yükseliş oldu. Süt, süt ürünleri ile yumurta grubunda fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 0,8 oranında azaldı. Yağ harcamaları ise yüzde 5,2 oranında arttı.

Meyve fiyatlarının yüzde 30,2 oranında yükseldiği kasım ayında sebze fiyatlarında da bir önceki aya göre yüzde 14,3 oranında artış oldu. Bakliyat fiyatlarının önceki aya göre yüzde 6 oranında arttığı kasım ayında salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri işlenmiş gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatları ise yüzde 3,7 oranında yükseldi.

Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için Kasım’da, bir önceki aya göre yüzde 6,9 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı.

Gıda fiyatlarında bu yılın ilk on bir aylık döneminde ise toplam yüzde 57,3 oranında artış yaşandı. Geçen yılın aralık ayındaki fiyatlara göre ekmek-pirinç-un-bulgur-makarna fiyatları Kasım’da yüzde 38,6, et-balık harcamaları yüzde 35,7, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 24,4, yağ fiyatları yüzde 57,4, meyve fiyatları yüzde 145,2, sebze fiyatları yüzde 172,1, bakliyat fiyatları yüzde 27,8, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 36,3 oranında yükseldi.

Bu yıl kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 44,7, et-balık fiyatlarında 40,8, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 28,4 oranlarında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 61,9 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 142,4, sebze fiyatları ise yüzde 253,4 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 32,1, diğer gıda fiyatları ise yüzde 39,6 oranında zamlandı. Gıda fiyatlarında yıllık olarak ise yüzde 67,1 oranında artış gözlendi.

Ekim 2023 – Kasım 2024 aylarını kapsayan 12 aylık dönemdeki ortalama gıda fiyatları, bir önceki 12 aylık dönem olan Ekim 2022 – Kasım 2023 arasındaki ortalama fiyatlara göre ise yüzde 82 oranında arttı. Yıllık ortalama fiyat artışı ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 50,8, et-balık fiyatlarında 72,7, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 49,5 oldu. Ortalama fiyatlara göre yağ fiyatları yüzde 75,6, meyve fiyatları yüzde 111,3, sebze fiyatları ise yüzde 210,2 oranında arttı. Bakliyatta yıllık ortalama fiyatlar bir önceki 12 aylık ortalamalara göre yüzde 55,8, diğer gıda fiyatları ise yüzde 66,1 oranında zamlandı.

Paylaşın

Hanehalkı Enflasyon Beklentisi Yüzde 64,1’e Geriledi

Kasım ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0,2 puan azalarak yüzde 27,2, reel sektör için 1,7 puan azalarak yüzde 47,8, hanehalkı için 3,1 puan azalarak yüzde
64,1 seviyesine geriledi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Sektörel Enflasyon Beklentileri Kasım 2024 verilerini yayınladı.

Buna göre; 2024 yılı kasım ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0,2 puan azalarak yüzde 27,2, reel sektör için 1,7 puan azalarak yüzde 47,8, hanehalkı için 3,1 puan azalarak yüzde 64,1 seviyesine geriledi.

Hanehalkı enflasyon beklentisi 2,5 yılın en düşük seviyesi olarak kaydedildi.

Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı bir önceki aya göre 2,0 puan azalarak yüzde 26,3 seviyesinde gerçekleşti.

Not: Piyasa Katılımcıları Anketi, İktisadi Yönelim Anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle yürütülen Tüketici Eğilim Anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hanehalkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentileri derlenerek Sektörel Enflasyon Beklentileri elde edilmiştir.

Paylaşın