Son Bir Yılda Tekstil Sektöründe 487 Şirket Kapandı

Son bir yılda tekstil sektöründe 487 şirket faaliyetine son verirken, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz’e göre bu durumun sebeplerinin başında deprem, ulusal ve uluslararası arenada düşen talep ve artan ithalat geliyor.

Yıllık 49 milyar dolarlık üretim değerine sahip sektörde üretime destek sağlayan zincir mekanizmalarından birinin bozulmasının, tüm sektörü olumsuz etkilediğine dikkat çeken Öksüz, “Artan ithalat nedeni ile kapasite kullanım oranlarında düşüş devam ediyor. Üreticinin maliyetinden bile daha düşük tutarlarda gelen dampingli ürünler maalesef tekstil sektörünün zor durumda kalmasına neden oluyor.

Hatta Kahramanmaraş gibi önemli bir tekstil kentinde birçok üretim tesisi üretimini maalesef durdurma kararı aldı. Bir yandan işçi maliyetleri, diğer yandan enerji maliyetleri ile fiyat tutturmaya çalışan sektörümüz; ithalatta yaşanan haksız rekabete karşı mücadele edemiyor. Çünkü bu özel sektör – kamu iş birliği ile topyekûn mücadele edilmesi gereken bir husus. Bu çerçevede haksız ithalat artışına karşı Ticaret Bakanlığımız ile sürekli koordinasyon içerisinde çalışıyoruz” diye konuştu.

Ekonomim’den Yener Karadeniz’in haberine göre; Hazır giyim sektörü ile birlikte imalat sanayi istihdamının yüzde 25,4’ünü oluşturan tekstilde kan kaybı hızlandı. Depremle sarsılan, düşen talep ve artan maliyetlerle zor günler geçiren sektörde bir yandan da ithalatın artması, şirket kapanmaları ve istihdam kaybını körükledi.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Mayıs ayı verilerine göre son bir yılda sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı 586 adet azalarak 19 bine inerken istihdam kaybı ise 116 bini aşarak 388 bin sınırına dayandı. Söz konusu rakam hazır giyim sektörü ile birlikte değerlendirildiğinde 150 bini aştı.

Üstelik önümüzdeki döneme dair göstergeler de pek parlak değil. İstanbul Sanayi Odası Temmuz ayı PMI verilerine göre tekstil sektörü 49,9’luk PMI ile takip edilen 10 sektör içerisinde, yeni siparişlerdeki en sert yavaşlamanın görüldüğü sektör olarak ön plana çıktı.

Yeni siparişler üst üste ikinci ay ivme kaybederken temmuzdaki yavaşlama geçen yılın Ekim ayından beri en yüksek oranda gerçekleşti. Yeni siparişlerin yavaşlaması sonucu üretimde son 5 ayın ilk düşüşü kaydedilirken istihdam ve satın alma faaliyetlerinde de zayıflama yaşandı. Öte yandan Merkez Bankası verilerine göre de sektörde kapasite kullanım oranı yüzde 70,4’e kadar geriledi. Peki son yıllarda üst üste üretim ve ihracat rekorları kıran ve tarihinin en büyük yatırımlarına imza atan sektör nasıl bu duruma geldi? Zira Ticaret Bakanlığı Yatırım Teşvik İstatistiklerine göre sektör sadece 2021’de 22,4 milyar TL’lik yeni yatırım ve 13 binden fazla da yeni istihdam planı yapmıştı.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz’e göre bu durumun sebeplerinin başında deprem, ulusal ve uluslararası arenada düşen talep ve artan ithalat geliyor.

Yıllık 49 milyar dolarlık üretim değerine sahip sektörde üretime destek sağlayan zincir mekanizmalarından birinin bozulmasının, tüm sektörü olumsuz etkilediğine dikkat çeken Öksüz, “Artan ithalat nedeni ile kapasite kullanım oranlarında düşüş devam ediyor. Üreticinin maliyetinden bile daha düşük tutarlarda gelen dampingli ürünler maalesef tekstil sektörünün zor durumda kalmasına neden oluyor.

Hatta Kahramanmaraş gibi önemli bir tekstil kentinde birçok üretim tesisi üretimini maalesef durdurma kararı aldı. Bir yandan işçi maliyetleri, diğer yandan enerji maliyetleri ile fiyat tutturmaya çalışan sektörümüz; ithalatta yaşanan haksız rekabete karşı mücadele edemiyor. Çünkü bu özel sektör – kamu iş birliği ile topyekûn mücadele edilmesi gereken bir husus. Bu çerçevede haksız ithalat artışına karşı Ticaret Bakanlığımız ile sürekli koordinasyon içerisinde çalışıyoruz” diye konuştu.

Uluslararası ticaret sistemine göre tekstil sektörü 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 58, 59 ve 60. fasılların yanı sıra hazır giyim fasılları içinde de bazı GTİP kodları ile dış ticarete konu ediliyor. 2022 rakamlarına göre belirttiğimiz fasıllarda geçen sene yapılan ithalatın değeri 12,4 milyar dolara ulaştı. Bu yılın ilk yarısında ise ithalat söz konusu fasıllarda 4,75 milyar dolara ulaşarak dış ticaret açığı vermeye devam etti.

Öksüz, “Sektörümüz maalesef ithalatçı konuma düştü. Uzakdoğu Asya ülkelerinden ya da menşe sapması ile ülkemize gelen ithalat baskısı üretim dengelerini olumsuz etkiliyor. Menşe sapmaları devletimizin vergi kaybına da sebep oluyor. Bu çerçevede dampingli ürünlere karşı üreticilerimizi korumak adına ithalatta ayniyat tespiti, Dahilde İşleme Rejimi kullanımlarında tekstil ürünlerinin yüzde 50’sinin iç piyasadan temin edilmesi gibi destek taleplerimiz bulunuyor. Ayrıca sektörümüzdeki üretim maliyetlerinin uluslararası ölçekte rekabet edebilme imkanlarını da göz önünde bulundurmalıyız. Bu çerçevede sektörün ve işverenin işçilik giderleri hususunda desteklenmesi gerektiğini değerlendiriyoruz” dedi.

Paylaşın

İTO Açıkladı: İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 63,76

Temmuz’da İstanbul’un aylık enflasyonu yüzde 9,84, yıllık enflasyon ise yüzde 63,76, oldu. Enflasyon aylık bazda en fazla “sağlık ve kişisel bakım” kategorisinde ararken, bunu ev eşyası ve kültür eğitim ve eğlence takip etti.

Haber Merkezi / Haziran’da aylık enflasyonu yüzde 3.46, yıllık enflasyon ise yüzde 55,19 olarak kayıtlara geçmişti. Enflasyon haziran ayında aylık bazda en fazla “kültür eğitim ve eğlence” kategorisinde artmıştı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2023 Haziran Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, 2023 Temmuz ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 9,84, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 4,54 oranında arttı.

2022 Temmuz ayına göre 2023 Temmuz ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 63,76, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 66,57 olarak gerçekleşmiştir.

Temmuz 2023’de Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 17,35, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 16,02, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 14,66, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 12,79, Konut Harcamalarında yüzde 10,07, Gıda Harcamalarında yüzde 8,61, Giyim Harcamalarında yüzde 2,33, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0,68 artış izlenmiştir.

Temmuz 2023’de Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; Madenler Grubunda yüzde 11,26, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 9,70, Mensucat Grubunda yüzde 3,62, Gıda Maddeleri Grubunda yüzde 3,59, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde 3,57, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 2,57, İnşaat Malzemeleri Grubunda yüzde 2,46 artış izlenmiştir.

Paylaşın

Bitcoin 29 Bin 300 Doların Üzerinde; Tron Ve Shiba Inu Sert Düştü

Bitcoin (BTC) 29 bin 386 dolara yükselirken, Ethereum (ETH) ise bin 850 doların üzerinde işlem görüyor. Tron ve Shiba Inu ise yatırımcısına kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Kripto para piyasaları, haftanın ilk işlem günü yatırımcısına kaybettiren bir seyir izliyor.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 0.32 artışla 29 bin 386 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0.55 düşüşle bin 865 dolar seviyesinde işlem görüyor.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 75,44 artarak yaklaşık 10,60 milyar dolar olurken, piyasa değeri ise 571 milyar dolar civarında.

Bitcoin (BTC) cuma günü yüzde 0.70 düşüşle 29 bin 190 dolara gerilemiş, Ethereum (ETH) ise bin yüzde 0.82 düşüşle bin 859 dolardan işlem görmüştü. Bitcoin’in (BTC) cuma günü piyasa değeri 567 milyar dolar civarındaydı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 0,04 artarak 1,19 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para piyasalarının değeri, cuma günü yüzde 0,64 düşerek 1,18 trilyon dolar seviyesinde işlem görmüştü.

Diğer en iyi kripto para birimlerinden Tron ve Shiba Inu da yatırımcısına yüksek oranda kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Tüm stabilcoinlerin hacmi şu anda 23,54 milyar dolar, bu, toplam kripto piyasası 24 saatlik hacminin yüzde 87,65’i. Tüm stablecoinlerin hacmi cuma günü 24,43 milyar dolar, bu toplam 24 saatlik kripto piyasası hacminin yüzde 93,26’sıydı.

Bazı kripto para birimlerinde son durum ise şöyle:

Bitcoin 29,386 dolar, değer kazancı yüzde 0.32
Ethereum 1,865 dolar, değer kaybı yüzde 0.55
Tether 0.9999 dolar, değer kaybı yüzde 0.02
BNB 243 dolar, değer kazancı yüzde 0.45
XRP 0.7059 dolar, değer kaybı yüzde 0.62

Cardano 0.3129 dolar, değer kaybı yüzde 0.72
Dogecoin 0.07869 dolar, değer kaybı yüzde 1.51
Solana 24.5 dolar, değer kaybı yüzde 1.76
Polygon 0.6995 dolar, değer kaybı yüzde 1.68

Litecoin 93.28 dolar, değer kaybı yüzde 1.18
Polkadot 5.18 dolar, değer kaybı yüzde 1.12
Tron 0.07901 dolar, değer kaybı yüzde 4.33
Shiba Inu 0.000008343 dolar, değer kaybı yüzde 2.11

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Hizmet Üretici Enflasyonu Yüzde 68,90

Hizmet üretici enflasyonu, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 9,57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 40,88, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,90 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 82,20 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Haziran 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre, hizmet üretici enflasyonu, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 9,57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 40,88, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,90 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 82,20 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 49,14, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 87,40, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 80,15, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 61,75, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 94,59, idari ve destek hizmetlerde yüzde 98,90 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 10,26, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 11,36, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 8,29, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 7,91, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 3,02, idari ve destek hizmetlerde yüzde 12,37 artış gerçekleşti.

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 9,27, havayolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 36,07, depolama ve destek hizmetleri (taşımacılıkiçin) yüzde 49,66 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu.

Buna karşılık bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 130,04, istihdam hizmetleri yüzde 126,21, mimarlık ve mühendislik hizmetleri; teknik test ve analiz hizmetleri yüzde 109,72 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 10,64, bilimsel araştırma ve geliştirme hizmetleri yüzde 7,35 ile endekslerin azalış gösterdiği alt sektörler oldu.

Buna karşılık konaklama hizmetleri yüzde 28,18, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler yüzde 23,60, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 17,69 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

İkinci El Araç Alacaklar Dikkat: Uzmanlardan 11 Maddelik Uyarı

Sıfır kilometre araçlardaki yüksek fiyat artışları, tüketiciyi ikinci el araçlara yönlendirirken, ikinci ele araçların satışına ilişkin yeni düzenlemeler de yürürlüğe girmiş durumda. Uzmanlar ise ikinci el araç alacakları uyardı.

Uzmanlar, hilelere ve dolandırıcılara kanmadan güvenilir şekilde araç satın almak için 11 maddede dikkat edilmesi gerekenleri sıraladılar:

Kimden satın alıyorsunuz?

Habertürk’te yer alan habere göre, ilgilendiğiniz aracı kimden ya da hangi kuruluştan aldığınızı mutlaka araştırın. Referansları öğrenmek, alıcı için de satıcı için de güven sağlar. Ayrıca 5664’e SMS göndererek aracınızın son sahiplik durumunu, kaç kez el değiştirdiğini de öğrenebilirsiniz.

Kaporta ekspertiz kontrolü

İlgilendiğiniz araç sizin gözünüze çiziksiz, son derece güzel görünebilir ancak geçmişte çizilmiş, vurulmuş veya kazaya karışmış olabilir. Kaportasındaki olası hasarları öğrenmek için aracın bir uzman tarafından kaporta ekspertiz kontrolünün yapılması pek çok şeyi değiştirir. Söz konusu aracın neresinde boya olduğunu, hangi parçalarının değiştiğini ve varsa karıştığı kazanın boyutunu uzmanların incelemesiyle öğrenebilirsiniz.

Mekanik kontrol

Kaporta ekspertiz kontrolü, ilgilendiğiniz aracın dış görünüşüyle ilgili bilgi sahibi olmanızı sağlarken motor mekanik durum kontrolü, aracın çalışma kapasitesini gözler önüne serer. Araçtaki mekanik aksamın doğru çalışıp çalışmadığını, kritik parçalarda hasar olup olmadığını anlamanızı sağlar.Böylece ilerde karşınıza çıkabilecek plansız masrafların da önüne geçebilirsiniz.

Güvenli sürüş için aracın mekanik durum ve motor kontrolünün doğru kişilerce yapılması hayati önem taşır. Bilirkişiler tarafından yapılan kontrollerde, aracın alt tarafından bir darbeye maruz kalıp kalmadığı, ön takımında bir problem olup olmadığına bakılır. Aracın yağ ve egzoz kaçakları tespit edilir.

Lastikler

İlgilendiğiniz araçla ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da lastiklerinin durumudur. Tam performans alabilmek ve olabilecek kazaların önüne geçmek için lastikler mutlaka kontrol edilmelidir. Lastik diş derinlikleri 1,6 mm’nin altında ise araç muayeneden geçemeyecektir. Mevsimlerine göre yaz ve kış lastiği kullanımı da önemlidir.

Kaç kilometrede ve orjinal mi?

Aracın değeri ve yıpranmışlık durumu hakkında kilometre incelemesi bilgi verir. Model yılı ile paralel olarak motor kullanımı ve aracın daha az yıpranması, katedilen km ile bağlantılıdır. Hileci satıcılardan korunmak için ilgilendiğiniz aracın km kontrollerini, TüvTürk ve yetkili servislerde yaptırabilirsiniz.

Hasar durumu

Aracın fiyatının belirlenmesinde önemli etkenlerden biri de hasar bilgisidir. Şayet aracın karıştığı bir kaza varsa bu kazanın ne kadarlık bir hasar oluşturduğunu, tamiri sırasında değişen ve onarılan parçaların, işçilik toplamının TL karşılığını öğrenmek mümkün olur.

Yedek anahtar

Satın alacağınız aracın yedek anahtarının olup olmadığı, yedek lastiği ve avadanlık ekipmanlarının bulunup bulunmaması, ileride bu ihtiyaçlara yönelik harcamalarınızda size öngörü sağlayacaktır.

Resmi kayıtlar

İlgilendiğiniz aracın rehin ve haciz durumunu e-Devlet üzerinden, MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) ve ceza durumunu ise İnternet Vergi Dairesi’nden kontrol edebilirsiniz. Aracın noter aşamasında satışa engel bir durumunun olmaması gerekmektedir.

Servis kayıtları

Satın alacağınız aracın servis bakım kayıtlarını inceleyerek bakımlarının düzenli ve hangi kapsamda yapıldığını, garantisinin devam edip etmediğini kontrol etmek de gelecekte önemli yüklerle karşılaşmanızı önleyecektir.

Fiyat analizi

Yukarıda saydığımız tün kontrollerin ardından araçla ilgili piyasadaki km ve ekspertiz durumlarına göre karşılaştırmalarla birlikte doğru fiyat/fayda analizi yapılarak satın alma kararının verilmesi, güvenli bir satın alma sürecinin son adımını oluşturur.

Satış işlemeleri

Aracın TSE belgesi ekspertizi kontrol edilip noter satışı sırasında mutlaka bu ekspertiz ile satışın alınmasına dikkat edilmelidir. Araç için anlaştıktan sonra güvenli ödeme ile para transferlerini gerçekleştirmeniz olası dolandırıcılıkların önüne geçecektir. Para kesinlikle ruhsat sahibinin adına olan hesaba ve açıklamaya aracın plakası yazılarak gönderilmelidir.

Paylaşın

Reuters’tan Temmuz Ayı Enflasyon Tahmini: Yüzde 47.3’e Yükselecek

Reuters anketinde temmuz ayında enflasyonun aylık yüzde 9.1 artarak yüzde 47.3’e çıkması bekleniyor. Ankette yılsonu enflasyon tahmini ise yüzde 49.5 ila yüzde 69 bandında yer alacağı öngörülüyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini 3 Ağustos’ta saat 10:00’da açıklayacak.

Enflasyon, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,92, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 19,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,21 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,95 olmuştu.

Merkez Bankası’nın “seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma” kararlarını değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Ülkemizin ödemeler dengesini iyileştirme, kamu açıklarını azaltma ve enflasyonu düşürme amacı doğrultusunda tedbir almaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Merkez Bankası’nın bugün açıkladığı kararlar cari açığı azaltmaya ve enflasyonu orta vadede düşürmeye yöneliktir. Sınırlı kaynaklarımızı ihracata ve yatırımlara kanalize etmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı sonrası yapan açıklamada, “Önümüzdeki süreçte temel makroekonomik hedefimiz enflasyonu yeniden tek haneli seviyelere düşürmektir.

Bu kapsamda toplantıda fiyat istikrarıyla birlikte finansal istikrarın devamı için Merkez Bankası’nın uhdesinde olmayan alanlarda atılacak adımlar ele alınmıştır.” ifadelerine yer verilmişti.

Enflasyon raporu bilgilendirme ve yeni ekonomi yönetiminin ilk basın toplantısında konuşan Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyondaki düşüşün bir kısmının yıl sonunda, bir kısmının da seneye hissedileceğini söylemişti.

İstikrar döneminin başlangıcının ise 2025 sonrasında olacağını duyuran Merkez Bankası Başkanı Erkan, enflasyonun 2024 sonunda yüzde 33’e, 2025 sonunda ise yüzde 15’e düşeceğini tahmin ettiklerini, hedeflerinin ise tek haneli enflasyon olduğunu eklemişti.

Öte yandan mayıs ayında yapılan seçimleri ardından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), kuru daha düşük seviyede tutmak için yaptığı döviz satışlarını durdurmuş, bunun üzerine TL sert değer kaybetmişti.

Türk Lirası (TL) büyük bölümü seçimlerin ardından olmak üzere yılbaşından beri yüzde 30’dan fazla değer kaybetti.

Paylaşın

Morgan Stanley’den Merkez Bankası’na Dair Yeni Faiz Tahmini: Yüzde 20

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faizleri ağustos ve eylül aylarında toplam 250 baz puan artırarak politika faizini yüzde 20’ye çıkarmasını muhtemel gördüklerini belirtti.

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi 250 baz puan artışla yüzde 17,5 yükseltmişti. Piyasa beklentileri politika faizinin yüzde 20’ye çıkarılması yönündeydi.

Merkez Bankası Haziran ayında yaptığı toplantıda 27 ay sonra ilk kez faiz arttırmış, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk PPK toplantısında politika faizi 650 baz puanlık artışla yüzde 8,5’tan yüzde 15’e yükseltilmişti.

Ancak bu artırım beklentileri karşılamamış ve karar sonrası döviz kurlarında hızlı bir yükseliş görülmüştü. Merkez Bankası bundan önceki en yüksek politika faizi artışını ise Mayıs 2018’de 850 baz puanla yapmıştı.

Türkiye’de yıllık enflasyon Ekim 2022’de son 24 yılın en yüksek seviyesini görmüş ve yüzde 85,51’e çıkmıştı.

Aralarında Alina Slyusarchuk’un da bulunduğu Morgan Stanley ekonomistleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faizleri ağustosta150 baz puan ve eylülde 100 baz puan artırarak politika faizini yüzde 20’ye çıkarmasının olası olduğunu belirtti.

Bloomberg HT’de yer alan habere göre bankanın ekonomistleri bu durumun daha ​​uzun süre derinden negatif bir reel politika faizi anlamına geleceğini ve hem mevduat hem de kredi faizlerinin daha yüksek seviyelere çıkması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.

Bankanın raporunda, “TCMB’nin revize edilmiş enflasyon görünümü göz önüne alındığında, para politikasına ilişkin tahmin yolu ve iletişim, politika faizinde kısmi normalleşme ve alternatif araçlara bağımlılığın devam ettiği yönündeki görüşlerimizi teyit ediyor” ifadeleri kullanıldı.

TCMB Başkanı Erkan’ın ilk enflasyon raporu sunumunun etkileri

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan perşembe günü ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirmişti. Erkan sunumda bankanın yıl sonu enflasyon tahminlerinde kesin bir yukarı yönlü revizyona gidildiğini açıklamıştı.

Erkan, bir önceki enflasyon raporunda yüzde 22,3 olarak öngörülen 2023 yılsonu TÜFE tahminini yüzde 58’e çıkarıldığını belirtmiş, para politikası ve miktarsal sıkılaşma önlemlerinin enflasyon ana trendine etkisinin 2024 ikinci çeyrekte görülmeye başlanacağını söylemişti.

Erkan toplantının soru cevap kısmında faiz artışında kademeli sürece vurgu yapmış ve Fed’in faiz artış döngüsünde bir anda enflasyonun üzerine çıkmadığını örnek vererek, “Faiz artışının etkisini ekonomide piyasa dinamiklerinde zarar vermeden, aşırılıklar oluşturmadan, kademeli gitmek bütün merkez bankalarının amacıdır” ifadelerini kullanmıştı.

Hafize Gaye Erkan mevduat faizinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede olmasını önemsediklerini ve KKM’de çıkış stratejisiyle ilgili TL tasarruf araçlarını çeşitlendireceklerini, bunların zaman için açıklanacağını duyurdu.

Perşembe günü yayımlanan enflasyon raporunda enflasyon dinamiklerine ilişkin detaylı analizlere yer verilmiş, döviz kuru sepetindeki yüzde 10’luk bir değer artışının tüketici fiyatlarına maliyet kaynaklı etkisinin ise bir yıllık bir süre zarfında 2,5 puan civarında olduğu belirtilirken, geçişkenliği artıran etkenler arasında yüksek dolarizasyon, yüksek cari açık, yüksek yabancı para borçluluğu ve yüksek risk primi yer almıştı.

Paylaşın

Türkiye’nin Kredi Risk Primi 424 Puana Geriledi

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın 3. enflasyon raporunu açıklaması sonrası Türkiye’nin 5 yıllık CDS’sinin (Credit Default Swap) bugün itibariyle 424 puan. Risk primi, geçen yıl 885 puana kadar çıkarak 2003’ten beri en yüksek seviyesini görmüştü.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, dün yılın 3. enflasyon raporunu sunmuş, sunumun önceki döneme göre daha rasyonel ve güvenilir açıklamalar eşiğinde duyurulması piyasalarda olumlu karşılanmıştı.

Dün gecede önceki dönemde görev yapan ve sık sık eleştirilerin odağında olan Merkez Bankası başkan yardımcıları Emrah Şener, Taha Çakmak ve Mustafa Duman görevden alınmış. Yerlerine; Osman Cevdet Akçay, Fatih Karahan ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hatice Karahan atanmıştı. Bu atamalar da piyasada olumlu bir hava yaratmıştı.

Bir ülkenin dış borçlanmasındaki en önemli göstergelerden biri olan CDS primi ne demek ve yükselmesi, düşmesi ne anlama geliyor?

Türkçe’de kredi risk primi veya kredi temerrüt takası olarak kullanılan CDS (Credit Default Swap) aslında bir çeşit sigortalama işlemi olarak tanımlanabilir.

Herhangi bir ülke hazinesine ya da şirketine borç verirken o borcun geri ödenmemesi ihtimaline karşı aldığınız sigorta poliçesine CDS deniyor ve genellikle over-the-counter (OTC) yani herhangi bir borsa düzenlemesine tabi olmayan tezgah üstü piyasalarda işlem görüyor.

CDS primi nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin dış borçlanmalarına karşı CDS’leri genelde büyük uluslararası yatırım bankaları sağlıyor ve o ülkelerin borcunu çevirememesi halinde ödemeyi bu banka üstlenmiş oluyor. Bu bankalar da söz konusu ülkenin geri ödeme yeteneğini, makroekonomik koşullarını inceleyerek bir risk oranı belirliyor.

Bu oran belirlenirken uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar önemli bir rol oynasa da bunun dışında da bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor.

Ekonomisi sağlam ve geri ödeme sorunu yaşamayacağı düşünülen ülkelerin risk primi düşük olurken geri ödemekte sorun yaşayacağı düşünülen ülkelerin risk primi yüksek bir orandan belirleniyor.

Türkiye’nin CDS oranı neden yükseliyor?

Ekonomist Mahfi Eğilmez’e göre ülke CDS priminin yükselmesine iç ve dış nedenler olmak üzere iki etken grubu yol açıyor. Koronavirüs salgını ya da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve yükselen enerji fiyatları bu dış nedenlere örnek olarak verilebilir.

İç nedenler ise enflasyonun yükselmesi, dış borçların artması, kurların yükselmesi, sosyal çalkantılar ve afetler olarak sıralanabilir.

Dış nedenler konusunda yapılabilecek şeylerin sınırlı olmasına rağmen iç nedenleri yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan Eğilmez bu sayede dış nedenlerin de etkisinin azaltılabileceğini belirtiyor.

Türkiye’nin CDS primlerinin 2008 yılındaki küresel mali kriz sırasında yükseldikten sonra gerilediği görülüyor. Ülkenin makroekonomik dengelerinin bozulmaya başladığı 2018 yılından itibaren ise dalgalı bir seyirle de olsa yükseliş trendini sürdürdüğü görülüyor.

CDS priminin artmasının sonuçları ne olur?

Kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri CDS primine paralel olarak artar.

Burada kendini besleyen bir döngü oluşur. Borçlanma maliyetinin artması döviz girişini azalttığı için dış borcu ödemeyi zorlaştırır. Bu da riski daha da çok yükseltir.

Artan maliyetler, daha fazla kaynağın borç ödemesine ayrılması ve daha az harcanabilir gelir (yani refah kaybı) anlamına gelir.

Döviz girişinin azalması içerideki likidite krizini daha da derinleştirirken enflasyonist baskıları artırır.

Ulaşılabilecek en uç nokta, CDS ile sigortalanan temerrüt riskinin gerçekleşmesi durumudur. Dış borcun çevrilemez hale gelmesi ya da “iflas” durumu, başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz pek çok ürünü alamayacak hale gelmemiz, ithal ara malına dayalı üretim yapımızın durması anlamına gelir.

Paylaşın

Altı Aylık Dış Ticaret Açığı 61 Milyar 235 Milyon Dolar

2023 yılının ilk altı aylık döneminde dış ticaret açığı yüzde 18,7 artarak 51 milyar 577 milyon dolardan, 61 milyar 235 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı aynı dönemde yüzde 70,9 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 66,8’e geriledi.

Haber Merkezi / 2023 yılının ilk altı aylık döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 10 milyar 707 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 7 milyar 387 milyon dolar ile ABD, 6 milyar 163 milyon dolar ile İtalya, 5 milyar 997 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 5 milyar 815 milyon dolar ile Rusya Federasyonu takip etti.

Aynı dönemde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 24 milyar 734 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 22 milyar 238 milyon dolar ile Çin, 13 milyar 439 milyon dolar ile Almanya, 11 milyar 791 milyon dolar ile İsviçre, 7 milyar 574 milyon dolar ile ABD izledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dış Ticaret İstatistikleri Haziran 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Haziran ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,5 azalarak 20 milyar 904 milyon dolar, ithalat yüzde 17,5 azalarak 26 milyar 64 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 azalarak 123 milyar 341 milyon dolar, ithalat yüzde 4,1 artarak 184 milyar 576 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Haziran ayında yüzde 10,4 azalarak 21 milyar 810 milyon dolardan, 19 milyar 547 milyon dolara geriledi.

Haziran ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 10,9 azalarak 22 milyar 272 milyon dolardan, 19 milyar 846 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Haziran ayında 299 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 10,6 azalarak 39 milyar 393 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 98,5 oldu.

Haziran ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,3 azalarak 8 milyar 236 milyon dolardan, 5 milyar 160 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Haziran ayında yüzde 73,9 iken, 2023 Haziran ayında yüzde 80,2’ye yükseldi.

Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı %18,7 artarak 51 milyar 577 milyon dolardan, 61 milyar 235 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Haziran döneminde yüzde 70,9 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 66,8’e geriledi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Haziran ayında imalat sanayinin payı yüzde 95,2, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,8, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu. Ocak-Haziran döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,3, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Haziran ayında ara mallarının payı yüzde 71,2, sermaye mallarının payı yüzde 14,7 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,0 oldu. İthalatta, 2023 Ocak-Haziran döneminde ara mallarının payı yüzde 74,9, sermaye mallarının payı yüzde 13,3 ve tüketim mallarının payı yüzde 11,7 oldu.

Haziran ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 784 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 331 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 65 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 12 milyon dolar ile İtalya, 986 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,6’sını oluşturdu.

Ocak-Haziran döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 10 milyar 707 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 7 milyar 387 milyon dolar ile ABD, 6 milyar 163 milyon dolar ile İtalya, 5 milyar 997 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 5 milyar 815 milyon dolar ile Rusya Federasyonu takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,2’sini oluşturdu.

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Haziran ayında Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 756 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 912 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 11 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 313 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 121 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,6’sını oluşturdu.

Ocak-Haziran döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 24 milyar 734 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 22 milyar 238 milyon dolar ile Çin, 13 milyar 439 milyon dolar ile Almanya, 11 milyar 791 milyon dolar ile İsviçre, 7 milyar 574 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,2’sini oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Haziran ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 3,8 artarken, ithalat yüzde 11,9 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 0,3, ithalat yüzde 9,7 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Haziran ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %95,2’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1’dir.

Ocak-Haziran döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,7’dir. Ocak-Haziran döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,6’dır.

Haziran ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 82,3’tür. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,4’tür. Ocak-Haziran döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,0’dır. Ocak-Haziran döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,2’dir.

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Haziran ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,1 azalarak 19 milyar 71 milyon dolar, ithalat yüzde 16,1 azalarak 24 milyar 466 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Haziran ayında dış ticaret açığı yüzde 27,9 azalarak 7 milyar 482 milyon dolardan, 5 milyar 395 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Haziran ayında yüzde 74,4 iken, 2023 Haziran ayında yüzde 77,9’a yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 azalarak 112 milyar 404 milyon dolar, ithalat yüzde 3,0 artarak 173 milyar 215 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı yüzde 21,0 artarak 50 milyar 260 milyon dolardan, 60 milyar 811 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Haziran döneminde yüzde 70,1 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 64,9’a geriledi.

Paylaşın

Avrupa Merkez Bankası Politika Faizini 25 Puan Daha Artırdı

Avrupa Merkez Bankası (AMB), enflasyonla mücadele kapsamında faizleri 25 puan daha artırdı. AMB’den yapılan açıklamada da enflasyonda gerilemenin sürdüğü, ancak uzun süre yüksek seviyelerde kalacağı beklentisinin de devam ettiği kaydedildi.

Açıklamada, orta vadede yüzde 2 hedefine ulaşmada kararlı olunduğu vurgulanarak, gelecekte atılacak adımların da bu hedef doğrultusunda olacağı belirtildi.

Avrupa Merkez Bankası (AMB), yüksek enflasyona karşı mücadelede faiz artırma politikasına devam ederek üç temel politika faizini 25’er puan artırdı. Böylelikle refinansman faizi yüzde 4,25’e, mevduat faizi yüzde 3,75’e ve marjinal fonlama faizi yüzde 4,50’ye yükseldi. AMB bu kararla, rota değişikliğine gittiği 2022 yazından bu yana art arda dokuzuncu kez faiz artırımı gerçekleştirdi.

Ekonomi çevreleri ve iktisatçılardan faiz artırımlarına ara verilmesi çağrıları yapılırken, AMB Başkanı Christine Lagarde, enflasyona karşı mücadelede esnek bir faiz rotası benimsediklerini vurguladı.

Eylül ayında faiz artırımı olabileceğini ya da ara verilebileceğini belirten Lagarde, ancak faiz indiriminin söz konusu olmayacağını kaydetti. Lagarde, hiçbir şeyin kesin olmadığını ve verilere göre hareket edeceklerini de sözlerine ekledi.

“Orta vadede yüzde 2 hedefine bağlıyız”

AMB’den yapılan açıklamada da enflasyonda gerilemenin sürdüğü, ancak uzun süre yüksek seviyelerde kalacağı beklentisinin de devam ettiği kaydedildi.

Açıklamada, orta vadede yüzde 2 hedefine ulaşmada kararlı olunduğu vurgulanarak, gelecekte atılacak adımların da bu hedef doğrultusunda olacağı belirtildi. Euro Bölgesi’nde enflasyon Haziran ayında yüzde 5,5 olarak kaydedilmişti.

Dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından artan enerji fiyatları ve pandemi sonrası tedarik zincirinde yaşanan aksaklıkların yol açtığı enflasyonla mücadele etmek için faizleri artırmaya başlamıştı. Şu anda merak edilense hızlı faiz artışlarının sonuna gelinip gelinmediği.

AMB’nin adımı, çarşamba günü ABD merkez bankası Federal Reserve’ün 17 ay içinde 11. kez faiz artırma kararının ardından geldi. Fed Başkanı Jerome Powell, ABD’de enflasyonun yüzde 3 ile Avrupa’dakinden daha düşük olmasına rağmen, daha fazla faiz artışının gelip gelmeyeceği konusunda kesin konuşmadı.

Euro Bölgesi’ndeki enflasyon ekim ayında gördüğü yüzde 10,6’lık zirveden sonra haziran ayında yüzde 5,5’e düşmüş olsa da, bankanın yüzde 2’lik hedefinin hala oldukça üzerinde.

Faiz artışları şimdiden işe yaramaya başladı. Konut fiyatları yıllarca süren bir rallinin ardından düşmeye başlarken, işletme kredileri istatistiklerin başladığı 2003 yılından bu yana en düşük seviyesinde. Almanya’daki inşaat şirketlerinin görünümü de 2010’dan bu yana en düşük seviyesine ulaştı.

Resesyon korkuları, Avrupa’nın lokomotifi ve en büyük ekonomisi olan Almanya’da daha da yoğunlaşıyor. Almanya, Uluslararası Para Fonu’nun bu yıl küçülmesini beklediği tek gelişmiş ekonomi.

Paylaşın