Dış Ticaret Açığı Rekora Koşuyor!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son dönemde politika faizini düşürmeye devam ederken, Türk Lirası’nın değer kaybı sürüyor. Türkiye’nin ihracatı artmasına rağmen dış ticaret açığı rekora koşuyor. Çünkü Türkiye’nin ithalatı rekor seviyede artış gösteriyor. Bu yılın Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı son 10 yıldaki en yüksek seviyeyi gördü.

Türkiye’nin ihracatı Ocak-Temmuz döneminde 144 milyar Amerikan Doları’nı aşarak son 10 yıldaki en yüksek seviyeye yükseldi. Aynı dönemde ithalat ise 206 milyar doları geçti. Böylece Türkiye’nin dış ticaret açığı yılın ilk yedi ayında 62 milyar 177 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret açığı 2021 yılının aynı döneminde 25 milyar 510 milyon dolar idi. Peki, Türkiye’nin dış ticaret açığı yıllar içinde nasıl değişti? AK Parti döneminde dış ticaret açığı ne oldu?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre “yeni ekonomi modeli”ne geçtikten sonra Türkiye’nin dış ticaret açığı hızla artıyor. Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı yüzde 144 artarak 25 milyar 510 milyon dolardan, 62 milyar 177 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 2021 Ocak-Temmuz döneminde yüzde 83 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 70’e geriledi. Genel Ticaret Sistemi verilerinin tutulduğu 2013 yılından bu yana son 10 senede dış ticaret açığının en yüksek olduğu yıl 2022 oldu.

Ocak-Temmuz dönemlerinde dış ticaret açığı 2013 yılında 60,5 milyar dolar iken 2016’da 31,9 milyar dolar; 2019’da ise 17,1 milyar dolar idi. Pandemi öncesi dönem ile kıyas edildiğinde açık katlanarak artmış durumda.

Yılın tamamına bakıldığında ise 2013’teki dış ticaret açığı 99,3 milyar dolar olmuştu. 2021 yılının tamamındaki açık 46,2 milyar dolar idi. Bu yılın ilk yedi ayında açığın 62 milyar doları aşması sene sonunda en yüksek seviyenin görülebileceği yorumlarını beraberinde getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ısrarla faizin düşmesi gerektiğini savunuyor. Ancak Erdoğan’ın 30 Kasım 2021’de ilan ettiği yeni ekonomi modelinden sonra Türk lirası Amerikan doları karşısında eridi. TCMB verilerine göre Kasım 2021’de 1 dolar 10,5 TL iken Eylül 2022’de 18 lirayı aşmış durumda.

Yeni ekonomi modeli: Faizler düştü

TCMB 24 Eylül 2021’de politika faizini yüzde 19’dan yüzde 18’e düşürerek yeni bir dönemin yolunu açmıştı. Merkez Bankası 22 Ekim 2021’de politika faizini yüzde 16’ya, 19 Kasım 2021’de yüzde 15’e ve 17 Aralık 2021’de ise yüzde 14’e kadar düşürdü. TCMB son olarak 19 Ağustos 2022’de faizi yüzde 13’e çekti.

İktidar faizin düşmesi ve Türk lirasının değer kaybetmesiyle ihracatın artmasını bekliyordu. İhracat beklendiği şekilde arttı; ancak aynı dönemde ithalat da yükseldiği için dış ticaret açığı hızla yükseldi.

Dolar kuru fırladı

AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002’de 1 dolar 1,61 TL idi. Dolar ilk kez Ağustos 2018’de 5 TL bandını aştı. Yeni ekonomi modeline kadar 10 lira seviyesini görmeyen dolar kuru Kasım 2021’de 10,5 TL oldu. Dolar kuru Ağustos 2022’de ise 18,03 TL gerçekleşti.

Dış ticaret açığı 2002’de 15,5 milyar dolardı

AK Parti iktidarı başladığında Türkiye’nin dış ticaret açığı Özel Ticaret Sistemine göre 15,5 milyar dolar idi. Açık 2011 yılında 105,9 milyar dolar çıkarken 2019’da 31,2 milyar dolara kadar gerilemişti.

Dış ticaret açığı büyürken tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Temmuz ayı itibariyle yüzde 80’e varması ülkede satın alma gücünü ciddi şekilde etkiledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

TÜİK’e Göre Enflasyon Yıllık Yüzde 80,21

TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 80.21 oldu. Yıllık enflasyon Haziran ayında da yüzde 78 ile son 24 yılın en yükseği olarak kayıtlara geçmişti. Temmuz ayında yapılan açıklamayla bu rekor yeniden kırılmıştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ağustos ayı TÜFE verilerini açıkladı. Buna göre enflasyon, yıllık olarak yüzde 80,21 olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre TÜFE Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 47,85 arttı.

TÜİK verilerine göre bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 117 ile ulaştırma oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup ise yüzde 27 ile haberleşme oldu.

Ağustos ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 7 artışla sağlık oldu; onu yüzde 6,5 ile sağlık izledi.

TÜİK tüketici fiyatları verileriyle birlikte üretici enflasyonunu yansıtan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini de yayımladı. Buna göre Ağustos ayında (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 143,75; aylık yüzde 2,41 arttı.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında yüzde 153,28, imalatta yüzde 125,43, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 348,39 ve su temininde yüzde 90,01 artış olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 127,82, dayanıklı tüketim malında yüzde 99,54, dayanıksız tüketim malında yüzde 124,14, enerjide yüzde 303,48 ve sermaye malında yüzde 96,53 artış yaşandı.

ENAG: Enflasyon yıllık yüzde 181,37

Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Ağustos ayı itibarıyla yıllık enflasyon oranını yüzde 181,37 olarak açıkladı.

ENAG’a göre Ağustos ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 5,86 arttı. 2022’nin başından bu yana ise bu oran yüzde 91,62 oldu.

İngiliz haber ajansı Reuters tarafından yapılan ankete göre yıllık enflasyonun yüzde 81’i geçmesi bekleniyor. Ekonomistler enflasyonun yıl sonuna doğru yüzde 70’in altına gerilemesini bekliyor.

TÜİK’e göre Temmuz ayında TÜFE yüzde 2,37 artmış ve enflasyon yıllık bazda yüzde 79,6 olmuştu.

Paylaşın

ENAG Açıkladı: Enflasyon Yüzde 181

Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Ağustos ayı itibarıyla yıllık enflasyon oranını yüzde 181,37 olarak açıkladı. Yıllık enflasyon Haziran ayında da yüzde 78 ile son 24 yılın en yükseği olarak kayıtlara geçmişti.

ENAG’ın yaptığı hesaplamaya göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) ağustos ayında yüzde 5.86 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı yüzde 181.37, yılın başından itibaren ise yüzde 91.62 olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ağustos ayı TÜFE verilerini açıkladı. Buna göre enflasyon, yıllık olarak yüzde 80,21 olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre TÜFE Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 47,85 arttı.

TÜİK verilerine göre bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 117 ile ulaştırma oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup ise yüzde 27 ile haberleşme oldu.

Ağustos ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 7 artışla sağlık oldu; onu yüzde 6,5 ile sağlık izledi.

TÜİK tüketici fiyatları verileriyle birlikte üretici enflasyonunu yansıtan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini de yayımladı. Buna göre Ağustos ayında (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 143,75; aylık yüzde 2,41 arttı.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında yüzde 153,28, imalatta yüzde 125,43, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 348,39 ve su temininde yüzde 90,01 artış olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 127,82, dayanıklı tüketim malında yüzde 99,54, dayanıksız tüketim malında yüzde 124,14, enerjide yüzde 303,48 ve sermaye malında yüzde 96,53 artış yaşandı.

İngiliz haber ajansı Reuters tarafından yapılan ankete göre yıllık enflasyonun yüzde 81’i geçmesi bekleniyor. Ekonomistler enflasyonun yıl sonuna doğru yüzde 70’in altına gerilemesini bekliyor.

TÜİK’e göre Temmuz ayında TÜFE yüzde 2,37 artmış ve enflasyon yıllık bazda yüzde 79,6 olmuştu. Yıllık enflasyon Haziran ayında da yüzde 78 ile son 24 yılın en yükseği olarak kayıtlara geçmişti. Temmuz ayında yapılan açıklamayla bu rekor yeniden kırılmıştı.

Paylaşın

Otomobilde ‘Enerji Zammı’ Yolda

Elektrik ve doğalgaza gelen son zamlar açıklaması, üreticiyi zora soktu. Zamlar otomotiv üretiminde enerji maliyeti yüzde 15’e kadar çıktı. Sektör yetkilileri yüksek zammın ihracatta da pazar kaybettirecek boyutta olduğu dile getiriliyor.

Enerji zamlarının otomotiv sektörüne etkisini Dünya gazetesinden Aysel Yücel’e değerlendiren Toyota Otomotiv Türkiye CEO’su Erdoğan Şahin, “Üretim maliyetimiz içinde geçen yıl yüzde 5’ken, bu yıl yüzde 10 seviyelerine çıkan enerji maliyetinin yükünü kendi iç mekanizmalarımızla dengeleyebilmek adına çeşitli önlemler almışken, yeni zamlarla bu oran yüzde 15’e ulaştı. Bu artışı absorbe edebilmek için daha fazla ne yapabileceğimizi ilgili bölümlerimizle değerlendiriyoruz. İhracatta da iç piyasada da rekabet gücümüzün oldukça etkileneceğini düşünüyorum” dedi.

Hyundai yetkilileri de enerji zamlarının birkaç ay içerisinde fiyatlara yansıtılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, “Çünkü birim maliyeti üzerinden kâr dengesi de göz önünde olduğundan mutlaka fiyatlarda değişkenlik oluyor. Özellikle iç pazar daha çok etkileniyor” diye konuştu.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, “Maalesef enerji zamları nedeniyle sanayide keyifler kaçtı. İhracatta rekabetçiliğimizi kaybetmemize ve dolayısıyla pazar kaybetmemize sebep olacak boyutlarda bir zam yapıldı. İhracata özel enerji tarifelerinde destek mekanizması oluşturulmalı” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Hazır Giyimde ‘Enerji Zammı’

Elektrik ve doğalgaza gelen zamlar hazır giyim sektörüne hammadde sağlayan sektörlerde ürün fiyatlarına yansımaya başladı. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, girdilerde yüzde 15-20’ye varan artışlar yaşadıklarını söyledi. TTTSD Başkanı Canpolat da sanayicinin vergi yükünün Avrupa’da olduğu gibi azaltılması gerektiğini, aksi halde kapanmaların yaşanacağını dile getirdi.

Son yapılan elektrik ve doğalgaz zammının hazır giyim sektörüne hammadde sağlayan ve daha fazla enerji kullanan kumaş, iplik ve tekstil terbiye gibi sektörlerde, ürün fiyatlarına yansımaya başladı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, konfeksiyon sektörünün yüzde 15-20’ye varan maliyet artışları ile karşılaştığını ancak kendilerinin ise düşen talep nedeni ile bu artışı son ürün fiyatlarına yansıtamadıklarını dile getirdi.

Tekstil terbiye sektöründe yüzde 40 olan enerjinin maliyetler içindeki payının yüzde 50’lere ulaştığına dikkat çeken Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Başkanı Vehbi Canpolat da Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de sanayide kullanılan enerjiye vergi indirimi gibi destekler verilebileceğine dikkat çekti. Canpolat, öte yandan enerji maliyetlerinin son ürün fiyatlarına etkisinin yüzde 5 civarında olacağını belirtti.

Enerji maliyeti 2’ye katlandı

Hazır giyim sektöründe enerjinin maliyetler içindeki payı 6 ay öncesine kadar yüzde 4 civarlarında seyrediyordu. Hali hazırda bu oran yüzde 8’e ulaşmış vaziyette. Sadece enerji değil diğer girdilerde de son bir yıldır yüksek artışlar ile karşı karşıya olduklarını anlatan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, Dünya Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, “Emek yoğun sektörümüzde işgücü maliyet artışları yüzde 100’ü aştı. Son olarak yapılan yüzde 50 doğalgaz ve elektrik zamlarından da olumsuz etkilenmeye başladı. Nitekim ana girdilerimizi sağlayan iplik-kumaş ve boya baskı sanayileri enerji yoğun sanayilerdir ve enerjideki son zamları tedarik ettiğimiz ürünlerin fiyatlarına hemen yansıttı. Hazır giyim sanayi tedarik ettiği ürünlerdeki fiyat artışları ile yüzde 15-20 arasında yeni maliyet artışları ile karşılaştı. Avrupa’daki resesyonun etkisi ile ihracat siparişlerinde azalma başlamışken artan maliyetleri ihracat satış fiyatlarına yansıtabilmek mümkün değil. TL’nin baskı altında tutulduğu, Euro/dolar paritesindeki düşüşle ihracatta yüzde 15 kayıpla karşılaştığı bir ortamda sanayimiz için üretim ve ihracat yapmak karlı olmaktan çıkmaya başladı. Endişemiz sanayimizde ihracat üretim ve istihdamda kayıpların yaşanacağı bir döneme girilmesi” dedi.

Terbiyede yüzde 50’ye ulaştı

Hem doğalgaz, hem kömür hem de elektrik olmak üzere en fazla ve en çeşitli enerji kaynağını kullanan sektör olduklarını dile getiren TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, son zamlar ile birlikte işletme maliyetleri içinde yüzde 40 olan enerjinin payının son zamlar ile birlikte yüzde 50’leri bulacağına dikkat çekti. Canpolat, “Buna karşılık dünyada son 3-4 aydır tekstil ile alakalı talepte bir düşüş var. En büyük alıcımız olan Avrupa’da daralma var. Bu gelişmeler ve artan maliyetler tekstil terbiye ve kumaş sektörünü anormal etkiliyor. İplikte de maliyetlerin yüzde 40’ı enerji. Burada da gene aynı şekilde dünyada çok daha ucuza enerji ve işçilik maliyeti olan ülkeler iplik yapıyorlar. Başta Özbekistan geliyor geliyor. Eğer bir çözüm üretemezsek bunların karşısında bizim mal satma şansımız olmadığı gibi bizim ülkemizde de bu ülkelerden ciddi şekilde pamuk, iplik gelmeye devam edecek. Bu da üretimin azalması ithalatın çok hızlı şekilde artmasına yol açacak. Bu zamlardan sonra aradaki fark ciddi şekilde artacağı için ithalat da yükselecek. Türkiye’de birçok işletme kapanacak ya da kapasite düşürecek” ifadelerini kullandı.

Canpolat, söz konusu gelişmenin sektörde ürün fiyatlarını yüzde 5-10 arasında artıracağını, bunun son mamul fiyatına etkisinin ise yüzde 5 olacağını belirterek, ancak yüksek rekabet nedeni ile bunu yansıtmakta zorlandıklarını dile getirdi.

Sanayicinin vergi yükü düşürülmeli

TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, çözüm konusunda ise birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de enerjide uygulanan vergilerde indirime gidilebileceğine dikkat çekti. Birçok Avrupa ülkesi, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte yaşanan enerji krizini hafi fletmek için bir yandan halkı enerji tasarrufuna motive etmek için kampanyalar başlatırken diğer yandan fatura desteği, doğrudan ödeme, sübvansiyon ve vergi indirimi gibi çeşitli önlemler almıştı. Örneğin Almanya, artan maliyetlerin yükünü azaltmak için doğal gaz kullanımında satış vergisi oranlarını düzenledi. Alınan karar doğrultusunda Ekim ayından itibaren doğal gazda vergi yüzde 19’dan yüzde 7’ye düşürülecek. Ülke öte yandan çalışanlara fatura desteği verirken akaryakıtta da vergi indirimine gitmişti. Söz konusu düzenlemeler birçok Avrupa ülkesinde hayata geçirildi. Canpolat, “Üreticinin, sanayicinin maliyetinin düşürülmesi gerekiyor. Zaten fi nansmana ulaşım da problem” dedi.

Tekstilciler Bakan Mustafa Varank ile ‘açığı’ görüştü

Tekstil sektöründe artan ithalata bağlı olarak oluşan dış ticaret açığı, sektör temsilcilerini harekete geçirdi. İstanbul tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz ve Vehbi Canpolat’ın da dahil olduğu yönetim kurulu üyeleri Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile bir araya geldi. Görüşmede ithalatın azaltılmasına yönelik önlemlerde dahil olmak üzere sektörün problemleri masaya yatırıldı.

Paylaşın

‘Orta Vadeli Plan’da 2022 Enflasyon Tahmini Yüzde 65

‘Orta Vadeli Plan’da 2022 enflasyon hedefi yüzde 65 oldu. Enflasyon hedefi 2023’te yüzde 24,9, 2024’te yüzde 13.8, 2025’te yüzde 9,9 olarak öngörüldü. Enflasyonun 2025 sonunda tek haneye düşmesi hedeflendi.

Türkiye ekonomisinin 2023-2025 dönemine ilişkin yol haritası niteliği taşıyan yeni Orta Vadeli Program (OVP) Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

2023 büyüme hedefi yüzde 5, 2024 ve 2025 büyüme hedefi yüzde 5,5 olarak belirlendi. Kişi basına gelirin yıl sonunda 9 bin 485 dolar olması hedefleniyor. Bu rakamın 2023’te 10 bin 71 dolar, 2024’te 10 bin 931 dolar, 2025’te 12 bin 91 dolar olması hedeflendi.

2022 enflasyon hedefi yüzde 65 oldu. Enflasyon hedefi 2023’te yüzde 24,9, 2024’te yüzde 13.8, 2025’te yüzde 9,9 olarak öngörüldü. Enflasyonun 2025 sonunda tek haneye düşmesi hedeflendi.

İşsizlik için hedef 2022’de yüzde 10,8 olurken, 2023’te yüzde 10,4, 2024’de yüzde 9,9, 2025’te yüzde 9,6 olarak hedeflendi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı verilere göre Temmuz’da enflasyon aylık bazda yüzde 2,37, yıllık olarak yüzde 79,60 artmıştı. TÜİK, bir önceki ayda Haziran enflasyonunun aylık yüzde 4,95, yıllık da yüzde 78,62 olduğunu duyurmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ağustos ayı, Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarını paylaşmıştı. Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 69,94 iken, bu anket döneminde yüzde 70,60 olmuştu.

Enflasyon hangi sektörlerin ve şirketlerin işine geliyor?

Mal ve hizmetlere dair fiyat düzeyinin yükselmesi sebebi ile paranın satın alma gücünde meydana gelen düşüşü ifade eden enflasyondan Çoğu kişi şikayet etse de bu sayede daha fazla para kazananlar da var.

Bazı sektörler enflasyonun yüksek seyrettiği son dönemde kârını büyük oranda artırdı. İşte, karlarının artıran sektörler ve şirketler;

Enerji devleri

Fosil yakıt çıkaran ve onları rafine eden şirketlerin kârlarının nasıl rekor kırdığı son aylarda sık sık manşetlere taşındı.

Uluslararası piyasalarda toptan gaz fiyatları rekor kırdı, petrol fiyatları ise varil başına 100 doları aştı.

Bunda Covid sonrası artan talebin yanı sıra Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin etkisi de vardık.

BP’nin kârı 6,9 milyar sterline, Shell’inki ise 9 milyar sterline çıktı.

British Gas’ın sahibi Centrica’nın kârı da önceki yılın aynı döneminin beş katına çıktı.

İngiltere hükümeti bu şirketlere, ülkedeki çıkardıkları petrol ve gazdan ettikleri kâr için yüzde 25 vergi uygulayacak.

Bu kaynağın, hanelere yardım olarak kullanılması hedefleniyor.

Maden şirketleri

Çok sayıda ülke Rus gazına alternatif aramaya girişince kömür beklenmedik bir şekilde tekrar rağbet görmeye başladı.

Bu, en kirletici fosil yakıt olan kömürün çıkarılması alanında uzmanlaşan şirketler için büyük bir fırsat yarattı.

Örneğin Glencore şirketi 2022’nin ilk yarısında 15 milyar sterlin kâr açıkladı.

Almanya’daki Uniper şirketi de bu hafta, Rusya’nın gaz akışını kesmesi nedeniyle Heyden 4 Termik Kömür Santrali’nde tekrar üretime başlayacakların duyurdu.

Gıda toptancıları

Archer Daniels Midland (ADM), Bunge, Cargill ve Louis Dreyfus evlerin mutfaklarında göreceğiniz markalar değillerdir.

Fakat o mutfağa giren çoğu ürün, bu şirketlerin elinden geçmiştir.

ABCD olarak kısaltılan bu gıda devleri, gıda toptancılığının en büyük oyuncuları.

Özellikle küresel çalkantıların gerçekleştiği dönemlerde bu aracılar, gıdaları ihtiyaç duyan ülkelere göndermekte kilit bir rol oynuyor.

Örneğin bugüne kadar ürünlerini Rusya ve Ukrayna’dan alan ülkelerin farklı kaynaklara erişmesine aracılık ediyor.

Fakat fiyatlar geçen yıla göre yüzde 25 ve üzerine artmış durumda.

ADM’in son açıkladığı çeyreklik kâr miktarı geçen yılın aynı dönemindekinin yüzde 60 üzerinde.

Cargill’in cirosu ise yüzde 23 artışla tüm zamanların rekoru olan 165 milyar dolara çıktı.

Şirket bunun binde birini insani yardım olarak bağışladığını duyurdu.

Deniz taşımacılığı

Pandemi ekonomileri ve tedarik zincirlerini sarsarken deniz taşımacılığına talebi ise artırdı.

Dahası Covid-19 kısıtlamaları limanlarda büyük tıkanmalara ve gecikmelere yol açtı.

Sokağa çıkma kısıtlamaları döneminde artan tüketici ürünleri talebiyle birlikte yükselen deniz taşımacılığı talebi hâlâ yüksek seviyelerde.

Bu sektördeki en büyük ikinci şirket olan AP Møller-Maersk bu yılki kâr beklentisini üçüncü kere artırdı, limanlardaki sorunların fiyatları artırdığını ve bu yıl sonuna kadar bir normalleşme beklenmediğini belirtti.

Lüks saat ve şarap üreticileri

Elinde savuracak parası olanlar için yüksek enflasyon, düşük faiz ve düşük ekonomik büyüme beklentisi, parayı geleneksel yatırım araçlarındansa farklı yerlere harcamak için bir motivasyon sağlıyor.

Knight Frank danışmanlık şirketi, geçen yıl kaliteli şarap ve lüks saatlerin fiyatlarının yüzde 16 yükseldiğini sanat eserlerinin yüzde 13, viskiler ve sikkelerin de yüzde 19’luk bir artış yaşadığını paylaştı.

Yatırımcılar bu nesnelerin fiyatlarının enflasyon döneminde arzuladıkları kârı sağlayacak oranda artacağı görüşünde.

Dünyanın en büyük kaliteli şarap tüccarı olan Bordeaux Index, Haziran ayında yıllık satışlarının yüzde 37 oranında arttığını duyurdu.

Elinde savuracak parası olmayan bizler için ise enflasyonun etkileri çok daha tatsız.

Paylaşın

AK Parti’nin ’15 Ağustos’ Aldatmacası: Yeni İcraların Kapısı Açıldı

İktidar, 24 Ağustos’ta açıkladığı dar gelirlilere yönelik destek paketini gelecek ay Meclis’e sunmaya hazırlanıyor. Bu paketle 5 milyona yakın ailenin 2 bin liraya kadar olan borçlarının icradan düşeceği belirtiliyor. Bu şekilde yaklaşık 9 milyon icra dosyasının tasfiye edileceği dile getiriliyor.

Yurttaşın, varlık yönetim şirketlerine devredilen icralık borçları devlet tarafından karşılanacak. 1 milyona yakın yurttaşın bu şirketlere devredilmiş 2 bin 500 liraya kadar borçlarını devlet üstlenecek.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, paketle ilgili değerlendirme yaparken yurttaşlara destek sağlanacak borçların önemli bir kısmının temel ihtiyaçları kapsayan elektrik, su, doğalgaz, telefon aboneliklerinden kaynaklandığını söylemişti. Paketle, yurttaşın 15 Ağustos öncesine ait icra ve haciz işlemi başlatılmış 30 milyar lira tutarındaki borçlarının silineceği belirtiliyor.

Ödeme olanaksız

Ancak iktidar eylül başında doğalgazda konut tarifesine ortalama yüzde 20.4, KOBİ tarifesine yüzde 47.6, sanayi tarifesine yüzde 50.8 ve elektrik amaçlı üretim tarifesine yüzde 49.5 zam yaptığını duyurdu. Konut ve tarımda kullanılan elektrik fiyatı yüzde 20, sanayide kullanılan elektriğin fiyatı da yüzde 50 zamlandı. Konuta doğrudan yapılan zamların yanında sanayiye yapılan zamlar da ürün fiyatlarında artış olarak yurttaşa yansıyacak.

Böylece paket 15 Ağustos’a kadar olan borçları kapsadığı için gelecek zamlar nedeniyle bu tarihten sonra da yurttaş yine icralık hale gelecek. Yurttaşın bu faturaları ödeyebilmesi olanaksız. Zamlar yağmur gibi yağarken maaş ve ücretlerde herhangi bir yeni artış olmadı. Temmuzdaki zamların önemli bir bölümü de gelir vergisi dilimlerinde düzeltme yapılmadığı için vergiye gitti.

Paylaşın

Temmuz Ayında Patronlara 38,1 Milyar Liralık Teşvik

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, temmuzda ayında patronlara 868 yatırım teşvik belgesi verdi. Projelerin “yatırım” tutarı 38 milyar 165 milyon TL oldu. Öte yandan 32 yatırım teşvik belgesi iptal edildi.

AK Parti’nin sermaye politikalarının göstergelerinden olan yatırım teşviklerine ilişkin temmuz ayı verileri Resmi Gazete’de yayımlandı. açıklandı.

Buna göre, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 868 yatırım teşvik belgesi verildi. Belge alan projelerin “yatırım” tutarı 38 milyar 165 milyon 474 bin 953 TL olarak hesaplandı. Bu yatırımların gerçekleştirilmesiyle 24 bin 169 kişinin istihdam edilmesinin planlandığı savunuldu.

32 teşvik belgesi iptal edildi

Öte yandan, sabit yatırım tutarı 367 milyon 936 bin 382 TL olan ve 666 kişiye istihdam sağlaması öngörülen 32 yatırım teşvik belgesi iptal edildi.

Bu dönemde 156 yatırım teşvik belgesine tamamlama vizesi verilirken, bu projelerin sabit yatırım tutarı 2 milyar 224 milyon 868 bin 333 TL, istihdam edilenlerin sayısı 6 bin 455 oldu.

5 yıldızlı otel için teşvik

Temmuzda en yüksek tutarlı teşvik belgesi, 2 milyar 350 milyon TL ile MRA Turizm Otel İşletmeciliği AŞ’nin yatırımı için düzenlendi. Şirket, Muğla’nın Bodrum ilçesinde 5 yıldızlı otel yapacak.

AK Partili Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı da Selçuklu ilçesindeki belediye hizmetleri gerekçesiyle 2 milyar 221 milyon 500 bin TL’lik yatırım teşvik belgesi aldı.

Sermaye payı artıyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yılın ikinci çeyreğine ilişkin verilerde Türkiye’nin yüzde 7,6 büyüdüğü belirtilmişti. Emeğiyle yaşayanların ekonomik kriz ile mücadele ederken, patronların artan kârı da bu veriye yansımıştı.

Buna göre, Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyürken, GSYH 3 trilyon 418 milyar TL olarak gerçekleşti. İşçilerin payı yüzde 32,6’dan yüzde 25,4’e düşerken, sermayenin payı ise yüzde 49,2’den yüzde 54’e yükseldi.

Paylaşın

Odun Ve Kömürün Fiyatı 1 Yılda 3 Kat Arttı

Son bir yılda odun fiyatındaki artış yüzde 160’ı bulurken, kömür fiyatındaki artış neredeyse üç kat oldu. CHP’li Ahmet Akın, zamlara tepki göstererek, “Soba yakmak da artık lüks olacak” dedi.

Kış ayları yaklaşırken, ısınma maliyeti katlanarak artmaya devam ediyor. Odun ve kömür fiyatları geçen yıla göre 3, tüp gaz fiyatları ise 2 kat arttı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Kış aylarında temel bir ihtiyaç olan ısınma maliyeti vatandaşı çok zorlayacak. Doğalgaz 9 ayda 2.5 kattan fazla, odun ve kömür de 3 misli arttı. Soba yakmak da artık lüks olacak” dedi.

Özellikle kırsal bölgelerden halen temel ısınma yöntemi olan odun ve kömür fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Akın, şu açıklamada bulundu: “Eylül 2021’de kış öncesi sobada yakmalık bir ton odunun fiyatı 1200-1400 lira arasında değişiyordu. Bugün aynı odunun fiyatı 3 bin 500 ile 3 bin 600 lira arasında. Odun fiyatındaki artış yüzde 160’ı buluyor.

Eylül 2021’de bir ton ithal kömür fiyatı 2 bin 600 ile 3 bin lira arasında değişiyordu. Bugün aynı kömürün fiyatı 8 bin ile 8 bin 600 lira arasında. Yerli kömürün fiyatı ise 7 bin 600 liraya kadar çıktı. Kömür fiyatındaki artış neredeyse üç kat oldu. Yanlış ekonomi politikaları nedeniyle Türk Lirası’ndaki değer kaybı, bağımlı olduğumuz enerji fiyatlarındaki artışın Türkiye’de çok daha fazla hissedilmesine neden oluyor.”

Paylaşın

Milyonlarca Çalışanı İlgilendiren ‘Promosyon’ Kararı

Son 1 yılda emekli ve memur maaşlarında yüzde 80’i aşan maaş zammı ve enflasyonun etkisiyle bankalar promosyon rakamlarını güncellemeye başlamıştı. Emekli için ödenen tutar 10 bin liraya kadar çıkarken, bazı üniversite ve belediyelerde bu rakam 40 bin lirayı aşıyordu.

Ancak her kurum farklı bankayla kendi maaş anlaşmasını yaptığından tüm memurları kapsayan bir artış söz konusu değil. Bu yüzden kurumlar ayrı ayrı bankalarla masaya oturup pazarlık yapıyor.

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) da  bankaların verdiği maaş promosyonlarında enflasyon düzenlemesi yapılmasına ilişkin çalışma başlattı. KDK, gelen başvurular üzerine gerekli incelemeleri yaparak ilgili kurumlarla görüşmeler yapacak.

Sabah’ın haberine göre; KDK, bir çalışanın yaptığı başvuru üzerine harekete geçti. Çalışanın yaptığı başvuruda, 2021’de Sosyal Güvenlik Kurumu ve birçok kurum ile bir banka arasında 3 yıllığına imzalanan ve süresi de devam eden maaş promosyon sözleşmelerinin, enflasyon ve ekonomik gelişmeler nedeniyle yenilenmesi üzerine talep yer aldı.

Başvuruya göre, bankayla yapılan promosyon protokolünde 111 lira aylık bedel olarak belirlendi. Bunun 3 yıllık karşılığı olan yaklaşık 4 bin lira da çalışanlara peşin ödendi.

Sözleşmenin imzalanmasından sonra artan enflasyonun, promosyon tutarına da aynı oranda yansıması ve enflasyondaki artışa göre artış yapılması talep edildi. Yapılacak değişiklikle çıkacak farkın ise protokolün bitiş tarihine kadar tek seferde çalışanlara yatırılması istendi.

Yapılan başvuruda ayrıca, banka maaş promosyon tutarlarında sürekli artış sağlanması amacıyla yaptığı başvurunun daha önce SGK tarafından reddedildiği ancak promosyon sözleşmelerinin bankalarca revize edilmemesi halinde tek taraflı olarak sözleşmenin feshedilmesinin kurumlara herhangi bir mali külfet getirmeyeceği savunuldu. KDK, başvuruya ilişkin gerekli incelemeleri yaparak ilgili kurumlarla görüşmeler gerçekleştirecek.

Kamu ve özel sektör ile emeklilerin maaşları için bankaların ödediği promosyon tutarları rekor kırarak devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanlığı çalışanlarına 25 bin, Anadolu Üniversitesi çalışanlarına ise 41,5 bin TL’lik promosyon ödemesinde anlaşıldığı açıklanmıştı.

Paylaşın