TESK Açıkladı: 5 Ayda 47 Bin 128 Esnaf Kepenk Kapattı

TESK verilerine göre, 2022 yılının ilk 5 ayında 47 bin, son 17.5 yılda ise 2 milyon 145 bin esnaf kepenk kapattı. Ayrıca icra dairelerinde icra ve iflas dosyası sayısı 24 milyona dayandı.

Batık kredi miktarı 161 milyar TL’ye dayanırken UYAP verilerine göre, icra dairelerindeki icra ve iflas dosya sayısı ise bugün itibarıyla 23 milyon 779 bine çıktı. Bu yılın ilk beş ayında kapanan esnaf sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artışla 47 bin 128’e fırladı.

Cumhuriyet’in haberine göre, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre son 17.5 yılda iflas eden esnaf sayısı ise 2 milyon 144 bin 766’ya yükseldi.

Türkiye’de 2.5 milyon esnaf var. Bunlardan her birinde üç kişi çalışıyor. Esnaf direkt 7 milyon 500 bin kişiye istihdam sağlıyor. Ancak her gün gelen zamlar, enerji fiyatlarındaki fahiş artışlar nedeniyle iş yapamaz konuma gelen binlerce esnaf işi bırakmak zorunda kalıyor. Esnafın ekonomik krizle birlikte ayakta kalma süresi de kısaldı. İki yılı doldurmadan kapanan esnaf sayısı artıyor. Aynı dükkân 10 kere devrediliyor. Her gün devren kiralık ve satılık lokanta, bakkal sayısı artıyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ) ise borç miktarı artıyor. Gemiyi yüzdürmek için borca sarılan binlerce işletme borcunu döndüremediği için batıyor. Batık KOBİ kredisi miktarı Nisan 2022 itibarıyla 62 milyar 407 milyon TL’ye çıktı. Takipteki KOBİ sayısı ise 300 bine dayandı.

BDDK verilerine göre, bankacılık sektöründe Nisan 2022 itibarıyla batık kredi miktarı 160 milyar 782 milyon TL’yi aşıyor. Geçen yıl aynı dönemde bu miktar 148 milyar 203 milyon TL civarındaydı.

2021 Nisan döneminde toplam KOBİ kredileri 881 milyar 923 milyon TL iken bu rakam bu yılın nisan döneminde 1 trilyon 344 milyar 971 milyon TL’ye yükseldi. Toplam KOBİ niteliğindeki müşteri sayısı da aynı dönemde 4 milyon 993 bin 275 kişiden 5 milyon 607 bin 467 yükseldi. Bu müşterilerin 4 milyon 83 bin 604 tanesi mikro işletme niteliğindeki müşterilerden oluşuyor.

Uzmanlara göre bu yıl, yoksulluk ve iflas yılı olarak tarihe geçecek. Resmi enflasyon bile yakın zamanda üç haneye çıkacak. Yine uzmanlara göre yaşadığımız yüksek enflasyon döneminde firmaların finansal olarak ne durumda olduğu henüz tam bilinmiyor. Hatta çoğu firmanın finansal durumunu kendisinin de tam kestiremediğini söylemek yanlış olmayacak. Firmalar ürün fiyatlamalarını bile belirsiz ortamda bilinçli yapamıyor. Bu faktörlerle bir süre sonra pek çok firmanın yaşadığımız ekonomik ortamda farkında bile olmadan zor duruma düşmesi kaçınılmaz olacak.

Paylaşın

Hazine’den BDDK’nın Kararlarına Destek

Hazine ve Maliye Bakanlığı, son dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından alınan kararlara ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, kararların hem Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesindeki selektif kredi yaklaşımını hem de finansal istikrarı destekleyecek nitelikte olduğu belirtildi.

Açıklamada “Tüm ekonomi kurumlarımızla birlikte ve eşgüdüm halinde birbirini tamamlayıcı ve finansal istikrarın güçlendirilmesine yönelik tedbirler alınmaya devam edilecektir” ifadeleri yer aldı.

BDDK, Cuma günü TL ticari kredilere ilişkin yeni koşullar açıkladı. Döviz varlıklarının TL karşılığı 15 milyon TL’yi aşmayan şirketlere kredi kullanım durumunda döviz varlıklarını 15 milyon TL üzerine çıkarmama şartı getirilmişti. 15 milyon TL üzeri döviz nakdi varlığı bulunan şirketlerin ise bu varlığı aktifinin ya da satış hasılatının yüzde 10’unu aşması durumunda yeni nakdi TL ticari kredi kullanamayacağı belirtilmişti.

BDDK’dan Pazar akşamı yapılan açıklamada ise “Bağımsız denetime tabi bir şirket olması, şirketin yabancı para (YP) nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon liranın üzerinde olması ve şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’unu aşması… Herhangi bir şirketin karar kapsamına girebilmesi söz konusu 3 şartın hepsinin birden sağlanması gerekmektedir” denildi.

Ayrıca gerçek kişiler ile gerçek kişi şirket ortaklarının karar kapsamına girmedikleri belirtildi.

Açıklamada, daha önce bankalara, kredilerin amacına uygun olmayan işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılmasının engellenmesi için azami özenin gösterilmesi yönünde talimatlar verildiği anımsatıldı. Bazı şirketlerin, döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası bulunmasına rağmen, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdikleri ve döviz pozisyonu tuttukları aktarıldı. ,

Paylaşın

Reuters: Birçok Banka Kredi Kullanımını Durdurdu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından cuma günü yayımlanan kurul kararına göre 15 milyon lira karşılığı, yani yaklaşık 900,000 dolar yabancı para nakit varlığı bulunan şirketler, aktifleri veya yıllık satış gelirlerinin yüzde 10’undan fazla yabancı para nakit varlığı tutuyorlarsa TL cinsi nakdi ticari kredi kullanamayacak.

Kararın ardından Reuters’ın görüş aldığı üç bankacılık kaynağı, bankaların kredi kullandırmaya devam etmek için sürecin netleşmesini ve detayları takip ettiğini belirterek, bazı bankaların bu yüzden yeni kredi kullandırmayı şu anda durduğunu söyledi.

Bir bankacılık kaynağı, “Kararda bağımsız denetime tabi olma koşulu ön koşul. Eğer bağımsız denetime tabi değilse şirket etkilenmez bu karardan. Böyle olan çok sayıda şirket de var tabi. Ancak bağımsız denetime tabi olma şartı da sıkılaştırılırsa o zaman kapsam değişir” dedi.

Enflasyon ve kur raydan çıktı

Merkez Bankası’nın geçen yıl enflasyonda başlayan yükselişe rağmen politika faizini düşürmesi ve yüzde 70’i aşan enflasyona rağmen politika faizini yıl başından bu yana yüzde 14 seviyesinde koruması yatırımcıların TL’den uzaklaşmasına neden oldu.

TL geçen yıl yüzde 44, bu yıl ise yüzde 20’nin üzerinde değer yitirirken, ekonomi yönetimi geçen yıldan bu yana TL’nin daha fazla değer kaybetmemesi için bir dizi önlem açıkladı.

Ekonomi yönetimi olarak liralaşma stratejisi olarak özetlenen bu önlemler bir yandan döviz talebini sınırlamayı, enflasyon karşısında negatif getirisi olan TL’ye olan talebi artırmayı, diğer yandan da TCMB’nin döviz rezervini artırmayı amaçlıyor.

Ekonomistlerden tepki

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, kişisel Twitter hesabından paylaştığı mesajda, dün akşam BDDK kararına ilişkin “Doğru iktisadi politikalar uygulamak yerine, ardı sıra regülasyonlarla ekonomiyi idame ettirmeye çalışıyoruz. Bu son uygulamalarının hiçbir tanesi orta vadede ne sürdürülebilir ne de ekonomiye katkı sağlar. Gün sonunda ticaret durursa kime ne faydası olacak?” dedi.

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota da karara ilişkin paylaştığı mesajda, “Şirketlerin hesaplarında tasarruf amaçlı 1 milyon dolar bile tutmasına tahammül edemez hale düşmüşler. Artık bir sonraki adımı beklemekten dolayı bozulacak beklentiler, kısa vadeli kazanımlardan çok daha zehirleyici olacak. Yeni ekonomi modeli dedikleri 1970’lere dönüşmüş” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Trafiğe Kaydı Yapılan Taşıt Sayısı Yüzde 5.3 Azaldı

Mayıs ayında 112 bin 709 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 5.3 azaldı. Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 6,1 azaldı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Motorlu Kara Taşıtları Mayıs 2022 verilerini açıkladı. Buna göre, mayıs ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 41.4’ünü otomobil, yüzde 40.0’ını motosiklet, yüzde 10.2’sini kamyonet, yüzde 5.8’ini traktör, yüzde 1.9’unu kamyon, yüzde 0.3’ünü minibüs, yüzde 0.3’ünü otobüs ve yüzde 0.1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Mayıs ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre, traktörde yüzde 8.3, özel amaçlı taşıtta yüzde 7.3, motosiklette yüzde 3.2 ve minibüste yüzde 2.2 artarken otobüste yüzde 48.7, kamyonda yüzde 22.8, kamyonette yüzde 14.6 ve otomobilde yüzde 10.2 azaldı.

Yüzde 54 otomobil

Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı motosiklette yüzde 109.9, minibüste yüzde 49.6, traktörde yüzde 39.6, otomobilde yüzde 21.6, kamyonette yüzde 20.9, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 8.4 artarken kamyonda yüzde 2.1 ve otobüste yüzde 0.3 azaldı.

Mayıs ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 54,2’sini otomobil, yüzde 16,3’ünü kamyonet, yüzde 15,0’ını motosiklet, yüzde 8,0’ını traktör, yüzde 3,5’ini kamyon, yüzde 1,9’unu minibüs, yüzde 0,8’ini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Trafikteki toplam taşıt sayısında artış

Mayıs ayında devri yapılan taşıtların yüzde 69,4’ünü otomobil, yüzde 15,7’sini kamyonet, yüzde 7,9’unu motosiklet, yüzde 2,9’unu traktör, yüzde 2,0’ını kamyon, yüzde 1,5’ini minibüs, yüzde 0,4’ünü otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 6,1 azalarak 472 bin 53 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 6,3 azalarak 16 bin 60 adet oldu. Böylece Ocak-Mayıs döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 455 bin 993 adet artış gerçekleşti.

Araçların yüzde 70’i benzinli

Ocak-Mayıs döneminde trafiğe kaydı yapılan 224 bin 673 adet otomobilin yüzde 70,0’ı benzin, yüzde 16,8’i dizel, yüzde 10,7’si elektrikli veya hibrit olup yüzde 2,5’i LPG yakıtlı. Mayıs ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 13 milyon 928 bin 842 adet otomobilin ise yüzde 37,3’ü dizel, yüzde 35,5’i LPG, yüzde 26,1’i benzin yakıtlı olup, yüzde 0,8’i elektrikli veya hibrit. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,3.

Paylaşın

İş Dünyası: Kredi Yasağı İhracat Yatırımlarını Baltalar

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) cuma günü aldığı kararla, 15 milyon TL’den fazla nakit döviz varlığı bulunan firmalara, bunun toplam aktiflerin veya bir yıllık satış gelirlerinin yüzde 10’unu aşması durumunda ticari TL kredi vermeyi yasaklaması, iş dünyasında eleştirilere neden oldu.

Kontrollü döviz piyasasına geçiş olarak adlandırılan kararla kredi kullanımının kısıtlanacak olması, özellikle yatırım planlayan ihracatçıları etkileyecek. Liralaşma gerekçesiyle alınan kararın, işletme sermayesi ihtiyacını artıracağı ve yatırımları sekteye uğratacağı belirtiliyor.

Dünya gazetesinden Merve Yiğitcan’ın haberine göre, ihracatta düşüş ile fiyatlarda yukarı yönlü baskı oluşturması, kararın muhtemel sonuçları arasında sıralanıyor.

“Temmuzda KKM dönüşü döviz talebi engellenmek isteniyor”

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, BDDK’nin aldığı kararın, Merkez Bankası’nın liralaşma stratejisini desteklemeye yönelik önemli adımlardan birisi olarak okunabileceğini söyledi. “Liralaşma çerçevesinde atılan bu adımlar serbest döviz piyasasından gittikçe kontrollü bir döviz piyasasına geçişi de getiriyor” diyen Aslanoğlu, temmuz ayından itibaren şirketlerin kur korumalı mevduat (KKM) dönüşünün döviz talebi yaratma riski bulunduğunu, bu adımın da olası bir talebi kesmeye, hatta daha fazlasını, şirketleri, belirlenen kriterlere göre döviz satmaya iterek döviz arzını artırmaya yönelik bir çaba olarak görülebileceğini anlattı.

“İki konuda açıklık şart”

Uygulamanın bu haliyle çok muğlak olduğu eleştirisini yapan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayii Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu ise şu değerlendirmede bulundu: “Özellikle iki konuda açıklık şart. Birincisi bu uygulama yeni kredi limit başvurularını mı etkileyecek, yoksa firmanın daha önce başvurup edindiği limitin kullandırımı için mi geçerli? Bunun netleştirilmesi lazım. Firmanın belli limiti olduğu halde bu krediyi kullandırmıyorum denirse çok daha büyük etkileri olacak. İkincisi muğlak taraf ise bu hangi kredileri etkileyecek? Sadece ticari krediler mi, yoksa yatırım kredileri de kapsama giriyor mu? Siz yatırım yapıyorsunuz, teşvik belgesi aldınız, makine siparişi verdiniz, ön ödemelerini yaptınız. Ancak yatırımın devamıyla ilgili hesabınızda döviz varsa kredi vermiyoruz mu denecek? Öte yandan yatırım kredileri de kendi içinde ayrılıyor. Bankaların kullandırdığı krediler ile devlet destekli yatırım kredileri var. Ama neyi kapsadığı belli değil. Özellikle bu iki noktada açıklık kazandırılması gerekiyor. Eğer pazartesi günü (Bugün) buna açıklık getirilmezse piyasa kitlenir.”

“Şirketlerin kredi ihtiyacı ciddi boyutta arttı”

Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran da kararı eleştirerek, “Sanayini çarkları kredilerle dönüyor. Şirketlerin kredi ihtiyaçları ciddi boyutta arttı. Burada bankalar TL limit veriyorlar. Hem döviz arttı, hem enfl asyon var, hem de şirketlerin özellikle ihracatta büyümesi var. Dolayısıyla şirketlerin 2 yıl öncesine göre 3 kat daha fazla limite ihtiyaçları var. Haliyle burada firmalar süreci endişeyle izliyorlar. Ümit ediyoruz ki kredi musluklarında hiçbir sıkıntı olmaz. Yatırım ve ticari kredilerinin etkilenmeyeceğini umut ediyoruz” dedi.

Paylaşın

BDDK’dan Sınır Getirilen Ticari Krediler İçin 3 Şart

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) geçen cuma duyurduğu TL ticari kredilere ilişkin son düzenlemeyle ilgili yeni bir açıklama yayınladı. Kurum, TL kredi kullanılması için döviz varlığına getirdiği sınırda, ‘bağımsız denetime tabi bir şirket statüsünde olmaması’ durumunda söz konusu şirketin karar kapsamına giremeyeceğini açıkladı. 

BDDK cuma günü TL ticari kredilerde yeni koşullar açıklamış, buna göre döviz varlıklarının TL karşılığı 15 milyon TL’yi aşmayan şirketlere kredi kullanım durumunda döviz varlıklarını 15 milyon TL üzerine çıkarmama şartı ve bu rakam üzeri döviz nakdi varlığı bulunan şirketler için ise bu varlığı aktifinin ya da satış hasılatının yüzde 10’unu aşması durumunda yeni nakdi TL ticari kredi kullanamaması şart getirmişti.

‘TL kredi kullanıp alan şirketler’

Daha önce bankalara, kredilerin amacına uygun olmayan işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılmasının engellenmesi için ‘azami özenin ‘gösterilmesi yönünde talimatlar verildiği anımsatılan BDDK’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Ancak bazı şirketlerin, Döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası bulunmasına rağmen, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdikleri ve döviz pozisyonu tuttukları görülmüştür. Yani üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken uygun koşullu TL ticari kredi kaynakları, gerçek bir ihtiyaç olmadığı halde bazı şirketlerce döviz alımı amacıyla kullanılmaya devam etmektedir.

Bu itibarla, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve kredilerin amacına matuf bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla gerekli görülen bir makro ihtiyati tedbir olarak 24.06.2022 tarihli ve 10250 sayılı Kurul Kararı alınmıştır.

Bu çerçevede, Kararın uygulanmasına ilişkin yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi bakımından aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda görülmüştür:

Karar Kapsamına Dahil Olma Şartları ve Kapsama Dahil Olunmayan Haller:

1. 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili düzenlemeler uyarınca bağımsız denetime tabi bir şirket (Şirket) olması,

2. Şirketin YP nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki YP mevduatın) TL karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması,

3. Şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının; aktif toplamından veya son bir yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’unu aşması.

Herhangi bir şirketin bu Karar kapsamına girebilmesi yukarıdaki her üç şartın birden sağlanması gerekmektedir.

1. şartın sağlanmaması halinde, yani bir şirketin ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir Şirket statüsünde olmaması durumunda söz konusu şirket bu karar kapsamına girmeyecektir.

1. ve 2. şart sağlanmasına rağmen, Şirketin YP nakdi varlıklarının TL karşılığının, şirketin aktif toplamının ya da son 1 yıllık satış hasılatının (büyük olan baz alınacaktır) yüzde 10’unu aşmaması halinde de kredi kullandırılmasına ilişkin herhangi bir kısıtlama olmayacaktır.”

Paylaşın

Elektrik Üretim Şirketlerine 3 Yılda 116 Milyar Lira Destek

Şirketlere, milyarlarca liralık piyasa dışı destek ödemesi yapıldı. Elektrik üretim şirketlerine son 10 yılda verilen destekler 133 milyar TL’ye ulaştı. Söz konusu ödemelerin 116 milyar TL’si son 3 yılda gerçekleştirildi.

Emeğiyle yaşayan yurttaşlar başta elektrik olmak üzere enerji faturalarındaki zamlarla daha da yoksullaşırken, elektrik üretim şirketleri ise piyasa faaliyetleri ile elde ettikleri gelirlerin dışında kamu bütçesinden verilen piyasa dışı destekler ve teşviklerle sürekli zenginleşiyor. Söz konusu şirketlere 116 milyar TL’si son 3 yılda olmak üzere 10 yılda toplam 133 milyar TL aktarıldı.

Türkiye’de 80’li yıllarda başlayan elektrik enerjisi sektörünün özelleştirilmesi ve üretimin piyasalaşması, AKP döneminde iktidara yakın bazı çevrelere sermaye transferi araçlarından biri olarak kullanıldı. Bu süreçte şirketlerin Yap-İşlet, Yap-İşlet-Devret, İşletme Hakkı Devri, Varlık Satışı gibi modellerle serbest üretici olarak yeni elektrik santralları yapmaları teşvik edildi. Kamu kurumlarının yatırım yapmalarının da engellendiği bu dönemde şirketlere kamu kaynaklarından sınırsız destekler sunuldu.

Doğrudan transferlerin, maliyet sübvansiyonlarının, vergi muafiyetlerinin, satış fiyatı ve yatırım desteklerinin yanı sıra arazi ve şebeke bağlantısı gibi kaynaklara erişim konusunda da ayrıcalık ve öncelikler sağlandı. Bu şirketlere kamu varlıkları tahsis edildi.

Alım garantisi, ucuz gaz, teşvik

Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğe ABD Doları, yerli kömürden elektrik üreten santralların üretimlerinin bir bölümüne de TL üzerinden sabit fiyat ile alım garantisi verildi. Bazı elektrik üreticilerinin piyasa ortalama satış fiyatından daha yüksek fiyatlarla elektrik satmaları sağlandı. Bazı santrallar, üretimlerinden bağımsız olarak Kapasite Mekanizması adı altında da milyarlık ödemeler alırken, doğal gaz yakıtlı santrallara maliyetinin altında gaz satıldı, yerli kömür santrallarına çevre izni teşviki verildi.

BirGün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre, özelleştirilen yerli kömür yakıtlı santrallarının halkın sağlığını tehdit edecek şekilde üretimini sürdürmesine göz yumulurken çevre mevzuatına aykırı faaliyetlerini ortadan kaldırmaları için verilen süreler defalarca uzatıldı.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu Üyesi Orhan Aytaç, elektrik üretim şirketlerine piyasa fiyatının üzerinde ve piyasa haricindeki ödemelerin ulaştığı büyüklüğü hesapladı.

133 milyar TL piyasa dışı destek ödemesi

Buna göre, 2018-2021 döneminde üretilen elektrik enerjisinin Piyasa Takas Fiyatı (PTF) ile hesaplanan ederi 338,65 milyar TL oldu. 2012-2021 arasındaki 9 yıllık dönemde, 16 milyar TL’si ilk 6 yılda olmak üzere toplam 133,28 milyar TL piyasa dışı destek ödemesi yapıldı.

Son 3 yılda PTF üzeri ödemelerin, Kapasite Mekanizması ödemelerinin ve doğal gaz santrallarına yakıt maliyeti desteğinin karşılığı ise 117,28 milyar TL oldu. Bu tutar üretilen elektrik enerjisinin toplam piyasa büyüklüğünün yüzde 35’ine ulaştı.

Paylaşın

Dolardaki Düşüşe İlişkin Dikkat Çeken İddia

Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, BDDK’nin ticari kredi kullanımına getirdiği yeni koşullara ilişkin haber akışı sonrası düşüşe geçen dolar/TL kuruna ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Türkiye’de şirketlerin bankalardaki döviz mevduatlarını satmalarına yönelik baskılara bir yenisi eklendi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) akşam saatlerinde, bankada altın veya döviz cinsinden varlığı 15 milyon TL’yi aşan ve yıllık cirosu 150 milyon liranın altında olan şirketlere TL kredi verilmeyeceğini duyurdu. Karar sonrası uzun süre dar bantta hareket eden dolar/TL 16.47’ye kadar geriledi.

“Rezervden satışla sağlanan düşüş”

Dolardaki beklenmeyen düşüş gündemde önemli bir yer edinirken İş insanı Şemsettin Bozkurt Twitter’dan Eğilmez’i etiketleyerek “Dövizdeki bu sert düşüşü neye yormalıyız sevgili hocam? Dolar: 16,56 TL Euro: 17,52 TL” sorusunu sordu.

Eğilmez, Bozkurt’un sorusunu “BDDK’nin kararı: 15 milyon TL’nin üzerinde döviz mevduatı olana kredi yok. Ama piyasa kapandığı için bu tamamen rezervden satışla sağlanan düşüş gibi görünüyor” diyerek yanıtladı.

Paylaşın

Sigara Ve Alkole Yeni Zam İddiası

Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, sigara ve alkole zam geleceğini iddia etti. Zammın net olmadığını belirten Aybaş, “Sigara ve alkolde yüzde 15 ile yüzde 20 aralığında bir artış söz konusu olabilir” dedi.

Artan enflasyon ve dolar kurundaki yükseliş birçok üründe olduğu gibi sigara ve alkolde de zam yağmuruna yol açtı.

Konuya ilişkin Gazete Durum’dan Deniz Dalgıç’a konuşan Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, “Temmuzun ilk haftası sigara ve alkole zam gelebileceği yönünde fısıltılar var. Ancak, henüz net değil. Hafta sonu netleşir. dedi.

Aybaş, “Biliyorsunuz motorin fiyatları çok yükseldi. Dolar kuru da yerinde durmuyor. Kur artışı devam ediyor. Bu çerçevede temmuz ayının ilk haftası zam gelebileceği yönünde bir beklentimiz var. Sigara ve alkolde yüzde 15 ile 20 aralığında bir artış söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.

“Satışlar yüzde 50 azaldı”

Son zammın ardından sigara ve alkol satışının belirgin biçimde düştüğünü vurgulayan Aybaş, “Satışlar yüzde 50 azaldı. Artık herkes kaçak sigara ve alkol tüketiyor. Vatandaş, içeceği içkiyi kendi evinde kendisi yapmaya başladı. Etil alkolü internet sitelerinden çatır çatır satın alıyor. İnsanlar ciddi biçimde kaçağa yöneldi” diye konuştu.

Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla 27 Mayıs’ta alkollü içkilerde ÖTV’ler artırılmıştı. Bu artışla birlikte içki fiyatları da yükselmişti.

Paylaşın

Milyonlar Borç Batağında

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizle birlikte alım gücü her geçen gün biraz daha düşerken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan veriler, milyonlarca yurttaşın krizle birlikte borç bataklığına sürüklendiğini gözler önüne serdi.

Bültene göre bankalara olan borçluluk 1 haftada 52 milyar lira artarken, 6 trilyon 303 milyar 788 milyon liraya yükseldi.

Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 17 Haziran itibarıyla 5 milyar 768 milyon lira artışla 896 milyar 102 milyon liraya çıktı. Söz konusu kredilerin 341 milyar 955 milyon lirası konut, 22 milyar 678 milyon lirası taşıt ve 531 milyar 469 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 8 milyar 454 milyon lira artarak 840 milyar 988 milyon liraya yükseldi. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları 268 milyar 617 milyon lira olarak gerçekleşti. Bireysel kredi kartı alacaklarının 112 milyar 238 milyon lirası taksitli, 156 milyar 379 milyon lirası taksitsiz oldu.

Merkez Bankasının haftalık para ve banka istatistikleri

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından haftalık para ve banka istatistikleri de yayımlandı. Buna göre, bankacılık sektöründeki toplam mevduat 17 Haziran ile biten haftada 132 milyar 801 milyon 677 bin lira artarak 7 trilyon 207 milyar 161 milyon 973 bin liraya yükseldi.

Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, geçen hafta yüzde 0,64 artarak 848 milyar 372 milyon 149 bin lira oldu. Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 0,96 artışla 758 milyar 933 milyon 242 bin liraya, kredi kartları bakiyesi yüzde 0,85 yükselişle 403 milyar 236 milyon 802 bin liraya çıktı.

Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 312 milyar 998 milyon 929 bin lirası konut, 15 milyar 797 milyon 63 bin lirası taşıt ve 519 milyar 576 milyon 157 bin lirası diğer kredilerden oluştu.

Paylaşın