Altına İlgi Hız Kesmiyor: Mevduatı Yüzde 55,3 Arttı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Türkiye’de bankalarda, yılın altı aylık döneminde biriken altın mevduatı, yüzde 55,3 arttı. 699 milyar 980 milyon lira seviyesine yükseldi.

Altın mevduatında lider il İstanbul. Megakent, 224 milyar 309 milyon lira ile Türkiye’deki altın mevduatlarının yüzde 32’sini elinde tutuyor. Bu da toplam mevduatın yaklaşık 3’te 1’ine işaret ediyor.

Altın mevduatında ikinci sırada 77 milyar 252 milyon lira ile Ankara geliyor. Ankara’yı 42 milyar 927 milyon lira ile İzmir, 24 milyar lirayla Bursa, 22 milyar 282 milyon lira ile de Antalya izliyor.

Küresel büyümenin hız kestiği son dönemde altının cazibesi daha da arttı.

Ukrayna-Rusya Savaşı ile birlikte tüm dünyada en fazla tercih edilen yatırım aracı oldu. Bu dönemde Türkiye’de de altına olan talep yüzde 30 yükseldi. Yurt içinde 190 lira seviyelerinde olan gram altın, 1670 liraya kadar çıktı.

TRT Haber‘de yer alan haberde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Türkiye’de bankalarda, yılın altı aylık döneminde biriken altın mevduatı, yüzde 55,3 arttı. 699 milyar 980 milyon lira seviyesine yükseldi.

Altın mevduatında lider il İstanbul. Megakent, 224 milyar 309 milyon lira ile Türkiye’deki altın mevduatlarının yüzde 32’sini elinde tutuyor. Bu da toplam mevduatın yaklaşık 3’te 1’ine işaret ediyor.

Altın mevduatında ikinci sırada 77 milyar 252 milyon lira ile Ankara geliyor. Ankara’yı 42 milyar 927 milyon lira ile İzmir, 24 milyar lirayla Bursa, 22 milyar 282 milyon lira ile de Antalya izliyor.

Altın mevduatının en düşük olduğu iller ise 301 milyon lira Ardahan, 370 milyon lira ile Bayburt, 375 milyon lira ile Kilis oldu.

Paylaşın

Son Üç Ayda Motorine Yüzde 106.2, Benzine Yüzde 82.4 Zam

Seçimin ilk turu öncesinde 9 Mayıs tarihinde 19.81 TL olan benzin fiyatı 13 Ağustos itibarıyla yüzde 82.4’lük artış ile 36.14 TL’yi görürken, yine aynı tarihte litresi 18.59 TL’yi bulan motorin ise yüzde 106.2’lik artışla 38.30 TL’den satılmaya başlandı.

Bu artışlar başta nakliye giderleri, tarımsal üretim olmak üzere tüm alanlarda fahiş fiyat artışlarının da kapısını açmış oldu. Akaryakıtta temmuz ayında devreye alınan 5 TL’lik ÖTV artışının zincirleme etkisi ile temmuz ayı enflasyonu aylık bazda yüzde 9.49 artmış ve tarihin en yüksek temmuz enflasyonu yaşanmıştı.

Sözcü’den Saime Başçı‘nın haberine göre; Seçim öncesi verilen büyük vaatlerin bedeli yüksek vergi ve fiyat artışları ile halkın sırtına yüklenirken, 3 ayda yüzde 106’ya varan zamları gören akaryakıtta çıkış durdurulamıyor. Son olarak hafta içi devreye giren 1.80 TL’lik zam ile motorin fiyatları tarihi seviyeye ulaştı.

Seçimin ilk turu öncesinde 9 Mayıs tarihinde 19.81 TL olan benzin fiyatı 13 Ağustos itibarıyla yüzde 82.4’lük artış ile 36.14 TL’yi görürken, yine aynı tarihte litresi 18.59 TL’yi bulan motorin ise yüzde 106.2’lik artışla 38.30 TL’den satılmaya başlandı. Kur dışında temmuz ayı içinde verilen Özel Tüketim Vergisi artışı kararı ile litre fiyatlarına 5 TL’lik bir vergi zammı gelmiş, fiyatlarda tek seferde büyük artışlar görülmüştü.

Sözcü’deki habere göre alınan karar doğrultusunda kurşunsuz benzinin litre fiyatı üzerinden alınan ÖTV tutarı 2.52 liradan 7.52 liraya, motorinin litre fiyatı üzerinden alınan ÖTV tutarı ise 2.05 liradan 7.05 liraya yükseldi. Bu artışların ardından 15 Temmuz’da 28.02 TL olan benzin fiyatı 16 Temmuz’da yüzde 21.4’lük artış ile 34.02 TL’ye, 26.32 TL’den satılan motorin ise yüzde 22’lik artış ile 32.32 TL’ye çıkarıldı. Dün itibarıyla en pahalı benzin 37.43 TL’lik litre fiyatı ile Hakkari’de satılırken, motorin de yine 39.19 TL’lik litre fiyatı ile aynı ilde satılıyor.

Bu artışlar başta nakliye giderleri, tarımsal üretim olmak üzere tüm alanlarda fahiş fiyat artışlarının da kapısını açmış oldu. Akaryakıtta temmuz ayında devreye alınan 5 TL’lik ÖTV artışının zincirleme etkisi ile temmuz ayı enflasyonu aylık bazda yüzde 9.49 artmış ve tarihin en yüksek temmuz enflasyonu yaşanmıştı. Sadece temmuzda akaryakıt fiyatı yüzde 29.04’lük artış kaydederek, zam şampiyonu oldu.

Paylaşın

Kişi Başına Düşen Bireysel Kredi Kartı Borcu 22 Bin Lirayı Aştı

2022 yılının ilk yedi ayında 8 bin 781 lira olan kişi başına düşen ortalama bireysel kredi kartı borcu bu yılın ilk yedi ayında 22 bin 534 liraya yükseldi. Kredi kartı olan kişi sayısı bir yılda yüzde 9 artarken kişi başına düşen kart borcu yüzde 156,7 arttı. 

Son 12 ayda kart borcu en hızlı artan illerin Hakkâri, Şırnak, Bilecik, Sinop ve Diyarbakır olması da dikkat çekti.

Kredi kartı kullananların yüzde 22’sinin limiti 50 bin-100 bin lira bandında olurken yüzde 22,1’inin limiti de 100 bin liranın üzerine çıktı. Mayıs’ta limiti 10 bin-50 bin lira bandındaki kartların oranı yüzde 33,4’iken Haziran’da 32,1’e geriledi. Bir diğer ifadeyle 35,1 milyon kredi kartından 7,7 milyonun limiti 100 bin liranın üzerine çıktı.

BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre; Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre bir veya birden fazla kredi kartı olan kişi sayısı haziran itibarıyla 35,1 milyon oldu. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) aynı döneme ilişkin verilerine göre de Türkiye’deki toplam kredi kartı sayısı 108,3 milyon oldu. Verilere göre kişi başına 3 kredi kartı düşüyor.

Sadece haziran ayında 162 bin kişi hayatında ilk defa kredi kartı kullandı. Bireylerin cebindeki kredi kartı sayısı arttıkça borç bakiyesi de kabardı. Kişi başına düşen ortalama bireysel kredi kartı borcu 22 bin 534 liraya çıktı. Bu borç geçen yılın aynı döneminde 8 bin 781 liraydı.

Kredi kartı olan kişi sayısı bir yılda yüzde 9 artarken kişi başına düşen kart borcu yüzde 156,7 arttı. Ayrıca son 12 ayda kart borcu en hızlı büyüyen illerin Hakkâri, Şırnak, Bilecik, Sinop ve Diyarbakır olması da dikkat çekti.

Henüz asgari ücrete ve diğer ücretlere ara zammın yapılmadığı haziranda kredi kartı limitleri de yükseldi. Kart limitleri 50 bin lira ve üzerinde yığıldı. Kredi kartı kullananların yüzde 22’sinin limiti 50 bin-100 bin lira bandında olurken yüzde 22,1’inin limiti de 100 bin liranın üzerine çıktı. Mayıs’ta limiti 10 bin-50 bin lira bandındaki kartların oranı yüzde 33,4’iken Haziran’da 32,1’e geriledi. Bir diğer ifadeyle 35,1 milyon kredi kartından 7,7 milyonun limiti 100 bin liranın üzerine çıktı.

Son yıllarda kredi kartları temel ihtiyaçların karşılanması ve ‘günü kurtarması’ amacıyla kullanılmaya başlandı. BKM’nin kart harcamalarının sektörlere göre gelişimine ilişkin en güncel verisi mart ayına ait. Market harcamaları martta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 106 artarak 77 milyar 118 milyon TL’ye çıktı.

Sağlık harcamalarındaki artış da dikkat çeken boyutlara ulaştı. Kredi kartlarıyla yapılan sağlık, sağlık ürünleri ve kozmetik harcamalarında tutar, martta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 112 oranında artarak 7,1 milyar liradan 15,1 milyar liraya ulaştı.

Paylaşın

Türkiye’de Konut Fiyatları Bir Yılda Yüzde 132,8 Arttı

Emlak danışmanlık firması Knight Frank’ın 2023 yılına ait Global Konut Fiyat Endeksi’ne göre, Türkiye’de konut fiyatları son bir yılda yüzde 132,8 artarken, 2023 yılının ilk çeyreğinde ise yüzde 22,2 arttı.

Ankara, İzmir ve İstanbul, dünyada konut fiyatlarının en hızlı yükseldiği iller olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk çeyreğinde konut fiyatları Ankara’da yüzde 135,3, İzmir’de yüzde 133 ve İstanbul’da yüzde 127,3 oranında arttı.

Konut fiyatlarının artış hızında yılbaşından bu yana yavaşlama görülüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı konut fiyat endeksine göre, aylık bazda konut fiyatlarındaki artış, Mayıs ayında son iki yılın en düşük seviyesine ulaştı.

Mayıs’ta konut fiyatları bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 103,6 oranında artarken, bir önceki aya göre artışsa yüzde 3,6 ile sınırlı kaldı.

Merkezi İngiltere’de bulunan emlak danışmanlık firması Knight Frank 2023 yılına ait Global Konut Fiyat Endeksi’ni yayınladı. Küresel konut fiyatlarının 2015’ten bu yana en yavaş yükselişini yaşadığı 2023 ilk çeyreğinde Türkiye, en yüksek artışın yaşandığı ülke oldu. Türkiye’de konut fiyatlarının 12 aylık yükselişi yüzde 132,8 olarak kayıtlara geçerken, bu yılın ilk çeyreğindeki artış yüzde 22,2 oldu.

Konut fiyatlarında ikinci sırada en yüksek yıllık artışın yaşandığı ülke, yüzde 18 ile Makedonya. Türkiye ile ikinci sırada gelen ülke arasındaki uçurum çarpıcı nitelikte. Araştırmada yılın ilk çeyreğinde 56 piyasadan 23’ünde fiyatların düştüğü belirtilirken bunların 8’inde yüzde 5’ten fazla düşüş olduğu da aktarıldı.

150 şehri kapsayan konut fiyatları araştırmasında da Ankara, İzmir ve İstanbul, dünyada konut fiyatlarının en hızlı yükseldiği iller olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk çeyreğinde konut fiyatları Ankara’da yüzde 135,3, İzmir’de yüzde 133 ve İstanbul’da yüzde 127,3 oranında arttı.

Peki dünyada konut fiyatları gerilerken neden Türkiye’de artış hızı, diğer ülkelerden çok yüksek oranda ayrışarak yükseldi? Uzmanlar bunun temel nedenini, konut arzının kısıtlı olmasına rağmen talebin giderek artmasına bağlıyor. Ekonomist Güldem Atabay, talebin özellikle son dönemde Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve enflasyonun giderek yükselmesi sonucunda yatırım amaçlı konut alımıyla hız kazandığı görüşünde.

VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Atabay, “Enflasyonun sıçradığı, TL’nin değer kaybettiği bir dönemde reel faizi eksi yüzde 60’lara kadar çektik. Bu dönemde özellikle seçimlere doğru gevşek bir kredi politikası izlendi. Dolayısıyla insanlar ellerindeki parayı gidip de banka mevduatına koymadılar. Kimi gitti altın aldı, kimi konut aldı, kimi araç aldı. Çünkü elindeki TL’nin değerini korumaya çalıştı. Siz yatırım araçlarını sadece borsa dışında hepsini getiri sağlayamaz hale getirdiğiniz zaman insanlar da gittiler ikinci, üçüncü konutlarını aldılar. Arz sınırlı; dolayısıyla fiyatlar fahiş şekilde aşırı yükseliyor. İnsanlar enflasyona karşı kendilerini konut alımlarıyla korumaya çalıştılar” dedi.

Türkiye’nin diğer ülkelerle arasındaki konut fiyatlarındaki uçurumu da yorumlayan Atabay, “Dünyayla çok ayrıştık. Dünyadaki enflasyon probleminin çözülmesi için büyük merkez bankaları, başta FED olmak üzere faiz arttırırken ilk başta mortgage piyasası olumsuz etkilenmeye başladı. Oradaki faizler yükselince konut fiyatlarına doğrudan etki yaptı ve dünyada konut piyasası durulmaya başladı. Bizde bu, çok geç oldu” diye konuştu. Atabay yeni ekonomi yönetiminin iç talebi daraltmaya yönelik hamleleri sonucu, konut fiyatlarının da bundan sonra durulacağını kaydetti.

Konut fiyatlarının artış hızında yılbaşından bu yana yavaşlama görülüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı konut fiyat endeksine göre, aylık bazda konut fiyatlarındaki artış, Mayıs ayında son iki yılın en düşük seviyesine ulaştı. Mayıs’ta konut fiyatları bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 103,6 oranında artarken, bir önceki aya göre artışsa yüzde 3,6 ile sınırlı kaldı.

Ancak bugüne kadar konut fiyatlarını arttıran sadece yatırım amaçlı talebin yüksek olması değil. Ekonomist Güldem Atabay, giderek artan barınma ihtiyacının da arz-talep dengesizliğini beraberinde getirdiğini ve konut fiyatlarını yukarı taşıdığını söyledi.

Atabay, “Tartışılması gereken konu 2010’dan bu yana büyümenin lokomotifi olan ve pandemi sonrası dönemde artık yatırım aracı haline gelen lüks ve pahalılaşan konutlar mı inşa edeceğiz yoksa şu anda zaten alınan ekonomik önlemlerle baskı altında kalan, ezilen, dar ve sabit gelirliye yönelik konutlar mı inşa edeceğiz? Burada bir tercih yapılması gerekiyor. Aşırı kira ve konut fiyatı sorununun aşılması için, 2010-2021 arası uygulanan konut politikasında değişiklik yapılması gerekiyor, başka bir sınıfa doğru hitap edilmeye çalışılması gerekiyor” dedi.

Türkiye’de konut sektöründe arz-talep dengesizliği, iktidarın inşaat sektörünü ekonomik büyümenin motoru haline getirdiği geçmiş dönemlere dayanıyor. 2010’dan itibaren iktidarın desteğiyle talebi aşan üretim, sonunda stok patlamasına yol açtı. Aşırı stokların aşağı çektiği fiyatlarla satılan konutların yerineyse yeni konutlar yapılmadı.
Gelinen aşamada üretimin önündeki en büyük engellerden birisi inşaat maliyetleri. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2022 yılının Kasım ayından beri düşüşünü sürdüren inşaat maliyet endeksi Haziran’da yıllık olarak yüzde 49,32, aylık olaraksa yüzde 4,43 artarak yeniden yükselişe geçmiş durumda.

“Talep çok yüksek fakat üretim yok”

Müteahhitler Federasyonu Başkanı İsmail Kahraman, konut fiyatlarının kalıcı olarak düşmesinin yolunun, daha ucuza üretim yapılmasından geçtiğini söyledi. Kahraman, “TÜİK verilerini açıkladı; üretimde yüzde 30 düşüş var. Yani talep çok yüksek fakat üretim yok. Üretim neden yok? Bu sektörde faaliyet gösteren arkadaşlarımız üretmekten endişe ediyor, çünkü maliyetini tutturamıyor” dedi.

Kahraman, özellikle büyükşehirlerde inşaat yapılacak arsa bulunamamasının da üretime engel olduğunu söyleyerek, “Bir müteahhidin kat karşılığı olarak anlaştığı bir arsada, rakamları tamamıyla örnek olarak veriyorum, 1 milyon liraya mal ettiğiniz bir konutu kat karşılığı oranıyla birlikte aslında 2 milyona mal ediyorsunuz. Yani yüzde 50 bir arsa payı var. Dolayısıyla burada iki parametre çok önemli. Bir girdi maliyetleri, yani malzeme fiyatları. Girdi maliyetinin yüzde 50 kadar kısmı olan arsa payı. Bizim arsa üretmemiz gerekiyor kamu eliyle. Bunu da yapmak elbette mümkün. Gerek Hazine’ye ait gerek bakanlıklara ait son derece fazla arazimiz var. Bu gelişmeyi yapma adına imkanlarımız mümkün” dedi.

Devlet desteğiyle konut fiyatlarının düşmesinin sağlanabileceğini kaydeden Kahraman, “İnşaat malzemesi, girdi maliyetlerinde yerinde denetim ve gerektiğinde kamu eliyle inşaatın temel girdi ürünleri olan çimento, beton, demir gibi fabrikaların kurulmasıyla en azından piyasa kontrol ve sübvanse edilebilirse ve arsa üretimi gerçekleşirse fiyatlar elbette düşer” dedi.

Kahraman, alım gücünün düşmesi ve satın alma maliyetlerinin yükselmesinin de özellikle alt ve orta segment konut üretimini durma noktasına getirdiğini söyledi.

Kahraman, “Asgari ücretle bir vatandaşın ev alma gücünün ve imkanının artık nerelerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla alt ölçekli projelere çok önemli katkılar ve destekler lazım. Alt ve orta segmentte maalesef üretim neredeyse durma aşamasında. Belki lüks konutta herhangi bir sorun yaşamıyoruz diyebiliriz. En azından alıcısı açısından bir sorun yok ama alt segmentte maalesef alım gücü düştüğü için, üretici olan bizler de o tip projeleri yaparken biraz tereddütte kalıyoruz maalesef” diye konuştu.

Türkiye’deki konutların en az yüzde 60’ını depreme dayanıksız, riskli yapıların oluşturduğuna da değinen Kahraman, “Bizim bu yüzde 60’ı da dönüştürmemiz, piyasadaki fiyatların oturması açısından önemli bir etken” dedi.

Yılmaz: Konut edinimini arttırmak durumundayız

Devletten de hem konut üreticilerine hem de vatandaşlara yönelik destek sinyali geldi. İş dünyası temsilcileriyle yaptığı toplantının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Konut arzını arttırmak, konut maliyetlerini düşürmek ve konut edinimini arttırmak durumundayız” dedi.

İlk konutunu alacaklara yönelik destekte bulunacaklarını belirten Yılmaz, “Geçmişte Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası ortak bir çalışma yapmıştı. Rakamsal olarak şu tespit edilmişti, ilk konut edinimi hem sosyal refahı hem de makro düzeyde istikrarı destekleyici bir hadise. Tasarruf oranlarını arttırıyor ve sosyal refahı arttırıyor. Kamu olarak biz ilk konut edinimini destekleyici bir çerçeve içinde hareket edeceğiz” dedi.

Paylaşın

En Düşük İki Emekli Maaşı İstanbul’da Bir Daire Kirasına Yetmiyor

İPA’nın Türkiye’de emeklilerin yaşam krizi incelemesi, en düşük iki emekli maaşının İstanbul’da ortalama bir dairenin kirasına yetmediğini ortaya koydu. İPA’ya göre, İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 38 bin 828 lira.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA), Türkiye’de emeklilerin yaşam krizi incelemesini paylaştı. İncelemeye göre emekli maaşları keskin bir düşüş yaşadı.

İPA’nın Temmuz 2023 araştırmasına göre İstanbul’da yaşamanın maliyeti 38 bin 828 lira olarak hesaplanmıştı. İncelemeye göre dört kişilik bir haneye iki adet en düşük emekli aylığı girse bile, bu maaş aylık geçim maliyetini karşılamıyor.

İPA’nın yaptığı açıklamada, “Günümüz Türk emeklilik sisteminde, en düşük emekli maaşı asgari ücret eşiğinin bir hayli gerisinde kaldı. Videolu incelememiz somut bir gerçeği ortaya koyuyor: Dört kişilik bir haneye iki adet en düşük emekli aylığı girse bile, İstanbul’da Yaşam Maliyeti raporumuzda hesaplanan 38 bin 828 liralık aylık geçim maliyetini karşılamakta yetersiz kalıyor” denildi.

Emekli maaşlarının İstanbul’da konut kiralarını karşılama oranının da her yıl azaldığının belirtildiği incelemede şöyle denildi:

“Temmuz 2023 itibariyle iki en düşük emekli maaşı kazanan bir ailenin bile İstanbul’da ortalama bir daire kirasını karşılayamadığı görülüyor. 2010’dan günümüze en düşük emekli maaşının dolar karşısında önemli bir düşüş yaşadığı gözleniyor. Buna ek olarak doların yaşadığı 13 yıllık enflasyon da hesaba katılırsa en düşük emekli maaşının alım gücünün düşüşündeki ciddiyet daha iyi anlaşılacaktır.”

İPA’nın hazırladığı “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasına göre kentte yaşamanın maliyeti, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 73,74 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 38 bin 828 lira olarak hesaplandı.

(Kaynak: Sol Haber)

Paylaşın

Uluslararası Enerji Dairesi’nden Petrol Fiyatları Artabilir Uyarısı

Uluslararası Enerji Dairesi (IEA), küresel petrol talebinin haziran ayında rekor seviyelere ulaştığını, ağustos ayında ise küresel petrol talebinde yeni bir zirvenin görülebileceğini açıkladı.

IEA, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve müttefiklerinden oluşan OPEC+ ülkelerinin petrol arzındaki keskin düşüşün “fiyatları daha da yükseltme” riski taşıdığını vurguladı.

OPEC+ ülkelerinin petrol üretim kesintileri ve artan küresel talebin yönlendirdiği daha sıkı arz, petrol fiyatlarındaki yükselişi destekledi ve Brent ham petrol Ocak ayından bu yana en yüksek seviyesine çıkarak 88 doları aştı.

IEA, OPEC+ ülkelerinin hedeflerini koruması durumunda petrol stoklarında üçüncü çeyrekte günde 2,2 milyon varil, dördüncü çeyrekte ise günde 1,2 milyon varil azalma olabileceğini belirtti. Bunun da fiyatları daha da arttırma riskini beraberinde getirdiğini söyledi.

Merkezi Paris’te bulunan IEA, aylık petrol piyasası raporunda, “OPEC+ arz kesintilerinin artması iyiye giden makroekonomik hissiyat ve tüm zamanların en yüksek dünya petrol talebiyle çatıştı” açıklamasını yaptı.

OPEC+ ülkeleri piyasayı desteklemek için 2022’nin sonlarında arzlara sınır getirmeye başlamış, Haziran ayında bu arz kısıntılarını 2024’e kadar uzatacağını açıklamıştı.

IEA, Temmuz ayında küresel petrol arzının, Suudi Arabistan petrol üretimindeki keskin düşüşten de etkilenerek günde 910 bin varil azaldığını belirtti. Ancak Rus petrol ihracatının Temmuz ayında yaklaşık 7,3 milyon varilde sabit kaldığını söyledi.

IEA, makroekonomik koşullardaki durgunluk,etkisini kaybeden salgın sonrası toparlanma ve elektrikli araç kullanımındaki artış nedeniyle, gelecek yıl talep artışının keskin bir şekilde günde 1 milyon varile düşeceği tahmininde bulunuyor.

IEA, pandemi sonrası toparlanmanın büyük ölçüde tamamlandığına ve ters rüzgarların Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) ekonomik görünümünü zorladığına dikkat çekti.

Geçen aya göre günde 150 bin varil azalan IEA’nın talep büyüme tahmini, petrol talebinin 2024’te günde 2,25 milyon varil artacağı tahminini yapan OPEC’inkiyle çelişiyor.

Artan faiz oranları ve daha sıkı banka kredilerinin küresel ekonomik görünümü zorladığını belirten IEA, bu durumun üretim ve ticaretteki durgunlukla mücadele eden işletmeleri zorladığını kaydetti.

2023 yılı için ise IEA ve OPEC birbirine daha yakın tahminlerde bulundu.

IEA, yazın hava yolculuğunun, enerji üretiminde petrol kullanımının ve Çin petrokimya faaliyetlerinin artmasıyla desteklenen talebin 2023’te günde 2,2 milyon varil artmasını bekliyor. OPEC de günde 2,44 milyon varil artış öngörüyor.

IEA bu yıl talebin ortalama 102,2 milyon varil olmasını beklediğini belirtti. Dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin, ekonomik kaygılara rağmen talepteki artışın yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor.

(Kaynak: Reuters)

Paylaşın

İkinci El Otomobil Satışları Yüzde 18 Azaldı; Fiyatlar 2 Yıl Sonra Düşüşe Geçti

İkinci otomotiv sektörü temsilcilerinden Otomerkezi CEO’su Muhammed Karakaş, Eylül 2021’den bu yana ikinci el otomobil fi yatlarında ilk kez düşüş olduğunu belirterek, “İkinci el otomobil fiyatlarında ağustosta başlayan düşüşün 15 Eylül’e kadar süreceğini öngörüyoruz. Bu tarihten sonra ise yaz bitiyor, kur da duracak gibi değil. Kur 1-2 lira yukarı kıpırdar. Öyle olunca düşüş durağanlaşır” dedi.

Döviz ile ikinci el fiyatlarını kıyasladıkları endeksin, yılın ilk yarısına göre yüzde 140’lara kadar yükseldiğini belirten Carvak CEO’su Mehmet Çelikol, “Öngörümüz bunun yıl sonunda yüzde 120’lere düşmesi yönündeydi. Fiyatların döviz bazlı düşüşü bu beklentimizle paralel gerçekleşti. TL bazında önemli fiyat düşüşü görmüyoruz. Ancak sıfır araç arzının artması, ikinci el fi yatının sıfır araç fiyatını geçememesi yönündeki yasal düzenleme ve sezonsallık etkisi ile yaşanan talep düşüşü sebepli Ağustos ayında bazı segmentlerde küçük düşüş görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Hızlı yükselen fiyatlar ve krediye erişimde yaşanan zorlukların yanı sıra tedarik sorununun azalmasıyla otomotiv piyasasında gözlenen yavaşlama, rakamlara da yansıdı. Ağustos ayı başından bu yana ikinci el otomobil fiyatları ortalama yüzde 3 düştü.

Ekonomi gazetesinden Aysel Yücel’in haberine göre; böylece, pandemi koşullarının etkili olduğu Eylül 2021’den bu yana ikinci elde fiyatlar ilk kez düşüş kaydetti. Fiyatlardaki geri çekilmede, sıfır kilometre araçların ikinci elde spekülatif fiyatlarla satışına yönelik caydırıcı önlemlerin de etkili olduğu belirtiliyor.

Otomotiv veri ve analiz şirketi Cardata’nın verilerine göre, ikinci el otomobil fiyatları ağustos ayı itibarıyla düşüşe geçti. Cardata CEO’su Hüsamettin Yalçın, fiyatlardaki düşüşün nedenlerini şöyle özetledi: “Seçimden bu yana ikinci el satışlarında bir düşüş vardı. Düşüş devam ediyor. Satışlardaki daralma temmuz sonu itibarıyla fiyatlara yansımaya başladı. Bunda birkaç majör neden var. Birincisi; sıfır kilometre araçlarda pandemiden bu yana önemli bir sıkıntı olan bulunurluk sorunu önemli ölçüde azaldı. Sıfır kilometre araç bulamayan ikinci el araca yöneliyor bu da fiyatları artırıyordu. Şimdi insanlar sıfır km araç bulabildikleri için ikinci ele talep biraz düşüyor. Alım gücünün düşmesi de fiyatları aşağı çekiyor.”

EBS Danışmanlık’ın verilerine göre, ikinci otomobil satışları bu yıl ilk kez haziran ayında düştü. Haziran ayında satışlar geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 18 düşerek, 710 bin adette kaldı. EBS Danışmanlık Genel Müdürü Erol Şahin, ikinci el araç satışlarındaki düşüşe yönelik şu açıklamayı yaptı: “Piyasa sıkıştı. Sıkışıklık halen devam ediyor. Baz etkisiyle temmuz ayı satışlarında artış olsa da rakamlar haziran ayı altında olacak. artan fiyatlar vatandaşın alım gücünü aşıyor” şeklinde konuştu.

Ekonominin nabzının ikinci elde olduğunu vurgulayan Şahin, “Sıfırı alan yüzde 10’luk belli bir kitle. Alışların yüzde 60’ını 10 yaş üzeri otomobiller oluşturuyor. Türkiye’de ilk 6 ayda satılan sıfır otomobil sayısı 430 bin 372 iken satılan 30 yaş ve üstü otomobil sayısı yaklaşık 448 bin. Türkiye gerçeği bu” diye konuştu.

İkinci otomotiv sektörü temsilcilerinden Otomerkezi CEO’su Muhammed Karakaş, Eylül 2021’den bu yana ikinci el otomobil fiyatlarında ilk kez düşüş olduğunu belirterek, “İkinci el otomobil fiyatlarında ağustosta başlayan düşüşün 15 Eylül’e kadar süreceğini öngörüyoruz. Bu tarihten sonra ise yaz bitiyor, kur da duracak gibi değil. Kur 1-2 lira yukarı kıpırdar. Öyle olunca düşüş durağanlaşır” açıklamasını yaptı.

Döviz ile ikinci el fiyatlarını kıyasladıkları endeksin, yılın ilk yarısına göre yüzde 140’lara kadar yükseldiğini belirten Carvak CEO’su Mehmet Çelikol, “Öngörümüz bunun yıl sonunda yüzde 120’lere düşmesi yönündeydi. Fiyatların döviz bazlı düşüşü bu beklentimizle paralel gerçekleşti. TL bazında önemli fiyat düşüşü görmüyoruz. Ancak sıfır araç arzının artması, ikinci el fi yatının sıfır araç fiyatını geçememesi yönündeki yasal düzenleme ve sezonsallık etkisi ile yaşanan talep düşüşü sebepli Ağustos ayında bazı segmentlerde küçük düşüş görüyoruz” diye konuştu.

Haziran ayında hem bayram öncesi olması hem de fi yat artışı beklentisi sebebiyle ciddi talep artışı gözlendiğini hatırlatan Çelikol, şöyle devam etti: “Temmuz ile birlikte talep düşüşü görmeye başladık ve bu trend Ağustos’ta da devam ediyor. Ancak bu beklediğimiz bir düşüştü, bunu hem yaz ayları hem de bayram sonrasının sezonsallık etkisi olarak değerlendirmek lazım. Eylül ile birlikte geçen yıllarda gördüğümüz gibi tekrar talep artışı gözlemeyi bekliyoruz.”

İkinci el araç piyasasındaki daralmaya karşın, sıfır kilometre araçlarda henüz satışlarda düşüş söz konusu değil. Ancak talepte yavaşlama var. Yüksek enflasyon ve krediye erişimdeki zorluklar nedeniyle sıfır araç pazarında iptaller başlamıştı. Tedarik sorunu nedeniyle pandemiden bu yana birikmiş talep olduğu için sipariş iptalleri henüz satış rakamlarına yansımıyor.

Temmuz ayında yıllık bazda yüzde 115,4’lük rekor artışla 112 bin adeti aşmıştı. Ağustos ayında da biriken talep nedeniyle satışlarda daralma beklenmese de temmuz ayına göre ivmenin hız kesmesi bekleniyor. Talepteki yavaşlamanın satışlara etkisinin son çeyrekte ise daha net görüleceği öngörülüyor.

Paylaşın

Bitcoin 29 Bin 400 Doların Altında; Shiba Inu Ve Solana Sert Yükseldi

ABD enflasyon verileri sonrası Bitcoin (BTC) 29 bin 400 doların altına gerilerken, Ethereum (ETH) ise bin 850 dolar seviyesinin hemen altında işlem görüyor. Solana ve Shiba Inu ise yatırımcısına yüksek oranda kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Kripto para birimleri, ABD enflasyon verileri sonrası yatay bir seyir izliyor…

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 0,50 düşüşle 29 bin 392 dolara gerilerken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0.26 düşüşle bin 847 dolardan işlem görüyor.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 27,1 düşerek yaklaşık 11,57 milyar dolar olurken, piyasa değeri ise 571 milyar dolar civarında. Diğer önde gelen kripto paralardan, Solana ve Shiba Inu ise yatırımcısına yüksek oranda kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 0,25 düşerek 1,17 trilyon dolar civarında işlem görüyor.

Bazı kripto para birimlerinde son durum ise şöyle:

Bitcoin 29,392 dolar, değer kaybı yüzde 0.50
Ethereum 1,847 dolar, değer kaybı yüzde 0.26
Tether 0.9985 dolar, değer kaybı yüzde 0.06
BNB 240 dolar, değer kaybı yüzde 0.69
XRP 0.6329 dolar, değer kazancı yüzde 0.65

Cardano 0.2964 dolar, değer kaybı yüzde 0.47
Dogecoin 0.07563 dolar, değer kaybı yüzde 0.08
Solana 24.52 dolar, değer kazancı yüzde 0.80
Polygon 0.6857 dolar, değer kaybı yüzde 0.04

Litecoin 83.07 dolar, değer kaybı yüzde 1.01
Polkadot 5 dolar, değer kaybı yüzde 0.45
Tron 0.07715 dolar, değer kazancı yüzde 0.47
Shiba Inu 0.00001008 dolar, değer kazancı yüzde 2.94

Paylaşın

Merkez Bankası Açıkladı: Cari Denge 20 Ay Sonra Fazla Verdi

Haziran ayında cari işlemler 674 milyon dolar, çekirdek denge olarak bilinen altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 5,6 milyar dolar fazla verdi. Cari denge en son 2021 Ekim ayında 4,1 milyar dolar olarak fazla vermişti.

Haber Merkezi / Haziran ayında ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 3.697 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 5,19 milyar dolar, bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 4,2 milyar dolar oldu.

Birincil gelir dengesi kalemi 799 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi de 151 milyon dolar net giriş kaydetti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) haziran ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini yayımladı. Buna göre; Haziran ayında cari işlemler hesabı 674 milyon dolar fazla kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 5.584 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 3.697 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 5.019 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 4.203 milyon dolar oldu. Birincil gelir dengesi kalemi 799 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi de 151 milyon dolar net giriş kaydetti.

Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 135 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 1.797 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetleri piyasalarında sırasıyla 1.089 milyon dolar ve 46 milyon dolar net alış yaptığı görüldü.

Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak, bankalar ve diğer sektörler sırasıyla 72 milyon dolar ve 3 milyon dolar net borçlanma gerçekleşti. Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 686 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 1.653 milyon dolar net artış, Türk lirası cinsinden 757 milyon dolar net artış olmak üzere toplam 2.410 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak diğer sektörler 17 milyon dolar net kullanım gerçekleştirirken, Genel Hükümet ve bankalar sırasıyla 97 milyon dolar ve 458 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi. Resmi rezervlerde bu ay 11.200 milyon dolar net artış oldu.

Paylaşın

Kur Artışı Ve Enflasyon Kartlı Harcamalarda Yeni Rekor Getirdi

Yüksek enflasyon ve döviz kurlarında yaşanan artış kartı harcamalarda yeni rekor getirdi. Merkez Bankası verilerine göre, 4 Ağustos haftasında banka kartı ve kredi kartı işlemler tutarı yüzde 2,1 artışla 181,6 milyar TL seviyesine yükseldi.

Kartlı harcamalarda tüketim kategorileri incelendiğinde artışlar genele yayıldığı, bunun yanında en belirgin haftalık artışların hizmet sektörleri, çeşitli gıda ve eğitim-kırtasiye harcamalarında yaşandığı görüldü. Harcamaları azalan az sayıda alt gruplar arasında ise elektrik-elektronik ve mobilya öne çıktı.

Sanayi üretiminde ikinci çeyrekte yıllık bazda gerileme dikkat çekerken, iç tüketime ilişkin göstergelerde yukarı yönlü ivmenin devam ettiği izleniyor.

Bloomberg HT’de yer alan habere göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 4 Ağustos haftasında banka kartı ve kredi kartı işlemler tutarı yüzde 2,1 artışla 181,6 milyar TL seviyesine yükseldi. Böylelikle kartlı harcamalarda yeni rekor görüldü.

Ekonomist Bürümcekçi’nin değerlendirmesine göre bu artışa vergi ve BES ödemelerinin 0,7 milyar TL artış ile sınırlı yukarı yönlü etkide bulunduğu izlendi.

Kartlı harcamalarda tüketim kategorileri incelendiğinde artışlar genele yayıldığı, bunun yanında en belirgin haftalık artışların hizmet sektörleri, çeşitli gıda ve eğitim-kırtasiye harcamalarında yaşandığı görüldü. Harcamaları azalan az sayıda alt gruplar arasında ise elektrik-elektronik ve mobilya öne çıktı.

Bu işlemlerden ayrı olarak açıklanan internet üzerinden yapılan alışverişlerde ise haftalık 2,1 milyar TL azalış ile 57,3 milyar TL’ye düşüş kaydedildi.

Kartlı harcamalarda internet dahil, vergi ve BES ödemeleri hariç toplam alışverişin son 4 haftalık ortalamasının yıllık değişimi de yüzde 152 artış ile hızlanma kaydetti.

Paylaşın