Bloomberg’den Dikkat Çeken “Türkiye Ekonomisi” Analizi

Bloomberg’in Türkiye ekonomisine ilişkin analizinde, yeni ekonomi politikalarının dış kaynak çektiği, ancak hane halkının asgari ücrete zam gündemi olmaması nedeniyle enflasyon konusunda ciddi bir bedel ödediği belirtildi.

“Erdoğan yabancı yatırımcıları kazandı ama bedelini Türkler ödedi” başlıklı analiz haberde, sıkı para ve maliye politikalarının Türk hisse senetleri ve tahvillerindeki rönesansı sürdürmek için kritik önem taşıdığı da belirtildi.

ABD merkezli finans ajansı Bloomberg, son dönemde Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeleri mercek altına aldı. Beril Akman ve Selcan Hacaoğlu imzalı haberde, yeni ekonomi politikalarının dış kaynak çektiği, ancak hane halkının asgari ücrete zam gündemi olmaması nedeniyle enflasyon konusunda ciddi bir bedel ödediği belirtildi.

“Erdoğan yabancı yatırımcıları kazandı ama bedelini Türkler ödedi” başlıklı haberde, sıkı para ve maliye politikalarının Türk hisse senetleri ve tahvillerindeki rönesansı sürdürmek için kritik önem taşıdığı belirtildi.

Gösterge hisse senedi endeksinin Erdoğan’ın geçen mayıs ayında yeniden seçilmesinden bu yana dolar bazında yüzde 40’ın üzerinde getiri sağlayarak dünyadaki en iyi performanslardan birine imza attığı hatırlatılan haberde lira tahvillerinin geçen ay 6,5 milyar dolarlık rekor yabancı girişi sağladığı belirtildi.

Carry trade vurgunu

Haberde ayrıca dolar cinsinden borçlanıp TL’ye yatırım yapan yabancı yatırımcıların bu “carry trade” işlemleri sayesinde ciddi kâr ettiği belirtildi. Bloomberg Economics, mart ayının sonundan bu yana, yatırımcıların faizlerin düşük olduğu yerlerden borçlanıp yüksek olduğu yerlere yatırım yaptığı carry trade işlemlerinde Türkiye’ye yaklaşık 20 milyar dolar aktığını hesapladı.

Van Eck Associates şirketinin gelişmekte olan piyasalar portföy müdür yardımcısı David Austerweil, “Yatırımcılar, enflasyon yüküyle karşı karşıya olan ortalama vatandaştan daha çok ikna olmuş durumdalar. Bir ülke halkının güvenini yeniden kazanması çok daha uzun zaman alıyor. Enflasyon artık daha çok siyasi bir mesele gibi görünüyor” dedi.

Haberde Erdoğan’ın büyümeyi destekleyen ultra gevşek para politikasıyla beş yıl geçirdiği, bu nedenle enflasyonun yükseldiği ve para biriminin rekor düşük seviyelere indiği belirtilirken kredi verme kurallarının sıkılaştırılmasıyla kredi patlamasının önünün kesildiği belirtildi.

Haberde ayrıca, “Merkez Bankası gösterge faiz oranını yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltti. Geçen mayıs ayından bu yana tüketici kredisi maliyetleri iki katına çıktı. Türklerin büyük ölçüde bağımlı olduğu kredi kartlarının faizleri de yükseldi. Sonuç olarak takipteki krediler artmaya başladı” ifadeleri yer aldı.

Habere göre, önümüzdeki dört yıl boyunca önemli bir seçim planlanmadığı için yabancı yatırımcılar, dünyadaki en yüksek nominal faiz oranları sayesinde ortodoks ekonomiye geçişten faydalandı.

Danışmanlık şirketi Teneo’nun eş başkanı Wolfango Piccoli ise Erdoğan’ın ekonomi politikalarındaki değişimin sosyal etkileri konusunda sabrının tükenme riski olduğunu söyledi. Piccoli, bu durumun Merkez Bankası’nı siyasi bir tepkiden kaçınmak için faizleri erken düşürmeye sevk edebileceğini belirtti.

Asgari ücrette ne yapılacak?

Bloomberg’e göre, bir diğer önemli konu da hükümetin yıl başında asgari ücrete yapılan yüzde 49’luk zammın ardından artan hayat pahalılığını hafifletmek için ne yapacağı. Türkiye’de işgücünün yarısından fazlası asgari ücret ya da asgari ücretin biraz üzerinde kazanıyor.

Habere göre, asgari ücrete zam yapmamak yatırımcılar için enflasyonu düşürme kararlılığının bir başka işareti olacak. Diğer yandan gıda enflasyonu ve temel ihtiyaçların fiyatlarındaki yükseliş zam olmadığı takdirde çalışan kesimleri zorlamaya devam edecek.

Paylaşın

Batık Kredi Miktarı 1 Trilyon Lirayı Aştı

Prof. Dr. Şenol Babuşcu, yakın takipteki 800 milyar liralık krediler de dahil edildiğinde batık kredi miktarının 1 trilyon lirayı aştığını söyledi ve ekledi: Bundan sonraki süreç çok daha kötüye gidecek.

Babuşcu ayrıca, şu detayı verdi: “Bankacılardan aldığım bilgilere göre aralık ayında ticaride 100 kişi krediyi batırıyorsa mayısta 170 kişi kredisini batırıyor. Bireysel kredileri ise aralık ayında 100 kişi batırıyorsa mayısta bu sayı 200’e yükseldi.”

Türkiye’de batık kredi sorunu büyürken şirketleri de zor günler bekliyor. Artık yüksek faizle borçlanmak zorunda olan firmalar ve bireysel müşteriler çektikleri kredileri ödeyemez duruma geldiler. Nisan 2024 sonu itibarıyla batık kredi miktarı 204 milyar lirayı aştı. Geçen yıl aynı dönemde bu miktar 170 milyar liraydı.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’a konuşan Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, yakın takipteki 800 milyar liralık krediler de dahil edildiğinde batık kredi miktarının 1 trilyon lirayı aştığını vurguladı.

İki yıldır yüzdürülen, yapılandırılan krediler olduğunu ancak ekonomide sorunlar arttığı için idare etme durumunun da ortadan kalktığını anlatan Babuşcu, “Faizler çok yükseldi. Bundan sonra ödenmeyecek krediler artacak. Konkordatolar hızlanacak. Bundan sonraki süreç çok daha kötüye gidecek” dedi.

Babuşcu ayrıca, özellikle Aralık 2023 ile Mayıs 2024 arasında batık oranlarının dramatik şekilde arttığına dikkat çekerek şu detayı verdi: “Bankacılardan aldığım bilgilere göre aralık ayında ticaride 100 kişi krediyi batırıyorsa mayısta 170 kişi kredisini batırıyor. Bireysel kredileri ise aralık ayında 100 kişi batırıyorsa mayısta bu sayı 200’e yükseldi.”

Tasfiye olunacak krediler Nisan 2024 itibarıyla 248 milyar TL’ye dayandı. Bu miktar Nisan 2023’te 200 milyar TL civarındaydı. Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine göre tasfiye olunacak kredilerin 66 milyar TL’si bireysel kredilerden oluşuyor. Bu geçen yıl 37 milyar TL idi. Tasfiye olunacak kredilerin 45 milyar TL’si inşaat sektörü, 33 milyar TL’si elektrik gaz sektörü, 16 milyar TL’si emlak komisyonculuğu ve yaklaşık 9 milyar TL’si tekstil sektörü kredilerinden oluşuyor. Nisan 2024 itibarıyla tasfiye olunacak kredi oranı en yüksek olan sektör yüzde 26.7 ile bireysel krediler, yüzde 18 ile inşaat ve yüzde 10 ile perakende ticaret.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) göre Nisan 2024 itibarıyla bankaların kullandırdığı toplam nakdi krediler 13.3 trilyon lirayı aştı. Bu Nisan 2023’te 9 trilyon liraydı. Bu kapsamda bankalarda kullandığı krediyi en fazla batıran sektörler arasında inşaat, imalat sanayi ve enerji başı çekiyor.

BDDK’ye göre Nisan 2024 itibarıyla son bir yılda inşaat sektöründe takipteki kredi miktarı 24 milyar liradan 35 milyar liraya ulaştı. Bu sektörün kullandığı kredi ise 627 milyar liradan 861 milyar liraya yükseldi. İnşaat sektörüne emlak komisyonculuğunu da eklersek toplam batık 48 milyar liraya dayanıyor.

Takipteki krediler imalat sanayisinde 22.9 milyar liradan 23 milyar liranın üstüne çıktı. Kullanılan toplam kredi ise 2 trilyon liradan 3 trilyon liraya yükseldi. Ayrıca takipteki krediler, enerji sektöründe 20.8 milyar TL, perakende sektöründe 18 milyar TL oldu.

Paylaşın

Kredi Kartı Harcamaları Yüzde 103 Arttı

Ekonomi yönetiminin “parasal sıkılaştırma” adımları kapsamında aldığı önlemlerin kredi kartı harcamalarını azaltmadığı ortaya çıktı. Mayıs ayında kredi kartı ile yapılan harcamalar yüzde 103 artarak 1,3 trilyon TL’ye yükseldi.

Kredi kartında yaşanan artışı değerlendiren uzmanlar, mayıs ayında yüzde 75’i geçen enflasyo­nun kredi kartı harcamalarında­ki artışın temel sebebi olduğunu söylerken yıllık yüzde 80’e yakla­şan ihtiyaç kredi faizlerinin kre­di kartı faizlerine oranla hâlâ çok yukarıda olmasından dolayı kredi kartı kullanımının arttığını söy­lüyor.

Ban­kalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre mayıs ayında kredi kartı ile yapılan harcamalar yüzde 103 artarak 1,3 trilyon TL’ye yükseldi. Önümüzdeki günlerde kredi kartı kullanımını azaltmak için limit ve taksit sayılarını azaltmaya yönelik adımların atılması bekleniyor.

Dünya gazetesinin haberine göre; Türkiye’de kredi kartı kul­lanımı hızla artıyor. BKM verilerine göre kartlı öde­meler son bir yılda iki kattan faz­la artarken toplam kart adedi de 410 milyona yaklaştı.

Kredi kartında yaşanan artışı değerlendiren uzmanlar, mayıs ayında yüzde 75’i geçen enflasyo­nun kredi kartı harcamalarında­ki artışın temel sebebi olduğunu söylerken yıllık yüzde 80’e yakla­şan ihtiyaç kredi faizlerinin kre­di kartı faizlerine oranla hâlâ çok yukarıda olmasından dolayı kredi kartı kullanımının arttığını söy­lüyor.

Merkez Bankası bu kapsamda mart ayında yaptığı düzenleme ile kredi kartı kullanımını kısıtlamak ve parasal sıkılaştırmayı artırmak için kredi kartı nakit avans çekim­lerinde faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseltildi, kredili mev­duat hesabı faizi de yüzde 5’e çıkar­mıştı. Ancak bu artışın kredi kartı kullanımını azaltmadığı görülüyor.

Önümüzdeki günlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kredi kartı limitlerine yönelik bir düzenleme yapacağı konuşuluyor.

Kredi kartını kısa süredir kullananlar için maksimum limit aylık gelirin 4 katı, uzun süredir kart sahibi olan ve düzenli ödeme yapan müşterilere ise maaşları ve yan gelirleri toplamının 8 katı oranında limit tahsis edilmesi planlanıyor. Ayrıca yüksek taksitli harcamaların azaltılmasına yönelik taksit sayısını düşürüleceği de konuşulanlar arasında yer alıyor.

Paylaşın

Beş Aylık Bütçe Açığı 472 Milyar Lira

2024 yılının ilk beş aylık döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 712,1 milyar lira, bütçe gelirleri ise 3 trilyon 240,1 milyar lira oldu. Başka bir ifadeyle 2024 yılının ilk beş aylık döneminde bütçe açığı 471,9 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Öte yandan merkezi yönetim bütçesi mayıs ayında 219,4 milyarlira fazla verdi. Mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 787,7 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 7,1 milyar lira olarak kaydedildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, “2024 Mayıs Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri Raporu”nu yayınladı.

Rapora göre; 2024 yılı Mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 787,7 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 7,1 milyar TL ve bütçe fazlası 219,4 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 677,1 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 330,1 milyar TL oldu.

Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Mayıs ayında 118 milyar 906 milyon TL fazla vermiş iken 2024 yılı Mayıs ayında 219 milyar 409 milyon TL fazla verdi. 2023 yılı Mayıs ayında 221 milyar 620 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2024 yılı Mayıs ayında 330 milyar 52 milyon TL faiz dışı fazla verdi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Mayıs ayı itibarıyla 787 milyar 728 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 110 milyar 643 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 677 milyar 84 milyon TL olarak gerçekleşti.

2024 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 11 trilyon 89 milyar 37 milyon TL ödenekten Mayıs ayında 787 milyar 728 milyon TL gider gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında ise 430 milyar 518 milyon TL harcama yapılmıştı.

Mayıs ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 83 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 7,7 iken 2024 yılında yüzde 7,1 oldu. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 106,6 oranında artarak 677 milyar 84 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 6,6 iken 2024 yılında yüzde 6,9 oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Mayıs ayı itibarıyla 1 trilyon 7 milyar 136 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 898 milyar 424 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 91 milyar 815 milyon TL oldu.

2023 yılı Mayıs ayında bütçe gelirleri 549 milyar 424 milyon TL iken 2024 yılının aynı ayında yüzde 83,3 oranında artarak 1 trilyon 7 milyar 136 milyon TL olarak gerçekleşti. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Mayıs ayı gerçekleşme oranı 2023 yılında yüzde 11,1 iken 2024 yılında yüzde 11,9 oldu.

2024 yılı Mayıs ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 77,1 oranında artarak 898 milyar 424 milyon TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 11,9 iken 2024 yılında yüzde 12,1 oldu.

2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 3 trilyon 712,1 milyar TL, bütçe gelirleri 3 trilyon 240,1 milyar TL ve bütçe açığı 471,9 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 3 trilyon 236,9 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 3,2 milyar TL olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde 263 milyar 590 milyon TL açık vermiş iken 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde 471 milyar 903 milyon TL açık verdi. 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde 25 milyar 722 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde 3 milyar 244 milyon TL faiz dışı fazla verildi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Mayıs dönemi itibarıyla 3 trilyon 712 milyar 50 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 475 milyar 147 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 3 trilyon 236 milyar 904 milyon TL olarak gerçekleşti.

2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 97,9 oranında artarak 3 trilyon 712 milyar 50 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 97,6 oranında artarak 3 trilyon 236 milyar 904 milyon TL oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak-Mayıs dönemi itibarıyla 3 trilyon 240 milyar 147 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 2 trilyon 730 milyar 239 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 420 milyar 466 milyon TL oldu.

2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde bütçe gelirleri 1 trilyon 612 milyar 124 milyon TL iken 2024 yılının aynı döneminde yüzde 101 oranında artarak 3 trilyon 240 milyar 147 milyon TL olarak gerçekleşti. 2024 yılı Ocak-Mayıs dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 99,1 oranında artarak 2 trilyon 730 milyar 239 milyon TL oldu.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Tüketici Güven Endeksi 78,3’e Geriledi

Mayıs ayında 80,51 olan tüketici güven endeksi haziran ayında yüzde 2,7 oranında azalarak 78,3’e oldu. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Güven Endeksi Haziran 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Mayıs ayında 80,51 iken Haziran ayında %2,7 oranında azalarak 78,3 oldu.

Alt endekslerden, mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde -2,2 azalışla 63,8, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde -4,4 azalışla 79,2’ye, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde -2,8 azalışla 76,1’e, gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde -1,6 azalışla 94,0 seviyesine geriledi.

Tüketici güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Tüketici güven endeksi, aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülmektedir.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmektedir. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Tüketici eğilimine ilişkin endekslerden, tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali endeksinin artması iyimser durumu, azalması ise kötümser durumu göstermektedir.

Benzer şekilde tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin düşünce ve beklenti endekslerinin artması tüketici fiyatlarında düşüş düşüncesini/beklentisini, azalması ise tüketici fiyatlarında artış düşüncesini/ beklentisini göstermektedir. İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini ifade etmektedir.

Paylaşın

“Türk Lirası’nda Kontrollü Değer Kaybı Olabilir”

Ekonomi yönetiminin Türk Lirası’nda kontrollü değer kaybına izin verebileceğini öngörülürken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Londra’da yatırımcı toplantılarına katılacağı duyuruldu.

Bir süredir istikrarlı seyreden Dolar/TL kurunda ılımlı da olsa yukarı yönlü bir ivme izlenirken, yabancı kurumlar TL’de kontrollü değer kaybı olabileceğine işaret ediyor.

Barclays analistleri yaz dönemi boyunca Türkiye’de ekonomi yönetiminin Türk lirasında değer kaybına izin verebileceğini öngördü. Analizde 2024 yılı boyunca Türkiye’de politika faizinin sabit tutulacağı beklentisi de paylaşıldı.

Barclays Türkiye ile ilgili daha önceki analizinde Türk bankalarının tahvilleriyle ilgili tavsiyesini yükselttiğini belirtmişti.

BloombergHT’nin aktardığına göre, analizde “Körfez bölgesi de dahil olmak üzere EEMEA’daki diğer banka tahvil piyasasına kıyasla Türkiye banka tahvillerini cazip görüyoruz” diyen Barclays Türk bankalarının perp tahvillerinde yüksek carry getirisine dikkat çekerek Akbank ve Yapı Kredi perp tahvillerinde alım önermişti.

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yurt dışındaki yatırımcı toplantılarını İngiltere’nin başkenti Londra ile sürdürüyor.

AA’nın Bakanlıktan edindiği bilgilere göre Şimşek, Ekim 2023’teki ziyaretinin ardından yeniden Londra’da yatırımcı toplantılarına katılacak. Şimşek’in 19 Haziran itibariyle başlayacak Londra temasları, Cuma gününe kadar devam edecek.

Yatırım bankaları JPMorgan, Deutsche Bank ve Dome Group tarafından organize edilen toplantılar kapsamında Şimşek, yüzlerce yatırımcıyla buluşacak. Şimşek, toplantılarda portföy yatırımcıları, başlıca küresel yatırım fonları ve kredi derecelendirme kuruluşları ile bir araya gelecek.

Ayrıca düşünce kuruluşu Chatham House’un Londra Konferansı’na katılıp, buradaki üst düzey katılımcılara Türkiye ekonomisindeki son dönem gelişmeleri ve ekonomi programını anlatacak.

Paylaşın

Fitch’ten Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: Yüzde 43

Fitch Ratings, Türkiye için 2024 yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 43’e çekti. Kuruluş, enflasyonun 2025 yıl sonunda yüzde 23, 2026 yıl sonunda ise yüzde 18 olacağı tahmininde bulundu.

Fitch Ratings, bu yıl Türkiye için büyüme tahmininin yüzde 2,8’den yüzde 3,5’e çıkarırken, 2025’te yüzde 3 ve 2026’da yüzde 3,2 büyüme beklediğini kaydetti.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nun haziran sayısını “Para Politikası Yeni Bir Aşamaya Giriyor” başlığıyla yayımladı.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Raporda Avrupa’da toparlanma ihtimaline olan güven arttığı, Çin’in ihracat sektörü canlandığı ve Çin dışındaki gelişmekte olan piyasalarda iç talep daha güçlü bir ivme gösterdiği için küresel büyüme tahminlerinin yukarı yönlü revize edildiği aktarıldı.

Dünya ekonomisinin büyüme tahmininin 2024 yılı için yüzde 2,4’ten yüzde 2,6’ya çıkarıldığı kaydedilen raporda, küresel ekonominin 2025 ve 2026’da her iki yılda da yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği belirtildi.

Raporda, ABD ekonomisinin yavaşladığı ancak bunun kademeli olduğu ve ülke ekonomisi için büyüme tahmininin bu yıl için değiştirilmeyerek yüzde 2,1 seviyesinde bırakıldığı ifade edildi. ABD ekonomisinin 2025’te yüzde 1,5 ve 2026’da yüzde 1,6 büyümesinin beklendiği aktarıldı.

Euro Bölgesi ekonomisinin büyüme tahmininin ise bu yıl için yukarı yönlü revize edildiği belirtilen raporda, büyüme tahmininin 2024 yılı için yüzde 0,6’dan yüzde 0,8’e çıkarıldığı kaydedildi. Raporda, Euro Bölgesi ekonomisinin 2025’te yüzde 1,5 ve 2026’da yüzde 1,4 büyümesinin öngörüldü.

Raporda, Çin ekonomisinin de büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 4,5’ten yüzde 4,8’e yükseltildiği, ülke ekonomisinin 2025’te yüzde 4,5 ve 2026’da da yine yüzde 4,5 büyümesinin öngörüldüğü aktarıldı.

Merkez bankalarının artık para politikasını gevşetmeye yöneldiğine işaret edilen raporda, ancak enflasyonun “şaşırtıcı derecede” kalıcı olmaya devam ettiği ve küresel faiz oranlarının gelecek 12-18 ay boyunca “daha sığ” bir hızda düşmesinin beklendiği ifade edildi.

Raporda, küresel para politikası döngüsünün, faiz oranlarının yavaş ama yine de talebi kısıtlayacak seviyelere düşeceği yeni bir aşamaya girdiği aktarıldı.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bu yıl iki kez daha faiz indirimi yapmasının öngörüldüğü belirtilen raporda, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) eylül ayında faiz indirimine başlamasının ve aralık ayında bir faiz indirimi daha yapmasının beklendiği kaydedildi.

Raporda, merkez bankalarının özellikle yüksek hizmet enflasyonu ışığında para politikasını çok hızlı gevşetme konusunda temkinli davrandığı ifade edildi.

Türkiye için büyüme tahmini yüzde 3,5, enflasyon tahmini yüzde 43

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelere de yer verilen raporda, ekonominin bu yılın ilk çeyreğinde ihracattaki toparlanma, ithalattaki keskin düşüş ve güçlü olan iç talep nedeniyle tahminlerin üzerinde büyüdüğü aktarıldı.

Raporda, Türkiye ekonomisinin büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 2,8’den yüzde 3,5’e çıkarıldığı belirtildi. Ekonominin 2025’te yüzde 3 ve 2026’da yüzde 3,2 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

Daha sıkı para politikası, daha yavaş kredi büyümesi ve maliye politikasının beklenen sıkılaşmasının bu yıl enflasyonun düşürülmesine yardımcı olacağı, önemli baz etkileriyle de temmuz ayından itibaren yıllık oranın düşmesine katkıda bulunacağı belirtilen raporda yıl sonu enflasyon beklentisinin 2024 için yüzde 43, 2025 için yüzde 23 ve 2026 için 18 olduğu ifade edildi.

Paylaşın

Doğalgaz Ve Elektrik Zammı Kapıda!

14 Mayıs 2023’te yapılan “Genel Seçimler” ve 31 Mart’ta yapılan “Yerel Seçimler” döneminde ertelenen zamlar, bir bir ürünlere yansıtılmaya devam ediyor. Son olarak elektrik ve doğalgaza yüksek oranlı zam yapılması gündemde.

Elektrik fiyatları bir önceki yerel seçimlerin yapıldığı 2019 yılı ile genel seçimlerin yapıldığı 2023 arasında konutlarda ilk kademe tüketimde yüzde 222,7 oranında zam geldi. BOTAŞ ise doğalgaz fiyatlarını konutlarda yüzde 358,4 artırdı.

BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın aktardığına göre, 2019-2023 yılları arasında tüketici fiyat endeksindeki artışın yüzde 211,8 olduğu düşünüldüğünde iktidar seçimsiz dönemlerde yaptığı zamlar TÜFE artış oranından daha yüksek oldu.

Seçim yılı 2023’ün ilk dört ayında doğalgaz konut ve 1.kademe satış fiyatları sabit kalırken, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yapılan üç indirimle, 2.kademe işyerlerine yüzde 40,1, elektrik santrallarına yüzde 44,4 indirim yapıldı. Nisan 2023’de bütün konut tüketicilerine doğalgaz bedava temin edildi, 2024 Mayıs sonuna kadar konut tüketicilerinin aylık 25 m3 gaz tüketimi ücretsiz oldu.

Halkın faturası katlanırken şirketlere milyar dolarlar akmaya devam etti. Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu’nun hesaplamalarına göre şirketlere, elektrik enerjisi üretimi alanında, 2018- 2023 döneminde 19,75 milyar dolar destek sağlandı.

Özel sektöre ait akarsu HES, rüzgâr, jeotermal ve güneş santrallarının neredeyse tamamı ve bazı büyük Barajlı HES’ler YEKDEM desteğinden yararlanıyor. 2020 -2023 döneminde toplam elektrik tüketiminin yaklaşık dörtte biri YEKDEM kapsamındaki tesislerden alındı.

2023’te YEKDEM kapsamında 74 milyon 607 bin 320 MWh üretim için 169,4 milyar TL ödendi. EPİAŞ’a göre aynı dönemde Piyasa Takas Fiyatı ağırlıklı ortalaması 2.237 TL/MWh oldu. Piyasa fiyatına göre fazla ödeme 2,47 milyar TL ödendi.

Paylaşın

İktidar, Halkın Cebindeki Son Kuruşlara Da Çökme Peşinde!

İktidar, TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) yaz tatiline girmeden önce yasalaştırılmayı hedeflediği yeni vergi paketiyle, halkın cebinde kalan son kuruşlara da çökmeyi hedefliyor.

Yeni vergi paketiyle moto kuryelere yapılan ödemelerden, engelli araçlarına sağlanan istisnaların kısıtlanmasına ve yurtdışı çıkış harcının 1500 TL’ye çıkartılmasına kadar bir dizi düzenleme yer alıyor.

Bloomberg’in yasa teklifi ile ilgili çalışmalar hakkında doğrudan bilgi sahibi olan yetkililerden edindiği bilgiye göre, taslak aşamasındaki çalışmayla ilgili son düzenlemeler salı akşamı Cumhurbaşkanlığı’nda yapıldı.

Vergi paketiyle ilgili yasa teklifinin bayram tatili sonrasında Meclis’e sunulması ve TBMM yaz tatiline girmeden önce de yasalaştırılması hedefleniyor. Taslakta yer alan düzenlemelerle en az 226 milyar TL’lik bir ek gelir olanağı yaratılması öngörülüyor.

Taslak 1999 yılındaki iki depremden sonra hayata geçirilen vergi düzenlemesinden sonra bugüne kadarki en kapsamlı mali revizyonlardan biri olarak dikkat çekiyor.

Taslağa göre, OECD ve BEPS projesi kapsamında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 140 ülke tarafından onaylanan mutabakat metnine göre yıllık konsolide hasılatı 750 milyon euro eşiğini aşan çok uluslu işletme gruplarının düşük vergileme yapılan ülkelerdeki şube, iştirak ve işyerlerinin asgari bir tamamlayıcı vergilemeye tabi tutulması kararından hareketle bu şirketlere ek vergi getirilmesi öngörülüyor.

Bu kapsamda faaliyet gösterilen her bir ülke bazında belirlenen efektif vergi oranı yüzde 15’in altında olduğunda, o ülkede doğan karlara tamamlayıcı bir vergi uygulanacak. 2024 gelirlerine uygulanmak üzere ve 2025 yılında verilecek ayrı bir beyanname ile yürürlüğe girmesi öngörülen düzenlemeyle tahmini 40 milyar TL gelir etkisi bekleniyor.

Tasarıya göre Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları ve Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın gayrimenkullerden elde edilen kazançlar dolayısıyla asgari kurumlar vergisi ödenmesi öngörülüyor. Mevcut kurumlar vergisi yasasına göre, yatırım fon ve ortaklıklarının kazançlarının tamamı kurumlar vergisinden istisna.

Düzenlemenin 1 Ocak 2025’ten itibaren elde edilen kazançlara uygulanması durumunda 7,2 milyar TL gelir etkisi olacağı tahmin ediliyor. Tam mükellef kurumlara ait olan ve 2 yıldan fazla süreyle elde tutulan BİST’te işlem görmeyen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlara uygulanan gelir vergisi istisnası kaldırılıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada Borsaya yönelik taslak vergi çalışmasının yeniden değerlendirmek üzere bir süreliğine ertelediklerini duyurdu.

Taslakta kripto varlıkların vergilendirilmesine ilişkin olarak ise 2 farklı vergilendirme formülü öneriliyor. Bunlardan ilki, alım-satımlardan on binde 3 gibi bir oranda işlem vergisi uygulanması, diğeri de alım-satımdan elde edilen gelirden gelir vergisi alınması. Kripto varlıklara işlem vergisi getirilmesi durumunda yıllık vergi getirisinin 3,7 milyar TL olacağı öngörülüyor.

Asgari kurumlar ve asgari gelir vergisi

Taslakta bazı AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de asgari kurumlar vergisi uygulaması öngörülüyor. Bu vergi, tahakkuk eden kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’u olarak hesaplanan asgari vergiden veya beyan edilen hasılatın yüzde 2’si matrah kabuledilerek kurumlar vergisi oranında hesaplanan asgari vergiden, yüksek olanından az olamayacak. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere başlanılacak olan uygulama ile 2025 yılı için ilave 90 milyar TL yıllık gelir etkisi öngörülüyor.

Çalışmada, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeye mecbur olan mükellefler için asgari gelir vergisi uygulaması getirilmesi öngörülüyor. Cumhurbaşkanına bu kapsamda belirlenecek oranı, sektörleri, iş gruplarını ve iş türleri bazında her bir kazanç türü itibarıyla artırma ve azaltma yetkisi verilecek. Uygulamaya 2025’ten itibaren geçilmesi durumunda yıllık 37,4 milyar TL gelir etkisi öngörülüyor.

Taslakta, yap-işlet-devret ve kamu-özel işbirliği (KÖİ) ile yapılan projeler kapsamında elde edilen kazançların vergisinin de artırılması planlanıyor. Bu oranın yüzde 25 yerine yüzde 30 olarak uygulanmasının bugün itibarıyla 44 mükellefi ilgilendirdiği ve yeni uygulamanın 557 milyon TL kurumlar vergisi etkisi oluşturacağı belirtiliyor.

Esas faaliyet konusu kıymetli maden alım satımı olmayan işletmeler, yatırım amaçlı olarak altın, gümüş, platin gibi kıymetli madenleri satın alıyor ve aktiflerine kaydedebiliyor. Bunlara ilişkin değer artışları satış aşamasına kadar vergilendirilmiyor. Taslakta bu madenler ile mevduat hesaplarının, Döviz ve döviz hesaplarında olduğu gibi borsa rayici ile değerlenmesi, bu değerleme sonucu, geçici vergi dahil hesap dönemleri itibarıyla değerleme farklarının vergilendirilmesi öngörülüyor. Bankacılık sisteminde kıymetli madenlere dayalı hesapların büyüklüğünün 852 milyar TL olduğu, bunun 52,7 milyar TL’sinin ticari işletmelerin olduğu öngörülüyor.

Kurumların aktiflerinde iki yıldan fazla bulunan iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazançların yüzde 75’i kurumlar vergisinden istisna tutuluyor. Taslakta bu oranın yüzde 25’e indirilmesi öngörülüyor. İştirak hissesi satış ve devirlerinde uygulanan istisnaların, yeni iktisap edilen iştirak hisselerine yönelik olarak kaldırılması planlanıyor. Mevcut istisna oranının yüzde 25’e düşürülmesinin 2023 yılındaki gerçekleşme oranında satış yapıldığı varsayımıyla 2024 yılında 15 milyar TL vergi etkisi oluşturacağı hesaplanıyor.

Taslakla deniz taşıma araçlarına limanlarda verilen hizmetlere uygulanan KDV istisnasının kapsamı da daraltılıyor. 2023 yılında toplam işlem bedelinin 236,6 milyar TL olduğu, istisnanın kapsamının daraltılmasıyla toplam etkinin 5,4 milyar TL olacağı tahmin ediliyor.

Ulusal güvenlik kuruluşlarının ihtiyaçları için yapılan birçok alım KDV’den istisna tutuluyor. Taslak çalışmayla bazı alımların ithal yapılması durumunda istisnanın daraltılması öngörülüyor.

Mevzuata göre, altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme ve petrol arama faaliyetlerine lişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler de KDV’den istisna tutuluyor. Çalışma bu istisnaların da daraltılmasını ve böylece 911 milyon TL’lik vergi etkisi oluşturmasını öngörüyor.

Aynı şekilde limanlara bağlantı sağlayan demiryolu hatları, limanlar ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi işlerini fiilen kendisi yapan veya yatıran mükelleflerle genel bütçeli idarelere de çeşitli KDV istisnaları sağlanıyor. Bu alanda yapılacak daraltmayla da yıllık 1,7 milyar TL gelir bekleniyor.

Cumhurbaşkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi paketi ile ilgili Bloomberg’in sorusu üzerine çalışmalara ilişkin yorum yapmadı.

Vatandaşı doğrudan ilgilendiren düzenlemeler

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde çalışmaları süren yeni vergi paketiyle moto kuryelere yapılan ödemelerden, engelli araçlarına sağlanan istisnaların kısıtlanmasına ve yurtdışı çıkış harcının 1500 TL’ye çıkartılmasına kadar bir dizi düzenleme yer alıyor.

Bloomberg’in yasa teklifi ile ilgili çalışmalar hakkında doğrudan bilgi sahibi olan yetkililerden edindiği bilgiye göre taslak aşamasındaki düzenlemede vatandaşı ilgilendiren düzenlemelerden bazıları şöyle:

Türkiye’de 2024 yılı için hesaplanması gereken ÖTV ve diğer her türlü vergiler dahil satış bedeli 1 milyon 591 bin TL’nin altında olan binek otomobiller, engellilik derecesi yüzde 90 veya daha fazla olanlar için 5 yılda bir kez olmak üzere ÖTV’den muaf tutuluyor.

Hazine çalışmasına göre, bu satışlar nedeniyle vazgeçilen ÖTV tutarı 2024’te 54,8 milyar TL, KDV tutarı da 10,9 milyar TL. 2024 yılının ilk 5 ayında satılan araçların yaklaşık yüzde 30’u bu şekilde satıldı. Taslak çalışmada istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması ve taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi öngörülüyor.

Yurt dışı çıkış harcı bugün itibarıyla 150 TL olarak uygulanıyor. Taslak çalışmada, bunun 1500 TL’ye çıkartılması, harcın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülüyor. Taslakta 2023 yılında 8,7 milyon kişinin harç ödeyerek yurt dışına çıktığı, 2024’te bu sayının gerçekleşmesi halinde yıllık gelir etkisinin 12,6 milyar TL olacağı hesaplandı.

Ticari kazanç mükellefi olan 126 bini aşkın moto kuryelere bu hizmetleri karşılığı yapılan ödemelerden yüzde 15 oranında tevkifat yapılması ve bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelirlerin tarifenin dördüncü dilimini aşmaması halinde tevkifatın nihai vergileme olması, aşması halinde ise beyanname verilmesi öngörülüyor. Bu düzenlemeden beklenen gelir etkisi 3,9 milyar TL.

Taslakla serbest meslek erbabı ile ticaret erbabının bir ayda 3, yılda da toplam 12 kezden az olmamak üzere yapılacak yoklamalarla günlük hasılatlarının tespit edilmesi, mükellef tarafından beyan edilen hasılat ile yoklamalarda tespit edilen hasılat arasında bir fark bulunması halinde mükellefin izaha davet edilmesi öngörülüyor. Bunun yeterli görülmemesi halinde de yapılmış hasılat tespitleri esas alınarak vergi dairesi tarafından re’sen tarhiyat yapılması ve vergi incelemesi başlatılması planlanıyor.

Taslak çalışmada, vergi usulsüzlüklerine uygulanacak cezaların da artırılması öngörülüyor. Bu kapsamda kesilecek yeni ceza tutarı ve tahsilat gerçekleşmelerinin tahmini 2 milyar TL olması hedefleniyor. Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin altyapı ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşaasına ilişkin süreçlerde uygulanan KDV istisnalarının da daraltılması planlanıyor. Bu çalışmanın etkisinin de 616 milyon TL olacağı tahmin ediliyor.

Gelir vergisi kanununa göre, gayrimenkullerin, hakların, gemi ve gemi paylarının iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde satılması halinde elde edilen değer artışı kazançları vergiye tabi. Düzenlemeyle 5 yıllık istisna süresi sadece bir konut için uygulanacak. 2023 yılına ilişkin olarak 12 binden fazla mükellefin 4,4 milyar TL matrah üzerinden 1,2 milyar TL vergi ödediği hesaplandı. Bu düzenlemenin nasıl bir gelir etkisi oluşturacağı izleyen dönemlerde ortaya çıkacak.

Serbest bölgelerdeki üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançların tamamı, üretilen ürünlerin yurt içine ya da yurt dışına satılıp satılmadığına bakılmaksızın kurumlar vergisinden istisna. Yeni düzenlemeyle serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların ihracattan elde ettikleri kazançların istisna olması, yurtiçine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara tanınan istisnanın kaldırılması planlanıyor. Bu adımın da tahmini gelir etkisinin 7 milyar TL olacağı tahmin ediliyor.

Paylaşın

Kurban Bayramı’ndan Sonra İki Yeni Vergi Geliyor

Ekonomi yönetimi vergi gelirlerini artırmak için hazırladığı programı Kurban Bayramı sonrası açıklayacak. Programla birlikte komuoyu iki yeni vergiyle tanışacak: Asgari Kurumlar Vergisi ve Asgari Gelir Vergisi.

Gazete Pencere yazarlarından Nuray Babacan, ekonomi yönetiminin haftalardır üzerinde çalıştığı vergi paketine ilişkin edindiği bilgileri köşesine taşıdı. Babacan’ın aktardığına göre; Son rötuşları tamamlanan vergi paketindeki ana unsurlar şöyle:

“Vergi paketinin iki önemli unsuru olacak. Asgari Kurumlar Vergisi ve Asgari Gelir Vergisi. Asgari kurumlar vergisi, Türkiye’de faaliyette bulunan çok uluslu şirketlerden yüzde 15 oranında asgari kurumlar vergisi alınması yönünde düzenlenecek. Benzer nitelikteki Türk firmalarından da alınacak. Hangi koşullarda Türk firmalardan Asgari Kurumlar Vergisi alınacak. Düzenlemeye göre firmalar, istisnalardan yararlansalar bile en az yüzde 15 kurumlar vergisi ödeyecek. Stratejik yatırımlara ilişkin vergi avantajları ise devam edecek.

Asgari Gelir Vergisi uygulaması, bu daha çok serbest meslek mensuplarını ilgilendirecek. Özellikle, doktor, diş hekimi, mali müşavir gibi meslekleri olanlardan yıllardan beri vergi ödemeyenler olduğu iddia ediliyor. Bir nevi peşin vergi alınacak. Bir alt sınır belirlenecek. Her durumda belli oranda asgari bir gelir vergisi ödenecek. Yıl sonunda duruma göre mahsuplaşma yapılacak.

AKP yöneticileri, “20 yıldır faaliyetleri olup sürekli zarar gösterenler var. Zarardaysa bir işletme 20 yıl niye çalışsın? Bir doktorun, diş hekiminin gelir elde etmediğini düşünebilir misiniz? Vergi kaçağı var bu alanda. Yaptığımız etki analizinde bunu gördük. Her ne olursa olsun, getirecek vergisini peşin ödeyecek. Sonra yaptığı bir gider varsa, bu vergiden düşecek, belgelendirecek” dediler.

Bu arada açıklanan tasarruf paketindeki bazı uygulamalar için yasa gerekiyor. Vergi paketinin içinde olması öngörülen düzenlemeler için ayrı bir teklif hazırlanmasına karar verildi. Ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtların tasfiye edilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yetki verilecek. Bakanlık tüm kamu araçlarının tasfiyesini üstlenecek. Bunların satışı, ihalesi gibi konular bu yasayla düzenlenecek. Teklifte, defterdarlıklar ile vergi dairelerinin tek çatı altında toplanmasına yönelik bir düzenleme de olacak. Defterdarlık adı altında toplanacak.”

Paylaşın