Çiftçilerin Bankalara Borcu Yüzde 77 Arttı

Haziran ayı itibarıyla, çiftçilerin bankalara borcu, geçen yıla oranla yüzde 77 artarak, 38 milyar 179 milyon liraya yükseldi. Devletin çiftçilere üretim için verdiği destek ise sadece yüzde 30,8 artırıldı.

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, tarımsal desteklerinin enflasyon ve tarımsal girdi fiyatları endeksinde de daha düşük oranda artırıldığına dikkat çekti.

Üretim sezonuna borçlanarak başlayan çiftçiler, her yıl hasat zamanı aynı sorunu yaşamaya başladı. Üreticilerin haziran ayı itibarıyla 38 milyar 179 milyon TL bankalara olan borcu bulunuyor. Borç tutarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 77,02 oranında arttı.

Çiftçi eylemleri ile gündeme gelen tarımı gelecek yıl da zor bir dönem bekliyor. 2023 yılına ait destek ödemeleri için bu yılın Ocak-Temmuz döneminde tarımsal destekler için bütçeden 59,3 milyar lira aktarıldı.

2025’te ödenecek 2024 destekleri ise hâlâ açıklanmadı. Bir yıl geriden gelen ve 2023’te 63,4 milyar lira olan destek, bu yıl 91,6 milyar lira oldu ve artış enflasyonun altında kaldı. Çiftçilerin 2024 üretimi için bankalara borcu yüzde 77 artarken önceki yılın üretimi için verilen destekler sadece yüzde 30,8 artırıldı.

Yetersiz kalan destekler, artan girdi fiyatları, alım gücündeki kayıp nedeniyle azalan talep gibi nedenler çiftçilerin üretim yapmalarının önündeki en büyük engeller olarak sıralanıyor. Üreticiler hasat yapsa bile zarar ediyor. Gelinen son noktada ise çiftçiler ürettiklerinin maliyetlerini karışılamıyor, tüketiciler ise pahalıya erişiyor.

Ülke üreticileri fakirleşirken yurtdışındaki üreticiler zenginleşiyor. Altı aylık dış ticaret verilerine göre tarımsal ürün ithalatının faturası 11 milyar 367 milyon doları buldu. İthal edilen ürünlerin başında ise soya fasulyesi, buğday ve ayçiçeği yağı geldi.

Birgün’den Havva Gümüşkaya‘ya konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, tarımsal desteklerinin enflasyon ve tarımsal girdi fiyatları endeksinde de daha düşük oranda artırıldığına dikkat çekti.

TÜİK’e göre Tüketici fiyat endeksinin Temmuz ayında yıllık yüzde 61,78, Tarımsal girdi fiyat endeksinin ise Haziran ayında yıllık yüzde 47,56 oranında arttığını hatırlatan Suiçmez, şunları söyledi:

“Toplam desteklerin yıllardır Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine uygun verilmemesi, yetersiz desteklerin bir yıl sonra ödenmesi, girdi maliyetlerinde somut indirimlere gidilmemesi, bitkisel ve hayvansal ürünlerde açıklanan alım fiyatlarının maliyetin altında açıklanması ve kamunun yetersiz alım ödemelerinin 45 gün vadeli yapılması, maliyetler artarken ürün satış fiyatının baskılanması ve üreticilerin serbest piyasanın insafına terk edilmesi, çiftçilerin hasat sonrası banka ve tarım kredi kooperatiflerine olan özellikle kısa vadeli borç ödemelerin yaklaştığı güz aylarında ipotek üzerinden yeni icra ve haciz vakalarının artacak olması, bu yıl tüm illerde ve tüm ürünlerde çiftçiyi isyan etme noktasına getirdi.”

Kamucu müdahaleler ile çiftçinin kâr etmesinin sağlanması yerine ithalata dayalı politikalara devam edilmesinin beka sorunu olduğuna dikkat çeken Suiçmez, şu ifadeleri kullandı:

“Kuraklığın olumsuz etkilerini en aza indirerek ve tarıma kamucu müdahalelerle çiftçinin kâr ederek üretimdeki devamlılığını sağlayacak somut tarımsal önlemleri ivedilikle almak yerine, girdilerde ve temel ürünlerde ithalata bağımlı politikalara devam edilmesi ülkemizdeki şu anki en büyük beka sorunudur.

Ülkemizde etkileri artarak yaşanan tarım ve gıda krizi sorununu çözebilmek için; yüksek enflasyonun nedeninin üretici olmadığı görülmeli, kemer sıkma politikasının bedeli üreticiye ödettirilmemeli, enflasyonla mücadele için üretim ekonomisine geçilmeli, kamu yönetimi düzenleyici ve destekleyici rolünü anımsayarak yerli üretimi ve üreticiyi gecikmeden somut olarak desteklenmelidir.”

Paylaşın

İktidardan Enflasyonla Mücadelede Kararlılık Mesajı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “2024 yılı için bütçe açığı ve cari açık geçen yıl paylaştığımız OVP tahminlerinden çok daha iyi oranlarda gerçekleşecek. Büyümemiz daha dengeli bir yapıda devam ederken, enflasyon ile mücadelemiz çok daha güçlü bir zeminde sürdürülecek” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Harcama, verimlilik ve gelir yönlü mali tedbirler ile dinamik ticaret politikaları risklerimizi azaltırken, dezenflasyon politikalarımızı da destekliyor. Ağustos ayında yüzde 50’ye yaklaşan, Eylül ayında ise yüzde 50’nin altına inen enflasyon oranları görmeyi bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden, ekonomide yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Cevdet Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

“Güçlü siyasi sahiplenme ve koordinasyon içinde politikalarımızı uyguluyor ve sonuç alıyoruz. Son gelişmelere bakıldığında, 2024 yılı için bütçe açığı ve cari açık geçen yıl paylaştığımız OVP tahminlerinden çok daha iyi oranlarda gerçekleşecek. Büyümemiz daha dengeli bir yapıda devam ederken, enflasyon ile mücadelemiz çok daha güçlü bir zeminde sürdürülecek.

Harcama, verimlilik ve gelir yönlü mali tedbirler ile dinamik ticaret politikaları risklerimizi azaltırken, dezenflasyon politikalarımızı da destekliyor. Ağustos ayında yüzde 50’ye yaklaşan, Eylül ayında ise yüzde 50’nin altına inen enflasyon oranları görmeyi bekliyoruz.

Eylül ayında kamuoyu ile paylaşacağımız güncellenmiş OVP’de bu oranlarla ilgili son tahminlerimiz ve hedeflerimiz yer alacak. 2025-2027 dönemini kapsayacak OVP için Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere kurumlarımızla teknik çalışmalarımız devam ediyor. Diğer yandan ilgili kesimlerle istişare içinde katılımcı bir yaklaşımı hayata geçiriyoruz.

Ülkemiz için altın kıymetinde olan ve tarihi bir fırsat penceresi olarak değerlendirdiğimiz dört yıllık seçimsiz dönemde yapısal dönüşümler ile bu resmi tamamlamayı planlıyoruz. Sanayiden tarıma, turizmden hizmetlere, enerjiden lojistiğe, yeşil ve dijital dönüşüm ile yolumuza devam edeceğiz. Eğitim ve sağlıkta yeni seviyelere ulaşırken, “mülkün temeli” olarak gördüğümüz adalet alanında güveni ve hızı artırmaya dönük reformlarımızı sürdüreceğiz.

Demokrasi ve kalkınma yolunda vazgeçilmez önemde olan güvenlik alanında etkin teknolojiler ve kurumsal yapı ile insanımızın huzurunu koruyacağız. Eşsiz konumumuz, etkin ve barışçı dış politikamız, yenilikçi ve girişimci nüfusumuz ile başaracağız. Türkiye Yüzyılında; güçlü liderlik, tecrübeli kadrolar, milli birlik ve siyasi istikrar içinde hedeflerimizi birer birer hayata geçireceğiz.

Amacımız ülkemizi her alanda daha güçlü bir şekilde yarınlara taşımak, insanımızın refahını artırmaktır. Zorlu dünya ve bölge koşullarına rağmen, istikrar içinde büyümeye ve sosyal refahımızı kalıcı bir şekilde artırmaya kararlıyız.”

Paylaşın

Morgan Stanley’den Merkez Bankası İçin Çarpıcı Faiz Tahmini

Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz kararına ilişkin açıklamasını değerlendiren Morgan Stanley Ekonomisti Hande Küçük, bankanın yılın kalanında politika faizini sabit tutacağı tahminini desteklediğini belirtti.

Açıklamada yapılan değişikliklerin faiz oranlarını daha uzun süre sabit tutma niyetini işaret ettiği öngören Küçük, büyümedeki yavaşlamanın daha da arttığına dair işaretler gelirken verilen mesajların yakın vadede gevşeme adımlarının atılmasına yönelik beklentileri erteleme amacını yansıttığını vurguladı.

Morgan Stanley Ekonomisti Hande Küçük, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz kararı ile yayımladığı açıklamanın yılın kalanında politika faizinin sabit kalacağı tahminini desteklediği değerlendirmesini yaptı.

Salı günü yayımlanan raporda, politika yapıcıların faizi değiştirmeden ve ek araçlar konusunda yeni bir sinyal verilmeden ‘şahin bir sürpriz’ yapmayı başardıklarını söyledi.

Bloomberg HT’de yer alan habere göre Küçük, TCMB’nin sözlü yönlendirmesinin, aylık enflasyon eğiliminin yüzde 1,5’e sürdürülebilir bir şekilde düşmesi ve enflasyon beklentileri ile tahmin aralığı arasındaki farkın daralması öncesinde faiz indirimi adımlarına başlanmasının pek olası olmadığını açıkça ortaya koyduğunu ve “bunun yakın vadede faiz indirimi adımlarına pek fazla alan bırakmadığını” söyledi.

Açıklamada yapılan değişikliklerin faiz oranlarını daha uzun süre sabit tutma niyetini işaret ettiği öngören Küçük, büyümedeki yavaşlamanın daha da arttığına dair işaretler gelirken verilen mesajların yakın vadede gevşeme adımlarının atılmasına yönelik beklentileri erteleme amacını yansıttığını belirtti.

Paylaşın

TİP İle AK Parti Arasında “Faşist” Gerilimi

TİP’li Sera Kadıgil, AK Partili Ömer Çelik’in “TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın, sözleri Avrupa’daki faşistlerin Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı dilin aynısıdır” ifadesine yanıt verdi:

“Anayasa’yı ayaklar altına alanlar, Ağzını açan kim varsa hapse tıkanlar, Halk açlıkla mücadele ederken saray üstüne saray yapanlar, Memleketin toprağını, deresini, ormanını, kıyılarını satanlar, ‘Yerli ve milli’ halkını uluslararası sermayeye ucuz işgücü olarak pazarlayanlar, Kadın, çocuk, yaşlı demeden insan öğüttükleri yetmezmiş gibi hayvanlarımızın da canına kast edenler iyi bilsin ki; Avrupa’dan Asya’ya dünyanın dört yanındaki faşistler bizim düşmanımızken sizinse ancak çırağınız çıkabilir.”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ‘padişah bozuntusu’ sözlerine “Avrupa’daki faşistlerin dilini kullanıyor” yanıtı veren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’e TİP Milletvekili Sera Kadıgil’den yanıt geldi. Sera Kadıgil, yanıtında şu ifadeleri kullandı:

“Saray Sözcülerinin Genel Başkanımız Erkan Baş’a yönelik sözleri dünyanın her yerindeki faşistlerin başvurduğu, ‘zeytinyağı gibi üste çıkmak’ yönteminin aynısıdır. Bu, Saray Rejiminin bizzat ve isteyerek darmadağın ettiği meşru zeminini boş çıkışlarla tamir etmeye çalışmasından ibarettir. Yurdu NATO’nun güvenli karakolu, Kürecik ve İncirlik işgal üslerinin hamisi yapan İsrail’in ticaret ortaklarının ancak kendilerine yakışacak sıfatları bu ülkenin tam bağımsızlığını savunanlara tahvil etmeye kalkmaları, siyasi açıdan tam bir düzeysizliktir.

‘Demokratik seçimlerle’ ve ‘milli irade’nin desteğiyle seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamının, yine aynı İRADEYLE SEÇİLMİŞ Hatay Milletvekili Can Atalay’ı ESİR TUTABİLMEK uğruna, değiştirmek için yeterli çoğunluğu bulamadığı Anayasa’yı fiilen askıya almış olması, kendi meşruiyetini de ortadan kaldıran apaçık bir darbedir. Anayasa’yı ayaklar altına alanlar, Ağzını açan kim varsa hapse tıkanlar, Halk açlıkla mücadele ederken saray üstüne saray yapanlar, Memleketin toprağını, deresini, ormanını, kıyılarını satanlar, ‘Yerli ve milli’ halkını uluslararası sermayeye ucuz işgücü olarak pazarlayanlar, Kadın, çocuk, yaşlı demeden insan öğüttükleri yetmezmiş gibi hayvanlarımızın da canına kast edenler iyi bilsin ki; Avrupa’dan Asya’ya dünyanın dört yanındaki faşistler bizim düşmanımızken sizinse ancak çırağınız çıkabilir.”

Ne olmuştu?

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Hacı Bektaş Veli Anma Töreni’nde yaptığı konuşmada AK Parti iktidarını ve Erdoğan’ı eleştirmiş; “AKP oradaki saldırılarla bizi susturamayacağını veya bizim geri adım atmayacağımızı zaten biliyor. Amaç yurttaşı susturmak. Amaç Türkiye toplumunu baskı altına almak. Türkiye toplumunu şiddetle hizaya getirmek. Biz elimizden geldiğince, sadece kendi parti milletvekilimize değil bu ülkede hak, hukuk mücadelesi veren tüm yurttaşlarımız için hukuk, demokrasi mücadelesine sahip çıkan tüm yurttaşlar için bu duruşu sürekleştireceğiz. Asla kaba kuvvete boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, TİP Genel Başkanı Baş’ın, Erdoğan’a yönelik sözlerine tepki göstermişti. “TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sözleri Avrupa’daki faşistlerin Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı dilin aynısıdır” ifadesini kullanan Çelik, şunları kaydetmişti:

“Bu, Avrupa faşistlerine tercümanlık yapmaktan ibarettir. Avrupa faşistlerinin söylemlerini kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle kullanmak, siyasi açıdan tam bir düzeysizliktir. Demokratik seçimlerle ve milli iradenin açık desteğiyle defalarca seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamını bu ifadelerle faşistçe hedef almak, demokrasi ve halk düşmanlığının ta kendisidir. Avrupa faşistlerinin partilerine ‘halkçı’ adı koyup, demokrasi düşmanlığı yapmasına özenmiş bir açıklamadır. Bu söylenen sözlere Avrupa faşistlerine verdiğimiz cevabın aynısını veriyoruz.”

Paylaşın

2024 Yılında Otomobil Üretimi Yüzde 5 Azaldı

Otomobil üretimi, 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde toplam üretim yüzde 5, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 azaldı. Bu dönemde otomobil üretimi 542 bin 177 adet düzeyinde oldu.

Haber Merkezi / 2024 yılının ilk altı aylık döneminde otomobil pazarı ise yüzde 3 oranında arttı ve 536 bin 351 adet olarak kayıtlara geçti.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2024 yılının ilk 7 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Buna göre; 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde toplam üretim yüzde 5, otomobil üretimi bir önceki yılın aynı dönemine yüzde 2 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam üretim 823 bin 636 adet, otomobil üretimi ise 542 bin 177 adet düzeyinde gerçekleşti.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre paralel seviyede 698 bin 368 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil pazarı ise yüzde 3 oranında arttı ve 536 bin 351 adet olarak gerçekleşti

Ticari araç grubunda, 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde üretim yüzde 12, hafif ticari araç grubu yüzde 11, ağır ticari araç grubu yüzde 18 azalmıştır. Ocak-Temmuz dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 11, hafif ticari araç pazarı yüzde 11, ağır ticari araç pazarı yüzde 9 azaldı.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 1 oranında azaldı, otomobil ihracatı ise yüzde 1 oranında arttı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 581 bin 865 adet, otomobil ihracatı ise 380 bin 383 adet düzeyinde gerçekleşti.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 1 seviyesinde artarken, Euro bazında geçen yılın aynı dönemine paralel seviyede gerçekleşti. Bu dönemde toplam otomotiv ihracatı 18,9 milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı geçen yıla paralel olarak 6,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 1 azalarak 5,6 milyar euro seviyesinde gerçekleşti.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde döneminde, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5 oranında azalarak toplam 823 bin 636 adet taşıt aracı üretildi. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde traktör üretimi ile birlikte toplam üretim 853 bin 704 adet olarak gerçekleşti.

2023 yılına göre, yük ve yolcu taşıyan ticari araçlar üretimi, 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde yüzde 12 seviyesinde azalırken, ürün grubu bazında üretim: Otobüste yüzde 9, midibüste yüzde 15 oranlarında artarken, kamyonda yüzde 26, kamyonette yüzde 11, minibüste yüzde 12 oranında azaldı.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde otomobil üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 oranında azalarak 542 bin 177 adet oldu. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde traktör üretimi yüzde 14 oranında azalarak 30 bin 68 adet oldu.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde döneminde kapasite kullanım oranları, hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araçlar) yüzde 73, kamyon grubunda yüzde 77, otobüs-midibüs grubunda yüzde 54 ve traktörde yüzde 69 olarak gerçekleşti. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde Otomotiv Sanayiinin toplam kapasite kullanım oranı yüzde 73 oldu.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde döneminde toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre paralel seviyede 698 bin 368 adet düzeyinde gerçekleşti. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde otomobil satışları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 oranında arttı ve 536 bin 351 adet olarak gerçekleşti.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde otomobil pazarında ithalatın payı yüzde 70 olarak gerçekleşti. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre toplam otomobil satışları yüzde 3, ithal otomobil satışları yüzde 8 artarken yerli otomobil satışları yüzde 6 oranında azaldı.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde hafif ticari araç (minibüs + kamyonet) pazarında ithalatın payı yüzde 69 olarak gerçekleşti. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre toplam hafif ticari araç satışları yüzde 11 azalırken yerli hafif ticari araç yüzde 47 azalırken ithal hafif ticari araç satışları yüzde 27 oranında arttı.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde; bir önceki yılın aynı dönemine göre ağır ticari araç pazarı yüzde 9 azalarak 26 bin 345 adet, kamyon pazarı yüzde 10 azalarak 23 bin 647 adet, otobüs pazarı paralel seviye gerçekleşerek bin 157 adet düzeyinde ve midibüs pazarı yüzde 4 oranında artarak bin 541 adet düzeyinde gerçekleşti.

Son 10 yıllık ortalamalara göre 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde toplam pazar yüzde 55 otomobil pazarı yüzde 59, hafif ticari araç pazarı yüzde 41 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 42 seviyesinde arttı.

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde 380 bin 383 adedi otomobil olmak üzere, toplam üretimin yüzde 71’ini oluşturan 581 bin 865 adet taşıt ihraç edildi. 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde gerçekleşen taşıt aracı ihracatı, 2023 yılı aynı dönemine göre yüzde 1 azaldı.

Bu dönemde otomobil ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında artarken, ticari araç ihracatı ise yüzde 5 oranında azaldı. Traktör ihracatı ise 2023 yılını aynı dönemine göre yüzde 20 azalarak 9 bin 532 adet olarak gerçekleşti.

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) verilerine göre, 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde toplam otomotiv ihracatı, 2023 yılına göre yüzde 1 oranında artarak 20,7 milyar dolar oldu. Euro bazında ise paralel seviyede gerçekleşerek 18,9 milyar euro olarak gerçekleşti.

Bu dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı geçen yıla göre paralel seviyede gerçekleşirken, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 3 oranında arttı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı (ihracatçı birlikleri kaydından muaf ihracat ile antrepo ve serbest bölgeler farkı hariç), 2024 yılının ilk yedi ayında yüzde 16 pay ile sektörel ihracat sıralamasında birinci sırada yer aldı.

Paylaşın

Sosyal Yardım Alan Hane Sayısı 3,7 Milyonu Aştı

Ekonominin içinden geçtiği yüksek enflasyon süreci, olumsuz etkilerini göstermeye devam ediyor. 2018 yılında 2 milyon 588 bin 969 olan düzenli sosyal yardımlardan faydalanan hane sayısı, 2024 yılının ilk yarısında 3 milyon 786 bin 109’a kadar çıktı.

İktidar faiz artırımı ve ücretleri baskılama gibi yöntemlerle tüketimi azaltarak yüksek enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor. Ancak bu durum milyonlarca çalışan ve emekli için enflasyon karşısında giderek fakirleşme sonucunu doğuruyor.

Birgün’den Mustafa Bildircin’in habereine göre; İktidarın sosyal yardım karnesi de Türkiye’deki milyonlarca yurttaşın yaşamını ancak sosyal yardımlar ile sürdürebildiğini ortaya koydu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Ocak-Haziran 2024 döneminde düzenli sosyal yardımlardan yararlanan hane sayısını paylaştı. Veriler, yoksulluk tablosunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bakanlığın verilerine göre, “Türkiye’nin uçuşa geçeceği” iddia edilen 2018 yılı itibarıyla yoksulluk uçtu. 2018 yılında 2 milyon 588 bin 969 olan düzenli sosyal yardımlardan faydalanan hane sayısı, 2024 yılının ilk yarısında 3 milyon 786 bin 109’a kadar çıktı.

Yoksulluğa mahkûm edilen ve düzenli sosyal yardımlardan yararlandırılan hane sayısında yıllar itibarıyla yaşanan değişim ise şöyle sıralandı:

2018: 2 milyon 588 bin 969
2019: 2 milyon 501 bin 106
2020: 2 milyon 450 bin 80
2021: 2 milyon 476 bin 457
2022: 3 milyon 780 bin 424
2023: 4 milyon 444 bin 73
2024 (Ocak-Haziran): 3 milyon 786 bin 109

Düzenli sosyal yardımlardan yararlanan hanelerin yanı sıra, elektrik tüketim desteğinden yararlanan hane sayısında da çarpıcı artış yaşandı.

Türkiye’de giderek derinleşen yoksulluğa yönelik, “Işıklar ancak sosyal yardımla yanıyor” eleştirilerinin haklılığını ortaya koyan verilere göre, 2019 yılında 2 milyon 420 bin 915 olan elektrik tüketim desteğinden yararlanan hane sayısı, Haziran 2024 itibarıyla kayıtlara, 3 milyon 687 bin 498 olarak geçti.

Paylaşın

Otoyol Ve Köprü Geçiş Ücretlerine Yüzde 40’a Yakın Zam

Köprü ve otoyol geçiş ücretlerine bu günden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 40’a yakın zam yapıldı. Zamla beraber Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçiş 35 TL’den 49 TL’ye çıktı.

Haber Merkezi / 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün tek yön geçiş ücreti 24 TL’den 33 TL’ye yükseldi. 1915 Çanakkale Köprüsü’nden tek yön geçiş ücreti ise 585 TL olarak belirlendi.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) ve Yap-İşlet-Devret (YİD) kapsamında özel şirketler tarafından işletilen köprü ve otoyol geçiş ücretlerine bu günden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 40’a yakın zam yapıldı.

Zamla beraber İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün tek yön geçiş ücreti 24 TL’den 33 TL’ye, “Üçüncü köprü” olarak da bilinen Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçiş ise 35 TL’den 49 TL’ye yükseldi.

İzmit Körfezi’ndeki Dilovası Dil Burnu ile Altınova Hersek Burnu arasında bulunan ve İstanbul – İzmir yolunu önemli ölçüde kısaltan Osmangazi Köprüsü’nün geçiş ücreti ise yine yüzde 40’a yakın zamlanarak, 399 TL’den 555 TL’ye yükseldi.

1915 Çanakkale Köprüsü’nden tek yön geçiş ücreti ise 585 TL olarak belirlendi.

Avrasya Tüneli ücretleri de artırıldı!

Avrasya Tüneli’nde de tarife değişti. Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş. (ATAŞ) internet sitesinden yapılan duyuruya göre, Avrasya Tüneli’ne yüzde 40 zam geldi.

Zamla birlikte gündüz geçişlerinde otomobiller için ödenen ücret 112 TL’den 156 TL’ye, minibüsler için 168 TL’den 234 TL’ye, motosiklet ücreti 43,7 TL’den 60,8 TL’ye yükseldi.

Gece tarifesinde ise otomobiller için geçiş ücreti 78 lira, minibüsler için 117 lira, motosikletler için 30,4 lira olarak belirlendi.

Paylaşın

Hazine Yedi Ayda 844 Milyar Lira Açık Verdi

2024 yılının ilk yedi aylık döneminde de bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 91,3 yükselerek 4 trilyon 562 milyar 295 milyon liraya çıktı. Bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 91,8 artarak 5 trilyon 406 milyar 254 milyon lira oldu.

Haber Merkezi / Başka bir ifadeyle 2024 yılının ilk yedi aylık döneminde bütçe açığı 843 milyar 960 milyon lira oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, temmuz ayı ve 204 yılının ilk yedi aylık dönemine ilişkin bütçe verilerini açıkladı.

Buna göre; Temmuz ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 827,7 milyar TL, bütçe gelirleri 730,9 milyar TL ve bütçe açığı 96,8 milyar TL oldu. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 735,2 milyar TL ve faiz dışı açık ise 4,2 milyar TL oldu.

Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Temmuz ayında 48 milyar 574 milyon TL fazla vermiş iken 2024 yılı Temmuz ayında 96 milyar 776 milyon TL açık verdi. 2023 yılı Temmuz ayında 86 milyar 281 milyon TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2024 yılı Temmuz ayında 4 milyar 238 milyon TL faiz dışı açık verdi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Temmuz ayı itibarıyla 827 milyar 706 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 92 milyar 539 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 735 milyar 167 milyon TL olarak gerçekleşti.

2024 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 11 trilyon 89 milyar 37 milyon TL ödenekten Temmuz ayında 827 milyar 706 milyon TL gider gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı ayında ise 455 milyar 840 milyon TL harcama yapılmıştı.

Temmuz ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 81,6 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 8,2 iken 2024 yılında yüzde 7,5 oldu. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 75,8 oranında artarak 735 milyar 167 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 8,5 iken 2024 yılında yüzde 7,5 oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Temmuz ayı itibarıyla 730 milyar 930 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 611 milyar 741 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 98 milyar 898 milyon TL oldu.

2023 yılı Temmuz ayında bütçe gelirleri 504 milyar 413 milyon TL iken 2024 yılının aynı ayında yüzde 44,9 oranında artarak 730 milyar 930 milyon TL olarak gerçekleşti. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Temmuz ayı gerçekleşme oranı 2023 yılında yüzde 10,2 iken 2024 yılında yüzde 8,7 oldu.

2024 yılı Temmuz ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 35,8 oranında artarak 611 milyar 741 milyon TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 10,5 iken 2024 yılında yüzde 8,3 oldu.

2024 yılı Ocak – Temmuz döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 5 trilyon 406,3 milyar TL, bütçe gelirleri 4 trilyon 562,3 milyar TL ve bütçe açığı 844 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 4 trilyon 739,3 milyar TL ve faiz dışı açık ise 177 milyar TL olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Ocak – Temmuz döneminde 434 milyar 654 milyon TL açık vermiş iken 2024 yılı Ocak – Temmuz döneminde 843 milyar 960 milyon TL açık verdi. 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde 121 milyar 703 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Ocak – Temmuz döneminde 176 milyar 997 milyon TL faiz dışı açık verildi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak – Temmuz dönemi itibarıyla 5 trilyon 406 milyar 254 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 666 milyar 962 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 4 trilyon 739 milyar 292 milyon TL olarak gerçekleşti.

2024 yılı Ocak – Temmuz döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 91,8 oranında artarak 5 trilyon 406 milyar 254 milyon TL oldu. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 89,1 oranında artarak 4 trilyon 739 milyar 292 milyon TL oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak – Temmuz dönemi itibarıyla 4 trilyon 562 milyar 295 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 3 trilyon 825 milyar 106 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 610 milyar 745 milyon TL oldu.

2023 yılı Ocak – Temmuz döneminde bütçe gelirleri 2 trilyon 384 milyar 763 milyon TL iken 2024 yılının aynı döneminde yüzde 91,3 oranında artarak 4 trilyon 562 milyar 295 milyon TL olarak gerçekleşti. 2024 yılı Ocak – Temmuz dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 86,4 oranında artarak 3 trilyon 825 milyar 106 milyon TL oldu.

Paylaşın

Patronlar “Vergi” Vermek İstemiyor!

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomi yönetiminden, enflasyon düzeltmesi sisteminin vergi matrahını gerçeklikten uzaklaştıran şekilde artırmayacak ve ilave vergi etkisi olmayacak şekilde düzenlenmesi talebinde bulundu.

İTO Başkanı Avdagiç, özellikle istihdam ve katma değer üretecek işletmelerin kapsam dışında tutulmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Enflasyon muhasebesi ya da enflasyon düzeltmesi, enflasyonun bir şirketin mali tabloları üzerindeki etkisini dikkate alan bir mali raporlama şeklidir. Para biriminin satın alma gücündeki dalgalanmaları hesaba katacak şekilde şirketin mali tablolarının değiştirilmesini içerir.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, 2024 yılı ikinci dönem enflasyon muhasebesinin firmaları olumsuz etkilediğini söyledi.

Avdagiç “Devam eden yatırımlar için enflasyon muhasebesi yapılarak vergi doğuyor. Bu, işletmeleri finansal açıdan zora sokacak bir durum. Şirketlerin başkaca gelirleri yoksa, yapılan yatırımdan kaynaklanan ve enflasyon muhasebesi sonucu oluşacak verginin doğmaması gerekir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bir tebliğ ile bu konuya açıklık getirmesi isabetli olacaktır” ifadelerini kullandı.

Ekonomim’den Merve Yiğitcan’a konuşan Avdagiç, özellikle istihdam ve katma değer üretecek işletmelerin kapsam dışında tutulmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Enflasyon düzeltmesinin KOBİ’lerin hem vergisel hem de muhasebe süreçlerini yönetilebilir olmaktan çıkardığını kaydeden Avdagiç, “KOBİ’lerin, gelirleri yerine ‘yatırımlarından’ vergi verir hale gelmeleri önlenmelidir” diye konuştu.

Avdagiç, firmaların bu ay verecekleri geçici vergi beyannamelerindeki enflasyon düzeltme farklarının vergisel sonuç doğuracak şekilde uygulanmasının özellikle KOBİ’leri çok zorlayacağını vurguladı.

Avdagiç, şöyle devam etti: “Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesinin yapılmaması ve bilanço verilmemesi Odamıza üye yüzbinlerce KOBİ’yi rahatlatır. Düzenleme yılda bir kere yapılmalı ve vergi etkisi olmamalı. İlave vergi ve içinden çıkılmaz iş yükünü artırıp şirketler ve özellikle KOBİ’ler çaresiz bırakmamalı. Elbette ki konu tek başına bu uygulamanın yıl sonuna ertelenmesi de değil.

En önemlisi; yatırım yapmış ve yatırım konusuyla ilgili satış geliri henüz oluşmayan bir şirkete vergi tahakkuk edilmesi gibi bir takım sıkıntılı konuların da kalıcı olarak bertaraf edilmesi şarttır. Aksi halde söz konusu yatırımlara hem büyük zarar gelebilir hem de sırf enflasyon düzeltmesi vergisinden dolayı, yeni yatırım yapacak olan şirketler söz konusu yatırımlarını askıya alabilirler.”

Şekip Avdagiç, “Açıkça ifade etmeliyim ki üyelerimizin ortak sorun paydası enflasyon muhasebesi. Üyelerimizden bu konuda çok sayıda mesajlar alıyoruz. Ümit ediyoruz bu konuda bir mesafe alınır” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

Kırtasiye Fiyatlarına Yüzde 60 Zam Geldi

Tüm Kırtasiyeciler Derneği Genel Sekreteri İrem Özkal, defter, resim defteri, kalem, silgi, abaküs, oyun hamuru, kuru ve pastel boya, çanta, suluk ve mataradan oluşan listedeki ürünlerin geçen yıla göre yüzde 35 ila yüzde 60 zamlandığını belirtti.

TÜKİD tarafından hazırlanan listede geçen yıl 15 lira olan 60 yapraklı yazı defteri bu yıl 28 lira olarak fiyatlanırken 12’li kurşun kalemin fiyatının 44 liradan 57 liraya, oyun hamurunun fiyatının 50 liradan 75 liraya sırt çantasının fiyatının 300 liradan 500 liraya, beslenme çantasının fiyatının ise 90 liradan 170 liraya çıktığı görüldü.

Tüm Kırtasiyeciler Derneği Genel Sekreteri İrem Özkal, toplam 22 kalemden oluşan, her üründen 1 adet eklenen listenin bu yıl bin 625 lira gibi bir maliyetinin olduğunu söyledi.

CNBC-e‘ye konuşan İrem Özkal, defter, resim defteri, kalem, silgi, abaküs, oyun hamuru, kuru ve pastel boya, çanta, suluk ve mataradan oluşan listedeki ürünlerin geçen yıla göre yüzde 35 ila yüzde 60 zamlandığını belirterek, “Enflasyonist ortamda çoğu kırtasiye ürününün hâlâ ulaşılabilir olduğunu düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

TÜKİD tarafından hazırlanan listede geçen yıl 15 lira olan 60 yapraklı yazı defteri bu yıl 28 lira olarak fiyatlanırken 12’li kurşun kalemin fiyatının 44 liradan 57 liraya, oyun hamurunun fiyatının 50 liradan 75 liraya sırt çantasının fiyatının 300 liradan 500 liraya, beslenme çantasının fiyatının ise 90 liradan 170 liraya çıktığı görüldü.

İrem Özkal, bu noktada “Bir sırt çantasını 400 liraya da alabilirsiniz bin liraya da. Bu tüketicinin talebine ve gelir durumuna göre değişir” yorumunu yaptı.

Paylaşın