“İnternet Faturasına Büyük Zam Geliyor” İddiası

Türk Telekom’un tüm tarifelerine 70 TL zam yapacağı ve yüzde 35 ila 55 oranları arasındaki zamlı fiyatların, 1 Ekim’den itibaren geçerli olacağı iddia edildi. Zamla birlikte, 24 MBPS internet 139 TL’den 209 TL’ye yükselecek.

Türkiye’nin en büyük internet sağlayıcılarından biri olan Türk Telekom’un internet tarifelerine zam yapmaya hazırlandığı öne sürüldü.

Gazete Duvar’da yer alan iddiaya göre , Türk Telekom tüm tarifelerine 70 TL zam yapacak. Yüzde 35 ila 55 oranları arasındaki zamlı fiyatlar, 1 Ekim’den itibaren geçerli olacak.

Zamla birlikte tarife fiyatlarının şöyle olacağı ifade edildi:

  • 24 MBPS internet 139 TL’den 209 TL’ye yükselecek.
  • 34 MBPS internet 154 TL’den 224 TL’ye yükselecek.
  • 50 MBPS internet 169 TL’den 239 TL’ye yükselecek.
  • 100 MBPS internet ise 194 TL’den 264 TL’ye yükselecek.

Ayrıca internet tarifeleriyle birlikte modem ücretlerine de zam yapılacak. Güncel fiyatı 20 TL olan modem ücreti 45 TL’ye yükselecek.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat’a Hazine’den 75 Milyar TL Aktarıldı

Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Kur Korumalı Mevduat (KKM) için ağustos ayında 15 milyar Türk Lirası (TL) ödeme yapıldı, bu yıl yapılan toplam ödeme tutarı ise 75.61 milyar TL’ye ulaştı.

Haber Merkezi / Öte yandan ağustos ayında bütçe gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 108,8 artışla 305 milyar 930 milyon liraya, bütçe giderleri yüzde 186 artarak 302 milyar 343 milyon liraya yükseldi. Böylelikle bütçe, ağustosta 3 milyar 586 milyon lira fazla verdi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, ağustos ayına ilişkin bütçe gerçekleşmeleri raporunu açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle:

“2022 yılı ağustos ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 302,3 milyar TL, bütçe gelirleri 305,9 milyar TL ve bütçe fazlası 3,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 279,7 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 26,2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.

Merkezi yönetim bütçesi 2021 yılı ağustos ayında 40 milyar 837 milyon TL fazla vermiş iken 2022 yılı ağustos ayında 3 milyar 586 milyon TL fazla vermiştir.

2021 yılı ağustos ayında 54 milyar 494 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2022 yılı ağustos ayında 26 milyar 233 milyon TL faiz dışı fazla verilmiştir.

Merkezi yönetim bütçe giderleri ağustos ayı itibarıyla 302 milyar 343 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz harcamaları 22 milyar 647 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 279 milyar 696 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

2022 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 2 trilyon 831 milyar 472 milyon TL ödenekten ağustos ayında 302 milyar 343 milyon TL gider gerçekleştirilmiştir. Geçen yılın aynı ayında ise 105 milyar 703 milyon TL harcama yapılmıştır.

ağustos ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 186 oranında artmıştır. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2021 yılında yüzde 7,9 iken 2022 yılında yüzde 10,7 olmuştur.

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 203,9 oranında artarak 279 milyar 696 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2021 yılında yüzde 7,9 iken 2022 yılında yüzde 11,2 olmuştur.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri ağustos ayı itibarıyla 305 milyar 930 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Vergi gelirleri 271 milyar 858 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 29 milyar 464 milyon TL olmuştur.

2021 yılı ağustos ayında bütçe gelirleri 146 milyar 539 milyon TL iken 2022 yılının aynı ayında yüzde 108,8 oranında artarak 305 milyar 930 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin ağustos ayı gerçekleşme oranı 2021 yılında yüzde 13,3 iken 2022 yılında yüzde 12 olmuştur.

2022 yılı ağustos ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 107,3 oranında artarak 271 milyar 858 milyon TL olmuştur. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2021 yılında yüzde 14,2 iken 2022 yılında yüzde 12,4 olmuştur.”

Paylaşın

Özel Sektörün Yurtdışı Kredi Borcu 162 Milyar Dolar

Temmuz ayı sonu itibariyle özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu 162 milyar dolar oldu. 1 yıl içinde yapılması gereken ana para ödemesi ise 44 milyar dolar.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), özel sektörün yurtdışı kredi borçlarına ilişkin verileri yayınladı. Buna göre;

Temmuz sonu itibarıyla, özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu, 2021 yıl sonuna göre 7 milyar dolar azalarak 162 milyar dolar oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2021 yıl sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 7,1 milyar dolar azalarak 154,5 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 85 milyon dolar artarak 7,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği gözlendi.

Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 2,9 milyar dolar, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları ise 2,9 milyar dolar azalarak 17,1 milyar dolar seviyesine indi. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 435 milyon dolar, tahvil stoku da 7 milyon doları azalarak 1,8 milyar dolar oldu. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 10,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olaraksa, 2021 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 142 milyon dolar artışla 4,9 milyar dolara; finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 319 milyon dolar artışla 1 milyar 196 milyon dolar seviyesine yükseldi.

Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, temmuz sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 2,8 milyar dolar azalarak 104,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 169 milyon dolar artarak 7,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi.

Döviz kompozisyonuna bakıldığında, 154,5 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 65,0’ının ABD doları, yüzde 31,6’sının euro, yüzde 1,5’inin Türk Lirası ve yüzde 1,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü. 7,6 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 41,7’sinin ABD doları, yüzde 37,3’ünün euro, yüzde 17,5’inin Türk Lirası ve yüzde 3,5’inin diğer döviz cinslerinden oluştuğu belirlendi.

Sektör dağılımı incelendiğinde, temmuz sonu itibarıyla, 154,5 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 37,7’sini finansal kuruluşların, yüzde 62,3’ünü ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturtu. Aynı dönemde, 7,6 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 79,9’unu finansal kuruluşların, yüzde 20,1’ini ise finansal olmayan kuruluşların borcu meydana getirdi.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, temmuz sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 44,2 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.

Paylaşın

TÜİK: Konut Satışları Yüzde 12,7 Azaldı

Türkiye genelinde konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,7 azalarak 123 bin 491 oldu. Bunlar arasında ilk el konut satış sayısı, Ağustos 2021 seviyesine göre yüzde 8,5 azalarak 39 bin 25 oldu. İkinci el konut satışlarıysa aynı dönemde yüzde 14,5 azalış göstererek 84 bin 466 oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,1 azalarak 5 bin 273 oldu. Ağustos ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 814 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 750 konut satışı ile İstanbul ve 317 konut satışı ile Mersin izledi.

Ağustos ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den bin 238 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 633 konut ile İran, 417 konut ile Irak vatandaşları izledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Konut Satış İstatistikleri, Ağustos 2022 verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,7 azalarak 123 bin 491 oldu.

Konut satışlarında İstanbul 18 bin 485 konut satışı ve yüzde 15,0 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 9 bin 736 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 6 bin 395 konut satışı ve yüzde 5,2 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 41 konut ile Hakkari, 63 konut ile Ardahan ve 101 konut ile Bayburt oldu.

Konut satışları Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,7 artışla 943 bin 791 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,0 azalış göstererek 22 bin 168 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 18,0 olarak gerçekleşti. Ocak-Ağustos döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 39,1 artışla 211 bin 631 oldu.

Ağustos ayındaki ipotekli satışların, 6 bin 654’ü; Ocak-Ağustos dönemindeki ipotekli satışların ise 55 bin 348’i ilk el satış olarak gerçekleşti.

101 bin 323 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,1 azalarak 101 bin 323 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 82,0 olarak gerçekleşti. Ocak-Ağustos döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,7 artışla 732 bin 160 oldu.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,5 azalarak 39 bin 25 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31,6 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,6 artışla 276 bin 164 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14,5 azalış göstererek 84 bin 466 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 68,4 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,5 artışla 667 bin 627 olarak gerçekleşti.

Yabancılara 5 bin 273 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,1 azalarak 5 bin 273 oldu. Ağustos ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 814 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 750 konut satışı ile İstanbul ve 317 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,6 artarak 44 bin 595 oldu. Ağustos ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den bin 238 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 633 konut ile İran, 417 konut ile Irak vatandaşları izledi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Tarımda Üretici Enflasyonu Yüzde 142 Arttı

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE), Ağustos ayında yıllık yüzde 142,42 artarken, aylık yüzde 4,34 azaldı. Temmuz ayında yüzde 158 ile en yüksek seviye kaydedilmişti. Tarım-ÜFE’de Ağustos ayında bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 99,72 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 89,02 artış gerçekleşti.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, Ağustos 2022 verilerini açıkladı.

Buna göre, Tarım-ÜFE Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,34 azalış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 99,72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 142,42 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 89,02 artış gerçekleşti.

Sektörlerde bir önceki aya göre, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 6,89 azalış, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 4,34 azalış ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 1,24 azalış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 12,81 azalış, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 4,58 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 1,99 artış gerçekleşti.

Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 75,12 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları ve yüzde 77,34 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 255,52 ile lifli bitkiler ve yüzde 196,55 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu.

Bir önceki aya göre azalışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 22,00 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve yüzde 19,86 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt grup ise yüzde 9,27 ile diğer çiftlik hayvanları ve hayvansal ürünler ve yüzde 8,80 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar oldu.

Ağustos ayında, endekste kapsanan 86 maddeden, 35 maddenin ortalama fiyatında azalış, 47 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

Paylaşın

‘Merkez Bankası Arka Kapıdan 75 Milyar Dolar Sattı’ iddiası

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) uyguladığı faiz politikaları sonucu bankaların kullandırdığı kredi faizleri katlanırken, resmi enflasyon da yüzde 80’i buldu.

Merkez Bankası’nın döviz kurlarını baskılamak için zaman zaman ‘arka kapı’ döviz satışı yaptığı dile getirilirken, Bloomberg Türkiye ve İsveç Ekonomisti Selva Baziki sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yılın ilk 8 ayında bu rakamın 75 milyar dolara ulaştığını yazdı. Böylelikle, aylık döviz satışı miktarı 9,5 milyar doları bulmuş oldu.

Baziki, müdahalelerin yaz aylarında turizm gelirleri nedeniyle yavaşladığını da belirtti. Baziki, 5 Ağustos’ta yaptığı paylaşımda da 7 aylık rakamın 66 milyar dolar olduğunu söylemişti.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

İşsizlik Fonu’ndan Patronlara 8 Ayda 15,8 Milyar TL Aktarıldı

İşsizler için güvence olması gereken İşsizlik Sigortası Fonu ile patronlara aktarılan para katlandı. İşsizlere 20 yıldır yapılan ödemenin daha fazlasının patronlara 2,5 yılda yapıldığı ortaya çıktı.

Yılın ilk 8 ayında patronlara yapılan teşvik ve destek ödemeleri ise 15,8 milyar TL’yi bulurken, aynı dönemde işsizlik ödeneğini hak edenlere verilen ödeme ise 7,8 milyar TL oldu.

Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) Ağustos 2022 İşsizlik Sigortası Fonu Bülteni’ne göre ağustos ayında da patronlara, işsiz kalanlara yapılan ödemelerden yaklaşık bir milyar TL fazla ödeme yapıldı.

Ocak – Temmuz 2022 arasında İşsizlik Fonu’na başvuruda bulunan 965 bin 58 kişiden yalnızca 468 bin 964 kişi ödeneğe hak kazanırken, Mart 2002’den 31 Ağustos 2022’ye kadar işsizlik ödeneğine başvuran yaklaşık 17 milyon kişiden 9,4 milyonu ödeneği almaya hak kazandı.

Sözcü’den Deniz Bilici Göçmen’in haberine göre 20 yılda bu kişilere yapılan toplam ödeme 48,4 milyar TL olurken, 2020’den 2022 yılı Ağustos ayına kadar patronlara yapılan teşvik ve destek ödemeleri ise 55,5 milyar TL’ye ulaştı.

Varlık, bir önceki aya göre 3,4 milyar TL arttı

İŞKUR bültenine göre İşsizlik Sigortası Fonu’nun toplam varlığı ağustos ayında bir önceki aya göre 3 milyar 426 milyon TL arttı. Temmuz sonu itibarıyla 109 milyar 688 milyon TL olan fonun menkul kıymet ve nakit varlığı, ağustos sonunda 113 milyar 115 milyon TL oldu.

9 Eylül 2022 tarihi itibarıyla ise fon varlığının 112 milyar 690 milyon 436 bin TL olduğu belirtildi. Fon varlığının yüzde 88,55’i tahvil, yüzde 11,45’i mevduattan oluştu.

Paylaşın

Temmuz Ayında Sanayi Üretimi Yüzde 6.2 Azaldı

Temmuz ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 2,4 artarken, aylık bazda yüzde 6,2 azaldı. Madencilik ve taşocakçılığı üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,5 azalırken, imalat sanayinde üretim yüzde 4,1 arttı.

Haber Merkezi /Sanayi üretimine aylık bazda bakıldığında madencilik ve taşocakçılığı üretimi bir önceki aya göre yüzde 2,6, imalat sanayinde üretim ise yüzde 6,6 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sanayi Üretim Endeksi Temmuz 2022 verilerini açıkladı. Buna göre, Temmuzda sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 2,4 artarken, aylık bazda yüzde 6,2 azaldı.

Temmuz ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,5 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 4,1 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 6,8 azaldı.

Aylık bazda bakıldığında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,6, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 6,6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3,1 azaldı.

Paylaşın

7 Ayda Yasal Takibe Düşen Kişi Sayısı 966 Bin Oldu

Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle geçim sıkıntısı yaşayan yurttaşların bankalara olan talebi artarken, bireysel kredi ve kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı da arttı.

Dünya gazetesinin aktardığı Türkiye Bankalar Birliği (TBB) açıklamasına göre, bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı, Ocak – Temmuz 2022 döneminde 966 bin kişi oldu.

Tasfiye olunacak alacaklar da yüzde 48 artış

Öte yandan, Risk Merkezi verilerine göre, Temmuz 2022 itibarıyla bireysel kredi kartlarını da içeren bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacaklar bir önceki yıla göre yüzde 48 artış ile 31,8 milyar TL olurken, tasfiye olunacak alacakların bireysel kredilere oranı 0,1 puan artış ile yüzde 2,5 oldu.

Bankaların kârı, yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 400 artmıştı.

İcradaki dosya sayısı 24 milyon 84 bine yükseldi

Öte yandan dün yaptığı açıklamada, Türkiye’de icra ve flaş dosya sayısının sürekli arttığına işaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulusal Yargı Ağı (UYAP) üzerinden alınan verilere göre, bu yıl 1 Ocak – 9 Eylül tarihleri arasında icra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 6 milyon 14 bin yeni dosya geldiğini belirtti.

Bu süre içerisinde 4 milyon 495 bin dosyanın sonuçlandırıldığını ifade eden CHP’li Gürer, yeni gelen dosya sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 oranında arttığına dikkat çekti. Gürer, dosya sayısındaki artışın ülkedeki kötü ekonomik gidişatın hangi boyutlara ulaştığını göstermesi açısından önemli olduğunu vurguladı.

İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı ile ilgili bilgileri de paylaşan CHP’li Gürer, dosya sayısının son bir yılda 1 milyon 217 bin adet artarak 9 Eylül itibariyle 24 milyon 84 bine çıktığını aktardı. İnsanların hızla borçlandığına da dikkat çekten Gürer, son 4 ayda vatandaşın bankalara olan borcunun 200 milyar lira arttığını söyledi.

“Kredi kartı borçları 1 trilyon 312 milyar liraya ulaştı”

Gürer, bireylerin bankalara ve finans şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı borçlarının takiptekilerde dahil olmak üzere 1 trilyon 312 milyar liraya ulaştığını söyledi.

İnsanların vadesinde ödeyemedikleri için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçlarının ise 30 milyar lira düzeyine çıktığını aktaran Gürer, vatandaşların varlık yönetim şirketlerine 32,9 milyar, TOKİ’ye ise 27 milyar lira borcu bulunduğunu anlattı.

Paylaşın

Ekonomistlerden Küçük Yatırımcıya Dikkat Çeken Uyarı

Borsadaki yükselişte başta kamu bankaları olmak üzere bankacılık hisselerindeki anormal artışların etkili olduğunu söyleyen Doç Dr. Evren Bolgün, faizler ve döviz kurunun ardından kamunun borsada da etkin olmaya başladığını belirtti.

Borsadaki yükselişi seçimden sonra beklediklerini söyleyen Prof. Dr. Cem Başlevent ise şunları söylüyor: “Birden bire bir güç veya büyük oyuncu ucuz fiyattan bankaları alıp yukarı götürmeye karar vermiş gibi duruyor” dedi.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise, “Enflasyon ortamında şirketlerin değeri paralel bir artış gösterir. Şu anda diğer yatırım araçları cazip değil. Bu da borsayı çekici kılıyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre, yüksek enflasyonun yarattığı ekonomik tahribat her geçen gün artarken ekonomi dünyasında da yatırım eğilimleri değişiyor. Son günlerde borsadaki hareketlilik de bunun bir göstergesi. Borsa İstanbul, son bir ayda yüzde 27 değer kazandı.

BİST BANKA’da ise bu artış aylık yüzde 91 oldu. Banka hisseleri içinde ise en yüksek artış kamu bankalarında oldu. Halkbankası hisselerindeki son bir aylık yüseliş yüzde 173 olurken VakıfBank’ta bu artış yüzde 215’i buldu.

Ekonomistler bu artışları şüpheli bulurken piyasalarda Varlık Fonu aracılığıyla banka hissesi alımı yapıldığı ve borsanın yükseltildiği iddia edildi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de Hazine’nin kendi ihracı olan bono ve tahvil dururken borsadaki artış ile övünerek yatırımcıları borsaya yönlendirdi.

Borsadaki yükselişte başta kamu bankaları olmak üzere bankacılık hisselerindeki anormal artışların etkili olduğunu söyleyen Doç Dr. Evren Bolgün, faizler ve döviz kurunun ardından kamunun borsada da etkin olmaya başladığını belirtti.

“İstanbul Kontrollü Finans Merkezi” benzetmesini yapan Bolgün, “Bankacılık hisselerinin çoğunda günlerdir satıcı yok, açılıştan sonra yüzde 10 yükselişle tavan oluyorlar burada bir anomali var. Banka hisseleri emsal ülkelerin bankalarına göre aşağıdaydı yıllardır ama son gelişmelerle dengesini bulmuştu. Buna rağmen hâlâ satıcısız tavan bir şekilde ilerlemesi garip” dedi.

Son bir aydır 800 milyon dolara yakın yabancı girişi olduğunu da belirten Bolgün, “Tabii bu kesin yabancıdır diyemeyiz. Yerli bir büyük kurumsal alıcı ve/veya yabancı kurum hesabı üzerinden alım işlemleri yapan yerli kurumsal yatırımcı olma ihtimalini hissettiriyor” dedi.

Varlık Fonu iddiası

Uzmanların borsadaki yükselişi seçimden sonra beklediklerini söyleyen Prof. Dr. Cem Başlevent ise şunları söylüyor:

“Birden bire bir güç veya büyük oyuncu ucuz fiyattan bankaları alıp yukarı götürmeye karar vermiş gibi duruyor. Ekonomi politikaları değişmeden böylesi bir yükselme beklenmiyordu. Ben de burada Ankara’nın payı olduğuna, Varlık Fonu gibi bir gücün devreye girdiğine inananlardanım. Borsanın yükselişi seçim öncesi bir propaganda malzemesi olarak kullanılacaktır. Ama bu sonsuza kadar gidemez; büyük oyuncular seçim öncesi bazı riskleri görüp satışa geçebilirler.”

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise borsadaki hareketliliği şöyle değerlendirdi: “Enflasyon ortamında şirketlerin değeri paralel bir artış gösterir. Şu anda diğer yatırım araçları cazip değil. Bu da borsayı çekici kılıyor.

Bankacılık sektörünün kârları özellikle Merkez Bankası’nın düşük faiz pompalamasıyla sıçradı. Bu da bankacılık hisselerine talebi artırdı. Bu güdümlü paranın özellikle kamu bankalarında alıma geçtiği tahmin edilebilir. Hükümet borsa üzerinden ögünme payı çıkarıyor. Temmuz net hata noksan kalemine 4 milyar dolar yansıyan meçhul paranın bir kısmı da borsaya yönelmiş olabilir.

Büyük yabancı çıkışının ardından son hafta 97 milyon dolar olan sınırlı bir giriş var. Amatör yatırımcılar borsa yükselince geç de olsa trene atlama telaşına kapılır, momentumu güçlendirir. Genellikle de ilk düşüşle zarara uğrarlar.”

Paylaşın