Türkiye’nin Dünya Ticaretindeki Payı Yüzde 1,04

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre, Türkiye 2023 yılının ilk çeyreği itibariyle dünya ticaretinden yüzde 1,04 pay alıyor. AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından 2022 yılı sonuna kadar, dünya ticareti yüzde 276,5 büyüme göstererek 24 trilyon doları aştı.

Bu 20 yıl içerisinde Türkiye’nin ihracatı 6,5 milyar dolardan 255 milyar dolara çıkmış olsa da, küresel ticaretten aldığı pay ise sadece 1 kat arttı ve yüzde 0,55’ten yüzde 1,04’e yükseldi.

Dış borcunun milli gelire oranı yüzde 50’ye ulaşan Türkiye için ihracat, döviz ihtiyacının karşılanması için hayati önem taşıyor. Ancak pandemi sonrasında yükselişe geçen enflasyon ve başta en büyük pazar olan Almanya olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ekonomilerindeki durgunluk, Türkiye’nin ihracat gelirlerini giderek daha fazla olumsuz etkiliyor.

DW Türkçe’den Aram Ekin Duran‘a konuşan iş dünyası temsilcileri, Türkiye’nin dünya pazarlarında pay kaybetmeye başladığına işaret ediyorlar. Uzmanlara göre, hükümetin vaat ettiği destek paketlerine rağmen ihracatta kan kaybının sürme olasılığı yüksek.

Türkiye’nin ihracatı, pandemi sonrasında açılan küresel ticaret ağlarının canlanması ile birlikte, 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 13 artışla 254 milyar dolar olmuştu. 2023 yılının ilk 7 ayında ise, önceki yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 0,6 düşüş kaydetmiş durumda. Yılsonu için konulan ihracat hedefi ise 265 milyar dolar. Yani 2022’ye göre hükümetin ihracat hedefinde yalnızca yüzde 4,3’lük artış öngörülüyor. Son 7 ayda dış ticaret açığı ise 73,6 milyar dolara ulaştı.

Son 1 yılda dolar kurunda yüzde 52 artış yaşanırken, üretim ve ihracat maliyetlerindeki artış ise yüzde 100’ü aştı. Bununla birlikte pandemi döneminde başta Çin olmak üzere Uzak Asya ülkelerinin AB’ye ihracatı kesintiye uğrayınca öne çıkan Türkiye, bu avantajını da giderek kaybediyor. Türkiye’de işçilik ve hammadde maliyetlerinin artması ile Asya ülkeleri yeniden fiyat avantajı yakalayarak pazar paylarını geri almaya başladı.

12 ihracatçı birliğinden oluşan ve Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 15’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri’nin Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaşanan kur artışının enflasyonun çok gerisinde kalması nedeniyle ihracata olumlu bir katkısı olmuyor.

İhracatı artırmak için asıl önemli olanın ekonomideki istikrar olduğunu vurgulayan Eskinazi, “Eğer kurlar enflasyonun altında artıyorsa, orada istikrar yoktur. Şu anda hala böyle bir istikrar tesis edilemediği için bu kur artışlarının bize bir faydası yok” diyor.

Yüksek enflasyon nedeniyle ihracat gelirlerinin düştüğünü ifade eden Jak Eskinazi, “Şu anda ihracatçılar olarak yurtdışındaki müşterilerimize fiyat veremiyoruz. Fiyat veremediğimiz için de pazar kaybı yaşıyoruz. Mesela şu an tekstil sektöründe, rekabet ettiğimiz ülkelerden yüzde 30-40 daha pahalı durumdayız” diye konuşuyor.

Bununla birlikte demir-çelik ihracatçılarının da yüksek enerji maliyetleri nedeniyle yeni sipariş almakta zorlandığını kaydeden Eskinazi, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Eskiden demir-çelik sektöründe enerji maliyetleri yüzde 7-10 düzeyindeyken, şimdi bu oran yüzde 25’lere geldi. Dünyada enerji fiyatları eskiye döndü ama bizde bir türlü dönemedi. Maalesef şu anda ihracat yapan firmaların para kazanıp, yeni yatırıp yapmaya yönelme şansı yok.”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) verilerine göre, Türkiye’de ihracat yapma koşulları son 3 aydır sürekli bozuluyor.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, temmuzda 50,3 olarak gerçekleşti. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

Hükümetten destek adımları

Son dönemde ihracattaki yavaşlamaya karşı, hükümet önlem almaya çalışıyor. Ekonomi yönetimi geçtiğimiz haftalarda, ihracat kredilerinin sınırlandırıcı tedbirlerin dışında tutulması, reeskont kredilerinde günlük limitin 1,5 milyar TL’ye yükseltilerek KOBİ payının artırılması gibi yenilikler getirdi.

Temmuz ayının son günlerinde ise Ticaret Bakanlığı’ndan ihracatçılara yeni bir destek paketi açıklaması geldi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından yapılan açıklamada, e-ihracatın genel ihracat içindeki payının yüzde 10’a çıkarılması hedefi ile hazırlanan e-ihracat destek paketinin tüm e-ihracat ekosistemini kapsayacak şekilde Türk ürünlerinin ve markalarının dünyaya tanıtılmasında gerekli destekleri sağlayacağı belirtildi.

Bakan Bolat, 8 Ağustos’ta İstanbul’da katıldığı bir fuar açılışında ise 2024 bütçesinde ihracat desteklerinin artırılması için çalışma başlattıklarını açıkladı.

Bünyesindeki 60 bini aşkın şirketle Türkiye dış ticaretinin yüzde 83’ünü gerçekleştiren Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılayabilmek için ihracatta yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılması gerektiğini söylüyor.

“İhracatımızda düşük teknolojili tüketim malları ve ham madde mallarının yoğunluğu dikkatlerden kaçmıyor” diyen Süleyman Sönmez, “Yüksek teknoloji ihracatımız yüzde 3 seviyesinde ve bu oranın OECD ülkeleri ortalamasının yüzde 17-18 bandında seyrettiğini biliyoruz. Türkiye yüksek teknoloji endüstrilerine ve yeşil dönüşüme dolayısıyla yeşil sanayileşmeye öncelik veren stratejik bir sanayi politikasına ihtiyaç duyuyor” diye konuşuyor.

Sönmez’e göre ihracatçılara yönelik özel teşvik ve destekler ile birlikte uzun vadede Türkiye için yeni bir üretim modeli gerekiyor. Sönmez, “Verimlilik temelli bir üretim ekonomisini, yüksek katma değer yaratacak, yüksek teknoloji kullanan ve yüksek katma değerli ihracata yönlendirecek bir rotanın belirlenmesi gerekli” diyor.

Türkiye ihracatının yarıdan fazlasının gerçekleştirildiği Euro Bölgesi’nde ekonomik performansta yaşanan durgunluk da Türkiye’nin ihracatı konusunda endişeleri artırıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avrupa Birliği (AB) ve Euro Bölgesi’nin 2023 yılı ikinci çeyrek büyüme oranlarına ilişkin öncü verilerine göre, 20 üyeli Euro Bölgesi’nde mevsimsellikten arındırılmış Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH), 2023’ün ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,3 artarken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,6 yükseldi. Euro Bölgesi’nin ilk çeyrek büyüme öncü verilerinde yüzde 0,1 küçüldüğü bildirilmişti.

Geçen yılın son çeyreğinde de yüzde 0,1 daralan Euro Bölgesi ekonomisi teknik resesyona girmişti. Daha sonra Eurostat, Euro Bölgesi’nin ilk çeyrek büyüme oranını yukarı yönlü revize etmiş, öncü verilerdeki yüzde 0,1 küçülmeyi 0 (sıfır) olarak güncellemişti.

“Almanya’da küçülme tehlikesi var”

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, özellikle Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı Alman ekonomisine ilişkin yüzde 0,9’luk küçülme beklentisinin yakın gelecekte ihracat için olumsuz bir gelişme olduğunu söylüyor. Türkiye, Almanya geçen yıl 21,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmişti.

Döviz kurunun seçim öncesi baskı altında tutulmasının ihracatın cazibesini azalttığına da işaret eden Prof. Kozanoğlu, son günlerde dolar kurunun 27 TL’yi geçmesinin ihracatı bir miktar canlandırabileceğini söylüyor. Kozanoğlu, “Yeni fiyatlara göre siparişlerin alınması ve üretimin yapılması ise biraz zaman alacaktır” diyor.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Perakende Satışlar Fren Yaptı

Perakende satışlar haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 2,3 arttı, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 1,3, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 0,1 azaldı.

Haber Merkezi / Öte yandan perakende satışlar haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,5 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 26,6, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 32,0, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 19,4 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  Perakende Satış Endeksleri Haziran 2023 verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre, sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2023 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,5 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 26,6, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 32, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 19,4 arttı.

Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 2,3 arttı, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 1,3, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 0,1 azaldı.

Cari fiyatlarla perakende ciro haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 73 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 89,3, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 96,2, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 3,2 arttı.

Paylaşın

Yurt İçi Döviz Mevduatı 1.1 Milyar Dolar Azaldı

Bir önceki hafta 171 milyar 543,4 milyon dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 4 Ağustos ile sona eren haftada 170 milyar 408,3 milyon dolara geriledi. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı bir haftada 1 milyar 63,1 milyon dolar düşüş gösterdi.

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son iki ayda rezervlerde 17,1 milyar dolara varan artışlar yaşandığını belirterek, “Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, bir önceki hafta 171 milyar 543,4 milyon dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 4 Ağustos ile sona eren haftada 170 milyar 408,3 milyon dolara geldi.

Ekonomim.com‘un aktardığına göre gerçek kişilerin döviz mevduatları bir önceki haftaya göre 2 milyar 422,8 milyon dolar azalarak 102 milyar 121,0 milyon dolar olurken, tüzel kişilerin döviz mevduatı 1 milyar 287,8milyon dolar artarak 68 milyar 287,3 milyon dolara ulaştı.

Yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış toplam yabancı para mevduatı 804 milyon dolar azaldı. Parite etkisinden arındırıldığında gerçek kişilerin döviz mevduatları 2 milyar 157 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerin döviz mevduatları 1 milyar 352 milyon dolar artış gösterdi.

Şimşek: Rezervler 17,1 milyar dolar arttı

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son iki ayda rezervlerde 17,1 milyar dolara varan artışlar yaşandığını belirterek, “Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Merkez Bankası’nın rezerv artışını değerlendirdi. Merkez Bankası verilerine göre, 2023 mayıs sonu itibarıyla 98,5 milyar dolar seviyesinde olan brüt rezervlerin 4 Ağustos haftası itibarıyla 115,6 milyar dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre, 2023 Mayıs sonu itibarıyla 98.5 milyar ABD Doları seviyesinde olan brüt rezervler 4 Ağustos haftası itibarıyla 115.6 milyar ABD Doları seviyesine yükseldi. Böylece son iki ayda rezervlerde 17.1 milyar ABD Dolarına varan artış kaydedildi.

Bu dönemde net rezervler ise 20.1 milyar ABD doları yükselişle 15.7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz.”

Paylaşın

Ekonomistlerden “Enflasyon” Tahmini: Ağustosta Sert Yükselecek

Enflasyon temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 9,49, bir önceki yılın ayına göre yüzde 47,83 artarken, Reuters’ın görüşlerine başvurduğu toplam beş ekonomist enflasyonun ağustosta ayında yüzde 5.5 ila yüzde 8.5 arasında artacağını öngördü.

Geçen ay açıklanan enflasyon raporu toplantısında Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyon tahminini yıl sonu için yüzde 22.3’ten yüzde 58’e yükseltirken öngörülen patikaya göre 2024 yılında enflasyonun yüzde 33 seviyesine gerileyeceğini açıklamıştı.

Temmuz ayındaki vergi ve fiyat artışlarının ay ortasında gerçekleşmesi nedeniyle ağustosa sarkan etki TÜFE’deki yüksek seyir beklentisinde öne çıkan en önemli unsur.

TL’deki değer kaybının birikimli etkileri ve akaryakıt zamlarının doğrudan ve dolaylı etkileri ile asgari ücret artışı da öne çıkan diğer unsurlar. Ekonomistler gıda fiyatlarında akaryakıtın da etkisiyle bu ay belirgin artış öngörüyor. Gıda geçmiş yıllara bakıldığında yaz aylarında fiyat artışlarının en az olduğu kalemlerden.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bugün gazetede yer alan açıklamalarında amaçlarının geçiş dönemi sonrası enflasyonu kalıcı olarak aşağı çekmek olduğunu belirterek, yapılan vergi düzenlemelerinin enflasyonist olduğunu ancak bunun tekrarlanmayacağını söyledi.

Ekonomistler ayın ilk günlerinde, içinde bulundukları aya ilişkin enflasyon tahmini yapabiliyor. Ancak ay içindeki gelişmeler bu tahminleri her iki yönde değiştirebiliyor. Bu ay yaşanan etkinin büyük bölümünün geçen aydan sarkan etki olması nedeniyle tahminler ayın ilk günlerinden itibaren daha gerçekçi.

Örnek olarak TÜİK akaryakıt fiyatlarını ay içinde birden fazla kez topluyor. Fiyat artışının ay ortasında gerçekleştiği durumda etkinin bir kısmı değişimin olduğu aya kalan kısmı ise takip eden ilk aya yansıyor.

Akaryakıttan alınan özel tüketim vergisinin (ÖTV) Temmuz ortasında keskin şekilde artırılmasıdan bugüne benzinin litre fiyatı 25 TL’den 36 TL’ye yükseldi. Bu akaryakıt fiyatlarının bir aya yakın sürede yüzde 45 artığı anlamına geliyor.

Öte yandan ekonomistler kısmen haziran ve daha belirgin şekilde Temmuz ayında TÜİK’in vergi artışlarının TÜFE’ye yansımasına ilişikin “ölçümde belirgin bir kalite artışı” gördüklerine de dikkat çekiyorlar.

Konunun hassasiyeti nedeniyle ismini vermek istemeyen bir ekonomist, “Temmuz için TÜFE’de yüzde 9.5 ölçümü bence vergi ve akaryakıt kaynaklı değişimin tamamını ölçmeyi başarmış. Yılbaşı ile Haziran ve Temmuz ölçüm kalitesi arasında belirgin bir fark var. Hala giyim gibi kalemlerdeki ölçümler iyi değil ancak kalite artışının devamı gelirse bu pozitif olur. Doğru veri doğru politikalar için çok gerekli” dedi.

TÜİK, enflasyon başta olmak üzere açıkladığı verilerin sokaktaki gerçekleşmeleri tam yansıtamadığı gerekçesiyle 2018 yılından beri eleştiriliyor. Bu eleştirilerin ardından işsizlik verilerinde yapılan değişikliklerle bu veri özelinde belirgin iyileştirmeler yapılmıştı. Benzer bir adım TÜFE için başlatılsa da yarım kalmıştı.

Geçen ay açıklanan enflasyon raporu toplantısında Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyon tahminini yıl sonu için yüzde 22.3’ten yüzde 58’e yükseltirken öngörülen patikaya göre 2024 yılında enflasyonun yüzde 33 seviyesine gerileyeceğini açıkladı.

Yılsonu için piyasa beklentisi de yüzde 60’a yakın bir yerde, dolayısıyla TCMB bu toplantıyla uzun bir aradan sonra ilk kez piyasa tahminlerine paralel bir yol haritası çizmiş oldu.

Ekonomistler doğalgaz faturalarının tahsil edilmediği Mayıs 2023’ün baz oluşturacağı Mayıs 2024’te TÜFE’nin yüzde 70 seviyesine yakın bir yerde zirve yapacağını bekliyor. TCMB de zirvenin benzer tarihte yüzde 60 üzerinde olacağını söylüyor.

Mayıs 2024 zirvesinin ardından ise enflasyonda belirgin düşüş bekleniyor. Piyasa enflasyon tahminleri ise 2024 sonu için genel olarak yüzde 40-%45 civarında.

Göreve geldiğinde kademeli sıkı para politikası uygulayacağını açıklayan ve enflasyondaki düşüşü yeniden ana odağı haline getiren Erkan başkanlığında TCMB politika faizini iki ayda 900 baz puan artırdı. Enflasyonla mücadele için faiz politikasının yanı sıra krediler de belirgin kullanılıyor.

“Gelecek yıl itibarıyla düşüşü net olarak göreceğiz”

Reuters’a bilgi veren bir yetkili, “Temmuz ayı enflasyonu oldukça yüksek geldi, Ağustos da yüksek gelecek. Birkaç ay daha, enflasyonda alınan vergi kararlarının etkileri olacak. Ancak yılın yüzde 59-60 civarında biteceği görülüyor… Gelecek yıl itibarıyla düşüşü net olarak göreceğiz” dedi ve ekledi:

“Gelecek yıl sonunda enflasyon yüzde 30’un hemen üzerine kadar düşecek. Bu konuda hem Hazine’nin hem TCMB’nin veri odaklı çok ciddi çalışmaları var. Ekonomi yönetimine yönelik ‘eli serbest değil’ gibi yorumlar yapılıyor ama ortadaki politika değişikliğine bakılınca bu eleştiri fazla ağır.”

Seçim öncesi yüksek enflasyona rağmen faizler düşük tutulurken, TL’nin değerinin daha da düşmesini engellemek için TCMB rezervlerden satış yapıyordu. Öte yandan bankacılık sistemi üzerinden uygulamaya alınan regülasyonlar da TL’nin değersizleşmesini engelleme amacı güdüyordu. Bu yapı ekonomistler ve toplumun geniş kesimleri için “sürdürülemez” olduğu gerekçesiyle eleştiriliyordu.

Seçim sonrasında ise TCMB beklentilerin altında kalan faiz artışları ile birlikte, ihracat hariç kredi büyümesini sınırlayacak adımlarla sıkılaştırma kararlarını destekledi. Ekonomi yönetimi enflasyondaki düşüşün öncelik olduğunu belirtirken sürecin zaman alacağını ancak kararlı olduklarını belirtiyor.

(Kaynak: Reuters)

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Sanayi Üretimi Yıllık Yüzde 0,6 Arttı

Sanayi üretimi haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,6 artarken, nisan ayına göre ise yüzde 1,6 arttı. Haziran ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,6 azaldı.

Haber Merkezi / İmalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,1 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3,4 azaldı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, haziran ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,2 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,3 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,1 azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sanayi Üretim Endeksi, Haziran 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Haziran ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,6 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,1 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3,4 azaldı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, haziran ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,2 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 2,3 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2,1 azaldı.

Sanayi üretim endeksi nedir?

Sanayi Üretim Endeksi, sanayi sektöründe yer alan kuruluşların üretimlerindeki değişimi gösteren bir endekstir. TÜİK tarafından 2005 yılı üretimi 100 olarak alınmak suretiyle, her ay 4850 işyerinden Aylık Sanayi Üretim Anketiyle derlenen verilere dayanılarak hesaplanmaktadır.

Sanayi üretimi ne demek?

Sanayi, endüstri veya işleyim devamlı veya belli zamanlarda, makine ve benzeri araçlar kullanarak bir madde veya gücün niteliğini veya biçimini değiştirerek toplu üretimde bulunan faaliyet dalı ve ekonominin ana sektörlerinden birisidir.

Sanayi grupları nelerdir?

Günümüzde sanayi faaliyetleri birincil, ikincil ve üçüncül sanayi olarak sınıflandırılmıştır. Bu kategorileri biraz daha açacak olursak tabii, sınai ve hizmet sanayisi şeklinde sınıflandırmaya tabi tutulduğu belirtilebilir.

Paylaşın

İnşaat Maliyetleri Yüzde 49,32

İnşaat maliyetleri haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 4,43, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,32 arttı. Bina inşaatı maliyetleri haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,83, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,80 arttı.

Haber Merkezi / Bina dışı yapılar için inşaat maliyetleri ise haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 6,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,69 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İnşaat Maliyet Endeksi Haziran 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; İnşaat maliyet endeksi, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 4,43, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,32 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,81, işçilik endeksi yüzde 0,86 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 35,67, işçilik endeksi yüzde 105,11 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 3,83, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,80 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 5,04, işçilik endeksi yüzde 0,80 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 37,95, işçilik endeksi yüzde 105,53 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 6,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,69 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 8,33, işçilik endeksi yüzde 1,05 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 28,91, işçilik endeksi yüzde 103,57 arttı.

Paylaşın

Bitcoin, 29 Bin 700 Doların Üzerinde; Shiba Inu Ve Solana Sert Yükseldi

Bitcoin (BTC) 29 bin 700 doların üzerine yükselirken, Ethereum (ETH) ise bin 850 dolar seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor. Shiba Inu ve Solana ise yatırımcısına yüksek oranda kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Haftanın ilk işlem gününe düşüş eğilimiyle başlayan kripto para birimleri, ABD enflasyon verileri öncesi yükselişe geçti.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 1,62 artışla 29 bin 727 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 1,27 artışla bin 856 dolardan işlem görüyor.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 34,35 artarak yaklaşık 18,1 milyar dolar olurken, piyasa değeri ise 578 milyar dolar civarında. Bitcoin’in piyasa değeri dün 564 milyar dolar civarındaydı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 1,49 artışla 1,18 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri dün 1,16 trilyon dolar civarındaydı.

Diğer önde gelen kripto paralardan, BNB , XRP, Dogecoin , Solana, Polygon ve Polkadot ise yatırımcısına yüksek oranda kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Bazı kripto para birimlerinde son durum ise şöyle:

Bitcoin 29.727 dolar, değer kazancı yüzde 1,62
Ethereum 1.856 dolar, değer kazancı yüzde 1,27
Tether 0,9995 dolar, değer kazancı yüzde 0,06
BNB 244 dolar, değer kazancı yüzde 0,94
XRP 0,6448 dolar, değer kazancı yüzde 3,22

Cardano 0,2981 dolar, değer kazancı yüzde 1,99
Dogecoin 0,07498 dolar, değer kazancı yüzde 1,46
Solana 24,4 dolar, değer kazancı yüzde 5,03
Polygon 0,6911 dolar, değer kazancı yüzde 3,27

Litecoin 84,04 dolar, değer kazancı yüzde 1,64
Polkadot 5,05 dolar, değer kazancı yüzde 1,43
Tron 0,07659 dolar, değer kaybı yüzde 0,22
Shiba Inu 0,000009627 dolar, değer kazancı yüzde 7,07

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Temmuz Ayında En Çok Borsa Kazandırdı

Temmuz ayında finansal yatırım araçları arasında en yüksek getiriyi borsa sağlarken, borsayı sırasıyla, euro, dolar ve altın izledi. Mevduat faiz ve DİBS ise yatırımcısına kaybettiren yatırım araçları oldu.

Haber Merkezi / Üç aylık dönem incelendiğinde ise en yüksek getiriyi euro sağlarken, DİBS ise yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Altı aylık dönem incelendiğinde ise euro yine en çok getiri sağlayan yatırım aracı olurken, DİBS’te yine en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede ise yatırımcısına en çok borsa kazandırırken, borsayı sırasıyla, altın, euro ve dolar izledi. DİBS ve mevduat faizi ise yatırımcısına kaybettirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Temmuz 2023 verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre, borsa, hazirandan sonra temmuzda da en yüksek reel getiriyi sundu. BIST 100 endeksi, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 10,50, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 9,22 oranlarında yatırımcısına kazandırdı.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından euro yüzde 7,75, Amerikan doları yüzde 5,45 ve külçe altın yüzde 5,23 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 5,85 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 9,56 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde; euro yüzde 6,51, Amerikan doları yüzde 4,24 ve külçe altın yüzde 4,02 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 6,93 ve DİBS yüzde 10,60 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Euro, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 19,18, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 21,47 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,53, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 14,93 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre euro; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 21,40, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 17,79 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 27,67, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 29,81 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 81,52, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 77,43 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 17,90, euro yüzde 13,58 ve Amerikan doları yüzde 4,89 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; DİBS yüzde 18,71 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 19,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 15,25, euro yüzde 11,03 ve Amerikan doları yüzde 2,53 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; DİBS yüzde 20,54 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 21,27 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Menemen Enflasyonu Belli Oldu: Yüzde 70.58

Türkiye’de sıklıkla tüketilen domates, yumurta, biber, peynir ve soğan gibi ürünlerin fiyatlarında meydana gelen değişimleri incelemek için hazırlanan menemen enflasyonu temmuz ayında yıllık yüzde 70.58 olarak kaydedildi.

Özel üniversitede finans üzerine dersler veren Dr. Caner Özdurak tarafından geliştirilen “menemen endeksi” 1986 yılında The Economist dergisinde ilk kez yayınlanan Big Mac Endeksi’ne benzese de ülkemizin satın alma gücü için önemli bir gösterge niteliğindedir.

Ekonomist Doç. Dr. Caner Özdurak’ın hazırladığı menemen endeksi temmuz ayı enflasyonunda kuru soğandaki yüzde 47’lik, Çarliston biberdeki yüzde 62’lik, ve domatesteki yüzde 81’lik artışın etkisiyle aylık yüzde 21.97 yıllık ise yüzde 70.58 olarak kaydedildi.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre menemen endeksinin yükselmesinde en fazla domatesteki zamlar etkili oldu.

Yumurta fiyatlarındaki yüzde 4’lük azalış endeksin daha yukarıya çıkmasını engelledi. Uzun zamandır endeks ve döviz kuru arasındaki kırılmış korelasyon da bu ay itibari ile tekrar sağlanmış gibi görünüyor. Endeks bazında baktığımızda ise menemenendeksi 494.11 seviyesine gerilerken TÜFE-Gıda  aylık olarak sadece yüzde 7.55’lik artış gösterdi.

Endeksi hazırlayan Doç. Dr. Caner Özdurak, Kasım 2022’den beri yüzde 1’in altında artışlarla seyreden ve menemen endeksi ile arasındaki korelasyon giderek azalan dolar-TL kuru bu ay da yüzde 14.56 artarak korelasyonun tekrar oluşmaya başladığını gösterdi.

Özdurak, “Mayıs-haziran düşüşlerinin de sonuna geldiğimize göre kurdaki artışın önümüzdeki aylarda menemene yansıma daha net hissedeceğiz. Akaryakıt zamlarının arttırdığı lojistik maliyetleri, işçilik ücretlerindeki artış ve döviz bazlı girdi maliyetlerindeki artışla endekste daha da sert artışlar görmemiz muhtemel” diye konuştu.

Menemen Endeksi nedir?

Özel üniversitede finans üzerine dersler veren Dr. Caner Özdurak, temeli satın alma gücü paritesine dayanan yeni bir endeks geliştirdi. İsmi ilk duyduğunuzda şaşkınlık veren bu endeksin asıl amacı, Türkiye’ de sıklıkla tüketilen domates, yumurta, biber, peynir ve soğan gibi ürünlerin fiyatlarında meydana gelen değişimleri incelemektir.

Endeks 1986 yılında The Economist dergisinde ilk kez yayınlanan Big Mac Endeksi’ne benzese de ülkemizin satın alma gücü için önemli bir gösterge niteliğindedir.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat Durdurulamıyor!

Bankacılık sektöründe toplam mevduat 28 Temmuz haftası itibariyle 12 trilyon 539 milyar 477 milyon liraya yükseldi. KKM dahil TL mevduat 7 trilyon 177 milyar 132 milyon lira olurken kur korumalı mevduat ise 3 trilyon 132 milyar 468 milyon liraya çıktı.

Yabancı para mevduatlar ise 5 trilyon 362 milyar 344 milyon lira oldu. Ekonomistler kur korumalı mevduatı, getirisinin dövize endeksli olması nedeniyle yabancı para mevduat ile birlikte değerlendiriyor. Verilere göre KKM hariç TL mevduatın toplam mevduat içindeki oranı yüzde 32,25 olarak hesaplanırken, kur korumalı mevduatın toplam mevduat içindeki oranı yüzde 24,98’e yükseldi.

Yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki oranı ise yüzde 42,76 oldu. Böylece ekonomistleri mevduatın dolarizasyon oranı olarak takip ettikleri kur korumalı mevduat ile yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki oranı da yüzde 67,74’e çıktı. Bu yılbaşına göre 5.5 puanlık bir artışa işaret ediyor.

Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turu sonrasında döviz kurlarında sert yukarı hareket son günlerde yatay bir seyre döndü. Buna rağmen büyük çoğunluğu ikinci tur seçimlerinin ardından olmak üzere bu yıl dolar, TL karşısında yüzde 44,13, Euro ise yüzde 48,21 yükseliş yaşadı.

Bankacılık sektöründe mevduatlarda ise dolarizasyon yılbaşından bu yana artışını sürdürüyor. Ekonomistlerin getirisi dövize endeksli değiştiği için kur korumalı mevduatı da mevduatta dolarizasyon oranı hesabına dahil ediyor. Buna göre bankacılık sektöründe mevduatta dolarizasyon yani kur korumalı mevduat ile yabancı para mevduatın toplam mevduata oranı yüzde 67,7’ye çıktı. Yılbaşında bu oran yüzde 62 seviyesinde bulunuyordu.

Ekonomim’den Şebnem Turhanlı’nın haberine göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre bankacılık sektöründe toplam mevduat 28 Temmuz haftası itibariyle 12 trilyon 539 milyar 477 milyon liraya yükseldi. KKM dahil TL mevduat 7 trilyon 177 milyar 132 milyon lira olurken kur korumalı mevduat ise 3 trilyon 132 milyar 468 milyon liraya çıktı.

Yabancı para mevduatlar ise 5 trilyon 362 milyar 344 milyon lira oldu. Ekonomistler kur korumalı mevduatı, getirisinin dövize endeksli olması nedeniyle yabancı para mevduat ile birlikte değerlendiriyor. Verilere göre KKM hariç TL mevduatın toplam mevduat içindeki oranı yüzde 32,25 olarak hesaplanırken, kur korumalı mevduatın toplam mevduat içindeki oranı yüzde 24,98’e yükseldi.

Yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki oranı ise yüzde 42,76 oldu. Böylece ekonomistleri mevduatın dolarizasyon oranı olarak takip ettikleri kur korumalı mevduat ile yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki oranı da yüzde 67,74’e çıktı. Bu yılbaşına göre 5.5 puanlık bir artışa işaret ediyor.

KKM hariç TL mevduatın toplam mevduat içindeki oranı yılbaşında yüzde 37,74 seviyesinde bulunuyordu. Mart ayının son haftalarında KKM hariç TL mevduatın payı yüzde 42’nin üzerine yükselmişti. Kur korumalı mevduatın ise toplam mevduat içindeki oranı yılbaşında yüzde 15 seviyelerindeyken hızla yükseliş gösterdi ve 28 Temmuz itibariyle yüzde 25’e kadar yükseldi.

Yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki oranı yılbaşında yüzde 46,8 iken 28 Temmuz itibariyle yüzde 42,8’e geriledi. Ancak KKM’deki artış nedeniyle mevduatta dolarizasyon oranı yılbaşına göre yükseliş gösterdi.

Analistlerin 2024 sonu dolar/TL tahmini 35 TL

Bu hafta daha yatay bir seyir izlese de döviz kurlarına yönelik yılsonu beklentileri de yükseliyor. Deutsche Bank, yıl sonu için dolar/ TL tahminlerini 27 TL’den 32 TL’ye yükseltti. Banka analistleri 2024 sonu dolar/TL tahminlerini ise 35 olarak açıkladı. Banka analistleri, gerçekleştirdikleri revizyonlarla ilgili fiyat artış trendine ve “politika yapıcıların enfl asyonu daha sürdürülebilir bir patikaya döndürmede karşılaştıkları zorluklara” atıfta bulundu. Analistler 2024 sonu dolar/TL tahminlerini ise 35 olarak açıkladı.

HSBC de daha önce 27 olan dolar/ TL tahminini 29’a yükseltmişti. Banka stratejistleri Murat Toprak ve Charlotte Ong yüksek enfl asyon beklentilerine atıfta bulunarak 2024 için 32 seviyesinde dolar/TL tahmini yaptı.

Sadece yabancı kurumlar değil yurtiçindeki kurumların da yılsonuna yönelik dolar/TL tahminleri yükseltiliyor. İş Yatırım son Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında piyasa tahminlerinin altında kalan faiz adımları nedeniyle 30,00 TL olan (haziranda 28 TL) 2023 sonu dolar kuru tahminini 32 TL’ye yükseltmişti.

TL mevduat faizleri ise Merkez Bankası’nın sadeleştirme adımları kapsamında gerilemesini sürdürüyor. Merkez Bankası verilerine göre ortalamada haziran ortasında yüzde 40’ın üzerine kadar yükselen 3 aya kadar vadeli TL mevduat oranı yüzde 30’un altına geriledi. Verilere göre 28 Temmuz itibariyle 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi ortalamada yüzde 29,32’ye indi. 6 aya kadar vadeli TL mevduat faizi ise 28 Temmuz haftasında bir önceki haftaya göre 2.6 puan artışla yüzde 26,76’ya çıktı.

Paylaşın