Gıda Ürünlerine Yeni Zamlar Kapıda!

Haziran ayı resmi rakamları üzerinden milyonlarca memur ve emekli altı aylık enflasyonun altında zam alırken, asgari ücretli ise enflasyon farkından hiç faydalanamadı.  Elektrik ve suya yapılan son zamlarla birlikte, gıda ürünlerine yeni zamlar kaçınılmaz oldu.

Gıda ürünlerine gelecek yeni zamlar düşük gelir grubuna bir darbe daha vuracak. ZMO Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Kamunun üretim ve pazarlama, tüketim boyutlarının hepsini birden düzenleyecek, alanı tümüyle serbest piyasaya, şirketlere, tüccarlara bırakmayacak, üretici ve tüketiciyi koruyucu bir politikaya gitmesi gerekli” dedi.

Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu resmi verilere göre yüzde 68’in üzerinde. Tarımdaki mevcut tablo ise gıda enflasyonunun daha da yükseleceğine işaret ediyor. Elektrik ve suya yapılan son zamlarla birlikte tarımsal maliyetler artarken, Meclis gündemine gelmesi beklenen vergi artışları da mazot, yem ve gübrede yeni zamların habercisi.

Uzmanlara göre bu durum gıda fiyatlarının daha da yükselmesine yol açarken, temmuz ayında enflasyon farkı zammı alamayan asgari ücretli başta olmak üzere gelirinin önemli bir kısmını gıdaya ayırmak zorunda kalan düşük gelir grubuna bir darbe daha vuracak.

Türkiye’de tarımsal üretimin planlanması ve sürdürebilirliğine ilişkin tartışmalar en son Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz” sözleriyle gündeme geldi. Peki tarımdaki problemler “Afgan çobanlar” ya da ucuz emek üzerinden çözülebilir mi? Girdi maliyetlerinden tarım alanlarına çiftçi borçlarından ithalata dayalı üretime tarımda nasıl bir tablo söz konusu?

Türkiye’de mazot, gübre, ilaç, tohum, yem gibi tarımsal girdilerin ithalatla sağlanması, dövizdeki artışa bağlı olarak fiyatların sürekli yükselmesine neden oluyor. Aynı zamanda elektrik ve sulama maliyetleri de artıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıkladığı verilere göre tarımsal girdi fiyat endeksi nisanda yüzde 52,2 arttı. Enerji grubundaki artış yaklaşık yüzde 71 oldu. Endeksin haziran ve temmuzdan itibaren daha da yükselmesi bekleniyor.

Haziranda Devlet Su İşleri Sulama Birlikleri tarafından belirlenen su bedeli, illere, bölgelere ve ürünlere göre yüzde 60 ile yüzde 400 arasında zamlandı. Çiftçiler bu kararda geri adım beklerken 1 Temmuz’da sulamada kullanılan elektrik fiyatlarına yüzde 30 zam yapıldı.

DW Türkçe’den Pelin Ünker‘e konuşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, yapılan zamların tarımda suyun en çok kullanıldığı döneme denk geldiğini belirterek bu durumun çiftçilerin yüksek maliyetler nedeniyle sulama yapamaması ya da ikinci ürün ekilen yerlerde bu ekimin yapılmaması sonucunu doğuracağına işaret ediyor.

Zamların devamı da bekleniyor. Hükümetin hazırladığı yeni vergi taslağına göre, gübre ve yem gibi temel tarım girdilerine yüzde 10 ila yüzde 20 arasında KDV getirilmesi planlanıyor.

Çiftçiler için zorunlu bir üretim aracı olan mazottan da hem KDV hem Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alınıyor. Temmuz başında 1 litre mazottaki ÖTV miktarı 5 TL artışla 7,05 TL’ye çıkarıldı. Mazotun geçen yıl 24 lirayken bu yıl 46 liraya çıktığına belirten Suiçmez, mazotta son ÖTV artışıyla birlikte yüzde 100’ün üzerinde bir artış olduğunu aktarıyor.

Baki Remzi Suiçmez, bunların yanı sıra dövize bağlı tarımsal ilaçlar ve tohumda ithalatla birlikte artan maliyetlerin çiftçinin üretim maliyetini artırdığını söylüyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tarımsal destekleme bütçesi 2024’te yüzde 44,5 oranında artışla 91 milyar 554 milyon liraya çıkarılmıştı. Ancak bu artış oranı yüzde 70’leri bulan enflasyonun oldukça gerisinde kaldı. Öte yandan Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine göre, tarımsal desteklerin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payının en az yüzde 1 olması gerekirken verilen destekler yaklaşık binde 2 civarında bulunuyor.

Destekler yetersiz kalırken çiftçi borçluluğu da artıyor. Çiftçiler hem Tarım Kredi Kooperatifi’ne hem de bankalara borçlu. Borçların büyük bölümünü bankalardan alınan krediler oluşturuyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre tarımda kullandırılan nakdi kredilerin toplamı Mayıs 2024 itibarıyla 679 milyar lira. Bu rakamın yaklaşık 239 milyar lirasını kısa vadeli krediler oluşturuyor. Çiftçilerin bankalara olan borçlarında son bir yılda yüzde 55, yaklaşık 20 yılda ise 138 kat artış var.

Baki Remzi Suiçmez bu borçlara gayri nakdi kredilerle Tarım Kredi Kooperatifi ve bayilere olan borç da eklendiğinde çiftçinin borcunun 850 milyar lirayı bulduğunu aktarıyor. Bu rakam, çiftçiye verilen destek bütçesinin 9 katını aşıyor.

Çiftçinin üretim yapmak için borçlandığını ifade eden Suiçmez, bu borcu döndürebilmek için ürününü ucuz fiyata tüccara vermek zorunda kaldığını, borcunu ödeyememesi durumunda ise ipotek karşılığı verdiği arsası, traktörü ve hayvanından olduğunu anlatıyor.

Tarımda 2024 yılı desteklerinin henüz açıklanmadığını ancak kemer sıkma politikalarının maalesef tarımsal desteklerden de tasarruf edileceğini gösterdiğini ifade eden Suiçmez, “Bunun somut uygulamasını da çay alım fiyatlarında, buğday, arpa alım fiyatlarında gördük” diyor.

Alım fiyatlarının maliyetlerin altında açıklandığını dile getiren Suiçmez’e göre ilgili kurumlar piyasayı düzenleme görevini de yapamıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), haziran ayında makarnalık buğday alım fiyatını ton başına 10 bin TL, ekmeklik buğday fiyatını 9 bin 250 TL, arpa alım fiyatını ise 7 bin 250 TL olarak duyurdu.

Suiçmez, çiftçinin bu ortamda gelecek yıl buğday, arpa ekip ekmeyeceğinin belirsiz olduğu görüşünde: “Alım fiyatını enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda yüzde 11 artırırsa çiftçi ne yapar, batar.”

Baki Remzi Suiçmez, Türkiye’nin bu yılın ilk beş ayında 5 milyon tona yakın buğday ithal ettiği bilgisini veriyor. Ekim ayından sonra buğday ithalatının tekrar serbest bırakılacağını hatırlatan Suiçmez, yüksek maliyetler, düşük alım fiyatı ve yetersiz desteklerle birlikte ithalatı önceleyen politikaların devam ettiğine dikkat çekiyor.

Çiftçinin yükselen girdi maliyetleri nedeniyle kar edemediği için alandan çekildiğine işaret eden Suiçmez’in verdiği bilgiye göre, bu nedenle kaybedilen tarım alanı yaklaşık 3 buçuk milyon hektar. Tarım alanlarının kaybedilmesinin bir nedeni de bu alanların başka faaliyetlere açılması.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre 1989-2018 döneminde, toplam 2,6 milyon hektar tarım arazisinin tarım dışı kullanımına izin verildi. 2005-2018 arasında 722 bin, 2018’de 21 bin hektardan fazla alan için tarım dışı amaçla kullanım izni alındı.

TÜİK verilerine göre 2002’de çayır ve meralarla birlikte 41,2 milyon hektar olan toplam tarım alanı 2023’te 38,6 milyon hektara gerilerken tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerle sebze bahçelerinin alanı daraldı. Toplam tarım alanlarının 14,6 milyon hektarını çayır ve meralar oluştururken tahıl, meyve-sebze ve bitkisel ürünlerin alanı 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara düştü.

Tarım alanları daralırken Türkiye, buğdaydan arpaya, ayçiçeğinden mercimeğe çok sayıda üründe kendi kendine yeterliliğini kaybetti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre geçen yıl yaklaşık 11,7 milyon ton buğday, 1,5 milyon ton arpa, 1,9 milyon ton dane mısır, 756 bin ton yağlık ayçiçeği, 757 bin ton pamuk, 3 milyon ton soya, 41 bin ton kuru fasulye, 77 bin ton nohut, 592 bin ton mercimek, 30 bin ton patates ithalatı yapıldı.

Sebze ve meyvede de durum değişmedi; 2002-2023 arasında sebze ithalatı yüzde 1595, meyve ithalatı yüzde 152 arttı.

Baki Remzi Suiçmez, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üst üste iki yıl tarlasını ekmeyen çiftçinin arazisinin kiralanmasına ilişkin hazırladığı projenin de tarım arazilerinin büyük şirketlere devrinin altyapısını oluşturduğunu düşünüyor.

Suiçmez’e göre önemli olan ‘bir karış toprak ekilmedik toprak bırakmadık’ diyerek ekilmeyen arazileri çiftçinin elinden alıp başkasına kiralamak değil. Girdi maliyetlerini düşürüp, destekleri artırıp çok yıllı yönlendirici destekleri önceden açıklamak gerekiyor. Suiçmez, böylelilikle çiftçinin önünü göreceğini ve kar edebileceğini vurguluyor.

Hem üreticinin kâr etmesi hem de tüketicinin daha sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimi için tarımsal üretimin yeniden planlanması gerektiğini söyleyen Suiçmez’e göre, bunun başlıca adımlarından biri gençleri yeniden tarıma döndürmekten geçiyor.

Bu aşamada da demokratik güçlü kooperatifler ile aracılık zincirinin yaratılmasının önemine işaret eden Suiçmez, şirketlere ve ithalat lobilerine aracılık yapmak yerine yerli üretime destek vererek üretimde sürekliliği sağlayan ve nüfusu kırsalda tutacak sosyal politikalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

TÜİK 2023 yılında mevsimlik tarım işçilerinin günlük ücretlerinin 512 TL, sürekli tarım işçilerinin aylık ücretlerinin ise 13 bin 435 TL olduğunu açıklamıştı.

Türkiye’de hem sanayide hem tarımda kaçak kayıtdışı göçmenler yani ucuz iş gücü ile istihdamın çözülmeye çalışıldığını söyleyen Suiçmez, bir eğitim planlamasıyla tarımda işçilerin istihdam edilebileceği bir ortamın yaratılması gerektiği görüşünde.

İstihdamı kırsalda yaşama geçirmenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve kabinenin sorunu olduğunu dile getiren Suiçmez, sosyal güvenceli çiftçi sayısının 1,2 milyonlardan 460 bine kadar düştüğü bilgisini veriyor.

Suiçmez, “Gençler; babaları, akrabaları kar etmediği için tarımdan çekilirken tarıma yeniden dönmüyor. Küçük üreticilerin desteklenmediği bir ortamda da şirket tarımıyla bu ülkeyi beslemek mümkün olmaz. O zaman da belli şirketlerin kontrolüne geçmiş bir gıda sistemi, beslenme sistemi asıl milli güvenlik sorunu haline gelir” diyor.

Tüketici nasıl etkilenecek?

Türkiye’de gıda ürünlerindeki fiyat artışları nedeniyle yaşanan geçim sıkıntısı gün geçtikçe artıyor. Haziran ayı resmi rakamlarına göre milyonlarca memur ve emekli altı aylık enflasyonun altında zam aldı. Asgari ücretli ise enflasyon farkından hiç faydalanamadı. Ücretler yıl sonuna dek fiyatlar genel düzeyi karşısında gerilemeye devam edecek.

Tüketicinin alım gücünün düşük, asgari ücret ve emeklilerin durumunun ortada olduğunu vurgulayan Suiçmez, bir yandan talep daraltılırken diğer yandan üretim maliyetlerinin yükseldiğini söylüyor. “Üretim maliyeti yükselen bir ürünün rafa düşük fiyatla gitmesi mümkün değil” diyen Suiçmez’e göre son zamlarla birlikte gıda fiyatları artmaya devam edecek.

Maliyeti artışlarının ister istemez raflara yansıtıldığını ifade eden Suiçmez, “O aşamada da üretici günah keçisi ilan ediliyor. Ama örneğin limon 100 lira deniliyor ama üretici 1 liraya tarlada ürünü satamıyor” diyor ve ekliyor: “Aslında kamunun üretim ve pazarlama, tüketim boyutlarının hepsini birden düzenleyecek, alanı tümüyle serbest piyasaya, şirketlere, tüccarlara bırakmayacak, üretici ve tüketiciyi koruyucu bir politikaya gitmesi gerekli.”

Paylaşın

Faizler Vatandaşı Vurdu: Yasal Takibe Düşenlerin Sayısı Yüzde 66 Arttı

Kredi kartı borcundan dolayı takibe düşenlerin sayısı ise mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 66 artarak 125 bin 237 kişiye ulaştı. Bireysel kredi veya kredi kartı borçluları tek kişi sayıldığında Mayıs ayında takibe düşenlerin sayısı 237 bin 968 kişi oldu.

Kredi ve kart borcundan dolayı bankalar tarafından takibe düşenlerin sayısı 2024 yılı Ocak – Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarak 539 bin 371 kişiden 749 bin 522 kişiye çıktı.

BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre, Türkiye Bankalar Birliği’ne bağlı Risk Merkezi’nin verilerine göre geçen yıl mayıs ayında 100 bin 370 olan bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe alınanlar, Mayıs 2024’te 136 bin 244 kişiye ulaştı.

Kredi kartı borcundan dolayı takibe düşenlerin sayısı ise mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 66 artarak 125 bin 237 kişiye ulaştı. Bireysel kredi veya kredi kartı borçluları tek kişi sayıldığında Mayıs ayında takibe düşenlerin sayısı 237 bin 968 kişi oldu.

Kredi ve kart borcundan dolayı bankalar tarafından takibe düşenlerin sayısı Ocak –Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarak 539 bin 371 kişiden 749 bin 522 kişiye çıktı. Kredi faizleri ve kredi kartlarında gecikme faizleri, Mayıs 2023 seçimleri sonrasında katlandı.

Seçim öncesi dönemde yüzde 1,66 olan kredi kartında aylık azami gecikme faizi, faiz artışlarıyla birlikte bu oran yüzde 4,55 seviyesine ulaştı. Bu dönemde ihtiyaç kredisi faizleri de yüzde 30’lardan yüzde 80’lere yükseldi.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervlerinde Yeni Rekor

5 temmuz ile biten haftada Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 148,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervleri 142,9 milyar dolar düzeyindeydi.

Haber Merkezi / Aynı hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 23 milyar lira düştü. Böylelikle kur korumalı mevduatlar zirveyi gördükten sonra ilk kez 2 trilyon liranın altına geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 5 temmuz ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı. Açıklanan verilere göre, toplam rezervler 5 milyar 538 milyon dolar artarak 142 milyar 910 milyon dolardan, 148 milyar 448 milyon dolara çıktı.

Brüt rezervler 84 milyar 833 milyon dolardan 89 milyar 731 milyon dolara yükselirken, net uluslararası rezervler de 4 milyar 160 milyon dolar artarak 43 milyar 557 milyon dolara çıktı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 5 Temmuz haftası itibariyle kur korumalı mevduatlar 23 milyar TL düştü. Böylelikle kur korumalı mevduatlar zirveyi gördükten sonra ilk kez 2 trilyon TL’nin altına geriledi.

Kur korumalı mevduatlardaki düşüş Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de gündemindeydi. Şimşek, kur korumalı mevduatlardaki düşüşün Temmuz ayında hızlanarak devam edeceğini söyledi.

Geçen yıl 143 milyar dolarla zirveyi gören Kur Korumalı Mevduat’ın bugün 60 milyar doların altına indiğini belirten Şimşek, “Vergi teşviklerini kaldırdığımız için KKM’den çıkış çok daha hızlancak ve Türkiye bu faslı da kapatmış olacaktır” dedi.

BDDK verilerine göre, söz konusu haftada tüketici kredilerinin tutarı, 1 milyar 189 milyon lira yükselişle 1 trilyon 727 milyar 574 milyon liraya yükseldi. Söz konusu tutarın 447 milyar 409 milyon lirası konut, 89 milyar 948 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 190 milyar 218 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 3 milyar lira artarak 1 trilyon 713 milyar 2 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 0,1 azalışla 1 trilyon 466 milyar 931 milyon liraya geriledi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 513 milyar 437 milyon lirasını taksitli, 953 milyar 494 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Paylaşın

Şimşek’ten “Enflasyon” Açıklaması: Düşüreceğiz

TÜİK’in açıkladığı mayıs ayı işsizlik verilerini değerlendiren Mehmet Şimşek, “İşsizlik oranı 2012 yılı Kasım ayından sonraki en düşük seviye olan yüzde 8,4’e geriledi” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Programımızın nihai amacı sürdürülebilir yüksek ve kapsayıcı büyüme ile kalıcı refah artışıdır. Kararlılıkla uyguladığımız programla enflasyonu düşüreceğiz ve gelir dağılımını iyileştireceğiz.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), açıkladığı mayıs ayı işsizlik verilerini değerlendirdi. Şimşek’in açıklamasının tamamı şu şekilde:

“İşgücü piyasasındaki olumlu seyir sürüyor. Mevsimsel düzeltilmiş verilere göre: İstihdam mayıs ayında 273 bin kişi arttı, son 12 aylık artış ise 1,3 milyona ulaştı. ⁠

İşgücüne katılım oranı yüzde 54,5 ile tarihi yüksek seviyeye çıktı. İşsizlik oranı 2012 yılı Kasım ayından sonraki en düşük seviye olan yüzde 8,4’e geriledi.

Programımızın nihai amacı sürdürülebilir yüksek ve kapsayıcı büyüme ile kalıcı refah artışıdır. Kararlılıkla uyguladığımız programla enflasyonu düşüreceğiz ve gelir dağılımını iyileştireceğiz.”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Mayıs 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı mayıs ayında bir önceki aya göre 27 bin kişi azalarak 3 milyon 11 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 8,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,0 iken kadınlarda yüzde 11,0 olarak tahmin edildi.

15 – 24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre yüzde 0,3 puan artarak yüzde 15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 12,8, kadınlarda ise yüzde 19,3 olarak tahmin edildi.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2,0 puan azalarak yüzde 25,2 oldu.

Paylaşın

Sosyal Yardıma Muhtaç Hane Sayısında Çarpıcı Artış

2024 yılının ilk beş aylık döneminde 4 milyon 278 bin 728 hane sosyal yardımdan yararlanırken, sosyal yardıma muhtaç hane sayısı, 2024 yılının ocak ayına göre 498 bin 120 arttı.

Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) hizmetinden yararlanan çocuk sayısı da 2024 yılı mayıs ayın itibariyle 3 milyon 479 bin 832’ye yükseldi.

Birgün’den Mustafa Bildircin’in resmi verilerden aktardığına göre, Türkiye’deki 17 milyon 114 bin 912 yurttaş yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal yardım verileri de Türkiye’deki derin ekonomik krizin ulaştığı boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin sosyal yardım karnesini 1 Haziran itibarıyla ortaya koyan verilere göre, sosyal yardıma muhtaç hane sayısı 4,2 milyonu aştı.

Açlık sınırının altında geliri olan hanelerin dahil edildiği Aile Destek Programı’na yönelik veriler de iktidarın gizlemek istediği derin yoksulluğu açığa çıkardı.

2022 yılında 3 milyon 99 bin 560 hane ile başlayan program kapsamındaki hane sayısı, aylar içinde tırmanarak Mayıs 2024’te 3 milyon 479 bin 832’ye çıktı.

Aylık geliri brüt asgari ücretin üçte birinin altında olan kişiler için genel bütçeden ödenen Genel Sağlık Sigortası (GSS) primine ilişkin veriler de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca paylaşıldı. Mayıs 2024 verilerine göre, 9 milyon 444 bin 458 kişinin GSS primi bütçeden karşılandı.

Ailesinin yoksulluğu nedeniyle bakılamayan ve ailesinden alınma riski bulunan çocukların sayısını ortaya koyan Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) hizmetinden yararlanan çocuk sayısının ulaştığı boyut da dikkati çekti.

Buna göre, 2020 yılında 129 bin 422 olan SED hizmetinden yararlanan çocuk sayısı, 2022’de 157 bin 248’e, 2023’te ise 264 bin 995’e, 2024’ün Mayıs ayında ise 170 bin 694’e kadar çıktı.

Bakanlığın verilerine göre, 2024 yılının Ocak-Mayıs döneminde 4 milyon 278 bin 728 hane sosyal yardımdan yararlandı. Sosyal yardıma muhtaç hane sayısı, 2024 yılının Ocak ayına göre 498 bin 120 arttı.

 

Paylaşın

İnşaat Maliyetleri Yüzde 72,78 Arttı

İnşaat maliyetleri mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,11, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 72,78 arttı. İnşaat malzeme maliyetleri mayıs ayında bir önceki aya göre 1,36, bir önceki yılın aynı ayına göre 71,51 arttı.

Haber Merkezi / İnşaat işçilik maliyetleri mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0,75, bir önceki yılın aynı ayına göre işçilik maliyetleri yüzde 108,25 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İnşaat Maliyet Endeksi Mayıs 2024 verilerini açıkladı.

İnşaat maliyet endeksi, mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,11, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 72,78 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1,25, işçilik endeksi yüzde 0,84 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 58,75, işçilik endeksi yüzde 108,93 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 1,36, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 71,51 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1,69, işçilik endeksi yüzde 0,75 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 56,80, işçilik endeksi yüzde 108,25 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,30, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,10 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 0,08 azaldı, işçilik endeksi yüzde 1,17 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 65,09, işçilik endeksi yüzde 111,44 arttı.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Sanayi Üretimi Azaldı

Sanayi üretimi yıllık yüzde 0,1 azaldı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,4 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,9 arttı.

Haber Merkezi / Sanayi üretimi nisan ayında yüzde 1,7 arttı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,9 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,0 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sanayi Üretim Endeksi Mayıs 2024 verilerini yayımladı. Buna göre, Sanayi üretimi yıllık yüzde 0,1 azaldı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,4 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,9 arttı.

Sanayi üretimi nisan ayında yüzde 1,7 arttı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,9 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,0 azaldı.

Paylaşın

HSBC’den Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: Yüzde 44,6

HSBC, Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini aşağı yönlü revize etti. Kurum, Türkiye için 2024 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 48’den yüzde 44,6, 2025 yıl sonu tahminini ise yüzde 29’dan yüzde 27,7’ye düşürdü.

HSBC, Türkiye için 2024 yılı büyüme tahmini yüzde 3,1’den yüzde 3,8’e yükseltti. Kurum, Türkiye için 2025 yıl sonu tahmini ise değiştirmeyerek yüzde 3,6 olarak sabit bıraktı.

The Hongkong and Shanghai Banking Corporation’ın Türkiye iştiraki HSBC, Türkiye ekonomisine ilişkin son raporunu yayınladı.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Kurum, raporunda, ilk çeyrekte yüzde 5,7 olan güçlü büyüme rakamı sonrası Türkiye için büyüme tahminini revize ettiğini belirtti. HSBC, Türkiye için 2024 yılı büyüme tahmini yüzde 3,1’den yüzde 3,8’e yükseltti. Kurum, Türkiye için 2025 yıl sonu tahmini ise değiştirmeyerek yüzde 3,6 olarak sabit bıraktı.

Raporda, sıkı para politikası ve/veya maliye politikasının enflasyonda daha hızlı düşüşe ve dış açıkta daha hızlı iyileşmeye yol açacağı belirtildi. Raporda, enflasyon tahminlerini ise aşağı yönlü revize eden kurum 2024 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 48’den yüzde 44,6, 2025 tahminini yüzde 29’dan yüzde 27,7’ye düşürdü.

Raporda, para politikasının yıl sonuna kadar değişmeyeceği görüşüne de yer verildi ve “Tahminlerimize göre reel politika faizi Kasım itibariyle oldukça olumlu olacak ancak yine de 4. çeyrekte başlayacak faiz indirimlerinin biraz erken olacağını düşünüyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Yüksek enflasyon beklentisi ve fiyatlama davranışlarında bozulmanın enflasyon görünümü için yukarı yönlü riskler olduğu belirtilen raporda, ayrıca bu yıl için bütçe açığı/GSYH tahmininin yüzde 6,5’ten yüzde 5,7’ye düşürdüğüne de yer verildi.

Paylaşın

Devletin Yeni Gelir Kapısı “Para Cezaları”

Para cezaları devletin vazgeçemediği gelir kapısına dönüştü. Yargı, idari, vergi ve diğer para cezaları adı altında dört ayrı başlıkta toplanan cezalar, 2024 yılının ilk beş ayında 48 milyar liraya ulaştı.

2023 yılının aynı döneminde 12,6 milyar lira tutarında para cezası toplanırken, 2023 yılının tamamında 60,5 milyar lira toplandı. Başka bir ifadeyle geçen yılın tamamında toplanan para cezası gelirinin yüzde 79’u bu yılın ilk beş ayında Hazine’nin kasasına girdi.

Milyonlarca, çalışan ve emekli yüksek enflasyon altında zam alamazken, ekonomi yönetimi çıkardığı yeni vergilerin yanında bir de trafik cezaları ile halka yüklendi.

Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre; Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı verilerine göre yılın ilk altı ayında 13,4 milyon adet trafik cezası kesildi. Sadece Haziran ayında 2 milyon 357 bin trafik cezası uygulandı. Jandarma bölgesinde ise 2024’ün ilk altı ayında toplamda 961 bin 253 trafik cezası kesildi. Jandarmanın kestiği trafik para cezalarının parasal tutarı 2 milyar 698 milyon 27 bin TL oldu.

Kesilen ceza sayısına paralel olarak Hazine’nin trafik cezası geliri de katlandı. Hazine, Ocak-Mayıs döneminde trafik para cezası adı altında 14 milyar 596 milyon TL gelir kaydetti. Trafik cezaları kaleminde yılın başında 20 milyar 528 milyon TL olarak belirlenen bütçe hedefinin yüzde 70’i Ocak – Mayıs döneminde toplandı.

2023 yılının Ocak-Mayıs döneminde trafik cezaları adı altında 4 milyar 212 milyon TL’lik gelir kaydeden Hazine’nin trafik para cezası gelirleri bir yılda yaklaşık 3,5 kat arttı.

Para cezaları katlandı

Sadece trafik cezası değil diğer para cezaları da devletin vazgeçemediği gelir kapısına dönüştü. Yargı, idari, vergi ve diğer para cezaları adı altında dört ayrı başlıkta toplanan para cezaları Ocak-Mayıs döneminde 48 milyar TL’ye ulaştı.

Son yıllarda merkezi yönetim bütçe gelirleri içerisinde önemli bir yer kaplayan para cezalarının yüzde 51’ini vergi cezaları, yüzde 44’ünü ise idari para cezaları oluşturdu.

Geçen yılın aynı döneminde 12,6 milyar TL tutarında para cezası toplanırken 2023 tamamında 60,5 milyar TL toplandı. Başka bir ifadeyle geçen yılın tamamında toplanan para cezası gelirinin yüzde 79’u bu yılın ilk beş ayında Hazine’nin kasasına girdi.

2024’ün başında vergi, harç ve cezalarda yeniden değerleme oranında yüzde 58,46 artış yapıldı. Ocak itibarıyla kırmızı ışıkta geçmenin cezası bin 506 TL’ye, hatalı park cezası 690,89 TL’ye yükseldi. Hız sınırını yüzde 10 ile yüzde 30’a kadar aşmanın cezası bin 506 TL’ye, yüzde 50’den fazla aşmanın cezası 6 bin 439 TL’ye çıktı. Alkollü araç kullanmanın cezası da 6 bin 439 TL’ye ile 12 bin 977 TL arasında yer aldı. Araç kullanırken cep telefonu ile konuşmanın cezası bin 510 TL oldu.

2025 yılı için yeniden değerleme oranı Ekim ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla belli olacak.

Paylaşın

TÜİK’in Enflasyon Sepeti: Kira 5 bin 844, Zeytinyağı 113, Muayene Ücreti 33,69 Lira

TÜİK’in “Kamuoyu yanlış yorumluyor ve bu da yanlış anlamalara yol açıyor” gerekçesiyle nisan 2022 yılından sonra açıklamayı durdurduğu madde sepeti fiyat listesini kendi hesaplayan Alaattin Aktaş, “Verilerin üstü karartıldı ama tümüyle örtülmedi” dedi.

Alaattin Aktaş’ın hesapladığı madde sepetinde; Kiranın 5 bin 844, zeytinyağının 113, muayene ücretinin 33,69, kuru soğanın 7,76, yurt ücretinin 457, taksi ücretinin 75,26 lira olduğu gözlemlendi.

Ekonomim.com yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Nisan 2022’den beri yayımlamadığı madde sepeti fiyat listesini kendi hesapladı. TÜİK’in enflasyon hesabında kullandığı ancak kamuoyundan sakladığı madde fiyatları için Aktaş “Verilerin üstü karartıldı ama tümüyle örtülmedi” dedi.

Aktaş, esas tartışılması gerekenin “artış oranının doğru olup olmadığından çok son fiyatın gerçekçi olup olmadığı” olduğunu söyleyip hesaplamayı nasıl yaptığını şu sözlerle anlattı: Her ne kadar TÜİK Nisan 2022’de son kez açıkladığı madde fiyatlarına artık haber bültenlerinde yer vermiyorsa da arşivler sağ olsun! O veriler bir yerlerde duruyor.

Tek tek gidelim… TÜİK maddeleri gruplandırıyor; dolayısıyla elmayla armut aynı sepete atılınca birim fiyat ortadan kalkıyor. Ama fiyat değişimini gösteren endeksler, yani sepetin fiyat değişimi, bir başka ifadeyle madde gruplarına göre değişim açıklanıyor… Ama bazı mal ve hizmetlerde endeksler gruplandırılarak değil, her bir madde için açıklanıyor. Zaten bunlarda fiyatın geçen ay hangi düzeyde alındığını kesin olarak bulabiliyoruz.

Şimdi elimizde 2022 Nisan’ındaki endeks hesaplamasında dikkate alınan fiyatlar var. Aradan geçen 26 ayda o madde ya da madde grubundaki fiyat değişiminin ne olduğu var. Geriye kalıyor ilgili maddenin ya da madde grubunun 2022 nisanındaki fiyatını o kalem ya da grup için 26 aylık döneme ilişkin olarak açıklanan endeks artışı ölçüsünde artırmak… Nisan 2022’deki fiyata aradan geçen 26 aydaki fiyat değişimini ekledim. Bu fiyat değişimi verisi TÜİK’e ait.

Bu oran doğrudur, değildir; bugün onunla fazla ilgilenmiyorum. Varmak istediğim, başlıca kalemlerin Haziran 2024 itibarıyla hangi fiyattan endekse dahil edildiği. Dolayısıyla peşin peşin söyleyeyim; ‘Ama TÜİK artışı düşük gösteriyor’ gibi gerekçeleri bu yazı özelinde bırakın; konu artış oranının doğru olup olmadığından çok son fiyatın gerçekçi olup olmadığı.

Aktaş’ın hesaplamasıyla TÜİK’in madde fiyat listesinden bazı örnekler şöyle: Un 20,75; Ekmek 35,26; Makarna 29,19; Dana Eti 433,32; Tavuk Eti 101,45; Süt 29,72; Beyaz Peynir 147,69; Yumurta 2,47; Zeytinyağı 113,37; Domates 28,69; Kuru Soğan 7,76; Salça 49,18; Zeytin 134,96; Toz şeker 20,73; Su 4,83; Pideler 98,96; Burgerler 79,33; Sıcak İçecekler 18,44; Ayran 18,12; Kira 5 bin 844; Yurt Ücreti 457; Uzman Doktor Muayene Ücreti 33,69; Diş Çekme Ücreti 901,75; Taksi Ücreti 75,26; Cep Telefonu Faturası 206.

Listenin tamamına Alaattin Aktaş’ın ekonomim.com’daki yazısından ulaşabilirsiniz.

Paylaşın