Standard & Poors, Türkiye’nin Kredi Notunu Düşürdü

Merkezi ABD’nin New York eyaletinde bulunan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors (S&P) Türkiye’nin kredi notunu B+’dan B’ye düşürdüğünü açıkladı. Böylece Türkiye’nin kredi notu son üç ay içinde üç büyük kredi kurumu tarafından düşürülmüş oldu.

Moody’s Türkiye’nin kredi notunu ağustos ayında düşürmüş, Fitch ise Temmuz ayında yaptığı açıklamasında Türkiye’nin kredi notunu B+’dan B’ye indirerek görünümünü “negatif” olarak teyit etmişti. Fitch, aldığı bu karara yükselen enflasyonu ve ekonomiyle ilgili endişeleri gerekçe olarak gösterdi.

Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılamaz olarak nitelendirilen “çöp” seviyesinin daha derinlerine iten Standard & Poors, böylece Türkiye’yi Moğolistan ve Mısır’la aynı seviyeye çekti. S&P bu kararına gerekçe olarak çok gevşek olan para politikasını gösterdi.

Kurum yaptığı açıklamasında Türkiye’deki yetkililerin “2023 seçimleri öncesinde büyümeyi mali ve parasal istikrara tercih ettiğini” aktardı.

ABD’de piyasalar kapandıktan sonra açıklanan kararda “küresel olarak mali koşullar sıkılaşırken faizlerin indirilmesinin TL’ye olan güvenin azalmasına yol açtığı” aktarıldı. TL’deki daha fazla değer kaybının ise Türkiye’nin mali istikrarı ve kamu maliyesi için olumsuz etkilerinin olacağı vurgulandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eylül ayında düzenlediği Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 12’ye çekmişti.

Paylaşın

Merkez Bankası, Enflasyon Beklentisini Yüzde 67,73’e İndirdi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2022 Eylül, Piyasa Katılımcıları Anketi ile yıllık enflasyon beklentisi açıklandı. Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürlüğü Anketler ve Endeksler Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği ankete göre yıllık enflasyon beklentisi yüzde 67,73 olarak belirlendi.

2022 yılı Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi, reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 40 katılımcı tarafından yanıtlandı ve bankadan yapılan açıklamaya göre sonuçlar katılımcıların yanıtları toplulaştırılarak değerlendirildi.

MB anketinde piyasa katılımcılarının yıllık enflasyon beklentisi

Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 70,60 iken, bu anket döneminde yüzde 67,73 oldu.

12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 41,99 iken, bu anket döneminde yüzde 36,74 oldu.

24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 24,35 ve yüzde 20,63 olarak gerçekleşmiştir.

MB 12 ay sonrası enflasyon beklentileri

2022 yılı Eylül ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde MB’nin öngörüleri şöyle:

TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 31,26 olasılıkla yüzde 30,00 – 36,99 aralığında, yüzde 38,45 olasılıkla ise yüzde 37,00 – 43,99 aralığında artış göstereceği öngörülmektedir.

Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 22,86’sının beklentilerinin yüzde 30,00 – 36,99 aralığında, yüzde 42,86’sının beklentilerinin yüzde 37,00 – 43,99 aralığında olduğu gözlenmektedir.

Döviz Kuru Beklentileri

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentiside şöyle belirlendi:

ABD Doları /TL kuru bir önceki anket döneminde 19,65 TL iken, bu anket döneminde 19,51 TL oldu.

12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 22,03 TL ve 22,07 TL olarak gerçekleşti.

TÜİK enflasyon açıklaması ne zaman?

Eylül ayı enflasyon verileri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından, 3 Ekim 2022’de açıklanacak.

Bakan Nebati ne diyor?

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati önceki gün yaptığı açıklamada “Aldığımız tedbirler ve küresel düzeyde yaşanacak normalleşmeyle birlikte enflasyonu da yeneceğiz. Yıl sonundan itibaren de bu düşüşü daha net hissetmeye başlayacağız” demişti.

Nebati, bu çerçevede bakanlığının “Gıda enfasyonunun halkımız üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için, temel gıda maddelerinde KDV oranlarını indirdiğini, ve “çalışanların elektrik ve doğalgaz ödemelerinden vergi ve prim yükünün kaldırılacağını” söylemişti. Ayrıca İşverenlerin Nidan 2023 sonuna kadar “çalışanlarına elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerini karşılamaları için ödeyecekleri bin TL’yi aşmayan tutarlardan gelir vergisi al[ınmayacağını]” açıklamıştı.

Türk-İş ne diyor?

Hükümet düşük faiz ile üretim ve ihracatı destekleyen bir ekonomi programı uygulayarak enflasyonla mücadele için kronik cari açığı fazlaya çevirmeyi öncelediğini iddia ediyor. Ancak, bu strateji, süregiden Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonomik süreçlerdeki zincirleme etkileri dolayısıyla enerji fiyatlarındaki yükselme karşısında etkili olmaktan uzak kalıyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Ankara’da hesaplanan gıda enflasyonunun Eylül’de bir önceki aya göre yüzde 5.15; bir öncek, yıla göre yüzde 130 arttığını; açlık sınırının ise 7,245 TL ile mevcut asgari ücretin 1,745 TL üzerinde gerçekleştiğini açıkladı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Hizmet Üretici Enflasyonu Ağustos Ayında Rekor Kırdı

Hizmet üretici enflasyonu ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,89, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 67,98, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 97,20 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 72,01 artış gösterdi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 Ağustos’a ilişkin Hizmet Üretici Fiyat Endeksini (H-ÜFE) açıkladı. Buna göre, H-ÜFE 2022 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 4,89, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 67,98, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 97,20 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 72,01 artış gösterdi.

En çok artış ulaştırma ve depolama hizmetlerinde

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 130,22, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 88,05, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 60,54, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 81,48, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 70,37, idari ve destek hizmetlerde yüzde 83,70 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 5,90, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 5,48, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 2,34, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 5,94, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 4, idari ve destek hizmetlerde yüzde 3,30 artış gerçekleşti.

En fazla artan alt sektörler

H-ÜFE sektörlerinden hukuk ve muhasebe hizmetleri yüzde 36,07, telekomünikasyon hizmetleri yüzde 36,38, programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 54,36 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu.

Buna karşılık posta ve kurye hizmetleri yüzde 181,20, su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 141,62, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 140,60 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Dış Ticaret Açığında Tarihi Rekor

Türkiye’nin dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 159 arttı ve 11.19 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı geçen yılın Ağustos ayında 4 milyar 307 milyon dolar olarak kaydedilmişti.

Haber Merkezi / Ağustos ayında ithalat yüzde 40 artarak, 32.53 milyar dolar olarak verilendirildi. İhracat ise yüzde 13.1 artışla 21.34 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ağustos ayında dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 159,9 artarak 11 milyar 194 milyon dolara yükseldi.

TÜİK, ağustos ayına ilişkin dış ticaret istatistiklerini bugün yayınladı. Buna göre; ihracat, ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,1 artarak 21 milyar 337 milyon dolar, ithalat ise yüzde 40,4 artarak 32 milyar 531 milyon dolar oldu.

Enerji ve altın hariç ithalat yüzde 16,6 arttı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, ağustosta yüzde 9,3 artarak 17 milyar 981 milyon dolardan 19 milyar 647 milyon dolara yükseldi. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat, yüzde 16,6 artarak 18 milyar 392 milyon dolardan 21 milyar 453 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı, ağustos ayında 1 milyar 806 milyon dolar oldu. Dış ticaret hacmi, yüzde 13,0 artarak 41 milyar 101 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı, yüzde 91,6 oldu.

Ağustosta dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 159,9 artarak 4 milyar 307 milyon dolardan 11 milyar 194 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 ağustos ayında yüzde 81,4 iken 2022 ağustos ayında yüzde 65,6’ya geriledi.

İmalat sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 95

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, ağustos ayında imalat sanayinin payı yüzde 95,0; tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,5, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 2,0 oldu. Ocak-ağustos döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,6; tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,9, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,9 oldu.

Özel ticaret sistemine göre, ağustos ayında ihracat, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,7 artarak 19 milyar 540 milyon dolara, ithalat ise yüzde 37,5 artarak 30 milyar 746 milyon dolara yükseldi.

Ağustos ayında dış ticaret açığı, yüzde 146,1 artarak 4 milyar 554 milyon dolardan 11 milyar 206 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 ağustos ayında yüzde 79,6 iken 2022 ağustos ayında yüzde 63,6’ya geriledi.

Ara mallarının toplam ihracattaki payı yüzde 79,5 payı yüzde 79,5 oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, ağustos ayında ara mallarının payı yüzde 79,5, sermaye mallarının payı yüzde 11,6 ve tüketim mallarının payı yüzde 8,8 oldu. İthalatta, 2022 Ocak-Ağustos döneminde ara mallarının payı yüzde 81,6, sermaye mallarının payı yüzde 10,6 ve tüketim mallarının payı yüzde 7,7 oldu.

Ağustos’ta enfazla ihracat yapan ülke Almanya oldu

Ağustos ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 664 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 1 milyar 483 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 258 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 104 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 949 milyon dolar ile Rusya Federasyonu takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,3’ünü oluşturdu.

Ocak-ağustos döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 13 milyar 775 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 11 milyar 416 milyon dolar ile ABD, 8 milyar 609 milyon dolar ile Irak, 8 milyar 604 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 8 milyar 352 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,6’sını oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Ağustos ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 6 milyar 297 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 4 milyar 147 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 49 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 750 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 324 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 47,9’unu oluşturdu.

Ocak-ağustos döneminde de ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 38 milyar 413 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 28 milyar 34 milyon dolar ile Çin, 15 milyar 328 milyon dolar ile Almanya, 10 milyar 295 milyon dolar ile ABD, 9 milyar 132 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,3’ünü oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat yüzde 2,6 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; ağustos ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,6, ithalat yüzde 3,8 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 9,5, ithalat yüzde 37,5 arttı.

Genel ticaret sistemine göre ihracat, ocak-ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,2 artarak 165 milyar 608 milyon dolar, ithalat yüzde 40,7 artarak 239 milyar 43 milyon dolar oldu.

Ocak-ağustos döneminde dış ticaret açığı, yüzde 146,3 artarak 29 milyar 817 milyon dolardan 73 milyar 435 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 Ocak-Ağustos döneminde yüzde 82,5 iken 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,3’e geriledi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, ocak-ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,3 artarak 154 milyar 437 milyon dolar, ithalat ise yüzde 38,0 artarak 225 milyar 486 milyon dolar oldu.

Ocak-ağustos döneminde dış ticaret açığı, yüzde 132,3 artarak 30 milyar 591 milyon dolardan 71 milyar 49 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 Ocak-Ağustos döneminde yüzde 81,3 iken 2022 yılının aynı döneminde yüzde 68,5’e geriledi.

Paylaşın

Döviz Mevduatları 2,75 Milyar Dolar Azaldı

Bir önceki hafta 213 milyar 169,5 milyon dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı, 23 Eylül ile sona eren haftada 210 milyar 417,40 milyon dolara geriledi. Merkez Bankası’nın rezervleri ise, 3 milyar 934 milyon dolar geriledi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatına ilişkin haftalık verileri bugün açıkladı. Merkez Bankası’nın verileri şöyle:

“Bir önceki hafta 213 milyar 169,5 milyon dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı, 23 Eylül ile sona eren haftada 210 milyar 417,40 milyon dolara geldi. Böylece döviz mevduatı, 2,75 milyar dolar azaldı.

Yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış toplam yabancı para mevduatı, 1 milyar 51 milyon dolar azaldı. Parite etkisinden arındırıldığında gerçek kişilerin döviz mevduatları 161 milyon dolar ve tüzel kişilerin döviz mevduatları 890 milyon dolar düşüş gösterdi.

Gerçek kişilerin döviz mevduatları bir önceki haftaya göre 1 milyar 6,90 milyon dolar azalarak 127 milyar 521,30 milyon dolar, tüzel kişilerin döviz mevduatı 1 milyar 745,20 milyon dolar azalarak 82 milyar 896,20 milyon dolar oldu.”

MB’nin rezervleri, 3 milyar 934 milyon dolar geriledi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı.

Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 23 Eylül ile biten haftada 3 milyar 934 milyon dolar azalarak, 110 milyar 804 milyon dolar oldu. Brüt döviz rezervleri de 3 milyar 489 milyon dolarlık azalışla 74 milyar 824 milyon dolardan 71 milyar 335 milyon dolara indi.

Altın rezervleri ise 23 Eylül haftasında 445 milyon dolar azalarak 39 milyar 914 milyon dolardan 39 milyar 469 milyon dolara indi.

Paylaşın

S&P, Türkiye’nin Büyüme Tahminlerini Yükseltti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) yayımladığı “Küresel Ekonomik Görünüm, EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) ve Gelişen Piyasalar; Enflasyonu, Faiz oranlarını ve Büyümeyi Dengelemeye Çalışmak” başlıklı raporunda, Türkiye’nin bu yıl ve gelecek yıla ilişin ekonomik büyüme tahminleri yükseltti.

Raporda, Türk ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmininin 1,7 puan artırılarak yüzde 5,2’ye revize edilmesine gerekçe olarak, bu yılın ikinci çeyreğinde büyümenin beklentinin üzerinde gerçekleşmesi ve kış aylarına kadar sürmesi beklenen turizm sektörünün güçlü performans sergilemesi gösterildi.

S&P raporunda, Türk ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme beklentisinin yukarı yönlü revize edilmesi yönündeki kararın ise ilerde genişleyici makroekonomik politika adımlarının devam edeceğine ilişkin beklentileri yansıttığı kaydedildi.

Raporda, 2023’teki parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hükümetin uygulanabileceği olası ek politika desteği beklentisiyle, Türkiye’nin gelecek yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisinin de 1,1 puan artırılarak yüzde 2,8’e yükseltildiği ifade edildi.

Euro Bölgesi’nde ekonomik küçülme rapora yansıdı

Raporda, Euro Bölgesi ekonomisinin sert bir küçülmeye gitmesi beklenirken, bölgede gelecek dönemde kredi derecelendirme kuruluşunun temel ekonomik senaryosunda bile 2023 yılı itibarıyla yüzde 0,3 ile neredeyse yok denecek kadar küçük bir büyümenin öngörülebildiği dile getirildi.

Paylaşın

Kamuda Bir Yıllık Faaliyet Zararı 604 Milyar TL

315 kamu idaresi bir yılda 604 milyar 397 milyon 709 bin TL’lik kamu zararına neden oldu. 3 trilyon 23 milyar 440 milyon TL’lik faaliyet giderine imza atan kamu idarelerinin geçen yıl milletvekilleri için gerçekleştirdiği harcamalar, 234 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Rapora göre ayrıca tüm kamunun mal ve hizmet alım giderleri toplamı 110 milyar TL, faiz gideri ise tam 253 milyar 482 milyon 986 bin TL olarak hesaplandı.

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre; merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetlemekle sorumlu kamu kuruluşu Sayıştay, aralarında Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar, bağlı idareler ve üniversitelerin de bulunduğu 315 kamu idaresinin denetim sonuçlarını yayımladı.

Hazırlanan Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu, AK Parti’nin kamu kurumlarını “kafasına göre” yönettiğini ve ortaya büyük zararların çıktığını ortaya koydu.

Sayıştay raporuna göre, kamu idarelerinin 17’si, yasal zorunluluk olmasına rağmen faaliyet raporunu yayımlamadı. Faaliyet raporunu yayımlayan kamu idarelerinden 22’si ise yayımlama tarihini geciktirdi. Ayrıca, 103 kamu idaresi, öngörülen bölümlerden en az birine idare faaliyet raporlarında yer vermedi ve bu bölümler “karanlıkta” kaldı.

Faiz gideri 253 milyar TL

Rapora göre, 315 kamu idaresi bir yılda 604 milyar 397 milyon 709 bin TL’lik kamu zararına neden oldu. 3 trilyon 23 milyar 440 milyon TL’lik faaliyet giderine imza atan kamu idarelerinin geçen yıl milletvekilleri için gerçekleştirdiği harcamalar, 234 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Rapora göre ayrıca tüm kamunun mal ve hizmet alım giderleri toplamı 110 milyar TL, faiz gideri ise tam 253 milyar 482 milyon 986 bin TL olarak hesaplandı.

AK Parti döneminde her biri birer “arpalık” gibi yönetilen kamu idarelerinin görevlerde meydana gelen zararları da servet niteliğinde. Rapora göre, kamu idarelerinin neden olduğu görev zararı 167 milyar TL.

Kötü ekonomi yönetiminin bir sonucu olan kur krizinin maliyeti de raporlarda kendisine yer buldu. “Kur Değişikliği Nedeniyle Döviz Cinsi Borç Stokundaki Artış” kalemi için kamunun 805 milyar TL’si daha yok oldu.

Paylaşın

Ziraat Bankası, MİR Sistemini Kullanmayı Askıya Aldı

Reuters haber ajansı Ziraat Bankası’nın Rusya’nın MİR kart sistemini kullanmayı askıya aldığını duyurdu. Ajans açıklamanın kendilerine bizzat Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar tarafından yapıldığını belirtti.

Dün Kremlin’den yapılan açıklamada MİR kart sisteminden ayrılmaya karar veren Türk bankalarının ”ABD’nin eşi benzeri görülmemiş baskısı altında olduğu” öne sürülmüştü.

Kremlin, bankalar üzerinde dolaylı yaptırım tehdidi bulunduğuna da dikkat çekmişti.

ABD Hazinesi Yabancı Varlıklar Kontrol Dairesi MİR sisteminin kullanımının Rusya dışında yayılmasına yardım edenlere yaptırım uygulamaya hazır olduğunu duyurmuştu.

Rusya Merkez Bankası tarafından Visa ve Mastercard dışında bir alternatif olarak geliştirilen MİR’e Vakıfbank, Ziraat Bank, İş Bankası, Denizbank ve Halkbank dahil olmuştu.

Mir Ödeme Sistemi nedir?

Mir, Rusya Merkez Bankası tarafından 1 Mayıs 2017’de kabul edilen yasa ile kurulan bir ulusal ödeme sistemidir. Şu anda çoğunlukla Aeroflot ve Rus Demiryolları gibi Rusya merkezli şirketler tarafından kabul edilmektedir, ancak Rus iştirakleri olan yabancı şirketler arasında yavaş yavaş kabul görmektedir. Sistem, Rusya Ulusal Kart Ödeme Sistemi tarafından işletilmektedir ve Rusya Merkez Bankası’nın yüzde yüz iştirakidir.

Sistem, 2016 yılında, birkaç Rus bankasının ABD merkezli Visa ve MasterCard tarafından onlara uygulanan yaptırımlar nedeniyle hizmetleri reddedilmesinin ardından potansiyel elektronik ödeme bloklarının üstesinden gelmenin bir yolu olarak tasarlandı.

Mir sisteminde çalışan ilk kartlar Aralık 2015’te piyasaya sürüldü. Rusya’nın önde gelen bankası Sberbank tarafından da Ekim 2016’da kullanılmaya başlandı. 2016 yılı sonunda 64 banka tarafından 1.76 milyon Mir kartı çıkarıldı ve Kasım 2019’a kadar bu sayı 69.8 milyona yükseldi.

Mir esas olarak Rus hükümeti tarafından desteklenir ve tüm vergi ve emeklilik ödemelerinin 1 Mayıs 2017’de yürürlüğe giren mevzuatla Ocak 2018’e kadar sistem üzerinden uygulanmaya başlanmasını zorunlu tuttu. Bankalar, daha yerleşik ödeme sistemlerine ait kartlara kıyasla maliyetlerinin daha yüksek olabileceğinden korktukları için Mir kartları kullanmak konusunda isteksizdi.

Paylaşın

Ekonomiye Güven Eylül Ayında Değişmedi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eylül ayı ekonomik güven endeksini açıkladı. Buna göre, ekonomik güven endeksi eylül ayında aynı düzeyde kalarak 94,3 değerini aldı.

Haber Merkezi / Verilere göre, bir önceki aya göre eylül ayında Tüketici Güven Endeksi yüzde 0,3 oranında artarak 72,4 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,7 oranında artarak 118,2 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi ise yüzde 2,7 oranında artarak 115,9 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2,1 oranında artarak 88,1 değerini aldı. Reel kesim güven endeksi yüzde 1,2 oranında azalarak 100,2 oldu.

Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Yüzde 93,4 değerinde veri ise piyasanın hâlâ pozitif bir bakış açısına sahip olmadığını ortaya koyuyor.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir. Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır. Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

Restoranlar Müşteri Kaybından Endişeli: Nakit Ödemeye 7 İndirim

Çalışanlara ödenen yemek bedelinin yemek kartına yüklenme zorunluluğunun kalkacağına yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paylaştığı gelişme, yeme içme sektöründe olumlu karşılanırken, bazı sektör temsilcileri nakdi ödemenin yeme içme dışında kullanılması halinde restoranlar için müşteri kaybının yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.

Dünya gazetesinden Merve Yiğitcan’ın haberine göre, bazı restoranların kart yerine artık nakit ödemeyi tercih edecek müşterileri için yüzde 7 indirim hazırlıklarına başladı.

Kararı değerlendiren Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, yemek kartı komisyonlarına yönelik sektör olarak uzun bir süredir mücadele verdiklerini hatırlatırken, bu haliyle yemek kartı zorunluluğun kalkacak olmasını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi. Bundan sonraki süreçte, restoranların eskiden yemek kartı kullanan ve artık yemek ücretini nakit olarak alacak müşterileri için birtakım aksiyonlar alması gerektiğini savundu.

‘Komisyon müşteriye verilebilir’

Bingöl, tüm sektöre çağrı yaparak, “Yemek kartı şirketlerinin eskiden uyguladığı yüzde 12 olan komisyon oranını yüze 7’ye düşürmüştük. Şimdi yemek kartlarının yoğun olduğu restoranların hemen o komisyon oranlarında müşterilerine indirim yapmaları lazım. Yüzde 7’yi yemek kartı firmasına değil size veriyoruz, diyerek o müşteriyi kaçırmaması lazım. Bununla ilgili bir kampanya başlatacağız” ifadelerini kullandı.

Yemek kartının cirodaki payı yüzde 3-5

Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer ise uygulamanın yeme içme sektörü için hem fırsat hem de bazı riskleri taşıdığını söyledi. Komisyon maliyetinin kalkıyor olmasını fırsat, çalışanın ise bu desteği artık yemek yeme dışında kullanma imkânının ise bir kayba neden olacağına işaret etti.

TURYİD bünyesinde yer alan restoranlarda yemek kartları ile yapılan harcamanın toplam işletmenin cirosu içerisinde yüzde 3 ila yüzde 5 oranında bir paya sahip olduğuna dikkat çeken Demirer, “Yemek kartları ile yapılan ödemenin yerini çalışana nakit olarak ödenmesi çalışanın seçimi bunu yemeğe harcama yerine farklı ihtiyaçlarını karşılama yönünde olabilecektir. Bunun yanı sıra yine nakde elde edeceği gelirin yine bir kısmını restoranlarda harcama eğilimi olacaktır.

İşletme sahiplerinin bu durumda bir kısım iş kaybı olacaktır. Nakit elde edeceği aylık 1000 TL’nin bir kısmını yine restoranlarda harcayacak olan ve ölçümlemesi de imkânsız hale gelecek olan bu harcama tutarlarından işletme sahibinin karı ise yemek kartı firmalarına ödemekte olduğu yüzde 6 ila yüzde 8 bandındaki komisyonu ödeme yükümlülüğünden kurtulmuş olacaktır” ifadelerini kullandı.

Paylaşın