Toplumun En Büyük Sorunu ‘Açık Ara Farkla’ Ekonomi

Düşünce kuruluşu Ipsos’un yayınladığı Anti Kriz Monitörü araştırması ülkenin en önemli sorununun “açık ara ile ekonomi” olduğunu işaret etti. “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna vatandaşların yüzde 86’sı ekonomi yanıtını verirken, Kovid 19 salgınını söyleyenlerin oranı yüzde 5’te kaldı.

Fiyat artışlarında vatandaşı en çok etkileyen kalemin elektrik faturası olduğu görülürken, doğal gaz ve su gibi diğer kaçınılmaz aylık fatura kalemlerinin de önemli etki yaptığının altı çizildi. Araştırmaya katılanların üçte ikisi ise market alışverişlerinde tasarruf için bazı ürün kategorilerini tüketmekten vazgeçebileceğini belirtti.

800 birey ile gerçekleştirilen ve yüzde 3’lük hata payına sahip araştırma, 1-4 Şubat tarihlerindeki seçili verileri kapsıyor. Ülkenin başlıca sorununun ekonomi olduğunu işaret eden araştırmada ‘koronavirüs salgını en önemli sorundur’ diyenlerin oranı sadece yüzde 5’te kalmış durumda.

Yoklamaya katılanların çoğunluğu yakın gelecekte kişisel ekonomik durumlarının ‘daha kötüye gideceğini’ düşünürken, neredeyse üçte birlik bir kesim ise kişisel ekonomisinin yakın gelecekte ‘aynı kalacağı’ veya ‘daha iyi olacağı’ görüşünde.

“Hane geliri düştü”

Araştırmada son 12 ay içinde hane gelirlerinin azaldığını belirtenlerin oranı ise yüzde 54 olarak ortaya çıktı. Vatandaşların neredeyse yüzde 40’ı ise bu dönemde hane gelirinin “pek değişmediğini” veya “arttığını” belirtiyor.

Ipsos Türkiye CEO Sidar Gedik verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Ülkenin en önemli problemi hangisidir sorusuna çok açık ara ile ekonomi yanıtını almaya devam ediyoruz. Bu noktada yaklaşımı biraz daha netleştirebilmek için önceki hafta ilginç bir soru sormuştuk, elinizde tek bir sorunu çözme imkanı olsa salgını mı yok edersiniz yoksa ekonomiyi mi düzeltirsiniz demiştik, bu soruya da yine büyük farkla ekonomi yanıtını almıştık.

Bu haftaki sonuçlara bakarak şunu söyleyebiliriz, ülkenin en önemli sorunu ekonomi hatta neredeyse diğer tüm sorunları unutturacak kadar önemli, tek sorunumuz haline gelmiş durumda. Koronavirüs salgını en önemli sorundur diyenlerin oranı %5 iken ekonomi en önemli sorundur diyenler %86. Bu yüzden bu hafta ekonomi başlığına odaklandık.

“Çoğunluk, ekonominin daha kötüye gideceğini düşünüyor”

Çoğunluk, yakın gelecekte kişisel ekonomik durumunun daha kötüye gideceğini düşünüyor. Yaklaşık üçte birlik bir kesim kişisel ekonomisinin yakın gelecekte aynı kalacağı veya daha iyi olacağı düşüncesinde. Ancak ülke ekonomisi ve kişisel ekonomi sorularını bir arada değerlendirdiğimizde görüyoruz ki kendi durumuna dair daha umutlu olan bu grubun da bir kısmı ülke ekonomisinin durumundan memnun değil.

Araştırmamıza katılanların %54’ü son 12 ay içinde hane gelirlerinin azaldığını belirtiyor. Kişisel ekonomi sorusu ile de paralellik arz edecek şekilde bu soruda da %40 civarında bir kitle aynı dönem içinde hane gelirinin pek değişmediğini veya arttığını belirtiyor. Yine de ülkenin en önemli sorunu ekonomidir diyenlerin oranının %86 olduğunu hatırlarsak hane gelirinde kayıp yaşamayanların da önemli bir kısmının ekonomiyi bir sorun olarak gördüklerini söyleyebiliriz.

Fiyat artışlarında vatandaşı en çok etkileyen kalemin elektrik faturası olduğunu görüyoruz. Kış mevsiminin de etkisi ile giyim masrafları bir diğer kalem. Doğalgaz, su gibi diğer kaçınılmaz aylık fatura kalemleri de önemli etki yapıyor. Araştırmamıza katılan her üç kişiden ikisi market alışverişlerinde tasarruf için bazı ürün kategorilerini tüketmekten vazgeçebileceğini belirtiyor.

Ekonomi, siyasi tercihlerden bağımsız bir sorun haline dönüşmüş halde. Bunu her on kişiden sekizinin ülke ekonomisinin durumunu kötü olarak nitelendirmesinden anlıyoruz, son yayınlanan araştırmalara göre hiç bir siyasi partinin veya ittifakın %80 oy oranı yok, vatandaş oy tercihinden bağımsız olarak ekonomiden memnuniyetsiz.

Düşünce kuruluşu Ipsos’un Koronavirüs Salgını ve Toplum Araştırması, Türkiye’de mayıs 2020 sonlarından itibaren ekonomi sorununun Kovid 19 salgınını geride bırakarak ülkenin en önemli problemi olarak görülmeye başladığını işaret etmişti.

Paylaşın

Bankaların Verdiği Krediler 4,9 Trilyon Liraya Ulaştı

Yüksek enflasyon ortamında yurttaş temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kredilere yükleniyor. Enflasyonun yüzde 48,9 olduğu ocak ayında Türk Lirası krediler yüzde 2’lik artış gösterdi. Yükselen faiz oranları kredi kullanımını sınırlandırsa da bankaların verdiği krediler 24 -31 Ocak günleri arasında, 17 milyar lira artarak 4 trilyon 962 milyar liraya yükseldi.

Bankaların zamanında tahsil edemediği için takibe aldıkları krediler ise söz dönemde 1,5 milyar lira artarak 161,2 milyar liraya çıktı. Geliri enflasyon karşısında reel olarak eriyen yurttaşlar faiz oranlarındaki yükselmeye rağmen bankalara borçlanmaya devam ediyor.

Ocakta yüzde 11,1’lik enflasyon 4 bin 250 lira olan yeni asgari ücretin 472 lirasını silip götürdü. Satın alma gücü açısından ise toplam 1490 lira. Hal böyle olunca yurttaş kaybını karşılamak için bankanın yolunu tutuyor.

Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı borcu 21-28 Ocak haftasında 7,2 milyar lira artarak 1 trilyon 27 milyar liraya yükseldi. Bu borcun 26,2 milyar lirası vadesinde ödenmediği için takibe alınan kredi ve kredi kartı borçlarından oluşuyor. Yurttaşların bankalar ve finansman şirketlerine olan borcunun 810 milyar lirası bireysel (konut, otomobil, ihtiyaç) kredilerinden, 217 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanıyor. Son hafta tüketici kredilerinde 2,3 milyar liralık, kredi kartı borçları ise 4,9 milyar liralık artış yaşandı.

Yurttaşların sadece bankalara olan kredi kartı ve tüketici kredisi borçları 1 trilyon 27 milyar liraya ulaştı. Vatandaşların vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçları da 19,9 milyar lirası tüketici kredilerinden, 6,3 milyar lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 26,2 milyar lira düzeyinde bulunuyor.

Yılın ilk günü yürürlüğe giren ve domino etkisi yaratan zamlar küçük işletmelerin de belini büküyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, biriken borçlar nedeniyle yapılandırması bozulan esnafın zor zamanlardan geçirdiğini kaydetti. Elektrik, doğalgaz, mazot, benzin ve LPG’ye yapılan zamlarla ilgili konuşan Palandöken, elektrikteki zamların geri alınmasını ve esnafa özel bir tarife uygulanması yönünde çağrı yaptı.

Palandöken, “Esnafın mağduriyetin giderilmesiyle ilgili mutlaka bir çözüm bekliyoruz. Konut da dahil olmak üzere esnafın kullandığı elektrik faturaları astronomik oranda yükseldi. Esnafın bunu ödemesi mümkün değil. Ve esnaf, ‘Bizim bu söylemlerimiz dikkate alınsın. Bu faturaları ödeyecek güçte değiliz’ diyor” şeklinde konuştu.

KOBİ’lerin bankacılık sektörüne olan borcu geçen yıl 225 milyar lira artarak 1 trilyon 131 milyar liraya kadar yükseldi. Bu borcun 56,8 milyar liralık kısmı KOBİ’lerin zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından takibe alınan rakamdan oluşuyor. Aynı bankada birden fazla kredi borcu bulunanlar tek, farkı bankalara borçlu olanlar ise borç hesabı sayısı kadar sayıldığında toplam 4 milyon 144 bin KOBİ niteliğinde kredi borçlusu bulunuyor. Bunların 299 bin lirası takipte bulunuyor.

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

Akaryakıta Büyük Zam Yolda!

Son dönemde hem dolar kuru hem vergiler hem de petrol fiyatları etkisiyle zam üstüne zam gelen akaryakıt fiyatları bu sefer Ekim 2014 sonrasındaki 7 yılın zirvesine yükselen petrol fiyatlarında artış nedeniyle daha da yukarı gidebilir.

Benzin ve mazot denilince akla ilk gelen şey zam oluyor. Son zamanlarda zam üstüne zam gelen akaryakıtta bir artış da 7 yılın zirvesine yükselen petrol fiyatları nedeniyle bekleniyor.

Brent petrol 93 dolar civarında ve fiyatı adım adım yükseliyor. Sektör kaynaklarından edinilen bilgiye göre, salı gününden itibaren geçerli olmak üzere benzine 70, motorine ise 90 kuruş zam gelecek. Böylelikle fiyatlar 16 liraya dayanacak.

Son dönemde hem dolar kuru hem vergiler hem de petrol fiyatları etkisiyle zam üstüne zam gelen akaryakıt fiyatları bu sefer Ekim 2014 sonrasındaki 7 yılın zirvesine yükselen petrol fiyatlarında artış nedeniyle daha da yukarı gidebilir.

Sektör kaynaklarından edinilen bilgiye göre benzin ve motorine yeni zam yolda. Salı gününden itibaren geçerli olmak üzere benzine 70, motorine ise 90 kuruş zam bekleniyor. Son zamla birlikte benzin 15 lirayı aşacak, motorin ise 16 liraya dayanacak.

“70-90 kuruş arası yeni zam”

Ekonomist Oğuz Demir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; “Çok üzülerek… Haftaya salı gününden geçerli olmak üzere benzin ve motorinde 70-90 kuruş arası yeni bir zam gelme olasılığı çok yüksek. Petrol fiyatlarındaki artış zammın nedeni 🙁 Pazartesi sert bir düşüş olmazsa gelecek zam bu…” dedi.

Brent petrolün fiyatı

Perşembe günü, günü 91.11 dolar seviyesinde tamamlayan Brent petrolün varili, dün itibarıyla önceki göre yüzde 2.27 artışla 93.18 dolara ulaştı. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili ise 93,17 dolara kadar yükseldi.

Doğu Avrupa ve Ortadoğu’da devam eden jeopolitik gerilimler ve petrol arzına ilişkin olumsuz haberlerle ABD’deki fırtınanın arz tedarikini sekteye uğratacağı endişeleri fiyatları yükseltti.

Paylaşın

TESK Başkanı Palandöken, Elektrik Zamlarına İsyan Etti

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, elektrik kullanımında yüzde 127 zam uygulanacak sınırın konutlarda 150 değil en az 400-500 kw saat olması gerektiğini söyledi.

Haber Merkezi / Palandöken, “Bakkalın, kasabın buzdolabı, et çekme makinası, terzinin ütüsü gibi cihazlarla her gün kullanımı muhakkak olan lamba, ışıklı levhalar artık bu fiyatlardan dolayı yanmamaya başladı. Konutlarda ise sadece buzdolabı, fırın ve televizyon gibi cihazlarla kullanım kotası olan 150 kw saati geçiyorken, bu sınırı geçenlere daha yüksek zamlı tarifenin uygulanması herkesi mağdur etti. Ülkemizde 3’lü tarife sistemi var. Konutlar, sanayi ve ticaret. En düşük ücretle elektrik sanayii de ve en yüksek elektrik tarifesi ise esnafımız tarafından kullanılmaktadır. Bu da gösteriyor ki esnafımız konutlardan ve sanayiciden daha fazla elektrik faturası ödemektedir. Elektrikte konutlarda uygulamaya konulan 150 kw saat uygulamasında ise kullanım ortalamaları alınarak bu sınır yükseltilmeli ve iş yerlerinde kullanılan elektrikte yazlık kışlık olarak ayrı ayrı hesaplanarak faturalandırılmalı” dedi.

Esnafın buzdolabının fişini çekip tabelasını söndürme noktasına geldiğine dikkati çeken TESK Başkanı Palandöken, “Yeni yılın ilk günlerinde elektrik faturalandırma sisteminde kademeli sisteme geçildi ve yüzde 50 ile yüzde 127 değişen oranlarda aylık 150 kilovatsaatlik tüketim sınırına göre zam yansıtılmaya başlandı. Aylık belirlenen bu sınırı geçmemek için evlerde buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi, ütü gibi zorunlu cihazların hiç çalışmaması gerekiyor. Bununla birlikte işyerlerinde zorunlu olarak çalıştırılması gereken buzdolapları, yanması gereken ışıklar ile tabelalar bundan sonra yanmayacak demektir. Bakkal dolaplarını iade etmeye başladı, kasaplar dolaplarını çalıştıramaz hale geldi, terzi makinesini ve ütüsünü açmaya korkuyor, esnaf tabelalarını söndürürse sokaklar da ışıksız kalır” diye konuştu.

“Yazlık ve kışlık elektrik tarifede ısrarlıyız”

Alt sınırın en az konutlarda 400-500, iş yerlerinde ise 800-1200 kilovatsaat olması gerektiğinin altını çizen Palandöken, “Elektriğin yazdan daha çok kışın kullanıldığını, ısınmada, aydınlanmada, mutfakta, temizlikte, işyerlerinde her alanda olmazsa olmaz olduğunu belirtmiş ve zam yapılmaması için talep de bulunmuştuk. Esnaf ve sanatkâr camiası olarak yazlık ve kışlık elektrik tarifede ısrarlıyız. Bununla birlikte doğalgazda da kademeli sisteme geçiş kararı Resmi Gazete ’de yayınlandı. Kışın çetin geçtiği bu dönemlerde vatandaş, esnaf ve sanayici düşünülerek kademe üst sınırdan belirlenmeli. En önemli harcama kalemlerinde faturaların yüksek gelmesi üretimi de tüketimi de olumsuz etkiliyor. Bu yüksek fiyatlar hem enflasyonu hem de maliyetleri yükseltiyor” şeklinde vurguladı.

Paylaşın

MB’nin Swap Hariç Net Rezervi Eksi 54,1 Milyar Dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde geçen hafta sınırlı artış kaydedildi. Verilere göre brüt rezervler 28 Ocak haftasında 110,1 milyar dolardan 110,5 milyar dolara çıktı. Net rezervler ise 9,3 milyar dolardan 10,5 milyar dolara yükseldi. 

Haber Merkezi / İlgili haftada swap hariç net rezerv ise eksi 54,1 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu seviye önceki hafta eksi 55,6 milyar dolardı. Türkiye’nin swapları Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yapılan son anlaşmayla birlikte 28 milyar dolara kadar ulaşmıştı.

Swap anlaşmalarında, iki ülke arasında arasında belirlenen tutarda bir para başka bir parayla değiştiriliyor. Değiştirilen ana paralar belirli bir süre sonunda geri veriliyor. Bu durumda MB’nin döviz rezervi kağıt üstünde artmış olsa da bu, net rezerve yansımıyor.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Hazine’ye 49,3 Milyar TL Aktarılacak

Merkez Bankası, geçen yıl kârından avans ve birikmiş yedek akçenin dağıtılması yönünde karar aldı. Buna göre, ilgili mevzuat çerçevesinde; 45 milyar Türk Lirası kâr payı avans tutarının, 4,3 milyar lirası ihtiyat akçesinin hissedarlarına dağıtılacak.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), Olağanüstü Genel Kurul toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.

Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, ”Merkez Bankası 2021 yılı dönem kârı üzerinden kâr payı avansı ödenmesine ve 2020 yılı kârından ayrılan ihtiyat akçesinin dağıtılmasına karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.

Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Olağanüstü Genel Kurul toplantısı 3 Şubat 2022 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.

Genel Kurul toplantısında, Merkez Bankası 2021 yılı dönem kârı üzerinden kâr payı avansı ödenmesine ve 2020 yılı kârından ayrılan ihtiyat akçesinin dağıtılmasına karar verilmiştir.

Bu kapsamda ve ilgili mevzuat çerçevesinde;

  • 45 milyar Türk lirası kâr payı avans tutarının,
  • 4,3 milyar Türk lirası ihtiyat akçesinin

hissedarlara dağıtımına başlanmıştır.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.”

İhtiyat akçesi nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) saf karının yüzde 20 ‘lik kesiminin zor zamanlarda kullanmak üzere ayırması sonucu oluşan paraya ihtiyat akçesi denir.

İhtiyat akçesi, olaüanüstü durumlarda , savaş durumlarında, doğal felaketlerde kullanılması için Merkez Bankası ‘nın kenara ayırdığı paradır. İhtiyat akçesi bazı kesimler tarafından kefen parası olarak da nitelendirilir.

Genel kurul öne çekiliyor,

Son üç yıldır, Merkez Bankası’nın genel kurulları öne çekilerek, yıl kârından ortaklara dağıtılacak tutarın büyük kısmının avans olarak verilmesi kararı alınıyor.

Sembolik birkaç şahıs ve banka hissesi dışında Merkez Bankası’nın hisseleri Hazine’ye ait bulunuyor. Hazine’ye kârdan avans yanında birikmiş ihtiyat akçesinin de dağıtılması Genel Kurul gündemine alınmıştı.

Paylaşın

ENAG, TÜİK’i Yalanladı: Enflasyon Yüzde 114

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) alternatif bağımsız olarak enflasyon hesaplaması yaptığı Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) aylık ve yıllık verilerini yayınladı. 

Haber Merkezi / ENAG, TÜİK’in aylık yüzde 11,10’luk enflasyonuna karşılık “Yüzde 15,52’lik enflasyon var” dedi. Yine aynı şekilde TÜİK’in yıllık yüzde 48,69 dediği yıllık enflasyon içinse ENAG, yüzde 114,87’lik enflasyon verisine ulaştı.

TÜİK’in alt grupları baz alındığında en az aylık artış yüzde 4,13’le giyim ve ayakkabıda, en fazla yükseliş ise yüzde 34,28’le konut kaleminde görüldü. ENAG’ın oluşturduğu ürün sepetinde ise en fazla düşüş yüzde 6,71’le kırtasiye, en fazla yükseliş ise yüze 73,82’le elektrik yakıt grubunda kayda geçti.

Reuters’ın yaptığı ankete göre enflasyonun yüzde 47 gelmesi bekleniyordu. Unicredit, müşterileriyle paylaştığı bir notta Ocak ayında enflasyonun aylık bazda yüzde 10,7 artarak yıllık yüzde 48,2’ye çıkmasını beklediklerini söylemişti.

Manşet enflasyondaki yükselişin üçte birinin artan elektrik ve doğalgaz fiyatlarından geleceğini belirten banka, alkol ve tütünün ise enflasyonu 1,1 yüzde puan ekleyebileceğini belirtmişti.

TÜİK’in enflasyon verileri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ‘Ocak 2022 Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)’ verilerini açıkladı. Buna göre, TÜFE’de 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 11,10, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,10, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48,69 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 22,58 artış gerçekleşti.

Yıllık en düşük artış yüzde 10,76 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde 18,67 ile eğitim, yüzde 25,32 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde 28,63 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 68,89 ile ulaştırma, yüzde 55,61 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 54,53 ile ev eşyası oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Ocak ayında aylık düşüş gösteren ana grup yüzde 0,24 ile giyim ve ayakkabı oldu. En az artış gösteren ana gruplar ise yüzde 1,19 ile eğitim, yüzde 2,16 ile haberleşme ve yüzde 8,09 ile çeşitli mal ve hizmetler oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Ocak ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 21,90 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 18,91 ile konut, yüzde 12,82 ile ev eşyası oldu.

Ocak 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 38 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 17 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 354 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 7,49, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7,49, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,66 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 21,91 artış gerçekleşti.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Enflasyon Yüzde 48’i Aştı

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, 2022’in ilk ayında aylık enflasyon yüzde 11,10 oldu. Yıllık enflasyonsa yüzde 48,69 olarak verildi. Yıllık en büyük artış yüzde 68,89 ile ulaştırma, yüzde 55,61 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 54,53 ile ev eşyasında ölçüldü.

Haber Merkezi / Reuters’ın yaptığı ankete göre enflasyonun yüzde 47 gelmesi bekleniyordu. Unicredit, müşterileriyle paylaştığı bir notta Ocak ayında enflasyonun aylık bazda yüzde 10,7 artarak yıllık yüzde 48,2’ye çıkmasını beklediklerini söylemişti.

Manşet enflasyondaki yükselişin üçte birinin artan elektrik ve doğalgaz fiyatlarından geleceğini belirten banka, alkol ve tütünün ise enflasyonu 1,1 yüzde puan ekleyebileceğini belirtmişti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ‘Ocak 2022 Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)’ verilerini açıkladı. Buna göre, TÜFE’de 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 11,10, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,10, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48,69 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 22,58 artış gerçekleşti.

Yıllık en düşük artış yüzde 10,76 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde 18,67 ile eğitim, yüzde 25,32 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde 28,63 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 68,89 ile ulaştırma, yüzde 55,61 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 54,53 ile ev eşyası oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Ocak ayında aylık düşüş gösteren ana grup yüzde 0,24 ile giyim ve ayakkabı oldu. En az artış gösteren ana gruplar ise yüzde 1,19 ile eğitim, yüzde 2,16 ile haberleşme ve yüzde 8,09 ile çeşitli mal ve hizmetler oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Ocak ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 21,90 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 18,91 ile konut, yüzde 12,82 ile ev eşyası oldu.

Ocak 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 38 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 17 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 354 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 7,49, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7,49, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,66 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 21,91 artış gerçekleşti.

Paylaşın

Ekonomik Kriz: Menülere ‘Elektrik Zammı’ Geliyor

Elektrikte kademeli tarife hem vatandaşı hem de esnafı oldukça zorluyor. Her ne kadar daha önce açıklanan 150 kilovatsaatlik baraj, yoğun itirazlar sonrası 210 kilovatsaate çıkarılsa da esnaf bu konuda kendileri için özel bir adım atılması gerektiğini söylüyor.

Emre Eser’in DW Türkçe’de yer alan haberine göre son bir haftada binlerce esnafın elektrik faturalarındaki zamları kendilerine şikâyet ettiğini söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Şikayetler sabahtan akşama kadar devam ediyor. Türkiye’nin her köşesinden esnaflar mail atıp telefon açıyor. Esnaf ciddi anlamda zorlanıyor. Çoğu esnaf kapanmamak için bizden çözüm bekliyor. Bu şartlarda işletmeyi ayakta tutabilmek mümkün değil” diye konuştu.

Esnaf için en acil çözümün kademeli tarifede kendileri için özel bir sınırın belirlenmesi olduğunu ifade eden Palandöken’e göre eğer bu adım atılmazsa çok sayıda esnaf hızla kepenk indirebilir. Esnafa verilen destek paketlerinin önemli olduğunun altını çizen Palandöken, “Kasap, balıkçı, restorancı dolap çalıştırmasın mı? Ürünleri bozulsun mu? Kırtasiyeci tabela yakmasın mı? Terzi ütüsünü çalıştırmasın mı? Şimdi bu esnaflar iş yaparken kullandığı elektriğe bakıyor. Sonra da dönüp ne kazandığını hesaplıyor. Sonra zararda olduğunu görünce durumu sorguluyor. Neden dükkân açmaya devam etsinler?” şeklinde sözlerini sürdürdü.

“Türkiye’de yemek yemek artık ucuz değil”

TESK Başkanı Palandöken en küçük esnafın bile enerji tüketimin fazla olduğunu belirtirken Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl’e göre bu dönemde çalıştırılan ısıtıcılar da esnafın maliyetlerini oldukça zorluyor.

Üstelik Bingöl, çoğu restoran ve kafede müşterinin konforu için kullanılan ısıtıcıların getirdiği ek maliyetin şimdiden menülerdeki fiyatlara yansımaya başladığını söyledi. “Müşteriye ‘ısıtıcıyı açamayız’ diyemezsiniz. Her işletme müşterisinin en rahat koşullarda yemek yemesini ister. Müşterinin de talebi bu yöndedir. Kışın soğuk ortamları ısıtmak, yazın da sıcak ortamları soğutmak zorundayız. Ama bu konforun da bir bedeli var. İşletmeciler bunu karşılayamaz. Çoğu restoran ve kafe elektrik faturalarında bu yükü menülerine eklemeye başladı bile” diyen Bingöl, bu farkı yansıtmayanların zarar edeceğini ifade etti. Bingöl, sözlerine “Türkiye’de yemek yemek artık ucuz değil” şeklinde devam etti.

“Esnaf eskisinden daha az kâr ederek çalışıyor”

Esnafın artan maliyetleri verdiği hizmete yansıtmak zorunda olduğunu vurgulayan TESK Başkanı Palandöken, bu konuda vatandaşın karşısına ilk olarak esnafın çıktığını ve vatandaşın zamların hesabını esnafa sorduğunu söyledi. “Ama esnaf eskisinden daha az kâr ederek çalışıyor” diyen Palandöken, elektrik ve doğalgaz maliyetlerinin artık kira giderini bile geride bıraktığına dikkat çekti.

Palandöken, esnafın içinde bulunduğu durumu “Vatandaşın gelir düzeyi düşünce zaten ayağını çarşıdan kesti. Şimdi esnaf daha az müşteriye çalışıyor. Bir taraftan da maliyet yükü var. En azından enerji giderlerinde yüzde 50 indirim uygulanması gerekiyor. Zincir marketlerin ve mobil teslim uygulamaların pazardaki hakimiyeti ile güç kaybeden esnafa yeni bir destek gerekiyor” diye anlattı.

Türkiye’deki 20 binden fazla üyeden görüş aldıklarını anlatan TÜRES Başkanı Bingöl’e göre son yaşanan durum pandemiden daha kötü. Bingöl, “Daha önce yaşamadığımız bir durumu yaşıyoruz. Haftada iki defa bir restorana giden müşteri artık bir defa gelebiliyor. Müşteri sayıları hızla azalıyor. Vatandaşlar da çok haklı. Hangi restoranla konuşsak aynı bildirimi alıyoruz maalesef” şeklinde konuştu.

Esnaf birliklerine göre Türkiye’deki en küçük esnafın elektrik faturası bin liradan başlıyor. Bu çoğu işletmede aylık 10 bin lirayı aşıyor. Restoran ve kafe gibi işletmelerde ise 7-8 bin liradan başlayan elektrik faturaları çok büyük işletmelerde 100 bin lirayı bulabiliyor. TESK verilerine göre Türkiye’de 2 milyon 38 bin 362 esnaf bulunurken kayıtlı işletme sayısı 2 milyon 214 bin 826. Türkiye’de bulunan toplam esnaf odası sayısı ise 2 bin 998.

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı 10,4 Milyar Dolara Ulaştı

Türkiye’nin ihracatı Ocak ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,3’lük artışla 17,6 milyar dolar oldu. İthalat ise aynı döneme göre yüzde 55,2 artışla 28 milyar olarak gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığı 10,4 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Ticaret Bakanlığı öncü verilerine göre Ocak’ta ihracat yüzde 17 artışla 17,6 milyar dolar olarak kaydedildi. İthalat ise yüzde 55 artışla 28 milyar dolar oldu.

Bu rakamların ardından dış ticaret açığı 10,4 milyar dolar olarak kaydedildi. Ocak ayında enerji ithalatı 9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Enerji hariç bakıldığında, Ocak ayında ithalat 19 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Ocak ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı enerji hariç yüzde 88,3 olarak kaydedildi.

Bakanlığın verilerine göre Ocak ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Almanya yüzde 11,4 artışla 1 milyar 616 milyon dolar, ABD yüzde 32,6 artışla 1 milyar 233 milyon dolar ve İtalya yüzde 18,8 artışla 1 milyar 27 milyon dolar oldu.

İhracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 49,1 oldu.

Ocak ayında en fazla ithalat yapılan ülkeler ise sırasıyla; Rusya yüzde 149,8 artışla 4 milyar 564 milyon dolar, ABD yüzde 328,6 artışla 3 milyar 109 milyon dolar ve Çin yüzde 40,8 artışla 3 milyar 94 milyon dolar oldu.

Paylaşın