Bitcoin 29 Bin Doların Üzerinde; Shiba Inu Ve XRP Sert Düştü

Bitcoin (BTC) 29 bin dolar sınırına gerilerken, Ethereum (ETH) ise bin 800 dolar seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor. Shiba Inu ve XRP ise yatırımcısına kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Kripto para piyasaları, haftanın ilk işlem gününe düşüş eğilimiyle başladı.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 0.06 düşüle 29 bin 006 dolara gerilerken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0.11 düşüşle bin 829 dolardan işlem görüyor.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 26,27 artışla yaklaşık 8,1 milyar dolar olurken, piyasa değeri ise 564 milyar dolar civarında. Bitcoin’in piyasa değeri cuma günü 567 milyar dolar civarındaydı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 0,09 düşüşle 1,16 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri cuma günü 1,16 trilyon dolar civarındaydı.

Diğer en iyi kripto para birimlerinden Shiba Inu ve XRP ise yatırımcısına yüksek oranda kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Tüm stablecoinlerin hacmi şu anda 20.33 milyar dolar, bu, toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 91.99’u. Tüm stablecoinlerin hacmi şu anda 27.03 milyar dolar, bu, toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 93.14’üydü.

Bazı kripto para birimlerinde son durum ise şöyle:

Bitcoin 29,006 dolar, değer kaybı yüzde 0.06
Ethereum 1,829 dolar, değer kaybı yüzde 0.11
Tether 0.998 dolar, değer kaybı yüzde 0.08
BNB 242 dolar, değer kaybı yüzde 0.55
XRP 0.6162 dolar, değer kaybı yüzde 2.57

Cardano 0.2914 dolar, değer kaybı yüzde 1.02
Dogecoin 0.07447 dolar, değer kaybı yüzde 1.10
Solana 23.01 dolar, değer kazancı yüzde0.56
Polygon 0.6691 dolar, değer kaybı yüzde 0.40

Litecoin 82.31 dolar, değer kaybı yüzde 0.97
Polkadot 4.98 dolar, değer kaybı yüzde 0.48
Tron 0.07672 dolar, değer kaybı yüzde 0.76
Shiba Inu 0.000009256 dolar, değer kaybı yüzde 4.68

Paylaşın

Milyonlarca Yurttaş “Tatil Ve Dinlenme” Hakkını Kullanamıyor

Tüketicilerin tatil tercihlerine ilişkin yaptığı kamuoyu araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Yunus Emre Bitmez, “Geçtiğimiz yıl tatile gidemeyenlerin sayısı, bu yıl daha da arttı” dedi.

Elde edilen verilerin ülke ekonomisindeki olumsuzluğun etkisini gösterdiğini söyleyen Bitmez, “Tüketiciler zorunlu gereksinimlerini karşılamak için çabalamakta, enflasyon ve kurdaki artış nedeniyle tatile çıkmak, çok sayıdaki tüketici için hayale dönüşmüş bulunmaktadır.

Oysaki tatil ve dinlenme, her çalışan için Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 50. maddesinde, ‘dinlenmek, çalışanlar için haktır’ düzenlemesi ile buna işaret edilmektedir. Milyonlarca yurttaşın Anayasal hakkını kullanamıyor olması, yaygın bir hak ihlâli niteliğindedir.” ifadelerini kullandı.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF), tüketicilerin tatil tercihlerine ilişkin yaptığı kamuoyu araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu tarafından yapılan “Gemliğe doğru” adlı araştırmaya göre, 2022 yılında tatile gidemeyecek durumda olan tüketicilerin oranı yüzde 60,90 iken, 2023 yılındaki araştırmada bu oran yüzde 61,18’e çıktı.

Tatil için yeterli bütçesi olmadığın belirten tüketicilerin oranı bu yıl yüzde 2 artarak yüzde 71,76’ya yükseldi. Bu oran 2022 yılında yüzde 69,70 olarak ölçülmüştü.

Bu yıl tatilini yurt dışında geçirmeyi planlayanların sayısı da azaldı. Geçen yıl yurt dışında tatil planlanlayanların oranı yüzde 41 iken, 2023 yılında bu oran yüzde 3,13’e geriledi.

“Tatile gidemeyenlerin sayısı, bu yıl daha da arttı”

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Yunus Emre Bitmez, “Geçtiğimiz yıl tatile gidemeyenlerin sayısı, bu yıl daha da arttı” dedi. Elde edilen verilerin ülke ekonomisindeki olumsuzluğun etkisini gösterdiğini söyleyen Bitmez şöyle konuştu:

“Tüketiciler zorunlu gereksinimlerini karşılamak için çabalamakta, enflasyon ve kurdaki artış nedeniyle tatile çıkmak, çok sayıdaki tüketici için hayale dönüşmüş bulunmaktadır. Oysaki tatil ve dinlenme, her çalışan için Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 50. maddesinde, ‘dinlenmek, çalışanlar için haktır’ düzenlemesi ile buna işaret edilmektedir. Milyonlarca yurttaşın Anayasal hakkını kullanamıyor olması, yaygın bir hak ihlâli niteliğindedir.”

Tüketici Birliği Federasyonu geçen yıl da “Yaşasın tatil mi?” araştırmasıyla tüketicilerin tatil eğilimleriyle ilgili bir araştırma yapmıştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Dünya Genelindeki Elektrikli Araçların Yarısı Çin Yapımı

Çin, elektrikli araçlar konusundaki yükselişini sürdürüyor. Ülkede trafiğe katılan elektrikli araç sayısı giderek artarken bugün dünya genelinde mevcut olan elektrikli araçların yaklaşık yarısı, Çin yapımı.

Çinli üreticilerin kendi ülkelerinde çekinebilecekleri tek rakip, merkezi ABD’de olan, Elon Musk’ın sahibi olduğu Tesla. Ancak özellikle de geliri yüksek olan Çinli tüketiciler, bir süredir ağırlıklı olarak yerli, yani Çinli markaları tercih ediyor. Bu alanda sektörün lideri olan marka, BYD. Çin kaynaklı resmi verilere göre, BYD yılın ilk yarısında, Tesla’ya göre yüzde 29 daha fazla yüzde yüz elektrikli araç sattı.

Ekonomik açıdan aydınlık bir dönem yaşamayan Almanya’da siparişler azalıyor, alım gücü düşüyor. İşlerin yolunda gitmediği bu ortamda, otomobil üreticileri de büyük zorluklarla karşı karşıya. Elektromobiliteye geçiş ve otonom sürüşün geliştirilmesi gibi planlar, devasa bir maliyeti beraberinde getiriyor.

Bu amaçlara ulaşılması için gereken mali kaynakların, siyaset tarafından giderek daha az arzulanan içten yanmalı motora sahip araçlar üzerinden sağlanmak zorunda olması da ayrı bir çelişki.

Aslında yılın ilk yarısı, Alman otomotiv üreticileri açısından iyi geçti. Mercedes-Benz, BMW ve Volkswagen (VW), satış ve kârlarını artırdıklarını duyurdu. Ancak yılın tamamını hesaba katan öngörüler, yatırımcı ve hissedarları hayal kırıklığına uğratan seviyede. Enflasyon ve faiz oranlarının arttığı ortamda, yeni araçlara olan ilgi de azalmış bulunuyor.

Alman Otomobil Endüstrisi Kurumu (VDA) Başkanı Hildegard Müller, “Üretimde bir artış görsek de bu endüstride rahatlama yaşandığı anlamına gelmiyor” uyarısında bulundu. Satışların, 2019’da pandemi krizi patlak vermeden önceki seviyenin yaklaşık beşte biri seviyesinde olması dikkat çekiyor. Almanya’da özellikle de yüzde yüz elektrikli araç siparişleri düşüşte. Bu segmentteki talep, şu anda, bir önceki yılın yalnızca yüzde 60’ı seviyesinde.

Almanya’da durum böyleyken, dünyanın en büyük ve en önemli otomobil pazarı olan Çin, elektrikli araçlar konusundaki yükselişini sürdürüyor. Ülkede trafiğe katılan elektrikli araç sayısı giderek artarken bugün dünya genelinde mevcut olan elektrikli araçların yaklaşık yarısı, Çin yapımı.

Çinli üreticilerin kendi ülkelerinde çekinebilecekleri tek rakip, merkezi ABD’de olan, Elon Musk’ın sahibi olduğu Tesla. Ancak özellikle de geliri yüksek olan Çinli tüketiciler, bir süredir ağırlıklı olarak yerli, yani Çinli markaları tercih ediyor. Bu alanda sektörün lideri olan marka, BYD. Çin kaynaklı resmi verilere göre, BYD yılın ilk yarısında, Tesla’ya göre yüzde 29 daha fazla yüzde yüz elektrikli araç sattı.

VW Çin Müdürü Ralf Brandstätter, konuya ilişkin olarak “Pazarda bir kırılma yaşanıyor” değerlendirmesini yaptı. Brandstätter, onlarca yıl boyunca sektör lideri olan VW’nin, ilk çeyrekte BYD tarafından geride bırakılışına tanıklık etmek zorunda kaldı. BYD, bu zaman diliminde VW’ye göre yirmi kat daha fazla elektrikli araç satmayı başardı.

Şimdi VW, bu trendi tersine çevirmeye çalışıyor. VW, bunu yaparken Çinli otomobil üreticisi Xpeng ile elektromobilite, yazılım ve otonom sürüş alanlarında işbirliğine gitti. Wolfsburg merkezli üretici, bir startup olan Xpeng’e 700 milyon dolarla katkı sağlıyor. İlk etapta VW’nin Çin pazarına 2026 yılında iki yeni elektrikli modelle girmesi planlanıyor.

Porsche ve Audi gibi lüks markaların da sahibi olan VW şirketinin yanı sıra Mercedes ve BMW de konumlarını kaybetmemek için büyük çaba sarf etmek zorunda. Otomotiv konusunda uzmanlaşan danışmanlık şirketi Berylls’in son araştırması, lüks araç sınıfında adeta bir “iktidar değişimi” yaşandığından bahsediyor. Buna göre, Çinliler, gelenekselleşmiş Alman üst sınıf araç üreticilerini “sürat şeridinde solluyor.”

Berylls Strategy Advisors’ın Çin bürosunun yöneticisi Willy Wang, “Alman üreticiler için durum endişe verici. Çünkü Çinli rakipleri, müşteri algısında pek çok noktada açık ara önde” diye konuştu. Eskiden lüks Alman araçlar, Çin’deki orta ve üst sınıf için ideal birer statü sembolü niteliği taşıyordu. Teknik açıdan geri kalmış ve kalitesiz olmakla suçlanan yerli markalarsa kötü bir itibara sahipti. Bugünse bu algı değişmiş durumda.

Markası mı ürünün kendisi mi?

Bugün gelinen noktada Çin üretimi araçlar, özellikle de sahip oldukları bilgi-eğlence ve sürücü destek sistemleri gibi dijital unsurlarla ön plana çıkıyor. Çinlilerin bu açıdan iyi olmasının nedeni, muhtemelen Çin’in metropollerindeki trafik durumunda bu sistemlere mutlak suretle ihtiyaç duyulması.

Berylls araştırmasına göre, Çinli üreticiler klasik faziletlerden sayılan konfor ve kalite konusunda da Almanları tüketici algısında yakalamış hatta geride bırakmış durumda. Bir bulgu da Çinli müşterilerin gözünde bir araç satın alma nedeni olarak teknolojinin geleneksel değerlerden daha önemli hâle gelmiş olması: Alman yapımı lüks araçların satın alınma nedeni, öncelikli olarak marka. Çin yapımı lüks araçların satın alınma nedeni ise, ürünün kendisi.

Dolayısıyla Çin’de bugün elektrikli araçların yüzde 80’inin yerli üretim olması şaşırtıcı değil. Ülkedeki en başarılı 10 elektrikli araç üreticisi arasında yer alan tek yabancı şirket, Tesla. Alman üreticiler ise ilk 10’da kendilerine yer dahi bulamıyor.

İçten yanmalı motorlu araçlar da dahil olmak üzere, Çin otomotiv pazarının tamamına bakıldığında, 2023 yılında Çinli üreticilerin, onlarca yıldır ilk kez, yabancı üreticileri geride bırakarak pazar payının yüzde 51’ine sahip olacağı öngörülüyor. Danışmanlık şirketi Alix Partners’ın Global Automotive Outlook 2023 araştırmasına göre, 2030 yılına kadar bu oranın yüzde 65’e çıkması bekleniyor.

Söz konusu çalışmanın verilerine göre, Avrupalı üreticiler giderek artan biçimde Çinli üreticilerin baskısı altına giriyor. Avrupa’da araç satışları, uzun vadede, pandemi öncesi döneminde yüzde 15 daha altında seyredecek. 023’ün ilk çeyreğinde, Çin, dünya ihracat şampiyonluğu sıfatını Japonya’nın elinden söküp aldı. Henüz üç yıl önce, 2020 yılında, Çin söz konusu listede altıncı sıradaydı.

AlixPartners’da otomotiv uzmanı olarak görev yapan Fabian Piontek, “Çin, otomobil super gücü olmak için en doğru yolda” dedi. Aynı esnada Avrupalı üreticilerin yerli pazarlarda savunma konumuna geçmek zorunda kaldığını aktaran Piontek, şu kritik değerlendirmeyi yaptı: Alman otomobil üreticilerinin rekor kazanç sağladığı dönem, sona yaklaştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Gıda Fiyatları Dünya Genelinde Düşerken, Türkiye’de İse 34 Aydır Yükseliyor

Küresel gıda fiyatları son 15 ayda sadece Nisan 2023’te yükselirken diğer tüm aylarda düşüş gösterdi. Gıda fiyatları Türkiye ise Eylül 2020’den bu yana, yani 34 aydır artmaya devam ediyor.

Türkiye’de Aralık 2021’de yüzde 45 olan yıllık gıda enflasyonu Kasım 2022’de ise yüzde 100’ü aşarak yüzde 102 olmuştu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıkladığı Küresel Gıda Fiyat Endeksi son 15 ayda sadece bir kez yükseldi. Türkiye’de resmi yıllık enflasyon mart ayında yüzde 38, gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 54 oldu.

Dünyada gıda fiyatları aynı dönemde yüzde 21 düşerken Avrupa Birliği genelinde yüzde 15 artış gösterdi. Türkiye’de ise gıda fiyatları 34 aydan bu yana aralıksız artıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıkladığı Küresel Gıda Fiyat Endeksi son 15 ayda bir kez yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE) Haziran 2023’te ayında yüzde 38 oldu. On iki aylık ortalamalara göre ise enflasyon yüzde 60 gerçekleşti.

TÜİK’e göre gıda fiyatları son bir yılda yüzde 54 artış gösterdi. FAO’nun Küresel Gıda Fiyat Endeksi ise aynı dönemde yüzde 21 düştü. AB’de ise yıllık gıda enflasyonu mayıs ayı itibarıyla yüzde 15.

Türkiye’de 34 aydır aralıksız yükseliyor

Küresel gıda fiyatları son 15 ayda sadece Nisan 2023’te yükselirken diğer tüm aylarda düşüş gösterdi. Gıda fiyatları Türkiye’de Eylül 2020’den bu yana 34 aydan bu yana artmaya devam ediyor.

FAO ve TÜİK’in açıkladığı gıda fiyat endeksleri arasındaki fark Türkiye’nin “yeni ekonomik modele” geçtiği Kasım 2022’den itibaren giderek büyüyen bir makasa dönüştü.

Kasım 2021’de küresel gıda fiyat endeksi 141; Türkiye’de ise 138. Türkiye’nin Kur Korumalı Mevduatı (KKM) ilan ettiği Aralık 2021’de ise radikal bir değişim başlıyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Milyonlarca Aile İhtiyaçlarını Sosyal Yardımlarla Karşılıyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılının ilk yarısına yönelik verileri milyonlarca hanenin yoksulluğa adeta hapsolduğunu ortaya koyuyor. Bakanlığın sosyal yardım verilerine göre bu yılın ilk 6 ayında, aşırı yoksulluk çeken hane sayısı 3 milyon 615 bine yükseldi.

Elektrik faturasını ancak sosyal yardım ile ödeyebilen hane sayısında da çarpıcı artış kaydedildi. 2019 yılında 1 milyon 343 bin 109 hanenin elektrik faturası sosyal yardım ile ödenirken 2021 yılında elektrik tüketim desteği alan hane sayısı 1 milyon 791 bin 200 ile ifade edildi. Bakanlığın elektrik tüketim desteği kapsamında yardım yaptığı hane sayısı 2022 yılında ise kayıtlara, 3 milyon 690 bin 582 olarak geçti.

Haziran 2023 itibarıyla ise ışığı ancak sosyal yardım ile yanan hane sayısının 4 milyon 141 bin 991 olduğu bildirildi. “Doğal Gaz Tüketim Desteği” kapsamında desteklenen hane sayısının ise Ocak-Haziran 2023 döneminde 157 bin 952 olduğu belirtildi.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, Türkiye’de iktidar eliyle yaratılan ekonomik kriz kaynaklı derin yoksulluk on milyonlarca yurttaşı etkiliyor. Sosyal yardımlara yönelik hemen her yeni veri, yoksulluğun ulaştığı çarpıcı boyutu bir kez daha gözler önüne seriyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılının ilk yarısına yönelik verileri milyonlarca hanenin yoksulluğa adeta hapsolduğunu ortaya koyuyor.

Bakanlığın verilerine göre, “Ailesinin yanında yaşamını en düşük seviyede dahi sürdürmekte güçlük çeken” ve Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) programından yararlandırılan çocuk sayısı Haziran 2023 itibarıyla 168 bin 247’ye ulaştı. Ocak-Haziran 2023 döneminde SED Programı kapsamında destek sağlanan çocuklar için 3 milyar 340 milyon 867 bin TL para harcandı.

Aşırı yoksulluk sınırının altında kalan yurttaşların dâhil edildiği Türkiye Aile Destek Programı’na yönelik rapor da Türkiye’deki yoksulluğun boyutunu ortaya koyan bir başka veri oldu. Buna göre, 2022 yılında 2,5 milyon olan program kapsamına alınan hane sayısı, Haziran 2023 itibarıyla 3 milyon 615 bin 670’e fırladı.

Elektrik faturasını ancak sosyal yardım ile ödeyebilen hane sayısında da çarpıcı artış kaydedildi. 2019 yılında 1 milyon 343 bin 109 hanenin elektrik faturası sosyal yardım ile ödenirken 2021 yılında elektrik tüketim desteği alan hane sayısı 1 milyon 791 bin 200 ile ifade edildi.

Bakanlığın elektrik tüketim desteği kapsamında yardım yaptığı hane sayısı 2022 yılında ise kayıtlara, 3 milyon 690 bin 582 olarak geçti. Haziran 2023 itibarıyla ise ışığı ancak sosyal yardım ile yanan hane sayısının 4 milyon 141 bin 991 olduğu bildirildi. Doğal Gaz Tüketim Desteği kapsamında desteklenen hane sayısının ise Ocak-Haziran 2023 döneminde 157 bin 952 olduğu belirtildi.

Paylaşın

Morgan Stanley’den “Enflasyon” Yorumu: Mayıs 2024’te Zirve Yapacak

Morgan Stanley, Türkiye’de enflasyonun Mayıs 2024’te yüzde 67 ile zirve yapacağını açıkladı. Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, JP Morgan’ın organize ettiği, Türkiye Ekonomik Forumu’na katıldı.

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’na yeni atamaların ardından Eylül sonrasında faiz artışı görülmesi olasılığının arttığını belirtti.

Aralarında Hande Küçük’ün de olduğu Morgan Stanley analistleri, TCMB’nin bu ay 150 baz puanlık artışla faizi yüzde 19’a çıkarmasını, Eylül’de ise 100 baz puanlık faiz artışı yapmasını bekliyor.

Bloomberght’te yer alan habere göre, raporda, analistler “Enflasyondaki yükselişe rağmen TCMB’nin faiz artırımlarına kademeli olarak devam etmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Analistler yılsonu TÜFE tahminini yüzde 62’ye yükseltirken enflasyonun Mayıs 2024’te yüzde 67 ile zirve yapmasını bekliyor.

Raporda “TCMB tarafından işaret edilen kademeli faiz artırım hızı göz önüne alındığında, kur ve vergi/yönetilen fiyatlardaki potansiyel ilave ayarlamalar enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü riskler oluşturuyor” değerlendirmeleri yer aldı.

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, JP Morgan’ın organize ettiği, Türkiye Ekonomik Forumu’na katıldı.

Bakan Şimşek’in forumda Türk ekonomisine ilişkin bir sunum yaparak çeşitli uluslararası yatırımcı gruplarıyla görüştüğü öğrenildi. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ise görüşmelere devam ettiği bildirildi.

Paylaşın

Enflasyondaki Yükselişin Sebepleri Neler? Merkez Bankası Açıkladı

Temmuz ayı fiyat gelişmeleri raporunu yayımlayan Merkez Bankası, raporunda, tüketici fiyatları Temmuz ayında yüzde 9,49 oranındaki yükselişle tarihsel Temmuz ayı eğilimine kıyasla yüksek bir artış kaydettiği, yıllık enflasyon 9,62 puan artarak yüzde 47,83 seviyesinde gerçekleştiğini belirtti.

Haber Merkezi / Enflasyon artışında, vergi ile yönetilen-yönlendirilen kalemlerdeki fiyat artışlarının yanında, Türk lirasındaki değer kaybının ve ücret artışlarının etkili olduğu belirtilen raporda, “Bu dönemde yıllık enflasyon ana grupların tamamında artmıştır” denildi.

Raporun devamında, “Öte yandan, aylık bazda incelendiğinde, enerji başta olmak üzere alt gruplar genelinde yüksek artışlar kaydedildiği de aktarıldı. Rapora göre ayrıca enerji grubu fiyatlarındaki artışı vergi ayarlamalarının yanı sıra döviz kuru ve uluslararası petrol fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle yükselen akaryakıt kalemi sürükledi… Temel mal grubu enflasyonunda kur geçişkenliği yüksek ve hızlı olan dayanıklı tüketim malları belirleyici olmaya devam etti” ifadelerine yer verildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Temmuz ayı fiyat gelişmeleri raporunu yayımladı. Raporda şunlar yer aldı:

“Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 9,49 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 9,62 puan artarak yüzde 47,83 olmuştur. (Grafik 1 ve Tablo 1). Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 7,69 ve 8,76 puan artarak yüzde 54,32 ve 56,09 olarak gerçekleşmiştir.

Alt grupların yıllık tüketici enflasyonuna katkıları incelendiğinde, bu dönemde alt grupların tamamında artış yaşanmıştır. Bir önceki aya göre hizmet, temel mal, enerji, gıda ve alkol-tütün-altın gruplarının katkıları sırasıyla 2,86; 2,46; 2,25; 1,71 ve 0,34 puan artmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, aylık artışlar bir önceki aya kıyasla B ve C endeksinde sert bir şekilde yükselmiştir.

Fiyat artışları B endeksini oluşturan hizmet, temel mal ve işlenmiş gıda gruplarında bir önceki aya göre önemli ölçüde güçlenmiştir. Hizmet fiyatları temmuz ayında yüzde 9,81 ile oldukça yüksek bir artış kaydetmiş, grup yıllık enflasyonu 10,20 puan artışla yüzde 69,65 olmuştur. Bu dönemde fiyat artışları grup geneline yayılırken, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir.

Gıda ve ücret gelişmelerinin etkilerinin hissedildiği lokanta-otel alt grubundaki fiyat artışında (yüzde 11,92) gerek yemek hizmetleri gerekse de turizmdeki görünüme bağlı olarak konaklama hizmetleri etkili olmuş ve bu grupta yıllık enflasyon yüzde 82,62 seviyesine ulaşmıştır.

Ulaştırma hizmetlerinde temelde akaryakıt fiyatlarındaki gelişmeleri takiben fiyatlar yüzde 10,03 oranında artarken, fiyat artışları grup geneline yayılmakla birlikte demiryolu ve hava yolu ile yolcu taşımacılığı öne çıkan ana kalemler olmuştur. Döviz kuruna duyarlılığı yüksek ve emek yoğun kalemler içeren diğer hizmetler alt grubunda da fiyatlar önemli ölçüde artmış (yüzde 10,27), bu gelişmede kişisel ulaştırma araçlarının bakım-onarımı, sağlık, ev içi hizmetler, eğlence ve spor hizmetlerindeki yükselişler öne çıkmıştır.

Kira aylık artışı yüzde 7,67 ile bu dönemde daha da güçlenmiş ve yıllık enflasyonu yüzde 81,69’a ulaşmıştır. Temel mal grubu yıllık enflasyonu 7,56 puan artışla yüzde 44,25 olmuştur. Yıllık enflasyon dayanıklı mallarda belirgin olmak üzere tüm alt gruplarda artış kaydetmiştir. Türk lirasındaki değer kaybı, vergi ve ücret artışlarının yanı sıra canlı talep koşullarının yansımasıyla fiyat artışının güçlenerek sürdüğü dayanıklı mal alt grubunda fiyatlar yüzde 12,49 oranında yükselmiştir.

Bu dönemde, otomobilde belirgin olmak üzere (yüzde 16,16), tüm alt kalemlerde fiyat artışları kuvvetlenmiştir. Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar vergi ayarlamasının da etkisiyle yüzde 8,73 ile hızlanmıştır. Bu dönemde, kişisel bakım ürünleri, konutun bakım-onarımı, ev ile ilgili temizlik malzemeleri ve ev içi tekstil ürünleri fiyat gelişmeleriyle öne çıkmıştır.

Ayrıca, referans Euro kurundaki güncellemeyle ilaç fiyatları artmıştır. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar mevsim ortalamalarının aksine yüzde 2,98 oranında artmış, yıllık enflasyon yüzde 21,51’e yükselmiştir. Enerji fiyatları temmuz ayında yüzde 12,73 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 13,66 puan yükselerek yüzde -2,86 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Grup aylık fiyat artışında akaryakıt (yüzde 29,04) fiyatları öne çıkarken, tüp gaz (yüzde 14,76) ve şebeke suyu (yüzde 6,03) fiyatlarında da yükseliş izlenmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki artışta başta maktu ÖTV tutarındaki güncelleme olmak üzere son dönem Türk lirası görünümü ve uluslararası petrol fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olmuştur.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları temmuz ayında yüzde 7,71 oranında artmış, yıllık enflasyon 6,80 puan yükselerek yüzde 60,72 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 11,27 puan artışla yüzde 79,71’e, işlenmiş gıdada ise 3,42 puan artışla yüzde 46,78’e yükselmiştir.

Mevsimsellikten arındırılmış veriler taze meyve sebze fiyatlarının bu dönemde belirgin artış gösterdiğine işaret etmiştir. Diğer işlenmemiş gıda grubunda patates ve kuruyemiş fiyatlarındaki yükselişler öne çıkarken kırmızı et fiyatları güçlü seyrini korumuş, beyaz ette ise temmuz ayında yeniden artış gözlenmiştir.

İşlenmiş gıda grubunda bu dönemde, ekmek tahıl fiyatlarındaki yüksek artış (yüzde 10,22) dikkat çekmiştir. Ayrıca, bu grupta alkolsüz içecekler ile yaş çay alım fiyatlarına bağlı olarak çay fiyatlarındaki yükselişler devam etmiştir. Son dört aydır düşüş gözlenen süt ile süt ürünlerinde ise bu dönemde yeniden fiyat artışı izlenmiştir.

Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar yüzde 11,17 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 5,68 puan artışla yüzde 46,58 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede vergi ayarlamaları belirleyici olmuştur. Yurt içi üretici fiyatları temmuz ayında yüzde 8,23 oranında artmış, yıllık enflasyon 4,08 puan artışla yüzde 44,50 olmuştur.

Temmuz ayında uluslararası emtia fiyatları, enerji dışı kalemlerdeki yatay seyre karşın, enerji kalemleri öncülüğünde artış göstermiştir. Buna ek olarak, Türk lirasındaki değer kaybı asgari ücret artışı ile birlikte maliyet baskılarının önemli ölçüde güçlenmesine neden olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, yıllık enflasyon enerji grubunda baz etkisi neticesinde gerilerken, diğer alt gruplarda yükselmiştir.

Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde, artışların genele yayıldığı izlenirken, rafine edilmiş petrol ürünleri, ham petrol ve doğal gaz, metal cevheri, basım-kayıt hizmetleri, elektrikli teçhizat, mobilya, motorlu kara taşıtları ve metalle bağlantılı kalemlerin fiyat artışlarıyla öne çıktığı gözlenmiştir.

Paylaşın

85 Milyon Nüfusa 104 Milyon Kredi Kartı

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “14-65 yaş arasında bulunan 66 milyon insana karşın 104 milyon kredi kartı kullanımda. Kredi kartı alan vatandaş sayısı her ay düzenli şekilde artıyor. Geçen yılın mart ayında kredi kartı sayısı 88 milyon iken bu rakam 16 milyon artış ile 2023 yılı mart ayında 104 milyona ulaştı. Kredi kartı ekonomik kriz arttıkça kullanıcı sayısında da artış yaşanıyor” dedi ve ekledi:

“Birden çok bankadan kart alan bir bankanın ödemesi diğerini etkilemeyecek biçimde planlıyor. Bu süreçte vatandaş borçlanarak yaşamanın, icraya düşmeden borcu borçla kapatmanın bir yolunu bulmaya, bu sayede de ayakta kalmaya çalışıyor. Sokakta dertli olmayan, geçim sıkıntısından söz etmeyen yurttaş neredeyse kalmadı. Yandaş ve rantçı kesim dışında dertli vatandaşların sayısı artmış durumda.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, vatandaşların ekonomik kriz nedeniyle yaşam şartlarının zorlaştığını ve bu doğrultuda kredi kartı harcamalarının arttığını belirtti.

Vatandaşın gelecek kazancını dahi kredi kartı harcamalarıyla bugünden ipotek ettiğini belirten Gürer, “Vatandaş kredi kartı ile döngü sağlıyor. Peşin alışveriş yapacak takati yok. Pazarcı esnafı dahi kredi kartı ile satış yapar duruma geldi. Araç yakıtından, gıdaya hatta vergisini öderken bile kredi kartıyla ödeme yapmak durumunda. Geliri gideri karşılamada kredi kartının sağladığı avantajı kullanmaya çalışıyor. Vatandaş kredi alabilirse kredi ile alamazsa eldeki kredi kartı ile borçlanarak yaşam mücadelesi veriyor” dedi.

Ömer Fethi Gürer, ülke nüfusunun 85 milyon, çalışma çağındaki nüfusumuz ve 65 yaş üstü nüfusumuzun toplam nüfusumuza oranı yüzde 78 olduğunu bunun da 66 milyon kişiye denk geldiğini anımsattı.  Gürer, “14-65 yaş arasında bulunan 66 milyon insana karşın 104 milyon kredi kartı kullanımda. Kredi kartı alan vatandaş sayısı her ay düzenli şekilde artıyor. Geçen yılın mart ayında kredi kartı sayısı 88 milyon iken bu rakam 16 milyon artış ile 2023 yılı mart ayında 104 milyona ulaştı.

Kredi kartı ekonomik kriz arttıkça kullanıcı sayısında da artış yaşanıyor. Birden çok bankadan kart alan bir bankanın ödemesi diğerini etkilemeyecek biçimde planlıyor. Bu süreçte vatandaş borçlanarak yaşamanın, icraya düşmeden borcu borçla kapatmanın bir yolunu bulmaya, bu sayede de ayakta kalmaya çalışıyor. Sokakta dertli olmayan, geçim sıkıntısından söz etmeyen yurttaş neredeyse kalmadı. Yandaş ve rantçı kesim dışında dertli vatandaşların sayısı artmış durumda.” dedi.

Akaryakıta gelen zam ve vergilerdeki artış sonrası vatandaşın akaryakıt harcaması ve vergi ödemelerinde kredi kartı kullanımındaki artışın dikkat çekici olduğunu ifade eden Gürer, “Bir önceki ay kredi kartından ödeme yapılan kamu/vergi ödemleri, 2 milyar 977 milyon TL’den 15 milyar 85 milyon TL’ye çıkmış durumda. Akaryakıt ödemeleri 8 milyar 846 milyon TL iken bu ay 12 milyar 260 milyon TL’ye ulaştı. Yaklaşık 4 milyar akaryakıtta 13 milyar vergi ödemelerinde artış yaşanmıştır. Kredi kartı harcamalarının yüzde 15’ini oluşturan 27 milyar TL bu iki kalem harcamaya kullanılmıştır” şeklinde konuştu.

“Vatandaş vergi ödemesini kredi kartından yapıyor”

CHP’li Gürer, “Kredi kartından ödemesi yapılan vergiler ekstreye borç olarak yansırken bankaların sağladığı avantajlar doğrultusunda vergi borcunun taksitlendirilmesi mümkün olabiliyor. Yani vergi taksitlendirmesi bankanın müşterilerine sunduğu hizmetlere göre farklılık gösterebiliyor. Bu sebeple çok sayıda vatandaş vergi ödemesini kredi kartından yapıyor. Bu sayede ödeme imkânı yokken vergisini ödemiş oluyor ancak gelecek ayki gelirini bağlamış oluyor.

Hayat pahalılığının bu denli arttığı bir ortamda vatandaş mecbur kredi kartına yükleniyor. Enflasyon karşısında geliri değer kaybeden vatandaş, borcunu ödeme zorluğu çekiyor veya ödeyemiyor. İcra dairelerindeki dosya sayısındaki artış ve negatif nitelikli kredi ve kredi kartı sayısının artması da bunun somut göstergesidir. 21 milyon aşan icra dosyalarının yanında kredi kartını ödeyemediği için takibe düşenler de var. Kara listedeki vatandaşlar, Risk Merkezi’nin verilerine göre son beş yılda bankalar tarafından kredi kartı ve/veya bireysel kredi borcu yüzünden icra takibine alındığı halde borcunun tamamını ödeyemeyenlerin sayısı ise 3 milyon 840 bin kişiyi geçti.

Risk Merkezi’nin verilerine göre Mayıs 2023 itibariyle toplam 38 milyon 565 bin vatandaşın bankalara ve finansman şirketlerine bireysel kredi borcu bulunuyor. Bankalara kredi kartı borcu bulunanların sayısı ise aynı tarih itibariyle 37 milyon 892 kişi olarak açıklandı. 27 milyon 873 bin kişinin de kredili mevduat hesabı bulunuyor. Bu rakamlar birçok kişinin aynı zamanda hem bireysel kredi hem kredi kartı hem de kredili mevduat hesabı borçlusunun olduğuna işaret ediyor” dedi.

(Kaynak: Gazete Pencere)

Paylaşın

Taşıt Kredileri Yüzde 233,64 Arttı; Araç Kiralama Rekor Kırdı

Temmuz 2022’de 25 milyar 613 milyon lira olan taşıt kredileri bu yılın Temmuz ayında 85 milyar 457 milyon liraya yükseldi. Her yıl yaz aylarında araç kiralama oranını artıran tatilciler, bu yıl rekora imza attı.

Öte yandan 2022 yılının ilk 7 aylık döneminde kullanılan konut kredisi tutarı 350 milyar 202 milyon lira iken bu dönemde yüzde 26,16’lık sınırlı artış ile 441 milyar 812 milyon TL’ye çıktı. Geçen yılın ilk 7 aylık dönemine göre yüzde 60,65 artan ihtiyaç kredisi tutarı ise, 550 milyar 978 milyon liradan 885 milyar 193 milyon liraya ulaştı.

Faiz oranlarındaki hızlı artışın devam etmesine karşın tüketicinin kredi borçlanması hız kesmedi ve kendini güvenceye almak isteyen yurttaş konut alımına devam ederken, taşıt alımını ise katladı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) temmuz ayının son haftasına ait bültenine göre bu yılın 7 ayında kullanılan tüketici kredisi tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 52,40 artış göstererek 1 trilyon 412 milyar 462 milyon TL’ye ulaştı.

Sözcü gazetesinden Deniz Bilici Göçmen’in haberine göre, geçen yılın ilk 7 aylık döneminde kullanılan konut kredisi tutarı 350 milyar 202 milyon lira iken bu dönemde yüzde 26,16’lık sınırlı artış ile 441 milyar 812 milyon TL’ye çıktı. Taşıt kredilerindeki artış ise yüzde 233,64 oldu.

Taşıt kredisi tutarı Temmuz 2022’de 25 milyar 613 milyon lira iken bu yıl Temmuz’da 85 milyar 457 milyon liraya çıktı.

Yıllık faiz oranı yüzde 50’ye dayanan ihtiyaç kredilerinde de artış devam etti. Geçen yılın ilk 7 aylık dönemine göre yüzde 60,65 artan ihtiyaç kredisi tutarı, 550 milyar 978 milyon liradan 885 milyar 193 milyon liraya ulaştı.

2022 Temmuz ayında yüzde 34,32’ye kadar çıkan ihtiyaç kredisi faiz oranı bu yıl aynı dönemde ise ortalama yüzde 47,89’u gördü. Taşıt kredisi faiz oranı aynı dönemde yüzde 26,93’ten yüzde 40,28’e, konut kredilerindeki faiz oranı ise yüzde 18,45’ten yüzde 34,09’a yükseldi.

Araç kiralamada rekor artış

Her yıl yaz aylarında araç kiralama oranını artıran tatilciler, bu yıl rekora imza attı. Binlerce kalabalık aile, uçak gibi uzun mesafe ve lüks toplu taşıma araçları kullanmak yerine, araç kiralamayı tercih etti.

Araç Kiralama Operasyon Direktörü Alican Sarp, tatilcilerin bu yıl araç kiralamada yüzde 75’lik artışla rekor kırdığını söyledi.

Fiyat bilgisi de paylaşan Sarp, “Geçen sene (yaz aylarında) misafirlerimiz günlük 500 TL karşılığında araç kiralarken bugün en düşük rakam ortalama 900 TL bandında. Geçen sene kış aylarında 150 TL’ye günlük araç kiralanabiliyordu. Bu sene en düşük rakam günlük 250-300 TL oldu” diye konuştu.

Paylaşın

Bitcoin 29 Bin 100 Doların Üzerinde; Shiba Inu Ve BNB Sert Yükseldi

Bitcoin (BTC) 29 bin 180 dolara yükselirken, Ethereum (ETH) ise bin 800 dolar seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor. Shiba Inu ve BNB ise yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / ABD Adalet Bakanlığı’nın kripto borsası Binance’e karşı dolandırıcılık suçlamalarını değerlendirdiği raporunun ardından düşüş eğiliminde olan kripto para piyasaları yönünü yeniden yukarı çevirdi.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 0,58 artarak 29 bin 180 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0,25 yükselişle bin 836 dolar seviyesinde işlem görüyor.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 19,22 düşerek yaklaşık 12,44 milyar dolar olurken, piyasa değeri ise 567 milyar dolar civarında. Bitcoin’in piyasa değeri dün 563 milyar dolar civarındaydı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 0,08 artarak 1,16 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri dün 1,16 trilyon dolar civarındaydı.

Diğer en iyi kripto para birimlerinden Shiba Inu ve BNB ise yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Tüm stablecoinlerin hacmi şu anda 27.03 milyar dolar, bu, toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 93.14’ü. Tüm stabilcoinlerin hacmi dün 31,25 milyar dolar, bu, toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 93,91’iydi.

Bazı kripto para birimlerinde son durum ise şöyle:

Bitcoin 29.180 dolar, değer kazancı yüzde 0,58
Ethereum 1.836 dolar, değer kazancı yüzde 0,25
Tether 0,9989 dolar, değer kaybı yüzde 0,01
BNB 242 dolar, değer kazancı yüzde 1,24
XRP 0,6584 dolar, değer kaybı yüzde 1,69

Cardano 0,293 dolar, değer kaybı yüzde 0,78
Dogecoin 0,07444 dolar, değer kazancı yüzde 0,44
Solana 22,99 dolar, değer kazancı yüzde 1,13
Polygon 0,6671 dolar, değer kaybı yüzde 0,89

Litecoin 82,86 dolar, değer kaybı yüzde 3,89
Polkadot 5,01 dolar, değer kaybı yüzde 0,42
Tron 0,07743 dolar, değer kazancı yüzde 1,31
Shiba Inu 0,00000855 3 dolar, değer kazancı yüzde 3,97

Paylaşın