Goldman Sachs’tan Dikkat Çeken Enflasyon Ve TL Analizi

Yerel seçimler öncesi son Türkiye raporunu yayınlayan Goldman Sachs, raporunda, “Seçim sonuçlarından bağımsız olarak hem parasal hem de mali politikanın devamını ve rezervlerin yanı sıra TL’nin üzerindeki baskının da yatışmasını bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

Raporda ayrıca, “Olumsuz baz etkisi nedeniyle de martta enflasyonun yıllık bazda yüzde 68,5’e yükseleceğini tahmin ediyoruz” denildi.

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs, 31 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek yerel seçimler öncesi son Türkiye raporunu yayınladı.

Raporda, “Seçim sonuçlarından bağımsız olarak hem parasal hem de mali politikanın devamını ve rezervlerin yanı sıra TL’nin üzerindeki baskının da yatışmasını bekliyoruz. Bütçe gelirlerinin uzun dönemli ortalamasına ulaşmasından dolayı seçimlerin ardından geçen yıla benzer vergi artışları beklemiyor ve harcama yönlü baskıların da azalacağını düşünüyoruz” ifadesi kullanıldı.

Yıl sonu enflasyon tahminine de yer verilen raporda, “Enflasyonun mayısta zirveye çıkacağını ve oradan olumlu baz etkileriyle birlikte yıl sonuna kadar yüzde 33’e kadar keskin bir düşüşe başlayacağını tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, döviz talebine ilişkin olarak, “Türk halkının seçimlerden sonra TL’nin aşırı değer kaybedeceğine yönelik düşüncelerinden kaynaklı artan döviz talebi var ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizinde geçen hafta 500 baz puan artışa gitmesinin böyle bir değer kaybı olasılığının düşük olduğuna dair güçlü bir sinyal gönderdiğini düşünüyoruz” ifadesine yer verildi.

“Enflasyon yüzde 68,5’e yükseleceğini tahmin ediyoruz”

Ramazanın bu yıl mart ayına denk gelmesi nedeniyle artan gıda ve hizmet enflasyonuyla birlikte enflasyonun bu dönemde yüksek seyretmeye devam edeceği öngörüsüne yer verilen raporda, “Olumsuz baz etkisi nedeniyle de martta enflasyonun yıllık bazda yüzde 68,5’e yükseleceğini tahmin ediyoruz” denildi.

Raporda, aylık bazda döviz kurundaki zayıflık nedeniyle yükselen çekirdek mal enflasyonuna karşılık diğer Tüketici Fiyat Endeksi alt kalemlerinde yavaşlama beklendiğine işaret edilerek, mevcut enflasyon ortamında ücret artışları ve ramazan ayının enflasyon üzerindeki toplam etkisini hesaplamanın zorluğu nedeniyle tahminler üzerinde bir belirsizlik olduğu kaydedildi.

Paylaşın

Bakan Şimşek Açıkladı: Dünya Bankası’ndan 1,5 Milyar Dolar Kredi Aldık

Türkiye’nin dış kaynak akışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin ekonomi yol haritasına duyulan güven, dış kaynak akışının bu yıl da tüm hızıyla sürmesini sağladı” dedi ve ekledi:

“Dünya Bankası ile yürüttüğümüz verimli işbirliği kapsamında 3 ayrı proje finansmanı için 1,5 milyar dolar temin ettik. Söz konusu kaynak, Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin sağlanması ve işletmelerin yeşil dönüşüm sürecinin desteklenmesi amaçları için kullanılacak.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin dış kaynak akışına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Dış finansman kuruluşlarından, ülkedeki kurumlara proje finansmanı kapsamında kaynak sağlamaya devam ettiklerini vurgulayan Şimşek, son olarak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının (EBRD) deprem bölgesi için açıkladığı 1,5 milyar Euroluk finansman paketi kapsamında 500 milyon Euroluk desteğe yönelik mutabakat zaptının imzalandığını anımsattı.

EBRD’nin ardından Dünya Bankasından da 3 proje için destek sağlandığı bilgisini veren Şimşek, “Türkiye’nin ekonomi yol haritasına duyulan güven, dış kaynak akışının bu yıl da tüm hızıyla sürmesini sağladı. Dünya Bankası ile yürüttüğümüz verimli işbirliği kapsamında 3 ayrı proje finansmanı için 1,5 milyar dolar temin ettik. Söz konusu kaynak, Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin sağlanması ve işletmelerin yeşil dönüşüm sürecinin desteklenmesi amaçları için kullanılacak.” diye konuştu.

Şimşek, finansmanı Dünya Bankasından sağlanacak yaklaşık 1,5 milyar dolar tutarındaki 3 projenin Bankanın İcra Direktörleri Kurulu tarafından onaylandığına dikkati çekerek söz konusu projelere ilişkin bilgi verdi.

Bu kapsamda ilk olarak Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası AŞ (TKYB) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ (TSKB) tarafından yürütülecek “Türkiye Dağıtık Enerji İçin Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi” kapsamında TKYB ve TSKB’ye yaklaşık 697 milyon dolar kaynak sağlanacağını belirten Şimşek, “Projeyle şirketlerin güneş panelleri ve batarya yoluyla elektrik depolama sistemlerine yönelik yatırımları desteklenecek. Böylece oluşturulacak ekonomik büyüklüğün 1 milyar doları geçmesi bekleniyor.” ifadesini kullandı.

Şimşek, böylece yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvik edilerek Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin destekleneceğine dikkati çekerek, “İkinci olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kalkınma ajansları aracılığıyla yürütülecek ‘Türkiye Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi’ için yaklaşık 400 milyon dolar tutarında kredi sağlanacak. Projeyle yeşil geçişten olumsuz etkilenmesi beklenen sektörlerin desteklenmesi hedefleniyor.” dedi.

“416,7 milyon dolar kredi sağlanacak”

Bakan Şimşek, son olarak TKYB tarafından yürütülecek “Türkiye Endüstriyel Emisyon Azaltım Projesi” için TKYB’ye 200 milyon Euro ve 200 milyon dolar olmak üzere yaklaşık 416,7 milyon dolar tutarında kredi sağlanacağını bildirdi. Şimşek, şunları kaydetti:

“Projeyle KOBİ’lere uygun koşullu finansman sağlanarak daha yeşil üretim sistemlerine geçişleri desteklenecek. Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda gerekli enerji dönüşümünün gerçekleştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması ve kapsayıcı yeşil dönüşümün sağlanması için Dünya Bankası ile güçlü işbirliğimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Cari dengeyi gözetirken kaynaklarımızı daha üretken ve verimli alanlara yönlendirmeye devam edeceğiz.”

Öte yandan, Şimşek, geçen yıl uluslararası kuruluşlar, hükümet kuruluşları, ihracat kredi kuruluşları ve ticari kreditörlerden Türkiye’deki çeşitli sektörlere sağlanan dış kaynak tutarının 8,8 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Sağlanan bu kaynaklar, hem Türkiye’ye hem de şeffaflık, tutarlılık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkelerini esas alan programımıza duyulan güvenin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

İki Aylık Dış Ticaret Açığı 13 Milyar Dolar

2024 yılı Ocak – Şubat döneminde ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 41 milyar 78 milyon dolar, ithalat yüzde 16,0 azalarak 54 milyar 33 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Öte yandan şubat ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,6 artarak 21 milyar 82 milyon dolar, ithalat yüzde 9,2 azalarak 27 milyar 853 milyon dolar oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dış Ticaret İstatistikleri Şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,6 artarak 21 milyar 82 milyon dolar, ithalat yüzde 9,2 azalarak 27 milyar 853 milyon dolar oldu.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılının ilk iki ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 41 milyar 78 milyon dolar, ithalat yüzde 16,0 azalarak 54 milyar 33 milyon dolar oldu.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, şubat ayında yüzde 12,3 artarak 17 milyar 438 milyon dolardan, 19 milyar 589 milyon dolara yükseldi. Şubat ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 5,2 artarak 19 milyar 958 milyon dolardan, 20 milyar 989 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı şubat ayında 1 milyar 400 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 8,5 artarak 40 milyar 578 milyon dolar, söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,3 oldu.

Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,2 azalarak 12 milyar 130 milyon dolardan, 6 milyar 771 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Şubat ayında yüzde 60,5 iken, 2024 Şubat ayında yüzde 75,7’ye yükseldi.

2024 yılının ilk iki ayında dış ticaret açığı yüzde 51,0 azalarak 26 milyar 419 milyon dolardan, 12 milyar 955 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 58,9 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 76,0’a yükseldi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, şubat ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,0, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,4 oldu. Ocak-Şubat döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 93,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, şubat ayında ara mallarının payı yüzde 68,8, sermaye mallarının payı yüzde 15,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 15,3 oldu. İthalatta, 2024 Ocak-Şubat döneminde ara mallarının payı yüzde 70,9, sermaye mallarının payı yüzde 14,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,0 oldu

İhracatta Almanya, ithalatta Rusya ilk sırada

Şubat ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 722 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 332 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 158 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 73 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 66 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,1’ini oluşturdu.

Ocak – Şubat döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 3 milyar 484 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 536 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 169 milyon dolar ile Irak, 2 milyar 156 milyon dolar ile İtalya ve 2 milyar 88 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,3’ünü oluşturdu.

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Şubat ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 27 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 434 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 218 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 543 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 337 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 45,1’ini oluşturdu.

2024 yılının ilk iki ayında ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 8 milyar 352 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 6 milyar 327 milyon dolar ile Çin, 4 milyar 135 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 739 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 730 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,9’unu oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; Şubat ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,1, ithalat yüzde 4,9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 10,2 artarken, ithalat yüzde 12,7 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Şubat ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,0’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 2,7’dir. Ocak-Şubat döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,5’dir. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1’dir.

Şubat ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,5’dir. Ocak-Şubat döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,6’dır. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,1’dir.

Özel ticaret sistemine göre, şubat ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 artarak 19 milyar 241 milyon dolar, ithalat yüzde 9,0 azalarak 26 milyar 298 milyon dolar olarak gerçekleşti. Şubat ayında dış ticaret açığı yüzde 40,7 azalarak 11 milyar 895 milyon dolardan, 7 milyar 57 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Şubat ayında yüzde 58,8 iken, 2024 Şubat ayında yüzde 73,2’e yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2024 yılının ilk iki ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,8 artarak 37 milyar 174 milyon dolar, ithalat yüzde 15,9 azalarak 51 milyar 69 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2024 yılının ilk iki ayında dış ticaret açığı yüzde 47,0 azalarak 26 milyar 239 milyon dolardan, 13 milyar 895 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 56,8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 72,8’e yükseldi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Hizmet Üretici Enflasyonu Yüzde 83,02

Hizmet üretici enflasyonu, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,94, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 18,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,02 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,02 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hizmet üretici enflasyonu, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,94, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 18,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,02 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,02 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 76,49, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 90,16, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 87,64, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 76,70, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 87,23, idari ve destek hizmetlerde yüzde 94,52 arttı.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,77, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 4,63, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 6,88, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,88, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 2,01, idari ve destek hizmetlerde yüzde 3,69 arttı.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervi Eksi 65,1 Milyar Dolar

Merkez Bankası’nın (TCMB), swap hariç net rezervi eksi 65,1 milyar dolara yükseldi. Öte yandan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları ise 2,28 trilyon liraya geriledi.

Haber Merkezi / Ayrıca, tüketici kredileri, 1 trilyon 522 milyar 179 milyon 816 bin lira olurken, taksitli ticari krediler  1 trilyon 438 milyar 4 milyon 168 bin liraya yükseldi. Kredi kartları bakiyesi ise 1 trilyon 754 milyar 731 milyon 217 bin liraya çıktı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 22 mart ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı.

Buna göre, Merkez Bankası’nın brüt rezervleri 123,8 milyar dolar, net rezervi ise 15,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Bankanın swap hariç net rezervleri ise eksi 65,1 milyar dolar oldu.

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları aynı hafta 7,2 milyar TL düşüşle 2,28 trilyon TL’ye geldi.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında geçen hafta yaşanan düşüş Ekim ayından bu yana kaydedilen en yavaş gerileme oldu.

Ayrıca, bankalarındaki tüketici kredileri, 22 mart ile biten haftada 1 trilyon 522 milyar 179 milyon 816 bin lira oldu. Taksitli ticari krediler 1 trilyon 438 milyar 4 milyon 168 bin liraya yükselirken, kredi kartları bakiyesi ise 1 trilyon 754 milyar 731 milyon 217 bin liraya çıktı.

Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 399 milyar 271 milyon 701 bin lirası konut, 69 milyar 444 milyon 184 bin lirası taşıt ve 1 trilyon 53 milyar 463 milyon 931 bin lirası diğer kredilerden oluştu.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat Hesapları 2,28 Trilyon Liraya Geriledi

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları ise 2,28 trilyon liraya geriledi. Öte yandan Merkez Bankası’nın (TCMB), swap hariç net rezervi eksi 65,1 milyar dolara yükseldi.

Haber Merkezi / Ayrıca, tüketici kredileri, 1 trilyon 522 milyar 179 milyon 816 bin lira olurken, taksitli ticari krediler  1 trilyon 438 milyar 4 milyon 168 bin liraya yükseldi. Kredi kartları bakiyesi ise 1 trilyon 754 milyar 731 milyon 217 bin liraya çıktı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları aynı hafta 7,2 milyar TL düşüşle 2,28 trilyon TL’ye geldi.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında geçen hafta yaşanan düşüş Ekim ayından bu yana kaydedilen en yavaş gerileme oldu.

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 22 mart ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı.

Buna göre, Merkez Bankası’nın brüt rezervleri 123,8 milyar dolar, net rezervi ise 15,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Bankanın swap hariç net rezervleri ise eksi 65,1 milyar dolar oldu.

Ayrıca, bankalarındaki tüketici kredileri, 22 mart ile biten haftada 1 trilyon 522 milyar 179 milyon 816 bin lira oldu. Taksitli ticari krediler 1 trilyon 438 milyar 4 milyon 168 bin liraya yükselirken, kredi kartları bakiyesi ise 1 trilyon 754 milyar 731 milyon 217 bin liraya çıktı.

Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 399 milyar 271 milyon 701 bin lirası konut, 69 milyar 444 milyon 184 bin lirası taşıt ve 1 trilyon 53 milyar 463 milyon 931 bin lirası diğer kredilerden oluştu.

Paylaşın

Emekli Ve Yaşlılar Sosyal Yardımlarla Ayakta Kalıyor!

Sosyal koruma harcamaları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 60,2 artış göstererek 1 trilyon 291 milyar 77 milyon lira oldu. Bu harcamaların yüzde 98,2’sini 1 trilyon 267 milyar 924 milyon lira ile sosyal koruma yardımları oluşturdu.

Haber Merkezi / Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 567 milyar 450 milyon lira ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 396 milyar 993 milyon lira ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sosyal Koruma İstatistikleri 2000 – 2022 verilerini açıkladı. Buna göre; Sosyal koruma harcamaları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 60,2 artış göstererek 1 trilyon 291 milyar 77 milyon lira oldu.

Bu harcamaların yüzde 98,2’sini 1 trilyon 267 milyar 924 milyon lira ile sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 567 milyar 450 milyon lira ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 396 milyar 993 milyon lira ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti.

Sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2022 yılında yüzde 8,6 oldu. Sosyal koruma yardımlarının GSYH içindeki payı ise yüzde 8,4 olarak gerçekleşti.

Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların yüzde 3,8 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, yüzde 2,6 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve yüzde 1,0 ile dul/yetim harcamaları takip etti.

Şartlı yardımlar içinde en büyük payı yüzde 47,5 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu yüzde 20,4 ile engelli/malul yardımları ve yüzde 13,9 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları takip etti.

Nakdi yardımlarda en büyük payı yüzde 71,2 ile emekli/yaşlılara yapılan yardımlar oluşturdu. Bunu yüzde 18,6 ile dul/yetim yardımları ve yüzde 4,5 ile aile/çocuk yardımları takip etti.

Sosyal koruma gelirlerinin yüzde 41,4’ünü devlet katkıları, %28,4’ünü işveren sosyal katkıları ve yüzde 23,1’ini koruma kapsamındaki bireyler tarafından yapılan sosyal katkılar oluşturdu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Ekonomik Güven Endeksi 100’e Yükseldi

Ekonomik güven endeksi şubat ayında 99 iken, mart ayında yüzde 1 oranında artarak 100 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi Şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ekonomik güven endeksi Şubat ayında 99,0 iken, Mart ayında yüzde 1,0 oranında artarak 100,0 değerini aldı.

Bir önceki aya göre Mart ayında tüketici güven endeksi yüzde 0,02 oranında artarak 79,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,5 oranında artarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,5 oranında artarak 120,4 değerini aldı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 113,3 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,6 oranında azalarak 88,6 değerini aldı.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir.

Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır.

Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

S&P Global, Türkiye’nin 2024 Büyüme Tahminini Yüzde 3’e Çıkardı

S&P Global, Türkiye’ye ilişkin büyüme tahmini 2024 için yüzde 2,4’ten yüzde 3’e ve 2025 için yüzde 2,7’den yüzde 3’e çıkardı. S&P Global, Türkiye ekonomisine dair büyüme beklentisi 2026 için ise yüzde 3’ten yüzde 2,8’e çekti.

ABD merkezli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s Global, ABD ile gelişmekte olan piyasalar için ikinci çeyrek ekonomik görünüm raporlarını yayımladı. İş gücü piyasasının sağlam kalması nedeniyle ABD’de ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2,5 olmasının beklendiği aktarıldı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Raporda, gelecek birkaç yılda ekonominin potansiyelin biraz altında büyümeye geçmesinin beklenmeye devam edildiği belirtildi.

ABD’de enflasyonun yıl boyunca ABD Merkez Bankasının (FED) yüzde 2’lik hedefine yaklaşmasının ancak hedefin üzerinde kalmasının muhtemel olduğu ifade edilen raporda, bunun da mal fiyatları ılımlı bir şekilde düşmesine rağmen sürekli yüksek olan hizmet fiyatı enflasyonunun yansıması olduğu belirtildi.

Raporda, hedefin üzerindeki enflasyonun bu yıl faiz indirimi yapma kabiliyetini sınırlayacağına işaret edilerek, muhtemelen ilk indirimin yaz aylarında geleceği ve 2024’te toplam 75 baz puanlık faiz indirimi öngörüldüğü bildirildi.

Gelecek yıl faiz oranlarında 125 baz puanlık keskin bir düşüş beklendiği anlatılan raporda, ancak gevşeme hızının 2024 ve 2025’te daha yavaş olabileceğine dair riskler görüldüğü vurgulandı.

Raporda, ABD için büyüme beklentisi şubat raporuna göre bu yıl için yüzde 2,4’ten yüzde 2,5’e yükseltilirken, gelecek yıl için yüzde 1,5’te sabit bırakıldı.

Gelişmekte olan ülkelere dair raporda ise başta ABD olmak üzere dirençli küresel büyümenin ve gevşeyen finansal koşulların, 2023’ün sonundan bu yana gelişmekte olan piyasalar için makroekonomik koşulları marjinal olarak iyileştirdiği ifade edildi.

Raporda, ancak gelişmekte olan ülkelerin hala yüksek faiz oranlarının gecikmeli etkileriyle ve yılın ikinci yarısında beklenen, ABD’nin trendin altında büyümeye geçmesinin sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda olduğuna işaret edildi.

Gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin 2024’te önemli ölçüde farklılaşacağına dikkatin çekildiği raporda, 2023’te daha iyi performans gösteren birçok ülke için ılımlı, düşük performans gösteren bazı ülkeler için ise biraz artan büyüme öngörüldüğü kaydedildi.

Raporda, gelişmekte olan ülkelerin toplam ekonomik büyüme tahmininin 2024 için yüzde 4,1’den yüzde 4,2’ye, 2025 için yüzde 4,5’ten yüzde 4,6’ya çıkarıldığı bildirildi.

Bu yıla dair büyüme tahminlerinde kasım raporuna kıyasla en büyük yukarı yönlü revizyonların 70 baz puanla Meksika, 60 baz puanla Türkiye, 50 baz puanla Peru ve 40 baz puanla Hindistan için yapıldığı bilgisi verilen raporda, tahminlerin en çok 200 baz puanla Arjantin, 50 baz puanla Suudi Arabistan, 40 baz puanla Macaristan ve 30’ar baz puanla Polonya ile Tayland için düşürüldüğü aktarıldı.

Raporda, Çin’e dair bu yılki büyüme tahmini yüzde 4,6’da sabit tutuldu, Hindistan için ise yüzde 6,4’ten yüzde 6,8’e yükseltildi.

Türkiye’ye ilişkin büyüme tahmini 2024 için yüzde 2,4’ten yüzde 3’e ve 2025 için yüzde 2,7’den yüzde 3’e çıkarıldı. Öte yandan, Türkiye ekonomisine dair büyüme beklentisi 2026 için yüzde 3’ten yüzde 2,8’e çekildi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Yaşlı Nüfusun Yüzde 21,7’si Yoksul

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2019 yılında Türkiye geneli için yüzde 21,3 iken 2023 yılında yüzde 21,7 oldu.

Haber Merkezi / Bu oran, yaşlı nüfus için 2019 yılında yüzde 14,2 iken 2023 yılında yüzde 21,7 oldu. Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde yoksulluk oranı 2019 yılında yüzde 12,1 iken 2023 yılında yüzde 20,7 oldu. Yaşlı kadınlarda yoksulluk oranı ise 2019 yılında yüzde 15,9 iken 2023 yılında yüzde 22,4 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Yaşlılar 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 kişi iken son beş yılda yüzde 21,4 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2018 yılında yüzde 8,8 iken, 2023 yılında yüzde 10,2’ye yükseldi. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 44,5’ini erkek nüfus, yüzde 55,5’ini kadın nüfus oluşturdu. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6 olacağı öngörüldü.

Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2018 yılında yaşlı nüfusun yüzde 62,2’sinin 65-74 yaş grubunda, yüzde 28,6’sının 75-84 yaş grubunda ve yüzde 9,2’sinin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2023 yılında yüzde 64,0’ının 65-74 yaş grubunda, yüzde 28,1’inin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,9’unun 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü. Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2023 yılında 6 bin 609 oldu.

Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10,0’ı geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.

Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.

Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2018 yılında 32,0 iken 2023 yılında 34,0 oldu. Ortanca yaş 2023 yılında erkeklerde 33,2, kadınlarda 34,7 olarak gerçekleşti.

Nüfus projeksiyonlarına göre, 2030 yılında 35,6, 2040 yılında 38,5, 2060 yılında 42,3 ve 2080 yılında 45,0 olacağı öngörüldü.

Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2018 yılında yüzde 12,9 iken bu oran 2023 yılında yüzde 15,0’a yükseldi. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,6, 2040 yılında yüzde 25,3, 2060 yılında yüzde 37,5 ve 2080 yılında yüzde 43,6 olacağı öngörüldü.

Birleşmiş Milletler dünya nüfus tahminlerine göre 2023 yılı için dünya nüfusunun 8 milyar 45 milyon 311 bin 448 kişi, yaşlı nüfusun ise 807 milyon 790 bin 294 kişi olduğu tahmin edildi. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun yüzde 10,0’ını yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 30,1 ile Japonya, yüzde 24,5 ile İtalya ve yüzde 23,6 ile Finlandiya oldu. Türkiye, 184 ülke arasında 67. sırada yer aldı.

Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2023 yılında yüzde 20,0 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 19,5 ile Kastamonu, yüzde 18,3 ile Giresun izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,5 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 4,0 ile Hakkari, yüzde 4,2 ile Şanlıurfa izledi. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10,0 ve üzerinde olduğu il sayısı 2023 yılında 54 oldu.

Hayat Tabloları, 2020-2022 sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 77,5 yıl, erkekler için 74,8 yıl ve kadınlar için 80,3 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,5 yıl oldu.

Türkiye’de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17,1 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 15,3 yıl, kadınlar için 18,8 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,5 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,3 yıl iken 85 yaşında 5,5 yıl oldu.

Türkiye’de 2023 yılında toplam 26 milyon 309 bin 332 haneden 6 milyon 458 bin 465’inde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 24,5’inde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü.

En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 458 bin 465 hanenin 1 milyon 669 bin 270’ini tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,4’ünü yaşlı kadınlar, yüzde 25,6’sını ise yaşlı erkekler oluşturdu.

En az bir yaşlı fert bulunan haneler içinde tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2023 yılında yüzde 34,4 ile Balıkesir oldu. Bu ili yüzde 34,3 ile Burdur, yüzde 34,0 ile Çanakkale izledi. Bu oranın en düşük olduğu il ise yüzde 7,8 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 13,5 ile Batman, yüzde 14,9 ile Van izledi.

Okuma yazma bilen yaşlı nüfus oranı 2022 yılında yüzde 86,5

Yaşlı nüfus içinde okuma yazma bilenlerin oranı 2018 yılında yüzde 81,7 iken 2022 yılında yüzde 86,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı 2018 yılında yüzde 18,3 iken 2022 yılında yüzde 13,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2022 yılında yaşlı erkeklerin oranından 5,7 kat fazla olduğu görüldü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı yüzde 21,2 iken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 3,7 oldu.

Yaşlı nüfus eğitim durumuna göre incelendiğinde, 2018 yılında yaşlı nüfusun yüzde 45,0’ı ilkokul mezunu, yüzde 6,5’i ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, yüzde 6,8’i lise veya dengi okul mezunu, yüzde 6,6’sı yükseköğretim mezunu iken 2022 yılında ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 46,6, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı yüzde 9,1, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı yüzde 9,1, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise yüzde 8,3 oldu.

Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Bitirilen tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.

Yetişkin eğitimi araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında yaygın eğitim faaliyetlerine katılan yaşlı nüfusun yüzde 28,9’u sanat ve beşeri bilimler, yüzde 28,6’sı sağlık ve refah, yüzde 12,4’ü mühendislik, imalat ve inşaat alanlarında yaygın eğitim faaliyetlerine katıldı.

Yetişkin eğitimi araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında yaygın eğitim faaliyetlerine katılan yaşlı nüfusun yüzde 86,3’ü ilgisini çeken bir konuda bilgi sahibi olmak için, yüzde 33,2’si işini daha iyi yapmak için, yüzde 24,2’si yeni insanlarla tanışmak/eğlence için yaygın eğitim faaliyetlerine katıldı.

Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Yaşlı erkek nüfusun 2023 yılında yüzde 1,4’ünün hiç evlenmemiş, yüzde 83,7’sinin resmi nikahla evli, yüzde 3,9’unun boşanmış, yüzde 11,1’inin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,8’inin hiç evlenmemiş, yüzde 46,4’ünün resmi nikahla evli, yüzde 4,4’ünün boşanmış, yüzde 46,4’ünün ise eşi ölmüş olduğu görüldü.

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2019 yılında Türkiye geneli için yüzde 21,3 iken 2023 yılında yüzde 21,7 oldu. Bu oran, yaşlı nüfus için 2019 yılında yüzde 14,2 iken 2023 yılında yüzde 21,7 oldu.

Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde yoksulluk oranı 2019 yılında yüzde 12,1 iken 2023 yılında yüzde 20,7 oldu. Yaşlı kadınlarda yoksulluk oranı ise 2019 yılında yüzde 15,9 iken 2023 yılında yüzde 22,4 oldu.

Yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı 2023 yılında yüzde 12,2

İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 2019 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için yüzde 53,0 iken 2023 yılında yüzde 53,3 oldu. Bu oran yaşlı nüfus için 2019 yılında yüzde 12,0 iken 2023 yılında yüzde 12,2 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran yaşlı erkek nüfusta 2023 yılında yüzde 20,0 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 6,1 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının 2019 yılında yüzde 3,1 iken 2023 yılında yüzde 2,7 olduğu görüldü.

İşgücü istatistiklerine göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2023 yılında yaşlı nüfusun yüzde 57,7’sinin tarım, yüzde 32,1’inin hizmetler, yüzde 7,3’ünün sanayi, yüzde 2,8’inin ise inşaat sektöründe yer aldığı görüldü.

Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde, 2012 yılında 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusta obezite oranı yüzde 25,0 iken bu oran 2022 yılında yüzde 28,4 oldu. Yaşlı nüfusun obezite oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2012 yılında yüzde 16,2 iken bu oran 2022 yılında yüzde 18,3, yaşlı kadınlarda 2012 yılında yüzde 33,1 iken 2022 yılında yüzde 36,4 oldu.

Diğer taraftan, 2012 yılında yaşlı nüfusta normal kilolu olanların oranı yüzde 34,9 iken bu oran 2022 yılında yüzde 28,8 oldu. Normal kilolu yaşlı nüfus oranı cinsiyete göre incelendiğinde, yaşlı erkeklerde 2012 yılında yüzde 39,6 iken bu oran 2022 yılında yüzde 35,8, yaşlı kadınlarda 2012 yılında yüzde 30,5 iken 2022 yılında yüzde 23,3 oldu.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2022 yılında ölen yaşlıların yüzde 39,1’i dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 15,5 ile solunum sistemi hastalıkları, üçüncü sırada yüzde 12,7 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler takip etti.

Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en büyük farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü. İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yüzde 16,3 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 9,0 oldu.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2018 yılında 13 bin 859 iken 2022 yılında 11 bin 880 oldu. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2018 yılında yüzde 4,6 iken bu oran 2022 yılında yüzde 3,2 oldu.

Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2022 yılında Alzheimer hastalığından ölen yaşlı erkeklerin oranı yüzde 2,3 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 4,1 oldu.

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki bireylerin oranı 2018 yılında yüzde 17,0 iken bu oran 2023 yılında yüzde 40,7’ye yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü. İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2023 yılında yüzde 49,8 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 32,7 oldu.

Paylaşın