Memur Ve Emekliye Ek Zam Meclis’te Kabul Edildi

TBMM Genel Kurulu’nda memur ve emekliye ek zam, kademeli doğalgaz satış fiyatı belirlenmesi düzenlemelerini de içeren Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı KHK’da Değişiklik Yapan Kanun Teklifi kabul edildi.

Teklifle, Merkez Bankası nezdinde bulunan yabancı ülke Merkez Bankaları’na ait para, alacak, mal, hak ve varlıklar haczedilemeyecek veya ihtiyati haciz konulamayacak.

Vergi Kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde 50’si oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek. 1 Aralık 2021 tarihinden önce Kamu İhale Kanununa göre ihalesi yapılan Türk lirası sözleşmelerde yüklenicinin istemi üzerine ek fiyat farkı verilebilecek.

Gerçek kişilerin mevduat ve katılma hesaplarının getirilerini kur artışlarına karşı desteklemek amacıyla 21 Aralık 2021 ile 31 Aralık 2022 tarihleri arasında açılan Türk Lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına aktarılmak üzere Merkez Bankası’na nakit kaynak aktarmaya ve nakit kanyak aktarımı için Bakanlık bütçesinde mevcut ya da yeni açılacak tertiplere ödenek aktarmaya Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili olacak.

En az emekli maaşı 2 bin 500 TL olacak. İhracat yapan kurumların ihracattan elde ettikleri kazançlardan ve üretim faaliyetleri ile iştigal edenlerin üretim faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlardan Kurumlar Vergisi bir puan indirimli uygulanacak. Kamu memur ve emeklilerinin ücretlerine toplam yüzde 30,95 artış yapılması öngörülüyor.

Paylaşın

Kamu İşçilerine Ek Ödeme Tarihi Belli Oldu

Devlet ve devlete bağlı müesseselerde çalışan işçilere, 2022 yılında verilecek ek ödemenin sürelerinin belirlenmesi hakkındaki karar, Resmi Gazete’de yayımlandı. 

Buna göre kamuda işçi statüsünde çalışanlara 2022 yılında yapılacak ek ödemenin ilk yarısı 28 Ocak’ta, diğer yarısı 29 Nisan’da ödenecek. Karara göre, maden işletmelerinin yer altı işlerinde çalışanlara ise ek ödemenin tamamının 23 Aralık’ta ödenmesi kararlaştırıldı.

Ek ödeme nedir?

Genel ve katma bütçeli kamu kurumları, sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirket ve kurumlar ve belediyelerde çalışan işçi statüsünde çalışan personele ücret sistemlerine bakılmaksızın her yıl için bir aylık tutarında devletçe verilen ikramiye ödeneği.

2018 yılında taşeron şirketlerden kamuya geçiş sonrası kamudaki işçi sayısı yaklaşık 700 bini bulmuştu. Belediye şirketlerine geçen ve sayıları yaklaşık 400 bin olduğu ifade edilen işçiler ise bağlı bulundukları belediyelerin toplu iş sözleşmesi oranları ile zam alıyorlar.

Kamudaki yaklaşık 700 bin işçi, 2021’in ikinci 6 ayında yüzde 5 zam almıştı. Bu işçilerin yüzde 20,47 oranında enflasyon farkı oluştu. Bu yılın ilk altı ayındaki yüzde 5 sözleşme zammı ile birlikte, kamu işçilerinin ücretlerindeki toplam artış yüzde 25,47 oldu.

Paylaşın

2022 İçin Dikkat Çeken Enflasyon Tahmini: Yüzde 52,6 Olacak

Bankacılık ve finansal hizmetler alanında işlem yürüten Bank of America, yayımladığı bir araştırma raporunda Türkiye’de enflasyonun 2022 yılında ortalama yüzde 52,6 olacağını, yıl sonunda ise yüzde 40 seviyesinde gerçekleşeceğini belirtiyor.

Enflasyonu düşürmek için girdi fiyatlarını düşürecek mali önlemlerin ve KDV indirimlerinin gelebileceğini belirten BofA, bu tarz önlemlerin kura bağlı olan fiyatlar üzerinde sınırlı bir etkisi olacağını ve mali bir yük yaratacağını vurguladı.

Artan kur ve enflasyondan dolayı reel sektörün finansman ihtiyacının önemli derecede arttığına değinen banka, politika faizindeki düşüşe rağmen bankalardaki faiz oranlarının arttığına dikkat çekti.

Bloomberg HT’nin haberine göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın doğrudan döviz müdahalesiyle toplamda 7,3 milyar dolarlık satış yaptığını belirten BofA, duyurulan kur korumalı Türk lirası mevduatının ihtiyaç olduğu takdirde daha fazla rezerv kullanılabileceğini işaretini verdiğini dile getirdi.

BofA, kur korumalı Türk lirası mevduat uygulamasının negatif reel faizden kaynaklanan sorunlara çözüm üretemeyeceğini ve mali olarak sürdürülebilir olmadığını da vurguladı.

Türk lirasındaki değer kaybını artırabilir

Türk lirasındaki likidite sıkışıklığının kredi garanti fonu ve kamu bankalarına sermaye enjeksiyonlarıyla çözülebileceğini belirten BofA, fakat bunun Türk lirasındaki değer kaybını artırabileceğini ifade etti.

Reel sektöre verilen kredilerde koşul ve takip sistemi nasıl olursa olsun verilen kredilerin ikincil etkilerinin kontrol edilmesinin zor olacağını belirten banka, bundan dolayı Türk lirasının değer kaybetmeye devam edeceğini düşündüklerini ama bunun hızının kredi genişlemesinin zamanına ve miktarına bağlı olduğunu söyledi.

Yüksek seviyelerde bulunan enerji fiyatları düşünüldüğünde Türkiye’nin cari dengesinin pozitife dönmesinin talep baskılanmadığı sürece mümkün olmadığını dile getiren BofA, politika yapıcıların kredi genişlemesiyle yüksek büyüme rakamlarına ulaşma hedefinin cari açığı artırabileceğini ve Dolar/TL üzerindeki baskıyı artırabileceğini ifade etti.

BofA, Türkiye’nin zor zamanlarda daha önce birçok kez ortodoks politikalara başvurduğunu fakat bu sefer politika yapıcıların ortodoks politikalara dönülmeyeceğini açıkça ifade ettiklerini belirterek, “Ortodoks politikalara dönülmeden politika hedeflerine ulaşılmasının çok zorlu olacağını düşünüyoruz” dedi.

Paylaşın

Döviz Ve Altından TL’ye Geçen Kurumlara Vergi İstisnası Geliyor!

Türk Lirası’na geçişte kurumlara vergi istisnası TBMM’de komisyondan geçti. Yabancı para ve altınlarını TL’ye çeviren kurumların kur farkı kazançları dahil olmak üzere, açılan vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarındaki faiz ve kâr payları vergiden istisna olacak.

Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi.

Bu politikanın amacı, Türk Lirası’nın bankacılık sistemindeki toplam mevduat ve katılım fonundaki payının artırılması ve finansal istikrarın desteklenmesi.

Buna göre kurumların döviz tevdiat ve katılma hesaplarında bulunan yabancı paralarını dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar TL’ye çevirmeleri ve bu suretle elde edilen TL varlıkları en az 3 ay vadeli TL mevduat ve katılma hesaplarına geçirmeleri durumunda, dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının son üç aya isabet eden kısmı istisna edilecek.

Ayrıca yabancı para cinsinden varlıkların TL’ye çevrildiği tarihte oluşan kur farkı kazançları ile vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları vergilendirilmeyecek.

Bu istisnaya TL’ye dönüşümün desteklenmesi için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yapılan destek ödemeleri ve dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan faiz ve kâr payları da dahil ediliyor.

Vadeden önce çekim yapılırsa gecikme faiziyle vergi alınacak

Bu kapsamda bir geçici vergi döneminden sonra TL’ye geçişin gerçekleşmesi durumunda dönem sonu ile TL’ye çevrildiği tarih aralığına isabet eden kur farkı kazançları da istisna edilecek.

Aynı durum kurumların altın hesaplarından geçiş yapmaları durumunda da geçerli olacak. Komisyon’da kabul edilen önergeyle bu istisnalar kazançları bilanço esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri için de geçerli olacak.

Bu kapsamda açılan hesaplardan vadesinden önce çekim yapılması durumunda, istisna edilen tutarlar nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, ceza ve gecikme faizi uygulanarak tahsil edilecek.

Paylaşın

Ekonomi Uzmanları: Enflasyon Daha da Yükselecek

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 3 Ocak’ta açıkladığı verilere göre, Aralık ayı enflasyonu bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 36’dan fazla artış gösterdi. Bu, enflasyonda son 19 yılın en yüksek seviyesi. VOA Türkçe’ye konuşan ekonomi uzmanları önümüzdeki birkaç ayda enflasyonun daha da yükseleceği öngörüsünde bulundu.

VOA Türkçe’ye Londra’dan Skype üzerinden konuşan gelişmekte olan piyasalar uzmanı Timothy Ash, önümüzdeki birkaç ayda enflasyonun daha da artmasını öngörüyor.

Ash, “Lira biraz daha istikrara kavuşsa bile, üretici fiyatı enflasyonu yüzde 80. Yüzde 36 olarak açıklanan tüketici fiyatı enflasyonu ile bu oran arasındaki fark fiyatlama maliyetinin bir kısmının tüketiciye yansıyacağını gösteriyor. Bu nedenle önümüzdeki birkaç ay içinde enflasyon döviz kurunun nasıl olacağından bağımsız olarak yüzde 50 seviyesine yükselecek gibi görünüyor. Yılın geri kalanıysa döviz kuru ve büyümenin nasıl olacağına bağlı” dedi.

Türkiye Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde ihracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 25’ini Merkez Bankası’na satma zorunluluğu getirdi.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Uygulamalı Ekonomi Bölümü Profesörü Steve Hanke, bu adımı yatırımcı güveni açısından kötü bir işaret olarak yorumladı.

Hanke, “Bu döviz kontrolunun ilk unsuru ve olumsuz bir işaret. Para birimleri ve döviz rezervi durumları zayıf olan ülkelerde yaygın görülen bir şey. Türkiye’nin döviz rezervi pozisyonu negatif. Burada yapılmaya çalışılan negatif net pozisyonun azaltılması için dolar edinmeye çalışmak. Merkez Bankası’nın bilançosundaki delik bu döviz regülasyonlarıyla kapatılmaya çalışılıyor” dedi.

Türkiye Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından Suudi Arabistan’la da ilişkilerde gerilimi düşürmek amacıyla adımlar atıyor.

Suudi Arabistan Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından resmi olarak olmasa da Türk ürünlerine boykot uygulamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Şubat ayında Suudi Arabistan’ı ziyaret edeceğini açıkladı.

Gelişmekte olan piyasalar uzmanı Timothy Ash körfez ülkeleriyle gerilimin düşürülmesinin ekonomiye etkisini değerlendirdi.

Ash, “İlişkiler bir yere kadar normalleştirilebilir ancak bu ülkeler yüklü çekler yazmayacaktır. Ucuz birtakım varlıklar olursa, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan bunları satın alacaktır. Çünkü bunlar uzun vadede ilginç yatırım fırsatlarıdır. O nedenle Türkiye Merkez Bankası’na milyarlarca dolar körfez parası aktığını görmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de halk şu anda bankacılık sistemine güveniyor ama Lira’ya güvenmiyor”

Peki, Türkiye’de bankacılık sektörü krizi atlatabilecek kadar güçlü mü?

Hanke buna, “Türkiye’deki bankacılık sistemi daha önce benzer döviz krizlerini atlattı. Tarihe baktığımızda bankacılık sektörünün iyi manevra yapıp mali açıdan güçlü kalmayı başardığını görürüz. Ama yine de bu tehlikeli bir oyun. Bütün resmin önemli bir parçası da gözümüzü bankacılık sektöründen ayırmamak. Türkiye’de halk şu anda bankacılık sistemine güveniyor ama Lira’ya güvenmiyor. O nedenle Lira’yı dolara çeviriyor ama para hala bankada” sözleriyle yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin siyasi ve ekonomik geleceğini bir daha asla Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi küresel ekonomik vesayet kurumlarının reçetelerine teslim etmeyeceğini” söyledi.

Steve Hanke de Türkiye için çözümün içerden gelmesi gerektiği görüşünde.

Hanke, “Sanırım bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı fikirde olma eğilimindeyim. IMF ile anlaşma yenilenmediği zaman bunun iyi bir adım olduğunu düşündüm. Ekonomide yapılacak en iyi şey kendi evinizi toparlamaktır. Çünkü sorunların çoğu ülke içinden kaynaklıdır” dedi.

Türkiye’de ekonomik sorunlar sebebiyle erken seçim çağrılarını da değerlendiren uzmanlara göre, seçimlerin normalde yapılmasının planlandığı 2023, ekonominin mevcut seyri göz önünde bulundurulduğunda fazla uzun bir süre.

VOA Türkçe’ye konuşan uzmanlar, alınan önlemler ve yapılan müdahalelerin ancak bir süre etkili olabileceği görüşünü savunuyor.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduatlar 131 Milyar TL’yi Aştı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Milli İrade Platformu üyesi sivil toplum kuruluşu başkanlarıyla buluştu. Düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Nebati, dün akşam itibarıyla kur korumalı mevduat hesabının büyüklüğünün 131 milyar TL’yi aştığını söyledi.

Bakan Nebati, “Kur korumalı mevduat hesabı çok ciddi bir karşılık buldu. Cuma akşamı itibarıyla 131 milyar lirayı aşan ciddi bir meblağa ulaşıldı. Günde ortalama 10 milyar lira sisteme girdi” ifadelerini kullandı.

Nebati, enflasyon hakkında da açıklamalarda bulundu. “Enflasyon sadece Türkiye’nin değil dünyanın bir baş belasıdır. Onun için bizim de attığımız adımlar var. Küresel ekonominin patinaj çektiği hatta geriye gittiği bir dönemde biz Türkiye olarak sapasağlam yolumuza devam ediyoruz.  Dünya 2020 yılında 3,1 küçüldü. Türkiye 1,8 büyüdü. Türkiye bunu krizi fırsata çevirerek başardı” dedi.

“2023’te tek haneli enflasyonu göreceğiz”

Bakan Nebati, 2023’te tek haneli enflasyonun görüleceğini söyledi, “Üzerimizde bir kambur var; Aralık ayı. Ocak ayında da bir miktar enflasyonla karşı karşıyayız. Ancak bundan sonrası ilk çeyrekten sonraki değişimi hep birlikte yaşayacağız, göreceğiz. Bu enflasyon sıkıntısını sadece biz değil bütün dünya hep birlikte 2022’de yaşayacak ve bunun üstesinden gelen bizler olacağız” ifadelerine yer verdi.

İhracat hedeflerine de değinen Nebati, “Bu yıl da 250 milyar doları aşan bir ihracatla yılı kapatmış olacağız” dedi. Geçen yıl 225 milyar doları aşkın bir ihracat gerçekleştirildiğini söyleyen Bakan, “20 Aralık akşamından sonra her şey değişti. Bundan sonra önünü gören attığı adımların sağlamlığıyla hareket eden, 2023 yılının da hedeflediği noktalara koşar adım gitmesini kanıtlayan bir döneme girdik. Başta sanayi üretim endeksimiz olmak üzere ihracatta rekorlar kırdık” dedi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

2021 Yılında 101 Bin 750 Esnaf İflas Etti

2021 genelinde 81 bin 159 esnafın sicilden terkinini, 20 bin 591 esnafın ise meslekten terkinini yaparak kepenk kapatmak zorunda kaldığını aktaran CHP’li Veli Ağbaba, “Birkaç yandaşı daha fazla zengin etmek için kuru bilinçli bir şekilde köpürten iktidar, 101 bin 750 esnafın iflasına sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Özellikle aralık ayının esnaf iflaslarının pik yaptığı ay olduğunu belirten Veli Ağbaba, “Dolar kurunun 18,40’ı gördüğü aralıkta sadece 13 bin 16 esnaf iflas etti. Yüksek döviz kuruna ve artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün tedarikinde zorlanan esnaf, borç sarmalından kurtulmak için son çareyi ekmek teknesini elinden çıkarmakta buldu. Köpüğün maliyeti 2021 yılında esnafa açlık ve iflas olarak geri dönmüş oldu” dedi.

2021 yılında tescil edilen esnaf sayısının 2020 yılına göre yüzde 21 oranında azalarak 287 bin 550’ye gerilediği bilgisini veren Ağbaba, “Tescil sayısının azalması ve iflas sayılarında yaşanan artışlar, esnafın artık iktidarın ekonomi politikalarına güvenmediğinin de en büyük kanıtı oldu” ifadelerini kullandı.

2022’nin henüz ilk iki haftasını geride bırakmamıza rağmen zamların ardı arkasına kesilmediğine vurgu yapan Ağbaba, “A’dan Z’ye tüm girdi maliyetleri ikiye katlanmış durumda. Henüz kepenk kapatıp, iflasını ilan etmemiş esnaf ise; hem bankalara borçlu hem BAĞ-KUR primlerini yatıramaz haldeler” dedi.

En düşük Bağkur priminin 1726 TL’ye yükseldiğini, esnafın elektrik ve doğalgaza gelen zamlar nedeniyle dükkânında müşterisini karanlıkta karşılamak zorunda kaldığını aktaran Ağbaba’nın konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle;

“Esnaf ve Sicil Gazetesi verilerine göre; 2021 yılının genelinde meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı en az 101 bin 750 olarak kayıtlara geçti. Birkaç yandaşı daha fazla zengin etmek için kuru bilinçli bir şekilde köpürten iktidar, 101 bin 750 esnafın iflasına sebep oldu.

2021 yılının genelinde 81 bin 159 esnaf sicilden terkinini, 20 bin 591 esnaf ise meslekten terkinini yaparak kepenk kapatmak zorunda kaldı. Toplamda 101 bin 751 esnafın iflas ettiği 2021 yılında Aralık ayı, esnaf iflaslarının pik yaptığı ay oldu. Dolar kurunun 18,40’ı gördüğü aralık ayında sadece 13 bin 16 esnaf iflas etti.

Yüksek döviz kuruna ve artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün tedarikinde zorlanan esnaf, borç sarmalından kurtulmak için son çareyi ekmek teknesini elinden çıkarmakta buldu. ‘Köpüğün’ maliyeti 2021 yılında esnafa açlık ve iflas olarak geri dönmüş oldu.

Ekonomik krizin pik yapması ve piyasalarda yaşanan güvensizlik neticesinde 2021 yılında tescil edilen esnaf sayısında da azalmaya neden oldu. 2021 yılında tescil edilen esnaf sayısı 2020 yılına göre yüzde 21 oranında azalarak 287 bin 550’ye geriledi. Tescil sayısının azalması ve iflas sayılarında yaşanan artışlar, esnafın artık iktidarın ekonomi politikalarına güvenmediğinin de en büyük kanıtı oldu.

‘Esnaf köşeye sıkışmış durumda’

2022 yılının henüz ilk iki haftasını geride bırakmamıza rağmen zamların ardı arkasına kesilmedi. A’dan Z’ye tüm girdi maliyetleri ikiye katlanmış durumda. Henüz kepenk kapatıp, iflasını ilan etmemiş esnaflar ise hem bankalara borçlu hem BAĞ-KUR primlerini yatıramaz haldeler. En düşük bağ kur primi 1726 TL’ye yükselmiş durumda.

Esnaflar, elektrik ve doğalgaza gelen zamlar dükkânında müşterisini karanlıkta karşılamak zorunda kalıyor. Esnaf pandemi sürecinde çektiği kredilerin faizleri ve piyasaya olan borçları yüzünden adeta köşeye sıkışmış durumda. Esnaf, bugün sattığı ürünü yarın aynı fiyatla yerine koyamamaktan şikâyetçi.  Halen bir umut evine ekmek götürmek için bekleyen, ekmek teknesini terk etmeyen esnaf ise esasında yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındığında fiilen iflas etmiş durumdadır.”

Paylaşın

Konut Satışları Bir Önceki Yıla Göre Geriledi

Konut satışları, 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 0,5 azalarak 1 milyon 491 bin 856’ya geriledi. Konut satışlarında İstanbul 276 bin 223 konut satışı ve yüzde 18,5 payla ilk sırayı aldı. İstanbul’u 144 bin 104 konut satışı ve yüzde 9,7 payla Ankara, 86 bin 722 konut satışı ve yüzde 5,8 payla İzmir izledi. En az satış ise 267 konutla Hakkari’de gerçekleşti.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen yılın aralık ayı ve 2021 yılına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, konut satışları 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,5 azalışla 1 milyon 491 bin 856 olarak gerçekleşti. Konut satışlarında İstanbul 276 bin 223 konut satışı ve yüzde 18,5 ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 144 bin 104 konut satışı ve yüzde 9,7 pay ile Ankara, 86 bin 722 konut satışı ve yüzde 5,8 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 267 konut ile Hakkari, 377 konut ile Ardahan ve 871 konut ile Bayburt oldu.

Türkiye genelinde konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 113,7 artarak 226 bin 503 oldu. Konut satışlarında İstanbul 39 bin 26 konut satışı ve yüzde 17,2 ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 21 bin 481 konut satışı ve yüzde 9,5 pay ile Ankara, 13 bin 386 konut satışı ve yüzde 5,9 pay ile İzmir izledi. Konut satışlarının en az olduğu il 44 konut ile Hakkari oldu.

İpotekli konut satışları 45 bin 260 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 209,3 artış göstererek 45 bin 260 oldu. Ocak-Aralık döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,6 azalışla 294 bin 530 oldu. 2021 yılında toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 19,7 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde diğer konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 98,4 artarak 181 bin 243 oldu. Ocak-Aralık döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29,3 artışla 1 milyon 197 bin 326 oldu. 2021 yılında toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 80,3 olarak gerçekleşti.

İlk el konut satış sayısı 76 bin 747 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 108,0 artarak 76 bin 747 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Aralık döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,7 azalışla 461 bin 523 olarak gerçekleşti. 2021 yılında toplam konut satışları içinde ilk el satışların payı yüzde 30,9 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 116,8 artış göstererek 149 bin 756 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Aralık döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,1 artışla 1 milyon 30 bin 333 olarak gerçekleşti. 2021 yılında toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 69,1 olarak gerçekleşti.

Yabancılara 58 bin 576 konut satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 43,5 artarak 58 bin 576 oldu. 2021 yılında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3,9 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 26 bin 469 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 12 bin 384 konut satışı ile Antalya, 3 bin 672 konut satışı ile Ankara izledi.

Yabancılara yapılan konut satışları 2021 yılı Aralık ayında ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,1 artarak 7 bin 841 oldu. Aralık ayında yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 3 bin 300 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla bin 827 konut satışı ile Antalya, 489 konut satışı ile Ankara izledi.

En çok konut satışı İran vatandaşlarına yapıldı

İran vatandaşları 2021 yılında Türkiye’den 10 bin 56 konut satın aldı. İran’ı, 8 bin 661 konut ile Irak ve 5 bin 379 konut ile Rusya Federasyonu vatandaşları izledi. İran vatandaşları 2021 yılı Aralık ayında ise Türkiye’den bin 462 konut satın aldı. İran vatandaşlarını sırasıyla bin 39 konut ile Irak, 885 konut ile Rusya Federasyonu vatandaşları izledi.

Türkiye genelinde 2021 yılında kadınlar yüzde 34,0 pay ile 506 bin 495, erkekler yüzde 54,9 pay ile 819 bin 730 konut sahibi olurken, yüzde 1,9 pay ile 28 bin 900 konut kadın ve erkek tarafından ortaklaşa alındı.

Paylaşın

IMF Başkanı Georgieva’dan ‘Faiz’ Uyarısı

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, merkez bankalarının enflasyonla mücadele için faizleri yükseltmesinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurumu tehlikeli bir şekilde büyüteceği uyarısında bulundu.

Georgieva, Küresel Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen etkinlikte, küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Enflasyonun endişe kaynağı olduğunu vurgulayan Georgieva, ancak bunun evrensel bir olgu olmadığını, ABD gibi bazı ekonomilerde sorun teşkil ettiğini belirtti.

Georgieva, ülkeler arasındaki tehlikeli ayrışmanın giderek daha fazla kalıcı hale geldiğine dikkati çekerek, enflasyonla mücadeleye yönelik faiz artırımlarının bu ayrışmayı körükleyebileceğini kaydetti.

ABD’de yıllık enflasyon yüzde 7’ye çıkarak yaklaşık 40 yıldır en yüksek seviyesini görmüştü. Federal Reserve de faiz artırımlarına beklenenden daha erken başlanabileceği sinyalini vermişti.

Georgieva bu durumun dolaylı olarak yükselen ekonomileri de etkileyerek ayrışmayı daha da derinleştirebileceğini belirtti. Gelişmiş ülkelerdeki faiz artışları borçlanma maliyetlerini yükselttiği için yükselen ekonomilere yapılan yatırımlarda da sıkışmaya yol açıyor.

Buna ilave olarak Georgieva 2022’de daha fazla belirsizlik öngördüklerini, toparlanma ivmesinin biraz daha zayıf olmasını beklediklerini söyledi.

Georgieva, toparlanmanın zayıflayacağından endişe duyduklarına işaret ederek, dünyanın iki büyük ekonomisi ABD ve Çin’in yazdan bu yana yavaşladığını ve Covid-19 salgınında Omicron varyantının ortaya çıktığını anımsattı.

(Kaynak: Euronews)

Paylaşın

MB’nin Rezervleri Erimeye Devam Ediyor: Son 20 Yılın Dip Seviyesi

Yeni yılın ilk haftasında da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerindeki düşüş devam ediyor. Bankanın brüt rezervleri, 31 Aralık ile 7 Ocak arasındaki dönemde 1,6 milyar dolar düşüşle 109,4 milyon dolara geriledi.

Haber Merkezi / Bankanın net rezervi de bu dönemde 8,3 milyar dolardan 7,9 milyar dolara geriledi. Swap hariç net rezerv ise eksi 56,4 milyar dolardan -56,9 milyar dolara düştü ve rekor düşük seviyeyi gördü.

Banka, aralıkta 7,3 milyar dolarlık doğrudan, yaklaşık 9 milyar dolar da örtülü rezerv satışı yapmış ve döviz kurlarına müdahale etmişti. Bankanın swap hariç net rezervi aralıkta yaklaşık 19 milyar dolar azalmıştı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın