Akaryakıta Son Bir Yılda 46 Kez Zam Geldi

Akaryakıt fiyatları son bir yılda adeta uçuşa geçti. Zamlara yetişemeyen otomobil sahipleri araçlarına binemez oldu. Zamlardan özellikle servisçi, dolmuşçu, otobüsçü, kamyoncu, taksici esnafıyla çiftçiler de büyük zarar gördü.

Sözcü’de yer alan habere göre; Geçen yıl 8 Ocak tarihinde benzinin 1 litresi 7.25 liraya satılıyordu. O tarihte hükümet enflasyonla mücadeleyi önemsediği için fiyatlar artmasın diye kur ve petrol fiyatlarından kaynaklanan zamları Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) karşılayıp pompa fiyatlarına zam olarak yansımasını önlüyordu. Aynı tarihte motorinin litresi 6.6 lira, LPG de sadece 4 liraydı.

Ancak faizleri düşürme politikasına geçilip enflasyon hedefi rafa kaldırılınca kur uçtu. Kurla birlikte akaryakıt ürünlerine de birbiri ardına zam gelmeye başladı. Öyle ki, eşel mobil sistemini uygulamaya yetecek ÖTV payı kalmadı. Kur ve petrol artışı kaynaklı tüm zamlar direkt pompa fiyatlarına yansımaya başladı. Sonuçta 8 Ocak 2022 tarihine gelindiğinde benzinin litresi 13.56 liraya fırladı. Motorin 13.69 liraya, LPG 9.06 liraya çıktı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu sosyal medya hesabından akaryakıt zamlarına ilginç bir eleştiri getirdi. Karamollaoğlu, “Akaryakıta son bir yılda 46 kez zam geldi ve eskiden kuruş kuruş gelen zamlar artık lira lira geliyor. Hükümet, ardı ardına akaryakıta getirdiği zamlarla büyükşehirlerdeki trafik sorununu çözecek gibi görünüyor” dedi.

1 depo benzin 814 liraya çıktı

Geçen yıl 8 Ocak’ta 60 litrelik 1 depo benzine 435 lira, motorine 396 lira, LPG’ye 240 lira ödemek yetiyordu. Bu yıl 8 Ocak’ta 1 depo benzin 814 liraya, motorin 822 liraya, LPG 543 liraya fırladı. Zamlara yetişemeyen otomobil sahipleri araçlarına binemez oldu. Zamlardan özellikle servisçi, dolmuşçu, otobüsçü, kamyoncu, taksici esnafıyla çiftçiler de büyük zarar gördü.

Paylaşın

Benzin Ve Motorine Bir Zam Daha!

Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS), sosyal medya hesabı üzerinden, bu geceden itibaren geçerli olmak üzere benzine 63, motorine 94 kuruş zam yapıldığını duyurdu.

Haber Merkezi / EPGİS’in açıklamasında “Pompa satış fiyatlarına yansıyacak şekilde artış olmuştur” denildi.

Fiyat artışının ardından benzinin litre satış fiyatı İstanbul’da ortalama 12,93 liradan 13,56 liraya, Ankara’da 13,01 liradan 13,64 liraya, İzmir’de ise 13,02 liradan 13,65 liraya yükselecek.

Motorin fiyatı ise ortalama İstanbul’da 12,75 liradan 13,69 liraya, Ankara’da 12,84 liradan 13,78 liraya ve İzmir’de 12,83 liradan 13,77 liraya yükselecek.

Akaryakıt fiyatları, Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor.

Bu hesaplanma sonucunda dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösterebiliyor.

1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere motorinde 1 lira 29 kuruş, benzinde 61 kuruş ve LPG’de 78 kuruş fiyat artışı olmuştu.

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde Enflasyon Yüzde 5’le Rekor Tazeledi

Avrupa İstatistik Ofisi’nin verilerine göre 19 üyeli Euro Bölgesi’nde Aralık’ta yıllık enflasyon yüzde 5 ile 1997’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Euro Bölgesi’nde ülkeler bazında en yüksek enflasyon ise yüzde 10,7 ile Litvanya ve yüzde 12 ile Estonya’da ölçüldü.

Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon Aralık ayında beklentileri aşarak yüzde 5 olarak kaydedildi. Enerji fiyatlarındaki artışla Kasım’da yüzde 4,9 olarak ölçülen yıllık enflasyon artış trendini sürdürmüş oldu.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan son enflasyon verisi, Avrupa Birliği’nde para birimi olarak euroyu kullanan 19 ülkenin dahil olduğu Euro Bölgesi’nde bugüne kadar ölçülmüş en yüksek yıllık enflasyon.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yıllık enflasyon hedefi yüze 2 seviyesindeydi. Yüksek enflasyon oranlarının geçici olduğunu savunan ECB fiyat artışlarının 2022’de zirve yaptıktan sonra 2023’te düşmeye başlayacağını savunuyor.

Avrupa’da en yüksek fiyat artışı enerjide

Aralık’ta yıllık bazda en fazla artış yüzde 26 ile enerji fiyatlarında gerçekleşti. Enerjiyi, yüzde 3,2 ile gıda, alkol ve tütün ürünleri, yüzde 2,9 ile enerji dışı sanayi ürünler ve yüzde 2,4 ile hizmetler izledi.

Ülkelere bakıldığında ise büyük ekonomiler arasında yıllık enflasyon İspanya’da yüzde 6,7, Hollanda’da yüzde 6,4, Almanya’da da yüzde 5,7 olarak ölçüldü. Enflasyon Fransa’da 3,4, İtalya’da yüzde 4,2, Belçika’da 6,5 oldu.

Almanya’da sanayi kış uykusuna yatabilir

Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da ekonomik yavaşlama bir süredir istatistiklere yansıyordu. Aralık ayında üretimde yüzde 1’lik artış beklentisine rağmen yüzde 0,2 oranında düşüş kaydedildi.

ING’den uzman ekonomist Carsten Brezeski, Almanya ekonomisinde bu yavaşlamanın süreceğini belirterek, “Pandemide dördüncü dalga ve Omicron varyantı sanayi faaliyetlerini kış uykusuna yatıracaktır” dedi.

Euro Bölgesi’nde ülkeler bazında en yüksek enflasyon ise yüzde 10,7 ile Litvanya ve yüzde 12 ile Estonya’da ölçüldü.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

2021’de 95 Milyar TL’lik Özelleştirme Yapıldı

Rekabet Kurumu 2021 Yılı Birleşme ve Devralma Görünüm Raporu yayımlandı. Rapora göre, yıl boyunca toplam 95 milyar TL bedelle yedi özelleştirme yapıldı. İşlemlerden 3 adedi “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanında gerçekleşirken, “havalimanı işletmeciliği”, “liman işletmeciliği”, “yat limanı işletmeciliği” ve “kargo ve lojistik firmaları tarafından paket ve koli gibi kargoların taşınması ve dağıtımı faaliyetleri” alanlarında da birer adet özelleştirme yapıldı.

En yüksek özelleştirme bedeli yaklaşık 89,3 milyar TL ile “havalimanı işletmeciliği” alanında gerçekleşti. Rekabet Kurumu’nun 2021’de karara bağladığı birleşme, devralma ve özelleştirme işlemlerine ait veriler çerçevesinde hazırladığı raporda başlıca şu tespitlere yer verildi:

2021 yılında Rekabet Kurumu tarafından toplam 309 adet birleşme, devralma ve özelleştirme işlemi incelenmiştir.
Özelleştirmeler hariç olmak üzere, bu işlemlerden 118’inde hedef şirket Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş (Türkiye kökenli) şirketlerdir. Bildirilen bu işlemlerin toplam işlem bedeli yaklaşık 42 milyar 568 milyon TL’dir. Aynı dönemde toplam işlem bedeli yaklaşık 95 milyar TL olan 7 özelleştirme işlemi incelenmiştir. Böylelikle 2021 yılında Türkiye kökenli şirketler için 125 işlemde öngörülen toplam işlem bedeli yaklaşık 137,5 milyar TL düzeyindedir.

2021 yılında hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu birleşme ve devralmalar içinde en çok işlem, 14 işlem adediyle “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanında; en yüksek işlem değeri ise yaklaşık 3,7 milyar TL ile “plastikten paketleme malzemeleri imalatı” alanında yaşandı.

Aynı dönemde incelenen 7 özelleştirme işlemi içinde de işlem sayısı bakımından 3 adetle “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanı öne çıkarken; bildirilen en yüksek bedelli özelleştirme işlemi yaklaşık 89,3 milyar TL ile “havalimanı işletmeciliği” alanında oldu.

2021 yılında yabancı yatırımcılar tarafından 50 ayrı birleşme ve devralma işleminde Türkiye kökenli şirketlere yatırım yapılması öngörüldü. Yabancı yatırımcılar arasında işlem bazında yapılan sıralamaya göre ilk sırada on işlem ile Lüksemburg kökenli yatırımcılar yer aldı. Hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu bu işlemlerde yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirileceği bildirilen yatırım tutarı yaklaşık 22 milyar TL’dir. Aynı dönemde incelenen bir adet özelleştirme işleminde işlem tarafları yabancı yatırımcılar olup işlem bedelinin 89,3 milyar TL olduğu bildirildi.. Özelleştirmeler de dâhil edildiğinde, 2021 yılında yabancı yatırımcılar tarafından 51 işlemde Türkiye kökenli şirketler için öngörülen toplam yatırım tutarının yaklaşık 111,3 milyar TL olduğu bildirildi.

2021 yılında ayrıca, yabancıların yurt dışında gerçekleştirdikleri 173 birleşme ve devralma işlemi incelenmiştir. Türkiye kökenli şirketlere doğrudan yatırım öngörülmeyen bu işlemlerde, bildirilen toplam işlem bedeli 5 trilyon 654 milyar TL’dir.

51’i Türkiye’de ve 173’ü yurtdışında olmak üzere, yabancı yatırımcıların 2021 yılında küresel düzeyde gerçekleştirmeyi planladıkları toplam 224 işlem ekonomik faaliyet alanlarına göre işlem bedeli baz alınarak sıralandığında, dünya genelinde yatırım yapılan sektörlerden öne çıkanlar şu şekildedir:

  • Finansal hizmetler
  • Kimyasal ürünlerin imalatı
  • Programcılık ve yayıncılık faaliyetleri
  • Makine ve ekipman imalatı
  • Temel eczacılık ürünleri imalatı

2021 yılında Rekabet Kurulu, birleşme ve devralma işlemlerini son bildirim tarihinden ortalama 11 gün sonra karara bağlandı.

Rekabet Kurumu nedir, ne yapar?

Rekabet Kurumu, rekabet ortamının sağlanması, geliştirilmesi ve korunması misyonu ile kurulmuş ve 5 Kasım 1997 tarihinde faaliyete başlamış bir kamu kurumudur.

Rekabet kültürünü ve ortamını yaygınlaştırmak, kamunun karar ve eylemlerinin rekabetçi anlayış çerçevesinde oluşturmak için gerekli tasarruflarda bulunur. Rekabet hukukunun gelişmesine katkılar sağlar. Rekabetin iktisadı ve politikalarını geliştirmek veya korumak için gerekli araştırmaları yapar. Yeni rekabet politikaları oluşturur, geliştirir ve bu yönde katkılarda bulunur.

Rekabet Kurumu’nun temel amacı; 7 Aralık 1994 tarihinde kabul edilen 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanmasıdır. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlıdır. Kurum’un verdiği kararlar Danıştay’ın denetimine tabidir.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

BMW, Renk Değiştirebilen Elektrikli ‘Bukalemun’ Aracını Tanıttı

Alman otomobil üreticisi BMW, dünyanın ilk “renk değiştiren” otomobilini Las Vegas’taki Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) görücüye çıkardı. Geleceğin arabası olarak lanse edilen “bukalemun model” sayesinde araç sahipleri arabalarının rengini istedikleri şekilde değiştirebilecek.

Euronews’ta yer alan habere göre; BMW iX Flow olarak adlandırılan konsept otomobil şimdilik beyaz ve siyah renklerde desen ve renk değişikliklerini yapabiliyor. Bununla birlikte kısa sürede renk kataloğunun hızla büyümesi bekleniyor.

Renkler nasıl değişiyor?

Adeta bir bukalemun gibi renk değiştiren araçta BMW elektronik kitaplardaki mürekkep teknolojisini geliştiren E Ink ile işbirliği yaptı. E Ink’in geliştirdiği elektroforetik renklendirme aracın istenilen rengi almasını sağlıyor.

BMW’nin IX Flow modelinin yüzeyinde saç teli çapında milyonlarca mikro kapsül bulunuyor. Bu mikro kapsüllerin her birinde negatif şarj edilmiş beyaz pigmentler ve pozitif şarj edilmiş siyah pigmentler bulunuyor.

Aracın üzerini saran bu mürekkep bütününün elektrik sinyalleri tarafından uyarılması sonucu elektroforetik teknolojisi aracın yüzeyine farklı renk pigmentleri taşıyor.

“Aracın enerji tüketimini sınırlıyor”

BMW bu teknolojinin ayrıca enerji tasarrufu sağladığının da altını çiziyor. Zira soğuk havalarda aracın rengi ısıyı çekebilmek için daha koyu renklere dönerken havalar ısındığında ise aksine açık renklere kayıyor.

Bu şekilde aracın ısınma ve soğutma sisteminin daha az çalışması sağlanıyor ve yüzde yüz elektrikli olan aracın enerji tüketimi sınırlanmış oluyor. Ayrıca sadece renk değişimi sırasında enerji harcanıyor olması ve rengi korumak için herhangi bir ek enerji tüketimine gerek olmaması da yine aracın enerji tüketiminin sınırlı kalmasını sağlayan diğer bir faktör.

Bir telefon uygulaması tarafından kontrol edilen renk değişimi gelecekte aracın gösterge panelindeki bir düğme ya da bir el hareketiyle de kontrol edilebilecek.

Paylaşın

Aralık Ayında ‘ABD Doları’ Kazandırdı

TÜİK, Aralık ayı finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. TÜFE ile indirgenmiş reel getiri oranı ABD dolarında yüzde 11,67, euroda yüzde 10,66, altında ise yüzde 10,23 oldu. BIST 100 endeksinde ise getiri yüzde 2,87’de kaldı. 2021 genelinde ise dolar yüzde 29,19, altın yüzde 25,42, euro yüzde 19,99, BIST100 ise yüzde 4 getiri sağladı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ‘Aralık 2021 Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’ verilerini açıkladı. Buna göre; En yüksek aylık reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 6,51, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %11,67 oranlarıyla Amerikan dolarında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Euro yüzde 5,55 ve külçe altın %5,14 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; BIST 100 endeksi %1,88, mevduat faizi (brüt) yüzde 14,97 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 19,09 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde ise Euro yüzde 10,66, külçe altın yüzde 10,23 ve BIST 100 endeksi yüzde 2,87 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 10,86 ve DİBS yüzde 15,17 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 33,37 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 30,24, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 20,12 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre Amerikan doları; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 6,80, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 25,46 oranında yatırımcısına en yüksek kazancı sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 31,10, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,06 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri Amerikan dolarında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 29,19 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,27 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 5,12, Euro yüzde 9,23, BIST 100 endeksi yüzde 21,32, mevduat faizi (brüt) yüzde 36,26 ve DİBS yüzde 44,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.

TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yüzde 25,43, Euro yüzde 19,99 ve BIST 100 endeksi yüzde 4,00 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 15,73 ve DİBS yüzde 26,37 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan 10,6 Milyar Dolarlık Rekor Satış

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 17 Aralık tarihinde yaptığı beşinci doğrudan müdahalesinde döviz satım tutarının 2,1 milyar dolar olduğunu açıkladı. Banka, Aralık ayında beş farklı müdahalede toplam 7,3 milyar dolarlık satış yaptı. Ayrıca aynı ay içerinde KİT’lere de 3,4 milyar dolarlık satış yapan banka, toplamda 10,6 milyar dolarlık satış yapmış oldu.

Haber Merkezi / TCMB 1 Aralık’taki ilk döviz müdahalesinde 844 milyon dolar, ikinci müdahalesinde 504 milyon dolar, üçüncü müdahalesinde 687 milyon dolar, dördüncü müdahalesinde ise 3,12 milyar dolarlık döviz satmıştı. TCMB 1 Aralık’ta Ocak 2014’ten sonra ilk kez döviz satış müdahalesi gerçekleştirmeye başlamıştı.

TCMB, aralık ayında 1 Aralık, 3 Aralık, 10 Aralık, 13 Aralık ve 17 Aralık olmak üzere toplam 5 doğrudan satış müdahalesinde bulunmuştu. TCMB, yaptığı tüm müdahaleleri, “Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir” açıklaması ile duyurmuştu.

TCMB verilerine göre brüt rezervler 31 Aralık haftasında 111 milyar 52 milyon dolara yükseldi. Bir önceki hafta bu rakam 110 milyar 926 milyon dolardı. Swaplar hariç tutulduğunda ise net rezervlerin eksi 56,4 milyar dolara kadar düştüğü izlendi. Bir önceki hafta bu rakam eksi 55,7 milyar dolardı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Net Rezervleri 8,3 Milyar Dolara Geriledi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt rezervleri 31 Aralık haftasında sınırlı bir değişim kaydetti. 10 Aralık haftasında 21,2 milyar dolar, önceki hafta da 8,6 milyar dolar olan net rezervler ise 8,3 milyar dolara geriledi.

Haber Merkezi / TCMB verilerine göre brüt rezervler 31 Aralık haftasında 111 milyar 52 milyon dolara yükseldi. Bir önceki hafta bu rakam 110 milyar 926 milyon dolardı. Swaplar hariç tutulduğunda ise net rezervlerin eksi 56,4 milyar dolara kadar düştüğü izlendi. Bir önceki hafta bu rakam eksi 55,7 milyar dolardı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

JP Morgan, Türkiye’de Yüzde 50 Enflasyon Bekliyor

Uluslararası yatırım bankası JP Morgan, Türkiye’de Aralık ayındaki enflasyondan sonra 2022 ve 2023 için enflasyon beklentilerini revize ederek Mayıs ayında enflasyonun yüzde 55 seviyesine ulaşmasını ve Kasım ayına kadar yüzde 50 civarında seyredeceğini öngördü.

Bloomberg HT haberine göre, JP Morgan yayımladığı bir araştırma raporunda, heterodoks politika yapıcıların görüşlerinin, önden yüklemeli ve erken yapılan faiz indirimlerinin, enflasyon beklentilerindeki bozulmanın ve kurdaki değer kaybının Aralık ayında enflasyonda keskin bir yükselişe neden olduğunu belirtti.

Aralık ayındaki sürpriz enflasyondan sonra 2022 ve 2023 için enflasyon beklentilerini revize ettiklerini belirten banka, Mayıs ayında enflasyonun yüzde 55 seviyesine ulaşmasını ve Kasım ayına kadar yüzde 50 civarında seyredeceğini öngördü.

2022’nin sonunda enflasyonun yüzde 35 seviyesine düşebileceğini söyleyen JP Morgan, 2023 yıl sonu enflasyon beklentilerini de yüzde 15 olarak revize ettiklerini duyurdu.

“Politika yapıcılardan hiçbir pişmanlık işareti görmüyoruz ve bundan dolayı gelecek aylarda sıkı para politikası izleneceğini düşünmüyoruz” diyen JP Morgan, buna rağmen daha fazla parasal genişlemenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası için bile gerçek üstü olacağını söyledi.

Goldman ilk çeyrek için Türkiye enflasyon beklentisini açıklamıştı

JP Morgan’dan önce Goldman Sachs da Türkiye’ye ilişkin enflasyon beklentilerini açıklamıştı.

Goldman Sachs müşterilerine gönderdiği notunda “Mevsim etkisinden arındırılmamış aylık enflasyonun sürpriz biçimde yüzde 13,6 seviyesine yükselmesiyle Türkiye’de enflasyonun birinci çeyrekte yüzde 40 seviyesini aşacağını ve yılın büyük bölümünde o seviyede kalacağını tahmin ediyoruz” ifadesi yer almıştı.

Reuters’ın haberine göre Goldman Sachs notunda “TL’deki volatilite dikkate alındığında enflasyon tahminlerindeki belirsizlik olağandışı şekilde yüksek ve yukarı yönlü. İdari ve kısmi mali önlemlerle desteklenen yüzde 14 seviyesindeki politika faizinin TL’yi sürdürülebilir biçimde dengeleyebilme konusunda başarılı olamayacağına yönelik görüşümüzü sürdürüyoruz” denildi.

Notta ayrıca, “Yetkililerin TL’ye istikrar kazandırmak için seçtiği olağandışı politika tercihlerini sürdürdükleri göz önüne alındığında bunun gerçekleşeceğine yönelik inancımız güçlü olmasa da, tahminlerimiz ikinci çeyrekte faiz oranlarının sert biçimde yükseleceği yönünde” denildi.

Paylaşın

Özelleştirilen Limanların İşletmesi İhalesiz 49 Yıla Uzatılabilecek

Stokçulukla mücadele kapsamında uygulanan para cezalarının artırılmasını ve daha önce özelleştirilen limanların işletme sürelerinin ihalesiz uzatılmasını da içeren kanun teklifi TBMM’de kabul edildi.

Kanuna göre; Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve işletme hakkı daha önce özelleştirilen bazı limanların işletme süreleri 49 yıla kadar uzatılabilecek.

Süre uzatımına karar verilmesi halinde taraflar arasında ek sözleşme düzenlenecek ve sözleşme bedeli Sermaye Piyasası Kanunu’na göre değerleme yapmaya yetkili en az iki kuruluş tarafından belirlenecek.

2001’de kapatılan ETİBANK, Türkiye Elektrik Kurumu ve elektrik dağıtım şirketleri adına kayıtlı tesislerin, faaliyet alanlarına göre Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) veya Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye (TEDAŞ) devri, mükerrer harç, döner sermaye gibi hizmet bedeli ödenmeden sağlanacak.

Stokçulara 2 milyon liraya kadar ceza

Yapılan düzenleme ile Perakende Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu’nda da değişikliğe gidildi. Buna göre; üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulması durumunda öngörülen cezalar artırıldı. Kanunla bu cezanın alt sınırı 50 bin liradan 100 bin liraya, üst sınırı da 500 bin liradan 2 milyon liraya yükseltildi.

Kanuna göre; Odalar ve Borsalar Kanunu uyarınca tahsil edilmesi gereken tutarlar için oda ve borsa üyeleri hakkında başlatılan icra takip işlemleri 31 Aralık 2023 tarihine kadar durdurulacak.

Muhalefetin itirazları reddedildi

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti tarafından hem komisyon aşamasında hem de Genel Kurul’da verilen değişiklik önergeleri ise AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

HDP tarafından verilen şerhte, limanlara dair özelleştirmeyi içeren maddeye şu ifadeler yer almıştı:

“Kamu ihalelerinin gözde şirketleri olan LİMAK, AKFEN, CİNER Grubu, Albayrak, Çelebi ve Doğuş Grubu’nun aralarında olduğu şirketler ile Antalya Limanı’nın işletmesini devralan QTerminals isimli şirkete 10, 13 ve 19 yıl olmak üzere yeni işletme süreleri verilecektir. Bu durumda sözleşmesi 20 yıl olan ve 2028’de sona erecek Katarlı şirketin sözleşme süresi 19 yıl daha uzatılarak Antalya Limanı’nı 2047 yılına kadar işletmesi sağlanacaktır.

“Park Denizcilik Ciner, Doğuş Bilgili, Ulusoy, Marmaris Liman İşletmeciliği, Albayrak, Ceyport, Riport, Giresun Port, Siport, Mehmet Güneş İnş. ve Dikili Port’un devraldıkları limanları 13 ile 19 yıl arasında değişen uzatma süreleri ile 49 yıl süreyle işletmesinin önü açılmış olacaktır. TCDD Genel Müdürlüğünün özelleştirilen 5 limanı, PSA Singapur-Akfen, Limak, Çelebi, Ceynak, Safiport şirketleri de işletmelerindeki limanlar için 10 ile 13 yıl arasında değişen ek süre alacaktır.

“Böylelikle Türkiye’nin en stratejik limanları en erken 2046, en geç ise 2067 yılına kadar aralarında yabancıların da olduğu şirketler tarafından işletilecektir.”

(Kaynak: bianet)

Paylaşın