Elektrik Şirketlerinden Ortak Açıklama: Fiyatları Biz Belirlemiyoruz

Yüksek elektrik faturalarına karşı sorumluluklarının olmadığını açıklayan elektrik dağıtım şirketleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) işaret etti. Elektrik dağıtım şirketleri, ayrıca yüksek faturalar için dövize endeksli doğalgaz ve kömür fiyatlarını suçladı.

Türkiye’de ekonomik krizin yansımalarından biri olarak elektrik faturaları cep yakmaya devam ederken tepkilerin hedefindeki elektrik dağıtım şirketlerinden bir açıklama geldi.

Türkiye’deki 21 dağıtım bölgesindeki şirketinin tamamını temsil eden çatı kuruluş Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER), hedef gösterilmeyi anlayışla karşıladıklarını ancak durumun halkın sandığı gibi olmadığını, faturaları yükseltenlerin dağıtım şirketleri olmadığını söyledi.

Elektrik dağıtım şirketinin tüm faaliyetlerinin, gider ve gelirlerinin denetlendiğini belirten ELDER, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nu (EPDK) işaret etti.

“Elektrik dağıtım şirketlerinin gelirleri, elektrik tarifelerinden bağımsız bir şekilde, Düzenleyici Kurum EPDK tarafından, rasyonel maliyetleri hesaplanarak ve tüketici faydası gözetilerek şeffaf bir şekilde beş yıllık dönemler için belirlenmektedir. Özetle; elektrik tarifeleri ile ilgili elektrik dağıtım şirketlerinin hiçbir belirleyici rolü yoktur” dedi.

ELDER faturalardaki artışla ilgili açıklamasının devamında şunları kaydetti:

“Ocak’ta maliyetlerin artmasındaki en büyük etken elektrik üretim maliyetlerinin ciddi şekilde yükselmiş olmasıdır.

“Geçtiğimiz dönemde ülkemizde yaşanan kuraklık sebebiyle, elektrik üretimi içerisinde en yüksek paya sahip olan hidroelektrik santrallerinden sağlanan elektrik miktarı düşmüştür. Bu durum, elektrik üretiminde, ithal kaynaklar olan doğalgaz ve kömürün payını artırmıştır.

“Enerji maliyetlerindeki yükselişin en büyük sebebi ithal edilen, uluslararası fiyatlara ve dövize endeksli doğal gaz ve kömür alım maliyetlerindeki ciddi artışlardır. Son 1 yıl içerisinde doğal gaz fiyatları 10 kata kadar, ithal kömür fiyatları ise 5 kata kadar döviz bazında artış göstermiştir. Elektrik üretim kaynaklarındaki bu maliyet artışı, fatura bedellerinin de yükselmesine neden olmuştur.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde, ‘yapılabilecek tüm indirimleri yaptıklarını’ açıklamıştı.

Paylaşın

Yükselen Maliyetler Turizm Sektörünü Zorluyor!

Enerji, gıda ve maaş gibi alanlardaki artan giderler sebebiyle turizm sektörü beklendiği kadar kâr elde edemeyebilir. Türkiye’nin turizm geliri 2019’da 34 milyar dolardı. Bu gelir koronavirüs pandemisinin de etkisiyle 2020’de 12 milyar dolara kadar düştü, 2021 yılında 24 milyar 482 milyon dolar olarak açıklandı.

Reuters’ın hazırladığı habere göre, Türkiye’de Mayıs ayında açılan deniz sezonu için Avrupalılar şimdiden rezervasyonlarını tamamlamaya başladı.

Reuters’a konuşan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Bülent Bülbüloğlu, özellikle İngiltere’den yüksek bir talep olduğunu, erken rezervasyonların başladığını ve neredeyse 2019’daki seviyelere ulaşıldığını söyledi. Diğer Avrupa ülkelerinden, Rusya ve Orta Asya’dan da talep beklendiğini ekledi.

Ukrayna krizinin turizmi etkileyebileceğini ekleyen Bülbüloğlu, Almanya, Belçika, Hollanda ve İskandinavya’dan daha çok turist beklendiğini belirtiyor.

Bülbüloğlu, TL’nin geçen yıl dolara karşı yüzde 44 değer kaybetmesinden ötürü, “Türkiye şimdi yabancılar için bir cennet” tespitinde bulunuyor.

Türkiye’de daha ucuz konaklama

Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin de İspanya’da ortalama 200 euro olan gecelik beş yıldızlı otel konaklama fiyatının Türkiye’de 70 euro civarı olduğunu hatırlatıyor.

Narin, bu yıl hedeflenen 34-35 milyar dolarlık turizm gelirine ulaşılmasının ve 2019 seviyelerine dönülmesinin beklendiğini belirtiyor.

Ancak esas önemli olanın kazanılacak paradan daha çok elde edilecek kâr olduğunu ekliyor. Artan elektrik, gaz ve diğer giderlerin unutulmaması gerektiğini aktarıyor.

Otel fiyatları da maliyetler de artıyor

Antalya Belek’teki Innvista Otel’in Genel Müdürü Ülkay Atmaca ise fiyatları yüzde 42 artırmalarına rağmen halen yükselen maliyetlerle başa çıkamadıklarını vurguluyor.

Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin ise bir ayda maliyetlerin yüzde 60-65 artmasıyla sektörün büyük bir zorluk yaşadığını dile getiriyor.

Eresin, “Operatörler ile çoktan sözleşmeleri imzaladık ve fiyatlarımızı belirledik. Artan maliyetleri fiyatlarımıza yansıtmamız mümkün değil” diyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçen hafta Londra’da çeşitli bankaların ve yatırımcıların üst düzey yöneticileriyle gerçekleştirdiği toplantılarda, turizm sektöründen elde edilecek gelirin bu yıl pandemi öncesi seviyelere yükselerek 34,5 milyar dolara çıkacağı yönünde tahminlerinin olduğunu söylemişti.

Türkiye’nin turizm geliri 2019’da 34 milyar dolardı. Bu gelir koronavirüs pandemisinin de etkisiyle 2020’de 12 milyar dolara kadar düştü, 2021 yılında 24 milyar 482 milyon dolar olarak açıklandı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

KDV İndiriminin Enflasyona Etkisi Yalnızca Yüzde 0.7

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, gıda ürünlerinde KDV’nin düşürülmesine ilişkin, “KDV indiriminin TÜFE’ye etkisi yalnızca 0.71 puan. Eğer şubatta diğer mal ve hizmetlerin fiyatı sabit kalırsa bu indirim sayesinde TÜFE yüzde 0.71 gerileyecek, hepsi bu” dedi.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, “yeni ekonomi paketi”ne ilişkin detayları açıklamıştı.

Erdoğan’ın duyurduğu gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesine ilişkin hesaplamalarda bulunan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, gıda ürünlerinin enflasyon hesaplamasında bu sene yüzde 25,32 olduğunu ancak KDV indiriminin her üründe geçerli olmadığı için bu oranın yüzde 21,90’a gerilediğini belirtti.

Aktaş, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Gıda maddelerinin şubat ayı ortalamasında 21.19 olan fiyatı, ocaktaki 21.90’a göre yüzde 3.25; mart ayında 20.48 olan fiyat da şubattaki 21.19’a göre yüzde 3.34 gerileyecek.

KDV indiriminden yararlanan ürünlerin ağırlığı (ya da fiyatı) 21.90 düzeyinde. Yani TÜFE’nin kalan kısmı 78.10’luk bir ağırlığa sahip. 78.10’un hiç değişmediğini varsayıyoruz. Ne fiyat artışı var, ne ucuzlama, bu düzey sabit.

Şubata geldik; ocak ayında 21.90 olan KDV indirimine konu gıdanın payı, şubatta 21.19’a geriledi. 21.19 ile sabit varsaydığımız 78.10’u topluyoruz; bulduğumuz değer 99.29.

TÜFE ocak ayında 100 düzeyindeydi. Şubatta inilen düzey ise 99.29. Yani gıdadaki KDV indiriminden şubat ayı TÜFE oranına yansıma yalnızca 0.71 puan. (Bunu yüzde değişim olarak ifade etmek de yanlış olmaz.) Bir başka ifadeyle şubatta hiçbir mal ve hizmette fiyat değişimi olmazsa, gıdadaki bu KDV indiriminin etkisiyle TÜFE yüzde 0.71 düşecek.

Hepsi bu! ‘KDV yüzde 7 düştü (düşüş yüzde 7 değil, 7 puan, ikisi çok farklı), bu sayede fiyatlar da yüzde 7 gerileyecek’ beklentisine girmek güzel de, bu yapılırsa 3 Mart Perşembe günü şubat ayı oranları açıklandığında hayal kırıklığına uğramak kaçınılmaz olur.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Yeni FAST Kararı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Fonların Anlık ve Sürekli Transferi (FAST) ödeme işlemlerinde yapılan para transferlerinde limitin artırılacağını duyurdu.

Haber Merkezi / TCMB tarafından yapılan açıklamada ,”FAST Sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimleri göz önünde bulundurularak para transferlerinde 2.000 TL olan FAST işlem tutar limiti de 21 Şubat 2022 tarihi itibarıyla 5.000 TL’ye yükseltilecektir” ifadeleri kullanıldı.

Diğer yandan TCMB, FAST’a entegrasyonu tamamlanan “TR Karekod” kullanılarak gerçekleştirilecek iş yeri ödemelerinde ise tek seferde 10 bin TL’ye kadar işlem yapılabileceğini duyurdu.

TCMB’nin açıklamasında şöyle denildi:

“TR Karekod kullanılarak gerçekleştirilecek iş yeri ödemelerinde tek seferde 10.000 TL’ye kadar işlem yapılabilecektir. TR Karekod’un yaygınlaşarak hayatımıza girmesi ile birlikte vatandaşlarımız alışverişlerde iş yeri tarafından oluşturulan ödeme kare kodunu mobil uygulamaları ile okutarak FAST sistemi altyapısı ile anlık ödeme gerçekleştirebileceklerdir.

7/24 anlık para transferine olanak sağlayan FAST Sistemi aracılığıyla günlük ortalama 3,5 milyon adet ödeme gerçekleştirilmekte olup, transferler müşteri hesapları arasında bir saniyeden daha kısa sürede tamamlanmaktadır.

Ezberlenmesi ve kullanılması zor olan IBAN numaraları yerine, telefon numarası, kimlik numarası veya e-posta adresi ile kolay ve hızlı bir şekilde FAST ödemesi yapılabilmesine olanak sağlayan Kolay Adresleme Sistemine kayıt olan kullanıcı sayısı 15,5 milyona ulaşmıştır.”

Duyuruda FAST sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimleri göz önünde bulundurularak para transferlerinde 2 bin TL olan FAST işlem tutar limitinin 21 Şubat 2022 tarihi itibarıyla 5 bin TL’ye yükseltileceği belirtildi.”

Paylaşın

Otomotiv Üretimi Ocak Ayında Yüzde 15 Azaldı

Otomotiv üretimi ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15 azalarak 90 bin 520 adet, otomobil üretimi ise yüzde 31 azalarak 47 bin 778 adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde otomotiv ihracatı 2021’in aynı ayını göre adet bazında yüzde 13 oranında azalarak 67 bin 799 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı ise yüzde 27 oranında azalarak 34 bin 999 adet oldu.

Haber Merkezi / Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2022 yılının Ocak ayına ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Buna göre, 2022 yılı Ocak ayında toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15 azalırken, otomobil üretimi yüzde 31 oranında azaldı. Ocak ayında toplam üretim 90 bin 520 adet, otomobil üretimi ise 47 bin 778 adet düzeyinde gerçekleşti.

2022 yılı Ocak ayında toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azalarak 39 bin 692 adet düzeyinde gerçekleşti. Ocak ayında otomobil pazarı ise yüzde 18 oranında azaldı ve 29 bin 20 adet olarak gerçekleşti.

Ticari araç grubunda, 2022 yılı Ocak ayında üretim yüzde 14 seviyesinde artarken, ağır ticari araç grubunda yüzde 12, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 15 seviyesinde arttı. 2021 yılı Ocak ayına göre ticari araç pazarı yüzde 7, hafif ticari araç pazarı yüzde 9 arttı, ağır ticari araç pazarı ise yüzde 1 oranında azaldı.

2022 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 13 oranında azalırken, otomobil ihracatı yüzde 27 oranında azaldı. Ocak ayında, toplam ihracat 67 bin 799 adet, otomobil ihracatı ise 34 bin 999 adet düzeyinde gerçekleşti.

2021 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, toplam otomotiv ihracatı Dolar bazında yüzde 6 azalırken, Euro bazında ise yüzde 1 arttı. Bu dönemde toplam otomotiv ihracatı 2,1 milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 22 azalarak 623 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 17 azalarak 550 milyon euro seviyesinde gerçekleşti.

Paylaşın

EPDK’dan ‘Elektrik Ücretleri’ Açıklaması

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), belirlenen elektrik tarifelerinde, dağıtım şirketlerinin kazancı ve bu kazancın tüketicilerin elektrik faturasına etkisi üzerine yöneltilen iddialara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, dağıtım şirketinin ve görevli tedarik şirketinin (GTŞ) iki farklı tüzel kişilik olduğu hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi;

“Dağıtım şirketi elektrik satışı yapmaz. ‘Kargo işi’ yani taşımacılık ile görevlidir. Dağıtım Şirketleri; dağıtım şebekesini işletmek ve sürdürülebilirliğini sağlamak, arıza bakım ve onarım yapmak, bağlantı taleplerini karşılamak, gerekli şebeke yatırımlarını gerçekleştirmek ve tüm sistem kullanıcılarına ayrım gözetmeyen elektrik dağıtım ve bağlantı hizmetleri sunmakla görevlidir.

Dolayısıyla dağıtım şirketi elektrik satışı yapmamaktadır. Dağıtım şirketi kargo işi yani taşımacılık ile görevlidir. Şebekenin işletilmesinden sorumlu şirkettir. Bu şirketler 21 adet olup özelleştirme ile verilen şirket isimleri ile devam etmektedir.

“Tarifleri EPDK belirler”

Tüketicilere elektriği dağıtım şirketlerinin değil, GTŞ’lerin sattığı bilgisi verilen açıklamada, “Bu şirketlerin tarifeleri EPDK tarafından belirlenir. Bu tarifeler dışında şirketler kendi inisiyatifleri ile faturalarda oynama ya da zam yapamazlar” değerlendirmesi yapıldı.

Açıklamada, GTŞ’lerin serbest piyasadan veya Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) üzerinden satın aldıkları enerjiyi serbest olmayan tüketicilere veya ikili anlaşması bulunmaya tüketicilere düzenlenen tarife üzerinden satmak zorunda olduğu kaydedilerek, “Bu şirketler, EPDK’nın belirlediği fiyattan farklı bir fiyat uygulayamaz” denildi.

Şirketlerin 32 kuruşa satın aldığı elektriği vatandaşa astronomik karlar ile satılıp satılmadığının ve gerçek rakamların ne olduğu sorusunun cevaplarına yönelik şu ifadeler yer aldı:

Sosyal medyada çokça atıf yapılan aşağıdaki Kurul kararında açıkça dağıtım şirketlerine teknik ve teknik olmayan kayıp için yaptığı satışlarda fiyatın 31,8592 kuruş/kWh olduğu ifade edilmiştir.

Ancak söz konusu fiyat, sadece enerji fiyatıdır. Herhangi bir vergi dahil değildir. GTŞ’ler nihai tüketicilere yaptığı elektrik satışının sadece yüzde 20’sini EÜAŞ’tan 31,86 kuruşa almaktadır. 2022 yılı için yapılan perakende satış tarifelerinde GTŞ’lerin yaklaşık 125 milyar kWh’lik bir elektrik satışı olacağı öngörülmüştür.

Bu elektriğin 25 milyar kWh’lik kısmı EÜAŞ’tan 31,86 kuruşa alınacağı, geri kalan 100 milyar kWh’lik kısmı ise spot piyasadan yaklaşık 150 kuruştan alınacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla ağırlık ortalama enerji alım fiyatı 125 kuruş/kWh civarındadır. Devlet sübvansiyonu ile GTŞ’ler vatandaşlarımıza daha ucuza elektrik satmaktadır. Şirketlerin, EPDK’nın belirlediği oranların üzerinde kar etmesi ise mümkün değildir.

“Kesinlikle söz konusu değil”

GTŞ’lerin, EÜAŞ’tan 32 kuruşa elektrik alıp sanayiye 1 lira 75 kuruş, ticarethane 2 lira 74 kuruş, hanelere 1 lira 37 kuruş, 2 lira 6 kuruş fiyatlar ile satış yaparak yüzde 330-yüzde 546 kar yaptığı şeklindeki bilgi doğru değildir.

GTŞ’ler, düzenlenen tarife içindeki müşterilere yapacakları enerji satışından elde edecekleri kar oranı ‘Net Kar Marjı’ ile sınırlandırılmış olup bu oran 2021-2025 dönemi için yüzde 2,38 olarak belirlenmiştir. Yani iddia edildiği gibi 32 kuruşa elektrik satın alınarak astronomik düzeyde kar elde edilmesi kesinlikle söz konusu olamaz.

Açıklamada ayrıca, vatandaşların elektrik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin çalışmaları konusunda en iyi düzeyde ve gereken şeffaflıkla bilgilendirilmesinin büyük önem taşıdığına vurgu yapılarak, şirketlerin, tüketicilerin en doğru şekilde bilgilendirmek için gereken hassasiyeti göstermesinin beklentileri arasında oldukları aktarıldı.

Paylaşın

Temel Gıda Ürünlerinde KDV İndirimi Yürürlüğe Girdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı temel gıda maddelerindeki KDV indirimine ilişkin karar Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan ve yarından itibaren yürürlüğe girecek olan kararla KDV oranı yüzde 8’den yüzde 1’e indirilen gıda maddeleri şunlar:

“Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, domuz, kümes hayvanları, balık, yumurta, bal, bağırsak, çeşitli sebze fideleri, yenilen sebzeler ve bazı kök ve yumrular, yenilen meyveler ve yenilen sert kabuklu meyveler, kahve, çay, baharat, Paraguay çayı, hububat, değirmencilik ürünleri, malt, nişasta, inülin, buğday glüteni, sebze meyve tohumları, nane, şeker kamışı, pamuk tohumu, yağlı tohum ve meyvelerin unu, hayvansal ve bitkisel yağlar, et, balık, kabuklu hayvanlar, şeker ve şeker mamulleri, kakao ve müstahzarları, hububat, un, nişasta veya süt müstahzarları, pastacılık ürünleri, sebze, meyve, sert kabuklu meyveler ve bitkilerin diğer kısımlarından elde edilen müstahzarlar, yenilen çeşitli gıda müstahzarları, su ve soda, zeytin küspesi, tuz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı’nda temel gıdada yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 1’e indirilmesinin kararlaştırıldığını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü yaptığı açıklamada “KDV sistemini sadeleştirme programımız kapsamında, temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV’yi yüzde 1’e indiriyoruz. Bilindiği gibi un ve ekmekte KDV’yi zaten yüzde 1 olarak uyguluyoruz” dedi.

Türkiye’de Ocak ayında enflasyon oranı yüzde 48,7 olarak açıklanmıştı. TÜİK verilerine göre, 2021 yılının Ocak ayına göre fiyat artışının en yüksek olduğu grup, yüzde 68,89 ile ulaştırma oldu. Yüzde 55,61 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 54,53 ile de ev eşyası grupları, ulaştırmadan sonra en yüksek değişim gösteren gruplar olarak kayda geçti.

Paylaşın

Bakan Nebati, Yeni Teşvik Ve Tedbir Paketini Açıkladı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı yeni teşvik ve tedbir paketi kapsamında, işletmelere 6 ay ödemesiz, 24 ay vadeli, ihracatçılara 6 ay ödemesiz, 18 ay vadeli kredi desteği verilecek.

Enflasyonla mücadele için de halkın uygun fiyatlı ürünlere ulaşabilmesi için bir mobil uygulama devreye sokulacak.

Nebati, “ekonomik modelle yastıkaltı birikimlerin finansal sisteme kazandırılacağını ve bunun için Mart’ta 81 ilde birer tane, 2022’de de 1500 adet fiziki altn teslim noktası belirleneceğini, fiziki altının kuyumcular ve bankalar aracılığı ile sisteme sokulacağını, istenildiğinde de fiziki olarak geri çekilebileceğini” söyledi.

Bakan “Altın dönüşümlü mevduat hesabı ile vatandaşlar risksiz bir kazanç sağlayacak. Fiziki teslim noktasına yılsonuna kadar 10 bin kuyumcu katılmış olacak, Bankalarımız her ilde en az bir şubesi kuyumculuk faaliyetlerini sürdürecek hale getirilecek” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati şöyle devam etti;

“Hazine destekli 60 milyar liralık kefalet paketi açıklıyoruz. Bu bitince yenilenecek paketin ilk adımı. Yatırım destek paketi 25 milyar TL, ihracat destek paketi 25, işletme harcamaları destek paketi 10 milyar TL olacak.

“Yatırım destek paketi 24 ay ödemesiz dönem, 96 ay vadeli olacak. Her bir KOBİ için limit 25 milyon, büyük firmalar için 100 milyon TL olacak. İhracat destek paketi 6 ay ödemesiz dönem, 18 ay vade olacak. İşletme harcamaları destek paketi 6 ay ödemesiz 24 ay vadeli olacak”

“Elektrik fiyatlarındaki yükselişten serzenişte bulunanlar iyi bilsin, elektrik ve doğalgaz fiyatları reel fiyatların altındadır” diyen Nebati “döviz kurunda sağlanan istikrar enflasyonun düşmesine katkı sağlayacağını” savundu.

Nebati ayrıca “Üretim ve satış noktalarının gönüllülük esasıyla fiyat indirimlerine katkı vermesini sağlayacağız. Bir mobil uygulama devreye giriyor, vatandaş en yakınındaki en uygun fiyatlı ürünü bulacak.” diye konuştu.

Paylaşın

Fitch Ratings, Türkiye’nin Kredi Notunu Düşürdü

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu BB-’den B+’ya indirdiğini, görünümünü ise “negatif” olarak teyit ettiğini açıkladı. Fitch, ayrıca, Türkiye’de enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 38 olacağı öngörüsünde bulundu.

Bloomberg HT’nin aktardığına göre, Fitch son yayımladığı raporda, “daha sık ve yoğun politika odaklı” finansal stres dönemlerinin, Türkiye’de yüksek enflasyonu, düşük dış likiditeyi ve zayıf politika güvenilirliği açısından kırılganlıkları artırdığını açıkladı.

Raporda, takip edilen politikanın (hedeflenen kredi ve sermaye akışı önlemleri de dâhil olmak üzere) enflasyonu düşürmesinin beklenmediği belirtildi.

“Güven geliştirme kapasitesi sınırlı”

Fitch, Türkiye’nin genişletici para politikası bileşiminin etkilerine de değindiği raporda, “Türkiye’nin genişletici para politikası bileşimi (negatif reel faiz oranları da dâhil) enflasyonu yüksek seviyelerde tutabilir, güven ortamını baskılayabilir ve uluslararası rezervler üzerindeki baskıları yeniden alevlendirebilir” ifadelerini kullandı.

Siyasi gelişmelerin, Merkez Bankası’nın politika faizini yükseltme kabiliyetini sınırladığını belirten raporda, yeni ekonomik enstrümanın yüksek enflasyon ortamında güveni sürdürülebilir bir şekilde geliştirme kapasitesinin “sınırlı olduğu” kaydedildi.

Enflasyon tahmini

Fitch söz konusu raporda, Türkiye’de enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 38’e, 2022’de ortalama yüzde 41’e ve 2023’te yüzde 28’e ulaşacağı öngörüsünde bulundu.

Son değerlendirme nasıldı?

Fitch Ratings, 2 Aralık 2021’deki değerlendirmesinde, Türkiye’nin kredi notunu “BB-” olarak teyit etmiş, kredi not görünümünü ise, “erken” olarak nitelendirdiği parasal gevşemenin yurtiçi güvende bozulmaya neden olduğunu belirterek “durağan”dan “negatif”e çevirmişti.

Kredi notları hakkında

Kredi derecelendirme notlarına göre ülkeler listesi, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından açıklanan, uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu gösterir. Üçü de ABD merkezli bu kuruluşlar, Standard&Poor’s (S&P), Fitch ve Moody’s’tir.

S&P ve Fitch için BBB-, Moody’s için Baa3 ve yukarısı yatırım yapılabilir seviye olarak kabul edilir. S&P ve Fitch için BB+, Moody’s için Ba1 ve aşağısı ise yatırım yapılamaz spekülatif derece sayılmakta ve çoğunlukla “çöp” olarak adlandırılır.

Fitch ile aynı yönteme sahip S&P derecelendirme skalası, en iyiden en kötüye, şöyle: AAA, AA, A, BBB, BB, B, CCC, CC, C, D. BBB’nin altındaki tahviller spekülatif veya yüksek riskli sayılır.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 34,06

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reel sektördeki işveren kuruluşları ve holdingler, finansal sektördeki bankalar ve banka dışı finansal sektör temsilcilerinin yanı sıra öğretim üyeleri ve diğer profesyonellerle yaptığı Şubat ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.

Buna göre katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisinin bir önceki anket döneminde yüzde 29,75 iken bu anket döneminde 34,06 olduğu tespit edildi.

Anket sonucunda 24 ay sonrası TÜFE beklentisinin ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 15,54 ve yüzde 15,42 olarak belirlendiği aktarıldı. Katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 21,4 olasılıkla yüzde 22,0 – 24,99 aralığında, yüzde 25,36 olasılıkla ise yüzde 25 – 27,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.

Faiz ve döviz kuru beklentileri

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,27 iken bu anket döneminde yüzde 14,19 olduğu belirtildi. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 14,00 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 16,13 TL iken bu anket döneminde 16,04 TL oldu. Katılımcıların 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 16,85 TL ve 16,62 TL olarak belirlendi.

Ocak ayı enflasyon oranı neydi?

Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Ocak ayında yüzde 11,10 artarak yıllık bazda yüzde 48,69’a çıktığını açıklamıştı. Ekonomi uzmanları ile akademisyenlerden oluşan ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ise kendi çalışmaları ile hesapladığı Ocak ayı enflasyon oranını yüzde 15,52 artışla son bir yıllık artışın yüzde 114,87 olarak gerçekleştiğini açıklamıştı.

Paylaşın