Gelir Eşitsizliğinin En Yüksek Olduğu Yer İstanbul

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, İstanbul, gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu bölge olurken, Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, gelir eşitsizliğinin en az olduğu bölge oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları, 2021 verilerini yayımladı. Buna göre, en düşük gelir TRB2 olarak tanımlanan Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de gerçekleşti.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2021 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2020 yılını referans alınıyor. Gelir hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülüyor.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2021 yılında 37 bin 400 TL iken, bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge 51 bin 765 TL ile İstanbul bölgesi oldu.

Fert geliri en düşük olan iller: Van, Muş, Bitlis ve Hakkari

Türkiye’de en düşük 20’lik grupta yer alan kişilerin fert geliri ortalama 11 bin 427 lira olurken en yüksek 20’lik grupta yer alan kişilerin ortalama fert geliri 87 bin 366 lira oldu. Bu rakam İstanbul’da en yüksek 20’lik grupta 130 bin 325 liraya çıktı. İstanbul’da en düşük 20’lik grupta yer alan kişilerin ortalama geliri 15 bin 814 lira oldu. Ortalama fert geliri en düşük olan Van, Muş , Bitlis ve Hakkari’de gelir 18 bin 275 lira olarak gerçekleşti.

Bu bölgeyi, 47 bin 595 TL ile İzmir bölgesi ve 46 bin 516 TL ile Ankara izledi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 18 bin 278 TL ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de gerçekleşti.

Gelir eşitsizliği en az Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli’de oldu.

P80/P20 oranı, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirine oranı şeklinde hesaplanarak ve oran küçüldükçe gelir eşitsizliği azalıyor.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 7,6 iken, bu değerin en düşük olduğu 4,1 ile Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, 4,3 ile Zonguldak, Karabük, Bartın ve Bursa, Eskişehir, Bilecik oldu.

P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 8,2 ile İstanbul, 7,7 ile Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan ve 7,2 ile Adana, Mersin oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli bölgesinde gerçekleşti.

İBBS 2. Düzey bölgelerinin herbiri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 14,4 ile Adana, Mersin, yüzde 13,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt ve Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2. Düzey bölgeleri ise yüzde2,2 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli), yüzde 6,5 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) ve yüzde 7,7 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) olarak hesaplandı.

Paylaşın

Hazine’nin Nakit Açığı 66,8 Milyar Liraya Yükseldi

2022 yılının ilk 4 ayında Hazine’nin nakit açığı 66,8 milyar liraya yükseldi. Nakit dengesi, geçen sene nisanda 13,3 milyar lira, ocak-nisan döneminde 2 milyar lira açık vermişti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2022 yılı Nisan ayı “Hazine nakit gerçekleşmeleri” verilerini dün akşam açıkladı. Buna göre, nisanda Hazine nakit dengesi, 43,7 milyar TL açık verdi.

Yılın ilk 4 ayında Hazine’nin nakit açığı 66,8 milyar TL’ye yükseldi. Nakit dengesi, geçen sene nisanda 13,3 milyar TL, ocak-nisan döneminde 2 milyar TL açık vermişti.

Sözcü’nün aktardığına göre nisan ayında Hazine’nin gelirleri 182,1 milyar TL olurken, giderleri 226,4 milyar TL olarak kayıtlara geçti.

2022’de faiz gideri 93 milyar lira oldu

Hazine’nin faiz giderleri nisanda 15,3 milyar TL olurken, yılın ilk 4 ayında toplam faiz gideri 93 milyar TL’ye ulaştı. Faiz ödemeleri geçen sene nisanda 12,7 milyar TL, ocak-nisan döneminde 57,9 milyar TL olmuştu.

Nisanda faiz dışı nakit açığı 29 milyar TL oldu. Yılın ilk 4 ayında faiz dışı denge, 24,5 milyar TL fazla verdi. Net borçlanma ise nisanda 20,7 milyar TL, ocak-nisan döneminde 82,3 milyar TL oldu.

Paylaşın

‘Konut Paketi’ Yüksek Fiyatlara Çözüm Olmaz

Konut inşaatlarında yavaşlama ve fiyatlarda yıllık yüzde 100’e ulaşan artışların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşları konut sektöründeki dalgalanmalardan korumak amacıyla üç yeni paket açıkladı ancak, sektör temsilcileri tedbirlerin konut fiyatlarını aşağı çekmede başarılı olacağından şüpheli.

T24’ün Reuters’tan aktardığı analize göre, konut sektörüne yönelik yeni paketler sonrası satışlarda artış beklentisi oluştuğu, ancak söz konusu paketlerin fiyatlarda istenen dengelenmeye çözüm olmayacağı belirtildi.

Sektör temsilcileri, yüzde 1’in altındaki kredi faizi imkânının konut piyasasına canlılık getireceğini ve birinci el satışlara yüzde 20 civarında olumlu katkı sağlayabileceğini belirtirken; artan maliyetler, liradaki değer kaybı ve yeni konut arzındaki zayıf seyir nedeniyle kısa vadede konut fiyatlarındaki yükselişin kontrol altına alınmasının ise zor olduğuna dikkat çekiyor.

Hükümet, açıkladığı tedbirler kapsamında konut üreticilerine belli şartlar altında ucuz finansman sağlayarak konut arzını artırmayı ve bu sayede fiyatları dengeye oturtmayı amaçlıyor. Ancak yüzde 40 tamamlanma oranına ulaşmamış projelerin kapsam dışında bırakılması ve yüzde 70 resmi enflasyon ortamında fiyatların bir yıl sabit tutulması şartı, firmaların bundan yararlanmasını, dolayısıyla da düzenlemenin amacına ulaşma şansını azaltıyor.

Öte yandan, paketlerin açıklanmasının hemen ardından konut fiyatlarında ani artışlar yaşandığına yönelik kamuoyunda eleştiriler yükselirken, Maliye Bakanı Nureddin Nebati de Twitter’dan yaptığı açıklamada bazı internet sitelerinde “birtakım fırsatçıların” konut fiyatlarında fahiş artışlar yaptıkları uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, vatandaşları konut sektöründeki arızi dalgalanmadan korumak amacıyla bir dizi tedbiri hayata geçirme kararı aldıklarını belirterek, sektöre yönelik 3 paket açıklamıştı.

Paketlerden ikisi konut alacaklara belli şartlar altında yüzde 1’in altında faizle uzun vadeli kredi imkanı sağlarken; paketlerden biri kapsamında ise inşaat firmalarına belli kriterleri karşılayan konut projelerinin tamamlanması için uzun vadeli finansmana erişim imkanı sunuldu.

Buna göre, asgari yüzde 40’ı tamamlanmış ve yüzde 50’si satılmamış inşaat projelerine, 1 yıl boyunca konut satış fiyatını sabit tutma taahhüdü karşılığında finansman sunulacak.

TCMB verilerine göre, konut fiyat endeksi şubatta bir önceki aya göre yüzde 13.5, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 96.4 artış gösterdi. Yeni konutlarda ise fiyat endeksi Türkiye genelinde yıllık yüzde 102.2 artarken; artış oranı İstanbul’da yüzde 114.6, Ankara’da yüzde 119.5 olarak gerçekleşti.

Satışlarda artış beklentisi

Konut sektörüne yönelik projeler geliştiren Babacan Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, “Faiz oranının yüzde 0.99 olmasıyla, konut ihtiyacı olmayanlar için bile konut büyük bir yatırım aracı olacak. Enflasyon oranının yüzde 70’lerde gittiği bir ortamda yıllık yüzde 12 ile borçlanabilmek büyük imkan” dedi ve ekledi:

“Bu fırsatı kullanmak isteyenlerin yaratacağı taleple satışlarımızın geçen aylara göre en azından yüzde 20-25 oranında artışla başlayıp yukarı doğru gideceğini düşünüyorum.”

Konut alıcılarına yönelik önemli desteğe karşın konut üreticilerine yönelik finansman paketinin ise ihtiyacı karşılamada eksik kaldığını belirten Babacan, yüzde 40 tamamlama şartı nedeniyle birçok projenin kapsam dışında kaldığına dikkat çekti.

Asıl ihtiyaç duyulanın yeni projelere destek verilmesi olduğunu belirten Babacan, ancak bu sayede piyasadaki stok seviyesinin yükseltilerek konut fiyatlarının da dolaylı olarak regüle edilebileceğini söyledi.

Babacan, “Başladığımız 1,000 konutluk yeni projemiz var. İnşaatta yüzde 20 seviyelerinde olduğumuz için bu destekten yararlanamayacağız. Ayrıca çekmecede tuttuğumuz 8-9 proje var. Yeni başlayacak projelere teşvik olsaydı, bu finansman imkanını kullanıp başlayabilirdik. Bizim durumumuzda birçok firma var” dedi ve ekledi:

“Bankadan finansman temin etmek istediğimizde kredi maliyeti yaklaşık yüzde 30 bandında. Öte yandan bankalar zaten Merkez Bankası son dönemde kredilerdeki karşılık tutarını artırıp piyasayı sıkılaştırdığı için kredi verme konusunda çok isteksiz. İnşaat sektörü olarak bankalardan finansman bulamıyoruz. Kendi öz kaynaklarımızla sınırlı şekilde hareket etmeye çalışıyoruz.”

Yüzde 40 bareminin esnetilmesi beklentisi

İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım da yüzde 40 bareminin esnetilmesi beklentisine işaret ederek, “Ruhsatını almış ya da başlamış projeleri içine alacak şekilde genişletilirse çok daha faydalı olur. Hem istihdam hem de üretim anlamında” diye konuştu.

Birçok oyuncunun şartlardan dolayı sektörden çekildiğini belirten Durbakayım, “Bu kararlardan, sektöre uzun yıllarını vermiş ancak son yıllardaki şartlardan dolayı mali yapısı bozulmuş firmaların da faydalanabilmesi adına gereken düzenlemelerin yapılacağını ümit ediyoruz” dedi.

Öte yandan bazı konut üreticileri ise, diğer kriterleri karşılıyor olsalar bile fiyatları 1 yıl boyunca sabit tutma şartının yüksek enflasyon ve maliyet atışı ortamında uygulanabilir olmadığına işaret ediyor.

Konut üreticisi Mint’in Kurucu Ortağı Sefer Altıoğlu, “İnşaat maliyet artışı aylık ortalama yüzde 10’larda. Ucuz krediden faydalanacağım diye örneğin önümüzdeki sekiz ayda görünen kabaca yüzde 80 maliyet artışına nasıl katlanacağım? Bu çok kabul görebilir değil” diye konuştu.

TÜİK verilerine göre, inşaat maliyet endeksi martta bir önceki aya göre yüzde 9.58, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 101.57 artış kaydetti.

Altıoğlu, “Biz bu ortamda yeni projelere girme konusunda iştahlı değiliz. Çünkü birincisi maliyetler henüz öngörülebilir değil. İkincisi maliyet artışları devam ederse bunu satacağımız alım gücü nerede? O soruların cevabı net değil” diye konuştu.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Rezervleri 2 Milyar 51 Milyon Dolar Azaldı!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 29 Nisan itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 697 milyon dolar azalışla 65 milyar 398 milyon dolara düştü. Brüt döviz rezervleri, 22 Nisan’da 66 milyar 96 milyon dolar seviyesindeydi.

Haber Merkezi / Söz konusu dönemde altın rezervleri, 1 milyar 353 milyon dolar gerileyerek 42 milyar 820 milyon dolardan 41 milyar 467 milyon dolara indi. Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 29 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 51 milyon dolar azalarak 108 milyar 916 milyon dolardan 106 milyar 865 milyon dolara geriledi.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

İnşaat Maliyetlerinde Enflasyon Yüzde 100’ü Aştı

Ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor. İnşaat maliyet endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9,58 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 101,57 arttı. Böylece yıllık enflasyonda rekor kaydedildi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İnşaat Maliyet Endeksi Mart 2022 verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre, inşaat maliyet endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9,58 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 101,57 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 12,19, işçilik endeksi yüzde 1,22 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 128,11, işçilik endeksi yüzde 42,59 arttı.

Bina inşaatı maliyeti ikiye katladı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 8,80, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 98,14 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 11,28, işçilik endeksi yüzde 1,16 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 123,87, işçilik endeksi yüzde 42,58 arttı.

Bina dışı maliyeti yüzde 113,28 arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 12,13, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 113,28 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 15,04, işçilik endeksi yüzde 1,44 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 142,04, işçilik endeksi yüzde 42,63 arttı.

Paylaşın

Ekonomist Demirtaş’tan Müjde Yorumu: Her Şeyi Daha Berbat Yaparsınız

Prof. Dr. Özgür Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam konut satışlarına ilişkin açıkladığı 3 ayrı krediye tepki gösterdi.

Haber Merkezi / Prof. Dr. Demirtaş, “Açıklanan resmi enflasyonun yüzde 70 olduğu, ucuz krediyle şişirilen ev fiyatlarından insanların yandığı bir ortamda, siz kalkıp yüzde 0.99 faizle bedavaya çuval çuval TL dağıtırsanız, her şeyi daha da berbat yaparsınız” dedi. Demirtaş, “Daha yanlış bir politika düşünemiyorum” diye konuştu.

Erdoğan açıklamıştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada konut satışlarına ilişkin 3 ayrı paket açıklamıştı. Bunların ilki, ilk kez konut alacakların, 2 milyon liraya kadar değere sahip birinci el satın almaları için, 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,99 faizle kredi verilmesi idi.

İkinci paket birinci ve ikinci el konutları da kapsarken, üçüncü paket ise, inşaat sektörüne yönelik. Mayıs itibarıyla asgari yüzde 50’si satılmamış inşaat projeleri için 20 milyar liralık bir kaynak ayrıldı.

Detaylar belli oldu

Erdoğan’ın duyurduğu konut sektörüne ilişkin destek paketleriyle ilgili detayları da belli oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile istişareler doğrultusunda “İlk evim Konut Finansman Paketi”, “Genişletilmiş Konut Finansman Paketi”, “İnşaat Sektörüne Özel Kredi Garanti Paketi” olmak üzere 3 çözüm paketi oluşturdu. Konuya ilişkin ayrıntıları Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati sosyal medya hesabından paylaştı.

“İlk evim Konut Finansman Paketi” çerçevesinde, kamu bankalarınca, ilk ve tek konutunu alacak vatandaşlara yönelik olarak, birinci el konutlarda uygulanmak üzere, 2 milyon lira değerine kadar konutlar için, 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlanacak.

“Genişletilmiş Konut Finansman Paketi” ile de kamu bankalarınca, birinci ve ikinci el konutları da kapsayacak biçimde, konut değerinin en az yüzde 50’si 1 Nisan 2022 tarihinden önce açılmış döviz tevdiat hesaplarının (DTH) yahut hurda altının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) satımı ile karşılanması şartıyla, 2 milyon lira değerine kadar konutlar için 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,89 faizli konut kredisi sağlanacak.

“İnşaat Sektörüne Özel Kredi Garanti Paketi” ile de 1 Mayıs 2022 tarihi itibarıyla asgari yüzde 40’ı tamamlanmış ve yüzde 50’si satılmamış inşaat projesi sahibi KOBİ ve KOBİ dışı inşaat şirketlerinin tamamlanmayan inşaatlarını tamamlamaları hedefleniyor. Söz konusu finansman paketi için 20 milyar lira kaynak ayrıldı.

Paylaşın

“‘Süper Faiz’ Üzerinde Beyin Jimnastiği Yapılıyor” İddiası

Belirli bir tutarın üzerindeki döviz mevduatına TL’ye dönmeleri karşılığında süper faiz verilmesi üzerinde beyin jimnastiği yapıldığı iddia edildi. Bunun için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan döviz tevdiat hesapları (DTH) ile ilgili verilerin istendiği, döviz mevduatlarının detaylı analizinin yapıldığı belirtiliyor.

Halk TV yazarı Barış Soydan, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin enflasyon korumalı bir ürün üzerinde çalıştıklarına dair açıklamasını hatırlatarak “Ben, ekonomi yönetiminin kapalı kapılar arkasında başka ürünler üzerinde çalıştığını da duydum” dedi.

“İddiaya göre belirli bir tutarın üzerindeki döviz mevduatına TL’ye dönmeleri karşılığında süper faiz verilmesi üzerinde beyin jimnastiği yapılıyor” diyen Soydan, şöyle devam etti:

“Bunun için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan döviz tevdiat hesapları (DTH) ile ilgili verilerin istendiği, döviz mevduatlarının detaylı analizinin yapıldığı belirtiliyor…

Kur korumalı mevduat, enflasyon korumalı ürün ya da süper faizli olası yeni ürünler… Bunların hepsi Hazine sırtından küçük bir azınlığa servet aktarımı demek. Tasarruf yapabilmek harcadığından fazlasını kazandırmayı gerektirir çünkü.

Tablo net: İktidar toplumsal adaletin içine etmek pahasına seçime kadar doları tutmaya çalışacak. Bu, doların tüm dünyadaki yükselişi ve cari açıktaki büyüme nedeniyle imkansız bir çaba olsa da.”

Soydan’ın yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN

Paylaşın

EBRD, Türkiye İçin 2022 Büyüme Tahminini Yüzde 2 Olarak Sabit Tuttu

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (ERBD) Türkiye’nin 2022’deki büyüme tahminini yüzde 2 olarak sabit tuttu. 2023 tahmini ise yüzde 3,5 oldu. Türkiye 2020’de yüzde 1,8, geçen yıl ise yüzde 11 büyümüştü.

EBRD, Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Afrika’daki gelişmekte olan ekonomiler için ekonomik büyüme tahminini düşürürken Rusya’nın doğalgaz ihracatını aniden durdurması halinde gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) koronavirüs salgını öncesinde görülen seviyelere gerileyebileceği uyarısında bulundu.

Bloomberg HT’nin haberine göre, EBRD seçimler öncesinde devam etmesi beklenen kamu harcamaları nedeniyle Türkiye’nin büyüme tahminlerini ise sabit tuttu.

Faaliyet gösterdiği yaklaşık 40 ülke hakkında Mart ayında yayımladığı ekonomik tahminlerini güncelleyen EBRD, gelişmekte olan Avrupa ülkeleri, Orta Asya ve Kuzey Afrika için ekonomik büyüme tahminini yüzde 1.7’den yüzde 1.1’e düşürdü. Düşüşte Ukrayna ekonomisinde tahminlerden kuvvetli gerçekleşeceği öngörülen daralma etkili oldu.

EBRD en çok kredi verdiği ülke olan Türkiye için büyüme tahminini ise bu yıl için yüzde 2, 2023 için ise yüzde 3.5 seviyesinde tuttu.

EBRD tarafından yayımlanan raporda, bölge ekonomisinde beklenen ivme kaybına rağmen 2023’te gerçekleşmesi planlanan seçimler öncesinde öngörülen kamu harcamaları nedeniyle büyümenin bu seviyelerde olacağı ifade edildi.

Her ne kadar EBRD’nin baz senaryosu olmasa da Rusya’dan doğalgaz akışının aniden kesilmesi halinde bölgede kişi başı GSYH’nin bu yıl yüzde 2.3, gelecek yıl ise yüzde 2 daralacağı tahmin edildi.

Paylaşın

TÜİK’e Göre, İşsiz Sayısı 3 Milyon 894 Bin Kişi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Mart 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, Mart’ta 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı Şubat’a göre 153 bin kişi arttı ve 3 milyon 894 bine yükseldi.

İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık artışla yüzde 11,5 seviyesine çıktı. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 10,3 iken kadınlarda yüzde 13,9 olarak tahmin edildi.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı da (geniş tanımlı işsizlik) Mart’ta bir önceki aya göre 0,6 puan artarak yüzde 22,7’ye yükseldi.

İstihdam oranı yüzde 46,5

İstihdam edilenlerin sayısı bu ayda bir önceki aya göre 59 bin kişi azalarak 29 milyon 956 bin kişi oldu. İstihdam oranı ise 0,2 puanlık azalış ile yüzde 46,5 oldu.

Bu oran erkeklerde yüzde 64,4 iken kadınlarda yüzde 29 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 52,6

İşgücü de 96 bin kişi artarak 33 milyon 851 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 52,6 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,9, kadınlarda yüzde 33,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik yüzde 21,2’de

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,5 puanlık artış ile yüzde 21,2 oldu.

Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 19,1, kadınlarda ise yüzde 25,2 olarak tahmin edildi.

Haftalık ortalama çalışma süresi 44,9 saat

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi de Mart’ta bir önceki aya göre 0,5 saat azalarak 44,9 saat olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Bitcoin Yaklaşık Yüzde 50 Değer Kaybetti

Bitcoin’de devam eden düşüş trendi bu haftanın başında da sürdü. Bitcoin, gün içinde 32 bin 539 doların altına inerek Temmuz 2021’den beri görülen en düşük seviyelere geldi.

Mayıs ayının başından bu yana yüzde 13 düşen Bitcoin, geçen yıl Kasım ayında en üst değerine ulaşarak 69 dolara yükselmişti.

Bitcoin, toplam 640 milyar dolara yakın olan kripto para piyasasının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Dünyadaki ikinci en büyük kripto para birimi Ethereum da geçtiğimiz hafta yüzde 10’dan fazla düşüş yaşadı.

Dijital varlıkların değerindeki düşüş, son günlerde dünya genelindeki borsaların da düşmesinden etkilendi.

2022 yılı kripto para piyasası için görece sakin geçse de dijital varlıklarda dalgalı ticaret son yıllarda bu kadar olağandışı değildi.

Yıllardır bireysel yatırımcıların egemen olduğu kripto para ticaretine son dönemde, risk fonu ve para yöneticisi gibi profesyonel yatırımcıların etkisi görülüyordu.

Geleneksel yatırımcıların dijital varlık ticaretine dahil olmasıyla kripto para birimleri, küresel borsa harketlerinden daha çok etkilenmeye başladı.

Faiz artırımlarının olumsuz etkisi

Kripto para birimleri kurumsal yatırımcılar için risk varlıkları olarak değerlendiriliyor.

Piyasalarda belirsizlik olduğu dönemlerde geleneksel yatırımcılar daha riskli olduğunu düşündüğü varlıkları satar ve paralarını daha güvenli yatırımlara yönlendirir.

Geçtiğimiz hafta ABD, İngiltere ve Avustralya dahil tüm dünyada merkez bankaları artan fiyatlarla başa çıkmak için faiz oranlarını artırma yoluna gitti.

ABD Merkez Bankası (FED) politika faizini yarım puan (ki bu 20 yılı aşkın süredir görülen en yüksek oran); İngiltere Merkez Bankası çeyrek puan arttırdı.

Bu durum bazı yatırımcıların enflasyon ve yüksek borçlanma maliyetinin küresel ekonominin büyümesi üzerinde büyük etki yaratabileceği konusundaki endişelerini artırdı.

Yatırımcılar ayrıca Ukrayna savaşının dünya ekonomisine etkileri konusunda da endişeli.

Bu sırada Bitcoin El Salvador ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde resmi para birimi olarak kullanıma girdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ilk aşamada El Salvador’un kararına şüpheyle yaklaşmıştı.

Paylaşın