İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 80’e Dayandı

İstanbul’da nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ‘Ücretliler Geçinme İndeksi’nde yüzde 79,97, ‘Toptan Eşya Fiyatları İndeksi’nde ise yüzde 73,21 artış gerçekleşti.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO) Nisan 2022 Fiyat İndeksleri verilerini açıkladı. Buna göre, nisan ayında İstanbul’da ücretliler geçinme indeksi bir önceki aya göre yüzde 11,36, toptan eşya fiyatları indeksi ise yüzde 5,33 oranında arttı.

Verilere göre, nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre ücretliler geçinme indeksi yüzde 79,97, toptan eşya fiyatları indeksi ise yüzde 73,21 oldu.

Nisan ayında perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; giyim harcamalarında yüzde 29,82, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 23,95, gıda harcamalarında yüzde 11,49, konut harcamalarında yüzde 10,19, diğer harcamalar grubunda yüzde 6,65, ev eşyası harcamalarında yüzde 4,84, kültür eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 3,02, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 2,80 artış görüldü.

Nisanda toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; gıda maddeleri grubunda yüzde 8,42, inşaat malzemeleri grubunda yüzde 8,11, yakacak ve enerji maddeleri grubunda yüzde 8, madenler grubunda yüzde 4,12, mensucat grubunda yüzde 2,94, kimyevi maddeler grubunda yüzde 2,79 artış, işlenmemiş maddeler grubunda yüzde 2,05 azalış görüldü.

Paylaşın

Nisanda Üretici İle Market Fiyatı Arasındaki Fark 5.5 Kat Arttı

Nisan ayına ilişkin üretici ve market fiyatları gelişmelerini değerlendiren Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, “Nisan ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı 5 buçuk kat oldu” dedi.

Haber Merkezi / TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayı üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Nisan ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 448,8 ile elmada görüldüğünü belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Elmadaki fiyat farkını yüzde 404,1 ile salatalık, yüzde 278,4 ile kabak, yüzde 272,9 ile karnabahar, yüzde 265,3 ile pırasa, yüzde 251,6 ile yeşil mercimek, yüzde 241 ile patlıcan ve yüzde 240,3 ile nohut takip etti.

Nisan ayında elma ve salatalıkta üretici ile market arasındaki fiyat farkı yüzde 400’ün üzerindeyken, 11 üründe yüzde 200’ün, 10 üründe ise yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti. Elma 5,5 kat, salatalık 5 kat, kabak 3,8 kat, karnabahar ve pırasa 3,7 kat, yeşil mercimek 3,5 kat, patlıcan ve nohut 3,4 kat, kırmızı mercimek, kuru fasulye ve kuru incir ise 3,3 kat fazlaya tüketiciye satıldı.

Üreticide 2 lira olan elma 11 liraya, 3 lira 20 kuruş olan salatalık 16 lira 10 kuruşa, 3 lira 80 kuruş olan kabak 14 lira 20 kuruşa, 3 lira 10 kuruş olan karnabahar 11 lira 60 kuruşa, 2 lira 40 kuruş olan pırasa 8 lira 60 kuruşa, 8 lira 20 kuruş olan yeşil mercimek 28 lira 80 kuruşa, 6 lira olan patlıcan 20 lira 50 kuruşa, 8 lira 40 kuruş olan nohut 28 lira 60 kuruşa markette satıldı.

Market fiyatları

“Nisan ayında markette 40 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 16’sında fiyat azalışı görülürken sadece 2 üründe fiyat değişimi olmadı. Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 59,3 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat artışını yüzde 34,9 ile pırasa, yüzde 23,6 ile toz şeker, yüzde 19,1 ile marul, yüzde 18,5 ile patates ve havuç, yüzde 17,1 ile nohut ve yüzde 16,3 ile beyaz peynir takip etti.

Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 38,3 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki fiyat düşüşünü yüzde 30,4 ile patlıcan, yüzde 30,1 ile yeşil soğan, yüzde 23,7 ile kabak, yüzde 20,9 ile sivri biber, yüzde 20,3 ile domates izledi. Markette yumurta ve yeşil mercimekte fiyat değişimi olmadı.

Üretici Fiyatları

Nisan ayında üreticide 32 ürününün 13’ünde fiyat artışı olurken, 9’unda fiyat düşüşü görüldü, 10 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Nisan ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 48,3 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki fiyat düşüşünü yüzde 47,4 ile kabak, yüzde 41,5 ile patlıcan, yüzde 41,1 ile yeşil soğan, yüzde 34,7 ile sivri biber, yüzde 32,9 ile salatalık, yüzde 11,3 ile domates izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 194,1 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 82,1 ile marul, yüzde 80 ile kuru kayısı, yüzde 75,8 ile maydanoz, yüzde 36,4 ile beyaz lahana, yüzde 26 ile kuru soğan, yüzde 18,9 ile süt, yüzde 17,1 ile Antep fıstığı takip etti. Üretici fiyatlarında havuç, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm, kuru incir ve fındıkta fiyat değişimi olmadı.”

Fiyat farklılıklarının sebepleri

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarının sebeplerini ise şöyle açıkladı;

“Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün, markette beyaz lahana olurken, üreticide limon oldu. Markette ve üreticide en fazla fiyat düşüşü ise karnabaharda yaşandı.

  • Limonun dalında satışının bitmesi, piyasada depolardan yatak limon arzının başlaması ve depo masraflarının artması fiyatların yükselmesine neden oldu
  • Marul ve maydanozdaki fiyat artışı arzın azlığından kaynaklandı.
  • 14 Nisan’da Malatya genelinde yaşanan don afeti sebebiyle kayısı rekoltesinde beklenen yüzde 80 rekolte kaybı kuru kayısı fiyatının yükseltti.
  • Beyaz lahana fiyatındaki artış sezon sonuna gelinmiş olmasından kaynaklandı.
  • Adana ve Hatay bölgesinde hasadın yeni başlaması ve ürün arzının yeterli olmamasından kaynaklı kuru soğanda fiyat artışı yaşandı.
  • Sütte görülen fiyat artışı Ulusal Süt Konseyinin 1-30 Nisan arası çiğ süt tavsiye fiyatında yaptığı değişiklikten kaynaklandı.
  • Antep fıstığında görülen artışta ürün arzında meydana gelen azalış neden oldu.
  • Karnabaharda talebin azalması fiyatların düşmesine neden oldu.
  • Kabak, patlıcan, yeşil soğan, sivri biber, salatalık, domates fiyatlarındaki düşüş havaların ısınması sebebiyle artan arzdan kaynaklandı.

Öte yandan havaların ısınmasıyla birlikte tarla ürünlerinin piyasaya arzının artması önümüzdeki dönem tüketici fiyatlarına olumlu yönde yansıyacaktır.”

Paylaşın

Elektriğe Büyük Zam Yolda!

Elektriğe 1 Mayıs’tan itibaren yeni zammın gelebileceği belirtiliyor. Enerji Piyasaları Uzmanı Çağada Kırım, normalde sektörde zammın temmuzda beklendiğini belirtirken, maliyet makasının açılmasıyla bu zammın mayıs ayına çekilebileceğini kaydetti.

Yılbaşı ve nisan ayında yapılan elektrik zamları sonrası maliyet artışları nedeniyle yeni zammın kapıda olduğu ifade ediliyor. Özellikle mesken abonelerine verilen elektrikte üretim maliyeti ile satış fiyatı arasındaki farkın yüzde 92’ye çıkması nedeniyle durumun sürdürülemez olduğu vurgulanıyor. Enerji Piyasaları Uzmanı Çağada Kırım, normalde sektörde zammın temmuzda beklendiğini belirtirken, maliyet makasının açılmasıyla bu zammın mayıs ayına çekilebileceğini kaydetti.

Katlanarak artıyor

Sözcü’den Taylan Büyükşahin’in haberine göre, şu anda mesken düşük tüketim satış fiyatının kilovatsaat (kWh) başına 1,26 TL, üretim maliyetinin ise 2,41 TL olduğuna dikkat çeken Kırım, maliyet artış hızının böyle devam etmesi durumunda ağustos ayında üretim maliyetinin 3,54 TL’ye çıkacağını aktardı. Bu durumda aradaki farkın yüzde 92’den yüzde 181’e çıkacağını ifade eden Kırım, zammın gecikmesi durumunda oranının da katlanarak artacağını, zammın büyütülmek istenmeyeceğini dile getirdi.

Tüm abone gruplarında fiyat artışı söz konusu

BOTAŞ’ın elektrik üretim doğalgaz tarifesinin Ocak 2021’den bu yana standart metreküp başına 1.41 TL’den 10.75 TL’ye yükseldiğini söyleyen Çağada Kırım, artış oranının yüzde 600’ü bulduğunu belirtti. Tüm maliyetin elektrik satışına yansıtılmadığını ifade eden Kırım, ancak bunun sürdürülemez bir noktaya geldiğini aktardı. Kırım, “Tüm abone gruplarına zam bekleniyor. Zam oranını tahmin etmek şu an mümkün değil ama rakamlar ortada” dedi.

Paylaşın

Türkiye, Buğday Üretiminde 80 Yıl Geriye Gitti

1940’ta Türkiye nüfusu 17 milyon 820 bin 950, buğday üretimi 4 milyon 67 bin 950 ton iken kişi başına yaklaşık 1/4 ton (250 kg) olan yıllık  buğday üretimi nüfusun 84 milyon 680 bin 273’e ulaştığı 2021’de 17 milyon 650 bin tonda, yani kişi başına 208 kg’da kaldı. Türkiye buğday üretiminin tüketimi karşılama yeterliği düzeyinde 80 yıl öncesinin de gerisine gitti. 

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bugün sona eren uluslararası ithalat ihalesinde alım yapmaya başlayarak yaklaşık 100 bin ton ekmeklik buğday satın aldı.

Reuters’in haberine göre, Ticaret kaynakları, ihalede en düşük teklifin 25 bin ton buğday için navlun dahil ancak sigorta maliyetleri hariç (c&f) ton başına 412 dolar olduğunun ve teslimatın İskenderun limanına yapılacağının tahmin edildiğini söyledi.

TMO son teklif tarihi bugün olan iki buğday ithalat ihalesi açmıştı. İhalelerden birinde halen Türkiye’de bulunan 210 bin ton buğday, ötekindeyse Türkiye’ye sevkiyatı yapılmak üzere yaklaşık 270 bin ton buğday alınması öngörülüyor. İhalelerde oluşan fiyatlar TMO’nun nihai onayına tabi olduğu için daha sonra değişebiliyor.

Ayçiçek yağı da…

TMO, dün de 18 bin ton ayçiçek yağı ithal etmişti. Ticaret kaynakları, ihalede 12 bin ton için teklifin Yayla tarafından verildiğini, teklifin navlun dahil ancak sigorta maliyetleri hariç (c&f) ton başına 1,997 dolar olduğunu ve teslimatın Mersin limanına yapılacağının tahmin edildiğini söylemişti.

Bakan: Karamsarlığa gerek yok, kendine yeterliyiz

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi Gazete Ekonomi’ye verdiği demeçte, bu durumun “karamsarlığa yol açmaması” gerektiğini söyledikten sonra  “Ürünlerimiz hem kaliteli hem yeterli. Bazı ürünlerde üretim miktarını arttırmak için destekleri artıracağız. Önceliğimiz üretim, yeter ki üretme isteği olsun. Biz elimizden gelenin fazlasını vermeye hazırız.” diyor.

Ancak TMO istatistikleri özellikle buğday konusunda Kirişçi’yi doğrulamıyor.

Türkiye buğday üretiminde 80 yıl geriye gitti

1940’ta Türkiye nüfusu 17 milyon 820 bin 950, buğday üretimi 4 milyon 67 bin 950 ton iken kişi başına yaklaşık 1/4 ton (250 kg) olan yıllık  buğday üretimi nüfusun 84 milyon 680 bin 273’e ulaştığı 2021’de 17 milyon 650 bin tonda, yani kişi başına 208 kg’da kaldı. Türkiye buğday üretiminin tüketimi karşılama yeterliği düzeyinde 80 yıl öncesinin de gerisine gitti.

Üstelik 1976’dan bu yana Türkiye’nin yıllık buğday üretim miktarı nüfusun durmaksızın artmasına karşın 16-20 milyon tonda çakılıp kalırken ekilen alan genişliği 1976’da 9 milyon 250 bin hektardan, 2021’de 6 milyon 922 bin 236 hektara geriledi.

Paylaşın

Hazine, Mayıs Ayında 59 Milyar Lira Borçlanacak

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Mayıs-Temmuz 2022 dönemine ilişkin iç borçlanma stratejisini açıkladı. Buna göre, Hazine söz konusu dönemde 83 milyar liralık iç borç servisine karşılık 107 milyar liralık iç borçlanma gerçekleştirecek. Bu dönemde dış borçlanmaya gidilmeyecek.

Bakanlığın Mayıs-Temmuz 2022 dönemi iç borçlanma stratejisinde, Mayıs’ta 53 milyar liralık iç borç servisine karşılık 59 milyar liralık, Haziran’da 19,2 milyar liralık iç borç servisine karşılık 28 milyar liralık, Temmuz’da ise 10,8 milyar liralık iç borç servisine karşılık 20 milyar lira iç borçlanma yapılması öngörülüyor.

Bakanlık, Mayıs-Temmuz 2022 dönemine ilişkin iç borçlanma stratejisini açıkladı. Buna göre, Hazine söz konusu dönemde 83 milyar liralık iç borç servisine karşılık 107 milyar liralık iç borçlanma gerçekleştirecek. Bu dönemde dış borçlanmaya gidilmeyecek.

Bloomberg HT’nin haberine göre; bakanlığın Mayıs-Temmuz 2022 dönemi iç borçlanma stratejisinde, Mayıs’ta 53 milyar liralık iç borç servisine karşılık 59 milyar liralık, Haziran’da 19.2 milyar liralık iç borç servisine karşılık 28 milyar liralık, Temmuz’da ise 10.8 milyar liralık iç borç servisine karşılık 20 milyar lira iç borçlanma yapılması öngörülüyor.

Mayıs ayındaki iç borçlanmanın 36,8 milyar lirasının piyasadan, 18.5 milyar lirasının doğrudan satışlardan, 3,7 milyar lirasının kamuya satışlardan; Haziran iç borçlanmasının yaklaşık 22.4 milyar lirasının piyasadan, 5,6 milyar lirasının kamuya satışlardan; Temmuz iç borçlanmasının 1.9 milyar lirasının piyasadan, 1,1 milyar lirasının doğrudan satışlardan, 1 milyar lirasının ise kamuya satışlardan oluşması bekleniyor.

Bu dönemde 16 tahvil ihalesi düzenlenecek, 2 kira sertifikasının, 1 altına dayalı kira sertifikasının, 1 altın tahvilinin doğrudan satışı yapılacak, 1 Hazine bonosunun yeniden ihracı gerçekleştirilecek. Mayıs’ta 60.5 milyar liralık, Haziran’da 25.5 milyar liralık, Temmuz’da ise 17.9 milyar liralık ödeme yapılacak. Bu ödemelerin 21 milyar lirası dış borç servisinden oluşacak.

Paylaşın

Türkiye, G-20’den Çıkacak Mı?

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) raporuna göre Türkiye 2021’de dünyanın en büyük 21. ekonomisi oldu. Bu gelişme Türkiye’nin G-20’den düştüğü ve G-20’den çıkarılacağı yorumlarını beraberinde getirdi. Peki, Türkiye G-20’den düştü mü? 

Türkiye G-20’den düşmedi, G-20’de kalmaya devam edecek. Zira “20’ler Grubu” olarak bilinen G-20 için tek kriter ekonomi değil ve dünyanın en büyük 20 ekonomisinden oluşmuyor. Dünyanın en büyük 20 ekonomisinde olan ülkelerin hepsi G-20 üyesi olmadığı gibi tüm G-20 üyeleri de en büyük 20 ekonomiden birisi değil. Peki, G-20 nedir? G20 üyeleri hangi ülkeler? Türkiye ekonomisi dünyada kaçıncı sırada? Satın alma gücü paritesine göre gayrisafi yurtiçi hasılasıda (GSYH) Türkiye kaçıncı sırada?

IMF, Nisan 2022 tarihli Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nu açıkladı. Buna göre Türkiye dünyanın en büyük 21. ekonomisi. Türkiye’nin 2021’de GSYH’si 806,8 milyar Amerikan Doları oldu. Türkiye 2020’de 720 milyar dolar GSYH ile dünyanın en büyük ekonomisi olmuştu. Türkiye’nin 20. sıradan 21.liğe gerilemesi G-20’den düştüğü haber ve yorumlarına yol açtı. Ancak bunlar gerçeği yansıtmıyor. Türkiye G-20 üyesi ve üye kalmaya devam edecek.

Ülkeler dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına girince G-20 üyesi olmuyor. 2021 yılında ilk 20 ekonomi arasında yer alan İran, İspanya, Hollanda ve İsviçre G-20 üyesi değil. Benzer şekilde Güney Afrika ve Arjantin en büyük 20 ekonomi içinde yer almamasına rağmen G-20 üyeleri.

2021 yılında dünyanın en büyük ekonomileri hangileri?

IMF’nin Nisan 2022 tarihli raporuna göre 2021 yılı dünyanın en büyük ekonomilerinin zirvesinde 22 trilyon 998 milyar dolar ile ABD var. İkinci sıradaki Çin’in GSYH’si 17 trilyon 458 milyar dolar. Bu iki ekonomik devden sonra ise Japonya 4 trilyon 937 milyar dolar ile üçüncü sırada. Almanya 4 trilyon 226 milyar ile dördüncü, İngiltere 3 trilyon 188 milyar ile beşinci sırada.

807 milyar dolar ile 21. sıradaki Türkiye’nin hemen üstünde ise 813 milyar dolar ile İsviçre geliyor. İran ise 1 trilyon 426 milyar dolar ile 14. durumda.

Türkiye 2020’de 20. sıradaydı

IMF raporuna göre Türkiye 720 milyar dolar GSYH ile 2020’de dünyanın en büyük 20. ekonomisi durumundaydı. IMF verilerine göre Türkiye 2003 yılında 315 milyar dolar GSYH ile dünyanın en büyük 21. ekonomisi idi. Çin ise 2003’te 6. sıradaydı.

Türkiye 2015’te en büyük 16. ekonomiydi

IMF verileri Türkiye’nin 2015’te dünyanın en büyük 16. ekonomisi olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin GSYH’si 2015’te 864 milyar dolar idi.

Türkiye 2022’de 23. sıraya düşecek

Türkiye’nin hedefi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek ancak. IMF verileri Türkiye’nin sıralamada daha da gerileyeceğini gösteriyor. Nisan 2022 tarihli rapora göre IMF’nin tahmini Türkiye’nin 692 milyar GSYH ile dünyanın en büyük 23. ekonomisi olacağı yönünde.

Satın alma gücünde Türkiye 2021’de 11. sırada

Öte yandan, satınalma gücü paritesine (SAGP) göre hesaplanan GSYH’ye bakıldığında ise Türkiye çok daha iyi durumda. SAGP, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma güçlerini eşitleyen bir değişim oranı. 1 doların ABD veya Avrupa’da satın alabileceği mal ve hizmetler ile Türkiye’de satın alabileceği mal ve hizmetler aynı miktarda değil. Ülkeler arası kıyas yapabilmek için bilimsel yollarla çok sayıda ürün ve hizmetin hesaplanmasıyla satın alma gücü belirleniyor.

IMF’nin Nisan 2022 raporuna göre Türkiye’nin 2021 yılında satın alma gücü paritesine göre GSYH’si 2 trilyon 943 milyar dolar oldu. Türkiye bu alanda dünyada 11. sırada bulunuyor. İtalya, Kanada, Güney Kore, İspanya ve Hollanda gibi birçok ülke Türkiye’nin gerisinde kaldı.

SAPG GSYH listesinin zirvesinde 27,2 trilyon dolar ile Çin var. Hemen ardından 23 trilyon ile ABD geliyor. Hindistan 10,2 trilyon dolar ile üçüncü, Japonya 5,6 trilyon dolar ile dördüncü ve Almanya 4,9 trilyon dolar ile beşinci sırada yer alıyor.

Ülke ekonomilerinin büyüklüğü kadar kişi başına milli gelir de önemli bir unsur. Örneğin Çin ve Hindistan ilk üçte yer almasına rağmen kişi başına gelirde çok daha gerideler çünkü nüfusları çok yüksek.

G20 üyeleri hangi ülkeler?

Şu ülkeler G-20 üyesi: Avrupa’dan Türkiye, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya ve Avrupa Birliği (AB), Amerika kıtasından ABD, Kanada, Meksika, Arjantin, Brezilya; Asya-Pasifik’ten Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Endonezya ve Avustralya, Afrika kıtasından Güney Afrika ve Ortadoğu’dan Suudi Arabistan. İspanya üye değil ancak toplantılara “daimi konuk üye” sıfatıyla katılıyor.

G-20 nedir, ne zaman neden kuruldu?

G-20 uluslararası sistemde başlıca gelişmiş ülkeler ile önemi ve ağırlığı artmakta olan yükselen ekonomilerin küresel ekonomik karar alma süreçlerinde daha fazla temsil edilmesi ve uluslararası mali sistemin daha istikrarlı bir yapıya kavuşturulması amacıyla 1999 yılında kuruldu.

2008’de ise ilk G20 liderler zirvesi gerçekleşti. Türkiye, 1 Aralık 2014 tarihinde üstlendiği G20 Dönem Başkanlığını 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da düzenlenen Liderler Zirvesi ile tamamladı. G-20 dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85’ini, ticaretinin yüzde 75’ini ve nüfusunun yüzde 60’ını temsil ediyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde De Enflasyon Rekor Kırdı

Avrupa’da Euro para birimini kullanan 19 ülkeden oluşan “Euro Bölgesi”nde enflasyon Nisan ayında yüzde 7,5 ile, bu alanda istatistik çalışmasına başlanılan 1997 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Rekor enflasyonda Ukrayna Savaşı ve buna bağlı olarak artan enerji fiyatları etkili oldu.

Koronavirüs salgınının olumsuz etkilerinden sıyrılmaya çalışan Euro Bölgesi‘nde enflasyon, savaşın yarattığı olumsuzluklar nedeniyle geçen Mart ayında da, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yüzde 7,4 olarak açıklanmıştı.

Yaklaşık 343 milyon kişinin yaşadığı Euro Bölgesi’nde, Ukrayna Savaşı ve buna bağlı küresel enerji krizi nedeniyle enerji fiyatlarının ortalama yüzde 38 arttığı bildiriliyor. Yüksek enflasyon çok sayıda Avrupa ülkesinde siyaset ve ekonominin başlıca gündem maddeleri arasında yer alırken, pek çok ülke özellikle artan enerji fiyatlarına karşı haneleri korumak için çeşitli önlemler alıyor.

Almanya’da hükümetin, dört kişilik bir aileye, bir kereye mahsus olmak üzere yıllık 300 euro para yardımı yapma yönündeki tasarısı, Federal Meclis ve eyalet parlamentolarında onaylandığı takdirde, büyük olasılıkla Eylül ayında söz konusu ödemeler yapılacak.

Çok sayıda Avrupa ülkesinin Rusya’ya uygulanan yaptırımlar kapsamına, doğal gaz ve petrol ithalatını almamasının başlıca nedeni de, böyle bir kararın yakıt, enerji ve benzin fiyatlarını büyük olasılıkla daha da yukarılara çekecek olması.

Avrupa Merkez Bankası’na “harekete geçme” çağrısı

Fiyatların anormal ölçüde artmasının, Avrupa’da tüketiciler ve ekonomi üzerinde yarattığı baskı nedeniyle, çok sayıda ekonomi uzmanı Avrupa Merkez Bankası’na önlem alma çağrısında bulunuyor.

Almanya’da Ekonomi Bilirkişi Kurulu Üyesi Volker Wieland, Avrupa Merkez Bankası’nın rekor seviyedeki enflasyon oranına karşı harekete geçmesi gerektiğini belirterek, “Gerçek şu ki, enflasyon beklenenin çok üstüne çıktı. Merkez Bankası ise fazlasıyla uzun bir süredir bekliyor” dedi.

Börsen-Zeitung’a röportaj veren ekonomi profesörü Wieland, “Euro Bölgesinde uzun süredir kapsamlı bir enflasyon artışı görüyoruz. Ancak para politikalarında hala sadece ekonominin canlandırılmasına yönelik bir çaba izleniyor” söyleminde bulundu. Wieland, Almanya için Nisan ayında yüzde 7,4 olarak açıklanan enflasyonun daha uzun süre bu yüksek seviyelerde kalacağı tahminini dile getirerek, doğal gaz tedariğinin kesilmesi halinde söz konusu enflasyon oranının iki haneli rakamlara çıkmasının da ihtimal dışı olmadığını vurguladı.

“Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası’nın nihayet kararlı bir biçimde harekete geçmesi çok önemli” ifadesini kullanan Wieland, Merkez Bankası’nın enflasyon değerleri yüzde 7’yi aşmışken neden hala sıfır ve eksi faiz politikasında ısrar ettiğini anlayamadığını belirtti.

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı, Yılın İlk Çeyreğinde Yüzde 138,5 Arttı

Mart ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 75,1 artarak 4 milyar 666 milyon dolardan, 8 milyar 169 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret açığı Ocak-Mart döneminde ise yüzde 138,5 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle hazırlanan Dış Ticaret İstatistikleri Mart 2022 verileri açıklandı.

Buna göre, ihracat 2022 yılı Mart ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,8 artarak 22 milyar 709 milyon dolar, ithalat yüzde 30,7 artarak 30 milyar 878 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2022 yılı Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,6 artarak 60 milyar 201 milyon dolar, ithalat yüzde 42,0 artarak 86 milyar 607 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2022 Mart ayında %18,6 artarak 17 milyar 959 milyon dolardan, 21 milyar 292 milyon dolara yükseldi.

Mart ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 9,2 artarak 19 milyar 615 milyon dolardan, 21 milyar 429 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Mart ayında 136 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 13,7 artarak 42 milyar 721 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,4 oldu.

Mart ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %75,1 artarak 4 milyar 666 milyon dolardan, 8 milyar 169 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Mart ayında yüzde 80,2 iken, 2022 Mart ayında yüzde 73,5’e geriledi.

Dış ticaret açığı Ocak-Mart döneminde yüzde 138,5 arttı

Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı yüzde 138,5 artarak 11 milyar 74 milyon dolardan, 26 milyar 406 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Mart döneminde yüzde 81,8 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,5’e geriledi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2022 Mart ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Ocak-Mart döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,3, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,7 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2022 Mart ayında ara mallarının payı %81,8, sermaye mallarının payı yüzde 10,5 ve tüketim mallarının payı yüzde 7,6 oldu.

İthalatta, 2022 Ocak-Mart döneminde ara mallarının payı yüzde 82,8, sermaye mallarının payı yüzde 10,1 ve tüketim mallarının payı yüzde 7,1 oldu.

Mart ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Mart ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 907 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 559 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 278 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 168 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 162 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 31,1’ini oluşturdu.

Ocak-Mart döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 5 milyar 286 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 4 milyar 56 milyon dolar ile ABD, 3 milyar 384 milyon dolar ile İtalya, 3 milyar 210 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 3 milyar 115 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 31,6’sını oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Mart ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 224 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 618 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 240 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 325 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 183 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 40,8’ini oluşturdu.

Ocak-Mart döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 12 milyar 720 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 9 milyar 888 milyon dolar ile Çin, 5 milyar 515 milyon dolar ile Almanya, 3 milyar 664 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 963 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 40,1’ini oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 1,2 arttı, ithalat yüzde 0,9 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2022 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 20,1, ithalat yüzde 31,2 arttı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Mart ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,0’dır. Ocak-Mart döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,3’tür. Ocak-Mart döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 2,8’dir.

Mart ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 69,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,4’tür. Ocak-Mart döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 67,1’dir. Ocak-Mart döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 9,9’dur.

Özel ticaret sistemine göre, 2022 yılı Mart ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,6 artarak 21 milyar 320 milyon dolar, ithalat yüzde 30,4 artarak 29 milyar 674 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Mart ayında dış ticaret açığı yüzde 74,3 artarak 4 milyar 794 milyon dolardan, 8 milyar 355 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Mart ayında yüzde 78,9 iken, 2022 Mart ayında yüzde 71,8’e geriledi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2022 yılı Ocak-Mart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,1 artarak 56 milyar 746 milyon dolar, ithalat yüzde 40,2 artarak 82 milyar 960 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı yüzde 120,3 artarak 11 milyar 902 milyon dolardan, 26 milyar 215 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Mart döneminde yüzde 79,9 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 68,4’e geriledi.

Paylaşın

Turizm Gelirleri, Yılın İlk Çeyreğinde Yüzde 122 Arttı

TÜİK’in açıkladığı verilere göre turizm geliri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan I. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 122,4 artarak 5 milyar 454 milyon 488 bin dolar oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak – Mart 2022 Turizm İstatistiklerini açıkladı.

Buna göre, turizm gelirleri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan I. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 122,4 artarak 5 milyar 454 milyon 488 bin dolar oldu. Turizm gelirlerinin yüzde 76,5’i yabancı ziyaretçilerden, yüzde 23,5’i ise yurt dışında ikamet eden vatandaşların ziyaretinden elde edildi.

Bu çeyrekte yapılan harcamaların 4 milyar 852 milyon 137 bin dolarını kişisel harcamalar, 602 milyon 350 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Bu çeyrekte tüm harcama türleri geçen yılın aynı çeyreğine göre arttı. Spor, eğitim, kültür harcaması yüzde 306,6 artarken, paket tur harcamaları yüzde 287,7 ve uluslararası ulaştırma harcamaları yüzde 135,9 arttı.

Bu çeyrekte geceleme yapan yabancıların ortalama gecelik harcaması 75 dolar, yurt dışında ikamet eden vatandaşların ortalama gecelik harcaması ise 51 dolar oldu.

Ziyaretçi sayısı yüzde 148,1 arttı

Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 148,1 artarak 6 milyon 451 bin 657 kişi oldu. Bunların yüzde 76,6’sını 4 milyon 943 bin 964 kişi ile yabancılar, yüzde 23,4’ünü ise 1 milyon 507 bin 693 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.

Bu çeyrekte yabancı ziyaretçiler Türkiye’yi yüzde 52,1 ile en çok “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” amacıyla ziyaret etti

İkinci sırada yüzde 24 ile “akraba ve arkadaş ziyareti”, üçüncü sırada ise ile yüzde 10,1 ile “alışveriş” yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise Türkiye’ye yüzde 62,4 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.

Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaş harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 181,3 artarak 664 milyon 989 bin dolar oldu. Bunun 623 milyon 265 bin dolarını kişisel, 41 milyon 724 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %269,6 artarak 1 milyon 39 bin 666 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 640 dolar olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Türkiye Bankacılık Sektörüne Enflasyon Ve Faiz Uyarısı

Uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P Global Ratings), Türkiye bankacılık sektörünün karlılığının yükselen enflasyon ve negatif reel faizden dolayı baskılanacağını söyledi.

Reuters’ta yer alan habere göre, kurumun Türkiye’de bankacılık sektörü ile ilgili yayımladığı raporda, bankaların TÜFE’ye endeksli tahvil getirilerinden fayda sağlayacağına dikkat çekildi ve şu ifadelere yer verildi:

“Yükselen enflasyonun bankaların 2022 gelirleri açısından olumlu etkisi olacak… Ancak, bu etki artan provizyon ihtiyaçları ve negatif reel faizden dolayı dengelenecek ve reel anlamda kârlılığı zayıflatacak.”

Tüketim talebinde azalma beklentisi

Negatif faiz oranları nedeniyle bankaların kredi iştahının artmasının beklendiğinin belirtildiği raporda, yüksek enflasyon nedeniyle tüketim talebinin ise azalmasının beklendiği kaydedildi.

S&P raporunda baz senaryoda bankacılık sektöründe takipteki kredi rasyosunun (NPL) artmasını beklediklerini belirterek, yükselen enflasyonun perakende ve kurumsal müşterilerin kredibilitesini daha da zorlayacağını ve bankacılık sistemi için de riskleri artıracağını söyledi.

NPL 2023’e kadar yüzde 9 olabilir

BDDK’nın Eylül 2021’de kredilerin sınıflandırılması sürelerinin uzatılmasının sona ermesinin de, bankalarda aktif kalitesi sorunlarını daha belirginleştireceği ifade edildi.

Ancak nominal olarak yüksek beklenen kredi büyümesinden dolayı NPL üzerindeki net etkiyi görmenin biraz zaman alacağının belirtildiği raporda NPL rasyosunun 2023’e kadar yüzde 9’un üzerine çıkmasının beklendiği ifade edildi.

Son yıllarda artan risk maliyetinin gelecek iki yılda da yükselmesinin beklendiği ifade edilen raporda, pandemi, 2021 sonundaki kur krizi ve Ukrayna-Rusya çatışmasının ortaya çıkaracağı dolaylı etkilerin de bunda etkisinin olacağı ifade edildi.

Paylaşın