Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘Elekrtik Zammı’ Çağrısı

Sosyal medya hesabından elektrik şirketlerinin yeni bir zam oranı için onay istediğini ileri süren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunarak, “Böyle bir şeyi onaylamayı sakın aklından bile geçirme, sakın” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabında bir paylaşımda bulunarak, elektrik şirketlerinin yeni bir zam oranı için onay istediğini ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunduğu paylaşımında Kılıçdaroğlu, “Duyuyoruz ki elektrik şirketleri saraydan yeni zam oranı için onay istemişler. Erdoğan, böyle bir şeyi onaylamayı sakın aklından bile geçirme, sakın” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, paylaşımının devamında ise şunları dedi;

“Bırakın zammı, iktidarın elektrik faturasında halka destek vermesi gerekir. Ya fatura inmeli ya halka destek verilmeli. Eğer bu soygun devam ederse biz halkımızla birlikte kararımızı verip, bu şirketlere ve faturalarına karşı adımlarımızı atacağız.”

 

Paylaşın

Açlık Sınırı 2 bin 927 TL’ye Yükseldi

Türk-İş, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 927 yoksulluk sınırının 9 bin 533 TL’ye yükseldiğini, bekar bir çalışanın yaşam maliyetinin ise aylık 3572 lira olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından 34 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan, “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 927 yoksulluk sınırı 9 bin 533 TL oldu.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı ise yüzde 22,78 olarak hesaplandı. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 2 bin 926,72 TL oldu.

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 9 bin 533,28 TL, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 572,79 TL oldu.

Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması geçen aya göre 23 TL, yılbaşına göre 337 TL ve geçen yıla göre 543 TL arttı. Aile bütçesi ise aylık 76 TL, sekiz aylık 1.097 TL ve yıllık 1.769 TL tutarında arttı.

Buna göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,80 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk sekiz ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 13 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 22,78 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,06 olarak hesaplandı.

Paylaşın

CHP’den Elektrik Faturalarının Şeffaf Olması Çağrısı

Son bir yılda yüzde 30, son üç yılda ise yüzde 122 oranında artan elektrik faturalarının şeffaf olmadığına dikkat çeken CHP’li Akın, “Vatandaşlardan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor. Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, art arda gelen zamlarla son bir yılda yüzde 30, son üç yılda ise yüzde 122 oranında artan elektrik faturalarının vatandaşı isyan ettirirken; elektrik faturalarının şeffaf olmadığına dikkat çekti.

CHP’li Akın, “Vatandaş elektrik faturasını öderken yalnızca kullandığı elektriğin bedeli değil; enerji şirketlerine dağıtım bedeli ve desteklerden oluşan bedelleri de ödüyor. Faturaların yaklaşık yüzde 30’u dağıtım bedeli, yaklaşık yüzde 25’i ise şirketlere verilen desteklere gidiyor. Vatandaştan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşa ödetilen pek çok bedelin elektrik faturalarında gizlendiğini söyleyen CHP’li Akın, yaptığı yazılı açıklamada şunları dile getirdi:

“Türkiye’de elektrik faturaları son bir yılda yaklaşık yüzde 30 oranında artmıştır. Ekonominin şahlanacağı iddiasıyla hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üçüncü yılında elektrik faturalarındaki artış yüzde 122 oranını bulmuştur. Vatandaşlarımızın özellikle 1 Temmuz 2021 tarihinde yapılan yüzde 15 oranındaki zammın ardından gelen faturalara haklı olarak tepki göstermiştir.

“Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var”

Elektrik faturalarının sürekli artması günümüzde temel bir hak olan elektrik hizmetinin vatandaşlarımıza kamusal değil, adeta bir müşteri mantığıyla ulaştırıldığını göstermektedir. İktidar elektrik hizmetinde vatandaşı müşteri olarak görmektedir. İktidarınızda ucuzlayacağı ve hizmetin kalitesinin artacağı vaadiyle elektrik dağıtımı özelleştirilmiştir. 21 bölge halinde özelleştirilen elektrik dağıtımı, faturaları daha da artırmış, dağıtım hatlarında yeterli yatırımın yapılmaması nedeniyle sık sık elektrik kesintileri yaşanmaya başlanmıştır.

Elektrik faturalarına yansıyan dağıtım bedeli, elektrik üretim şirketlerine verilen YEKDEM desteği gibi doğrudan ya da dolaylı olarak vatandaştan alınan bedeller de gizlenmektedir. Dağıtım bedelinin faturanın neredeyse yüzde 30’unu oluşturduğu, , enerji şirketlerine verilen desteğin payının ise yüzde 25’i bulduğu ifade edilmektedir. Başka bir deyişle vatandaşa fatura edilen bedelin yarısından fazlası elektrik tüketim maliyeti değil, şirketlere verilen dağıtım bedeli ve destekleme ödemesine gitmektedir. Vatandaşlardan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor. Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var.”

Paylaşın

Trafiğe Kaydı Yapılan Taşıt Sayısı Yüzde 15,8 azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ‘Temmuz 2021 Motorlu Kara Taşıtları’ verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, Temmuz ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 15,8 azalırken bir önceki aya göre yüzde 12,1 arttı.

Haber Merkezi / Temmuz ayında 116 bin 988 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Temmuz ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 54,0’ını otomobil, yüzde 24,3’ünü motosiklet, yüzde 14,7’sini kamyonet, yüzde 3,7’sini traktör, yüzde 2,5’ini kamyon, yüzde 0,5’ini minibüs, yüzde 0,2’sini otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Temmuz ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre kamyonette yüzde 55,6, otomobilde yüzde 21,8, minibüste yüzde 14,8, kamyonda yüzde 10,9 artarken özel amaçlı taşıtlarda yüzde 56,5, traktörde yüzde 30,2, otobüste yüzde 15,5 ve motosiklette yüzde 10,0 azaldı.

Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı kamyonda yüzde 52,4, kamyonette yüzde 6,0 artarken, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 83,0, otobüste yüzde 57,9, minibüste yüzde 25,9, otomobilde yüzde 23,9, motosiklette yüzde 8,6 ve traktörde yüzde 6,5 azaldı.

Temmuz ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 54,3’ünü otomobil, yüzde 16,3’ünü kamyonet, yüzde 14,7’sini motosiklet, yüzde 8,0’ını traktör, yüzde 3,5’ini kamyon, yüzde 2,0’ını minibüs, yüzde 0,9’unu otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

666 bin 610 adet taşıtın devri yapıldı

Temmuz ayında devri (1) yapılan taşıtların yüzde 69,9’unu otomobil, yüzde 15,8’ini kamyonet, yüzde 7,3’ünü motosiklet, yüzde 2,6’sını traktör, yüzde 1,9’unu kamyon, yüzde 1,9’unu minibüs, yüzde 0,5’ini otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Temmuz ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 15,2’si Fiat, yüzde 13,4’ü Renault, yüzde 9,7’si Volkswagen, yüzde 8,8’i Hyundai, yüzde 7,3’ü Toyota, yüzde 5,7’si Dacia, yüzde 5,2’si Skoda, yüzde 4,0’ı Honda, yüzde 3,9’u Opel, yüzde 3,2’si Mercedes-Benz, yüzde 3,0’ı Peugeot, yüzde 2,7’si Kia, yüzde 2,6’sı Citroen, yüzde 2,3’ü BMW, yüzde 2,2’si Audi, yüzde 2,1’i Seat, yüzde 1,8’i Ford, yüzde 1,6’sı Nissan, yüzde 1,6’sı Volvo, yüzde 0,9’u Suzuki ve yüzde 2,9’u diğer markalardan oluştu.

724 bin 277 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı

Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 37,4 artarak 724 bin 277 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 15,7 azalarak 23 bin 909 adet oldu. Böylece Ocak-Temmuz döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 700 bin 368 adet artış gerçekleşti.

Ocak-Temmuz döneminde trafiğe kaydı yapılan 406 bin 408 adet otomobilin yüzde 60,6’sı benzin, yüzde 25,8’i dizel, yüzde 8,3’ü elektrikli veya hibrit olup yüzde 5,3’ü LPG yakıtlıdır. Temmuz ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 13 milyon 501 bin 223 adet otomobilin ise yüzde 37,9’u dizel, yüzde 36,1’i LPG, yüzde 25,1’i benzin yakıtlı olup, yüzde 0,5’i elektrikli veya hibrittir. Yakıt türü bilinmeyen(2) otomobillerin oranı ise yüzde 0,3’tür.

En fazla 1401-1500 silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı

Ocak-Temmuz döneminde trafiğe kaydı yapılan 406 bin 408 adet otomobilin yüzde 30,9’u 1401-1500, yüzde 25,8’i 1300 ve altı, yüzde 20,8’i 1301-1400, yüzde 15,3’ü 1501-1600, yüzde 6,2’si 1601-2000, yüzde 0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

Ocak-Temmuz döneminde trafiğe kaydı yapılan 406 bin 408 adet otomobilin yüzde 40,7’si beyaz, yüzde 28,0’ı gri, yüzde 10,5’i mavi, yüzde 8,0’ı kırmızı, yüzde 6,5’i siyah, yüzde 2,1’i turuncu, yüzde 1,2’si kahverengi, yüzde 0,6’sı sarı, yüzde 0,4’ü yeşil renkli iken yüzde 2,1’i diğer renklerdedir.

Paylaşın

‘Ekonomik Güven Endeksi’ Ağustos’ta Yüzde 0.7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı Ekonomik Güven Endeksi verilerini açıkladı. TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Ekonomik Güven Endeksi Temmuz ayında 100.1 iken, Ağustos ayında yüzde 0.7 oranında artarak 100.8 değerine yükseldi. 

Haber Merkezi / Ekonomik güven endeksindeki artış, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı.

Reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre Ağustos ayında yüzde 0.1 oranında artarak 112.2 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1.2 oranında artarak 116.1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.6 oranında artarak 110.3 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 7.1 oranında artarak 92.4 değerini aldı. Tüketici güven endeksi yüzde 1.6 oranında azalarak 78.2 değerini aldı.

Paylaşın

IMF İle Bir Anlaşma İmzalandı Mı? Bakanlık açıkladı

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını nedeniyle üye ülkeleri desteklemek amacıyla çıkardığı 650 milyar dolarlık SDR tahsisatından Türkiye’ye düşen payıyla ilgili açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanlığı, açıklamasında “IMF ile bir anlaşma imzalanmamış ya da program ilişkisine girilmemiştir” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / 650 milyar dolarlık tahsisattan Türkiye’nin payına düşen miktarın 6,3 milyar dolar olduğu belirtilen açıklamada ayrıca, “SDR tahsisatı tutarı uluslararası rezervlerimizde yer almakla birlikte, Bakanlığımızın TCMB nezdindeki hesaplarında takip edilecektir” ifadelerine yer verildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, IMF’nin koronavirüs salgını nedeniyle üye ülkeleri desteklemek amacıyla çıkardığı 650 milyar dolarlık SDR tahsisatından Türkiye’ye düşen payıyla ilgili açıklama yaptı. Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle;

“Basın yayın organlarında IMF SDR (Special Drawing Rights – Özel Çekme Hakkı) tahsisatına ilişkin gerçeği yansıtmayan bilgilerin yer aldığı ve tezvirat yapıldığı görülmektedir.

Ülkemiz 1947 yılından bu yana IMF üyesi olup, bahse konu kuruluşta yüzde 0,98 sermaye payına sahiptir.

“Koşulsuz rezerv desteği”

IMF, 23 Ağustos 2021 tarihinde Kovid salgını nedeniyle üye ülkeleri desteklemek amacıyla toplam 650 milyar ABD Doları tutarında SDR tahsisatı, başka bir ifadeyle koşulsuz rezerv desteği sağlamıştır.

SDR tahsisatları üye 190 ülkeye kota payları oranında yapılmaktadır. Örneğin bu son tahsisatla  ABD’ye 112,9 milyar ABD Doları, Almanya’ya 36 milyar ABD Doları, Güney Afrika’ya 4,15 milyar ABD Doları tutarında rezerv imkânı sağlanmıştır. Türkiye’ye ise, IMF’deki kota payına karşılık gelmek üzere 6,3 milyar ABD doları tahsis edilmiştir.

“Tüm üye ülkelerin kullanımına açılmış bir  kaynaktır”

IMF ile bu konuda bir anlaşma imzalanmamış ya da program ilişkisine girilmemiştir. Bu imkân, tüm üye ülkelerin kullanımına açılmış bir  kaynaktır.

SDR tahsisatı tutarı uluslararası rezervlerimizde yer almakla birlikte, Bakanlığımızın TCMB nezdindeki hesaplarında takip edilecektir. SDR tahsisatına ilişkin bilgilere IMF’nin internet sitesinden ulaşılabilmektedir.”

Paylaşın

Elektriğe Yeni Zam Gündemde!

Sonbahar döneminde elektriğe yeni bir zammın kaçınılmaz olduğun işaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, iktidarı uyararak, “Elektrikteki bu üretim dengesiyle artan maliyetlerin faturasını artık vatandaşa kesmeyin. İktidar gerekirse akaryakıt ürünlerinde hayata geçirdiği eşel mobil sisteminin bir benzerini elektrik için de uygulamalı” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, sonbahar döneminde yeni bir zammın kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, “Elektrikte başta TRT payı ve dağıtım bedeli gibi kesilen fon ve vergiler kullanılarak artan maliyetlerin faturası artık vatandaşa yansıtılmamalı. Zammın tutarı bu bedelden karşılanmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşların tepkisine neden olan elektrik faturaları konusunda yazılı açıklama yapan CHP’li Akın, özetle şunları dile getirdi:

“Ülkemizde porsiyonlar küçülürken; zamlar ise büyüyor… Vatandaş artık isyan ediyor. Son zamlarla birlikte en düşük elektrik faturası artık neredeyse 250 liraya yükseldi. 2021 yılında elektriğe Ocak ayında yüzde 6, Temmuz ayında yüzde 15 olmak üzere toplam yüzde 22 oranında zam yaptılar. 2022 yılı için memurumuza ise yüzde 5 artı yüzde 7 olmak üzere toplam yüzde 12 oranındaki zammı reva gördüler. Elektrik faturalarına yapılan zam; memura yapılan zammın neredeyse iki katı. Bu nasıl adalet?

Üstelik yeni zamlar da kapıda. İklim krizine karşı bugüne kadar hiçbir adım atmayan AK Parti, bugün yaşadığımız art arda felaketlerde nasıl yetersiz kaldıysa, kuraklık nedeniyle enerji üretiminde de darboğaz yaşıyor. Hidroelektrik santrallerin üretim payı rekor oranda düşerken, ithal girdili santraller devreye alınıyor. Bu da maliyetlerin artması ve faturaların kabarmasına neden oluyor.

“Sonbahar döneminde yeni zamlar gündemde”

TEİAŞ’ın resmi verilerine göre 1-23 Ağustos tarihleri arasında Türkiye’deki üretimde hidroelektriğin payı yüzde 15’e geriledi. Bu oran daha önce yüzde 30’ların üzerindeydi. Aynı tarihte doğalgazdan elektrik üretimi yapan santrallerin oranı ise yüzde 37’ye çıktı. Bu oran daha önce yüzde 20 seviyesindeydi. Bu denge böyle devam ettiği sürece maliyetler katlanarak artacak. Bu da özellikle sonbahar döneminde yeni zamları gündeme getirecek.

İktidarı uyarıyoruz: Elektrikteki bu üretim dengesiyle artan maliyetlerin faturasını artık vatandaşa kesmeyin. İktidar gerekirse akaryakıt ürünlerinde hayata geçirdiği eşel mobil sisteminin bir benzerini elektrik için de uygulamalı. Elektrik zamları doğrudan vatandaşa yansıtılmamalı. Elektrikte başta TRT payı ve dağıtım bedeli olmak üzere kesilen fon ve vergiler kullanılarak zam vatandaşa yansıtılmamalı.”

Paylaşın

Tüketici Güven Endeksi Ağustosta Geriledi!

Ekonominin genel seyri üzerine önemli verilerden olan Tüketici Güven Endeksi açıklandı. Açıklanan verilere göre, Tüketici Güven Endeksi, Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,6 oranında azaldı; Temmuz ayında 79,5 olan endeks, Ağustos ayında 78,2 oldu. 

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliği ile yürütülen ağustos ayına ilişkin tüketici güven endeksi sonuçları açıklandı.

Buna göre; tüketici güveni ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1.6 oranında azaldı. Temmuz ayında 79,5 olan endeks, Ağustos ayında 78.2’ye geriledi.

Geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksi temmuz ayında 57.9 olurken, ağustos ayında yüzde 5.8 oranında artarak 61.3’e yükseldi.

Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi Temmuz ayında 79.8 iken, ağustos ayında yüzde 1.4 oranında azalarak 78.6’ya düştü.

Gelecek 12 aylık döneme ilişkin genel ekonomik durum beklentisi endeksi Temmuz ayında 83.2’yken, ağustos ayında yüzde 9.6 oranında azalarak 75.3’e geriledi.

Geçen 12 aylık döneme göre gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi endeksi temmuz ayında 97.0 olurken, ağustos ayında yüzde 0.7 oranında artarak 97.7’ye çıktı.

Paylaşın

TUİK Açıkladı: Sanayi Üretimi Yüzde 23.9 Arttı

TÜİK’in açıkladığı ‘Haziran 2021 Sanayi Üretim Endeksi’ verilerine göre, sanayi üretimi Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23.9 artış kaydetti. Beklentiler artışın yüzde 21 seviyesinde gerçekleşeceği yönündeydi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ‘Haziran 2021 Sanayi Üretim Endeksi’ verilerini açıkladı. Açıklanan erilerine göre, sanayi üretimi Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23.9 artış kaydetti.

Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2021 yılı Haziran ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,3, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 24,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 13,9 arttı.

Sanayi üretimi aylık yüzde 2,3 arttı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2021 yılı Haziran ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,1 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,6 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,3 azaldı.

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2021 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %41,1 arttı. Bir önceki çeyreğe göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi ise %1,6 arttı.

Paylaşın

ATO Başkanı Baran: İstatistiklerdeki İşsizler Nerede?

ATO Başkanı Gürsel Baran, “Herkes Türkiye gelişsin istiyor ama bu gelişimi sağlayacak sanayi ve ticarette çalışacak nitelikli eleman olmak istemiyor. İşsizlik ve istihdam bir an önce çözüme kavuşturulması gereken bir konu halini aldı. İstatistiklerdeki işsizler nerede?” diye konuştu.

Haber Merkezi / ATO Başkanı Baran, işsizlik oranının eleman arandığında ‘sıfır’a yaklaştığını belirterek, “Türkiye’de işsizlik var ancak eleman aradığınızda kimse başvurmuyor, başvursa da işi beğenmiyor” dedi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilerde yüzde 10,6 düzeyinde olan işsizlik oranının, eleman arandığında “sıfır”a yaklaştığını belirterek, “Türkiye’de işsizlik var ancak eleman aradığınızda kimse başvurmuyor, başvursa da işi beğenmiyor. Herkes Türkiye gelişsin istiyor ama bu gelişimi sağlayacak sanayi ve ticarette çalışacak nitelikli eleman olmak istemiyor. İşsizlik ve istihdam bir an önce çözüme kavuşturulması gereken bir konu halini aldı. İstatistiklerdeki işsizler nerede?” diye konuştu.

ATO Başkanı Gürsel Baran, yaptığı yazılı açıklamada, 3 milyon 399 bin işsizin bulunduğu Türkiye’de işverenlerin inşaattan sağlığa, tekstilden mobilyaya kadar pek çok sektörde istihdam edecek nitelikli eleman bulmakta zorluk yaşadığına dikkat çekti. Sorunun işsizlikten ziyade mesleksizlik olduğunu dile getiren Baran, “207 üniversitenin bulunduğu ülkemizde, 3 milyonu ön lisans olmak üzere yaklaşık 7,5 milyon üniversite öğrencimiz eğitim görüyor. Bu üniversitelerden mezun olan gençlerimizin bir bölümü eğitim gördüğü alanda aradığı işi, üyelerimiz olan işverenlerin de yine bir bölümü faaliyet gösterdiği alanda aradığı elemanı bulamıyor. Karşılıklı bu arayış, hem bireyler hem işletmeler için zaman kaybı başta olmak üzere birçok kayba yol açıyor” dedi.

Türkiye’de genç işsizlik oranının yüzde 22,7 düzeyinde olduğunu hatırlatan Baran, işsizlerin çoğunun kamuda istihdam edilmek istediğini söyledi. Yerel yönetimlerde iş için gönderilmiş binlerce özgeçmişin beklediğini kaydeden Baran, “Ülkemizde işsizlik sorununun çözümü için atılacak adımlardan biri de kamunun istihdam deposu olduğu algısının yıkılmasıdır” ifadelerini kullandı.

“Unumuz, yağımız, şekerimiz var ama bir türlü helva yapamıyoruz”

Eğitimin sektör ihtiyaçlarına göre planlanması gerektiğini kaydeden Baran, “Ülkemizin geleceği, aydınlık umutlarımız olan gençlerimiz, hayatlarının en güzel yıllarını meslek edinmek için geçiriyor, bazı branşlarda ihtiyaç olmadığı halde eğitim görüyor. Üniversite mezunu gençlerimizin çoğu mezun olduğu alanda iş bulamazken, reel sektör temsilcileri olarak bizler ise ihtiyacımız olan alanlarda yetişmiş işgücü bulamıyoruz. Unumuz, yağımız, şekerimiz var ama bir türlü helva yapamıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin nitelikli ara eleman ihtiyacına dikkat çeken Baran, “Her beş gencimizden birinin işsiz olduğu ülkemizde sanayicimiz, tüccarımız istihdam edecek ara eleman bulamıyor. Oto camcısından, tornacıya, kalıpçıdan sıvacıya, pazarlamacıdan, depocuya kadar birçok meslek alanında ara elemana ihtiyacımız var” dedi.

Ülkede geçici koruma altında bulunan Suriyeliler ile Afganların kayıt dışı olarak istihdam edildiğine dair bilgilerin kendisine ulaştığını anlatan Baran, “Nitelikli ara eleman istihdam etmek için önemli bir maliyet üstlenen tüccar ve sanayicimiz, bu maliyeti üstlenmeden kayıt dışı istihdam sağlayanlarla rekabet etmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin büyümesini gelişmesini hepimiz istiyoruz”

Türkiye’nin nüfus projeksiyonunu, üretim hedefini dikkate alarak ihtiyaç duyulan alanlarda yeni fakülteler açması gerektiğini kaydeden Baran, hâlihazırda üniversite mezunu olup da yeni meslek edinmek isteyen gençlerin Mesleki Eğitim Merkezleri’ne başvurarak eğitim alabileceğini hatırlattı. Baran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşsizlik de eleman bulamama da sadece ekonomik değil sosyal ve psikolojik boyutları olan bir sorun. Türkiye’nin büyümesini gelişmesini hepimiz istiyoruz ve bunun yolunun üretim ve ihracattan geçtiğini biliyoruz. Gençlerimizi memur olma hedefine hapsolmaktan kurtarmamız, üretmenin, çalışmanın verdiği zevkin, mutluluğun ışığını gözlerine yerleştirmemiz lazım”

 

Paylaşın