Vatandaş Otomobilde Alt Segmente Yöneldi, Pazar Payı Yüzde 90’a Ulaştı

Türkiye’de son bir yılda otomobil fiyatlarının yüzde 130’un üzerinde artması, tüketiciyi ucuz araçlara yöneltti. C segmenti otomobillerin bir önceki yıla göre pazardan aldığı pay yüzde 55,6’dan yüzde 49’a geriledi. B segmenti otomobillerin payı ise yüzde 29,6’dan yüzde 39,6’ya yükseldi.

Türkiye’de en çok satılan araçların yer aldığı C segmenti kan kaybetmeye devam ederken, alt segment araçlardaki yükseliş dikkat çekti. ODD’nin verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçların payı yüzde 90’a yaklaştı.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), dün istanbulda düzenlenen bir toplantı ile haziran ayı otomobil ve hafif ticari araç satış rakamlarını açıkladı. ODD’nin verilerine göre; otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 1 artarak 80 bin 652 adet oldu. Geçen ay otomobil satışları yıllık bazda yüzde 2,9 artarak 64 bin 134 adet, hafif ticari araç satışları ise aynı dönemde yüzde 5.5 azalarak 16 bin 518 adet oldu.

Yılın ilk 6 ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,3 oranında azalarak, 357 bin 904 adet olarak gerçekleşti. Yılın ilk yarısında otomobil satışları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 azalarak 278 bin 282 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 5,6 azalarak 79 bin 622 adet oldu.

C segmentin payı azalıyor

ODD’nin ilk yarı satış raporunda en dikkat çekici noktalardan biri de düşük segment araçlardaki yükseliş oldu. Yılın ilk yarısında pazardaki satışların yüzde 89,1’i vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlardan oluştu. Geçen yıl bu rakam yüzde 85,8 olarak gerçekleşmişti. C segmenti otomobiller, 136 bin 297 adetle yüzde 49 pay, B segmenti otomobiller 110 bin 201 adetle yüzde 39,6 pay aldı.

Yılsonunda en iyi senaryo 2021’i yakalamak

ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce ise, ODD’nin yılsonu beklentisini açıkladı. Erce, bu yılın sonunda en iyi senaryoda geçen yıla pararlel satış öngördüklerini söyledi. 2021 yılında otomobil ve hafif ticari araç atışları 772 bin 722 adet olarak gerçekleşmişti. Erce, çip krizinin yanı sıra artan otomobil fiyatların yılın ikinci yarısında satışları baskılayacak etkenlerin başında geldiğini söyledi. ODD yetkilileri, artan fiyatlar nedeniyle ÖTV matrahlarında neredeyse tüm araçların yüzde 80’şik dilime girdiğine dikkat çekerek, matrahlada güncelleme yapılması yönündeki taleplerini yineledi.

Haberin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

JP Morgan, Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahminini Yükseltti

Merkezi New York’ta bulunan yatırım bankası ve finansal hizmetleri şirketi JP Morgan, Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 49,5’ten yüzde 63,1’e çıkardı. 2023 sonu tahminini de yüzde 19’dan yüzde 22,5’e yükseltti.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı haziran ayı enflasyon rakamlarının ardından JP Morgan, Türkiye için 2022 yıl sonu enflasyon tahmini yukarı yönlü revize etti.

‘Ölçmek ve tahmin etmek zor’

Para politikasının aşırı şekilde gevşek olmaya devam ettiği ve enflasyona neden olan dış faktörlerde değişiklik olmadığı ortamda fiyat baskılarının büyümeye devam ettiğini belirten JP Morgan, “Enflasyonunun böyle çılgın seviyelerde olduğu zamanlarda, enflasyonu ölçmek ve tahmin etmek çok daha zor hale geliyor” değerlendirmesini yaptı.

Dünya’nın haberine göre “Bugünkü verilerini enflasyon beklentilerinde daha da kötüleşmeye yol açması büyük olasılık ve politika görünümü dikkate alındığında enflasyon muhtemelen bir süre için daha büyük bir problem olmaya devam edecek” ifadelerini kullanan JP Morgan, 2022 yıl sonu için TÜFE beklentisini yüzde 49,5’ten yüzde 63,1’e çıkardı. 2023 yıl sonu için TÜFE tahminini de yüzde 19,0’dan yüzde 22,5’e yükseltti.

Seçim yorumu

Enflasyon tahminleri için risklerin hala yukarı yönlü olduğunu belirten JP Morgan, yaklaşan seçimlerin zamanlaması ve sonuçlarının, seçim öncesi uygulanacak politikaların, ortodoks politikalara ne zaman dönüleceğinin, enflasyonda orta vadeli rotayı belirleyeceğini de vurguladı.

Paylaşın

Çaya Son İki Ayda Üçüncü Zam Geldi

Mayıs ortasında yüzde 43.7 zamlanan çayda fiyat artışı sürüyor. Geçen hafta fiyatı yüzde 2.5 artan çaya bugün de yüzde 9.5’lik bir zam daha geldi. Sektör paydaşları, yeni zamların gelebileceğini öne sürüyor.

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (Çaykur) 16 Mayıs tarihinde çaya ortalama yüzde 43.71 zam yapmasının ardından fiyat artışları sürüyor.

Bloomberg HT’nin haberine göre, geçen hafta fiyatı yüzde 2.5 artırılan çaya bugün de yüzde 9.5 zam daha geldi.

Böylece çaya iki aydan daha az bir sürede toplam yüzde 61.3 zam yapılmış oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs tarihinde 2022 yılı yaş çay taban alım fiyatını açıklamıştı. Yaş çayda geçen yıl 3,87 TL olan alım fiyatı yüzde 73 artışla 6 lira 70 kuruşa, kilogramda 13 kuruş olan destekleme primi de yüzde 130,8 artışla 30 kuruşa çıkarılarak fiyat 7 TL seviyesine yükseltilmişti.

Sektör paydaşları, Temmuz ve Ağustos aylarında çaya yeni zamların gelebileceğini öne sürüyor.

Paylaşın

Üretici Enflasyonu Haziran Ayında Rekor Kırdı

TÜİK’e göre, Haziran ayında Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) bir önceki aya göre yüzde 6,77, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 61,68, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 138,31 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 88,77 artış gösterdi. 

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu verilerini açıkladı. Buna göre 2022 Haziran’da Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) bir önceki aya göre yüzde 6,77, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 61,68, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 138,31 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 88,77 artış gösterdi.

Geçen ay yüzde 132 ile endeks tarihinin rekorunu kıran olan üretici enflasyonu, bu ay da yüzde 138’i aşarak rekorunu yineledi.

Sanayinin 4 sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında yüzde 142,68, imalatta yüzde 120,47, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 369,20 ve su temininde yüzde 81,47 artış olarak gerçekleşti.

Enerjide artış yüzde 317’yi aştı

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 126,06, dayanıklı tüketim malında yüzde 85,98, dayanıksız tüketim malında yüzde 111,81, enerjide yüzde 317,87 ve sermaye malında yüzde 85,65 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin 4 sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında yüzde 6,97, imalatta yüzde 6,33, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 9,53 ve su temininde yüzde 6,94 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 6,07, dayanıklı tüketim malında yüzde 4, dayanıksız tüketim malında yüzde 5,05, enerjide yüzde 12,02 ve sermaye malında yüzde 6,27 artış olarak gerçekleşti.

En yüksek artış elektrik ve gazda

Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 24 alt sektör daha düşük, 5 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık en düşük artış; yüzde 45,19 ile temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları, yüzde 49,59 ile giyim eşyası, yüzde 61,76 ile diğer ulaşım araçları alt sektörlerinde gerçekleşti.

Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme yüzde 369,20, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 297,28, ham petrol ve doğal gaz yüzde 264,60 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Tek azalış tütünde

Aylık Yİ-ÜFE’ye göre 19 alt sektör daha düşük, 10 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi. Aylık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 0,82 ile tütün ürünleri oldu.

Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 24,94, ham petrol ve doğal gaz yüzde 11,29, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 9,82 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

Şirketlerin Yüzde 83’ü Ara Zam Hazırlığında

Yapılan bir araştırmaya göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor.

Enflasyon yaz aylarına rağmen artmaya devam ederken, şirketler de ücret politikasını yeniden belirlemeye başladı. Kariyer.net, iş dünyasında ara dönem ek ücret artışı trendini ortaya koyan Ara Zam Araştırması’nın sonuçlarını yayınladı.

Ek zam oranı yüzde 20-29 arasında

2 bin 231 şirket yöneticisinin ara zam konusunda görüşlerini paylaştığı araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor.

Araştırmaya en çok katılım gösteren 10 sektörde planlanan ara zam oranı ise çoğunlukla yüzde 20-29 arasında değişiyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 64’ü yıl boyunca toplamda bir kez ara zam yapmayı planlarken, yüzde 19’u iki ve üzeri ara zam yapmayı planladığını belirtiyor. Şirketler ara zam yaparken en çok enflasyon oranını neden olarak gösteriyor.

Aynı sektörde bulunan rakip firmaların zam oranları da bir diğer önemli etken olarak öne çıkıyor. Teknoloji, internet ve otomotiv sektörleri yüzde 40’a ulaşan oranlarda yaptıkları ara zamla bu noktada ön plana çıkıyor.

Paylaşın

Enflasyon, Son 24 Yılın Zirvesinde: Yüzde 78,62

Haziran ayında enflasyon bir önceki aya göre (aylık enflasyon) yüzde 4,95 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre (yıllık enflasyon) yüzde 78,62’e yükseldi. Aralık ayına göre de yüzde 42,35 olarak ölçüldü.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran’a ilişkin enflasyon verilerini yayımladı. Buna göre Haziran’da enflasyon bir önceki aya göre (aylık enflasyon) yüzde 4,95 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre (yıllık enflasyon) yüzde 78,62’e yükseldi. Aralık ayına göre de yüzde 42,35 olarak ölçüldü. TÜİK, Mayıs enflasyonuyla birlikte yayınlamayı durdurduğu ürün madde sepetini bu ayda da yayınlamadı.

Hem yıllık hem de aylık bazda en fazla artış ulaştırmada

Yıllık bazda artışın en yüksek olduğu ana gruplar sırasıyla, yüzde 123,37 ile ulaştırma, yüzde 93,93 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 81,14 ile ev eşyası şeklinde sıralandı.

Yıllık en düşük artış ise yüzde 23,74 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Onu sırasıyla yüzde 26,99 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 27,76 ile eğitim ve yüzde 39,34 ile sağlık izledi.

Aylık bazda ise artışın yüksek olduğu ana gruplar yüzde 10,59 ile ulaştırma, yüzde 8,34 ile konut, yüzde 5,42 ile lokanta ve oteller oldu.

Haziran ayında en az artış gösteren ana gruplar da yüzde 0,18 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 1,97 ile sağlık ve yüzde 2,02 ile eğlence ve kültür oldu.

Haziran 2022’de, endekste kapsanan 144 temel başlıktan, 12 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 3 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 129 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

ENAG’a göre enflasyon yüzde 175,55

Enflasyon Araştırma Grubu ise Haziran ayı enflasyonunu yıllık yüzde 175,55 olarak duyurdu. ENAG’a göre aylık bazda ise enflasyon yüzde 8,3 olarak gerçekleşti.

Enflasyon Araştırma Grubu, TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en düşük aylık artışın yüzde 0,8, aylık en fazla yükselişin ise yüzde 16,51 ile konut kaleminde gerçekleştiğini belirtti.

Citigroup tarafından yapılan bir analize göre enflasyon Kasım ayına kadar yıllık yüzde 80 seviyelerinde takip edecek. Yıl sonunda baz etkisiyle yüzde 65’lere gerileyecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mayıs ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Enflasyon düşüş eğilimine girmiştir” demişti. Mayıs ayında enflasyon oranı yüzde 73,5 olarak açıklanmıştı.

20 ekonomide en yüksek enflasyon Türkiye’de

Bloomberg HT’nin haberine göre Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinde açık ara en yüksek enflasyona sahip ülke. Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 51,27 ile uzun süre ekonomik kriz ile mücadele eden Arjantin geliyor.

Paylaşın

ENAG: Haziran Ayında Enflasyon Yüzde 175,5

Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) göre, Haziran ayı enflasyonunu yıllık yüzde 175,55 olarak açıkladı. Aylık bazda ise enflasyon yüzde 8,3 olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / ENAG’a göre TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en düşük aylık artış yüzde 0,8 ile sağlık en fazla yükseliş ise yüzde 16,51 ile konut kaleminde gerçekleşti.

TÜİK’e göre ay bazında Haziran ayı enflasyonu ise yüzde 4,95 olarak gerçekleşti. Kurumun açıkladığı verilerde yıllık TÜFE’ye göre sekiz ana grubun daha düşük, dört ana grubun daha yüksek değişim gösterdiği görülüyor.

Buna göre, yıllık en düşük artış yüzde 23,74 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde 26,99 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 27,76 ile eğitim ve yüzde 39,34 ile sağlık oldu.

Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla yüzde 123,37 ile ulaştırma, yüzde 93,93 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 81,14 ile ev eşyası oldu.

Bloomberg HT’nin haberine göre Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinde açık ara en yüksek enflasyona sahip ülke. Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 51,27 ile uzun süre ekonomik kriz ile mücadele eden Arjantin geliyor.

Citigroup tarafından yapılan bir analize göre enflasyon Kasım ayına kadar yıllık yüzde 80 seviyelerinde takip edecek. Yıl sonunda baz etkisiyle yüzde 65’lere gerileyecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mayıs ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Enflasyon düşüş eğilimine girmiştir” demişti. Mayıs ayında enflasyon oranı yüzde 73,5 olarak açıklanmıştı.

Paylaşın

Ankara, Yabancı Çalışanlar İçin Dünyanın En Ucuz Kenti

Yabancı çalışanlar için dünyanın en pahalı şehirleri listesinde Hong Kong ilk sırada yer alırken, Ankara dünyanın en ucuz kenti oldu. İstanbul da en ucuz 10 kent arasına girdi. 

Mercer adlı uluslararası araştırma şirketinin son raporuna göre bu yılki listede İsviçre’den dört şehir, yabancı çalışanlar için dünyanın en pahalı ilk 10 kenti arasına girdi. Bu kentler Zürih, Cenevre, Basel ve Bern oldu.

En pahalı ilk 10 kent arasında Asya’dan Hong Kong’un yanı sıra Tokyo, Pekin, Singapur da yer aldı. Orta Doğu’dan ise sadece Tel Aviv ilk 10 sıralamasına girdi.

En ucuz kent son sırada yer alan Ankara oldu

Dünyanın yabancı çalışanlar için yaşam masrafları en düşük şehirleri ise Türkiye’nin başkenti Ankara oldu.

Ankara, 227 kentin incelendiği araştırmada son sırada yer aldı. 222. sırada yer alan İstanbul da en ucuz 10 kent arasına girdi.

En ucuz 10 arasında yer alan diğer kentler Cezayir, Almatı, Tunus, Taşkent, Karaçi, İslamabad ve Duşanbe oldu.

İstanbul ve Ankara son yıllarda geriledi

Mercer firmasının araştırmasında ev kiraları, enflasyon, ürün ve hizmetlerin ücretlerindeki değişime bakıldı. Batı Avrupa şehirlerinin sıralamada üstlerde çıktığı görülürken, yabancı çalışanlar için İstanbul ve Ankara ucuzladı.

Örneğin uluslararası işçiler için 2020 sıralamasında 153., 2021 sıralamasında ise 173. sırada yer alan İstanbul, 2022’de 224. sıraya geriledi. Ankara 2021 ve 2020 çalışmasında yer almadı.

2022 listesinde Türkiye’den sadece İstanbul ve Ankara girdi.

Mercer’in ‘Yaşam Maliyeti’ araştırması

Mercer’in dünya çapında yüzlerce şehri kapsayan kapsamlı çalışması, her yıl yayımladığı Yaşam Maliyeti veri araştırmasına dayanıyor.

Şirket, internet sitesinde bu araştırmayı yılda iki kez gerçekleştirdiğini ve çalışmanın, dünyanın dört bir yanındaki çok uluslu şirketlerin ve hükümetlerin yabancı çalışanları için ücret stratejileri belirlemelerine yardımcı olmak üzere tasarlandığını belirtiyor.

Yaşam Maliyeti endeksi nasıl hesaplanıyor?

Mercer’e göre Yaşam Maliyeti araştırmasında 200’den fazla mal ve hizmet analiz ediliyor.

Araştırmada uluslararası çalışanlar için maliyet belirlemede, bulundukları ülkenin para birimi dalgalanmalarının, enflasyonun ve konaklama fiyatlarındaki istikrarsızlık gibi temel faktörlere bakıldığı belirtiliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Bitcoin, 12 Yılın En Kötü Ayını Geçirdi

Kripto para piyasalarındaki deprem hız kesmeden devam ediyor. Bitcoin, haziran ayında yaklaşık yüzde 38 oranında gerileme kaydederek 12 yılın en kötü ayını geçirdi. En büyük ikinci kripto para birimi Ethereum da ayı yaklaşık yüzde 47 düşüşle kapattı.

Coin Gecko verilerine göre 1 Haziran’da 31 bin doların üzerinde işlem gören kripto para birimi, 17 bin 700 dolara kadar düştü, ardından toparlanıp ayı 19 bin 209 dolarda bitirdi.

Kasım 2021’de tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 68 bin 990 dolara ulaşan Bitcoin, böylelikle söz konusu tarihten bu yana yüzde 72 değer kaybetmiş oldu.

CNBC’ye göre, 2010’da borsalarda ilk kez kullanıma sunulduğundan bu yana kripto para birimi için en kötü ay bu haziran oldu.

Piyasa değerine göre dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum da ayı yaklaşık yüzde 47 düşüşle kapattı. Kripto para biriminin değeri yaklaşık bin dolara kadar geriledi.

Kriptodaki çöküşün nedeni ne?

Analistlere göre piyasalardaki çöküş, kısmen ABD’deki enflasyon ve faiz artırımları sebebiyle yatırımcıların riskli gördüğü kripto varlıkları satması ve daha güvenli görülen başka hisselere yatırım yapmasından kaynaklanıyor.

Çöküşün bir diğer nedeni de stablecoin UST’nin dolara sabitliğini ve istikrarını korumasında rol oynayan ekosistemin yönetişim token’ı LUNA’nın çöküşü oldu.

Stablecoin, itibari para birimi veya altın gibi bir rezerv varlığa sabitlenmiş bir kripto para birimlerine deniyor. Stablecoin’ler istikrar ve güvenilirliği sayesinde, kripto piyasasına girmek ve çıkmak için güvenli bir liman sunuyor.

Dolayısıyla dolara endeksli bu coinlerin her zaman 1 dolar civarında bir değere sahip olması hedefleniyor. Ancak UST talep düşüşü nedeniyle 1 dolarda tutunamadı. Para birimi, kripto piyasasındaki oynaklık hafta sonu sürerken dolardan ayrıldı.

UST’nin merkez bankası sayılabilecek Luna Foundation Guard veya Türkiye’de bilinen ismiyle Luna Vakfı’nın bu tip durumlar için satmaya hazır tuttuğu Bitcoin rezervleri var. Son aylarda bu rezervlerin olası bir çöküşte ne kadar yeterli olup olmadığı tartışma konusu haline gelmişti.

Luna Vakfı’nın sabit değeri yeniden yakalamak için 1 milyar dolar değerinde Bitcoin sattığı ve bunun da çöküşü tetiklediği düşünülüyor.

Zira mayıs ayında UST ve LUNA’nın toplamda 60 milyar dolarlık bir zarara yol açtığı tahmin ediliyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

İsmi Açıklanmayan Dernek Ve Vakıflara Milyonlar Aktı

Pandemi nedeniyle toplumun büyük bir kesiminin gelirini kaybetmesi sonrasında, bankalar aracılığı ile kredi dağıtarak halkı borçlandıran Saray yönetimi, buna karşılık ismini açıklamadığı dernek ve vakıflara 865 milyon TL aktardı. Bu tutarın 769 milyon 830 bin TL’si cari transfer kaleminden yapılırken 96 milyon TL’si ise “sermaye transferi” adı altında aktarıldı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2021 Yılı Genel Faaliyet Raporu, iktidarın harcama tercihlerini halktan yana kullanmadığını bir kez daha ortaya koydu.

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre; geçen yıl, Kültür ve Turizm Bakanlığı, cari transfer adı altında dernek ve vakıflara tam 292 milyon 311 bin TL aktardı. Sağlık Bakanlığı 170 milyon 138 bin TL, Gençlik ve Spor Bakanlığı 136 milyon 760 bin TL, Diyanet 95 milyon 578 bin TL, İçişleri Bakanlığı 42 milyon TL, Milli Eğitim Bakanlığı 7 milyon 491 bin TL, Dışişleri Bakanlığı ise 7 milyon 106 bin TL aktardı. Milli Savunma Bakanlığı 824 bin TL, TBMM 400 bin TL, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 167 bin TL, Adalet Bakanlığı ise 21 bin TL’yi dernek ve vakıflara yardım yaptı. Özel bütçe kapsamındaki idarelerin aktardığı tutar ise toplam 16 milyon 826 bin TL oldu. Dernek ve vakıflara, yardım amacıyla yapılan sermaye transferi toplamı ise 96 milyon TL oldu. 2020 yılında aktarılan 1 milyar 97 milyon 513 bin TL ile birlikte, vakıf ve derneklere son iki yılda aktarılan tutar, 1 milyar 962 milyon 513 bin TL’ye ulaştı.

Faaliyet Raporu’nda genel kamu hizmetlerine ilişkin istatistiki bilgilere de yer verildi. Buna göre, 2020 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur’an kursu hizmeti verilen vatandaş sayısı 1 milyon 420 bin 909 olurken 2021 yılında bu sayı, 3 milyon 824 bin 448’e yükseldi. Ayrıca, yine Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 2020 yılında “Halkı aydınlatmak için” düzenlenen konferans, şura, panel sayısı 14 bin 147 olurken, 2021 yılında bu sayı iki katına yakın artarak 28 bin 5 olarak kayıtlara geçti.

Erdoğan pembe bir tablo çizdi

2021 Yılı Genel Faaliyet Raporu hakkında bir yazı kaleme alan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ekonomik ve siyasi sorunlara değinmezken Türkiye’nin küresel ekonomideki etkinliğin arttığından bahsetti.

“Ülkemizin son 20 yılda kaydettiği mesafe dikkate alındığında, 2002-2020 yılları arasında Türkiye yıllık ortalama yüzde 5,2 gibi önemli bir büyüme oranı yakalamıştır. Yatırımın, üretimin ve ticaretin yükselen merkezlerinden biri olan ülkemizin 2002 yılında 238 milyar dolar olan milli geliri döviz kurundaki spekülatif dalgalanmalara rağmen üç kat artışla 2021 yılında 803 milyar dolara yükselmiştir” diyen Erdoğan, yazısında ayrıca, “Satın alma gücü paritesine göre ülkemiz 2021 yılında dünyada 11’inci sıraya çıkmayı başarmıştır. 2002 yılında 36 milyar dolar seviyesindeki ihracatımız ise 2021 yılında rekor kırarak 225 milyar doları geçmiştir. Yine bu dönemde küresel ihracattan aldığımız pay ilk kez yüzde 1 oranını aşmıştır” ifadelerini kullandı.

Paylaşın