G20’ye Kripto Paralar İçin Küresel Kurallar Önerisi

G7 ülkeleri ( Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Japonya, Kanada) tarafından kurulan Finansal İstikrar Kurulu (FSB), gelecek Ekim’de kripto para birimleri için “sağlam” küresel kurallar önereceğini açıkladı.

G20 Maliye Bakanlarına ve Merkez Bankası Başkanlarına sabit kripto paralara ve diğer kripto varlıklara yönelik düzenleyici ve denetleyici yaklaşımlar hakkında rapor sunacağını belirten kurum, sabit kripto paraların bir ödeme aracı olarak kullanılması için “sağlam bir düzenleme” ile ele alınması gerektiğini söyledi.

Şu ana kadar “sistemik bir risk oluşturmadığını” belirterek kripto sektörünü izlemekle yetinen FSB, kripto piyasalarında son dönemde yaşanan “çalkantıların”, bu piyasaların “oynaklığının”, “yapısal kırılganlıklarının” ve daha geniş finansal sistemle bağlantılarının artması nedeniyle devreye girme kararı alındığını açıkladı.

Küresel finansal istikrara katkı sağlayacak etkin, düzenleyici ve denetleyici politikalar geliştirilmesi amacı ile 1999’da kurulan kurumdan yapılan açıklamada, “Bir piyasa oyuncusunun başarısızlığı, yatırımcılara potansiyel olarak büyük zararlar vermenin ve davranış risklerinin kristalleşmesinden kaynaklanan piyasa güvenini tehdit etmenin yanı sıra, riskleri kripto varlık ekosisteminin diğer bölümlerine de hızla aktarabilir” ifadeleri kullanıldı.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin’in değeri, Kasım ayındaki 69 bin dolarlık rekorundan bu yana yaklaşık yüzde 70 düştü ve haftaya 20 bin 422 dolar seviyesinden işlem görerek başladı. Bu durum birçok yatırımcının zarar etmesine neden oldu.

FSB’nin raporlarının ülkeler tarafından uygulanma şartı bulunmuyor. Bununla birlikte üyeleri kendi yetki alanlarında düzenleme ilkelerini uygulamayı taahhüt ediyor.

Fed’den düzenleme çağrısı

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkan Yardımcısı Lael Brainard dün yaptığı açıklamada kripto para piyasasının finansal istikrar riskleri oluşturacak kadar büyümeden sağlam bir düzenlemeye ihtiyacı olduğunu ifade etmişti.

Son oynaklıkların kripto finansal sisteminde ciddi kırılganlıkları ortaya çıkardığına işaret eden Brainard, kripto finansal sisteminin geleneksel finanstan aşina olunan risklere karşı duyarlı hale geldiğini belirtmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

‘Çanakkale Köprüsü’ Bayramda Dahi Zarar Etti

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Hazine’nin günlük 45 bin araç geçiş garantisi verdiği Çanakkale Köprüsü’nden arefe günü olan 8 Temmuz Cuma günü 14 bin 275 adet araç geçtiğini açıkladı.

Yaklaşık 31 bin araçlık fark için Hazine, her araç başına yaklaşık 17,7 Euro üzerinden şirkete bir günde toplamda yaklaşık 690 bin euro (9,6 milyon TL) ödeme yapacak.

Sözcü’de yer alan habere göre; yap-işlet-devret modeliyle ihaleye çıkarılan projeyi, 16 yıl 2 ay 12 gün işletme süresi teklifiyle kazanan Türkiye ve Güney Koreli firmalardan oluşan ‘Daelim–Limak–SK–Yapı Merkezi Ortak Girişimi’ hayata geçirmişti. Projenin, 88 kilometre otoyol ve 13 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplamda 101 kilometre uzunluğu bulunuyor.

Projede Hazine’nin şirketlere verdiği geçiş garantisi toplamda 6 milyar Euro’yu buluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart’taki açılış töreninde Çanakkale Köprüsü’nden otomobil geçiş ücretinin 200 TL olduğunu duyurmuştu.

1915 Çanakkale Köprüsü için günlük 45 bin araç geçiş garantisi verildi. Verilen garantide araç başı ücret 15 euro + KDV oldu. Sözleşmede belirlenen bu ücret Euro bölgesi enflasyonuna göre güncellendiği için 2021 sonu enflasyonu hesaplandığında geçiş garantisi 2022 için 17,7 euro (290 TL) olacak.

Buna göre köprünün yıllık garanti ücreti yaklaşık 380 milyon Euro, işletme süreci boyunca verilecek toplam devlet garantisi miktarı ise yaklaşık 6 milyar Euro oldu.

Feribot işletmesini yapan GESTAŞ’ın taşıdığı yıllık araç sayısı günlük 10 bin araç civarında. Pandemi öncesi dönem olan 2019 yılında ise ortalama 12 bin araç taşındı. Yani feribotun taşıdığı araç sayısı verilen 45 bin araçlık garantinin çok altında.

Osmangazi Köprüsü’nde garanti karşılandı

Osmangazi Köprüsü’nün, İstanbul’u Ege’ye bağlayan İstanbul-İzmir Otoyolu’nun en önemli kesimini oluşturduğuna vurgu yapan Bakan Karaismailoğlu, “Körfezi otomobil ile mevcut yolu kullanarak geçmek 1,5 saat, feribot ile geçmek ise 45 ila 60 dakika sürüyordu. Yoğun günlerde bekleme süresi saatleri buluyordu. Artık, Osmangazi Köprüsü’yle körfez 6 dakikada geçilebiliyor” ifadelerini kullandı.

4 Temmuz’da 43 bin 301 aracın kullandığı Osmangazi Köprüsü’nün garanti karşılama oranının yüzde 108 olduğunu bildiren Karaismailoğlu, şunları söyledi:

“5 Temmuz’da 43 bin 492 araç geçişi ile garanti karşılama oranı yüzde 109, 6 Temmuz’da 49 bin 453 araç ile garanti karşılama oranı yüzde 124 olarak gerçekleşti. 7 Temmuz’da 64 bin 296 araç Osmangazi Köprüsü’nden geçiş yaptı. Garanti karşılama oranı da yüzde 161 seviyesine yükseldi.

Arife günü, yani 8 Temmuz Cuma günü, araç hareketliliğinde ciddi oranlarda artış yaşandı. Toplam 80 bin 624 aracın köprüyü kullandığı belirlendi. Garanti karşılama oranı ise yüzde 202’lere çıktı. Son 6 ayda ortalama 46 bin araç Osmangazi Köprüsü’nü kullandı. Çanakkale Boğazı’nda tarihte ilk kez kesintisiz karayolu bağlantısını sağlayan 1915 Çanakkale Köprüsü ile boğaz geçiş süresi de 6 dakikaya indi.

Tatil dönemlerinde körfezdeki benzer görüntüleri Çanakkale’de de görüyorduk. Saatler süren feribot çilesi, 1915 Çanakkale Köprüsü ile sona erdi. 4 Temmuz’da 7 bin 31 araç Çanakkale Köprüsü’nden geçiş yaparken, 8 Temmuz’da 14 bin 275 araç köprüyü kullandı. Ülkemize katma değer katan bu projemiz de tıpkı Osmangazi Köprüsü’nde olduğu gibi garanti karşılama oranlarını yakalayacak”.

Paylaşın

Dünyanın En Fakir Ülkelerinin Parası TL Karşısında Yüzde 100 Değer Kazandı

Türk lirasının (TL) değer kaybı devam ederken bir yandan dolar endeksi de son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Türk lirası dolar, Euro, Sterlin dışındaki diğer para birimleri karşısında da değer yitirdi. Öyle ki dünyanın en fakir üç ülkesinin para birimleri TL değer kaybedince iki kata kadar değerlendi. 

Cumhuriyet’ten Bora Erdin’in haberine göre; enflasyon baskısı ile birlikte 2003 yılındaki 100 TL’nin gücü bugün 9 TL’ye geldi. Dünyanın en fakir ülkesi Burundi Frangı bir yılda TL karşısında yüzde 90 değer kazandı. TL halen Burundi Frangı karşısında değerli bir pozisyonda konumlanıyor. 11 milyon nüfusa sahip Burindi’de kişi başına sadece 275 dolar düşüyor.

n fakir ikinci ülke de yüzde 63 değer kazandı

Geçen yıl 9 Temmuz’da 0,0044 olan Burundi Frangı bir yılda yüzde 93 değerlenerek 0,0085 seviyesine geldi. Dünyanın en fakir ikinci ülkesi konumunda olan Orta Afrika Cumhuriyeti’nin para birimi de ‘Frank’. Milli geliri 1,5 milyar dolar olan ülkede kişi başı gelir 306 dolar seviyelerinde seyrediyor.

Ülkenin para birimi son 5 yılda neredeyse tüm para birimleri karşısında zayıflarken son bir yılda TL karşısında değerlenmeye başladı. Ülkenin para birimi hala TL’den değersiz. Ancak TL’nin en düşük seviyede olduğu 20 Aralık 2021’de 0,028 seviyesine yükselen Orta Afrika Frangı 9 Temmuz 2022’de 0,027’ye ulaştı. Ülkenin para birimi halen TL karşısında değersiz ancak bir  yılda TL karşından yüzde 63 değer kaydetti ve 0,016’dan 0,027’ye geldi.

Somali şilini yüzde 115 değerlendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin son on yılda 1 milyar dolardan fazla yardım yaptığını duyurduğu Somali şilini de bir yılda TL karşısında yüzde 115 değer kazandı. Yönetim şekli cumhuriyet olan ülkede milli gelir 5,95 milyar dolar seviyesinde ve ülkenin nüfusu yaklaşık 11 milyon.

(Kaynak: Cumhuriyet)

Paylaşın

10 Kişiden 7’si İşe Artık Aracıyla Gitmiyor

Otomobil sahipleri dertli… Ulaştırma harcama grubu için TÜİK tarafından açıklanan 12 aylık enflasyon yüzde 123,4. Bunun altında yatan önemli nedenlerden biri akaryakıt fiyatlarındaki artış.

Milliyet’te yer alan habere göre IPSOS Araştırma, otomobil kullanımıyla ilgili bir araştırma yaptı. Yapılan araştırmaya göre her dört araç sahibinden üçü artık ailecek araba gezintilerinden vazgeçti. Ayrıca her on araç sahibinden yedisi artık alışverişe araba ile gitmediğini ifade ediyor.

On araç sahibinden dokuzu, aracını eskiden her istediğinde kullandığını ancak artık gerekli olmadıkça kullanmadığını belirtiyor. Her on araç sahibinden yedisi eskiden işe araç ile giderken artık bundan vazgeçtiğini belirtiyor. Bu duruma bir çare olarak yakın oturan iş arkadaşlarının araçlarını işe gidiş geliş için ortak kullanmaya başladıklarını söylüyor. Araç sahiplerinin yarısından fazlası bu yönteme başvurarak yakıt masrafını paylaştıklarını ifade ediyorlar.

Akaryakıta gelen zamlarla birlikte araç sahipleri araçlarını daha az kullanma eğiliminde. Araç sahiplerinin yüzde 91’i araçlarını daha az kullandığını belirtirken sadece yüzde 8’i her zamanki gibi kullanmaya devam ettiğini söylüyor.

Araç sahiplerinin %87’si daha önce istediği vakti aracını kullandığını ama şimdi gerekli olmadıkça kullanmamaya çalıştığını belirtiyor. Araçları ile artık hafta sonu gezmeye gitmediğini söyleyen araç sahiplerinin oranı %76, alışverişe araçları ile gitmeyenlerin oranı %69.

Araç sahibi çalışanların %71’i kendi araçları ile işe gitmektense toplu taşımayı tercih ediyor. Diğer bir tasarruf yöntemi olarak da yakın çevrede oturan arkadaşlar ile birlikte araç ile işe gitmek ve masrafları paylaşma yoluna gidiliyor.

Her 100 araç sahibinden 9’u eskisine göre daha az miktarda benzin almakta. Araç sahiplerinin %51’i daha önce araçlarının deposunu tam doldururken bugün gerektiği kadar aldığını, %39’u hiçbir zaman deposunu tam doldurmadığını ama şimdi eskisine göre daha az akaryakıt aldığını söylüyor.

Araç sahiplerinin %60’ı aracını satmayı düşünmezken, %12’si aracını satıp yerine yenisini almayı istiyor. Diğer taraftan araç sahiplerinin %28’i araçlarını satıp yerine de yenisini almamayı düşünüyor.

Paylaşın

Bitcoin, 10 Bin Dolara Gerileyebilir

Bloomberg’in son MLIV Pulse anketine göre, Wall Street katılımcılarının yüzde 60’ı Bitcoin’in mevcut değerinin yüzde 50’sini kaybederek 10 bin dolara gerilemesinin daha olası olduğunu belirtti.

Ankete göre, yüzde 40’lık kesim ise Bitcoin’in yeniden yükselişe geçeceğini düşünüyor.

Ankette katılımcıların yüzde 28’i kripto varlıkların finansın geleceği olduğu yönünde güçlü bir güven duyarken, yüzde 20’si ise bu varlıkların değersiz olduğu görüşünde.

Kasım ayında yaklaşık 69 bin doları gören Bitcoin, küresel piyasalarda yaşanan sıkılaşma fırtınasında değerinin üçte ikisini kaybetti ve Eylül 2020’den bu yana en düşük seviyelerden işlem gördü.

Bloomberg’e değerlendirmelerde bulunan Tribe Capital Ortağı Jared Madfes, sadece kripto varlıklarda değil dünyanın genelinde korku duymanın oldukça doğal olduğuna dikkat çekti.

Miller Tabak + Co Başstratejisti Matt Maley de gelecek finansal balonların her zaman bir önceki balondan farklı olduğunu belirterek, çoğunluğun bu sefer yaşanacak finansal balon hakkındaki görüşlerinde doğru yönde olduğunu söyledi.

Paylaşın

Hazır Giyim Ve Ayakkabıda Büyük Zam Beklentisi

Küresel ham madde ve emtia fiyatlarındaki düşüşün sürmesi beklense de içeride yüksek kur ve yüksek enflasyon nedeniyle hazır giyim ve ayakkabıya büyük zamlar bekleniyor.

Yaz aylarının bitip sonbaharda yeni sezonun başlamasıyla ayakkabıda vatandaşa yansıyacak zammın en az yüzde 30 oranında olacağı öngörülürken; hazır giyim ürünlerine gelmesi beklenen zam oranı ise bazı sektör temsilcilerine göre yüzde 100’leri de aşacak.

Sözcü’den Gamze Bal’ın haberine göre konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Berke İçten’in ifadeleri şöyle:

Tüketici bizim maliyet ve fiyatlandırmasını şu an yaptığımız ürünleri 6-7 ay sonra raflarda görebiliyor. Fiyatlandırma geriden geldiği için fiyat artışları sınırlı kalıyor.

Maalesef tüketicinin fiyatlarda ciddi bir artış yaşamak durumunda kalmasını bekliyoruz. Kışlık ürünlerin çıkmasıyla birlikte, eylül-ekim aylarında fiyatlarda bir artış hissedilecektir.

Satış adetlerimizde azalma yok ama satın alınan ürünün niteliği değişti. Bu yıl, daha pahalı olan yüksek segmentli deri ayakkabılardan ziyade, daha ekonomik olan tekstil ve sentetik malzemelerden yapılan ayakkabılarda talep artışı var. Deri ayakkabıların toplam satışlar içindeki payı geçen yıl yüzde 18’ler civarındayken bu yıl yüzde 15’lere indi. Dünyada da bu eğilim var ama bizde daha fazla.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ise, halihazırda fiyatlardaki yıllık zam oranlarının yüzde 80’i bulduğunu; kış aylarında yapılacak zamların yıllık bazda yüzde 100’leri aşarak yüzde 130’ları ulaşmasının şaşırtıcı olmayacağını dile getirdi:

Çünkü zor bir dönem. Kur artışına bağlı bir fiyat artışı söz konusu. Emtia ve ham maddede düşüş beklesek de uluslararası enerji maliyetlerindeki artışlar yurt içindeki maliyetlerimizi artırmaya devam edecek. Bu kış da ciddi girdi maliyetleriyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu da nihai ürün fiyatlarına yansıyacaktır.

Dünyada olduğu gibi Türkiye de enflasyon çıkmazı içinde. Enflasyon nedeniyle hane halkının ekonomik sıkıntıda olduğunu görüyoruz. Tüketici, cebindeki parayı daha ekonomik olarak kullanacaktır.

Türk müşterilerin alım gücü düştükçe toplam satışlar içinde yabancıların payı arttı. Bazı AVM’lerde turistlere yapılan satışlarda yüzde 40, bazılarında ise yüzde 60 artış var. Bazı markalar yabancılara bu kadar fazla satış yapmaktan endişeli. ‘İlerleyen dönemde turist gelmezse bu satışları kime yapacağız?’ endişesi hakim.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya da hazır giyimde fiyatların son bir yılda ikiye katlandığını, bunun etkisiyle satışlarda yıllık bazda yüzde 10 ila 20 aralığında düşüş yaşadıklarını anlattı:

Önceden kârlılığı konuşurken şimdi kârsızlığı konuşuyoruz. Firmalar neredeyse genel gideri karşılayacak etiket fiyatlarıyla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Son BDDK kararlarıyla finansmana erişim de artık kolay değil. Ancak orta ve uzun vadede finansmana ihtiyacımız var. Maliyetlerin yanında önümüzdeki dönemdeki en büyük sıkıntı, finansmana erişim. Bu konudaki sıkıntılar sürerse, o zaman kapanmalarla karşı karşıya kalabiliriz.

Paylaşın

Kurban Bayramı Yemeğini Enflasyon Yedi

Fransız haber ajansı AFP, yüksek enflasyonun Kurban Bayramı’na gölge düşürdüğünü yazdı. Haberde, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türklerin yaşam standartlarını düşüren geçen yılki sıradışı ekonomik deneyinden bu yana fiyatlar iki hatta üç katına çıktı” ifadelerine yer verildi.

Erdoğan, bu hafta düzenlenen kabine toplantısının ardından “Bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine faizi düşürmeye devam edeceğiz” demiş, aynı ekonomi politikasını sürdüreceklerini belirtmişti.

Hem “Türkiye’nin bayram yemeğini enflasyon yedi” hem de “Türkiye’de bayrama enflasyon zarar verdi” anlamına gelen başlığa sahip haberde, yüksek enflasyonun gelecek yıl düzenlenecek seçimlerde Erdoğan’ın şansını azalttığı gibi Kurban Bayramı’nda yurttaşları zor durumda bıraktığı da savunuldu.

İstanbul’daki hayvan pazarına gelen Gül Er, “Bu kutsal bir görev fakat bu yıl fiyatlar el yakıyor” dedi. Er, metabolik rahatsızlığı nedeniyle sadece etle beslenmesi gereken kızına bunu sağlayamadığını da söyledi.

Satış yapmak için Samsun’dan İstanbul’a gelen besici Galip Toklu da enflasyon altında ezildiğini anlattı.

Toklu, geçen yılki Kurban Bayramı’ndan bu yana yem fiyatlarının 4 katına, İstanbul’a gelirken harcadığı yol masrafının da üç katına çıktığını ifade etti.

Bunları karşılamak için et fiyatlarını iki kat artırmak durumunda kaldığını belirten Toklu, “Geçen yıl 500 kilogram dana etini 20 bin liraya sattım. Bu yıl fiyatı 45 bin liraya çıkardım. Müşteriler de ister istemez bu duruma kızgın” dedi.

Hiç satış yapamadığını söyleyen besici Şinas Ateş ise “Hayvancılık bitti” diye konuştu.

Hayvan pazarına koyun almaya gelen ve masrafı 7 arkadaşıyla bölüşeceğini söyleyen Salih Yeter, “Halkın çoğunlukla et yiyecek parası yok” ifadelerini kullandı.

Erzurum’dan gelen Selahattin Köse ise Kurban Bayramı geleneğinin bağlayıcılığı olduğunu belirterek, “Fiyatlar iki katına çıktı ama bir çaresine bakacağız. Bu Allah’ın emri” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bu hafta açıkladığı verilere göre haziranda yıllık enflasyon yüzde 78,62 oldu.

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aynı rakamı yüzde 175,55 olarak açıkladı.

Merkez Bankası’nın verilerine göreyse gıda ve alkolsüz içecek fiyatları haziranda yüzde 2,09 artarken, grup yıllık enflasyonu da 2,30 puan yükselerek yüzde 93,93’e ulaştı.

Paylaşın

Vatandaşların Bankalara Borcu 4 Yılda Yüzde 237 Arttı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Türkiye’nin 9 Temmuz 2018 tarihinde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçmesinden bugüne dek yaşanan gelişmeleri rapor haline getirdi. “Tek Adam Rejimi’nin 4. Yılı Raporu” ismi ile derlenen rapor, ülkedeki yıkımın boyutunu gözler önüne serdi.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre CHP’li Bulut, “İşsizlikten icra dosyaları sayısına, iç ve dış borçlardan vatandaşın ve KOBİ’lerin bankalara olan borçlarına, hukuktan özgürlüklere Türkiye her alanda büyük bir yıkım yaşıyor. Tek adam rejiminde hangi ekonomik göstergeye baksak çöküş görüyoruz. Vatandaşın ve KOBİ’lerin bankalara olan borçları neredeyse 3’e katlandı. Milli gelir milyarlarca lira kayba uğradı, kişi başına düşen gelir azaldı” ifadelerini kullandı.

‘Milli gelir düştü’

CHP’li Bulut’un raporunda yer alan değerlendirmeler şöyle:

“2018’de dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye, 2021 sonu itibarıyla 21. sıraya geriledi. 891,8 milyar dolar olan milli gelir 793 milyar dolara düştü. Milli gelir, 98 milyar dolar kayba uğradı. Kişi başı milli gelir 10 bin 694 dolar iken, 9 bin 374 dolara indi. Merkez Bankası, borçlar düşüldükten sonra net 36 milyar dolar rezerve sahipken, tek adam rejiminin ardından eksi 54,5 milyar dolara geriledi.

‘6,24 TL olan benzinin litresi 25 TL’yi aştı’

2018 Haziran’da bir dolar 4,60 TL iken bugün 17,21 TL. Bir euro 5,35 TL iken bugün 17,56 TL oldu. Akaryakıta zam yağdı. 6,24 TL olan benzinin litresi, bugün 25,32 TL’ye. 5,69 TL olan motorinin litresi, bugün 24,74 TL’ye yükseldi. Bir TL olan 200 gram ekmeğin fiyatı 4 TL’ye yükselerek 4 kat arttı. 58 TL olan kuşbaşı etin kilosu, bugün 136 TL’den satılıyor.

‘Enflasyonda 6. sıradayız’

Yıllık enflasyon 2018’de yüzde 20,3 iken, TÜİK rakamıyla yıllık yüzde 78,85 oldu. Yaşam pahalılığında Venezüela, Sudan, iflas etmiş Lübnan, savaştaki Suriye, Zimbabve’nin ardından dünyada 6. sıradayız.

‘Vatandaşların bankalara borcu yüzde 237 arttı’

2018 sonunda Hazine’nin iç ve dış borçları toplam bir trilyon 67 milyar 115 milyon TL iken bugün 3 kattan fazla artarak 3 trilyon 363 milyar 604 milyon TL’ye yükseldi. Yurttaşların Haziran 2018’de bankalara olan borcu 526 milyar lira düzeyindeyken 2022 Mayıs’ında bir trilyon 284 milyar liraya yükseldi. Yüzde 237 oranında arttı. KOBİ’lerin borcu 550 milyar TL iken bir trilyon 506 milyar oldu. Borç 3’e katlandı.

İcra dosyalarında artış

Türk-İş, Haziran 2018’de 4 kişilik ailenin açlık sınırını bin 714 TL olarak hesaplamıştı. Bu rakam, 6 bin 319 liraya yükseldi. 2018 sonunda icra dairelerinde 18 milyon 680 bin olan dosya sayısı, 1 Temmuz itibarıyla 23 milyon 826 bine çıktı.

2018’de 49 milyon 43 bin 763 kutu olan antidepresan kullanımı, 2021’de 59 milyon 641 bin 14 kutuya yükseldi. Antidepresan kullanımı 5 milyon kutudan fazla arttı.

Türkiye, 2018’de Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 113 ülke içinde 101. sırada yer alıyordu. 2021’de ise 139 ülke arasında 117. sıraya geriledi. 210 ülke ve bölgenin karşılaştırıldığı 2018 yılındaki Dünya Özgürlükler Raporu’nda haklar anlamında ‘özgür olmayan’ ülkeler kategorisinde yer alan Türkiye’ye, son raporda da yine aynı kategoride yer verildi.

İşsizlik

Tek adam rejimi öncesinde gerçek işsiz sayısı 6 milyon 864 bin kişi iken 8 milyonu aştı. Yaklaşık bir milyondan fazla kişi işsizler ordusuna katıldı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Kabinesi’nden bugüne dek pek çok isim ya ‘görevden affını’ istedi veya görevden alındı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ‘görevden affını’ isteyen ve görevden alınan isimler oldu.

Sistemin ilk Kabinesin’deki 7 kişi gitti. Hatta Berat Albayrak’ın yerine gelen Lütfi Elvan da görevden affını istedi.

Paylaşın

EYT’liler İçin ‘Kademeli’ Emeklilik Formülü Masada

EYT’ye takılanların 2023 başından itibaren ‘kademeli’ olarak emeklilik hakkı elde edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılması üzerinde duruluyor. Ekim ayından itibaren hazırlanan taslaklar önce kabinenin gündemine getirilecek, ardından, çalışma hayatında uzman AK Partili milletvekillerinden oluşturulacak bir komisyon tarafından değerlendirip, teklif olarak Meclis’e sunulacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesini hayata geçirmek için 3 ayrı komisyon kurdu. Türkiye gazetesinden Selçuk Böke’nin haberine göre kamudaki sözleşmeli personel ve geçici çalışanlar ile taşeron çalışanların durumları ile ilgili çalışma yapmak üzere kurulan komisyonların, ekim ayına kadar hazırlıklarını tamamlamaları bekleniyor.

Kademeli emeklilik formülü

EYT ile ilgili alternatifli formüllerin ele alınacağı çalışmalar sırasında bütçeye yükü, sosyal güvenlik açıklarına etkisi gibi başlıklar dikkate alınarak bir taslak hazırlanacak. EYT’de kademeli bir geçişle bu maliyetin azaltılması formülünün ağırlık kazandığı belirtiliyor.

EYT’ye takılanların 2023 başından itibaren ‘kademeli’ olarak emeklilik hakkı elde edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılması üzerinde duruluyor. Ekim ayından itibaren hazırlanan taslaklar önce kabinenin gündemine getirilecek, ardından, çalışma hayatında uzman AK Partili milletvekillerinden oluşturulacak bir komisyon tarafından değerlendirip, teklif olarak Meclis’e sunulacak.

Geçici işçilerin çalışma sürelerinin 10 aydan 12 aya çıkarılması, 70 bin taşeron çalışanın kadroya alınarak tayin hakkı verilmesi gibi düzenlemelerin de yıl sonuna kadar çıkarılması bekleniyor.

600 bine yakın sözleşmeli personelin kadroya alınmasına yönelik düzenlemede de personele tercih hakkı getirileceği belirtiliyor. Yapılacak çalışma kapsamında, kamuda sözleşmeli personel çalıştırılması zorunlu alanların çerçevesi belirlenerek bunun dışındaki alanlarda sözleşmeli personel istihdamına son verilecek.

Paylaşın

Fitch Ratings, Türkiye’nin Kredi Notunu Düşürdü

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu B+’dan B’ye indirdi. Görünümünü ise “negatif” olarak teyit etti. Bloomberg’in aktardığına göre Fitch’in yaptığı değerlendirmede kredi notunun düşürülmesine ilişkin şu ifadeler yer aldı:

“Artan geriye dönük endeksleme riskleri, liranın ek olarak değer kaybetmesi ve döviz kuru geçişkenliğinin hem hız hem de büyüklük olarak artması nedeniyle yörünge oldukça belirsizliğini koruyor. Fitch, hızlı kredi büyümesinin hızını azaltmaya yönelik seçici makroihtiyati politikaların, makroekonomik ve finansal istikrara yönelik riskleri azaltmadığını düşünmektedir.”

Fitch yayımladığı raporda, TCMB’nin politika faizini, hızla yükselen enflasyona, Ukrayna’daki savaşın emtia piyasaları üzerindeki etkisine ve çoğu gelişmiş ekonomilerde sıkılaşan para politikasına rağmen, Aralık 2021’den bu yana yüzde 14’te tuttuğuna dikkat çekti.

Kuruluş, Türkiye’de yıllık enflasyonun 2022’de ortalama yüzde 71,4’e çıkacağını tahmin ettiklerini, 2023 yılında ise bu oranın yüzde 57’ye gerileyeceğini açıkladı.

Şubat’ta da düşürmüştü

Fitch 12 Şubat’ta aldığı karar ile Türkiye’nin kredi notunu BB-‘den B+’ya indirdiğini, görünümünü ise “negatif” olarak teyit ettiğini açıklamıştı. Fitch bu tarihte yayımladığı raporda, “daha sık ve yoğun politika odaklı” finansal stres dönemlerinin, Türkiye’de yüksek enflasyonu, düşük dış likiditeyi ve zayıf politika güvenilirliği açısından kırılganlıkları artırdığını belirtmişti.

Paylaşın